Duyurular
KIRŞEHİR HAPİSHANELERİ İZLEME RAPORU, KIRŞEHİR S TİPİ VE KIRŞEHİR YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ İZLEME RAPORU
04.03.2025

KIRŞEHİR HAPİSHANELERİ İZLEME RAPORU

 

 

Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesi ve Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanelerden gelen başvurular, S Tipi Kapalı Hapishanesinde 13 Ocak 2025 tarihinden beri devam eden açlık grevleri ve süregelen hak ihlalleri nedeniyle her iki hapishaneye 20.02.2025 tarihinde heyet ziyareti gerçekleştirilmiştir. TUHAD-FED Ankara Temsilciliği, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şubesi, Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ve DEM Parti milletvekilinden oluşan heyet hem mahpuslarla görüşme gerçekleştirmiş hem de sorunlarla ilgili olarak hapishane yönetimleriyle de görüşmeler yapmıştır.

 

Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesinde 6 mahpus ile Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde de 8 mahpus ile görüşme yapılmıştır. Ayrıca her iki hapishanenin yönetimi ile heyet olarak görüşme gerçekleştirilmiştir.

 

Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesi ve Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde yaşatılan ihlalleri tespit ederek, ilgili kurum ve yetkilileri bilgilendirerek hak ihlallerinin sonlandırılmasını sağlamak, yaşatılan tüm hak ihlallerinin önlenmesi için etkili soruşturma yürütülmesini talep etmek ve hak ihlalleri konusunda kamuoyunu bilgilendirmek amaçlanmıştır.

 

Bu raporda avukatlar tarafından hapishanelerde gerçekleştirilen ziyaretler sonucunda mahpusların aktardıkları bilgiler kullanılmıştır.

 

Ö. B. ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “Su sorununun ciddi şekilde devam ettiğini, temiz suya erişmenin mümkün olmadığını, var olan suyun paslı ve kireçli olduğunu; 6-8 ayda bir görüşe çıkabildiğini, çıktığı zamanlarda ise ancak 45 dk görüş yapabildiğini; müdür değiştikten sonra cezaevi personelinin mahpuslara olan tutumlarının da olumsuz anlamda değiştiğini; kurs ve atölyelerden faydalanamadıklarını, açılmış olan kursların da “hoca bulunmadığı veya hocaların cezaevine gelmekte zorlandıkları için gelmedikleri” gerekçesiyle işlemediğini, bu konuda mahpusların hapishaneye düzenlenen otobüs seferleri ile ilgili belediyeye yazdıklarını, belediyeden gelen yanıtta “sefer sayısının artırıldığının” bildirildiğini, buna rağmen bir iyileşme görülmediğini; kurs imkanı bulunmadığından kendisinin resim defteri ve kalem istediğini, resim defterinin verildiğini ancak resim kalemlerini vermediklerini ve “kendi imkanlarınızla halledersiniz” dediklerini; özellikle Yozgat’tan sevk olan adli mahpusların kendi aralarında sık sık kavga çıkardıklarını, bu kavgalara gardiyanlar ya kayıtsız kaldığını ya da orantısız biçimde çok sert müdahale ettiklerini, bu konuyla ilgili siyasi mahpusların idare gözlem kuruluna yazdıklarını; idare ile yapmak istedikleri görüşmelerde tavırların kötü olduğundan ve ayakta durmaları diretildiğinden idare ile görüşme yapmak istemediklerini; çoğu mahpusa keyfi soruşturmalar açıldığını, örneğin oda arkadaşının, odasında bulunduğu iddia edilen bir kağıt nedeniyle 1 ay etkinliklerden men cezası aldığını, ancak kağıdın içeriğinde ne yazdığı ile ilgili kendisine bilgi verilmediğini; dönüşümlü olarak açlık grevinde olduklarını, personel ve idarenin açlık grevi ile ilgili tavırlarının umursamaz şekilde olduğunu ve “Açlık grevini ne kadar sürdürebilirsiniz ki?” dediklerini” aktarmıştır.

