Duyurular
2024 YILI TÜRKİYE HAPİSHANELERİ HAK İHLALLERİ RAPORU, TÜRKİYE HAPİSHANELERİ  HAK İHLALLERİ RAPORU
02.01.2025

2024 YILI TÜRKİYE HAPİSHANELERİ HAK İHLALLERİ RAPORU

GİRİŞ

Avrupa Hapishane Kurallarının ilk maddesinde “Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Esasen hem uluslararası mevzuat hem de Türkiye’nin ulusal mevzuatı, hapsedilme konusunu, aynı zamanda bir “insan hakları” konusu olarak ele almakta ve ek bir cezalandırmaya dönüştürülemeyeceğini ifade etmektedir. Bu noktadan bakıldığında, hapishanelerde bulunan mahpusların haklarından yararlanması, devletin ve hapishane idarelerinin sorumluluğu altında bulunmaktadır.

Tüm mahpuslara insanca davranma ve insan olmaktan kaynaklanan onurlarına saygı gösterme zorunluluğunu kabul eden etik koşullar içerisinde yönetilmelidir. Hapishanelerde insan onuruna saygı esastır.

Mahpuslara uygulanan ceza, boyut olarak mahpuslar arasında elem ve ızdırap yaratan uygulama işkence ve kötü muameleye neden olmamalıdır. Hapishanelerde mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların dolmasıyla salıverilmeyi hak kazanan hükümlü serbest bırakılmalıdır.  Hem kişi özgürlüğü güvenliği hakkı hem de umut hakkı ihlaller içeren uygulamalarla hükümlülerin hakları elinden almamalıdır. Anayasaya göre özgürlük kural; tutulma ise istisnai durumdadır. Hapishane  idarelerinin mutlak görevleri, hükümlüleri dış dünyaya kazandırmaktadır. Onun harici her türlü eylem anayasa ve AİHM içtihatlarına aykırı olacaktır.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu’na Türkiye hapishanelerinde hak ihlallerine uğrayan mahpusların 2024 yılında çeşitli tarihlerde bizzat kendileri, aileleri veya yakınları tarafından yapılan başvurular, çeşitli yayın kuruluşlarında çıkan haberlere istinaden hapishanelerdeki hak ihlallerine ilişkin mahpuslarla ve bazı hapishane idareleri ile görüşmeler gerçekleştirilmiş; gerçekleştirilen bu görüşmeler neticesinde tespit edilen ihlaller raporlanmıştır.

AMAÇ

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği amaçlarından biri ÖHD Tüzüğü 2. maddesi uyarınca “cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde bulunan kişilerin haklarının korunması ve insan onuruna uygun yaşam koşullarının yaratılması için gerekli hukuki yardımları sunmaktır.”

MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu amaçlarından biri tüzüğün 2. Maddesi e, g, ğ bentleri uyarınca hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin giderilmesi için çalışma yürütmektedir.

İşkence, Kötü ve İnsanlık Dışı Muamele, Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı, Umut Hakkı, Eşitlik Hakkı, İfade Özgürlüğü, Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması Hakkı, Düşünce ve Kanaat Hakkı, Hak Arama Hakkı, Dilekçe Hakkı, Sağlık Hakkı ve Kanunilik İlkesi ihlal edildiği durumlarda, insan haklarının korunması sivil toplum örgütlerinin amaçlarındandır.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu olarak insan haklarının korunmasını sağlamak, insan hakları ihlallerini önlemek, insan hakları ile ilgili gerekli inceleme ve araştırmaları yapmak ve sonuçları yetkili mercilere bildirmek amacıyla rapor hazırlanmasına karar verilmiştir.

Rapor, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu tarafından 2024 yılında hapishanelerde yaşanan insan hakları ihlallerinin önlenmesi, temel hak ve hürriyetlere ilişkin ihlallerin tespiti ve raporlaştırılması, yetki ve sorumluluğu olan mercilerin ve kurumların bu ihlallerin sonlandırılmasına yönelik harekete geçmelerinin sağlanması ve ihlallere ilişkin etkili soruşturma yürütülmesi, kamuoyunun dikkatini hapishanelerde yaşanan insan hakları ihlallerine çekmek ve bilgilendirmek, yerel ve uluslararası mekanizmalara gerekli hukuki başvuru ve suç duyurularının yapılması amaçlanmıştır.

YÖNTEM

Bu rapor; Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu olarak, 91 hapishanede hak ihlalleri konusuyla ilgili olarak şubeler tarafından yapılan hapishane ziyaretlerinden, mahpusların aileleri ve yakınları ile yapılan görüşmelerden, mahpusların aile, yakın ve avukatlarına gönderdikleri mektuplardan edinilen bilgiler kullanılmıştır. 

Rapor Tarihi İtibariyle Hak İhlalleri Tespit Edilen Hapishaneler;

  1. Adana Kürkçüler F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi
  2. Ahlat T Tipi Kapalı Hapishanesi
  3. Akhisar T Tipi Kapalı Hapishanesi
  4. Aksaray T Tipi Kapalı Hapishanesi
  5. Antalya  S Tipi Kapalı Hapishanesi
  6. Antalya Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  7. Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesi
  8. Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi
  9. Balıkesir L Tipi Kapalı Hapishanesi
  10. Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  11. Bandırma 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  12. Bayburt M Tipi Kapalı Hapishanesi
  13. Bodrum S Tipi Kapalı Hapishanesi
  14. Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  15. Bolvadin T Tipi Kapalı Hapishanesi
  16. Buca Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  17. Burhaniye T Tipi Kapalı Hapishanesi
  18. Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  19. Çorum L Tipi Kapalı Hapishanesi
  20. Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  21. Diyarbakır 3 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  22. Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  23. Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  24. Diyarbakır Kadın Kapalı Kapalı Hapishanesi
  25. Düzce T Tipi Kapalı Hapishanesi
  26. Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  27. Edirne Kadın Kapalı Hapishanesi
  28. Elazığ E Tipi Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  29. Elazığ T Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi
  30. Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  31. Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  32. Elazığ R Tipi Kapalı Hapishanesi
  33. Ereğli Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  34. Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  35. Erzurum Dumlu 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  36. Erzurum H Tipi Kapalı Hapishanesi
  37. Eskişehir H Tipi Kapalı Hapishanesi
  38. Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi
  39. Giresun Espiye L Tipi Kapalı Hapishanesi
  40. Iğdır S Tipi Kapalı Hapishanesi
  41. İzmir Kadın Kapalı Hapishanesi
  42. İzmir 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  43. İzmir 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  44. İzmir 3 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  45. İzmir 4 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  46. İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  47. İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  48. Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesi
  49. Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  50. Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  51. Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesi
  52. Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  53. Kocaeli 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  54. Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesi
  55. Manisa T Tipi Kapalı Hapishanesi
  56. Marmara 2 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesi
  57. Marmara 5 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesi
  58. Marmara 7 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesi
  59. Marmara Kapalı Hapishanesi
  60. Menemen T Tipi Kapalı Hapishanesi
  61. Menemen R Tipi Kapalı Hapishanesi
  62. Metris R Tipi Kapalı Hapishanesi
  63. Ödemiş T Tipi Kapalı Hapishanesi
  64. Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesi
  65. Osmaniye T Tipi Kapalı Hapishanesi
  66. Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Hapishanesi
  67. Sakarya 2 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesi
  68. Seydişehir Kapalı Hapishanesi
  69. Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  70. Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  71. Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesi
  72. Sincan 2 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesi
  73. Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi
  74. Suluca 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  75. Şanlıurfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  76. Şanlıurfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  77. Şırnak T Tipi Kapalı Hapishanesi
  78. Tarsus 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  79. Tarsus 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  80. Tarsus 3 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  81. Tarsus Kadın Kapalı Hapishanesi
  82. Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  83. Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  84. Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesi
  85. Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Hapishanesi
  86. Ümraniye T Tipi Kapalı Hapishanesi
  87. Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  88. Van T Tipi Kapalı Hapishanesi
  89. Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  90. Yozgat 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
  91. Yozgat 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi

HAPİSHANE ZİYARETLERİ VE GÖRÜŞMELER

ADANA KÜRKÇÜLER F TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Temizlik malzemelerinin çok nadiren verildiği, temizlik materyallerinin genellikle mahpusların kendi imkanlarıyla kantinden yüksek fiyatlara satın aldıkları,
  • Çeşme suyunun içilir olmadığı ancak maddi imkanı olmayan mahpusların kireçli çeşme suyu içmek zorunda kaldıkları,
  • Mahpuslar tarafından istenilen gazete, dergi ve yayınların keyfi olarak verilmediği, özellikle Yeni Yaşam Gazetesinin okunmasının bilinçli olarak engellenmeye çalışıldığı,
  • Son dönemde kitap kota sayısının düşürüldüğü,
  • Televizyon kanal sayısının azaltıldığı,
  • Mahpusların bilgi edinme, haber alma, haber verme haklarının ihlal edildiği ve dış dünya ile ilişkilerinin kesilmeye çalışıldığı,
  • Covid salgını nedeniyle kaldırılmış olan sosyal aktivitelere devam edilmediği, sosyal aktivite olarak mahpusların sadece sohbet haklarından yararlandırıldığı, ancak spor ve sanatsal faaliyetlere ve atölyelere izin verilmediği, mahpusların hapishane yetkililerinden sanatsal, sosyal etkinlikler talep ettiklerini fakat taleplerin keyfi bir şekilde yerine getirilmediği,
  • Her türlü hak talebine ya da ihlallere karşı verilen tepkilere hapishane idaresi tarafından tutanak tutulduğu ve akabinde disiplin soruşturması başlatıldığı,
  • Hastaneye sevklerde ağız içi arama yapıldığı, bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların hastaneye sevkinin gerçekleştirilmediği,
  • Başka hapishanelere sürgünler öncesinde kısa sürede mahpusların bilgilendirildiği, kimi durumlarda hiç haber verilmeden başka gerekçelerle koğuş ve hücrelerden çıkarılarak sürgürlerin gerçekleştirildiği, sürgün edildikleri halde mahpusların kendi eşyalarının verilmediği, eşyalarının bir kısmını eski hapishanede bırakılan çok sayıda mahpus bulunduğu, sürgün edilen mahpusların hapishanelere girişlerde çıplak arama uygulamasına maruz bırakıldığı, kabul etmeyen mahpusların fiziksel şiddet (işkence ve kötü muamele) maruz kaldığı, bu sevklere hasta mahpusların da maruz kaldığı ve tedavilerinin sürgünler nedeniyle önemli ölçüde aksadığı, sürgünlerin genellikle mahpusların ailelerinden oldukça uzak yerlere gerçekleştirildiği, bu sürgünlerin aileleri için ekonomik olarak ciddi sorunlar yarattığı ve aile ile iletişimin tamamen koparıldığı

Aktarımları yapılmıştır.

AHLAT T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Ahlat T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların hastane ve revire sevklerin genellikle yapılmadığı veya geciktirildiği, özellikle diş ağrısı gibi acil müdahale gerektiren rahatsızlıklar yaşandığında müdahalenin haftalar ve bazen de aylar sürebildiği, sevklerin Ahlat Devlet Hastanesine yapıldığı ancak bu hastanenin tam teşekküllü olmaması nedeniyle tedavilerin sağlanmasında yetersiz kaldığı,
  • Hastane sevkleri sırasında çift kelepçe takıldığı, çoğu zaman mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığı, mahpusların bu uygulamaya tepki olarak muayene olmadan hapishaneye geri döndükleri,
  • Barış DEMİR isimli mahpusun kulağını temizlerken zarar verdiği ve duyma kaybı yaşadığı, revirde tedavisinin sağlanamadığı ve Ahlat Devlet Hastanesinin tedavisini sağlamakta yetersiz kaldığı, tam teşekküllü bir hapishaneye sevk edilerek tedavisinin sağlanması gerektiği,
  • İdare ve Gözlem Kurulunun, koşullu salıverilme uygulaması için mahpuslarla yaptığı görüşmelerde "PKK hakkında ne düşünüyorsun, Abdullah Öcalan hakkında ne düşünüyorsun" gibi infaza ilişkin olmayan sorular sorduğu, ceza yargılaması yapar gibi uygulandığı, mahpusların keyfi gerekçeler ile koşullu salıverilme haklarından yararlandırılmadıkları, Barış DEMİR, Vedat ÖNCÜ, Lokman YAlÇIN, Cezim LEVENT,  Naif İŞÇİ, Abdullah BEKİS’nin İdare ve Gözlem Kurulu'nun keyfi kararları nedeniyle ceza infazında koşullu salıverilme haklarından yararlandırılmadıkları,
  • Yeni Yaşam Gazetesi başta olmak üzere muhalif gazetelerin mahpuslara verilmediği, yayın hakkı bulunan TV kanallarının yayınlanmadığı, KRT, TELE1, Halk TV gibi muhalif kanalların verilmediği,
  • 7 kitap bulundurma şeklinde kitap kotası uygulandığı, dışarıdan kendilerine gönderilen kitapların çoğu zaman mahpuslara verilmediği, Kürtçe kitap ve dergilerin hiç verilmediği,
  • Oda değişim taleplerinin karşılanmadığı,
  • Hapishane yönetimince her gün yapılan sabah ve akşam sayımlarının ayakta yapılmasının dayatıldığı, ayakta sayıma itiraz eden mahpusların çeşitli disiplin cezaları ile cezalandırıldıkları,
  • Adli mahpusların haftada 1 saat telefon görüşmesi yaptığı, siyasi mahpusların ise 10 dakika ile sınırlı telefon görüşmesi yapabildikleri, bu sürenin yetersiz olduğu, siyasi mahpuslara görüntülü telefon görüşmesi yaptırılmadığı,
  • Mahpuslar tarafından daha önce talep edilmiş olmasına rağmen spor dışında hiçbir etkinlik, sohbet, atölye ve kursun olmadığı, taleplerinin reddedildiği, spor için ise haftada 45 dakika olacak şekilde izin verildiği,
  • Mahpusların, 27 Kasım 2023 tarihinde, 1’er kişi ve 10' ar günlük olmak üzere dönüşümlü açlık grevine girdikleri, 4 Nisan 2024 tarihinde açlık grevi eylemini sonlandırdıkları; açlık grevine giren mahpuslara verilmesi gereken limon, tuz, şeker su gibi ihtiyaçların verildiği; meyve suyu, yoğurt vs. ürünlerinin verilmediği; B1(Tiamin) vitamininin, mahpusların ücretinin kendileri karşılayarak aldığı ve günlük 250 mg olduğu, mahpusların tansiyon, kilo, oksijen satürasyonu ve nabız ölçümlerinin gardiyanlar tarafından düzenli olarak yapıldığı ancak şeker ölçümlerinin ise mahpusun talebi halinde yapıldığı; idarenin ve infaz koruma memurlarının açlık grevlerinin başlaması ile birlikte mahpuslara yönelik tutumlarının sertleştiği ve hapishanede baskıların arttığı, koğuş aramalarının sıklaştığı ve gardiyanlar tarafından provakatif davranışlarda bulundukları

Aktarımları yapılmıştır.

AKHİSAR T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Akhisar T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpuslar, revire çıkarılma konusunda sorun yaşadıklarını, bazen 2 ayda bir bazen de 1 ayda bir revire çıkarıldıkları,
  • Hapishanedeki diş doktorunun hastanede yapılması gereken gece plağı, implant tedavisi için hastane sevklerini yapmadığını, idare ile görüştüklerinde idarenin mahpuslara doktorun inisiyatif kullanarak sevk yapmadığını, bu konuda idarenin yapabileceği bir şey olmadığını, doktorun da mahpuslara “istediğiniz yere itiraz edin” diyerek tedavi olması gereken mahpusların hastane sevkini yapmadığı,
  • Mektup okuma komisyonunda ve hapishanede tercüman olmadığı gerekçesi ile Kürtçe yazılan mektupların ve yazıların gönderilmediği,
  • Başgardiyan ve İdare ve Gözlem Kurulu görüşmelerinde, “PKK terör örgütü müdür, değil midir? Diye soru sorulduğunu, “Abdullah Öcalan bebek katilidir, Pişmanım.” Diyeceksin diye mahpusların zorlandıklarını, bu dayatmayı kabul etmeyen mahpusların koşullu salıverilme tarihlerinin ertelendiği,
  • Mahpusların sevk taleplerinin sürekli reddedildiğini, bu konuda dernekten destek taleplerinin olduğu,
  • M.Ç isimli mahpusun, 2014 yılında SEGBİS ile ifade vermeyi kabul etmemesi nedeniyle hücre cezası verildiğini, bu disiplin cezasına itiraz ettiğini ancak itirazının reddedildiğini, bu hücre cezasının kesinleşmesi nedeniyle infazının yandığı, hücre cezasının iptali ve infaz yakılmasının kaldırılması konularında derneğimizden destek talebinde bulunduğu,
  • A.Y. isimli mahpusun itirazlar yapılmasına rağmen 3. Kez koşullu salıverilme tarihinin ertelendiğini, İdare ve Gözlem Kuruluna çıktığında 13 kişinin orada olduğu, ancak kurul kararında 7 kişinin isminin ve imzasının olduğunu, diğer 6 kişinin kurul toplantısına hangi görev ve sıfatla, hangi amaçla katıldığını bilmediği

Aktarımları yapılmıştır.

AKSARAY T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Aksaray T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Açlık grevine giren kişilerin tek kişilik hücrelere alındığı ve 10 gün boyunca kendilerinden haber alınamadığı,
  • Evrensel Gazetesinin verilmediği, diğer gündelik gazete ve dergilerden de yalnızca idarenin istedikleri mahpuslara verildiği,
  • Sıcak suyun yeterince verilmediği, verildiği zaman dahi günde yarım saat sıcak suyun aktığı ancak sıcak su adı altında çoğu kez soğuk suyun verildiği, günde yarım saat sıcak su verildiği ve suyun çok yetersiz kaldığı,
  • Jandarma ile hastane veya başka bir nedenle dışarı çıkarıldıklarında ayakkabıyı çıkarma ve ağız kontrolü gibi kötü muamele uyguladıklarını, bu durumun mahpuslar tarafından kabul edilmediğini bu sebeplerle sevklerin yapılmadığı,
  • Hastanede randevuların çok geç tarihlere verildiği,
  • Sevk taleplerinin değerlendirilmediği,
  • Hapishanede tahliyelerin idare ve Gözlem Kurulu tarafından engellendiği

Aktarımları yapılmıştır.

ANTALYA S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Antalya S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Yemeklerin çok az olduğu, gramaj olarak az verildiği, yeterli besin değeri taşımadığı,
  • Doktorun sevk talebinde bulunmasına rağmen idare ve jandarma tarafından hastaneye götürülmedikleri,
  • Doktor tarafından kendisine reçete edilen ve dış kantinden alması gereken medikal ürünlerin verilmediği,
  • Fizik tedavi görmesi gereken mahpusların tedavi görmedikleri,
  • Dış duvarların çok yüksek olmasından dolayı nemin biriktiği, odaların çok sıcak olduğu,
  • Musluk suyunun çok kireçli olduğu, koku ve tadının çok kötü olduğu,
  • Sosyal faaliyetlerinin eksik olduğu, haftada sadece 1 kez çıkarıldıkları,
  • Kütüphanede yeterli sayıda kitap bulunmadığı, Kürtçe kitapların hemen verilmediği, çevirisi yapılıyor denilerek bekletildiği,
  • İdare tarafından hakları kısıtlandığı için kapıya vurdukları gerekçesi ile haklarından disiplin cezaları verildiği,
  • Dış kantinden kısıtlama yapıldığı, birçok temel ihtiyaç malzemesine erişemedikleri

Aktarımları yapılmıştır.

ANTALYA YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Antalya Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Diyet yemeği olarak verilen yemeklerin diğer yemeklerin tuzsuz ve yağsız hali olduğu,
  • Hastane sevklerinin uzun aralıklarla yapıldığı, diş hastanesine sevkin yapılmadığı,
  • Oda temizliği için kendilerine temizlik ve hijyen malzemeleri verilmediği,
  • Yazılan mektuplarda propaganda içerdiği gerekçesiyle el konulduğu ve gönderilmediği, buna ilişkin yapılan itirazların infaz hakimliği tarafından gerekçesiz bir şekilde reddedildiği,
  • İdare tarafından 20 kitap sınırlaması olduğu, sözlük ve dergilerin kitap kotasından sayıldığı,
  • Yan bloklardan sürekli taciz ve hakaretlere maruz kaldıkları, saz çalıp Kürtçe şarkı söylediklerinde taciz ve hakaretin arttığı,
  • koğuş aramalarının ayda 5-6 defa yapıldığı, arama sırasında eşyaların dağıtıldığı,
  • Revire çok geç çıkarıldıkları,
  • Suların yeterli olmadığı, verilen suların aşırı kireçli ve kirli olduğu, maddi durumu iyi olmayanların kantinden su alamadıkları kantin fiyatlarının aşırı pahalı olduğu

Aktarımları yapılmıştır.

BAFRA T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Ağız içi aramanın dayatılmasında dolayı mahpuslar hastaneye erişemedikleri,
  • Son 3 aydır İdare ile görüşmelerde Müdür ile konuşurken ayağa kalkmaları, konuşmaları bitince oturmaları istenildiği,
  • İdare ve Gözlem Kurulunun katı tavrı ile mahpusların tahliyesi sürekli bir şekilde ertelenmekte, 30 yıllık mahpuslar bile tahliye edilmediği,
  • Son iki  gün içinde Mahpusların sadece psikoloğa çıkarıldıkları, İdare ve Gözlem Kuruluna çıkarılmadıkları fakat sanki Kurula çıkmış gibi işlem gördüklerini ve tahliyelerin en az 6 ay ertelendiği,
  • Açlık grevinde olanların sağlık kontrolü haftaiçi yapılıyor olup haftasonu yapılmadığı,
  • Pandemiden sonra mahpusların sosyal aktiviteleri neredeyse tamamen kaldırılmıştır. Spor etkinliği ayda 1 ve atölye etkinliği haftada 2 defa olmak şeklinde olup bunun dışında hiçbir etkinlik yapılmadığı,
  • Koğuşlar değiştirilirken birçok kişisel not ve deftere el konulmuş Kürtçe olanlar halen verilmediği,
  • Kürtçe yayınların Bakanlık listesinde yer almadığı gerekçesiyle verilmediği, alınan yayınların ise geç verildiği, Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği,
  • Kendi memleketlerinden, ailelerinden uzakta olan mahpusların sevk talepleri kabul edilmediği,
  • Kantin fiyatları ve elektrik faturaları çok yüksek olup mahpusların ekonomik koşullarını zorlaştırdığı,
  • Suriye uyruklu bir mahpusun mahkemece kendisine vasi atandığını, şuan vasisinin Avrupa'ya iltica ettiği ve vasisi olmadığı

Aktarımları yapılmıştır.

BAKIRKÖY KADIN KAPALI HAPİSHANESİ

Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Tutuklanan E.S.D isimli mahpusun hapishaneye girişi sırasında çıplak aramaya maruz bırakıldığı, talep etmesine rağmen uzun bir süre diğer mahpusların bulunduğu odaya alınmadığı ve tek başına bir hücrede tutulduğu, mahpusun hücrede tek tutulmasıyla ilgili hapishane idaresine, Adalet Bakanlığına ve çeşitli kurumlara başvuruda bulunduğu ancak buna ilişkin bir sürecin yürütülüp yürütülmediği konusunda bilgi sahibi olunamadığı, mahpusun, diğer mahpusların bulunduğu odaya geçme şeklindeki yazılı ve sözlü taleplerinin hapishane idaresinin cevap vermediği,
  • Hapishanede ayda bir ya da 45 günde bir olacak şekilde rutin aramaların yapıldığı, söz konusu aramalarda erkek infaz koruma memurlarının da bulunduğu, mahpusların erkek infaz koruma memurlarının içeri girmemesi ve odanın kapısında beklemesi yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığı, özel hayatın gizliliği ilkesine uyulmadığı, mahpusların üst aramalarının kadın gardiyanlar tarafından erkek gardiyanların önünde yapıldığı ve aramaların taciz boyutuna ulaştığı, özel eşyaların detaylı arandığı, aramaların birinde çöp kutularının yemek masasının üzerine çevrildiği , Son yapılan görüşmelerde arama işlemlerinin ayda 2 defa gardiyanların, 1 defa da askeri personel tarafından toplamda ayda 3 kez yapıldığı, aramalar esnasında ekmek, çatal, kaşık, çöp poşetlerine fazlalık olduğu gerekçesiyle el konulduğunu, mahpusların peçetelerden origami şeklinde yaptığı çiçeklere gerekçe belirtilmeden el konulduğu aramalar esnasında mahpuslara ait özel eşyaların(iç giyim) cinsiyet gözetilmeden arandığını, erkek memurların özel eşyaların arandığı sırada orada bulunmalarından rahatsız oldukları,
  • Mahpusların hapishanenin revirine çıkarılmadıkları ve burada muayene olamadıkları, doktorun muayene için mahpusların tutulduğu odalara da gelmediği, doktor olmayan bir sağlık personelinin odaya gönderildiği, bu sağlık personelinin odanın kapısında içeri girmeden bağırarak mahpusun şikayetlerini sorduğu ve hapishane doktorunun da bu beyana göre ilaç reçete ettiği, mahpusların bu konuyla ilgili Sağlık Bakanlığına şikayette bulundukları ancak revirdeki doktorun mahpusları muayene etmeksizin yazdığı reçeteler mahpusların muayene oldukları şeklinde değerlendirildiği için şikayetin sonuçsuz kaldığı,
  • T.A. isimli mahpusun hastanedeki jinekoloji muayenesi sırasında jandarmanın perde arkasındaki muayene alanına geçtiği, mahpusun jandarmayı perdeli olan muayene alanının dışına çıkması yönünde uyardığı ancak jandarmanın muayene alanından ayrılmadığı bunun üzerine mahpusun muayene olmadığı, mahpusun olay nedeniyle suç duyurusunda bulunduğu ancak konuya ilişkin bir soruşturma yürütülüp yürütülmediğinden henüz haberdar olmadığı, Jandarmanın da yaşanan olay nedeniyle mahpustan şikayetçi olduğu ve bu şikayet neticesinde mahpusa 1 ay süreyle bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası verildiği birçok mahpusa koğuşta halay çektikleri gerekçesi ile bir aylık süre ile görüş yasağı uygulandığını,
  • B.K. isimli mahpusun ayağında çıkan yara nedeniyle revire gitmek istediği, revire götürülmediği, sağlık personelinin gelerek şikayetinin ne olduğunu sorduğu, mahpusun şikayetlerini anlattığı, hapishane doktorunun bu şikayetler doğrultusunda muayene yapmaksızın mahpusa 8 farklı krem reçete ettiği, mahpusun kremleri kullanması sonucunda kalp çarpıntısı yaşadığı ve bu nedenle uyuyamadığı, kremleri bırakınca çarpıntının da geçtiği, Şubat ayından beri sistit olduğunu sağlık personeline iletmesine rağmen bu hastalığa ilişkin bir tedavi yapılmadığı,
  • İdare tarafından dağıtılan yemek miktarının mahpusların sayısına göre oldukça az olduğu, yemeklerin mahpusların ihtiyacı olan vitamin ve mineral bakımından yetersiz ve lezzetsiz olduğu, mahpusların bu durumu hapishane idaresine ilettiği ancak idarenin herhangi bir değişikliğe gitmediği, mahpusların kantinden aldıkları yiyeceklerle beslenmek zorunda kaldıkları,
  • Mahpuslar son zamanlarda ​​sıcak su kesintilerinin arttığını, duş esnasında da kesilebildiğini, bu durumun hastalığa dahi yol açtığını belirtti. Paspas, temizlik kovası gibi malzemelerin mahpuslar tarafından yeni alınması sonrasında İdarenin eski malzemeleri, bir adet yeterli olacağı gerekçesiyle el koyduğunu,
  • Yemeklerin yetersiz ve kalitesiz olduğu ve yemekler sebebi ile bir mahpusun alerji sorunu yaşadığını ancak buna rağmen hastaneye sevkinin sağlanmadığını, alerjinin hangi gıdaya kaynaklı olduğunun tespitinin yapılmadığını ve buna göre yemek yapılmadığını,
  • E.Ö ve D.K isimli mahpusların koşullu salıverilme tarihleri gelmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla tahliye edilmedikleri,
  • Mahpusların Kürtçe yayınlara erişimlerinin sınırlandırıldığı ancak bu sınırlamanın gerekçesinin kendilerine bildirilmediği,
  • Hijyen ürünleri ile pedlerin mahpusların ihtiyaçları oranında verilmediği, bu ihtiyaçların bazen kısıtlı karşılandığı bazen ise hiç karşılanmadığı,
  • Hücre cezasının infaz edildiği hücrelerin hijyenik olmadığı, mahpusların soğuk havalarda dahi oldukça kirli bir ortamda ince bir battaniye ile kalmak zorunda kaldıkları 11 günlük veya 13 günlük verilen hücre disiplin cezalarının bazı mahpuslar için üst üste kullandırıldığının ve bu sebeple uzun bir süre hücrede kalmak zorunda kaldıkları, 
  • Mahpusların ısınma sorunu yaşadıkları, bahar aylarında dahi hapishanenin çok soğuk olduğu, idareden ısıtıcıları açmalarını talep ettikleri ancak ısıtıcıların açılmadığı, mahpusların soğuk bir günde hapishane idaresinden ısıtıcıları açmalarını yazılı olarak talep ettikleri, talepleri sonucunda açılan ısıtıcının yalnızca 30 dakika açık bırakıldıktan sonra kapatıldığı, 
  • Hapishanede mahpusların bulundurabileceği kıyafetlerin sayısının 30 ile sınırlandırıldığı, B.K. isimli mahpusa ise yalnızca 10 kıyafet hakkı tanındığı,
  • Mahpusların açlık grevi yaptığı dönemde odalarında yapılan aramalarda el konulan eşyalar nedeniyle disiplin soruşturmaları açıldığı ve çok sayıda mahpusa 11 ve 13 günlük hücre cezaları verildiği, Ş.A isimli mahpus Aralık ayı içerisinde kendisine 13 gün süre ile hücre disiplin cezası ile tecrit uygulandığını belirtmiştir. Kapatılma süresi boyunca kullandırılan günde 1 saatlik havalandırma hakkı esnasında farklı suçtan tutuklu veya hükümlülerle havalandırmaya çıkarılmamayı talep etmesine rağmen idarenin bu talebini karşılamadığını, aynı zamanda hücre koşullarının kötü olduğunu, kalabilmek için uzun süre temizlik yapmak zorunda kaldığını, temizliğin hapishane görevlileri tarafından yapılmadığı,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları

Aktarımları yapılmıştır.

