Duyurular
Kadınlarının Haklarının Pazarlık Konusu Edilmesini Kabul Etmiyoruz!, Kadın nafaka
11.02.2022

Kadınlarının Haklarının Pazarlık Konusu Edilmesini Kabul Etmiyoruz!

 

İktidar bloğunun kadınlar üzerinden toplum mühendisliği çalışmaları aralıksız devam ediyor.  Kadınların bin bir türlü mücadelesi ile kazanılan İstanbul Sözleşmesi’ne saldırıdan sonra şimdi de Erdoğan'ın 2019'da açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında Meclis'e sevk edilen yargı paketleriyle gündeme gelen "süresiz nafaka" olarak da adlandırılan ama aslında kadınların nafaka ve boşanma hakkını gasp etmeyi amaçlayan düzenleme yeniden gündemde.

Sadece 2021 yılında en az 280 kadının katledildiği ülkede iktidar ve ortağının bu cinayetleri önlemeye yönelik herhangi bir çalışma yapmayıp meclis mesaisini kadınları daha da çok erkek şiddetinin odağı haline getirecek çalışmalara harcaması izahtan varestedir. Kadını koruyan tüm düzenlemelere düşman olup kadını evlilik birliği içerisinde bir nesne konumuna hapsetmek isteyenler, manipülasyon ve algı operasyonları ile sözde nafaka mağduru erkekleri gerekçe gösterip kadınları istemedikleri evlilik birliğine mecbur bırakmak istemektedirler. Derin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonucu olarak açığa çıkan kadın yoksulluğu sebebi ile kadınların özellikle de şiddet gördükleri evliliklerini sonlandıramadıkları ortadayken nafaka düzenlemesinin gündeme gelmesinin amacı geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştiği, kadının her alanda ikinci planda olduğu, erkek egemenliğinin her alana sirayet ettiği bir toplum yaratmaktır. 

Yaratılan nafaka mağduru erkekler algısının aksine mevcutdüzenlemede nafaka hükümlerinin cinsiyetten bağımsız olupboşanma davasının sona ermesinden sonra maddi olarak zorluğa düşecek olan eş için düzenlenmiş olduğu ve tamamen süresiz olmayıp belli koşulların varlığı halinde kalkabileceği malumun ilanıdır. Nafaka hükümlerinden daha çok kadınların yararlanıyor olmasının sebebi de yine iktidarın erkek yanlısı politikaları ve cinsiyet eşitsizliği sebebi ile kadınların erkeklere nazaran yoksulluktan daha fazla payını almış olmasıdır. 

Bir diğer algı operasyonu ise erkeklerin nafaka ödemekte güçlük çektiğidir. Oysaki yapılan araştırmalar ortaya koymaktadır ki kadınların lehine hükmedilen nafakanın ortalaması 370 TL olup bu miktar kadınların ısınma ihtiyacını dahi karşılayacak bir miktara tekabül etmemektedir. Bilinen diğer bir gerçek ise hükmedilen nafaka miktarları düşük miktarlar olmasına rağmen nafakaların yüzde yetmişe yakını ödenmemektedir.

Kadın hareketinin uzun senelere dayanan mücadeleleri ile elde edilmiş kazanımlarından biri olan nafaka hakkı cinsiyet eşitsizliğini giderme, kadını erkek şiddeti cenderesinden kurtarma çabalarına ilişkin olan mekanizmalardandır.  Bu mekanizmanın ortadan kalkması durumunda kadınlar evlilik içi şiddete daha çok maruz kalacaktır. Çünkü boşanma sebepleri farklılık gösteriyor olsa da dosyaların yüzde 82,9 gibi çok büyük bir oranı kadına yönelik şiddet vakası da içermektedir. Nafaka hakkına böylesi ayrımcı bir müdahale sebebi ile boşanma sonrası kadının düşeceği ekonomik yoksunlukşiddet görüyor olmasına rağmen kadının boşanma iradesini gerçekleştirmesine engel olacaktır. Türkiye CEDAW başta olmak üzere taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde kadını güçlendirmeyi, korumayı, şiddeti önlemeyi ve her türlü ayrımcılığa son vermeyi taahhüt etmiştir. Anayasanın 90. maddesi uyarınca bu sözleşmeler kanun hükmündedir. 

 

ÖHD Kadın Komisyonu olarak önce İstanbul Sözleşmesi şimdi de Medeni Kanun üzerinden kadını yaşamın her alanından koparıp sadece evlilik içinde ‘ anne ve eş ’ rolüne veömür boyu sürecek bir şiddet cenderesine hapsetmek istediğinizin farkındayız. Bizler cinsiyetçi düzenlemeler ile kadınlar için eşitsiz bir toplum dizayn etmeye çalıştığınızın farkındayız. Yasamaya asıl görevinin erkelerin cüzdanını düşünmek değil toplumsal sorunlara çözüm bulmak, kadın yoksulluğu ve kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. ÖHD’li kadınlar olarak tüm kadınlara,  hayatlarımızın ve haklarımızın politik pazarlıklara konu olmasına izin vermeyeceğimizin ve toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanana kadar mücadelemizden bir an için bile olsa geri adım atmayacağımızın sözünü veriyoruz.
 

ÖHD KADIN KOMİSYONU