Y.Ö. ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “Dosyasının onanması akabinde tekli odaya, birlikte kaldığı arkadaşları ile hiçbir biçimde irtibat kuramadığı bir bloğa götürüldüğünü; adli ve FETÖ hükümlüsü kimselerle yan yana tutulduğunu, bunun çoklukla gerilime sebep olduğunu; yan hücresinde bulunan Volkan adlı mahpusla sohbet ettiği sırada kullandığı ifadelerin diğer yanındaki hücrede tutulan Serkan Akın adlı mahpus tarafından idareye gerçek dışı biçimlerde iletildiğini, bu nedenle kendisine soruşturma açılarak 11 gün disiplin cezası verildiğini; aile görüşlerinin görüşçülerin tek tek ve toplam görüş süresi görüşçü sayısına bölünerek yapıldığını, bu nedenle Diyarbakır’da yerleşik olan ailesine gelmemeleri yönünde telkinde bulunduğunu; FETÖ hükümlüsü ve adli mahpusların havalandırmadan 2 saat yararlandırıldığını ancak kendisinin yalnızca 1 saat havalandırmaya çıkabildiğini; sık sık yapılan aramalarda devamlı olarak el yazılarına ve çalışmalarına el konulduğu, daha öncesinde el konularak incelenen defterine tekrar el konulduğunu, aylardır geri verilmediğini; mektuplarına, suç duyurusu dilekçelerine ve başvurularına idare tarafından el konulduğunu, ısrarla ve yazılı olarak talep etmesine rağmen dilekçelerinin çıkış ve takip numaralarının kendisine verilmediğini, bu hususta suç duyurusunda bulunmasına rağmen bu suç duyurusunun da takip numarasının verilmediğini, neticede artık dilekçe vermeyi bıraktığını; kendisiyle aynı suçtan tutuklu bulunan mahpuslarla bir arada tutulmayı talep ettiğini” aktarmıştır.

V.A.  ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “03.02.2025 tarihinde yapılan avukat görüşünde aktardığı ‘Koğuşların bir anda değiştirilmesi, özellikle bazı özel günlerde bu türden hadiselerin yaşandığı, bu yanıyla idarenin yaklaşımlarının ideolojik olması yeni kurum müdürünün taleplere rağmen kendileriyle hiç görüşme yapmaması, ağız içi arama dayatmasının devam etmesi ve ağır hasta olanlar dışında hiçbir mahpusun hastaneye gidememesi, kurum koşulları nedeniyle intiharların yaşanması, genel olarak adli mahpuslar arasında yaşanan tartışmalara ve fiziki kavgalara infaz koruma memurlarınca kayıtsız kalınması, kendilerince uyarı yapıldığında “öldürsünler birbirlerini” şeklinde söylemlerin olduğu, başka mahpuslarla kalma şeklindeki taleplerinin 1 yılı geçkin süredir kabul görmemesi, özellikle aileleri aynı ilde yaşayan mahpusların aile görüşlerini denk getirmek adına birlikte kalmak istendiği ancak idarece bu talebin örgütsel olarak değerlendirilerek reddedilmesi, spor hakkının süresinin kısaltılması ve öncesinde 3 koğuş olarak çıkarılırken yeni müdürün gelişiyle birlikte 2 koğuş olarak çıkarılmaları, aile görüş süresinin 45 dakikaya düşürülmesi’ sorunlarının artarak devam ettiğini; dilekçe ve başvurularının çıkışlarına dair takip numarası verilmediğini, kendisinin bu durumu telefon görüşmesinde avukatına ilettiğini ve ancak bu görüşmeden bir hafta sonra evrak numarasının kendisine verildiğini; ihlallerin giderek artması ve idare ile herhangi bir görüşme yapılaması nedeniyle 1 ayı geçkin bir süredir devam eden açlık grevi eyleminin ‘7 gün, 1 mahpus şeklinde’ devam ettiğini; psikolojik problemleri ve saldırgan tavırları olan M. D. adlı mahpusun idare tarafından kendilerinin yanına verildiğini, kendilerinin durumu yazılı ve sözlü olarak kurum ve bakanlığa bildirmelerine rağmen mahpusu kendileriyle tutmak konusunda dayatmada bulunulduğunu, M. D. tarafından fiziksel saldırıya uğradığını ancak bu bildirimlere rağmen kendisine soruşturma açıldığını; kurul görüşmelerinde “asker polis öldüğünde mutlu oluyor musun” içerikte provokatif sorular sorulduğunu, bazı kurum personellerinin ideolojik yaklaşımlarının olduğunu; yeni müdürün gelişinden önce odalara tıraş için gelindiğini ancak uzun süredir bu uygulamanın kaldırıldığını, tıraş olamadıklarını; yemeklerin kaynar vaziyette ve plastik kaplara konularak verildiğini, kendilerince çelik karavanalar ile yemeklerin verilmesine dair 1 senedir talepte bulunduklarını ancak hala taleplerinin karşılık bulmadığını, bu durumun sağlık ve hijyen yönünden ciddi sıkıntılara yol açtığını; yemeklerin porsiyonlarını az ve genellikle besin değerinin düşük, erişte ve makarna türünden yemeklerin verildiğini; hastane sevklerinin çok uzun sürdüğünü, randevu bulunamadığını, kurum hekiminin ideolojik ve ayrımcı yaklaşımlarının olduğunu; su probleminin devam ettiğini, suların günün kısıtlı saatlerinde ve çoklukla çamurlu aktığını; adli mahpusların 12 kişi çıkarıldığı spor faaliyetlerine kendilerinin 5 kişi olarak çıkarıldığını; mektup ve posta gönderimlerinin çok pahalı olduğu; H. B., C. İ., E. Y., A. N. ve H. G.’nin koşullu salıverilmelerinin engellendiğini; odalara kabinli telefon konulması uygulamasına henüz teknik sorunlar çözülemediği için geçilemediğini; ağız içi arama dayatması nedeniyle hastaneye gidemediklerinden ciddi sağlık sorunlarının baş gösterdiğini, kendisinin kolesterol hastası olduğunu, ciddi düzeyde unutkanlık başladığı; cezası kesinleşen Y.Ö.’nün kendilerinden uzakta bir hücreye götürüldüğünü ve adli mahpuslarla bir arada kaldığını, kendilerine yakın bir hücreye getirilmesini talep ettikleri; aynı suç tipinden tutuklu bulunan diğer mahpuslarla olabilecek en makul düzeyde yan yana getirilmek, soyut olarak kurum güvenliğiyle gerekçelendirilen keyfi disiplin cezalarına son verilmesi, aile görüşlerinin ailesi aynı bölgede yaşayan mahpuslar için aynı güne verilmesi, tahliyesi engellenen mahpuslara dair yaklaşımdan vazgeçilmesi, ağız içi arama dayatmasına son verilmesi, idare ile yapılan görüşmelerde mahpuslara ayakta ve eller bağlı durmanın dayatılmasından vazgeçilmesi, spor, sohbet, atölye ve kurs faaliyetlerin hakları olan gibi kullandırılması şeklinde taleplerinin olduğunu” aktarmıştır.