BALIKESİR L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Balıkesir L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Açlık grevine giren mahpusların tıbbi kontrolleri yapılmadığı, sadece kilo kontrolü yapıldığı,
  • Hastaneye kelepçe ile götürüldüklerini, revire bir veya bir buçuk ayda bir defa çıkarıldıkları, hastaneye sevklerde ağız içi arama dayatıldığı,
  • Hepatit B hastası olduğunu, hastaneye götürüldüğünü ancak kelepçeli muayene dayatıldığı için muayene olmadan geri döndüğü,
  • Dolap ve kapıların paslı ve çürümüş olduğu, hijyen olmadığı, Adalet Bakanlığı’na ve savcılığa dilekçe yazdıkları ancak idare tarafından gönderilmediği,
  • Yemeklerin az ve yetersiz olduğu,
  • Görüntülü konuşmalarına izin verilmediği,
  • Aile görüşlerin 45 dk ile sınırlı olduğu,
  • Gardiyanların provakatif davranışlar sergilediği, ayakta sayım dayatıldığı,
  • Kitap sınırlaması olduğu, sadece 5 kitap alabildikleri,
  • Talep edilen gazetelerin verilmediği,
  • Koğuşların dar olduğu, koğuşta kalanların hepsinin yemek yemek için oturamadıkları

Aktarımları yapılmıştır.

BANDIRMA 1 VE 2 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANELERİ

Bandırma 1 Nolu T Tipi ve 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanelerinde  bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Daha önceki raporlarımızda gerek Bandırma T-1 gerekse Bandırma T-2 hapishanelerde bulunan mahpusların, özellikle hastaneye sevk işlemlerinin ivedilikle yerine getirilmediği, revir sağlık hizmetlerin yetersiz kaldığı, hastaneye sevk sırasında gardiyanların onur kırıcı davranışları ile karşı karşıya kaldıkları,
  • Bu şikayetlerden sonra, gerek hapishane yetkilileri gerekse de adli makamlara bir çok kez bu yakınmalar iletilmiş ve şikayet konularının çözümlenmesi talep edilmiştir. 20.11.2024 tarihinde mahpuslarla yapılan görüşmelerde tarafımıza bildirdikleri yukarıdaki sorunların pek çoğunun çözüldüğü, hastaneye sevk işlemleri ile diğer konularda hapishane yönetiminin daha olumlu yaklaştıkları,
  • Hükümlüler ayda 3’ü kapalı 1 tanesi de açık olmak üzere toplamda 4 aile ve yakınlarının görme haklarının olduğunu, her görüşmede 1 saat haklarının olmasına rağmen, idarenin bu zamana kadar tüm süreyi kullandırmadığı, görüşmelerin 35 – 40 dakikadan sonra kesildiği,
  • Adli mahpusların aileleri ile “görüntülü arama” yapmalarına karşın, siyasi mahpuslara aynı hakkın tanınmadığını ifade ederek, bu hususta ayrımcılığa uğradıklarını ileri sürmüşlerdir. Özellikle, ailelerinin uzak şehirlerde yaşamaları ve ekonomik durumlarının yeterli olmadığı gerekçeleri görüntülü aramanın insani bir zorunluluk olduğunu ileri süren hükümlü mahpuslar, bu konuda yaptıkları başvurularının gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini ifade etmişlerdir. İşbu tespitler daha önceki raporlarımızda da mevcut olup, bu yöndeki problem devam etmektedir.
  • Pandemi sürecinde kullandırılmayan açık ve kapalı görüş haklarının, adli mahpuslar için telefon görüşme hakkına çevrildiği, ancak siyasi mahpuslar yönünden bu uygulamanın yapılmadığı ve hakkın tanınmadığı; mahpuslar tarafından hapishane yönetimine yapılan başvuruların da gerekçesiz bir şekilde reddedildiği,
  • Hapishane idaresinin koğuş ortak alanlarına kamera taktıkları, bu şekilde özel hayata saygı haklarının ihlal edildiği,
  • Daha önceki raporlarımızda da mevcut olan sorunlardan bir tanesi olan TV kanallarının tamamının iktidara yakın kanallardan oluştuğu, talep ettikleri kanalların erişime açılmadığı, muhalif tv kanallarının izlenmesinin engellendiği; yine belli bazı gazeteler haricinde, gazetelere erişim sağlayamadıkları,
  • Hükümlü mahpusların cezalarının bittiği ve koşullu salıverilmeye hak kazanmalarına rağmen, İdare ve Gözlem Kurulunun keyfi bir şekilde vermiş olduğu olumsuz görüş nedeniyle, tahliyelerinin engellendiği,
  • Gerek derneğimizin gerekse de mahpusların bu konudaki ısrarlı mücadelesinden sonra İdare ve Gözlem Kurulunun Koşullu Salıverilmeye ilişkin görüşmeleri sonucunda İnfaz Hakimliğinden olumlu kararlar çıktığı ve bu konuda herhangi bir engel kalmadığı

Aktarımları yapılmıştır.

BAYBURT M TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ  

Bayburt M Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların ailelerinden çok uzakta oldukları, bu durumun ailelerin maddi durumları, hastalık ve yaşlılık sebeplerinden kaynaklı görüşe gelememelerine sebep olduğu, nakil taleplerinin kapasite dolu denilerek reddedildiği, fakat nakil talebi istenen hapishanelere sürgünlerin yapıldığı,
  • Normalde 12 kadın mahpusun iki koğuş halinde kaldığı hapishanede 16 Nisan 2024 tarihinden itibaren tek koğuşa indirilerek 12 siyasi mahpus bir arada kalmaya başlanıldığı, mahpusların getirildikleri yeni koğuşun yaşam koşullarının çok kötü olduğu, yemek tezgahı ve dolabının paslanmış bir şekilde kullanılamaz halde olduğu, banyo ve tuvaletin toplamda 6 metre kareden ibaret olup kadın mahpusların günlük yaşamını olumsuz etkilediği,
  • Hapishane odaları çok dar olduğundan mahpuslar adeta bitişik şekilde yatakları kullandıkları ve havasız ortamda yaşamlarını sürdürdükleri,
  • Revire gitme taleplerine ilişkin 3 haftada ancak sonuç alındığı, hastane sevklerinin uzun bir zaman aldığı, çoğu kez taleplerinin karşılanmadığı,
  • Zeynep ERDEM isimli mahpusun fizik tedavi için hastaneye götürüldüğünde kelepçeli olacak şekilde muayenenin dayatıldığı,
  • Diş hastalığı olan mahpusların ise diş doktoru olmadığı gerekçesi ile yapılmadığı ve mahpusların tedavilerinin yapılmadığı,
  • Sağlık hakkına erişim ve tedavi imkanlarının hapishane idaresi tarafından yaratılmadığı,
  • Abdullah ÖCALAN üzerindeki tecrite dikkat çekmek amacıyla 5 mahpusun aile görüşü ve telefon haklarını boykot ettikleri ve çıkmadıkları,
  • Yasaklı olmamasına rağmen Yeni Yaşam, Evrensel ve Karar gibi muhalif gazetelerin hapishaneye getirilmediği,
  • Halk TV, Tele1, KRT ve Artı TV gibi muhalif kanallara erişimin engellendiği,
  • Yasaklı olmamasına rağmen bazı kitapların mahpuslara verilmediği,
  • Söz konusu uygulamalara karşı mahpusların ulusal ve uluslararası bir çok hak örgütüne başvuru yaptığı ancak henüz bir sonuç alamadığı

Aktarımları yapılmıştır.

BODRUM S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Bodrum S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpuslar, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların, hapishanede müdür değişikliği olduğunu, müdür ile görüşmek istediklerinde ayakta konuşma zorunluluğunu dayattığını bu nedenle görüşme gerçekleştirmedikleri,
  • Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların, havalandırmalarına çamaşırlarını asmalarına izin verilmediği,
  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahpusun iyi halli olmadığı gerekçesiyle havalandırmadan yalnızca 1 saat yararlandırıldığı,
  • Suların sürekli kesildiği,
  • Aramalarda tüm dökümanlarına el konulduğu,
  • Dilekçelerine çıkış numarası verilmediği,
  • Hastane ve revir sevklerinin ya geç yapıldığını ya da hiç yapılmadığını, tedavilerin aksatıldığı,
  • Açık görüşlerde görüşçülerle yan yana oturmalarına izin verilmediği,
  • Yaşam alanlarına takılan kameraları örttükleri,
  • Dışardaki dergilere aboneliklere ‘dışarıdan almıyoruz, bizim teknik için izin var’ denilerek izin verilmediği,
  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olan mahpusların ayrı ayrı bölümlerde tutuldukları,
  • Adli mahpusların siyasi mahpuslara sürekli küfür ve hakaret ettikleri, sorunu idare ile paylaştıklarını ancak idarenin çözüm olmadığı,
  • İnfaz Hakimliği’ne yaptığı başvuruların sürekli olumsuz sonuçlandığı,
  • Kanun yararına bozma başvurularının hapishane idaresi tarafından Adalet Bakanlığı’na gönderilmediği,
  • Odada en fazla beş kitap bulundurulmasına izin verildiği ve kitap değişiminin çok uzun sürdüğü,
  • Haftalık 10 saat olan sosyal faaliyetlerden kapasite ve personel yetersizliği gerekçesiyle, infaz koruma memurlarının ırkçı, tahrik edici söylem ve tavırlarına maruz kaldıkları,
  • Hapishanede yaşanan hak ihlallerine karşı yaklaşık bir aydır günde 4 defa 5’er dakika kapı dövme ve slogan atma eylemi gerçekleştirdikleri,  bu nedenle birçok mahpus hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı,
  • Hapishane savcısının siyasi mahpusların ve adli mahpusların koğuşlarını gezerek sorunları dinlediği, savcının yapılan görüşmeler sırasında hapishanedeki ihlalleri henüz yeni öğrendiğini söylediği,
  • Aramaların talan şeklinde gerçekleştiği, 3 günde 1 aramaya geldikleri,
  • Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü K. M. İsimli mahpusun yoğun sağlık problemleri olduğunu, derneğimizden hukuki destek talep ettikleri

Aktarımları yapılmıştır.

BOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde  bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların üç kişilik odalarda kaldığı, sohbet hakkı, kütüphaneye çıkarma, havalandırmaya çıkarma dahil tüm etkinliklerin odalarla sınırlı tutulduğu, diğer odalarla iletişimin olmadığı ,
  • Kursa katılım başvurularına rağmen taleplerin ‘’koşullar uygun değil’’, ‘’değerlendireceğiz’’ denilerek  sürekli olarak sürüncemede bırakıldığı,
  • Mahpuslara dışarıdan 3, hapishane kütüphanesinden 4 olmak üzere, toplamda en fazla 7 kitap verildiği ve kota uygulandığı,
  • Yeni yaşam Gazetesi, Evrensel Gazetesi ve Demokratik Modernite gibi yayınların verilmediği, Kürtçe ve bazı muhalif yayınlara ulaşımın neredeyse imkansızlaştırıldığı, devletin resmi ideolojisine aykırı olduğuna kanaat getirilen bütün kitapların idarece yasaklandığı,
  • Mahpuslara verilen radyoların sadece yerel radyo kanallarını kapsadığı,
  • Ayda en az 3 kez olmak üzere hücrelere baskın şeklinde aramalar yapıldığı, bu aramaların adeta bir talan şeklinde yapıldığı, mahpusların eşyalarının dağıtılıp yerlere atıldığı, mahpusların tahrik edilip disiplin cezası almalarının sağlandığı, kantinden satın aldıkları cımbız, makas, keçeli kalem ve metal tabak gibi malzemelere el konulduğunu, mahpuslara posta yoluyla gönderilip denetimden geçmiş bütün kitap, broşür ve makale türü materyaller ile mahpusların kendi yazmış oldukları bütün yazılara inceleneceği gerekçesiyle el konulduğu, inceleme sonucunda da hiçbir suç unsuru ve sakınca içermemesine rağmen çok büyük oranda bu yazılara el konularak imha edildiği,
  • Mahpusların hastaneye götürüldüklerinde kötü ve provakatif muamelelere maruz kaldıkları, hastaneye gidişlerde ağız içi arama dayatıldığı, buna itiraz edildiğinde hastaneye götürülmekten vazgeçilip tedavi haklarının engellendiği, mahpusların insanlık onuruna aykırı dayatmalar ile tedavi hakları arasında bir seçime zorlandığı, kelepçeli muayene ve tedavi uygulamasının yıllardır devam ettiği,
  • Mahpusların yatak ve nevresim ihtiyaçlarının karşılanmadığı, uygulanan su kotası nedeniyle oda ve battaniye yıkama gibi temel ihtiyaçların sağlanmasında ciddi sorunlar yaşandığı,
  • Mahpuslara verilen yemeklerin kötü ve hijyensiz olduğu,
  • A.K. isimli mahpusun kalp yetmezliği, akciğer kuruluğu, hepatit B, kolit ülser ve benzeri birçok ciddi sağlık sorunu bulunduğu, M.A. isimli mahpusun ise ileri yaşına bağlı olarak ciddi sağlık sorunu bulunduğu ancak tahliye edilmedikleri,
  • Birçok mahpusun İdare ve Gözlem Kurullarının olumsuz değerlendirmeleri sebebiyle tahliyelerinin engellendiği,
  • 27.11.2023 tarihi itibariyle 3’er kişilik gruplar halinde 5’er günlük süreli ve dönüşümlü açlık olarak başlatılan açlık grevinin 04.04.2024 tarihine kadar  sürdürüldüğünü, açlık grevine giren ve girecek olan mahpusların büyük çoğunluğunun 2018-2019 yılında 87-130 gün arası değişen uzun süreli açlık grevlerine girdiği, gardiyanların aramalar sırasında hücrede bulunan gıda malzemelerinin açlık grevi için stoklandığını (Açlık grevinde bunları yiyorsunuz vb. gibi söylemler) iddia ederek mahpusları tahrik etmeye ve tartışmaya çekmeye zorladıkları, herhangi bir sağlık çalışanının açlık grevinde bulunan mahpusların sağlık kontrolleri için gelmediği, sağlık kontrollerinin yapılmadığı, açlık grevindeki mahpuslara tuz, limon, şeker ve su gibi gerekli iaşelerin verildiği, ancak vitaminlerin talep olmadan verilmediği, dönüşüm nedeniyle açlık grevini sonlandıran mahpuslara gerekli diyet yemeğinin verilmediği, açlık grevinden sonra ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların 4 saat olan havalandırma saatlerinin 1 saate düşürüldüğü,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları,
  • A.K. isimli mahpusun hapishanenin yanında çimento fabrikası olması ve kendisinin akciğer hastalıkları olması nedeniyle başka bir hapishaneye sevk talebi olduğu ancak talebinin sonuçsuz kaldığı,
  • Mahpusların sohbet hakkından yararlandırılmadıkları, mahpuslara talep etmelerine rağmen yıllardır oda değişikliği yaptırılmadığı, böylece kendileri üzerinde tecritin arttığı,
  • Hapishanede mahpusların kaldıkları odalarda yapılan aramalar sırasında içeriği dikkate alınmaksızın el yazısı ile yazılmış tüm kağıtlara el konulduğu,
  • Hapishanede Kürtçe kitap ve yayınların mahpuslara hiçbir surette verilmediği,
  • Hapishanede mahpusların havalandırmaya çıkma saatlerinin sınırlandırıldığı, bir mahpusun havalandırma kısıtlaması şeklinde bir disiplin cezası alması halinde havalandırmanın kilitlendiği ve böylece odada bulunan  tüm mahpusların havalandırmaya çıkmasının engellendiği

Aktarımları yapılmıştır.

BOLVADİN T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Bolvadin T Tipi Kapalı Hapishanesinde  bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Hasta mahpusların sevklerinin yapılmaması nedeniyle çok uzun süredir hastaneye gidemedikleri, bir mahpusun Hepatit B hastası olmasına rağmen hastalığında bir ilerleme olup olmadığını bilmediğini ve hastalığının düzenli takip gerektirmesine rağmen 1 seneyi aşkındır hastaneye gidemediği,
  • Ağız içi aramaların devam ettiği, bundan dolayı hastaneye gidemedikleri, A.B’nin Hepatit hastası olduğunu düzenli ilaç kullanmasına rağmen ağız içi aramalardan dolayı hastaneye gidemediği,
  • Sağlık sorunlarının olduğunu ancak hastane ve idarenin ağız içi arama ve kelepçeli muayene dayatması nedeniyle sağlık hakkından yararlanamadıkları,
  • Etkinliklere izin verilmediği, spor hakkının kullandırılmadığı, hiçbir sosyal hakkın kullandırılmadığı, hiçbir atölyenin olmadığı, resim malzemelerinin olmasına rağmen idarenin resim atölyesi açmadığı, bunun için bir yer vermediği, resim malzemelerinin verilmediğ, bu konuda İdare ve Gözlem Kuruluna yapılan başvurunun reddedildiği, görüşlerde 8 kişi olması mümkünken 5 kişiyle sınırladıkları, İdare ve Gözlem Kuruluna yaptıkları başvurunun da reddedildiği, spor hakkının idare tarafından bilinçli bir şekilde görüş ve resmi bayram günlerine denk getirilerek kullanılmasının engellendiği,
  • Yeni gelen gardiyanların tavırlarının çok düşmanca olduğu, sürekli provokasyon yaratmaya çalıştıkları, tahrik etmeye yönelik davranışta bulundukları,
  • Etkinliklere izin verilmediği, spor hakkının kullandırılmadığı, muhalif hiçbir yayına ulaşamadıkları, televizyon kanallarını izleyemedikleri,
  • Kürtçe mektup alışverişinin engellendiği, ailelerden gelen mektupların kendilerine verilmediği,
  • Adalet Bakanlığı’na ve CİMER’e yapmış oldukları şikayet dilekçeleri gerekçe gösterilerek disiplin cezaları verildiği,
  • Açık görüşte gelen eşyaların alınmadığı, sadece kapalı görüş günleri eşyaların alındığı, ailelerinin uzakta olmasından kaynaklı sadece açık görüşe gelebildikleri, kapalı görüşe gelemedikleri bundan dolayı eşya alımının çok büyük sorun yarattığı,
  • Kürtçe mektup alışverişinin engellendiği,
  • Sürekli olarak nakil talep edilmesine rağmen nakillerin yapılmadığını kapasite dolu olmasından kaynaklı reddedildiği, bu zamana kadar Bolvadin Hapishanesinden başka bir hapishaneye hiç kimsenin nakil olmadığı,
  • Bolvadin T Tipi Hapishanesinde 4 mahpusun şartlı tahliyesinin engellendiği

Aktarımları yapılmıştır.

BUCA YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Buca Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde  bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olmayan mahpusların dahi tekli odalarda tutuldukları,
  • Bir mahpusun Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesinden bu hapishaneye sürgün olduğunu, sürgün sırasında 12 saat boyunca kendisine yemek verilmediği, eşyalarının tam olarak kendisine teslim edilmediği, aileden uzak bir hapishaneye gönderildiği, geldiği hapishanede kardeşi ile birlikte kaldığı, hapishane içerisinde kimlik (hangi örgütten alındığı ve ‘terör’ kelimesi geçen) taşıması dayatıldığı,
  • Bir mahpusun tedavisinin kelepçeli yapıldığını mahpusun bunu kabul etmemesi sebebiyle tedavi olamadığı,
  • Tutuklu mahpusların 3 kişilik, havalandırmasız ve kameralı odalarda kaldığını genel olarak odaların hava almadığı, yeni olmasına karşın temiz olmadığı, ek olarak aramalar esnasında ayakkabıyla girildiği için daha da kirlendiği,
  • Mahpusların hapishane girişinde çıplak aramaya maruz kaldıkları,
  • Havalandırmanın 2 saat olduğunu, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olan mahpuslar için “iyi halli olmadıkları” gerekçesiyle 1 saat uygulandığını, havalandırmaya öğlen saat 1’de güneşim tam tepede olduğu zaman çıkarıldıkları, güneş ve sıcaktan dolayı çok zorlandıkları, çıkarken su dışında yanlarına bir şey almalarına izin verilmediği,
  • Mektuplarının sakıncalı denilerek gönderilmediği, kargo ücretinin yüksek olması nedeniyle mahpusların aynı yere gönderdikleri dilekçe mektup vs.lerinin birlikte gönderilmesine izin verilmediği,
  • Hapishanenin hiç hijyenik olmadığı, çok kötü olduğu, eskiden tıraş vs için üçlü priz verildiğini ancak artık verilmediği, eskiden ortak alana çıkarken odadaki yiyecek ve içecekleri götürebildiklerini ama artık kantinden almak zorunda bırakıldıkları, telefonların bozuk olduğunu, ses sistemlerinin çok kötü olduğu, idareye tamir için talepte bulunduklarını ancak tamir edilmediği,
  • İdareden ettikleri tüm taleplerin reddedildiği, kurs artırması vs gibi taleplerinin karşılanmadığı, 200 litre soğuk, 150 litre sıcak su kotası uygulandığı,
  • Hapishanede çıplak arama uygulamasının olduğu, aile görüşlerinde dahi saç vs. gibi aramanın yapıldığı, hastane sevklerine gidişlerde sözleşmeli askerlerle sorun yaşadıkları, sıkı arama yapıldığı, mahpusların tahrik edilmeye çalışıldığı, bu esnada ellerinde tabanca ile hazır bekledikleri, bazen bu nedenle hastaneye gitmeyip geri döndükleri, askerlerin mahpuslara “sizi götürür çıplak aramaya tabi tutarız” dedikleri

Aktarımları yapılmıştır.

BURHANİYE T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Burhaniye T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpuslar, ziyaretçilerin üzerinin detaylı arandığı ve bu durumun taciz edecek hale geldiği,
  • Mahpuslardan birinin KOAH hastası olduğunu ve kendisine O2 tüpü ve solunum cihazı verilmediği, bu durumun geceleri solunum yapamamasına neden olduğu ve sağlığının kötüleştiği,
  • Büyük tırnak makaslarına ve cımbızlara el koyulduğu,
  • Vekillerin yazdıkları mektuplara cevap vermedikleri, vekillere mektup yazdıkları için Bakanlıktan hapishane idaresinin arandığı ve neden mektupları dışarı çıkartıyorsunuz dendiği,
  • Hapishane müdürünün mahpuslarla görüşme yaptığı zaman ayakta dinlemelerini dayattığı, mahpusların bu onur kırıcı durumu kabul etmeyerek yerde oturdukları,
  • Burhaniye Devlet Hastanesi'ndeki göz, fizik, diş doktorlarının kelepçeli muayene dayattıkları, erkek göz doktorunun bilinçli olarak büyük numaralı gözlük reçete ettiği

Aktarımları yapılmıştır.

ÇORLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların hapishaneye sevk edildiklerinde çıplak arama dayatmasına maruz bırakıldıkları ve bu dayatmaya itiraz etmeleri sonucu bu uygulamadan vazgeçildiği ancak elle aramanın devam ettiği, mahpuslardan ayakkabılarını çıkararak yere vurmalarının istenildiği, mahpusların bu nedenle hastaneye gitmek istemedikleri, 
  • H.R.B. isimli mahpusun zehirlendiği, hastaneye gitmek istediği ancak hastaneye sevk sırasındaki ayakkabı çıkartma ve yere vurdurtma uygulamaları nedeniyle hastaneye gitmediği ve sağlık durumunun kötüleştiği,
  • Hastaneye sevki sırasında T.K. isimli mahpustan ayakkabısını çıkararak yere vurmasının istenildiği, mahpusun bu durumu reddetmesi sonrasında jandarmalar tarafından ayakkabısının zarar görecek şekilde yere vurulduğu,
  • Mahpusların revirde gardiyanların yanında muayene edildikleri,
  • Tüm mahpusların (süreli hapis cezası alanlar ve hüküm özlü olanlar dahil olmak üzere) tek kişilik hücrelerde tutuldukları, ancak Ersan Nazlıer ve İnanç Talayman Ersan Nazlıer’in elleri olmaması sebebiyle birlikte kalmaktadır. Eyüp Sever Hüküm Özlü olmasına rağmen tekli hücrede tutulmaktadır. Aynı suçtan ceza almamış mahpusların aynı koridorlarda tutulduğu, hücrelerde tek pencerenin bulunduğu, hücre pencerelerinin demir korkuluklarının tel örgü ile kapatıldığı ve bu durumun dışarı ile olan göz temasını tamamen engellediği, tel örgüden kaynaklı göz rahatsızlığı yaşadıkları, tel örgünün kaldırılması için talepte bulundukları ancak taleplerine olumsuz dönüş yapıldığı, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların günde bir saat, müebbet ve süreli hapis cezası verilen hükümlü mahpusların günde bir buçuk saat havalandırmaya çıkarıldıkları, havalandırma alanın güneşten izole edildiği ve bu nedenle havalandırma alanının hiç güneş almadığı,
  • Mahpuslara haftalık spor hakkının kullandırılmadığı, ayda 2 defa spor hakkı tanındığı, ancak bu günlerin resmi tatil günlerine denk gelmesi halinde spor hakkı tanınmadığı ve günde 1 saat havalandırmaya çıkarıldıkları,
  • E.G isimli mahpusun hepatit B hastası olduğu, mahpusun muayene ve tedavisinin infaz koruma memurları eşliğinde yapıldığı,
  • Ülke genelindeki hapishanelerde olduğu gibi Çorlu Hapishanesinde tutulan mahpusların da tecrite karşı protesto kapsamında aile ziyaretlerine ve telefon görüşlerine çıkmadıkları, bu nedenle  hapishane idaresinin disiplin cezaları verdiği, 
  • İnfaz koruma memurlarının özellikle gece vaktinde her saat kapıdan gözetleme yaptıkları, hapishanede her hafta iki defa kısmi arama adıyla detaylı arama yapıldığı,
  • Mahpuslar, hapishane idaresinin tutum ve davranışları, pencerelerin önündeki teller sebebiyle ayda 2-3 kere Adalet Bakanlığı, Savcılık, İnfaz hakimliğine başvuru ve şikayetler yaptıklarını yaptıkları şikayetlerin de  cevapsız bırakıldığı ya da gerekçesiz şekilde reddedildiği, mahpusların tellere ilişkin Adalet Bakanlığından ‘’AYM’nin tel uygulamasına ilişkin bir kararı yoktur’’ şeklinde dönüş yapıldığı,
  • Hapishanede mahpuslara verilen yemeklerin yetersiz ve kalitesiz olduğu, hapishanenin yayınladığı yemek listesindeki yemekleri vermediği, iaşe bedelinin günlük 80-90 TL olduğu, kantindeki fahiş fiyatlar karşısında bu miktarın yetersiz kaldığı, hapishane kantinindeki temizlik ürünlerinin ve temel ihtiyaçların yetersiz olduğu,
  • Hapishanede her mahpusun 50 litrelik sıcak su kullanabildiği, kış aylarında suyun ısınma süresince 20 litre suyun tükendiği dolayısıyla toplam 50 litrelik sıcak su hakkından faydalanamadıkları,
  • Mevzuata aykırı olmamasına rağmen bazı kıyafetlere gerekçesiz şekilde mahpuslara verilmediği, A.Ç isimli mahpus bel fıtığı olması sebebiyle özellikli yatak kullanması gerektiğine ilişkin rapor olmasına rağmen özellikli yatak verilmediği, 
  • Mahpusların atölye etkinliği kapsamında çıkarıldıkları spor salonunun kuş dışkısı ve inşaat atıkları sebebiyle oldukça kirli olduğu,
  • Havalandırma, spor sahası ve koridorda kamera bulunduğu,
  • Mahpusların kaldığı koğuşlar ve koridorların çok tozlu olduğu astım hastası mahpusların çok zorlandığı, temizlik için Belediyeye dahi yazıldığı ancak bir sonuç alınamadığı, 
  • Ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen mahpusların 15 günde bir 10 dakika süreyle telefon görüşü yaptıkları, mahpuslara resmi kurumlar tarafından gönderilen kitapların kendilerine verilmediği,
  • Hapishanede mahpuslara verilen kitapların sayısının 10 ile sınırlandırıldığı, felsefe sözlüğü ve atlasların kitap olarak değerlendirilerek bu sınırlamaya dahil edildiği, mahpusların bu duruma ilişkin İnfaz Hakimliğine şikayette bulunduğu ancak henüz herhangi bir sonuç alınamadığı,
  • Mahpusların ayda bir defa kapalı spor salonuna çıkarıldıkları, spor salonunun üstünün açık olduğu, bu nedenle çok fazla kuş dışkısı bulunduğu ve dışkının ağır bir kokuya sebebiyet verdiği, mahpusların bu nedenle spor salonuna gitmek istemediği, mahpusların haftada iki gün ikişer saat atölye hakkını kullandıkları,
  • Y.C, T.K, H.R.B, N.Ö, E.G, Ş.Ö. ve Ş.B. isimli mahpusların ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü oldukları ve tahliye umudu olmayan mahpuslar oldukları,
  • H.R.B. isimli mahpusun astım hastası olduğu; E.G. isimli mahpusun Hepatit B hastası olduğu,  kulak rahatsızlığı nedeniyle işitme kaybı olduğu ve ameliyat olması gerektiği; Ş.Ö. isimli mahpusun bir kulağının duymadığı; R.B. isimli mahpusun bir gözünün protez olduğu, gözü için rapor almak istediği ancak heyet raporu alamadığı; N.Ö. isimli mahpusun ellerinin tutmadığı, özellikle sol elinin hiç tutmadığı , Ş.A. kronik Hepatit hastası olduğu, kasık ve yumurtalıklardan iki kere ameliyat olduğu, ameliyat olduğu hastanede 1 gün  tutulup Tekirdağ 2 Nolu F tipinde hijyensiz daha önce defalarca kullanılmış yatak verilerek 3 gün burada tutulmuştur. Ayrıca ameliyat olduğu süreçteki telefon görüş hakkının kullandırılmadığı,
  • 26 Kasımda mahpuslar, kötü hava koşullarında kapalı havalandırmaya çıkma talebiyle idareyle görüşme esnasında koridora çıkarılan H.R.B, Ş.Ö, R B, N.Ö, E.G, M.A. isimli mahpuslar, kapalı havalandırma haklarını kullanmak istedikleri için idarenin fiziki müdahalesine maruz kalmışlardır. H.R.B’nin koridordaki boruyu tutarak fiziki müdahaleye direnmesi sebebiyle eline yumruk atılarak hücreye konulmuştur. Mahpuslardan H.R.B ve Ş.Ö’e 1 günlük hücre cezası  R.B, N. Ö, E.G,  M.K’a ise 2 aylık ziyaretten yoksun bırakma cezası verilmiştir. İdarenin, Adalet Bakanlığıyla yazışma yaparak kapalı havalandırma haklarını kullandırmaya başladığı,
  • İdare ve Gözlem Kurulunun 6 ayda bir iyi hal değerlendirmesi yaptığı ve mahpuslara en alt sınırda olacak şekilde 45 puanın üstünde bir puanlama yaparak iyi halli olduklarına karar verdiği, henüz tahliyesi engellenen bir mahpusun olmadığı

Aktarımları yapılmıştır.

