Duyurular
UMUT HAKKI BÜLTENİ SAYI 1, umut hakkı,tecrit,ÖCALAN,ABDULLAH ÖCALAN,HAPİSHANE,İMRALI ADASI ,ÇÖZÜM SÜRECİ ,UMUT HAKKI NEDİR
22.05.2025

UMUT HAKKI BÜLTENİ SAYI 1

UMUT HAKKINA DAİR AİHM KARARLARI ; 11 YIL 2 AY 4 GÜNDÜR UYGULANMIYOR!

Umut hakkı, evrensel anlamda ölüm cezasının insan haklarına aykırılığının gündeme gelmesi ile ortaya çıkmış bir kavramdır. Yaşamanın/hayatın yadsınamaz değeri, ölüm cezasının suçların azaltılmasındaki işlevsizliği ve ailelerinin yaşadığı adaletsizlikler temelinde, insani, etik ve cezai boyutları ile tepki toplayan bu uygulama, uzun yıllar hukuki alanda ve kamuoyunda verilen mücadelelerin sonucunda, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, birçok ülkede yasaklanmıştır. Ölüm cezasına yönelik güncel tartışmaların aldığı son noktayı İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin 2010 tarihli bir kararı ile görmek mümkündür.   “Umut Hakkı” kapsamında verilen ihlal kararları doğrultusunda Türkiye’ nin yapısal değişikliği gerçekleştirecek yasal düzenlemeleri sağlaması ve tahliye imkanı olmayan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kaldırılmasına yönelik mekanizmalar öngörmesi gerekmektedir.

Umut Hakkı Nedir?

Umut hakkı, evrensel anlamda ölüm cezasının insan haklarına aykırılığının gündeme gelmesi ile ortaya çıkmış bir kavramdır. Yaşamanın/hayatın yadsınamaz değeri, ölüm cezasının suçların azaltılmasındaki işlevsizliği ve ailelerinin yaşadığı adaletsizlikler temelinde, insani, etik ve cezai boyutları ile tepki toplayan bu uygulama, uzun yıllar hukuki alanda ve kamuoyunda verilen mücadelelerin sonucunda, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, birçok ülkede yasaklanmıştır. Ölüm cezasına yönelik güncel tartışmaların aldığı son noktayı İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin 2010 tarihli bir kararı ile görmek mümkündür. Bilindiği üzere İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin yaşama hakkını koruyan 2. maddesinde; “yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın infaz edilmesi dışında, hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemez” ifadesi yer almaktadır. Sözleşme’nin bu açık hükmüne rağmen oluşturduğu içtihatlarla ölüm cezasına karşı oldukça mesafeli sayılabilecek bir tutum benimseyen AİHM, 2010 tarihli AlSaadoon and Mufdhi - Birlleşik Krallık kararında, bu yaptırımın uygulanmasına ilişkin kesin görüşünü belirtmiştir. Aslında Türkiye Cumhuriyeti’nde 2002 yılına kadar infazı gerçekleştirilmeyen idam cezaları da dâhil olmak üzere, koşullu salıverilmenin öngörülmediği herhangi bir cezai yaptırım yasada ya da uygulamada söz konusu değildi. 2002’de yürürlüğe giren 4771 No'lu Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile bu tarihe kadar idam cezası almış olan kişilerin cezaları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi ve ilk defa yasada tahliye umudu olmayan hapis cezası “terör” suçluları üzerinden tanımlandı. Yasa kapsamında “idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen terör suçluları hakkında (...) şartla salıverilmeye ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bunlar hakkında müebbet ağır hapis cezası ölünceye kadar devam eder.”  düzenlemesine yer verildi.  10 Mart 2001’de AB üyeliği için ülkelerin yerine getirmesi gereken kıstasları belirleyen Kopenhag Kriterleri’nin nasıl uygulanacağına ilişkin düzenlenen Ulusal Program  kabul edildi. Program kapsamında 2001 yılının Ekim ayında savaş ve yakın savaş tehdidi ile terör suçları dışında idam cezası kaldırılacağı düzenlendi. Yine Türkiye bu programda yaşam hakkına özüne dokunulmayacağı yönünde taahhütte bulundu.  2003 yılında ise idam cezasını savaş ve yakın savaş tehdidi dışında yaşama hakkı ihlali sayan AİHS 6 No'lu Ek Protokol’ü imzalayarak aynı yıl içinde yürürlüğe soktu. 2004 yılında ise “Ölüm Cezasının Kaldırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” ile idam cezası yasaklandı  ve idama ilişkin tüm hükümler ağırlaştırılmış müebbet cezası ile ikame edildi. Son olarak İdam cezasını tamamen yasaklayan AİHS 13 No'lu Ek Protokol ise 2006 yılında onaylandı. Umut hakkı AİHM’in Al-Saadoon and Mufdhi - Birleşik Krallık kararında da görülebileceği şekilde, ölüm cezasına ilişkin yaklaşımların değişmeye başladığı süreçte filizlenmiş bir kavramdır. Bir başka anlatımla, bir cezalandırma aracı olarak ölüm cezası uygulamasından gittikçe uzaklaşılmaya başlanılmış olması, bu cezanın yerine ikame edilecek başka bir cezanın yaygın kullanımını gerektirmiştir; bu da ömür boyu hapis cezasıdır. 02 ÖHD - UMUT HAKKI BÜLTENİ| SAYI 1Azaltılamaz/indirilemez ömür boyu hapis cezası terimi ilk bakışta bir çelişki uyandırabilirse de, bu terim müebbet hapis cezasının uygulanış biçimi ile ilgilidir. Nitekim 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 107/2. maddesine göre, “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmi dört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.” Fakat yine aynı kanuna göre, kanunun 107/16. maddesinde belirtilen suçlardan birinin, bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde hükümlü koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanamayacaktır. Görüldüğü üzere ömür boyu hapis cezası ilke olarak mahkûmun bu cezayı ömür boyu çekmesi anlamını taşımamakta, ancak belirli koşulların varlığı halinde bu ceza gerçek anlamda bir müebbet hapse dönüşebilmektedir.

BÜLTENE AŞAĞIDAKİ LİNKTEN ERİŞEBİLİRSİNİZ:

https://www.ozgurlukicinhukukcular.org/umut-hakki-bulteni.pdf