N. K.  ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “Hastaneye sevk sırasında kendisine ağız içi araması dayatıldığı için bir yılı aşkın süredir muayene olmadığını, bu uygulama nedeniyle sağlık hizmetlerine erişiminin kısıtlandığını; aile görüşmelerinin 40-45 dakika ile sınırlı olduğunu, bu sürenin çok kısa olduğunu ve mahpusların aileleriyle yeterli iletişim kurmalarını engellediğini; aileleri tarafından getirilen eşyaların cezaevi yönetimi tarafından kabul edilmediğini; cezaevi idaresiyle yapılan görüşmelerin ayakta gerçekleştirildiğini ve bu nedenle kendilerini yeterince ifade edemediklerini; kurs, atölye çalışmaları veya herhangi bir etkinliğin düzenlenmediğini; spor için mahpusların yalnızca 6 kişilik gruplar halinde çıkarıldığını, ancak ‘mevzuata göre en az 10 kişi olması gerektiğinin’ belirtildiğini, grup sayısının yetersiz olması nedeniyle birçok spor aktivitesinin gerçekleştirilemediğini; hiçbir somut gerekçe olmaksızın mahpusların oda değişikliklerine maruz bırakıldığını; adli mahpuslar arasında sık sık olayların yaşandığını, cezaevi yönetiminin bu olaylara müdahale etmediğini ve bazı durumlarda adli mahpuslar arasında intihar vakalarının gerçekleştiğini; cezaevi yönetimi tarafından suç türüne bağlı olarak mahpuslar arasında ayrımcılık yapıldığını; mahpusların cezaevi koşullarıyla ilgili idareye sunduğu dilekçelere cevap verilmediğini; yoğun su sorunu yaşadıklarını, suların çok pis olduğunu ve günün sadece sınırlı sürelerinde su verildiğini; cezaevindeki sorunlara dikkat çekmek amacıyla süreli açlık grevlerinin yapıldığını” aktarmıştır.