  • Avukatlarla görüşmeler 2 gardiyanın gözetiminde ve görüşmeyi duyabileceği şekilde yapılmaktadır. Avukat görüş odalarının dahi çok kirli ve tozlu olduğu tarafımızca tespit edilmiştir.

ÇORUM L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Çorum L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Odalarında telefon kabinleri bulunmadığını, ayrı banyo ve mutfaklarının olmadığını, küçük hücre tipi bir odada kalmak zorunda oldukları,
  • Hapishanede süreli hapis cezasıyla hükümlü olmalarına rağmen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilenlerin infaz koşullarına göre infazlarının çektirildiği, hapishaneye getirilmelerinden itibaren tek kişilik hücrelerde tecrit altında tutuldukları, diğer mahpuslarla aynı odaya geçme taleplerinin keyfi ve gerekçesiz bir şekilde reddedildiği, suç duyurusunda bulunmuşlarsa da bir sonuç alınamadığı, başvurulara ilişkin takipsizlik kararları verildiğini, konuşacak kimseleri olmadığı, günde sadece bir saat havalandırmadan faydalandırıldıkları, diğer mahpuslarla sohbet vb. herhangi bir sosyal hakların kullandırılmadığı,
  • Yeni Yaşam, Birgün, Evrensel gibi muhalif yayınların verilmediği,
  • Meclis TV ve Halk TV gibi televizyon yayınlarına erişemedikleri

Aktarımları yapılmıştır.

DİYARBAKIR 1 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpuslara hapishanelerde bulunan imkanların kısıtlı olmasından kaynaklı sosyal etkinliklerin yaptırılmadığı,
  • 13/05/2024 tarihinde Diyarbakır Kampüs Hapishanesinde 76 mahpusun gıda zehirlenmesi şikayetiyle hastaneye kaldırıldıkları

Aktarımları yapılmıştır.

DİYARBAKIR 3 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Diyarbakır 3 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Hapishanede sürekli olarak belirli kanallar ve havuz medyasının yayınlarının izletildiği,
  • Mahpusların en azından bağımsız ve özgür yayın yapan bir veya birden fazla kanalın yayınının gösterilmesi taleplerinin reddedildiği,
  • Adli mahpusların görüntülü telefon hakkı olmasına rağmen siyasi mahpuslara böyle bir hak tanınmadığı

Aktarımları yapılmıştır.

DİYARBAKIR 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Revirde ve sevklerde taleplerin geciktirildiği, bu durum bekleyen hasta mahpusların devam eden tedavilerinde aksaklıklar yaşanmasına sebebiyet verdiği,
  • Mahpuslara kargo ile gelen kırtasiye ürünleri teslim edilmediği,
  • Sosyal etkinlikler güvenlik, yer, personel eksikliği sebepleriyle kısıtlandığı,
  • Açlık grevine katılan tüm mahpuslara disiplin cezası verilmiş yapılan itirazlar için açılan duruşmalara mahkemeye çıkmama gerekçesiyle zorla getirme işlemleri yapıldığı,
  • Mahpuslara “tecrit” nedeniyle yaptıkları eylemler sebebiyle disiplin cezaları verildiği,
  • Haksız bir şekilde mahpusların ailelerden uzak il hapishanelerine sürgünlerinin gerçekleştirildiği, sürgün edilen mahpusların eşyalarının alınmasına izin verilmediği ve bu sürgünlerin gerekçesinin açıklanmadığı,
  • 23/06/2024 tarihinde yemeklerden kaynaklı 32 mahpusun gıda zehirlenmesi şikayetiyle hastaneye kaldırıldığı,
  • Adalet Bakanlığının getirmiş olduğu tasarruf tedbirleri kapsamında mahpusların etkinliklerinin sayıca azaltıldığı ve ortak alanlarda buluşmalarının engellendiği,
  • Tahliye olan mahpusların hala koğuşta bulunanların kişisel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla bırakmak istedikleri tv, dolap veya semaver gibi eşyalara hapishane yönetimi tarafından el konulduğu ve daha sonra diğer mahpuslara ikinci el ürün olarak satıldığı,
  • Psikolog görüşmelerinde mahpusların tutuklu ve hükümlü olmalarına sebebiyet veren olay ve olgular üzerinden pişmanlık dayatmasının yapıldığı

Aktarımları yapılmıştır.

DİYARBAKIR 2 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Diyarbakır 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların artan hava sıcakları sebebiyle odalarında soğutma sistemini kullanmalarına izin verilmediği, kendi imkanları ile almak istedikleri klima talepleri reddedildiği,
  • Mahpuslara verilen yemeğin bir porsiyon miktarını karşılamadığını, 3 kişilik odada 1 kişiye yetecek kadar yemek verildiği,
  • Mahpusların hastane sevk taleplerinin aylar geçtikten sonra yapıldığı,
  • Mahpusların hapishane içinde başka mahpusa mektup/posta göndermesi engellendiği,
  • Mahpusların ailelerinden gelen temel ihtiyaç kargolarının belirtilmeyen gerekçelerle verilmediğini, bekletildiğini, gecikmeli olarak verildiği,
  • Mahpusların hapishane idaresinden taleplerini içeren dilekçelerine idare tarafından cevap verilmediği,
  • Mahpusların sosyal etkinlik haklarının açık görüş haftası, yer problemi vb gerekçelerle kısıtlandığı,
  • Hapishanede tecridi protesto etme hakkını kullanarak mahkemeye çıkmayan, ziyaretçi görüşüne ve telefon görüşüne çıkmayan mahpuslara disiplin cezası verildiğini, soruşturma açıldığını,
  • Hapishanede tecridi, protesto etme hakkını kullanarak açlık grevine giren tüm mahpuslara disiplin cezası verilmiş, yapılan itirazlardan sonra açılan İnfaz Hakimliği duruşmalarına mahkemeye çıkmama protestosuna karşılık zorla getirme işlemlerinin yapıldığı,
  • Kantin fiyatlarının dış piyasa fiyatlarının da üzerindeyken, ürünlere 1 hafta içinde 2 kez zam yapıldığı,
  • Kürtçe şarkı söylemeleri halinde soruşturma tehdidine maruz kaldıkları,
  • Mahpusların ailelerine ait fotoğrafların arama yapıldığı zaman alındığı ve akabinde bu fotoğrafların soruşturma ve baskı ile tehdit unsuru haline getirildiği,
  • Hapishane müdürü ile sorunlara ilişkin yapılan görüşmelerde mahpuslara ayakta konuşma dayatıldığı,
  • Mektup/kargo fiyatlarının yüksek olmasından ötürü mahpusların haberleşme haklarının kısıtlandığı

Aktarımları yapılmıştır.

DİYARBAKIR KADIN KAPALI KAPALI HAPİSHANESİ

Diyarbakır 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpuslar yemeklerde hijyen koşullarına uyulmadığını ve yemeklerin besin değerinin düşük olduğu, yağlı bir şekilde getirildiği, 1 Mayıs günü mahpuslara verilen toplu yemeğin içinden mermi çıktığını olaya ilişkin mahpusların suç duyurusunda bulundukları,
  • İç sorunlardan mesul müdür ile görüşme taleplerinin kabul edilmediğini, sorunlarını çözemedikleri,
  • Hapishaneye mahkeme, hastane sebepleriyle giriş- çıkış yaptıklarında mahpusların usulsüz aramaya maruz bırakıldıklarını, çıplak arama uygulamasına varacak şekilde aramalara maruz bırakıldıkları,
  • Genel oda aramalarının haftada birden fazla kez olduğunu, gerekçesiz bir şekilde sürekli mahpusların yanında bulunan eşyalara el konulduğu,
  • Mahpusların kendilerine gelen kitap ve dergileri yasak veya başka bir karar olmamasına rağmen el konulduğunu, verildiği,
  • Yemeklerin hijyen koşullarına ve besin değerlerine önem verilmeden yapıldığını, yemekler dolayısıyla mahpusların zehirlendiğini, yemek zehirlenmesinden dolayı mahpusların hastaneye sevk edildikleri,
  • Mahpusların kurumlara, ailelerine, arkadaşlarına gönderdikleri mektupların içeriklerinin sansürlendiğini, el konulduğunu, örneğin bir vekile yazılan hapishane koşullarını anlatan mektuptaki- yemekler dolayısıyla zehirlendiklerini belirttikleri cümlenin- üstünün çizilerek sansürlendiği,
  • Mahpuslara açılan disiplin soruşturmalarında gözlem kurulu tarafından orantısız ve hukuksuz bir şekilde hücre cezalarının verildiğini, bu hücre cezalarının mahpusların infazlarının yanmasına sebebiyet verdiği,
  • Mahpusların ortak spor veya sohbet haklarının kullandırılmadığını, hapishanede başlatılan kurs saatlerinin de görüş saatlerine denk getirilmesi sebebiyle faydalanılamadığı,
  • Kantin fiyatlarının dış piyasanın üzerinde olduğunu, kendilerine hijyen paketinin verilmediğini, sadece kalitesiz bir ped verildiği, bu pedleri kullanan mahpusların hastalandığını; idarenin sadece hesabında hiç para akışı olmayan mahpuslara deterjan verebilecekleri,
  • Hastane sevklerinde çift kelepçe uygulandığı, doktor muayenesinde jandarma personelinin dışarı çıkarılmadığı, ayrıca hastaneye veya adliyeye gidiş gelişlerde mahpusun işleminin bitmesine rağmen saatlerce hapishaneye götürülmediği, çoğunlukla hapishane ring araçlarında kafes içindeki koltukta saatlerce bekletildikleri, personelin keyfine göre mahpusların hapishaneye götürüldükleri

Aktarımları yapılmıştır.

DÜZCE T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Düzce T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Hapishanede 4 mahpusun almış oldukları 3 ve daha fazla hücre cezası nedeniyle koşullu salıverilme hakkından yararlandırılmadıkları, bu dört mahpustan ikisinin 30 yıldır hapishanede oldukları, 
  • Mahpusların 3 kişilik odada 7 kişi olarak kaldıkları, 
  • Mahpuslara haftada yalnızca 30 dakika spor etkinliği hakkı tanındığı, mahpusların taleplerine rağmen başkaca sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerin yaptırılmadığı, 
  • Mahpusların İdare ve Gözlem Kuruluna yazdıkları dilekçelerin cevapsız bırakıldığı,
  • Mahpusların hapishane idaresinin haksız uygulamalarına karşı yaptıkları başvurulardan dönüş alamadıkları, İnfaz Hakimliği şikayet konusu hakkında karar vermiş olsa bile hapishane idaresi tarafından kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığı,
  • İnfaz koruma memurlarının odaların kapılarını rahatsız edici şekilde ayaklarıyla vurarak açtıkları,
  • Mahpusların yaklaşık 10 yıldır aynı yatakları kullandıkları, hapishane idaresinden yeni yatak talep ettikleri ancak taleplerinin karşılanmadığı, 
  • Ekonomik sorunlar nedeniyle hapishanedeki yemeklerin kalitesinin de oldukça düştüğü,
  • Mahpusların hastaneye sevkleri sırasında da ciddi problemler yaşadıkları, hastaneye sevkler yapılırken Jandarmaların ağız içi arama dayatmasında bulundukları, mahpusların ağız içi aramayı kabul etmedikleri ve bu nedenle Jandarma tarafından hastaneye götürülmeden hapishaneye geri gönderildikleri, ağız içi aramayı kabul etmeyen mahpuslar hakkında soruşturma açıldığı ,
  • Siyasi mahpusların, doktor yanında kelepçeli muayene ve hastaneye sevk sırasında ağız içi arama uygulamaları nedeniyle 2 yıldır hastaneye gitmedikleri, revire de çok geç çıkarıldıkları, revire çıkarılma süresinin talep tarihinden itibaren  bazen üç haftayı bulduğu, reçete edilen her ilacın getirilmediği bazen de mahpustan ilaç için para alındığı,
  • Mahpusların kaldıkları odadaki havalandırmanın güneş görmediği, çok dar olduğu ve bu nedenle herhangi bir etkinlik yapmaya elverişli olmadığı,
  • Mahpusların suya erişim konusunda zorluk yaşadıkları, hapishanede sıklıkla su kesintisi yaşandığı,
  • Mahpuslara verilen yemeklerin yenemeyecek derecede yağlı ve kötü olduğu özellikle akşam verilen yemeğin kalitesiz ve lezzetsiz olduğu,
  • Hapishanede mahpusların kaldıkları odalardaki kalorifer peteklerinin günün sadece belli saatlerinde açıldığı ve bu nedenle ısınma problemi yaşandığı,
  • Hapishane tarafından mahpuslara verilen yatakların uzun zamandır kullanıldığı, yatakların çökmüş halde ve küflü olduğu, mahpusların yeni yatak taleplerinin reddedildiği, nevresimlerin de aynı şekilde birkaç yıkamadan sonra çürümüş gibi yırtıldığı,
  • Hapishanede bulunan siyasi mahpusların odalarının 6 ayda bir değiştirildiği, her oda değişikliğinde mahpusların defter, not, kitap vb. eşyalarına el konulduğu, ayrıca mahpusların götürüldüğü yeni odaların kirli olduğu, yeni odalarda tamir, tadilat ve temizlik vb. masrafların mahpuslar tarafından karşılandığı,
  • Hapishane idaresi tarafından pandemi döneminde kullandırılmayan ziyaret ve telefon görüş hakkından birini seçmeleri konusunda bilgi verildiği, 5 siyasi mahpusun telefon görüş hakkını seçtiği buna rağmen bu hakkın henüz mahpuslara kullandırılmadığı, mahpusların idare ile yapmış oldukları görüşmede idarenin kendilerine “sizin dosyalarınız nedeniyle bekletiliyor. bizlik bir sorun yok” dediği,
  • Mahpuslar gönderdikleri ve kendilerine gönderilen mektupların yarısının yerine ulaşmadığı, Mahpusların Kürtçe mektup göndermelerinin engellendiği ve yine mahpuslara gelen Kürtçe mektupların kendilerine verilmediği, mahpuslara gönderilen Kürtçe kitapların çok geç verildiği, aramalarda Kürtçe yazılı olan her şeye el konulduğu,
  • Eylül ayında mahpusların odalarında yapılan aramada el konulan kitapların büyük çoğunluğunun henüz verilmediği,
  • Mahpusların almak istediği Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerinin kendilerine verilmediği, gerekçe olarak da bu gazetelerin Adalet Bakanlığının belirlediği listede yer almadıklarının belirtildiği,
  • Mahpusların kurs taleplerinin tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek reddedildiği, daha önce haftada bir defa çıkarıldıkları spor etkinliğine ise ayda iki defa olacak şekilde çıkarıldıkları,
  • İdare ve Gözlem Kurulu değerlendirmelerinin soyut ve dayanaksız olduğu, örneğin hapishanede hiçbir etkinlik yapılmamasına rağmen “mahpus etkinliğe katılmadı” gerekçesiyle ya da ailesinde uzakta bir hapishanede tutulan ve ekonomik nedenlerle ailesinin görüşe gelemediği mahpusa “görüşe çıkmadığı” gerekçesiyle düşük puan verildiği

Aktarımları yapılmıştır.

EDİRNE F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • R. Ç. isimli mahpusun süreli hapis cezası bulunmasına rağmen tek başına tutulduğu,  mahpusun sevk dosyasında “patlayıcı madde imalatı” ibaresi olduğu için tek tutulduğunun açıklandığı, ancak mahpusun hüküm giydiği dosya kapsamında patlayıcı madde bulunmadığı, buna rağmen mahpusun 7 yılı aşkın bir süredir hapishanede tek tutulduğu, diğer mahpuslarla ortak alan faaliyetlerinden faydalandırılmadığı, mahpusun tecrit uygulamasına son verilmesini, ve kendisi hakkında uygulanan bu tecrite ilişkin idari kararın gerekçeleriyle birlikte kendisine verilmesini talep ettiği ancak kendisine herhangi bir cevap verilmediği, 
  • Hücre havalandırmalarında kameralar bulunduğu, kameraların 24 saat kayıt aldığı,
  • Mahpuslara banyo için verilen sıcak suyun pis olduğu ve kötü koktuğu, bazı mahpusların vücudunda çeşitli izlerin ve lekelerin meydana geldiği, soğuk suyun ise kireçli olduğu, bu hususların idareye bildirildiği ancak düzeltilmediği,
  • İaşe bedellerinin düşük olması nedeniyle idare tarafından verilen yemeğin yeterli olmadığı, kantinde satılan ürünlerin fiyatlarının fahiş düzeyde yüksek olduğu, bu nedenle kişisel ihtiyaçların karşılanmasının bile zor olduğu,
  • Mahpuslara verilen yatakların çok eski olduğu,
  • Muhalif olarak bilinen gazetelerin verilmediği, Kürtçe basılan Xwebun isimli gazetenin verilmediği, hücrede her mahpusun 20 kitap bulundurabileceği, isteği dışında sevk edilen mahpusun kitaplarına idare tarafından el konulduğu ve hücreden çıkartıldığı,
  • İdare tarafından yapılan rutin aramalarda Okuma Komisyonu tarafından kontrol edilerek mahpuslara verilen mektuplara el konulduğu, 
  • Haftada 1 saat spor hakkı kullandırıldığı, açık spor salonuna sadece bulundukları hücredeki mahpuslara çıkabildikleri başkaca ortak alan etkinlikleri yaptırılmadığı,  
  • Diş tedavisinde sevklerin geciktirildiği, 
  • 82 yaşındaki K. B. İsimli mahpusun beyin ameliyatı olduğu, yüksek tansiyon, şeker, KOAH, prostat gibi hastalıklarının yanında işitme engeli bulunduğu, mahpusun avukatı ile yazarak iletişim kurmaya çalıştığı, Edirne’deki hastanenin sağlık kurulu tarafından “hapishanede kalabilir” raporu verildiği, 
  • İdare ve Gözlem Kurulu tarafından A.Ş. isimli mahpusun koşullu salıverilme tarihi gelmiş olmasına rağmen iyi halli olmadığına karar verildiği ve koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmadığı,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları

Aktarımları yapılmıştır.

EDİRNE KADIN KAPALI HAPİSHANESİ

Edirne Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Bir mahpusun spor yaparken duvarda ayak izi çıktığı ve hücre duvarına fotoğraf astığı için hakkında kınama cezası verildiği,
  • Kantinde satılan temizlik ürünlerinin çok pahalı olduğu, iaşe bedellerinin arttığı ancak hala yeterli olmadığı, idare tarafından dağıtılan yemeklerin az, lezzetsiz ve kötü olduğu, mahpusların genel olarak kantinden aldıkları ürünlerle yemek yapmaya çalıştıkları ancak bunun da oldukça sınırlı olduğu, haftada 3 veya 4 gün kahvaltı olarak yalnızca çorba verildiği, 
  • Kurum içi gönderilen mektup ve faksların çok uzun sürede ulaştığı, açık görüşün 50 dakika olmasına rağmen infaz koruma memurların süre dolmadan görüşü bitirmeye çalıştığı, 
  • Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel Gazetesinin talep edildiği, ancak Bakanlığın listesinde olmadığı için verilmediği, sadece Bakanlığın belirlediği yayın ve kitaplara izin verildiği, bu nedenle Kürtçe yayın taleplerinin de kabul edilmediği, 
  • Mahpusların haftada bir kere açık sahaya çıkarıldığı, atölye ve kurs gibi ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmadığı, ancak 1 kere film izleme etkinliği yaptırıldığı,
  • Hastane sevklerinin gecikmeli yaptırıldığı, daha önce yumurtalık kanseri geçiren ve 6 ayda bir tetkik yapılması gereken bir mahpusun 1 yılı aşkın süredir hastane sevkinin yaptırılmadığı, salı günlerinin revir günü olduğu ancak yetiştirilmediği için çoğu zaman yapılmadığı,
  • Mahpuslar tarafından hapishanede yaşanan ihlallere ilişkin idareye verilen dilekçeler ve idare ile yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda ihlallerin sona ermediği,
  • Hapishanede mahpusların kullandıkları ortak alanı ve havalandırmayı görecek şekilde yerleştirilen kamera uygulamasının devam ettirildiği,
  • Hapishanede 50 lt sıcak ve 50 lt soğuk su kotası bulunduğu, öğleden sonra sıcak su verilmediği ,
  • Sıcaklık derecesi oldukça düşük olmasına rağmen 15.11.2024 tarihi itibariyle hapishanede kaloriferlerin yakılmadığı ve mahpusların ısınmak için üst üste kıyafetler giymek zorunda kaldıkları,
  • Mahpuslara yedek nevresim verilmediği, verilen nevresimlerin de yırtık ve eski olduğu,
  • Mahpuslara gelen mektup ve kargoların hapishane idaresi tarafından yeterli personel olmadığı gerekçesiyle ayda bir toplu olarak verildiği,
  • Hapishanede mahpusların kitap kotasının 7’den 5’e düşürüldüğü, hapishanedeki kütüphaneden istenen kitapların ise 15 günde bir getirildiği,
  • Mahpusların haftada bir defa 45 dakikalık spor faaliyeti yapabildiği, hapishanede kurs ve atölye açılmadığı,
  • Gut hastalığı olan mahpusa özel yiyecek verilmediği, mahpuslara reçete edilen ilaçların uzun süre sonra getirildiği,
  • Hapishanede bipolar bozukluğu olan mahpusun ilaçlarının infaz koruma memuru eşliğinde verildiği, ilaç içtikten sonra mahpusun ağız içinin kontrol edildiği, mahpusun sık sık krizler geçirdiği, bu krizler esnasında mahpusun kendisine ve koğuşa zarar verdiği, kriz geçirdiğinde hastaneye sevk edildiği ancak hastane mahpusu yatırmadığı için mahpusun hapishaneye geri getirildiği

Aktarımları yapılmıştır.

ELAZIĞ E TİPİ GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Elazığ E Tipi Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Hapishaneye yeni getirilen bir mahpusun ilk getirildiğinde hesabında para olmadığı gerekçesiyle kantinden alışveriş yapamadığını; ancak hesabında para bulunduğu,
  • Mahpusların, banyo yapmak için duşa girdiğinde sıcak suyun bir anda kesildiği
  • Hapishanede adli mahpuslarla birlikte kaldığı için ölüm orucuna başlayan mahpusun olduğu

Aktarımları yapılmıştır.

  • Görüşülen ölüm orucundaki mahpus; konulduğu odada bulunan iki mahpus tarafından ölümle tehdit edildiğini; bu kişiler hakkında bu fiilleri nedeniyle herhangi bir işlem yapılmadığı, bu şikayetleri nedeniyle yazdığı dilekçelerin gözü önünde infaz koruma memurları tarafından yırtıldığı bazen ise dilekçelerinin alınmadığını ifade etmiştir. Mahpus, kendisine ayrımcılık uygulandığını; yemek zamanlarında bazen kendisine yemek verilmediğini, kantin için yazdığı dilekçelerin ise alınmadığını belirtmiştir. Mahpus, bulunduğu odada defalarca şiddete maruz bırakıldığını; oda içerisinde bulunan butona basmasına rağmen infaz koruma memurlarının gelmediğini dile getirmiştir. Bu sorunlar ile ilgili müdür ile görüşme taleplerinin ise her defasında reddedildiğini, gardiyanlar tarafından darp edildiğini; bir defasında boğulmaya çalışıldığını, hücreye götürüldüğünü bu nedenlerle yukarıda belirttiği gibi ölüm orucuna girdiğini söylemiştir. Ölüm orucuna girdiğinde herhangi bir sağlık kontrolünün yapılmadığını, Bayram zamanında açık görüş hakkının kullandırılmadığını, ölüm orucunun 11. Gününe kadar kendisine tuz ve şeker verilmediğini, soğuk bir hücrede tutulduğunu bu süre zarfında aralık ayında yapılan sağlık kontrollerinde vücudunda yüksek oranda etil alkole rastlandığını belirtmiştir. Ölüm orucunu sonlandırdıktan sonra, gerekli hiçbir tetkikin yapılmadığını; doktorun kendisine antibiyotik yazmasına rağmen idare tarafından kendisine vitamin verilmediğini ifade etmiştir. Mahpus şu anda kötü koşullarda ve tek kişilik odada tutulduğunu, sevk talebine cevap verilmediğini (adli mahpuslardan ayrı bir yerde tutulma talebinin-siyasi mahpusların yanına geçme talebi) ayrımcılığa ve ırkçılığa uğradığını belirtmiştir. Darp edildiğinde ya da kötü muameleye maruz bırakıldığında hastane yerine hapishane revirine götürüldüğünü aktarmıştır.

ELAZIĞ T TİPİ KADIN KAPALI HAPİSHANESİ

Elazığ T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpuslar, hapishanenin T tipi şeklinde inşa edildiğini, erkek mahpusların yoğunlukta olduğunu, hiçbir yönde kadınların yaşamına uygun olmadığı,
  • Havalandırmaların üstünün mazgallarla kapalı olduğu,
  • İdarenin mahpusların sorunları ifade etmek amacıyla ilettiği görüşme taleplerini hiçbir şekilde kabul etmediği,
  • Koğuş aramalarının çok sıklıkla yapıldığını, kişisel ihtiyaçlar doğrultusunda alınan birçok eşyaya izin verilmediğini, örneğin cımbızların bile toplatıldığı,
  • TV kanallarının çok az olduğunu, hapishanede erkek mahpusların yoğunlukta olması sebebiyle yalnızca spor kanallarının verildiği,
  • Yemeklerin çok kötü olduğu, hem besin değerlerinin olmadığını hem de porsiyon olarak yetersiz miktarda olduğu,
  • Hastane muayenelerinde, kelepçeli muayene dayatmasının olduğu,
  • Mahpusların müdür görüşlerine çıkma talepleri karşılanmadığı,
  • Kampüs doktorunun ciddiyetsiz tavırlar sergilediği, hasta mahpusların şikayetlerini dinlemediği, “benden daha iyisiniz” dediği, bir şeyleri olmadığını söylediği, antibiyotik ilaç  yazmaktan kaçındığı, Voleybol oynarken eli çatlayan bir mahpusa bakmayıp geri gönderdiği, daha sonrasında mahpusun elinin şiştiği, tekrardan revire çıktığı doktor hakkında her yere şikâyet edildiği ancak henüz bir değişikliğin olmadığı,
  • Sosyal etkinliğe çıkma talepleri henüz yerine getirilmediği,
  • Görüş saatinin 45 dk olduğunu, bununla birlikte cuma günü açık görüş yapıldığını Cuma namazı gerekçe gösterilerek görüşçülerin aramasının uzatıldığını bu sebeple görüş saatlerini geçirildiği

Aktarımları yapılmıştır.

