Duyurular
YARGITAY’ IN JİTEM DAVASINA İLİŞKİN KARARI HAKKINDA AÇIKLAMAMIZ, YARGITAY’ IN JİTEM DAVASINA İLİŞKİN KARARI HAKKINDA AÇIKLAMAMIZ
15.10.2024

YARGITAY’ IN JİTEM DAVASINA İLİŞKİN KARARI HAKKINDA AÇIKLAMAMIZ

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve kamuoyunda “JİTEM” davası olarak bilinen davada tüm sanıklar hakkında beraat kararı 26/05/2023 tarihinde verilmişti. Temyiz incelemesinde olan dosya; Yargıtay 1.Ceza Dairesi tarafından 15/10/2024 tarihi itibariyle onanarak temyiz talepleri reddedilmiştir. Sanıklar arasında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken ve Özel Harekât Polislerinin olduğu davada Türkiye yargısı failleri korumak için dava süreci boyunca bir cezasızlık duvarı ördü. Genel merkez düzeyinde takip ettiğimiz JİTEM davasında bir tuğlanın çekilerek cezasızlık duvarın yıkılması ve adil bir sonuç alma çabalarımız yargı erkinin hak ve hukuk kuramından uzak ‘onama ve düşme kararları’ ile sonuçlandırıldı.

 

Bu tutum ve alınan kararlar ülkenin insan hakları ve hukukunun karanlık bir karnesidir. Bu karar sadece vicdana değil tüm hukuki ilkelere aykırıdır. Yargının bu tür kararlarda ısrar etmesi, ülkenin sürüklendiği karanlığı artırmaktadır.

 

Kolluk güçlerine uygulanan sistemli cezasızlık, sadece işkence gören veya katledilen insanların ve yakınlarının, Kürt halkının, adalet arayan yurttaşların değil; başta Adalet Bakanı olmak üzere tüm yargı kurumlarının da sorunudur. “İşkence insanlık suçudur ve zaman aşımına tabi değildir” ifadesini dillerinden düşürmeyen yetkililer, gözaltında kaybetme politikasını uygulayanların, işkence ve kötü muamele emirlerini verenlerin yargı önünde hesap vermemelerine bir tek söz söylememektedir.

 

90’lı yıllarda ülkenin çeşitli illerinde Kürt halkına karşı işlenen cinayetlerle ilgili hemen hemen tüm dosyalarda, sanıklar için skandal yargılamalar yapılmış, cezasızlık esas işleyiş haline gelmiştir. Mağdurların hakikate ulaşma yönünde yaklaşık 30 yıl boyunca yaşadıkları temkinli umut hali, gelinen aşamada yerini umutsuzluğa bırakmış durumdadır. Suçların işlendiği dönemden yıllar sonra ortaya çıkan siyasi atmosfer ile yüzleşme ve hesaplaşmaya dair siyasi irade, Türkiye’nin demokratikleşmesi yolunda da önemli bir imkân sunmakta iken ne yazık ki 2000’li yılların başında haklarında güçlü iddianameler hazırlanan ve ağır hapis cezaları talep edilen, insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla yargılanan üst düzey rütbeli kamu görevlileri ve askerler ile etraflarında çeteleşen itirafçı ve korucuların bugün teker teker aklandıkları bir tablo ortaya çıkmıştır. Bugün JİTEM davasında da buna tanıklık edilmiştir.

 

Tüm kayıplarımız için adalet talebimizi her mecrada sürdüreceğimizi ve adaletin tecelli edebilmesi için vermiş olduğumuz mücadeleye her alanda devam edeceğimizi belirtiyor, yargı organlarının yaygınlaşan cezasızlık pratiğine son vererek etkin bir yargılama süreci yürütmesi talebimizi yineliyoruz.

 

            ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