 

A.A.  ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “16 yıldır cezaevinde olduğu, 11 ay önce Balıkesir/Kepsut L Tipi Kapalı Hapishanesi’nden sürgün geldiğini, koşullu salıverilmesine 3 yıl kaldığı; S. A. ile halihazırda aynı koridorda tutulduğunu” aktarmıştır.

C.A. ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “Kapı vurma eylemi nedeniyle 10 ayrı ve 2 aylık hücre cezası verildiğini” aktarmıştır.

M.S. ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “Su sorununun ciddi şekilde mevcut olduğunu; ağırlaştırılmış müebbet cezası almayanların dahi tek başına kaldığını, bu konuda Adalet Bakanlığı ve savcılığa yazdığı dilekçelere cevap alamadığını; geçen aylarda yaptıkları eylemden sonra bazı mahpuslara 18 ay açık görüş yasağı verildiğini; hijyen sorunlarının bir türlü çözülmediğini, örneğin tuvalet bölümünde çamaşır kurutmak zorunda kaldıklarını, çamaşır ipi almak istediklerinde kabul edilmediğini, atletlerden çamaşır ipi yaptıklarında da el konulduğunu; temizlik malzemeleri ile gıdaların aynı yerde durduğunu, gıdaların diğerleriyle temas etmemesi için saklama kabı talep ettiklerinde kabul edilmediğini, satın aldıkları gıdaların paketlerini atmayarak saklama kabı olarak kullanmaya çalıştıklarını; havalandırmaya en fazla ikişerli gruplar halinde çıkabildiklerini; bazı hükümlülerin altışar kişilik gruplarla çıkabildiğini, farklı suçlardan hükümlü olanlar arasından farklı uygulamalar yapıldığını, örneğin kendileri havalandırma hakkından 1,5 saat faydalanırken farklı dosyalardan hükümlü olanların 2 saat faydalandığını; mahpusların karşılaştıkları alanlarda selamlaşmalarının engellendiğini; oda aramalarının çok sık yapıldığını, bazen haftada 2-3 kez arama yapıldığını, her seferinde ortalığı çok dağıttıklarını, 2 çakmak, 2 tırnak makası vb. bulunduğunda birine el konulduğunu; yazdıkları yazılara el konularak incelemeye götürüldüğünü, incelemeden gelen yazı bir sonraki aramada tekrar incelemeye götürülebildiğini, ‘incelenen yazıların üzerine kaşe basılmasını ve tekrar alınmamasını’ talep ettiklerinde kabul edilmediğini; talep ettiği halde 1 aydır kendisine kalem verilmediğini; havalandırmaya girip çıkarken, görüşe girip çıkarken her seferinde ayakkabı çıkartılmasının dayatıldığını, sürekli olarak tutanak tutmakla tehdit edildiklerini; astım hastası olduğunu, ilaç ve revir hakkında çok zorluk çektiğini, ilaçların aylarca geciktiğini, cildiye uzmanının gerekli gördüğü ve yazdığı kimi ilaçları cezaevi doktorunun yazmadığını; ağız içi aramaların devam ettiğini; lise öğrenimi için kaydolmak istediğinde yeni kimlik çıkartmasının gerektiğini ve 1,5 yıl boyunca yeni kimliğini beklediğini, bu süre içerisinde liseye kaydolmaktan vazgeçtiğini; kurs ve atölyelerden faydalanamadıklarını, adli mahpusların ve farklı siyasi dosyalardan hükümlü olan mahpusların kurslardan faydalandığını, İngilizce ve bağlama kursuna gidemediğini; görüşlerin kimi zaman 45 dakika bile sürmediğini; bazı kitapların sırf Kürtçe oldukları için verilmediğini, içerikleri siyasi olmasa da yalnızca dilinden dolayı verilmediğini; bir dönem telefonda Kürtçe konuşulurken telefonların kesilmesi uygulamasının son bulduğunu” aktarmıştır.