ELAZIĞ 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpuslar neredeyse her hafta oda araması yapıldığını; bazen haftada iki defa da oda araması yapıldığını, bu aramalar sırasında eşyalarının dağıtıldığını ve infaz koruma memurlarının hoyratça davrandıkları,
  • Mahpuslar talep ettikleri Yeni Yaşam ve Evrensel gibi gazetelerin kendilerine verilmediğini, dışarıdan dergi alma taleplerinin reddedildiğini, yalnızca idarenin listelerinde bulunan dergilerin talep edilebileceği,
  • Tecridi protesto etmek amacıyla açlık grevine giren mahpuslar hakkında disiplin soruşturmaları başlatıldığını; söz konusu grev eylemi bittikten sonra devam eden “mahkemeye, aile görüşüne ve telefona çıkmama” eylemlerine ilişkin Adalet Bakanlığına dilekçeler yazıldığı,
  • Kursların neredeyse hiç açılmadığını; yalnızca zaman zaman bazı kursların açıldığını ancak burada da sayı sınırının idare tarafından konulduğunu söylemiştir. Gerekçe olarak ise idare, halk eğitimin personel eksikliğinin olduğunu taraflarına bildirdiği,
  • Özellikle, spor ve sohbet haklarının çok kısıtlı olduğunu; bayram, resmî tatil ve benzeri günlerde ise spor ve sohbet haklarından yararlandırılmadıklarını belirtmiştir. Açık görüşlerin olduğu günlerde spor hakkının kendilerine tanınmadığı,
  • Kürtçe kitapların kendilerine verilmediğini, Kürtçe kitaplarla ilgili tercüman parası istendiğini, kitap sınırlamasının genel olarak 7 olarak belirlendiği ve 2 ayda bir değişim haklarının olduğunu, Kürtçe mektup göndermek istediklerinde bunun engellendiği,
  • Sıcak su miktarının 50 litre olarak sınırlandırıldığını ve her odada 3 kişi olduğundan dolayı odanın sıcak su limiti 150 litre olduğu,
  • 70 yaşında olup ağır sağlık sorunları yaşayan bir mahpusun ATK’ nın olumsuz raporu ile infaz erteleme talebinin kabul edilmediği, Mahpusların diş hastanesine sevklerin çok geç yapıldığı,
  • Birçok mahpusun idari gözlem kurulu kararları ile gerekçesiz bir şekilde infazlarının uzatıldığı,
  • 27 Kasım 2023 tarihinde başlayan açlık grevi eyleminden önce idare tarafından “ne yapacağınızı biliyoruz, haberimiz var, ne yapacaksınız, hapishaneyi mi yakacaksınız, personeli mi rehin alacaksınız?’’ şeklinde söylemlerde bulunulduğu

Aktarımları yapılmıştır.

ELAZIĞ 2 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • “Sayın Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt sorununa siyasi çözüm” talebiyle 15 Nisan tarihi itibariyle mahkemelere, aile görüş ve telefona çıkmadıklarını bu boykot eylemiyle Sayın Öcalan’a uygulanan tecridi aynı koşullarla yaşayarak protesto ettikleri,
  • Gözünün arka kısmında yer alan şarapnel parçası sebebiyle bir gözünü kaybeden hasta mahpus Kendal Barut’un diğer gözünü de kaybetme riski olduğunu, Elazığ’da ameliyatı gerçekleştirecek tıbbi donanıma sahip hastane olmaması sebebiyle 2 yıldır Ankara ve İzmir ilinde tedavi olmak için talepte bulunmasına rağmen hastane sevkinin yapılmadığı,
  • Hastane sevklerinin 4-5 ay geciktirildiğini, sevklerinin bekletilmesi sebebiyle sağlık sorunlarının ağırlaştığı,Mahkemeleri, aile ve telefonları boykot etmeleri sebebiyle gözlem kurulu kararı ile sohbete çıkarılmadıklarını, haftada 1 gün 1 saat olan spor haklarının da açık görüşün olduğu haftalarda askıya alındığı,
  • Hapishane idaresi Bağımsızlara geçmek isteyen mahkumlara “2 ay boyunca samimiyetinize bakıcaz ona göre odanızı ayıracağız” denildiğini, bu durumun aynı odada bulunan diğer mahpusları rahatsız ettiği,
  • Önceki süreçlerde saat ve diğer eşyaların tamirini yapan dış kantinden artık sadece sebze ve meyve istenebileceğinin mahpuslara aktarıldığını, bu sebeple basit bir tamir gerektiren eşyaların dahi yeniden almak zorunda kaldıklarını iletildiği,
  • Hapishane idaresiyle görüşme taleplerinin kabul edilmediği, oda değişikliği vb. talepler konusunda da yine idarenin mahpuslarla görüşmedikleri, sadece başgardiyana iletildiğini ancak taleplerinin kabul edilmediği,
  • Hapishanede TV kanalları, kitap, dergi vb. konularda kısıtlamaların olduğunu, yayınlar konusunda sorun yaşandığını, dış dünyayla olan iletişimlerinin kısıtlandığı,
  • Rutin revir taleplerinin geç yerine getirildiğini, başka hapishanelere sevk taleplerinin reddedildiğini, oda aramalarının sıklıkla idare tarafından gerçekleştirildiği,
  • Mahpuslar bulundukları hapishanelerde kimi zaman Avukat görüşü adı altında başka kişilerle görüştürülmek istendiklerini, bu uygulamayı reddettikleri,
  • Son 1 yıl içerisinde 30-40 mahpusun sürgün edildiği,
  • Bir hafta önce verilen yemekten (Tavuk, Çorba) birçok mahpusun zehirlendiği, mahpuslarda ishal kusma, baş ağrısı, mide ağrısı gibi belirtilerin olduğu, revire çıkma taleplerinin karşılanmadığı, yalnızca bir mahpusun hastaneye götürüldüğü, hastaneye çıkan mahpusun bu durumunu daha sonra telefonda ailesine söylediği, bu nedenle kendisine soruşturma açıldığı,
  • Son zamanlarda oda aramalarının çok sıklaştığı, aramalar sırasında odaların dağıtıldığı, arkadaşların yazımsal çalışmalarına el konulduğu,
  • Oda değişim talepleri yerine getirilmediği (Rojavalı bir mahpusa talebinin yerine getirilmesi için ajanlık teklif edilmiş), tarafsıza geçmek isteyenlerin dahi taleplerinin yerine getirilmediği,
  • Müdür görüşüne çıkılmasına izin verilmediği, dilekçelere cevap verilmediği,
  • Kayyumlara ilişkin olarak yazdıkları dilekçelere ve önderliğe yazılan mektuplara el konulduğu,
  • İç postaların durdurulduğu, dışarıdan gelen bir fotoğrafın içindeki aileden biri olmazsa fotoğrafın mahpuslara verilmediği, görüş sırasında fotoğraf alışverişine izin verilmediği,
  • Daha önce 1 saat 15 dk olan görüş saatinin 1 saate indirildiği,
  • Hastaneye gidiş gelişlerde hasta mahpuslara yardım edilmediği,
  • Sosyal etkinlikler ve spor aktivitelerinin yine sınırlı olduğunu, pandemi bitmesine rağmen kısıtlamaların devam ettiğini, sadece haftada bir olacak şekilde sohbet ve spor faaliyetlerine izin verildiğini ve aktivitelerin de sadece belli odalarla yapılmasına izin verildiği

Aktarımları yapılmıştır.

ELAZIĞ R TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Elazığ R Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpuslar bu hapishanede kalan mahsupların, ağır hasta mahpuslar olduğundan banyo ve kişisel temizliğini tek başlarına yapamadıkları, hasta bakıcıların ise neredeyse ayda 1 defa banyo yaptırdıklarını; Hasta bakıcıların, bu süreçte kendilerine yardımcı olmadığını ve hijyen ürünlerinin kendisine az verildiği,
  • Hapishanede, kantinde satılan ürünlerin fiyatlarının çeşitli olmadığını ve pahalı satıldığını, hasta mahpusların diyet listesinde belirtilen yemekleri yemesi gerekmesine rağmen diğer mahpuslarla aynı yemeğin kendilerine verildiği,
  • Mahpusların hastaneye sevklerinin yapıldığı ancak sonuçlarının mahpuslara bildirilmediği,
  • Gardiyanların ve hapishane idaresinin mahpuslara karşı tavırlarının kötü olduğunu mahpuslara verilmesi gereken ilaç yerine farklı bir ilaçların verildiği,
  • Bir mahpusun tekerlekli sandalye kullanması ile ilgili raporu bulunmasına rağmen idare tarafından kendisine bu imkanının sağlanmadığı,
  • Hapishanede normalde elektrik ücretinin mahpuslardan alınmaması gerektiğini ancak hapishanede elektrik ücretinin kendilerinden alındığı,
  • Hapishanede hasta mahpuslara işkence ve kötü muamelede bulunulduğu; özellikle adli mahpusların bu uygulamayla karşı karşıya kaldığı,
  • Hapishanede TV’nin olduğunu ancak radyonun kendilerine verilmediğini
  • Ayda en az 3-4 defa koğuş arama uygulaması yapıldığı, koğuş aramaları esnasında eşyaların dağıtılıp yerlere dağıtıldığı, aramalarda cezaevi kantininden alınan şeylerin dahi alınıp götürüldüğü, koğuşun arama esnasında dağıtılmasından kaynaklı koğuşta kalan iki engelli mahpusun engel durumlarına rağmen günlerce odayı temizleme ve toparlamaya çalıştığını, odada serinlemek için kullanılan vantilatörün bile alındığı, sözlü olarak idareye bu hukuk dışı tarz ve uygulamalarının  son  bulması için talepte bulunulduğu ancak cevap alınamadığı,
  • Dışarıdan koğuşa gelen ışık mahpusların gece uyumasını dahi engelleyecek nitelikte olduğu, bu nedenle mahpusların yastıklarla pencereye set çekerek ışığın gece vakti içeri girmesini engellemeye çalıştığı, talepte bulunmalarına rağmen bu duruma bir çözüm üretilmediği,
  • Havalandırma yetersiz olup bazı günler 1 bazı günler 2 saat olarak uygulandığı,
  • Engel durumu olan mahpusların ortopedik yatakları olmasına karşın depoda tutulduğu ve kendilerine verilmediği,
  • Mahpuslar beslenme şartlarının kötü olduğunu ve yemeklerin yenilmeyecek nitelikte olduğunu belirtmektedir.
  • Hasta bakıcıların engelli mahpuslara banyo vs. İşlerinde yardımcı olması gerekirken, dışarıdan getirilen hükümlü çalışanlara engelli mahpusların banyolarının yaptırıldığı, hasta mahpusları görüşlere yine bu hükümlü çalışanların getirdiği,
  • Koğuşun ısınmadığı, iki battaniye ile zor idare ettikleri, kalorifer ısı derecesinin artırılması taleplerinin tasarruf gerekçesi ile yerine getirilmediği,
  • 1 saat 30 dakika olması gereken aile görüşünün 1 saat olarak uygulandığı,
  • Taleplere rağmen sosyal bir aktivitenin gerçekleştirilmediği, kurs, eğitim vb’nin olmadığı,
  • Mahpuslardan birinin iki defa “hapishanede kalamaz raporu” olmasına rağmen hapishanede tutulduğu, diğerinin ise tahliye hakkının doğmasına rağmen disiplin soruşturmaları gerekçe gösterilerek tahliye edilmediği,
  • Sağlık noktasında eksikliklerin olduğu dile getirildi. Psikiyatr doktorun mahpusların sağlık durumları ile ilgileneceğine "siz pişman mısınız?" gibi sorular sorduğu, yine hastane sevklerinin geciktirildiği

Aktarımları yapılmıştır.

EREĞLİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ HAPİSHANESİ

Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Ağır bir tecrit ve izolasyon uygulamasının olduğu,
  • Pencere ve havalandırma konusunda çok ciddi sorunların olduğunu bu sebeple odalarının nemli ve rutubetli olduğu, temiz havaya erişemediklerini ve bu odada günün 22,5 saatini geçirdikleri,
  • Sağlık sorunları olan mahpusların tedavilerinin aksatıldığını ya da zamana yayılarak ciddi mağduriyetlere sebebiyet verdikleri,
  • Birçok mahpusun süreli hapis cezaları olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet cezası uygulanan infaz hükümlerine tabi oldukları,
  • Sosyal, kültürel ve sportif hiçbir faaliyetin olmadığı,
  • Dolaplar boş olmasına rağmen eşya konulmasına izin verilmediğini, eşyaları koymak için bir poşet dahi verilmediği belirtilerek psikolojik şiddetin had safhada olduğu,
  • Gardiyanların tavırlarının provake etmeye yönelik olduğunu, arama yapılırken ya dağıtarak arama yapıldığını ya da örneğin sabunluğun fazla denilerek el konulduğu,
  • İdare ve gözlem kurulu kararı ile tahliyelerin engellendiği,
  • Sevk talebinde bulundukları, kapasite dolu denilerek ret verildiği,
  • Cezaevinde bulunan doktorun mahpuslarla iletişiminin kötü olduğu ve tıbbi yönden yeterli desteği sağlayamadığı,
  • yemeklerin hijyen ve beslenme değeri açısından eksik olduğu,
  • Günlük 1,5 saat havalandırmaya çıkıyor. Bunun dışında hiçbir görüşmelerinin olmadığı hiçbir mahpusla iletişim kuramadıklarını ağır tecrite maruz bırakıldıkları

Aktarımları yapılmıştır.

ERZURUM DUMLU 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Hapishanenin Y tipi olması sebebiyle yapısal sorunları oluşturduğu, ağırlaştırılmış infaz rejiminin alınan ceza miktarına bakılmaksızın tüm mahpuslara uygulandığı,
  • 3 kişilik hücrelerde tutulan hasta mahpuslar dışında tüm mahpusların tekli hücrelerde tutulduğu, modül sistemine göre inşa edilen ve tek kişilik hücrelerde kalan mahpusların günde sadece 2 saat 5 mahpus ile havalandırmaya çıkarıldığı,
  • Mahpusların sosyal faaliyetlerden faydalandırılmadıkları, haftada sadece 1 saat spora çıkarıldıkları; atölyelerin mevcut olduğu ancak atölye diye 1.5 saat boyunca boş bir odaya çıkarıldıkları, boya resim gibi malzemelerin yasak olduğu gerekçesiyle kendilerine verilmediği,
  • Televizyondaki kanal sayısının 2U’dan 4U’a çıkarıldığı ancak idarenin belirlediği kanallar dışında hiçbir kanal olmadığı,
  • Hapishane içinde mahpusların birbirlerine gönderdikleri iç mektupların verilmesinin bazen 1 ay, 40 gün veya 50 gün sürdüğü,
  • Diş revirinin yetersiz olduğunu 3 ay sıra bekledikleri,
  • Yemeklerin hijyen koşullarına uygun olmadığı ve kötü olduğu, doyurucu ve çeşitli olmadığı gibi hafta sonu yemeklerin çok daha kötü olduğu, kantinden istenilen yiyecek ve eşyaların da fiyatlar yüksek olduğundan dolayı mahpuslar tarafından alınamadığı

Aktarımları yapılmıştır.

ERZURUM DUMLU 2 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Erzurum Dumlu 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpuslar hapishanede yaşadıkları sorunların temelini hapishanenin Y tipi olması sebebiyle yapısal sorunların oluşturduğunu, ağırlaştırılmış infaz rejiminin alınan ceza miktarına bakılmaksızın tüm mahpuslara uygulandığı,
  • 3 kişilik hücrelerde tutulan hasta mahpuslar dışında tüm mahpusların tekli hücrelerde tutulduğunu, modül sistemine göre inşa edilen ve tek kişilik hücrelerde kalan mahpusların günde sadece 2 saat 5 mahpus ile havalandırmaya çıkarıldığı,
  • Hapishanenin Mimari olarak 3 katlı modül sistemine göre dizayn edilmiş hapishanenin tavanlarında çatlak oluştuğu bu sebeple banyo veya temizlikte bile tavandan su damladığı bu durumun kendilerini rahatsız ettiği ve hapishanenin depreme dayanıklı olmadığını gösterdiği,
  • Hastane sevklerinin 6-7 ay geciktirildiğini, hasta mahpusların denetimli serbestlikten faydalanabilmesinin ön koşulu olan gözlem kurulu kararlarının iyi halli olmadığı sebebiyle olumsuz kararlar verildiği,
  • Koridorların çok kirli olduğu bu kirliliğin enfeksiyonel hastalıklara sebebiyet verdiği,
  • Hapishane girişinde mahpuslara çıplak aramanın dayatıldığı, kabul etmeyen mahpusların zorla bu uygulamaya maruz bırakıldığı,
  • Araç ve gereç eksikliği sebebiyle sosyal etkinliklerin kısıtlı yapıldığı,
  • Revirde sıranın geç geldiği, mahpus sayısının fazla olduğu çoğu zaman mahpuslara tekrar dilekçe yazılması gerektiğinin gardiyanlarca söylendiği,
  • Muhalif gazete ve TV’lerin mahpuslara verilmediği, taleplere çoğu zaman ise cevap verilmediği,
  • Yemekler kötü denecek kadar az pişmiş ve doyurucu olmadığı gibi kantinden istenilen yiyecek ve eşyaların da fahiş fiyatta olduğundan dolayı mahpuslarca alınamadığı,
  • Kurslar ve faaliyetlerin sebep gösterilmeden engellendiği,
  • Ağırlaştırılmış ve süreli infaz mahpuslarının aynı rejime tabi tutulduğu,
  • Hücrelerdeki pencerelerin çok küçük ve sıkı olması sebebiyle hava akışının oldukça az olduğu, Erzurum’da kış aylarının uzun ve çok soğuk geçtiği bilinmesine rağmen hapishanenin kuzeye bakacak şekilde inşa edilmesi sebebiyle hücrelerin güneş görmediği,
  • Yaşam alanlarının oldukça dar olduğu ve sürekli bu alanlarda tadilatlar yapıldığı,
  • Sürekli olarak elektrik arızası ve tuvalet tıkanması gibi sorunlar yaşandığı,
  • Yasaklı olmayan kitapların sakıncalı bulunup verilmediği,
  • Mektupların iadeli taahhütlü gönderilmediği durumda, gönderilmediğini ailelere ulaşılmadığını dolayısıyla iadeli taahhütlü mektup gönderiminin dolaylı yoldan zorunlu tutulduğunu ve bu durumun ekonomik olarak mahpusları zorladığı

Aktarımları yapılmıştır.

ERZURUM H TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Erzurum H Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların spor, etkinlik haklarından faydalanılamadıklarını, bazı odalara bu konuda ayrıcalık tanındığı,
  • İdareye veya savcılığa yazdıkları dilekçelerin işleme alınmadığı, hapishane koşullarını anlattıkları kurumlara göndermek istedikleri mektuplarının çıkış işlemlerinin yapılmadığı,
  • Türkçe bilmeyen mahpusların işlemlerini tek başlarına yapamadıklarını, sürgün edilen mahpuslara girişte arama yapılırken eşyalara zarar verildiği,
  • Yabancı uyruklu mahpusların işlemlerini tek başına yapamadıkları ve kendilerine bilgilendirme yapılmadığından haklarını kullanamadıkları,
  • Ağır hasta ve yaşlı mahpusun ameliyat sonrasında alındığı yoğun bakımda 5 gün boyunca kelepçeli tutulduğu,
  • Tahliyesi engellenen mahpuslara İdare ve Gözlem Kurulunda hukuka uygun olmayan soruların sorulduğu, soruların kabul edilmemesi halinde de tahliyelerinin engellendiği,
  • İdarenin 1 yıl boyunca zorla ayakta sayım dayatıldığı fakat bu dayatmanın bir süredir son bulduğu,
  • Mahpusların odalar arasında konuşmalarına müdahale edip konuşmalarının engellediği,
  • İdare kararları ve dayatmalarına benzer tepki gösteren kişilerin ayrı odalara yerleştirildiği,
  • Haftada 1 spor etkinliğinin siyasi olmayan mahpuslara beraber yapılması imkânı sağlanırken siyasi mahpusların kendi odalarının ayrı ve tek olarak spor saatine çıktığı ifade edildiği,
  • 12 bloktan oluşan Erzurum H tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpusların iletişimine imkân tanınmadığı,
  • İdare Gözlem Kurulu üyeleri teşekkül etmeden ve bazı mahpuslar kurula çıkarılmadan haklarında " İyi halli Olmadığına " kararı verildiği,
  • Gerekçe gösterilmeden atölye, sosyal aktivite ve ortak alan imkanından yoksun bırakılması keyfi uygulamasına tepki olarak 2 mahpusun açlık grevine girdiğini ve açlık grevi neticesinde yaklaşık iki ay mahpuslara atölye, sosyal aktivite ve ortak alan tanındığı, ancak bu imkanlardan sadece aynı koğuşta yer alanların aynı anda faydalandığı, farklı koğuşlarda bulunan mahpusların  aynı anda bu imkanlardan faydalanamadıkları,
  • Yemeklerinin besin değerinin olmadığını, porsiyonların bir kişilik porsiyon miktarını karşılamadığı

Aktarımları yapılmıştır.

ESKİŞEHİR H TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Eskişehir H Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Hastane sevklerinin çok azaldığı, sevklerin aylarca yapılmadığı, çok sayıda mahpusun bu nedenle sağlık sorunlarının ilerlediği, İ.K. ve K.K. isimli mahpusların diş problemlerinin ciddi düzeylere ulaştığı ve tedavilerinin yapılmadığı, özellikle diş hastalıklarından kaynaklı sevklerin aylarca hatta yıllara varan düzeyde geciktiği, N.A. isimli mahpusun ağzında hiç diş olmadığı ancak yine de sevkinin yapılmadığı, sevk konusunda talepte bulunduklarında Jandarmanın güvenlik sebebiyle tek seferde en fazla 8 kişi götürdüğü, 1 yıldan önce hastaneye sevklerinin yapılmadığı, D.B isimli mahpus ve kendisinin 1 yıldır göz muayenesi için sevk bekledikleri, yine diş tedavisinin büyük bir sorun olduğu, revirde bir diş doktorunun bulunduğu ancak sıra gelmemesi nedeniyle muayene olamadıkları,
  • Resim atölyesi talebinde bulunduklarını ancak reddedildiği, hiçbir kurs faaliyetinin olmadığı, M.Y. isimli mahpusun tek kişilik hücrede tutulduğu, koğuş değişikliği taleplerinin işleme alınmadığı, tutuklu olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbetlerin infaz koşullarına göre tutulduğu, hatta ağırlaştırılmış müebbetler günde 2 saat havalandırmaya çıkabilirken kendisinin tek başına ve 45 dakika havalandırmaya çıkarıldığı,
  • Kitaplarının kendilerine verilmediği,
  • Yaklaşık 2-2.5 yıldır özellikle başka hapishaneden kendisine gelen mektupların “Kurumda yok” denilerek sürekli geri gönderildiği,
  • Hastaneye sevkler sırasında dayatılan ağız içi aramaya itiraz edilmesi nedeniyle disiplin cezaları verildiğini, K.K isimli mahpusa ağız içi aramaya itiraz etmesi nedeniyle disiplin cezası verildiği,
  • Kürtçe kitap ve dergilerin verilmediği,
  • Bandırma hapishanesinden M.A isimli bir mahpusun geldiğini, geldiğinde onların odasına verilmediğini ancak 10 gün sonra odaya geçebildiği,
  • İdarenin uygulamalarına ilişkin şikayet vb. dilekçelerinin ise infaz hakimlikleri ve ağır ceza mahkemeleri tarafından devamlı olarak reddedildiğini, yaptıkları hukuki başvuruların hiçbirinde idarenin tesis ettiğinin aksine bir sonuç almadıklarını, dilekçelerin işleme alınmadığı, gardiyanların dilekçelerini idareye ya da yetkili mercilere iletmediği,
  • 5 mahpusun koşullu salıverilme tarihlerinin ertelenerek tahliyesinin engellendiği

Aktarımları yapılmıştır.

GEBZE KADIN KAPALI HAPİSHANESİ

Gebze Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mart ve Nisan aylarında mahpusların kaldığı odalarda rutin aramalar dışında da aramaların yapıldığı, yapılan aramalar esnasında gündelik yaşamda kullanılan eşyalara el konulduğu,
  • G.T, G.A, T.İ, H.A, G.E, G.E, H.A, A.A. ve S.A. isimli mahpusların hasta mahpus oldukları, G.T’nin kanser riski taşıması nedeniyle rahminin alındığı ve halen kanser riski taşıdığı, G.A’nın bir bacağının protez olduğu ve yürümekte zorluk çektiği, T.İ’nin uzun süre tek kalması nedeniyle tek kalamadığı ve bu nedenle yüksek dozda antidepresan kullandığı, H.A’nın rahim kanseri olduğu ve bu nedenle yakın zamanda rahminin alındığı, G.E’nin yüksek tansiyon hastası olduğu, rahminde miyomların olduğu ve miyomların büyümesi nedeniyle yakın zamanda ameliyat olacağı, G.E’nin kemik erimesi yaşadığı, bu nedenle yürümekte zorlandığı ve hastalığının risk teşkil ettiği, H.A’nın bir ayağında protez olduğu ve ciddi sağlık problemleri yaşadığı, A.A’nın bipolar olduğu ve yüksek dozda antidepresan kullandığı, S.A’nın bir ayağında platin olduğu, mahpusların çeşitli ve ciddi sağlık sorunlarına rağmen hastane sevklerinin geç yapıldığı,
  • Hasta mahpusların hastaneye kelepçeli bir şekilde götürüldükleri, özellikle diş tedavisi için hastaneye giden mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığından mahpusların tedavi olamadan geri döndükleri, kelepçeli muayene konusunda hapishane idaresi ve jandarmadan ziyade hastanedeki sağlık çalışanlarının ısrarcı oldukları,
  • Hapishanede mektup ve kargo göndermek için kullanılan pulların fiyatlarında çok ciddi bir artışın olduğu,
  • Hapishanedeki mahpusların hücrede bulundurabilecekleri kitap sayısının 20 ile sınırlandırılması şeklindeki uygulamanın devam ettiği,
  • Örgütlü suçlar kapsamında hapishanede bulunan mahpuslara görüntülü telefon görüşme hakkının tanınmadığı ancak diğer mahpusların bu haktan yararlanabildikleri, yine örgütlü suçlar kapsamında hapishanede bulunan mahpuslara haftada yalnızca 10 dakika telefon görüş hakkı tanınırken diğer mahpuslara haftada 60 dakika görüş hakkı tanındığı,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları  

Aktarımları yapılmıştır.

GİRESUN ESPİYE L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Giresun Espiye L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Ağız içi  aramanın özellikle son 2 yıl çok katı bir şekilde dayatılmasından dolayı aramayı kabul etmeyen mahpusların hiçbir şekilde hastaneye gidemediği,
  • İdare ve Gözlem Kurulunun keyfi tavrı ile mahpusların tahliyesi sürekli bir şekilde ertelenmekte, 30 yıllık mahpuslar bile tahliye edilmediği aktarılmıştır. Son Üç ay içinde 7 mahpusun İdare ve Gözlem Kurulunun soyut, hukuka aykırı ve iyi halli olmadığı gerekçesi ile  6 ay tahliyeleri ertelendiği,
  • 12.02.2024 tarihinde kurum müdürü, 50 gardiyanla beraber koğuşlara giderek açlık grevinde olanları “Ya grevi bırakırsınız ya da hepinizi ayrı ayrı odalara koyup tecrit ettiririm.” şeklinde tehdit ettiği,
  • İdare tarafından temiz içme suyu verilmemekte, mahpuslar kantinden satın alındığı,
  • Açlık grevi döneminde grevde olanlara meyve suyu verilmemekte, mahpuslar kendi imkanlarıyla aldıkları,
  • Açlık grevine giren mahpuslara günlük sağlık takibi sağlıkçı da olan gardiyan tarafından yapıldığı,
  • 32 yıllık mahpus A.Z. 50 kiloya düşmüş olup epilepsi hastalığı ve birçok kronik hastalığı olmasına rağmen tahliye edilmiyor, ağız içi aramadan dolayı hastaneye de gidemediği,
  • Mahpus R.E.’nin “zihinsel engel raporu” bulunmasına rağmen tahliye edilmediği,
  • Kantin fiyatları ve elektrik faturaları çok yüksek olup mahpusların ekonomik koşullarını zorlaştırdığı,
  • Mahpusların mektuplarına özellikle Kürtçe kelimelere sansür uygulandığı,
  • Kürtçe yayınların Bakanlık listesinde yer almadığı gerekçesiyle verilmediği, alınan yayınların ise geç verildiği, Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği,
  • Hapishanenin yanında taş ocağı olduğundan tozun sürekli koğuşlara gediği, taş ocağından dolayı ciddi hava ve ses kirliliği oluştuğu,
  • Kendi memleketlerinden, ailelerinden uzakta olan mahpusların sevk talepleri kabul edilmediği

Aktarımları yapılmıştır.

