23 Ocak 2023 tarihinde MESS’e bağlı Green Transfo Energy Turkey Enerji Endüstrisi San. ve Tic. A.Ş. (eski ismiyle Schneider Enerji) işyerinde grev pankartı asıldı. Aynı günün gece yarısında yine bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayımlandı.
24 Ocak 2023 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Kararnameye göre Birleşik Metal İş Sendikası tarafından alınan grev kararının, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 63. maddesi gerekçe gösterilerek milli güvenliği bozucu nitelikte tanımlanmış ve 60 gün süreyle grevin ertelenmesine karar verilmiştir.
Cumhurbaşkanının, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarma yetkisi doğrudan doğruya Anayasadan kaynaklanır. Bu yetkisi konu unsuru bakımından Anayasamız tarafından sınırlandırılmıştır. Anayasamızın 104. Maddesinin 17. Fıkrasında şu şekilde ifade edilmiştir:
‘’Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır.’’
Anayasanın 104. maddesinin 18. fıkrasında ise:
Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir.
Anayasanın ilgili bu maddelerini değerlendirdiğimizde temel hak ve özgürlüklere ilişkin konularda Cumhurbaşkanılığı Kararnamesi çıkarılamayacağı anlaşılmaktadır. Aksi durumda, Kanun ile düzenleme yapılan bu alanlarla çelişen Kararname yayımlanması halinde ise normlar hiyerarşisi gereği Kanunun uygulanacağı değerlendirilmektedir.
Grev Hakkı Anayasal Haktır
Grev hakkı Anayasanın 54.maddesinde düzenlenmiş temel bir sosyal haktır. Grev hakkının Anayasanın 54. maddesinde açıkça ifade edilmesi onun temel hak olduğunu göstermektedir.
Anayasanın 13. maddesinde Temel hak ve hürriyetlerimizin hangi şartların birlikte gerçekleşmesi durumunda sınırlanabileceğini açıklamaktadır.
Madde itibariyle Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen ve sınırlı şekilde sayılan sebeplerin en az bir tanesinin gerçekleşmesi ve ancak kanunun belirttiği şekilde sınırlanabileceğini ifade etmektedir. Ayrıca bu sınırlamanın Anayasanın sözüne ve ruhuna aykırı olamayacağını demokratik toplum düzenini ihlal edemeyeceğini ve diğer önem arz eden şart olarak ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağını belirtmiştir. Bu sınırlı şekilde sayılan sebepler ise Anayasanın 15. Maddesinde ifade edilmiştir.
Anayasanın 15. maddesinde ise; savaş, seferberlik veya olağanüstü haller olarak bu durumlar sınırlı şekilde sayılmış ve milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemesini gerektiği belirtilerek durumun gerektirdiği ölçüde diyerek yine ölçülülük ilkesine dikkat çekmiştir.
Anayasanın 14. Maddesinde;
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu bağlamda bizler için yol gösterici olan bu Anayasa maddeleriyle yayımlanan 6724 sayılı Kararnameyi yorumlayacak olursak:
Yayımlanan Kararname gerekçesinde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 63. maddesi gösterilmiştir.
6356 sayılı Kanun 63. maddesinde ise;
MADDE 63 – (1) (Değişik: 31/10/2016–KHK-678/35 md.; Aynen kabul: 1/2/2018- 7071/32 md.) Karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavt; genel sağlığı veya millî güvenliği, (…)13 bozucu nitelikte ise Cumhurbaşkanı bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı altmış gün süre ile erteleyebilir. Erteleme süresi, kararın yayımı tarihinde başlar.
Grev hakkı kaynağını Anayasanın 54. maddesinden alan temel bir haktır. Her ne kadar Anayasanın 104. maddesinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ‘’Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez ‘’ şeklinde düzenlenmesi konu itibariyle Anayasanın ikinci kısmının üçüncü bölümünde yer alan ‘’ sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler’’ hakkında düzenleme yapabileceğini gösterse de bu haklar hakkında güncel şartlarımızda Anayasanın 15. Maddesi itibariyle savaş , seferberlik, veya olağanüstü hal söz konusu olmaması itibariyle temel hak olan grev hakkının 60 gün ertelenmesi yani kısmen durdurulması mümkün değildir.
Grev erteleme kararı yine Anayasamızın 15. Maddesinde şart olarak konulan milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklerimiz itibariyle ve Anayasanın 90. Maddesi gereği ulusal mevzuattan üstün olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınması nedeniyle başta Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildiri olmak üzere, 1932 yılında üyesi olduğumuz Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmeleri ve denetim organları kararlarına karşı aykırılık oluşturmaktadır.
Anayasanın 15.maddesinde temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanması için sayma yoluyla belirlenen savaş, seferberlik veya olağanüstü hal durumlarının Anayasada belirtilenden daha geniş yorumlanamayacağını 14. madde bizlere ifade etmektedir. İlgili madde Anayasa hükümlerinden hiçbirinin kişilere Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamayacağını belirtmiştir. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde ‘’milli güvenlik’’ gerekçe gösterilerek temek hak olan grev hakkı dayanaksız bir şekilde Anayasaya aykırı olacak şekilde ihlal edilmiştir.
Benzer durum 2017 Anayasa değişikliğinden önce de meydana gelmiş ve Bakanlar Kurulunun grev ertelemesi kararına karşı Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur. 2015/14862 başvuru numaralı kararda Anayasa Mahkemesi gerekçesinde görüşümüzü destekler nitelikte maddeleri sıralamıştır :
Metal işçilerinin grev kararı kamu güvenliğini mi yoksa patronların çıkarlarını mı tehdit etmektedir?
Sendika özgürlüğü ve sosyal haklar, temel hak ve özgürlüklerin sınıfsal içeriğe sahip en önemli alanıdır. Temel hak ve özgürlüklerin gerçekten kullanılıp kullanılmadığının ana göstergesidir. Demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur ve demokrasinin temelini oluşturan hak ve özgürlükler bütünseldir.
Temel hak ve özgürlükler olmazsa, sendikal hakların kullanılması söz konusu olamaz. Sendikal hakların olmadığı ya da kısıtlandığı yerde ise temel haklar da kısıtlanmış, dolayısıyla demokrasi de rafa kaldırılmış demektir.
Mussolini İtalya’sından tanıdığımız grev hakkının engellenmesi faşist iktidarlarının turnusollarından biridir. Demokrasiyi savunuyor, sınıfın haklı mücadelesinin yanında olduğumuzu bildiriyoruz.
Grev hakkı, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kısıtlanamaz.
GREV HAKTIR, YASAKLANAMAZ!