M.Ş.Y. ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “Su sorununun çok büyük olduğunu, çoğu zaman temizlik yaptıktan sonra daha fazla kirlettiklerini düşündüklerini, mahpusların içme sularını birbirleriyle paylaşmalarına izin verilmediğini; yapılan eylemler sonrası bazı iyileşmelerin olduğunu, spor salonu kullanımının 2 ayda birden ayda bire çıkarıldığını, açık havadan yararlanma hakkının 1,5 saate çıkarıldığını, kurslardan faydalanamadıklarını, farklı mahpus gruplarından sonra kurslardan faydalanacaklarını, atölyeler için  de hoca/personel olmadığını ilettiklerini; telefonda Kürtçe konuşulurken görüşmenin kesilmesi sorununun çözüldüğünü; eylemler sonrası 30-35 kişiye 2 yıl görüş cezası verildiğini; müdür 2 ay önce kendisini çağırdığını ve ‘Üçlü odalardaki kameraların zaman içerisinde kaldırılacağını’ söylediğini; özellikle Aram yayınevinden gelen kitaplar Türkçe/Kürtçe olduğu fark etmeksizin “ideolojilerini güçlendireceği” gerekçesiyle kendilerine verilmediğini, diğer yayınevlerinden çıkan Kürtçe kitapların verilmemesi gibi bir durum bulunmadığını, içeriğine göre karar verildiğini” aktarmıştır.

F.D. ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “Cezaevine girmeden önce ve sonrasında psikiyatrik hastalıkları olduğunu, hapishaneye girmeden önce intihar girişimlerinde bulunduğunu, ancak psikiyatrik tedavisini tamamladığını ve artık intihar girişimlerinde bulunmadığını, geçmişteki intihar girişimlerinden kaynaklı bazı sağlık sorunları yaşadığını, vücudunda ve midesinde çivi, jilet, pil gibi metal nesneler bulunduğunu ve bunların alınması gerektiğini, ancak, hekim tarafından ameliyata uygun görülmediğini; ailesinin yaşlı olması sebebiyle Mardin’den ziyaretine gelemediğini, bu nedenle ailesiyle yüz yüze görüşme imkanının olmadığını; cezaevi koşullarının çok zor olduğunu, başka bir cezaevine sevk edilme talebinde bulunduğunu” aktarmıştır.

B.M. ile 20.02.2025 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede; “Diğer mahpuslarla iletişim kurmada büyük zorluk yaşadığını, havalandırma sürelerinin uzun bir süredir günde yalnızca 1 saatle sınırlandırıldığını, son bir haftadır ise 1 saat 30 dakikaya çıkarıldığını ancak bu sürenin halen yetersiz olduğunu; sohbet haklarının keyfi biçimde kısıtlandığını ve kullanılmasına izin verilmediğini; cezaevinde yoğun bir su sorunu yaşandığını, suların kirli olduğunu ve yalnızca belirli saatlerde kısıtlı şekilde verildiğini; ağız içi aramayı kabul etmediği gerekçesiyle sağlık hizmetlerinden faydalanamadığını, bu sebeple muayene edilmediğini; infazının 3 ay önce tamamlanmış olmasına rağmen, cezaevi komisyonu tarafından hukuka aykırı şekilde infazının 6 ay daha uzatıldığını; cezaevinde kurs, atölye ve benzeri etkinliklerin hiç düzenlenmediğini, mahpusların sosyalleşme imkanlarının tamamen kısıtlandığını; oda aramalarında, mahpuslara ait eşyaların dağıtıldığını ve zarar gördüğünü, aramalar sırasında kameraların açılarının değiştirilerek ihlallerin kayıt altına alınmasının engellendiğini; Yüksek güvenlikli cezaevinde mahpusların kendi temsilcilerinin bulunduğunu, ancak cezaevi idaresinin bu temsilcileri tanımadığını ve muhatap almadığını” aktarmıştır.