IĞDIR S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Iğdır S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Hastane sevklerinde uzun süreli gecikmeler olduğu ve revir taleplerinin zamanında karşılanmadığı,
  • Aramalar sırasında (özellikle hapishane savcısı eşliğinde yapılan aramalarda) mahpusların kişisel eşyalarına zarar verilmediği ancak olabildiğince detaylı arama yapılarak mahpusun yaşam alanının toplanmayacak şekilde dağıtıldığı,
  • Rutin olmamakla beraber kimi zaman baskın şeklinde yapılan aramalarda eşyaların bilinçli olarak dağıtıldığı ve mahpusların zor durumda bırakıldığı,
  • Siyasi mahpuslardan bazılarının avukat görüşmesi öncesinde ve sonrasında  ayakkabı çıkarılmaya dayatıldığı,
  • Hapishanede  sosyal aktivitelerin ve spor olanaklarının yetersiz olduğu, haftada bir defa yapılan spor etkinliklerinin ya çok kısa sürdüğü ya da tamamen iptal edildiği,
  • Yemeklerin hijyenik olmadığını, menülerin kısıtlı ve diyet yemek taleplerinin karşılanmadığı,
  • Hapishane idaresine verilen dilekçelerin çoğunlukla yanıtsız bırakıldığı veya çok geç yanıtlandığı,
  • Mahpusların telefon ve fiziki görüş haklarının kısıtlandığı, bir çok hapishanede bulunan görüntülü görüşme olanağının sağlanmadığı, fiziki görüşlerdeki sürelerin kısıtlandığı, mahpus ailelerinin birden fazla aramaya gerekçesiz bir şekilde tabi tutuldukları, bu aramalardaki sürenin görüş süresinden eksildiği,
  • Mahpusların mektuplarının geciktirildiği veya hiç teslim edilmediği

Aktarımları yapılmıştır.

İZMİR KADIN KAPALI HAPİSHANESİ

İzmir Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • 35 siyasi kadın mahpusa, idare tarafından “Kürtçe şarkı söylemek ve zılgıt çekmek” iddiasıyla keyfi bir şekilde disiplin soruşturması başlatılmış, mahpusların bir kısmı için ‘1 ay haberleşme veya iletişim araçlarını kullanmadan yoksun bırakma’ bir kısmına ise de ‘1 ay ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma’ disiplin cezaları verildiği,
  • Hastaneye sevk edilmedikleri, göz, diş ve kanser hastalarının sevki konusunda idarenin götürmeme ve jandarmanın çift kelepçe uygulanması hususunda özel bir tutum içinde oldukları,
  • Bir gardiyanın düzenli olarak mangalı açıp koğuşu seyrettiği, bir keresinde mahpuslardan birinin ismini sorarak sayım yaptığını, bunun üzerine mahpuslar ve gardiyan arasında tartışma yaşandığı,
  • Gardiyanlardan birinin bir mahpusa “omuzların görünmesin yeni müdür istemiyor” dediği,
  • Üç ayda bir revire çıktıkları, hastane sevklerinin yapılmadığı, G.A. isimli mahpusun iki ay boyunca revire çıkartılmadığından yüzünde yaralar çıktığı, E.G’nin köpek memesi hastası olduğu, tedavisinin yarım kaldığı, bazen yürümesine dahi hastalığının engel olduğu,
  • Mahpusların hapishanede başka seçeneği olmaması, tek seçeneklerinin taahhütlü mektup olması ve bu seçeneğin de maliyetinin fazla olması nedeni ile iletişim haklarının kısıtlandığı, 2010lu yıllarda bu konu ile ilgili Danıştay’a başvuru yapıldığı ve bu başvurunun olumlu sonuçlandığı, karardan sonra iletişim araçlarında indirim yapıldığı, bu konuda hukuki destek talep ettikleri,
  • Kamera olduğu bilinmese de koğuş kapısı ve havalandırma bölgesinin dış kısmında (iki farklı bölge)  kablo yerleşimi ve başkaca işlemler yapıldığı,
  • 40 cm çek-paslar verildiğini, aramalarda koğuşların dağıtıldığını ve bu aramaların çok sık yapıldığını, her arama sonrası temizlik yapmak zorunda kaldıklarını, bu çek-paslarla temizlik yaptıklarında bel ve boyun fıtığı ağrılarının başladığını, almış oldukları fizik tedavilerin bu nedenle işe yaramadığını, zaten hastaneye sevkler de yapılmadığından fizik tedavi de alamadıkları

Aktarımları yapılmıştır.

İZMİR 1 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

İzmir 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların yaşam alanlarına kamera yerleştirilmeye çalışıldığı, bu kameralar doğrudan odalarındaki yaşamı görüntülediğini bu nedenle kendilerinin özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği,
  • İdarenin her davranışa hücre cezası verme konusunda bir tutumlarının olduğu,
  • E.B. isimli mahpusun ailesine yazmış olduğu mektup nedeniyle 11 gün hücre cezası verildiğini, bu hücre cezasının itirazı konusunda hukuki destek talepleri olduğu,
  • 4 aydır hastaneye gitmek için dilekçe verildiği, hiçbir şekilde hastaneye götürülmediklerini bunun üzerine TTB'ye bu durumu bildirir mektup yazmaları üzerine bir sonraki gün hastaneye götürüldükleri

Aktarımları yapılmıştır.

İZMİR 2 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

İzmir 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların hem koğuşlara hem de havalandırmayı gören yaşam alanlarına kamera takıldığı, özel hayatlarının gizliliğinin ihlal edildiği, bu konuda hukuki destek taleplerinin olduğu,
  • Birçok mahpusun istekleri dışında başka hapishanelere sürgün edildiği

Aktarımları yapılmıştır.

İZMİR 3 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

İzmir 3 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların yeni müdür ile yaptığı görüşmelerde süreye bakılmaksızın mahpusun her zaman ayakta bekletilerek görüşme yaptığı, bu durum ile ilgili müdürün “tarzım bu şekilde” diyerek konuyu kapattığı,
  • Hapishane idaresi tarafından Kurban Bayramı’ndan önce, T3’teki adli veya siyasi mahpus koğuşu ayırt edilmeksizin kamera koyulması için koğuş duvarlarında futbol topu büyüklüğünde delikler açıldığı,  bu konu ile ilgili idare ile görüşme talep edildiğinde ise müdürün tatilde olduğu gelince kendisi ile görüşme sağlayabilecekleri ancak (tarafımızca yapılan görüşme tarihi olan 03.07.2024 tarihi itibari ile) herhangi bir geri dönüş alamadıkları,
  • Hastaneye sevk edilmedikleri, randevuları olmasına rağmen hastaneye götürülmedikleri

Aktarımları yapılmıştır.

İZMİR 4 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

İzmir 4 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Adalet Bakanlığı, TBMM ve diğer ilgili kurumlara yazılan dilekçelerinin kurum dışına geç çıkarıldığı, yazılan dilekçelere cevap verilmediği, kendilerine dilekçe alındı belgesi de verilmediği,
  • Ve en önemli sorun olarak da ortak mahpusların yaşam alanlarına kamera sisteminin kurulduğu, bu kameraların görüş açıları itibarı ile mahpusların uyudukları alanları da görüntüleyebilecek vaziyette olduğu

Aktarımları yapılmıştır.

İZMİR 1 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • A.A isimli mahpusun örgüt propagandası cezası almasına karşın siyasi mahpusların bulunduğu koğuşa verilmediği, bu sebeple idareyle birçok görüşme yapıldığı, ancak gelişme kaydedilemediği,
  • Aynı şekilde Kırıkkale hapishanesinden sürgün edilen mahpusların ayrı koğuşlarda tutuldukları,
  • Kitaplarda belirli bir sayı sınırı olduğunu ancak bunun mantıklı ve geçerli bir açıklamasının bulunmadığını idareyle birçok görüşme yapılmasına karşın bu durumun değişmediği,
  • Mahpus M.S.Y.’nin ağırlaştırılmış infaz koşullarında olmamasına ve “hapishanede kalamaz raporu” olmasına rağmen ağırlaştırılmış infaz rejimi uygulandığı, yaşının ileri olması, rahatsızlıklarının bulunmasından dolayı bir mahpusun refakatçi olarak bulunmasını idareye ilettiklerini, bu konuda birçok mahpusun gönüllü olmasına karşın bu taleplerinin karşılanmadığı, tek başına bir odada ayrıca yoğun bir tecrit altında tutulduğu, sadece avukat görüşe çıkabildiği, havalandırma ve sporda da başka hiç kimse ile yan yana getirilmediği, havalandırmada çıkarıldığı koridorda bile kimse ile denk gelmemesi için özel olarak muamele gösterildiği, 3 ziyaretçi hakkı olmasına rağmen, ziyaretçilerine farklı gerekçeler ile yasak getirildiği, değiştirmek için yazılan görüşçü isimlerinin kabul işlemleri ise güvenlik soruşturması gerekçesiyle uzatıldığı bu nedenle görüş de yapamadığı,
  • Birçok kronik sorunu olan mahpusunu sağlık sorununun ve tek başına tutulma koşulları hakkında baroya başvuru, hem kamuoyunda hem de mecliste gündem yapılması talebi olduğu,
  • Mahpusların hepsinin 26 Aralık 2024 tarihinde gıda zehirlenmesi yaşadığı, idareye durumu belirtmelerine ve bu zehirlenme nedeniyle sağlık sorunları olduklarını (karın ağrısı vb) belirtmelerine rağmen idarenin ilgilenmediği, revir veya hastaneye sevk edilmedikleri

Aktarımları yapılmıştır.

İZMİR 2 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların odalarında bulunan havalandırmaya kamera yerleştirildiği, kamerayı kapatmaları sebebiyle haklarında soruşturma başlatıldığı,
  • Mektupların idarece geç gönderildiği,
  • İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinden gelen kadın müdürün farklı uygulamalar başlattığı, 24.09.2024 tarihinde rutin kısmi aramalara fazla sayıda gardiyan ile ve kamera eşliğinde gelindiğini tüm eşyalarının yerinden sökülerek arama yapıldığını defter kitap gibi eşyalarına el konulduğu, Kurum 2. müdür olarak göreve başlayan kadın memura neden bu şekilde davranıldığı sorulduğundan “Bakanlıktan yazı geldi aramalar doğru yapılmıyormuş artık böyle yapılacak” dediği, hasta mahpusların hastaneye sevk sorunun devam ettiği,
  • T.Y. isimli mahpusun hasta olduğu ve revir ve hastaneye götürülme hakkından yeterince yararlandırılmadığı,
  • Mahpuslara hastaneye ve mahkemeye götürülürken jandarmanın mahpuslara çift kelepçe uygulaması (mahpusun ellerinin bir kez kelepçelendikten sonra kelepçenin ortasından bir kez daha kelepçe takılarak bu kelepçeyle jandarmanın mahpusların sürüklenerek, insanlık onuruna aykırı ve onur kırıcı bir muamele şeklinde) dayattığı, bu nedenle mahpusların mahkemelere ve hastaneye gitmeyi bu keyfi ve onur kırıcı muamele nedeniyle reddettikleri,
  • Mahpus A.Y’nin böbrek hastası olduğu, hastaneye sevk edilmediği, almış olduğu doktor randevularına bile götürülmediği, idareyle görüştüğünde hapishane savcısı ile görüşmesini söyledikleri, hapishane savcısının ise “benim size kastım yok” dediğini, hastane sorununa çözüm bulamadığını, doktorların sağlık durumuyla çok ilgilenmediği, bu konuda hukuki yardım talep ettiği

Aktarımları yapılmıştır.

KAYSERİ BÜNYAN KADIN HAPİSHANESİ 

Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Maddi olarak zor durumda oldukları bu sebeple ihtiyaçlarını karşılayamadıkları,
  • Çok zor sevk verildiği, verilen sevklerin uzun zamanlar aldığını, alınan sevklerin çoğu zaman Jandarma tarafından iptal edildiği, tedavilerde kelepçe çıkarılmadığı, bu şekilde tedavi edilmeye çalışıldığı,
  • Etkinlik süresinin çok kısa tutulduğu,
  • Verilen yemeklerin hijyenik olmadığı, yemeklerde farklı cisimlerin çıktığı, Vejetaryen yemeği adı altında verilen yemeklerin özensiz hazırlanıp verildiği,
  • Mektupların devamlı sansürlendiği,
  • Ailesinden çok uzak bir hapishanede tutulduğu,
  • Kitapların verildiğini ancak gazetelerin hiçbir şekilde verilmediği

Aktarımları yapılmıştır.

KIRIKKALE F TİPİ KAPALI YÜKSEK GÜVENLİKLİ HAPİSHANESİ

Kırıkkale F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Oda değiştirmelerin çok sık yapıldığı, kurs ve atölyelerin açılmadığı, bununla ilgili idareye dilekçe verildiği ancak taleplerine dönüş yapılmadığı,
  • Haftada iki kere arama yapıldığı, aramanın özellikle gece saatlerine denk getirildiği, arama esnasında odayı dağıttıkları, eşyalarına zarar verdikleri, bütün kitaplarına el konulduğu,
  • Maraş’tan sürgün edildiğinde kitaplarının alındığı henüz kendisine ulaştırılmadığı, dışardan gelen kitapların çok geç ulaştırıldığı,
  • Başka hapishaneye nakil taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiği

Aktarımları yapılmıştır.

KIRŞEHİR YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Hasta mahpusların tedavilerinin geciktirildiğini, ağız içi arama nedeniyle hastaneye sevklerinin yapılmadığı, bazı mahpusların 2 yılı aşkın süredir doktor yüzü görmediklerini, mesane kanseri olan H.A’nın sağlık durumunun ciddiyeti nedeniyle ağız içi arama uygulamasını kabul etmesine rağmen aylardır sevk için beklediğini, revirin kendisine ilaç yazmadığı,
  • Adalet Bakanlığı'nın da ağız içi aramanın gerekli olmadığı yönünde olumlu dönüş yaptığını; fakat hapishane yönetimine bunu belirtmelerine rağmen bu uygulamanın halen devam ettiği,
  • Odalarında nem sorunun olduğunu, günlük sadece 100 litre soğuk su ve 50 litre sıcak su verildiğini, bu miktarın yetersiz kaldığı, temiz suya ulaşamadıklarını, suların kirli ve paslı aktığını, cilt hastalıklarının başladığını, içme suyunu dahi parayla aldığını, suların çamurlu ve içilemez olduğunu, hapishanedeki suların kullanılamaz durumda olduğunu, suların paslı ve kireçli aktığını, çeşitli hastalıkların baş göstermeye başladığını, parası olmayanlar için hazır su alamayan kişilerin hastalanıp çok sık ishal olduğunu, hapishanede yapılan yemeklerin de o suyla yapıldığı,
  • Odada “güneşlik” denilen apartman boşluğuna benzeyen boş bir alana açılan bir pencere bulunduğu, hücresinde demir korkuluk ve eleğe benzeyen çelik bir ağla kapatılan pencereden gökyüzünü görmenin mümkün olmadığı, hücreye hiç güneş girmediğini tutuldukları hücrenin çok kirli olduğu, odada temizlik malzemesi bulunmadığı, hapishanede kendisine günde 3 saat soğuk su verildiği, kendi hücresinde tuvalette dahi su olmadığını ama yan odalardan sifon sesi geldiğini, yattığı yerin tuvalet koktuğunu, her yerin inşaat artıkları ile dolu olduğunu, çimentoların yerlerde olduğunu, temizlemenin ise mümkün olmadığını, bulaşık teli olmadığını, idarenin temizlik malzemelerini kendilerine vermediğini, malzemeleri kantinden kendi paraları ile aldığını,
  • Odalarında yeterince havalandırma olmadığını, elbiselerini kurutacakları bir yer olmadığı, kurutmak için odayı kullandıklarını, odanın yeterince hava almadığını bu nedenle rutubetlendiği, tel örgülerden dolayı odalarına hava girmediğini ve gökyüzünü göremediklerini,
  • Üç kişinin kaldığı odalarda kamera olduğu,
  • Mahpusların odalarını birbirinden ayırdıklarını, sürükleyerek odalardan çıkardıklarını, M.A. isimli mahpusun ameliyat olması gerektiğini, hastanedeki doktorların muamelesinin kötü olduğunu, tedavisinin olmadığını söylediklerini, acile gittiğinde doktorla hiç görüştürülmeden geri gönderildiğini,
  • 13 Mart’ta gardiyanlardan televizyon istediğini, gardiyanın da kendisine küfür ve hakaret ettiğini, sonrasında hücrenin önüne 3 baş gardiyan ve 10 gardiyanın gelerek kendisini kameranın altından odaya götürdüklerini ve bileğini büküp “artık butona basmayacaksın, basarsan böyle olur” dediğini,başka mahpusun 26 Ağustos 2024 tarihinde ise zorla odalarından çıkarılarak hapishanenin farklı bölümlerine gönderildiklerini, bu durum gerçekleşirken fiziksel şiddet ve kollarından zorlamayla odalarından alındıklarını, başka mahpusun hastaneye kelepçeyle götürülüp, sedyeye kelepçeyle bağlandığını,
  • Hapishaneye sürgün getirildiklerini, hapishaneye giriş yaptıklarında ayakta çıplak arama dayatması yapıldığını, 10 dakika boyunca mermer üzerinde çıplak bir şekilde bekletildiğini, Ö.A ve M.A.; hapishaneye getirildiklerinde çıplak aramaya maruz kaldıklarını, M.Ş.Y.; Kendisinin 8-9 ay önce Elazığ’dan buraya sürgün geldiğini, kuruma girişte kendisine çıplak aramanın dayatıldığını,
  • Tekli odalarda tutulduklarını, arkadaşları ile aynı havalandırmaya çıkmak için dilekçe verdiklerini ancak arkadaşlarının “tutuklu” olması gerekçe gösterilerek taleplerinin reddedildiğini, hapishane koşulları nedeniyle tecrit altında tutulduklarını, havalandırmaya yemek saatinde çıkardıklarını ve bu nedenle havalandırmadan yararlanamadıklarını, Kendisine ve diğer mahpuslara kötü muamelede bulunulduğunu ve bu hapishanede tecridin çok yoğun bir şekilde yaşandığını,bir mahpusun Yozgat 1 Nolu T Tipi Hapishanesindeyken tekli hücrede kaldığından dolayı intihar girişiminde bulunduğunu, sürekli kapalı ortamda kalamayacağına dair raporu olduğunu, günde sadece 1,5 saat tek başına havalandırmaya çıkarıldığını, bir mahpusun hükümözlü olduğu, aldığı ceza itibariyle süreli hapis cezasına mahkum edilmesi ve halen tutuklu olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet infaz rejimine tabi tutulduğu, uzun bir süre tek başına havalandırmaya çıktığı, yakın zamandan beri ise yan odasında bulunan bir mahpus ile beraber havalandırmaya çıkarıldıkları, ancak günde yaklaşık 1 saat havalandırmaya izin verildiğini, havalandırma koşulları nedeniyle hem İnfaz Hakimliğine başvuru yaptığını hem suç duyurusunda bulunduğunu, İnfaz Hakimliği başvurusunun reddedildiğini, tekli hücrede kalmasını gerektiren bir infaz rejimine tabi olmamasına rağmen tekli hücrede kalması nedeniyle tecrit altında tutulduğu, Hiçbir şekilde sohbet, faaliyet ve kurs haklarının olmadığını ve kendileri için kursların açılmadığı,
  • Aynı koridordaki hücrelerde tutulan mahpusların farklı kişisel ve ideolojik görüşleri nedeniyle sözlü tacizlerine ve tehditlerine maruz kaldıklarını, hapishane idaresi tarafından bunun siyasi mahpuslardan bir öç alma ve cezalandırma şekli olarak uygulandığını, gece saatlerinde odaya aniden girerek lambaların yakıldığını, akşam hiçbir şekilde uyutulmadığını, psikolojik işkence yapıldığını, odadan havalandırmaya çıkarıldıklarında ayakkabılarını çıkarmalarının dayatıldığını, bu nedenle sık sık gerginlik yaşandığını, Tahrik edici ve rahatsız edici uygulamaların olduğunu, aramalar esnasında odaların gereksiz şekilde dağıtıldığını, oda ışıklarının uyku saatinde açılıp kapandığını, sayım esnasında gardiyanların mahpusları zorla ayağa kaldırma uygulamasının olduğunu, tehditvari biçimde “senin üstünü çizdim” şeklinde sözler söylediklerin, gardiyanların rencide edecek biçimde gereksiz yere sert ve yüksek yüksek sesle konuştuklarını ve ölüm tehditlerinin yapıldığını, geceleri 3 saat aralıklarla kapılar sert biçimde kapatılarak, gürültü çıkarılarak, ışıklar açılarak odalara girildiğini, bu uygulama sebebiyle gece uykusu uyuyamadıklarını,
  • Ayakta sayım dayatması yapıldığını, aramalarda ayakkabılarının çıkartıldığını, 20 Mart’ta gardiyanların hücreye girerek arama bahanesiyle her yeri dağıttığını, bu aramaların tamamında yaka kameralarının olduğunu, bir mahpusun kendisinin bu aramalar için suç duyurusunda bulunduğunu, telefon görüşüne çıkarken ayakkabılarının çıkarılmasının istendiğini ancak kendisinin kabul etmediğini, her saat başında oda kontrolü yapıldığını, gece saatlerinde odaya aniden girerek lambaların yakıldığın, 26 Ağustos’ta oda değişimi olacağı söylendiğini, bu değişimin gerekçesini sorduğunda cevap vermediklerini, değişim için 4 robokop ve 10’a yakın gardiyanın odaya girdiğini, müdahale biriminin başındaki kişinin de geldiğini, gözlem kurulunun kararı gereğince odanın değiştirildiğini, iki kolundan iki robokopun girip boynundan eğdiklerini ve başka bir gardiyanın arkasından tekme attığını, farklı suçlardan kalanların olduğu koridorda boş bir odaya fırlatıldığını, bazen haftada 2 gün aramaya gelip eşyalarını dağıttıklarını, aramaların infaz koruma memurları tarafından agresif biçimde eşyalar dağıtılarak yapıldığını, aramalar sırasında kurumlara göndermek üzere kaleme alınan dilekçe ve incelemeden geçen mektuplarına dahi el konulduğunu, her hafta dedektörler ile detaylı aramaların yapıldığını,
  • Toplatılma kararı olmayan kitaplara el konulduğunu, içeride en fazla 12 kitap bulundurabildiği, sürgün geldiklerinde kendilerine ait kitaplara inceleyeceğiz denilerek el konulduğu ancak 1 yılı aşkın süredir kitaplarının kendilerine verilmediği, ücret karşılığı satın alınan dergi ve gazetelerde keyfi olarak köşe yazıları yahut bazı kısımların kesilerek verildiği, itiraz ettikleri halde “sakıncalı bulduk” şeklinde bir gerekçe ileri sürüldüğü, Kürtçe kitapların verilmediği, itiraz edildiği halde “ücretini karşılarsanız çeviriye gönderdikten sonra sakıncalı bulunmadığı halde veririz” şeklinde geribildirim yapıldığını, Bazı gazetelerin köşe yazıları ve haberlerini kestiklerini, Evrensel ve Pencere isimli gazetelerin kendilerine verilmediğini, 19 Ağustos 2024 tarihinde hapishanenin huzurunu kaçırdıkları gerekçesiyle kaldıkları odanın basıldığını ve radyoların toplandığını,
  • Gönderdikleri ve kendilerine gönderilen mektupların hepsine el konulduğu, Hapishane içi mektuplara örgüt içi haberleşme sağladıkları gerekçesiyle el konulduğunu, bazı mektupların iletilmediğini bazı mektupların ise çok geç iletildiğini, kurum içi mektuplaşmada pul alımı uygulamasının başlatıldığını, iç mektuplaşmalara dahi ekonomik olarak güç getiremediklerini, kurum içine gönderilen mektupların 20 gün sonra ancak ulaşabildiklerini,
  • Bir mahpusa 13 Mart’ta çıplak arama dayatmasına karşı geldiği için soruşturma açıldığını,  kendisine 6 gün hücre cezası verildiğini, aynı koridorda beraber kaldığı N.Ö’ye yazdığı dilekçede ‘’Sayın Öcalan’’ ifadesini kullandığı için 11 gün hücreye koyma cezası verildiğini, kuruma girişte kendisine çıplak aramanın dayatıldığını ve rıza göstermediği için hakkında disiplin cezası verildiğini, 2-3 ay hücrede tekli tutulduktan sonra odaya geçtiğini, ile görüşüne ve duruşmalara çıkmama şeklindeki eylem süreci sebebiyle eylemde olan tüm mahpuslar hakkında disiplin soruşturmaları açıldığını, Hapishanedeki uygulamaları protesto etmek için her gün kapılara vurmak şeklinde eylem yaptıklarını, eylem nedeniyle haklarında soruşturma başlatıldığı ve her bir gün için ayrı bir disiplin cezası verildiğini,
  • Havalandırmaya çıkarken diğer adli mahpusların kendisini gördüğünü ve rahatsız ettiğini, havalandırmanın odaları gördüğünü, bu mahpuslarla karşı karşıya gelmek istemediğini, bu konuda 3 kere idareye başvuru yaptığını bu başvurulara hiçbir cevap verilmediğini,
  • Yapılan aramada kişisel yazılarının alındığını, bu yazıların kendisine iade edilmediğini, yazı içeriklerinde Kürt halk destanları gibi mitolojik araştırma ve derlemelerin olduğunu, Kürtçe konuştuğu için gardiyanlar tarafından hakarete uğradığını, Kürtçe kitapların ancak tercüman tarafından çeviri işlemi yapılıp sakıncalı olmadığına dair olur alındıktan sonra kendilerine verildiğini,
  • Hapishane idaresinin dilekçeleri almadığını, ihlallere ilişkin İnfaz Hakimliği ve Savcılık şikayetlerinin ilgili mercilere gönderilmeyerek işleme alınmadığını, İnsan Hakları Kurumları’na yaptıkları yazılı başvurulara “bize iftira atıp şikayet mi ediyorsunuz” denilerek el konulduğunu,
  • Aynı dosya türünden mahpusların hiçbir şekilde birlikte tutulmadıklarını, bu nedenle R.M ile birlikte 06.09.2024 tarihinde süresiz dönüşümsüz açlık grevine girdiklerini, gardiyanların odalarına yaklaşırken “ölmüş mü ölmemiş mi?” gibi cümlelerle dalga geçtiklerini normal ilaçların verilmediğini ölüm orucu ilaçlarının verildiğini, günlük 3 çay kaşığı karbonat, bir limon, 3 lt su, tuz ve şeker verdiklerini,
  • Son süreçte perçinlenen tecrit uygulaması ve odaları dağıtma şeklindeki yaklaşım nedeniyle kendilerinin kapı vurma ve slogan atma eylemlerini gerçekleştirdikleri, açlık grevinde olan mahpusların spor hakkından yararlandırılmadığını, İKM’lerce rızaen çıkmak istemediklerini içerir evrak imzalatılmak istendiğini, açlık grevi iaşesi yerine ölüm orucu iaşesinin verildiğini,
  • Hapishane kimliklerinin de mahpuslarla birlikte her yere götürülmesinin dayatıldığı

Aktarımları yapılmıştır.

KIRŞEHİR S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Bir mahpusun ameliyat olması gerektiği ancak tetkik ve tahlillerin yapılamadığı, en son doktora götürüldüğünde doktorun “senin genel cerrahiye gitmen gerekiyor” dediğini; ancak idarenin genel cerrahiye sevki hiçbir zaman yapmadığı, başka bir mahpusun en son 1.5 yıl önce hastaneye gidebildiği, revire bir aydır çıkarılmadığını bu sebeple ilaç alamadığı,
  • C.İ. isimli mahpusun ağır hasta olduğunu, sık sık kanamalarının meydana geldiğini, ağız, diş ve kalp sorunlarının devam ettiğini, ağız içi arama dayatması yüzünden tedavisinin yapılamadığını,
  • Hasta mahpusların hastaneye sevki sırasında hapishaneden çıkarılmadan önce jandarma tarafından ağız içi arama dayatması ile karşı karşıya bırakıldıklarını ve bu onur kırıcı dayatma nedeniyle hastaneye gidemediklerini, ağız içi arama yapılmaması için Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptığını, Adalet Bakanlığı’nın cevabında “yeteri sayıda personelin, tutuklunun etrafını sararak firarı engelleyecek şekilde tedbir almasının yeterli olacağı” şeklinde görüş bildirdiğini, buna rağmen ağız içi aramadan vazgeçilmediğini, mahpuslardan E.Y. isimli mahpusun kronik hastalıkları olduğunu, 30 yıldır hapis olduğunu, göz ve mide sorunları yaşadığını, yemek dahi yiyemediğini, hastaneye götürülürken ağız içi arama dayatmaları nedeniyle tedavi edilemediğini, mahpuslardan H.B. isimli mahpusun göz hastalığının olduğunu, ağız içi arama dayatması nedeniyle tedavi olamadığını, Y.G. adlı mahpusun ağzında diş olmadığını, yemek yiyemediğini diş sorununun çok büyük sorunlar yarattığını ancak ağız içi arama dayatması nedeniyle tedavi olamadığını,
  • 4-5 aydır yemek yiyemediğini, bazen su içmekte dahi zorlandığını, yaklaşık olarak 15 kilo kaybettiğini, Yozgat’ta iken Ankara’ya sevk edilip tedavi olduğunu ancak sürgün edilince bütün sevklerinin iptal edildiğini, tekrardan sevk alınması gerektiği için tedavisinin yarım kaldığını, ağız içi arama yapıldığı için hastaneye gidemediğini, bir mahpusun ilk hastane ziyaretinde ağız içi arama yapılmak istendiğinde müsaade etmemesi sebebiyle jandarma tarafından ters kelepçe uygulamasına maruz kaldığını, bu uygulama sebebiyle yaklaşık 3 yıldır doktora gidemediğini,
  • Hapishane sularının içilemez ve kullanılamaz durumda olduğunu, temiz suya erişimin ciddi bir sorun olduğunu, çamurlu aktığını, çok fazla su kesintinin yaşandığını,
  • Yemek porsiyonlarının çok az olduğunu, yemeğin çok erken getirildiğini, akşam yemeğinin saat 15:00’da getirildiğini, akşama kadar yemeğin soğuduğunu ve yenilemez halde geldiğini, idarenin yemekleri karavana şeklinde dağıtmadığını, koridor arasından yemek arabasının gezdirildiğini, mahpusların da plastik bir kap uzattığını, bu plastik kaplara yemeklerin doldurularak mazgaldan mahpuslara geri uzatıldığını, yemek verilirken tahrik edici ve onur kırıcı davranışlarda bulunduklarını, yemek porsiyonlarının çok az verildiğini, suyun akmadığını, günde aktığı birkaç saatte de suyun yağlı, kokulu ve çamurlu aktığını, karavanaların verilmediğini,
  • Hapishanede temizliğin yapılmadığını, 5 ayda sadece 1 kere temizlik yapıldığını, bu durumun da hastalıklara sebebiyet verdiğini, ayrıca tuvalet taşına takılan kapağa bile izin verilmediğini, havaların ısınması ile birlikte kapağın takılamaması nedeniyle tuvalet giderlerinden ciddi bir kokunun geldiğini, kokunun dayanılamayacak düzeyde olduğunu,
  • Hapishanede her şeyin plastik olduğunu, demir karavana talep ettiklerini ancak verilmediğini, hapishane idaresince verilen tabakların sağlığa olumsuz etkileri ile kanser riski taşıdığını,
  • Fiziksel şiddet ve kollarından zorlamayla odalarından alındıklarını, iletmişlerdir.
  • Mahpuslarla iletişimlerinin kısıtlandığını, sohbet hakkının yasaklandığını, “sporda sohbet edersiniz” dendiğini, haftada 1 defa 1,5 saat spora çıkarıldıklarını, kurs, sohbet, atölye vb. sosyal faaliyetlerin hiçbir şekilde kullandırılmadığını, mahpusların infazlarının faaliyetlere katılamama nedeniyle yakıldığını ancak faaliyetlerin idare tarafından yasaklandığını, bir mahpusun kendisiyle aynı blokta sadece 3 ağırlaştırılmış müebbet mahpusun olduğunu, spora veya başka bir faaliyete çıkarmadıklarını, kurs ve sohbet hakkı tanımadıklarını, ortak havalandırmanın mevcut olduğu 3 kişilik odalarda kalındığı, haftalık 1 saat olarak ve iki oda 6 kişi şeklinde kullandırılan spor hakkının son süreçte yalnızca aynı odada kalan 3 tutsağın çıkarılması şeklinde uygulandığı, etkinlik, kurs ve atölyelerin MEB ve Halk Eğitim tarafından öğretici görevlendirilememesi gerekçesi ile sınırlı olarak açıldığı ve kendilerinin yararlanamadığını,
  • Bütün personellerin sayım sırasında ve diğer işlemler için koğuş kapısını açarken ve kapatırken sert bir şekilde açıp kapattıklarını, mahpuslara hakaret ettiklerini, mahpusların oda değişimi taleplerinin karşılanmadığını, başgardiyanın bilinçli olarak mahpusları iç sürgüne zorladığını ve aynı koridorda IŞİD ve adli suçlardan hüküm giyenlerin kendileriyle aynı koridorlara sürgün edildiğini,
  • Ayda bir yapılan genel aramaların eskiye nazaran çok detaylı yapıldığını, askerlerin bu aramalara eşlik ettiğini, aramalar sırasında eşyalarının dağıtıldığını, aramalarda kantinden satın aldıkları leğen, tabak vs gereçlerine el konulduğunu,
  • Kitaplara kota uygulandığını, 5 kitap alabildiklerini,
  • Yeni Yaşam, Evrensel vb. gazetelerin verilmediğini, dergi, ders kitapları ve sözlüklerin kitaptan sayılarak kitap kotasına dahil edildiğini, ayrıca ellerinde bulunan 5 kitabı kargo ile ailelere göndermeden başka bir kitap alamadıklarını,
  • Televizyonda muhalif denilebilecek hiçbir kanalın açılmadığını, Meclis TV’nin dahi yasaklandığını, haber alma ve ifade özgürlüğünün her zaman ihlal edildiğini, bütün radyoların toplandığını, oynama olduğunu söylediklerini geri vermediklerini,
  • Mektuplarının okunduğunu, mektup komisyonu adlı mahpusla yapılan görüşmelerde “güvenlik” gerekçesi ile okunduğunu,
  • Bir mahpusa kendisine ait fotoğraftaki kıyafetleri nedeniyle soruşturma açıldığını, mahpuslara defter içeriklerinden dolayı 1 gün hücre cezası verildiğini,
  • Hapishanede kameraların hemen hemen her yeri gördüğünü ve mahremiyetinin olmadığını, aileleri aynı ilde ikamet eden mahpuslar tarafından hapishane idaresine, görüşlere gelen ailelerin ekonomik yönden yıpranmaları ve gidiş-dönüş açısından kolaylık olması açısından aynı odaya alınması şeklinde talepte bulundukları ancak idare tarafında taleplerine kayıtsız kalındığını,
  • Kürtçe mektup gönderilemediğini,
  • Bir mahpusun buraya sürgün edilirken eşyalarının kendisine verilmediğini,
  • Yerleşik sorunlara ve ihlallere ilişkin yapılan şikayetlerin İnfaz Hakimlikleri tarafından matbu ve gerekçesiz olarak reddedildiği, neredeyse hiç lehte karar verilmediğini,
  • Yöresel kıyafetlere izin verilmediğini, mahpuslara kurşun kalem verilmediğini, kantinde sınırlı sayıda kırtasiye malzemesi olduğunu, karavana ve ayakkabılık gibi gerekli demirbaşların verilmediği,
  • Kırşehir S Tipi Hapishanesinde 3 mahpusun, şartlı tahliyesinin engellendiği

Aktarımları yapılmıştır.

KOCAELİ 1 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Hapishanede bulunan kadın ve erkek mahpusların hastane sevklerinde problemler yaşadıkları,
  • Son dönemlerde mahpusların iyi halli olmadıkları gerekçesiyle koşullu salıverilme tarihlerinin ertelendiği,
  • Hapishane idaresinin mahpuslar hakkında sürekli disiplin soruşturmaları başlattığı ve mahpusların iyi halli olmadığı yönündeki kararlarının gerekçelerinin de tamamen keyfi ve soyut olduğu,
  • Hapishanede mevzuatta belirtilen rutin aramalar dışında da tacize varacak düzeyde detaylı aramaların yapıldığı, yapılan aramalar esnasında mahpusların gündelik yaşamda kullandıkları eşyalara el konulduğu ve bu eşyaların kendilerine iade edilmediği,  
  • Mahpuslara verilen yemeklerin sağlıklı olmadığı ve besin değerlerinin düşük olduğu,
  • Mahpuslara gelen mektupların sansürlenerek kendilerine verildiği, 
  • 23.10.2024 tarihinde alınan bir kararla ağırlaştırılmış hükümlülerden toplam 7 mahpusun hücreye alındığı, bu mahpusların cezaları daha önce onaylanmış olmasına ve yıllardır ikişerli veya üçerli odalarda kalmalarına rağmen hangi sebeple hücreye alındıklarının bilinmediği, bahsedilen hücrelerin 4 metrekareden ibaret olup bu hücrelerin mutfağı bulunmadığı, bu hücrelere dolap, komodin veya buzdolabının sığmadığı, bu hücrelerin derine ve basık bir şekilde yapıldığından güneş almadığı, yeterince ısınmadığı ve rutubetli olduğu,
  • Bahsedilen hücrelerde daha önce 9 Aralık 2021 tarihinde Garibe Gezer’in hayatını kaybettiği, bu olay üzerine Kocaeli Valiliği İl İnsan Hakları Kuruluna hapishanedeki mahpuslar tarafından yapılan başvurular üzerine bir İnceleme Komisyonu oluşturulduğu, İnceleme Komisyonu tarafından hapishaneye yapılan ziyaret neticesinde tanzim edilen raporda bu hücrelerin kullanılmasının "insani olmadığı" değerlendirmesi yapıldığı,
  • Hapishane duvarlarında yosun bulunduğu ve yosunların oda içerisinde rutubete sebep olduğu, hapishanenin genel olarak ilk yapıldığı halde bulunduğu ve hiçbir yenileme yahut bakım yapılmadığı,
  • Hapishanenin revirinin çok kirli olduğu,  revir içerisinde kanın ve kirin nevresimler dahil her tarafta olduğu, bazı mahpusların hastalandığında dahi bu kirli ortamda serum takmak ve tedavi olmak istemediklerinden revire gitmedikleri, revir üst katta bulunduğundan revire çıkmak için birçok merdiven çıkılması gerektiği, ani müdahale gerektiren bir sağlık sorununda mahpusun revire ulaşmasının oldukça zorlu olduğu,
  • Hapishanede 6 aydan daha önceki tarihe ait dergilere el konulduğu, yine idare tarafından dergi alabilmek için “abone” olunması gerektiğinin belirtildiği ve bu şekilde dergilerin alınmasının engellendiği,
  • Kantinden talep edilen malzemelerin kullanılamayacak veya tüketilemeyecek kadar kötü ve kalitesiz olduğu,
  • Hapishanede çeşmeden akan su için tahlil yapıldığı ve temiz olduğu belirtildiğinden mahpuslar tarafından çeşme suyu içildiği ancak Kandıra çok yağış alan bir yer olduğundan yağış sonrası çeşme suyunun kirli ve çamurlu aktığı, bu sebeple bazı mahpusların kantinden su almak zorunda kaldığı,
  • Hastaneye sevklerin geç yapıldığı, 8 aydır MR bekleyen mahpusların bulunduğu, mahpusları hastaneye götürmek için kullanılan ring araçlarının bölmeli ve kapalı ve havasız olduğu, bazı doktorların kelepçeli muayene istemesi üzerine kelepçenin çıkarılmadığı, jandarmanın muayene yapılacak odadan çıkmadığı, bu durumun özellikle kadın mahpusların Jinekolog muayenesinde ciddi sorun yarattığı, diş hastanesinden randevu almanın çok uzun sürdüğü bu süre içinde mahpusun dişinin kurtarılmaz bir hal aldığı,
  • Hapishanede sıklıkla elektrik kesintisi olduğu, özellikle yağmur yağdıktan sonra elektriklerin kesildiği, bazen hafta boyunca her gün elektrik kesintisinin gerçekleştiği, hapishanede jeneratörün bulunduğu ancak kullanılmadığı, kantinde mumun da satılmadığı,
  • Hapishanede kapşonlu ve şişme mont giyilmesine izin verilmediği,
  • 23-27 Eylül 2024 tarihleri arasında 5 gün boyunca hapishanede her gün arama yapıldığı,
  • Hapishanede yapılan aramalarda Atlas, Dilop, Zend, Nubihar, National Geography gibi dergilere, tarihi geçmiş eski dergiler olduğu gerekçesiyle el konulduğu, bununla birlikte odalarda yıllardır kullanılan sandalye üzerindeki minder gibi birçok eşyaya, yıllardır kullanılan kapşonlu elbiselere  de el konulduğu,
  • Mahpusların kullandığı yatakların eski ve kalitesiz olduğu, mahpusların yatarken ranzanın demirini hissettikleri ve bu sebeple neredeyse tüm mahpusların bel fıtığı oldukları, kimi mahpusların yataklarının altına koydukları, kimisinin namaz kılmak için kullandığı straforlara da aramada el konulduğu,
  • Mahpusların kendilerine, hayatlarına dair yazmış oldukları birçok yazıya inceleme adı altında el konulduğu ve bazen aylarca verilmediği, yaşanılan sorunların birçok mahpusça dilekçe ile Adalet Bakanlığı'na bildirerek bir heyet ziyareti yapılması talep edildiği, ancak henüz bir ziyaretin yapılmadığı,
  • D.A. isimli mahpusun 07.11.2024 tarihinde tahliye olması gerekirken iyi halli olduğu kararı verilmesine rağmen koşullu salıverilmesine uygun olmadığı gerekçesiyle tahliyesi engellendiği; M.Ş. isimli mahpusun 03.11.2024 tarihinde hapishanedeki 30 yılını doldurduğu, İdare ve Gözlem Kurulu'nun iyi halli olmadığına ilişkin kararı gerekçesiyle koşullu salıverilmeden faydalandırılmayarak tahliyesi engellendiği; C.Ç. isimli mahpusun 04.08.2024'te koşullu salıverilmesi gerekirken İdare ve Gözlem Kurulu'nun iyi halli olmadığına ilişkin kararı gerekçe gösterilerek koşullu salıverilmeden faydalandırılmayarak tahliyesinin engellendiği; Ş.T. isimli mahpusun 03.07.2024 tarihinde tahliye edilmesi gerekirken İdare ve Gözlem Kurulu'nun iyi halli olmadığına ilişkin kararı gösterilerek koşullu salıverilmeden faydalandırılmayarak tahliyesi engellendiği; M.Ç. isimli mahpusun 05.12.2024 tarihinde tahliye olması gerekirken İdare ve Gözlem Kurulu'nun iyi halli olmadığına ilişkin kararı gerekçe gösterilerek koşullu salıverilmeden faydalandırılmayarak tahliyesi nin engellendiği;. A.A. isimli mahpusun 30.03.2024 tarihinde tahliye olması gerekirken aldığı 3 hücre cezası sebebiyle infazı yakıldığı; U.Ç. isimli mahpusun 25.11.2024 tarihinde tahliye olması gerekirken tahliyesinin engellendiği

Aktarımları yapılmıştır.

KOCAELİ 2 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Kocaeli 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • Mahpusların hastane sevklerinde problemler yaşadıkları, hastaneye sevki yapılan mahpuslara ise kelepçeli tedavinin dayatıldığı, mahpuslardan M.A’nın %80 oranında görme kaybı yaşadığı, katarakt ameliyatı olması gerektiği, ameliyat öncesi yapılması gereken ön tedavi ve kontroller için hastaneye götürüldüğü ancak burada kelepçeler çıkarılmadan tedavi yapılmak istendiği, M.A’nın bu durumu kabul etmemesi üzerine tedavisi gerçekleştirilmeden hapishaneye geri götürüldüğü,
  • Hapishane idaresinin gerekçesiz ve keyfi uygulamalarda bulunduğu, aynı kitabı bazı mahpuslara verirken bazı mahpuslara vermediği, Mahpuslardan M.A’nın yazmış olduğu “Her Daim Kavganın İçerisinde” isimli kitabın diğer mahpuslara verildiği ancak M.A’ya “motivasyon arttırıcı” olacağı gerekçesiyle verilmediği , Ayrıca diğer mahpuslar resim atölyesine alınırken M.A’nın resim atölyesine de alınmadığı, M.A’nın atölyeye katılmak için hapishane idaresine verdiği talep dilekçelerinin de cevapsız bırakıldığı,
  • Hapishanede mahpusların isteği dışında başka hapishanelere yapılan sürgünlerin arttığı ve son olarak S.O, R.D, E.Ç isimli mahpusların istekleri dışında başka hapishaneye sürgün edildikleri,
  • Gardiyanların ve hapishane yönetiminin baskıcı tutumları nedeniyle mahpuslar tarafından suç duyurusunda bulunulduğu,
  • Mevzuata göre yapılan rutin aramalar dışında haftada birden fazla keyfi arama yapıldığı ve aramalar sırasında odaların çok fazla dağıtıldığı,
  •  Mahpuslara verilen evrakların incelendiği ve kendilerine geç verildiği, 
  • 13.03.2024 tarihinde M.Ş.T, T.K, A.R, M.D, E.Ç isimli mahpuslar ile birlikte toplam 7 mahpusun resim atölyesinden dönerken infaz koruma memurları tarafından çıplak arama dayatmasına maruz bırakıldıkları, mahpusların çıplak aramayı reddettikleri ve bu nedenle darp edildikleri, bu olay nedeniyle M.Ş.T isimli mahpusa süngerli odada 1.5 saat boyunca işkence edildiği ve olay nedeniyle mahpuslar tarafından suç duyurusu yapıldığı,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları,
  • Hapishane idaresi tarafından ayda en az üç defa arama yapıldığı, bazen aramaların 2 saat sürdüğü, bu aramalarda kitap, defter, ajanda vb. yazı çalışmalarına el konulduğu,
  • Resmi kurumlar tarafından basılmış mahpus haklarına ilişkin kitapların mahpuslara verilmediği,
  • Hapishane idaresi tarafından “Kürtçe” ve “Kürdistan” kelimelerinin geçtiği kitaplara gerekçesiz bir şekilde el konulduğu, M.A. isimli mahpusa gönderilen “Kürtlerin Öteki Tarihi” ve “Kürt Tarihinden ve Siyasetinden Portreler” isimli bandrollü iki kitabın kendisine teslim edilmediği,
  • Hapishane idaresinin mahpusların yıllardır kullandığı tabure, kova, bere gibi eşyalara fazla olduğu gerekçesiyle el koyduğu, M.A. isimli mahpusa Ortopedi ve Dahiliye doktoru tarafından verilen “iki yastık kullanması önerilir” şeklindeki rapora rağmen mahpusun ikinci yastığına da fazla olduğu gerekçesiyle el konulduğu tarafımıza,
  • Mahpusların hastaneye sevklerinin geç yapıldığı, düzenli olarak kontrol edilmesi gereken hasta mahpusların sevklerinin de zamanında yapılamadığı, hapishane idaresi tarafından hastane randevularının dolu olması ya da jandarma sayısının az olduğu gerekçesinin ileri sürüldüğü,
  • Hastaneye sevki yapılan mahpusların çoğu zaman kelepçeli şekilde muayene etmeye çalışıldığı bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların tedavi olamadığı,
  • N.B. isimli mahpusun birçok hastalığının olduğu, 2010 yılından beri ülser hastalığı olduğu, ülser hastalığı sebebiyle hastaneye kontrole gitmesi gerekirken iki yıldır hastaneye götürülmediği, acı, ekşi yiyecekler yememesi gerekirken kendisine uygun yiyecek verilmediği, mahpusun yaklaşık 3 yıldır tek bir dişinin dahi olmadığı, mahpusun Diyarbakır’dan temin ettiği implantın Kocaeli’ndeki hastane ile anlaşmalı bir firmadan alınmadığı için tedavisinin yapılmadığı,
  • M.O. isimli mahpusun birçok hastalığı olduğu, 30 yıldır hapishanede olduğu, koşullu salıverilme tarihi gelmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulu tarafından iyi halli olmadığı gerekçesiyle tahliyesinin engellendiği,
  • A.R. isimli mahpusun, 30 yılı aşkın süredir hapishanede olduğu, koşullu salıverilme tarihi gelmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulu tarafından iyi halli olmadığı gerekçesiyle tahliyesinin engellendiği,
  • M.Ş.T. isimli mahpusun kemik erimesi hastalığı bulunduğu, 30 yılı aşkın süredir hapishanede olduğu, koşullu salıverilme tarihi gelmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulu tarafından iyi halli olmadığı gerekçesiyle tahliyesi engellendiği,
  • Hapishanenin yazın çok sıcak ve nemli olması nedeniyle mahpuslar tarafından ortaklaşa vantilatör alındığı, vantilatörün fişinin yatakların bulunduğu kısma yetişmediği, üçlü uzatma kablosu talep edildiği, idare tarafından mahpuslara üçlü priz verilmediğinden satın alınan vantilatör kullanılamadığı,
  • Hapishanedeki sorunların idareye aktarılması için idare ile yapılan karşılıklı görüşmelerde mahpusların oturmasına izin verilmediği,
  • Spor hakkının kullanımı için mahpusların haftalık iki saat spor salonuna götürüldüğü, spor salonunda tuvalet bulunmasına rağmen kullandırılmadığı, bu durumun özellikle yaşlı ve prostat hastalığı bulunan mahpuslar için sorun oluşturduğu,
  • Hapishanede mahpusların gidebilecekleri kurs bulunmadığı, yalnızca resim atölyesi bulunduğu ancak kontenjan yetersizliği gerekçesiyle birçok kişi bu atölyeden faydalanamadığı,
  • Kantinden talep edilen bir eşyanın bazen aylarca gelmediği, örneğin talep edilen saat pili aylarca gelmediği

Aktarımları yapılmıştır.

MALTEPE 1 NOLU L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

  • İdare tarafından verilen yemeklerin mahpus sayısı ile orantılı olarak gelmediği, bu sebeple yeterli yemek gelmediği, verilen yemeklerin besleyiciliğinin de bulunmadığı,
  • Hapishane idaresi tarafından gerekli temizlik malzemelerinin verilmediği,
  • Mahpusların talep ettiği Yeniden Gündem, Birgün, Evrensel gibi gazetelerin verilmediği, 
  • Mahpuslara aileleri tarafından gönderilen kitap ve dergilerin verilmediği, koğuşlarda bulundurulabilecek kitaplarda 10 kitap sınırlaması bulunduğu, verilen kitapların ise çok geç  verildiği, Kürtçe yayınlarda bu sürenin daha uzun olduğu, yayın yasağı bulunmayan bazı  kitapların da idare tarafından sakıncalı bulunup verilmediği, 
  • Telefon ile görüşme hakkının haftada bir defa kullandırıldığı, telefonla görüşme süresinin 20  dakikadan 10 dakikaya düşürüldüğü, telefon görüşmeleri sırasında arıza çıktığından dolayı  telefon hakkının etkili kullanılamadığı, arızanın giderilmesi taleplerinin idare tarafında  kendilerinden kaynaklanmadığını gerekçesi ile bir çözüme kavuşturulmadığı, 
  • Haftalık görüş süresinin 1 saat olmasına rağmen uygulamada kapalı görüşlerin 40-45 dakika,  açık görüşlerin 35-40 dakika yaptırıldığı, 
  • Kronik hastalığı bulunup sürekli ilaç kullanan mahpusların kullandıkları ilaçların temininde  zaman zaman aksaklıklar olduğu, bazen revir personeli tarafından muadil ilaç verildiği, sağlık  birimlerine ulaşmakta sıkıntılar çıktığı, uzun süredir hapishanede bulunan mahpusların kronik  sağlık problemleri yaşadığı, özellikle göz, kulak, diş ve ortopedi bölümlerine gitmesi gereken mahpusların söz konusu hastalıkları idare tarafından ciddiye alınmadığından revir doktorunun sevk görüşüne rağmen bu mahpusların sevk taleplerinin kabul edilmediği,
  • Kurs ve atölye gibi ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmadığı, ancak mahpusların bu faaliyetlere  katılmadığı gerekçesiyle İdare ve Gözlem Kurulu tarafından koşullu salıvermeden faydalanmalarının  engellendiği, 
  • Mahkemelerin boykot edilip aile ve telefon görüşlerinin protesto edilmesi sebebiyle bütün mahpuslara disiplin soruşturması açıldığı ve 1 ay bazı etkinliklerden men şekline disiplin cezası verildiği,
  • S. B., M. S. T., H. K. ve Z. T. isimli mahpusların denetimli serbestlik süresi içinde olmalarına rağmen denetimli serbestlikten faydalanma taleplerinin idare ve gözlem kurulu tarafından mahpusların pişmanlık göstermediği gerekçesiyle reddedildiği ,
  • Y. Ç., Ş. A., R. K., ve Ü. A. isimli mahpusların koşullu salıverilme süreleri içinde olmalarına rağmen İdare ve Gözlem Kurulu’nun iyi halli olmadıkları, örgütsel bağın devam ettiği gibi gerekçelerle vermiş olduğu olumsuz kararlar sebebiyle tahliyelerinin engellendiği ,
  • Maltepe Hapishanesinde İdare ve Gözlem Kurulu kararları sebebi ile bugüne kadar hiçbir mahpusun koşullu salıvermeden faydalanamadığı, aynı dosyadan yargılanıp aynı ceza verilen ancak başka hapishanede tutulan mahpusların koşullu salıvermeden faydalanabildiklerine rağmen Maltepe Hapishanesinde tutulan mahpusların koşullu salıvermeden faydalanamadıkları ,
  • Maltepe L2 Hapishanesinde kalmakta olan hüküm özlü A.R.Y. isimli mahpusun bir koğuşta tek başına tutulduğu. kendisi tarafından bu durumun idareye dilekçelerle bildirildiği, 2023 yılında infazını bitirdiği gerekçesi ile sevk edildiği 1 nolu L Tipi Kapalı Hapishanesine dönme talebinin hükümlü olmadığı gerekçesi ile reddedildiği ve başka bir hapishaneye sevk talebinin ise matbu gerekçelerle reddedildiği,
  • Mahpuslar hak arama hürriyetini etkili şekilde kullanamadığı, her ne kadar yargı makamlarına başvuru yapsalar da infaz hakimliği ve ağır ceza mahkemeleri tarafından mahpusların başvuruları gerekçesiz reddedildiği,
  • Mahpuslara verilen yemeklerin porsiyonlarının küçültüldüğü, 2024 yılı Temmuz ayında yemeklerin porsiyonlarının yarıya indirildiği,
  • Adli mahpusların ziyaretçileriyle bir buçuk saat görüşmeleri sağlanırken siyasi mahpusların ziyaretçileriyle görüşmeleri 35 dk. ile sınırlandırıldığı,
  • Siyasi mahpusların tamamının haftalık 30 dk. olması gereken telefon ile görüşme haklarının yalnızca haftalık 10 dk. ile sınırlı tutulduğu, ayrıca mahpusların bu haklarının günlere dağıtmasına da izin verilmediği,
  • Mahpusların pandemi döneminde kullandırılmayan açık görüş hakları kullandırılmadığı, İdare tarafından yalnızca telefon ile görüşme haklarına ek olarak 10 dk. eklenebileceğinin ifade edildiği,
  • Mahpusların taleplerine rağmen Evrensel Gazetesi gibi muhalif olan süreli yayınların kendilerine verilmediği, mahpusların kendilerine ait eşyalarını arkadaşlarına hibe olarak bırakmalarına izin verilmediği, bıraktıkları kitaplara el konulduğu,
  • Mahpusların yalnızca halı saha alanlarından yararlanmalarına izin verildiği, kurs, atölye gibi faaliyetlerden yararlandırılma isteklerinin yeterli alan ve personelin bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiği. mahpusların bireysel imkanlarıyla yaptığı sanatsal çalışmaların değerlendirmeye alınmadığı,
  • Hapishanede görevli hekim tarafından ayda bir doktor kontrolü yapıldığı, hastane tarafından yapılması gereken tedavilerde ise mahpusların ağız içi aramaya tabi tutulduğu, ağız içi aramayı kabul etmeyen mahpusun hastaneye götürülmediği, ağız içi aramayı kabul etmeyen M.H. isimli mahpusun kalp ritim bozukluğu nedeniyle tedavi olamadığı,
  • Hastanede tedavi olmak isteyen mahpusun dilekçe ile idareye başvurduğu, ancak diş ya da göz tedavisi olmak isteyen mahpusların 2 yıl beklemek durumunda kaldığı, mahpuslara hastane doktoru tarafından reçete edilen ilaçların asılları değil muadillerinin teslim edildiği,
  • 3 No’lu Kapalı Hapishanesinde bulunan yabancı mahpuslar diş tedavisi için hastaneye gittiklerinde yalnızca diş çekim işlemi yapıldığı, başka bir tedavi yöntemi  uygulanmadığı,
  • Mahpusların kurs, atölye gibi faaliyetlerden yararlandırılma isteklerinin yeterli alan ve personelin bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiği ve buna rağmen idare ve gözlem kurulu kararlarında yapılan değerlendirmelerde matbu şekilde kurs ve atölye gibi sosyal faaliyetlerden yararlanmaması olumsuz gerekçe olarak yer almadığı, aynı şekilde mahpusların bireysel imkanlarıyla yaptığı sanatsal çalışmaların değerlendirmeye alınmadığı ,
  • İdare ve gözlem kuruluna değerlendirmeye çağırılan mahpuslara pişman olup olmadıkları, PKK’nin bir terör örgütü olup olmadığı sorulduğu,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları

Aktarımları yapılmıştır.