 

Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesi

  • Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesinde sorunların çözümü talepli olarak dönüşümlü açlık grevi 7 gün 1 mahpus şeklinde devam ediyor.
  • Kullanım suyu kirli ve paslı akıyor, kullanım uygun değil.
  • Mahpuslar kurs ve atölyelerden faydalanamıyor, açılan kurslar da "hoca bulunmadığı veya hocaların cezaevine gelmekte zorlandıkları için gelmedikleri" gibi gerekçelerle devam edemiyor.
  • Yozgat'tan sevk ile gelmiş adli mahpusların kendi aralarında sık sık kavga ettiği, görevlilerin buna müdahale etmediği, siyasi mahpusların bu konu için dilekçe verdikleri ancak çözülmediği öğrenilmiştir.
  • Yaşanan sorunlar için idare ile yapmak istedikleri görüşmelerde, mahpusların ayakta durması dayatıldığı için görüşme yapılamıyor.
  • Mahpuslara sürekli olarak keyfi soruşturmalar açılıyor.
  • Mahpuslar aynı dosyadan yargılanmış oldukları arkadaşlarından uzak bloklarda tutuluyor ve aralarına adli ve farklı gruplar yerleştiriliyor.
  • Mahpusların açık-kapalı aile görüşleri toplam süre gelen kişilere bölünerek yapılıyor, bu da pratikte aile görüş hakkını engelleyen bir uygulamaya dönüşüyor ve toplam aile görüşmeleri 45 dakika ile sınırlanıyor.
  • Aileler tarafından getirilen eşyalar idare tarafından kabul edilmiyor.
  • Adli ve diğer dosyalardan ceza almış olan mahpuslar havalandırma hakkından 2 saat yararlanırken ve siyasi mahpuslar 1- 1,5 saat yararlandırılıyor.
  • Oda aramaları sık yapılıyor ve yapılan aramalarda mahpusların el yazılarına ve çalışmalara el konuluyor.
  • Mahpusların yazdığı mektuplara ve dilekçelere idare tarafından el konuluyor, dilekçelerin çıkış tarih ve numaraları mahpuslara verilmiyor.
  • Mektup ve diğer posta gönderimleri pahalı.
  • Hastane sevklerinde ağız içi arama dayatması nedeniyle mahpusların tedavileri engelleniyor. Uzun süredir tedavi olamayan mahpuslar var.
  • Hapishanede intihar vakaları meydana geliyor.
  • Spor yapma hakları kısıtlamış, daha önce 3 koğuş olarak spora çıkabiliyorken kurum müdürünün değişmesi ile 2 koğuş çıkmak zorunda bırakılmışlar.
  • Bir mahpus, psikolojik sorunları olduğunu iddia ettiği başka bir mahpus tarafından saldırıya uğramış.
  • Kurul görüşmelerinde kurul üyeleri tarafından mahpuslara ideolojik sorular sorulmakta ve mahpuslar düşüncelerini açıklama zorlanmaktadırlar.
  • Yemekler kaynar vaziyette ve plastik kaplarda verilmektedir. Bu plastik kaplar sağlığa uygun değil ancak mahpusların metal kap verilmesi talepleri kabul edilmiyor.
  • Verilen yemeklerin porsiyonları küçük ve besin değerleri düşük.
  • Hastane sevkleri uzun sürüyor ve randevu alınamıyor.
  • Kurum hekimin mahpuslara yaklaşımı ideolojik ve ayrımcı bir şekilde sürüyor.
  • Adli mahpuslar spora 12 kişi çıkmalarına rağmen siyasi mahpuslar 5-6 kişi çıkarılıyor. Mevzuatta en az 10 kişi çıkılması yazılmasına rağmen bu hak mahpuslara verilmiyor.
  • Mahpusların koşullu salıverilmeleri ve denetimli serbestlik hakları İdare ve Gözlem Kurulunun soyu ve subjektif kararlarıyla engelleniyor. En son olarak H. B., C. İ., E. Y., A. N. ve H. G.’nin koşullu salıverilmeleri engellenmiştir.
  • Görüntülü konuşma ACEP kabinleri teknik sorunlardan kaynaklı olarak kurulamamıştır.
  • Mahpusların kendi istekleri dışında oda değişimleri yapılıyor.