MANİSA T KAPALI HAPİSHANESİ

Manisa T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Mahpusların hapishanede ayakta sayım dayatmasının uzun zamandır devam ettiği, idare ile birçok kez görüşme yapılmış olmasına rağmen bu uygulamanın kesilmediği, başgardiyan T.B.’nin özellikle bu uygulamayı dayattığını, diğer gardiyanların başgardiyan olmadan gerçekleştirdikleri sayımda ayakta sayımı dayatmadıkları ancak başgardiyanın sürekli olarak sayım sırasında bilerek ve kasıtlı olarak koğuşa gelip ayakta sayımı dayattığı,
  • İdare ile yaptıkları görüşmede, müdürün bu uygulamanın yapılması yönünde bir talimatı olmadığını belirtmesine rağmen, başgardiyanın keyfi olarak bu uygulamayı mahpuslara dayattığı,
  • Talepleri olmadığı halde sürekli olarak oda değişikliği yapıldığı, bunun kötü muamele olarak mahpuslara uygulandığı, yaklaşık 3-4 ayda bir ve idarenin özel tarih olarak adlandırdıkları tarihlerde (15 Ağustos vb tarihler) özellikle bu uygulamayı yaptıkları,
  • Koğuşlarındaki yatakların çok eski, kirli ve ortasının çökük olduğu, idareden yeni yatak talep ettikleri, bu yatakların sağlıklarını kötü etkilediğini dile getirdiklerini, yatakların ücretli olması halinde bunu kabul edeceklerini de belirtmiş olmalarına rağmen idare tarafından kendilerine yeni yatak verilmediği, “hapishanede yatak yok” denilerek taleplerinin karşılanmadığı, yatakların kullanılmaz halde kötü olması nedeniyle kendilerine üstlerine örtmeleri için verilen battaniyeleri yatakların ortasındaki çöküntü ve kiri kapatmak için yatakların üzerine sermek zorunda kaldıkları, tüm mahpusların bel, boyun gibi yerlerinde çok ciddi rahatsızlıklara (fıtık oluşumu vb) sebebiyet verdiği,
  • Hapishane idaresi tarafından uzun zamandır her mahpusa 5 kitap şeklinde sınırlama getirildiğini ancak bu 5 kitap haklarının bile kullandırılmadığı, mahpusların talep ettikleri kitapların yasaklı olmamasına rağmen, Kürt, PKK, anlamadıkları kelimeler vb farklı kelimeleri gördükleri kitapların da keyfi olarak mahpuslara verilmeyerek bu haklarının kullanımının engellendiği,
  • Aile, arkadaş, görüşçülerinin göndermiş olduğu kargoların kendilerine ya çok geç ve eksik teslim edildiği ya da hiç teslim edilmediği, bir mahpus yakınının göndermiş olduğu yün hırkanın “şişme” olduğu gerekçesiyle mahpusa teslim edilmediği,
  • Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet Başsavcılığı gibi kurum ve kuruluşlara yazdıkları dilekçe ve mektupların, İnsan Hakları Derneği gibi sivil toplum örgütlerine yazdıkları mektupların gönderilmediği,
  • Hapishanede mahpuslara su kotası uygulandığı, kişi başı 50 litre civarı günlük su verildiği, sıcak suyun belli günlerde ve çok az verildiği, bazen hiç verilmediği, uygulanan su kotasının mahpuslar için yeterli olmadığı, hapishanede hijyenik koşulların sağlanmasında ve suyun kota bittiğinde direkt kesiliyor olması nedeniyle kullanımda zorlandıkları,
  • Hapishanedeki diş doktorunun hastanede yapılması gereken diş tedavileri için mahpusları sevk etmediğini, mahpuslara “sizden daha kötüler var”, “beni istediğiniz yere şikayet edebilirsiniz, göndermiyorum” diyerek implant veya başka bir tedavi olması gereken mahpusların hastane sevkini yapmadığını, mahpusların kurum müdürü ile bu konuda yaptıkları görüşmede, “sevklerde evet sorun var” diye müdürün de mahpuslara belirttiğini ancak uzun zamandır bu konuda çözüm üretilmediğii,
  • Bulunduğu hapishanedeki tüm koğuşların havalandırmasının üstünün telle kapalı olduğu,
  • Kantin fiyatlarının fahiş derecede yüksek olduğunu, her hafta fiyatlara güncelleme yapıldığını ve artırıldığı,
  • Mahpus M.D.’nin tahliyesi yaklaşınca İdare ve Gözlem Kurulu’na çıkarıldığını, kurulun mahpusa “Pişmanım” demesi için dayattığı, mahpusun sosyal medyada paylaşım yaptığı için ceza aldığı, İdare ve Gözlem Kurulunda da bunu dile getirdiğini ve bu nedenle “Pişman değilim” dediği, kurulun 2025 yılının 10.ayına kadar infazını ertelediği

Aktarımları yapılmıştır.

MARMARA 2 NOLU L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Marmara 2 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Mahpusların hastaneye sevkleri sırasında fiziksel şiddete maruz bırakıldığı belirtilmiş, bir mahpusun nefes darlığı şikayetiyle hastaneye sevk edildiği, tedavisinin ardından hapishaneye girişi sırasında bir infaz koruma memurunun mahpusun ayakkabısını fırlatması sebebiyle yaşanan tartışma sonucu infaz koruma memuru tarafından fiziksel şiddete maruz bırakıldığı,  
  • Mahpusların musluk onarımı talebi gibi basit istekleri dahil tüm taleplerin idareye karşı yazılı dile getirilmesinin istendiği, buna karşın mahpusların idareye verdiği talep dilekçelerine herhangi bir cevap verilmediği, bu uygulamanın mahpusların başvuru hakkını ihlal ettiği,
  • Mahpusların hapishane koşullarına ilişkin demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları, milletvekilleri ve Adalet Bakanlığına yazdıkları mektupların muhataplarına iletilip iletilmediği ile ilgili bilginin kendilerine verilmediği,
  • Hücre havalandırmalarının, kapı giriş çıkışlarının ve hücrelerin içinin kameralar ile izlendiğini, bu kameraların lenslerinin mahpuslar tarafından kapatıldığı, bu nedenle mahpuslara sürekli hücre cezası verildiği,
  • Disiplin cezalarına ilişkin yürütülen soruşturmalarda mahpusların ana dilde savunma yapmak istemeleri halinde idarece savunma alınmaksızın veya eksik savunmayla disiplin cezalarının verildiği, itiraz yapılması halinde infaz hakimliğinde Kürtçe savunmanın kabul edilmediği, tercüman ayarlanmadığı, bu nedenle mahpusların savunma yapamadıkları,
  • Mahpuslara verilen hücre cezalarının bilinçli bir şekilde aile görüş günlerine denk getirildiği,
  • İdare tarafından dağıtılan yemeklerin kötü ve hijyensiz olduğu, porsiyonların az olduğu, yemeklerin içinde plastik, taş gibi maddelerin çıktığı, kantindeki gıda  fiyatlarının çok yüksek olduğu, mahpusların bu sebeplerle yetersiz beslendiği,
  • Mahpusların kantinden defter, bant, yapıştırıcı, kalemtraş gibi eşyalar almak istedikleri, ancak bu eşyaların satışının yapılmadığı,
  • Odaların rutubetli olduğu ve yeterince ısıtılmadığı,
  • Koğuşlardaki yatakların çok eski ve kirli olduğu, kantinde olmadığı gerekçesiyle battaniye taleplerinin karşılanmadığı, var olan battaniyelerin de fiyatlarının çok yüksek olduğu,
  • 3 kişilik odalarda 10 kişinin kaldığı, odaların güneş görmediği ve hava sirkülasyonunun yeterince olmadığı, odalarda kapasitenin üstünde mahpusun kalması sebebiyle sağlıksız bir ortamın olduğu,
  • Mahpusların telefon görüş haklarının telefonların arızalı olduğu gerekçesiyle sık sık engellendiği,
  • Açık görüş yerlerindeki mimari düzenlemelerin mahpusların aileleri ile fiziksel temasta bulunmalarını engelleyecek şekilde yapıldığı,
  • Yakınları tarafından mahpuslara gönderilen mektup ve kargoların bilinçli bir şekilde teslimatının geciktirildiği,
  • Mahpuslara süreli yayınlardan dergilerin hiç verilmediği, gazetelerde ise idarenin istediğini verdiği, mahpusların istedikleri yayınlara ulaşamadığı, Yeni yaşam Gazetesi Xwebun gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği, Kürtçe ve bazı muhalif yayınlara ulaşımın neredeyse imkansızlaştırıldığı, Selahattin Demirtaş ve birçok yazarın kitaplarının toplatıldığı, koğuşta 10 kitap sınırı bulunduğu, okunan kitaplarla ilgili kota yenilemesi yapılmadığı, yeni kitaplar verilmediği,
  • Mahpusların spor haklarını ne zaman kullanacağının söylenmediği, anlık olarak koğuşa girilip haber verildiği, o vakitte çıkamamaları halinde ise bu hakkın kullanıldığının kabul edileceğinin söylendiği, spor alanının çakıl taşlarından oluştuğu, bu sebeple birçok mahpusun ayağından sakatlandığı,
  • Mahpusların revir taleplerinde idarenin sorun çıkardığı, revire çok geç çıkartıldıkları, hastane sevklerinin ve revire götürülme günlerinin bilinçli olarak aile görüş günlerine denk getirildiği, hastane sevklerine tekli ring aracı ile götürülmeye çalışıldıkları, hastanede kelepçeli muayene  dayatmasına maruz kaldıkları,
  • Koğuşlarda yapılan aramaların sıklaştığı, bilinçli bir şekilde bütün eşyalar dağıtılarak arama yapıldığı,
  • İdarenin televizyon kanallarının sayısını sınırladığı, muhalif sayılabilecek kanalların yayınına müsade etmediği,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları

Aktarımları yapılmıştır.

 

MARMARA 5 NOLU L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Marmara 5 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Koğuş havalandırmalarındaki teller nedeniyle gökyüzü ile temasın da sınırlandırıldığı ve temiz hava sirkülasyonunun azaldığı,
  • H.A ve B.S isimli mahpuslar avukat görüş kabininden çıkarken selamlaştıkları için disiplin soruşturması başlatıldığı; birçok mahpusa kimlik göstermemeleri sebebiyle disiplin soruşturması başlatıldığı; M.Y isimli mahpusa ise ek olarak zafer işareti yapması sebebiyle soruşturma başlatıldığı; Mahpusların haklarında disiplin soruşturması açılma ihtimallerinin üzerlerinde baskı oluşturduğunu ifade etmiş salt bu sebeple sosyal haklarını kullanmaktan çekindikleri,
  • Mahpusların ortak yaşam alanlarının kamera ile gözetlendiği ve bu şekilde özel hayatlarının gizliliğinin ihlal edildiği,
  • Mahpusların duş alması için verilen sıcak suyun yağlı ve paslı olduğu ayrıca çok kötü koktuğu, soğuk suyun da kireçli olduğu, idareye defalarca kez söylenmesine karşın sorunun devam ettiği, kışın günde kişi başı 50 litre olacak şekilde sıcak su kotası uygulandığı,.
  • Banyo ve tuvaletlerin çok dar olduğu, sıklıkla banyo ve tuvalette tıkanıklık olması sebebiyle mahpusların buraları kullanmakta zorluklar yaşadığı,
  • İdare tarafından dağıtılan yemeklerin kötü ve hijyensiz olduğu, yemeklerin içinde taş, kıl ve fare dışkısı vb. şeylerin çıktığı, ekmeklerin yeterince pişmediği, kantindeki gıda  fiyatlarının çok yüksek olduğu, vejetaryen menü ayrıca hazırlanmadığı; Vejetaryen mahpuslara diyet yemekleri verilmediği, mahpusların bu sebeplerle yetersiz beslendiği,
  • İhtiyaç duydukları temizlik malzemelerinin kendilerine verilmediği, hijyen ürünlerinde kota uygulaması olduğu, bu sebeple mahpusların ihtiyaç duydukları ürünlere sınırlı sayıda ulaşabildikleri, (Örneğin: Haftada 3 şişe çamaşır suyu verilmektedir.)
  • Mahpusların kantinden bant, yapıştırıcı, boyalı kalem gibi eşyalar almak istedikleri, ancak bu eşyaların kendilerine verilmediği,
  • Mahpusların kaldıkları odalardaki cam ve pencerelerin kırık olması, peteklerin küçük olması ve odanın düşük derecede ısıtılması gibi sebeplerle odanın çok soğuk olduğu,
  • Odaların çok dar olduğu, 6 adet ranza olması sebebiyle uyumak dışında odada hareket etmenin çok zor olduğu,
  • Mahpuslara idarenin takdir ettiği gazetelerin verildiği, mahpusların istedikleri yayınlara ulaşamadığı, Yeni yaşam Gazetesi Xwebun gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği, Demokratik Modernite dergisinin verilmediği, Kürtçe ve bazı muhalif yayınlara ulaşımın neredeyse imkansızlaştırıldığı,
  • Spor faaliyetlerinin yaptırılmadığı, mahpusların bu konudaki taleplerine de cevap verilmediği,  sadece aynı koğuştakilerle futbol oynayabildikleri bunun da idari personel olmadığı gerekçesiyle dört haftada bir yapılabildiği,  
  • Herhangi bir kültürel aktivitenin kullanılmasına izin verilmediği,
  • Mahpuslara gönderilen kargo ve mektupların çok geç verildiği,
  • Revire taleplerinin çoğu zaman kabul edilmediği, ameliyat olmuş mahpusların sevki hususunda dahi gecikmeler yaşanabildiği, İdarenin, sevklerin geç yapılmasının yaratacağı olumsuz sonuçları göz ardı ettiği, hastaneye sevklerde kullanılan araçların da mahpusların sağlık durumunu olumsuz yönde etkileyecek özelliklere sahip olduğu, mahpusların çok dar alanlarda ve birbirlerine kelepçelenmek suretiyle hastaneye götürüldüğü, mahpusların sahip olduğu hastalıklar dikkate alınmadan bulaşıcı hastalık riski göz ardı edilerek sevkler gerçekleştirildiği,
  • Mahpusların hastanede tutuldukları alan da hava ve genel hijyen kurallarına uygun olmadığı,. hasta mahpusların hastaneye ambulansla sevk edilmesi gerektiği halde, bu uygulama çoğu zaman yerine getirilmediği, ring araçlarıyla hastaneye götürüldüğü, bunun da sağlık ve güvenlik açısından ciddi sorunlara yol açtığı,
  • Hastaneye sevklerin genellikle sabah 08:30’da yapılmasına rağmen, mahpusların bu saatten çok önce uyandırıldığı ve koğuşlarından çıkarıldığı, erken saatlerde yapılan hazırlıkların gereksiz yere uzun beklemelere ve mahpuslar üzerinde fiziksel ve psikolojik yorgunluğa neden olduğu, ring aracını beklerken havasız ve dar bir odada tutuldukları,
  • Adli Tıp Kurumuna sevk sırasında bekleme odaları bulunmadığından mahpusların kelepçeli biçimde ring aracında bekletildiği,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları

Aktarımları yapılmıştır.

 

MARMARA 7 NOLU L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Marmara 7 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Adalet Bakanlığına gönderdikleri mektuplarda geçen ‘Kürt Halk Önderi’ ibaresi gerekçe gösterilerek 7 mahpus hakkında Haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma şeklinde disiplin cezası verildiği,
  • Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği, televizyon kanallarında da Fox Tv  dışında muhalif yayınların verilmediği, 
  • Hapishane idaresi tarafından mahpusların yapmak istediği başvuruların ve İnfaz Hakimliği  tarafından verilen lehe kararlarının uygulanmasının geciktirildiği, infaz koruma memurlarına  ilişkin yapılan şikayetlerin dikkate alınmadığı,  
  • Hapishane idaresi tarafından verilen disiplin cezalarının mahpusların koşullu salıverilme  tarihlerine veya bu tarihlere yakın tarihlere denk getirilmeye çalışıldığı, yine mahkeme  kararlarının uygulanmadığı,  
  • Koğuş havalandırmalarının üstünde tel olduğu için temiz hava sirkülasyonunun daha az olduğu,  ayrıca havalandırmalarda kameraların olduğu,  
  • Hapishanede dönem dönem yemeklerin çok kötü olduğu, hâlâ tutuklu ya da hükümlü olarak  hapishanede bulunan mahpuslara ilişkin iaşe bedellerinin ailelerden talep edildiği, mahpusların kantinden talep ettiği bazı temel gıdaların verilmediği, buna ilişkin başvuruların da dikkate alınmadığı,  
  • Kış aylarında tadilat olduğu gerekçesiyle peteklerin kapatıldığı, sıcak suyun da belirli aralıklarla  verildiği, verildiği zamanlarda ise çamurlu aktığı için kullanılamadığı,
  • Pandemi döneminde verilen temizlik malzemelerinin artık verilmediği, mahpusların kendi  imkanları ile bunları karşılamaya çalıştığı,  
  • Hücrelerde mahpusların kullandığı çarşaf ve nevresimlerin belirli sürelerde değiştirilmesi  gerekirken değiştirilmediği, sürekli yıkamadan kaynaklı çarşaf ve nevresimlerin yıprandığı, 
  • Koğuş içindeki odalarda bir kişi kalması gerekirken 3 kişi kaldığı, koğuşta toplam 11 kişi olduğu  ve koğuşta kapasitenin üstünde mahpusun kaldığı,  
  • Mahpusların göndermek istedikleri mektuplarda tek zarfa tek mektup konulması zorunluluğu getirildiği, 
  • Hastane sevklerinin geç yapıldığı, Ç. E. isimli mahpusun psikiyatrik ilaçlarını kamera önünde alması dayatması yapıldığı, Ç.E.’nin iki aydan fazla bir süredir nöroloji kliniğine sevk beklediği,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları,
  • 19.12.2024 tarihinde tüm mahpuslar Marmara 5 Nolu L Tipi Hapishanesine sürgün edildiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

MARMARA KAPALI HAPİSHANESİ

 

Marmara Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Hapishanede habersiz ve aniden gelişen hücre değişimlerinin yapıldığı, ve itiraz olması halinde  zorla ve kuvvet uygulayarak değişimin sağlandığı,
  • Koşullu salıverilme tarihi 11.08.2023 olmasına rağmen idare ve gözlem kurulunca iyi halli olmadığı gerekçesiyle tahliyesi engellenen S.A. adlı mahpusun 11.02.2024 tarihinde ikinci kez aynı gerekçeyle tahliyesinin engellendiği,
  • S. A., D. S. isimli mahpusların cezalarının tekli hücrelerde kalmayı gerektirmemesine  rağmen idarenin keyfiyeti ile tekli hücrelerde tutulduğu, bu hücrelerin hepsinin birbirinden uzak  olduğu ve mahpuslar üzerinde tam izolasyon politikası uygulandığı, diğer 3 kişilik hücrelerdeki  mahpusların ise yan yana hücrelerde kalmalarına izin verilmediği, hücrelerin farklı koridorlarda  olacak şekilde düzenlendiği, bu konuda mahpusların idare ile olan tüm diyalog çabalarına karşın  sonuç alamadıkları,  
  • Sevklerde kullanılan ring aracının tekli bölmelerden oluştuğu ve mahpusların bu tekli bölmelerde  kelepçeli olarak götürüldüğü, 
  • İaşe bedelinin artmasıyla yemeklerin daha güzel bir hale geldiği, ancak yine de yenebilecek  durumda olmadığı, porsiyonların az olduğu ve besleyici olmadıkları, ayrıca kantin fiyatlarının  çok yüksek olduğu, bu nedenle mahpusların beslenme konusunda yetersiz kaldıkları,  
  • Hücrelerde bulunan yatakları eski ve rahatsız olduğu, bundan kaynaklı olarak mahpusların bel,  sırt, omuz ve boyun vb eklem ağrıları yaşadığı, 
  • Mahpusların arkadaş görüşçüsü olarak yazdırmak istedikleri kişilerin çoğunun kabul edilmediği,  güvenlik soruşturmasından geçemediklerinin, hakkında soruşturma olan kişilerin arkadaş görüşçüsü olarak kabul edilmediği,  
  • Mektupların çok geç verildiği, bazı mektupların ise sakıncalı bulunarak hiç verilmediği , 
  • Mahpusların hücrelerinde bulundurabilecekleri kitap sayısına sınırlama getirildiği, istediklerinde  depodakilerle değiştirerek kitaplarına sınırlı olarak da olsa ulaşabildikleri, dönem dönem  dışarıdan getirilen kitaplara el konulduğu ve mahpuslara verilmediği, süreli yayınlardan dergilere  ulaşamadıkları, mahpusların istediği bazı gazetelerin verilmediği, Yeni Yaşam Gazetesi, Xwebun gazetesi ve  Evrensel Gazetesinin uzun bir süredir yasak olduğu gerekçesiyle verilmediği, 
  • Haftalık olarak 3’er hücre şeklinde ortak alana çıkarıldıkları, toplam sayıları 20’nin altında  olmasına rağmen tüm hücrelerin birlikte çıkmasına veya birlikte çıkan hücrelerin değiştirilmesine  izin verilmediği, 
  • Mahpusların taleplerine rağmen kurs açılmadığı,  
  • N. K. ve Ç. A. isimli mahpusların müebbet hapis cezalarının 1 yıl önce dolmasına rağmen 3 ve  daha fazla hücre cezası almaları nedeniyle koşullu salıverilme hakları olmadığı ve infazlarının yandığının bildirildiği, 1 yıldır tahliye edilmedikleri, 
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları

Aktarımları yapılmıştır.

 

MENEMEN T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Menemen T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Mahpusların aileleri ile telefon görüşmesi yaptıklarında internet tarifesi üzerinden ücret alındığı ancak görüntülü görüşme yapmalarının engellendiği buna rağmen fazladan ücret kesildiği,
  • F.D’nin isteği dışında sürgün edildiğini, nereye sürgün edildiğini bilmedikleri,
  • 28/06/2024 tarihinde mahpusların spora çıktığı esnada gardiyanlar tarafından kendilerinden kimlik istendiği, mahpusların kimlik göstermeyi reddetmeleri üzerine gardiyanlarla aralarında tartışma yaşandığı, spora çıkmadan odalarına döndükleri, bunun üzerine idare tarafından mahpuslara iki ay ücretli işten yoksun bırakma disiplin cezası verildiği, infaz hakimliğine itiraz ettikleri,
  • Hastaneye sevklerde bağcık ve kemer alınmadığını, ayaklarını yere vurmalarının dayatıldığı,
  • Diş tedavisinin sorunlu olduğunu, diş tedavilerinin yapılmadığı, diş hastanesine götürülmedikleri,
  • Bazı doktorların kelepçeli muayene dayattığı,
  • Odadaki suyun çamurlu olduğu, idari amire söyleyip arıtma cihazı istediklerini ancak idari memurun kantinde su var arıtma cihazımız olsa siz suçlusunuz size niye takalım diye cevap verdiği, kendi kullanımında olan musluklarda su arıtma kullandıklarını, İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuru yaptıklarını yaklaşık iki yıl süren bu sorun için birçok kuruma mektup yazdıkları, en son İl Sağlık Müdürlüğünden teftişe gelindiğini, suyun çok kirli akması nedeni ile sürekli musluk değişikliği yapıldığı, ancak teftişe gelmeden bir ay kadar önce 1 günlük su kesintisi yaşandığını sebebini sorduklarında kazan temizliği yapıldığının söylendiğini, akabinde 3,5 gün su kesintisi yapıldığını sebebinin ise ana boruların değiştirilmesi olduğunun belirtildiği, bu değişim ve temizliklerden sonra teftiş için İl Sağlık Müdürlüğünden geldiğini düşündükleri bir kişinin odalarına girdikleri, kendilerinin ise havalandırmaya çıkartılarak gelen yetkili ile görüştürülmedikleri, görebildikleri kadar ile yetkili herhangi bir örnek almadan geri dönüp gittiği,
  • Bu ziyaretten sonra idare tarafından kurum 2. Müdürünün bulundukları odada tamir yapılacağı için eşyalarını toplamalarını istediğini, zorla götürüldükleri (A-19) koğuşun pencerelerinde demir parmaklığın üstüne fens teli geçirildiği, bu telin aralıklarının 0,5 cm olduğu, hava akışını dahi kestiğini, gün ışığı girmediğini bunu kaldırmaları gerektiği,
  • Zorla götürüldükleri koğuşun 7 kişi için küçük olduğunu, tuvalet lavabo ve banyonun aynı yerde olduğu için kullanıma uygun olmadığı, ortak alanın iki masanın sığamayacağı kadar küçük olduğu, telefon kabininin oda duvarının ortasına yerleştirildiği için alanın kullanımının daha zor olduğu, mutfak tezgahının üst kat merdiven boşluğunda yapıldığı için merdiven pisliğinin tezgaha döküldüğü, merdivenler yıkandığında suyun tezgaha aktığını bu nedenlerle tadilattan sonra odalarına geri getirilmek istediklerini ancak kurum ikinci müdürü sadece odayı boşaltmalarını gerektiğini söylediği, boşaltmadıkları takdirde zor kullanılacağı, her halükarda kendisinin görevini yapmış olacağını söylediği,  batın bölgesinde ameliyatlı olan arkadaşlarının etrafı sarılınca arkadaşlarına zarar verilebileceği düşüncesi ile koğuş değişikliğini kabul ettiklerini ancak eşyaları ile koridora çıktıklarında sayıca kalabalık bir robocop acil müdahale saldırı ekibinin hazır olduğu, hatta doktor dahi hazır bulunduğunu gördükleri,
  • Zorla götürüldükleri koğuşun duvarları temizlenmeden boyandığı için toz halinde döküldüğü, fayansların temizliği için yaklaşık 10 lt çamaşır suyu kullanmak zorunda kaldıklarını, ortak alanda ki telefon kabini nedeni ile kullanımda zorluk yaşadıklarını, ortak alanın 20m2 civarında olduğunu üst katın bu alanın yarısı kadar olduğunu havalandırmanın ise 25 m2 olduğunu ve en önemlisi FENS tellerinin hala kaldırılmadığı,
  • Her sorun ile karşılaşıldığında idare tarafından mahpuslar aleyhine etkinliklerden men, birer ay telefon ile görüşmeme, hücre cezası şeklinde cezalar verildiği, 4 Nisan tarihinden itibaren bu cezalara itiraz etmedikleri,
  • Açık görüşlerde gardiyanların hem mahpuslara hem de ailelere dönük olumsuz tavırları olduğu, görüş yapılırken bilinçli bir şekilde bağırdıkları, Mayıs ayından itibaren açık görüşlerde aileler ile yan yana oturmalarına müsaade edilmediği, yine sözlü ve yazılı başvurularına cevap alamadıkları, ellerinde tesbih sallayarak rahatsız ettiklerini, 9 ay önce yaşanan açık görüşte yaşanan gerginlik fiziksel müdahaleye dönüştüğünü ve ailelere 10 ay görüş yasağı verildiği, (Not: İzmir’de başka hiçbir hapishanede yaşanmayan bir durum olduğu gözlemlenmiştir)
  • İ.E.’nin hastaneye sevki sırasında kelepçesinin açılmaması üzerine slogan attığı ve bu nedenle hakkında 1 ay telefon ile görüşmeme cezasının verildiği, ayrıca hastanede kelepçesinin açılmadığı, açılmazsa eğer muayene olmayı reddettiği, bunun üzerine doktorun mahpusu muayene etmediği ve mahpusun muayene olmadan hapishaneye geri götürüldüğü,
  • İdarenin sürekli keyfi davranışlarla uygulamalar yaptığı, kantinden alınan çamaşır suyu, yumuşatıcı gibi malzemelerin ayrı şeffaf bir şişeye boşaltılıp kutularının alındığı, neden yapıldığı sorusuna içip intihar edebilirsiniz, içinde bir şey saklayabilirsiniz, dediklerini; yine kantinden alınan sigara sarma makinesinin demirinin söküldüğü, bununla kendilerine zarar verebilecekleri söylendiği,
  • Açık spor alanının zemininde çöküntüler olduğu, hatta obruk oluşacak şekilde engellerin olduğunu, bunun düzeltilmesi için defalarca sözlü ve yazılı başvuru yaptıklarını, ancak düzenleme yapılmadığını beyan ettikleri;.  Sözlü görüşmede düzenleme yapılmadığı takdirde suç duyurusu yapacaklarını söyledikleri, kurum ikinci müdürü C.A’nın “isterseniz onlar arkadan itti diye de yazabilirsiniz” dediği, Mahpus E.Y’nin  koşu yapmak isterken ayağının bu çukura gelip düştüğü ve bilek kemiğinin kırılması üzerine geçici olarak çukur ve boşluklara çakıl dökülüp üzerine yeşil halı yamandığı,
  • Şimdiki koğuşlarında sıcak suyun sarı aktığını kurum ikinci müdürü C.A’nın “havaalanı gibi odada kalıyorsunuz” dediği,
  • Ciddi hastalığı (FMF-Böbrek Hastalığı) olan mahpuslardan H.Y’nin tedavi amaçlı 19.09.2024 tarihinde Yeşilyurt Devlet Hastanesi için götürüldüğü, hapishaneden kelepçeli şekilde 08:30’da çıkarıldığı, 09.30 – 10:00 saatleri arasında hastaneye vardıklarını, hastanede bulunan mahkum koğuşuna götürüldüğünde kelepçesinin açılmadığı, söz konusu tarihteki nöbetçi jandarmaya koğuşta bulunduğu sırada kelepçesinin çözülmesi gerektiğini söylemesi üzerine jandarmanın “ çözmüyorum, canım böyle istiyor, istediğin yere şikayet et” şeklinde söylemde bulunduğu, o günün nezaret nöbetçisi olarak bildiği kıvırcık sarı saçlı hafif toplu beyaz tenli jandarmanın evrakları kontrol ettiğinde kendisinin siyasi mahpus olduğunu anladığı, mahpusun karşısına geçip şarjörüne mermi taktığını bu şekilde tehdit ettiğini, koğuşta tek tutulduğu, doktor karşısına saat 12.30 sularında çıkarıldığını ancak tedavi edilirken kelepçesinin çözüldüğü, tedavi bittikten sonra tekrar kelepçelenerek hastane mahkum koğuşuna götürüldüğü, hapishaneye saat 16:30 sularında vardıklarını ve yaklaşık 8 saat kelepçeli kaldığı, ellerinde uyuşma olduğu

Aktarımları yapılmıştır.