Kırşehir Yüksek Güvenlikli Tipi Kapalı Hapishanesi

  • Kullanım suyu kirli ve paslı akıyor, kullanım uygun değil. Mahpusların içme sularını birbirleriyle paylaşmalarına izin verilmiyor.
  • Kapı vurma eylemi nedeniyle mahpuslara 10 ayrı ve 2 aylık hücre cezası, 35-40 mahpusa 18 ay görüş yasağı verilmiştir.
  • Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde mahpuslar tek kişilik hücrelerde tecrit altında tutuluyor.
  • Hijyen sorunları mevcut ve mahpuslar çamaşırlarını tuvalet bölümünde kurutmak zorunda kalıyorlar. Çamaşır ipi almak istediklerinde kabul edilmiyor, atletlerden çamaşır ipi yaptıklarında da el konuluyor.
  • Mahpuslar, temizlik malzemeleri ile gıdaların aynı yerde durduğunu, gıdaların diğerleriyle temas etmemesi için saklama kabı talep ettiklerinde kabul edilmediğini, satın aldıkları gıdaların paketlerini atmayarak saklama kabı olarak kullanmaya çalıştıklarını aktarmışlardır.
  • Havalandırmaya en fazla ikişerli gruplar halinde ve 1,5 saat çıkabiliyorlar; FETÖ dosyasından hükümlü olanlar ise altışar kişilik gruplarla 2 saat havalandırmaya çıkıyor.
  • Mahpusların karşılaştıkları alanlarda birbirleriyle selamlaşmaları engelleniyor.
  • Oda aramalarının çok sık, bazen haftada 2-3 kez arama yapılıyor, her seferinde ortalığı eşyalar dağıtılıyor ve eşyaların bir kısmı alınıyor.
  • Oda aramalarında mahpusların yazdıkları yazılara el konularak incelemeye götürülüyor, incelemeden gelen yazı bir sonraki aramada tekrar incelemeye götürülebiliyor, ‘incelenen yazıların üzerine kaşe basılmasını ve tekrar alınmamasını’ talep ettiklerinde kabul edilmiyor.
  • Mahpuslara, havalandırmaya girip çıkarken, görüşe girip çıkarken her seferinde ayakkabı çıkartılması dayatılıyor ve sürekli olarak tutanak tutmakla tehdit ediliyorlar.
  • Hastane sevklerinde ağız içi arama dayatması nedeniyle mahpusların tedavileri engelleniyor. Uzun süredir tedavi olamayan mahpuslar var.
  • Hasta olan mahpuslar, revire çıkma ve ilaç alma ile ilgili zorluk çekiyor, ilaçlar aylarca geciktiriliyor. Uzman doktorun gerekli görüp yazdığı ilacı cezaevi doktoru yazmıyor.
  • Mahpusların eğitim hakkı engelleniyor. Bir mahpus lise öğrenimi için kaydolmak istediğinde yeni kimlik çıkartmasının gerektiği söylenmiş ve 1,5 yıl boyunca yeni kimliğini beklemek zorunda kalmış ve bu süre içerisinde liseye kaydolmaktan vazgeçmiştir.
  • Mahpuslar kurs ve atölyelerden faydalanamıyorlar.
  • Mahpusların açık-kapalı aile görüşleri 45 dakika ile sınırlanıyor.
  • Kürtçe kitaplar içeriğine göre mahpuslara verilmiyor.
  • Aram yayınevinden gelen kitaplar Türkçe/Kürtçe olduğu fark etmeksizin “ideolojilerini güçlendireceği” gerekçesiyle mahpuslara verilmiyor.
  • Vücudunda ve midesinde metal nesneler bulunan bir mahpusun ameliyatı, doktor tarafından “Ameliyata uygun değil” gerekçesiyle yapılmıyor.
  • Mahpuslar ailelerinden uzak hapishanelerde tutuluyorlar ve ailelerine yakın hapishanelere sevk talepleri kabul edilmiyor.
  • Mahpusların koşullu salıverilmeleri ve denetimli serbestlik hakları İdare ve Gözlem Kurulunun soyu ve subjektif kararlarıyla engelleniyor. En son olarak B. M.’nin koşullu salıverilmesi engellenmiştir.

 

  • BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 10. maddesinde açık bir şekilde “Özgürlüğünden yoksun bırakılmış̧ kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir” denilmektedir. Yine BM Mahpusların Islahı İçin Temel Prensiplerin 1. maddesinde; “Bütün mahpuslara doğuştan sahip oldukları insanlık onurunun ve değerin gerektirdiği saygıyla muamele yapılır” denilmektedir. Mahpuslar tarafından, Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesinde ve Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde insanlık onuruna yakışır muamele yapılmadığı, temiz suya ve gıdaya erişemediği, hasta olanların tedavilerinin aksatıldığı, iletişim ve bilgi edinme hakları engellendiği, tahliyelerinin engellendiği, ayrımcılığa uğradığı ve daha pek çok hak ihlallerine maruz kaldıkları aktarılmıştır.  
  • Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 4. Maddesine göre, “Kurumlarda hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddi ve manevi koşullar altında çektirilir.”  5. Maddesine göre ise “Kurumlarda, hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.”
  • AİHS’nin 14. maddesinde düzenlenen “Ayrımcılık Yasağı” ilkesine göre “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”
  • Hapishanelerde meydana gelen en önemli hak ihlallerden biri de yaşam alanlarını görecek şekilde takılmış olan kameralar gelmektedir. Bu kameralarla mahpusların özel alanları gözetlenerek mahremiyet hakları ihlal edilmektedir. Oysa özel hayata saygı hakkı mahpuslar için de geçerli bir haktır ve yasalarla ve uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmıştır.

ANAYASA Madde 20. Özel hayatın gizliliği; Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

AİHS Madde 8. Özel ve aile hayatına saygı hakkı; Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

  • Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin revir ya da kampüs hastanelerinde yapılamadığı takdirde bir üst sağlık kuruluşuna sevk edilerek yapılması sağlanmalıdır.  Ağız içi arama ve kelepçeli muayene uygulamasından vazgeçilmelidir.
  • Yeterli ve sağlıklı beslenmek temel insan hakkıdır. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, barsak hastalıkları vb kronik, kanser gibi ağır hastalıkları olan ve vegan-vejetaryen olan mahpusların  cezaevi doktoru ile de görüşülerek diyet yemek almaları sağlanmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ebedin Abi/Türkiye (B.No: 10839/09, 13/3/2018) bireysel başvurusunda hasta tutuklu veya hükümlüye diyete uygun yemek sağlanmaması ile ilgili olarak insanlık onuruyla bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine hükmetmiştir.
  • Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir. “Recep Bekik ve Diğerleri’nin” AYM’ye başvuruları (2016/12936): AYM, 27.03.2019 tarihinde ücreti ödenmiş, hakkında toplatma kararı olmayan süreli yayınların verilmemesinin Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan “ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini” karar vererek şikâyetçilere 500 TL tazminat ödenmesine hükmetmiştir.
  • Mahpusların sosyalleşmeleri açısından elzem olan sosyal faaliyetlerin eksiksiz olarak uygulanması sağlanmalı ve kısıtlamalara son verilmelidir.
  • LGBTİ+ mahpuslara karşı toplumsal ön yargılar sonucu ile ayrıştırıcı tutum sergilenmemeli, diğer mahpuslarla eşit haklardan yararlandırılmalıdır.
  • Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik” doğrultusunda kurulan İdare ve Gözlem Kurulları kendilerini mahkeme yerine koyarak mahpuslar hakkında iyi halli olup olmama durumları hakkında değerlendirmede bulunmakta, koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarından yararlanıp yararlanmayacaklarına karar vermektedir. Ayrıca İdare ve Gözlem Kurulu mahpuslarla ilgili değerlendirmelerinde, mahpusların yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce aldığı disiplin cezalarının da gerekçe gösterilerek iyi olmadığına karar vermesi de “geçmişe yürüme yasağı” ilkesine aykırı uygulamalar yürütmektedir ve mahpusların tahliyelerini engellemektedir. Mahpusların yasal olarak kazanılmış haklarını engelleyen yönetmelik iptal edilmelidir.
  • Sonuç̧ olarak; mahpusların beyanlarında ve başvurularda belirtilen tüm hak ihlallerin sonlandırılmasını, insanlık onuru ile bağdaşmayan uygulamalardan vazgeçilmesini, mahpusların dilekçelerinin ve mektupların gönderilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, idare ve gözlem kurulu kararları ile soyut gerekçeler oluşturularak mahpusları denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme hakkının ihlalinin engellenmesini, mahpusların özel yaşamlarına saygı gösterilmesini, ağız içi arama ve kelepçeli muayene uygulamalarına son verilmesini, sağlığa erişim haklarının sağlanmasını ve insan onuruna yaraşır bir yaşam tesis edilmesini talep ediyoruz.