 

MENEMEN R TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Menemen R Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • 3 kişilik odalarda ağır hasta siyasi mahpusların tek başına refakatçi olmaksızın tutulduğu,
  • Üst kattaki odalarda oda içerisinde banyo ve tuvalet olduğu, ancak alt kattaki odalardaki mahpusların koridordaki ortak banyo ve tuvaletleri kullandıkları,
  • Odaların az ışık gördüğü,
  • Havalandırmanın ayrı bir yerde olduğunu ve siyasi mahpusların (PKK hükümlüsü) havalandırmaya tek başına çıkarıldıkları,
  • Atölye ve kursların olmadığı,
  • Odaların nemli ve rutubetli olduğu,
  • Avukat görüşme odaları ve kapalı görüş odaları hijyenik değil, havasız ve dar olduğu,
  • Kantinde gıda takviyesi olarak çok çeşit olmadığı,
  • Battaniyelerin değişim sıklığının az olduğu,
  • Yemeklerin besleyici olmadığı,
  • Hastaneye sevk sırasında mahpuslara kelepçe takıldığı,
  • Hastane muayenesi sırasında doktorun kelepçe çıkarmasını istemesi üzerine kelepçelerin çıkarıldığını, söylemediğinde jandarmanın kelepçelerini çıkarmadığı,
  • S.G. isimli mahpus tedavilerin kendisi için artık çözüm odaklı olmaması nedeniyle tedaviyi reddettiği,
  • Mahpusların ailelerinden uzakta tutulduğu

Aktarımları yapılmıştır.

 

METRİS R TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Metris R Tipi Kapalı Hapishanesi nda bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Ağız içi arama ve duvara yaslayarak arama yapıldığı ,
  •  Hapishaneye yeni getirilen mahpusların uzun süre tek başlarına bırakıldıkları ,
  • İdare tarafından muhalif olarak kabul edilen hiçbir gazete, dergi ve kitap gibi süreli ve süresiz  yayınların kabul edilmediği ,  
  • Ağır hasta oldukları için Metris R Tipi Hapishanesi’nde tutulan mahpusların gün içinde yalnızca  2,5 saat havalandırmaya çıkartıldığı , 
  • Mahpusların mide sorunu yaşadığı ve diyet programları bulundukları, fakat yemeklerin  baharatlı, yağlı ve bayat, yenilemeyecek şekilde geldiği ,  
  • A. K. İsimli ağır hasta mahpusun durumunun oldukça kötüye gittiği, temmuz ayında kalp krizi  geçirdiği ve 45 kiloya kadar düştüğü, buna ilişkin olarak infaz erteleme başvurularının  sürüncemede bırakıldığı, daha önce yapılan başvuruların ise reddedildiği ,  
  • Hastane sevklerinde bazı doktorların kelepçeli muayene dayattıkları, infaz koruma memurları tarafından felçli mahpuslara bile kelepçe takıldığı ,
  • Hijyen ve temizlik malzemelerinin hapishane idaresi tarafından verilmediği ve kantinden satın alındığı, fiyatların fahiş olduğu, odaların ve diğer bölmelerin yeterince hijyenik olmadığını odaların yeterinde temizlenmediği ,
  • Hasta mahpsuların diyetine uygun yemekler verilmiyor. protein eksikliği sebebiyle daha iyi beslenmeleri gerekiyorken bunun idarece sağlanmadığı ,
  • Hapishane mimarisinin hasta mahpuslara uygun olmadığı, 20 metrekarelik alanda üç kişi kalındığı,
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları , 04.07.2024 tarihinde bu eylemlerini sonlandırdıklarını tarafımıza aktarmışlardır.
  • Ağır hasta mahpus A.K 22.09.2024 tarihinde sağlık durumunun kötüleşmesi sebebiyle hastaneye sevk edilmiştir. Mahpus hastanede bulunduğu süre boyunca hasta bakıcıların ve doktorların onur kırıcı davranışlarına ve kötü muamelelerine maruz kalması sebebiyle tedavi olamadığı ve hapishaneye döndüğü 02.10.2024 tarihinde hapishanede hayatını kaybetmiştir. Mahpus hayatını kaybetmeden çok kısa bir süre önce AYM’ye yapılan tedbir talebi reddedilmiştir.
  • A.K isimli ağır hasta mahpus hayatını kaybettikten sonra oda arkadaşı E.A oda arkadaşını andığı için hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır. E.A isimli mahpus o tarihten itibaren tek başına kalmaktadır. İki kolu ampute olan ve hastanede kalamaz raporu bulunan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü E.A isimli mahpus defalarca sevk talebinde bulunmasına rağmen tek tutulmaya devam edildiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

ÖDEMİŞ T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Ödemiş T Tipi Kapalı Hapishanesi nda bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Mahpuslar, İdare ve Gözlem Kurulu’nun iyi halli olmadıkları gerekçesiyle koşullu salıverilme tarihlerini ertelediği

Aktarımları yapılmıştır.

 

PATNOS L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Hapishane yönetimi tarafından sürekli odalarında arama yapıldığını, yapılan aramalarda insanlık dışı muamelelerle karşı karşıya kaldıklarını, tüm eşyalarının etrafa dağıtıldığını, arama sonrasında eşyaların diğer mahpusların eşyaları ile karışması sonucunda birçok eşyalarını bulamadıkları, aramalar sırasında eşyalarının kaybolduğunu, söz konusu keyfi ve hukuka aykırı aramalar sebebiyle suç duyurusunda bulunduklarını fakat başvurularına herhangi bir cevap alamadıklarını gibi dilekçelerinin savcılığa iletilip iletmediğini de bilmedikleri,
  • Çok sayıda mahpusa 3 aylık görüş yasağı cezasının verildiği ve mahkumların keyfi ve hukuka aykırı bir şekilde sürgün edildikleri,
  • İdari ve Gözlem Kurulunun mahpus infazı bittiğinde fikirlerini açıklamaya zorladığı ve hukuka aykırı bir şekilde birçok mahpusun infazının uzatıldığı,
  • Hapishane kantininden alınan defterlerin mahpuslar tarafından anı defteri olarak kullanıldığı, yakın zamanda hapishane yönetiminin 60 kişinin anı defterini topladığı, buna ilişkin henüz bir işlem yapılmadığı,
  • Sıcak su sorunun bulunduğu, zaman zaman 1 hafta boyunca sıcak su verilmediği,
  • Hapishanede sağlıksız, kirli ve kokan bir suyun aktığı, yapılan şikayetlerden sonra günde 2 litreyi geçmemek üzere petlerde su verilmeye başlandığı fakat bu uygulamanın kaldırılacağından şüphelenildiği,
  • Yemeklerin kötü ve ekmeğin küflü olduğu,
  • İdare ve Gözlem Kurulunda sorulan soruların kişinin siyasi düşüncesinin ne olduğunu tespit etmeye yönelik olduğu,
  • Tarafsız koğuşlara gitme baskısı yapıldığı,
  • Adli mahpuslara tanınan imkanların siyasi mahpuslara tanınmadığı (telefon görüşme süresi, görüntülü arama imkanının olmadığı),
  • Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ( CİSST )’nin gönderdiği “Mahpus Hakları El Kitabının” sakıncalı olduğu gerekçesi ile hapishane idaresi tarafından verilmediği,
  • Hiçbir şekilde etkinlik yapılmasına izin verilmediği ve yaklaşık 7 yıldır herhangi bir kursun açılmadığı,
  • İç mektupların hiç verilmediği ya da çok geç verildiği,
  • Gazete, kitap, gibi yayınlardan faydalanmalarının engellendiği,
  • Kürtçe yazılan ya da Kürtçe gönderilen mektupların verilmediği veya çeviri sebebiyle aylarca mahpuslara verilmesinin geciktirildiği,
  • Ailelerine yakın yerlere nakil talepleri ve oda değişimi taleplerinin reddedildiği,
  • Revir ve hastane hakkının kullandırılmadığı ve ciddi sağlık sorunları olan mahpusların taleplerinin görmezden gelindiği,
  • Fikret Üzelaydın adlı mahpusun 30 yıllık mahpus olduğu, 2 ay önce infazının yakıldığı ve kronik kalp rahatsızlığının bulunduğu,
  • Yakup Kaya adlı mahpusun kulağı ile ilgili ciddi bir hastalığının olduğu, üç yıldır sadece Patnos Hastanesine götürüldüğü, orada da ilgili tedavinin bulunmadığı, kendisinde sürekli olarak kulak çınlamasının mevcut olduğu ve bu hastalığı sebebiyle %30 işitme kaybı geliştiği,
  • Mehmet Ali Uğur adlı mahpusun ÇÖLYAK hastası olduğu ve 10/11/2022 tarihli raporunda cezaevi koşullarında ve mahaldeki hastanede tedavisinin mümkün olmadığı, Hastalığının tedavisi amacıyla tetkik ve takibini Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından infazı boyunca yapılmasının uygun olacağının doktor raporunda yazıldığı fakat götürülmediği, çölyak hastalarına uygun diyet yemeklerinin verilmediği bununla beraber gelen yemeklerin ise küflü olduğu, çölyak hastalarına uygulanan diyet yemeklerinin verilmemesi sebebiyle kendisinde kemik erimesinin mevcut olduğu, 3 yıldır düzenli olarak yılda bir defa kemik ölçümünün yapıldığı bu ölçümler sonucunda yüksek rakıma bağlı olarak kan basıncının arttığı ve kemik erimesine sebep olduğu,
  • Hapishaneye yeni getirilen mahpusların çıplak aramaya maruz kaldığı,
  • Mahpusların 27 Kasım 2023-4 Nisan 2024 tarihleri arasında 3’er kişilik gruplar ile 15'şer günlük dönüşümlü açlık grevine girdikleri; açlık grevindeki mahpusların her birinin ayrı koğuşlarda kaldığı, birbirlerini yalnızca revirde görebildiklerini; sağlık durumlarının iyi olduğu; B1(B grubu kompleks vitamin) vitaminin günlük 250 mg olacak şekilde verildiği; açlık grevine giren mahpuslara yeterli tuz, şeker ve karbonat verilmediği; açlık grevine başladıkları süreçten sonra şeker, tansiyon ve kilo ölçümleri ile sağlık kontrollerinin revir doktoru tarafından yapılmadığı fakat 2,5 aylık süreçten sonra takibinin yapılmaya başlandığı, Hapishanede yeterli doktor ve sağlık personeli bulundurulmadığı, kurum revirindeki doktorların sık sık değişmesi sebebiyle mahpusların tedavi sürecinde aksamalara sebebiyet verildiği, hastane sevklerinin geç yapıldığı, jandarma birimleri tarafından tedavi için hastaneye götürülen mahpuslara tedavi esnasında dahi kelepçe uygulandığı, mahpusların sığamayacağı darlıkta olan tekli ring aracı ile sevklerinin yapıldığı

Aktarımları yapılmıştır.

 

OSMANİYE T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Osmaniye T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Tv izleme imkanlarının olduğunu ancak kanal listesinin kısıtlı olduğu,
  • Bir koğuşta 4 mahpusun kaldıklarını birinin çocuğu ile beraber geldiği,
  • Psikolojik bir mahpusun saldırgan olduğu, bu durumun hapishane idaresine bildirildiği, idare tarafından herhangi bir cevap verilmediği,
  • Ailelerine yakın bir hapishaneye nakil talebinde bulundukları fakat idare tarafından olumsuz cevap verildiği,
  • Hapishanedeki sosyal etkinlikler bakımından bir sıkıntısı olmadığı, spor saatleri olduğunu ancak hoca olmadığı için şu anda kurs alamadıkları

Aktarımları yapılmıştır.

 

RİZE KALKANDERE L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmede;

 

  • Mahpusların ailelerinden çok uzakta oldukları, bu durumun ailelerin maddi durumları, hastalık ve yaşlılık sebeplerinden kaynaklı görüşe gelememelerine sebep olduğu, dolaylı olarak bu suretle tecrit altında oldukları, tecrit sebebiyle psikolojik şiddete maruz kaldıkları, Ayrıca mahpusların ailelerine yakın hapishanelere sevk taleplerinin her defasında maktu gerekçelerle reddedildiği.
  • Kantinden istenilen ihtiyaç malzemelerinin fiyatlarının çok yüksek olduğu için ilgili malzemelerin temin edilemediği,
  • Mektupların iadeli taahhütlü gönderilmediği durumda gönderilmediğini ailelere ulaşılamadığı dolayısıyla iadeli taahhütlü mektup gönderiminin dolaylı yoldan zorunlu tutulduğu,
  • Haftada bir kez olacak şekilde savcı nezaretinde koğuş aramalarının olduğu ve arama esnasın odaların tamamen dağıtıldığı, azı kitaplara da el konulduğu,
  • Mahpuslara yönelik kurs ve atölye çalışmasının hiç olmadığı,
  • Abdullah ÖCALAN üzerindeki tecrite dikkat çekmek amacıyla 11 mahpusun aile görüşü ve telefon haklarını boykot ettikleri ve çıkmadıkları, söz konusu eylemden dolayı hapishane idaresi tarafından haklarından disiplin soruşturması başlatıldığı ve boykota katılan 11 mahpusa 2 ay iletişim disiplin cezasının verildiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

SAKARYA 2 NOLU L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Sakarya  2 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Mahpus sayısının çok olması nedeniyle revire çıkışların geciktiği, hastane sevklerinde, ayakkabı ve kemer çıkartma uygulamalarının dayatıldığı, jandarma tarafından kelepçeli muayene dayatıldığı, kelepçeli muayene olmayı kabul etmeyen mahpusların muayene olamadan geri döndüğü, C.T. isimli kalp hastası mahpusun bayramın ilk günü kalp krizi geçirdiği, ambulansla sağlık ocağına sevk edildiği, kontrollerden sonra bilgi verilmeden hapishaneye getirildiği,
  • Sayımlarda mahpuslara ayakta sayım dayatıldığı, 
  • Kış boyunca soğuk havalara rağmen mahpusların zorla havalandırmaya çıkarıldığı, 
  • Kitap değişimlerinin 2 ayda 1 kere yapıldığı, 
  • Açlık grevine giren mahpuslar hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı ve mahpuslara disiplin cezası verildiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

SEYDİŞEHİR KAPALI HAPİSHANESİ

 

Seydişehir Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Yatakların eski olduğu, yeni yatak talebinde bulundukları ancak buna ilişkin cevap verilmediği,
  • Bayram için buradaki mahpusların telefon ve görüş hakkının bulunmadığı

Aktarımları yapılmıştır.

 

SİNCAN 1 NO’LU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslar ile yapılan görüşmelerde;

 

  • Bir mahpusun mide sorunları yaşadığını, sevklerin iptal edilmesi sebebi ile 3 ayı aşkın süredir tedavi olamadığı, hastaneye sevklerin sürekli ertelendiğini veya iptal edildiği, birçok mahpusun sağlık sorunlarının bulunduğu, hastane sevklerinin “asker yok” gerekçesiyle yapılmadığı, hastane sevklerinin bilmedikleri nedenlerle sık sık iptal edildiği,
  • Hastaneye sevk sırasında ağız içi arama dayattıklarını, ayakkabılarını çıkarmalarını istedikleri, bu muameleyi kabul etmedikleri için hastaneye götürülmedikleri,
  • Sürekli su kesintilerinin yaşandığı, idareye yapılan başvurulara cevap alınmadığı, idarenin dile getirilen talep ve sorunları dikkate almadığı, diyabet hastası olduğu,
  • Kampüs genelinde zehirlenmelerin yaşandığı, hala devam ettiği, yemeklerin sağlıksız, ucuz olduğu, çürümüş tarihi geçmiş ürünlerin hapishaneye gönderildiği,
  • Kulaklarında sürekli çınlama olduğunu, kelepçeli muayeneyi kabul etmediği için kulak cihazı testine giremediği, boynundaki sorunlarla ilgili  nöroloji ve fizik tedavi bölümleri arasında sürekli sevk yapıldığı ve bu nedenle tedavi olamadığı, boynundaki sorunun ciddi olduğu, zaman zaman hissetme kaybı yaşadığı, Etlik Şehir Hastanesi’ndeki doktorların tavırlarının keyfi olduğu, fizik tedaviye başlaması gerektiğini ancak bir aydır bekletildiği,
  • Hapishanede daha büyük bir havalandırma alanının olduğunu ancak dar havalandırma alanlarına çıkarıldıkları, 3 katlı yapıda alt katta adli mahpusların üst katta FETÖ dosyalarından mahpusların, orta katta güvenlik gerekçesiyle siyasi mahpusların tutulmasının koşullarının kendileri için gün geçtikçe daha zorlaştığı, sürekli gürültü yaptıkları, odalarının küçük olması sebebiyle günlük hayattaki basit işlerin bile kendileri için zorlaştığı, örneğin ıslak çamaşırlarını asacak yerleri olmadığı, küçük odada ıslak kıyafetlerin kurumasını bekledikleri, bazı odaların sabahtan akşama kadar güneş görmediği, kaldıkları tekli odaların büyük kısmının yılın 8-9 ayı hiç güneş görmediği, oda pencerelerinin önüne güvenlik için demir parmaklıkların üzerine de ince sıklıkta bir tel çekildiği, bu tel ile odanın adeta bir kafes görüntüsünü aldığı, hatta bazı odalarda telin inceliği nedeniyle neredeyse dışarının görünmediğini, tekli odaların kendine özgü bir bahçesi veya havalandırması olmadığı, her gün havalandırmaya çıkmak için başka bir yere götürüldüklerini, odalarda havalandırma olmadığından ıslak giysilerini de daracık odada kurutmak zorunda kaldıkları, güneş görmeyen daracık odalarda her daim keskin bir nem kokusuna neden olduğu,
  • Nadir de olsa hastane sevklerinin yapılabildiği fakat bu sevkler sırasında araçlara IŞİD ve FETÖ dosyalarından yargılanmış mahpuslar ile beraber götürüldükleri,
  • Nezarethanesi olmayan hastanelere götürülüp getirilirken ve muayene için bekletilirken kelepçeli olarak bekletildikleri,
  • Mahpusların idarenin ve personelin işlem ve eylemlerine ilişkin yasal yollara başvurularının disiplin cezalarına gerekçe yapıldığı, bu yol ile hapishanede mutlak bir tecrit halinin sürdürüldüğü, sohbet haklarının olmadığı, disiplin cezaları ile atölyeye çıkma haklarının uzun sürelerle engellendiği, mahpusların havalandırmada birlikte fotoğraf çektirmelerinin yasaklandığı,
  • Çoğu odaların tekli hücreler statüsünde olup her mahpusun yaşamının tamamını bu tekli hücrelerde geçirdiği, diğer hapishanelerde (F,M,T,L tipi) bir mahpus ağır disiplin ihlalinden dolayı hücre cezası almışsa doktor onayı dahilinde ve yirmi günü aşmayacak şekilde bu tip odalarda tutulup cezası bittiğinde eski yerine götürüldüğünü fakat kendilerinin doktor onayı bile olmadan yıllardır bu odalarda tutuldukları, sosyal faaliyetlerinden neredeyse hiç yararlanamadığı, hiçbir kurs faaliyetinden yararlanamadıkları, haftalık 10 kişiyle ve 10 saati aşmayacak düzeyde tanınan sohbet hakkından sadece ayda altı saat ve yalnızca beraber havalandırmaya çıktıkları 6 kişiyle kullanabildikleri, havalandırma saatlerinin 1 buçuk saatle sınırlı ve olduğu, aynı modül dışındaki hiç kimse ile görüştürme imkanı sağlanmadığı, tecridin kendini en çok görünür kıldığı yerin bu anlayış olduğu,
  • FETÖ’den kalan mahpusların bağırarak ve duyabilecekleri şekilde köyleri nasıl yaktığını anlattıkları,
  • Süreli yayınların, dergilerin, Evrensel, Yeni Yaşam gibi gazetelerin kendilerine verilmediği,
  • Atölyelere çıkarılırken yanlarında kitap götürmelerinin yasaklandığı, dışarıdan gönderilen kitapların altının çizilip silinmesinin bile kitap vermeme gerekçesi olduğu,
  • Radyolarının idarece keyfi olarak alındığı, el konulan radyoların verilmediğini ve kantinde satılmadığı, önceden kantinden satın aldıkları radyoları ise topladıkları, TV üzerinden radyo yayını vereceklerini söyleyip vermedikleri,
  • Mektupların kendilerine ulaştırılmadığı, gönderdikleri mektupların adreslerine ulaştırılmadığı, çeşitli sivil toplum örgütleri ve partilere yazılan mektupların içeriğinde açlık grevi eyleminin yazılı olması nedeniyle gönderilmediği, bugüne kadar 16 adet mektubunun kaybolduğu, özellikle iadeli taahhütlü şekilde gönderime zorlandıkları, aksi halde mektuplarının muhataplarına ulaştırılmadığı, bu sorunun uzun zamandır çözülmediği, ne idare ne PTT’nin sorumluluk üstlendiği, barkod ve alındı belgesi verilmediği, gidiş-geliş süresinin çok uzun sürdüğü, “mektubunun kaybolduğunu düşünüyorsan PTT’ye yaz” dedikleri,
  • Hapishane idaresinin bir disiplin sorununa yol açmasa da her fiil ve davranışla ilgili disiplin soruşturması başlattığı, disiplin soruşturmalarının mevzuata aykırı olarak keyfi şekilde yürütüldüğü, İnfaz Hakimliklerine ve Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan itirazların incelenmediği ve denetim mekanizmalarının yeterli ölçüde işletilmeden disiplin cezaları verildiği, açlık grevleri sürecinde herkese disiplin cezaları verildiği,
  • Aileden gelen havlu, nevresim gibi ihtiyaçların kantinde satılıyor diye verilmediği,
  • Açılan soruşturmalara dönük savunmaların Kürtçe yapılması talebinin keyfi gerekçelerle reddedildiği,
  • Sürgün edilen C.İ için sabah 5 gibi 4 personelin yaka kameralarıyla odaya girip eşyalarını toplamasını söyledikleri, infaz koruma memurları tarafından bunun özel bir sürgün olduğunu beyan ettikleri, Kırıkkale’den gelen E.E’nin sürgün edilirken yolda TV’sini kırdıkları,
  • Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü 52 yaşındaki M.T.A isimli mahpusun Konya Ereğli’den sürgün geldiği, Konya’da hastaneye götürülürken işkenceye uğradığı ve soruşturmasının olduğu,  42 yaşındaki R.B’nin Diyarbakır YGC’den sürgün geldiği,
  • Mahpusların idarenin ve personelin işlem ve eylemlerine ilişkin yasal yollara başvurularının disiplin cezalarına gerekçe yapıldığı,
  • Bilgisayar çıktısı verilmediği, kendi yazısını ailesine gönderirken UYAP’tan tarayıp gönderdiği, düzeltme için tekrar istediğinde ise bilgisayar çıktısı olarak vermedikleri

Aktarımları yapılmıştır.

 

SİNCAN 2 NO’LU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Adli mahpuslarla siyasi mahpusların aynı ring araçlarıyla hastaneye sevk edildiği, adli mahpuslar tarafından birkaç kez sözlü saldırıya uğradıkları, idarenin bu uygulaması nedeniyle saldırılara açık hale getirildikleri,
  • Bir mahpusun hastalığı sebebiyle uyuyamadığı, hastaneye sevk yazısının yazıldığı, ancak sevkinin gerçekleşmediği, başka bir mahpusunu hastanenin ancak 6 ay sonraya randevu verdiği, bağırsak problemi olduğunu, sağ ve sol tarafında fıtık oluştuğunu, prostatının olduğu, ilaç kullandığı, hastaneye sevklerde hastanenin çok kalabalık olması, bazen de sıranın kendisine gelmemesi sebebiyle muayene olamadan hapishaneye geri getirildiği,
  • Bilgileri ve talepleri olmaksızın oda değişikliğinin yapıldığı, direnmemesine rağmen zor kullanılarak odadan çıkarıldığı, ağzının kapatıldığı, ellerinin arkadan kelepçelendiği,
  • Daha önce sohbet esnasında kitap değişikliği yapılabiliyorken bu haklarının da ortadan kaldırıldığı, resmi tatil günlerinin sohbet ve spor hakkı olan günlere denk geldiğinde bu haklarının ortadan kaldırıldığı,
  • Açık görüş pazartesi ise ek olarak verilen görüş hakkının cumaya verildiği, bu durumun ise ek görüş hakkından fiili olarak yararlanmayı imkansızlaştırdığı, çünkü burada bulunan mahpusların yakınlarının uzak illerden geldiğini ve aynı hafta içerisinde iki kez gelme imkanlarının bulunmadığı,
  • Hapishaneye geldikten 70 gün sonra ilk defa spora çıkarıldıklarını, sohbet haklarının bulunmadığı,
  • Farklı koridorlarda kalanların görüşmesi bir yana en ufak bir temas kurulmasına dahi izin verilmediği, her koridorun ayrı bir hapishane gibi diğer koridordan yalıtıldığı, genelgeye göre haftada en az on saat ve on kişilik gruplarla sohbet, spor gibi ortak faaliyetlerin yapılması gerekirken burada sadece altı kişi ile haftada iki buçuk saat sohbet ve spor faaliyetleri yapılabildiği, hapishane açıldığından beri sadece FETÖden yargılanan mahpusların kurslara çıkarıldığı, kendilerinin çıkma taleplerinin kabul edilmediği, ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin günde sadece bir saat, diğer mahpuslar ise bir saat elli dakika havalandırmaya çıkarıldığı, günün 22-23 saati kapalı hücrede geçirdikleri, görüş saatlerinin sabahın erken saatlerine olması sebebiyle şehir dışında oturan ailelerin görüşe gelmesinin zorlaştırılarak fiilen görüş yasağı uygulandığı,
  • Hapishane yönetiminin son dönemde provakatif yaklaşımlarının arttığını, adli mahpuslarla aynı ring araçlarıyla hastaneye sevk edildiği, adli mahpuslar tarafından birkaç kez sözlü saldırıya uğradıkları, idarenin bu uygulaması nedeniyle saldırılara açık hale getirildikleri, adli mahpusların siyasi mahpuslarla yakın odalara konulduğunu, yakın zamanda bir adli mahpusun kendilerine yönelik küfür, hakaret içeren ifadelerde bulunarak bağırdığı, bu konuda idareye defalarca dilekçe yazdıklarını, hiçbirinin işleme alınmadığı,
  • Havalandırma gidiş-gelişlerinde ikisi dedektör, ikisi elle arama olmak üzere dört defa üst araması yapıldığını, gidiş-gelişte ayakkabılarının çıkartıldığı, hastane, mahkeme gidiş gelişlerinde ise bu aramalar yine yapıldığı,
  • Devamlı olarak oda araması yapıldığı, bu aramalarda özel eşyalarına zarar verildiği,
  • Hücre aramalarında kişisel yazı ve kitap çalışmalarına el konulduğu,
  • TV’de farklı kanalların verilmesine karar verildiği; ancak farklı kanalların belirlenmesi için anket yapıldığı, Çiftçi TV gibi kanalların verilmeye başlandığını, tanınan hakların mahpusların yararına olmayacak şekilde kullanılması hususunda çalışıldığı,
  • Yazılan mektupların içeriklerinde mevcut iktidarı eleştiren bir cümlenin varlığının disiplin soruşturmasına konu edildiği, hapishanede kalan diğer mahpuslara gönderilen mektuplara sansür uygulandığı, birden fazla kişiye mektup göndermenin idare tarafından kabul edilmediğini, bu durumun ekonomik olarak ayrı bir külfet oluşturduğu,
  • Daha önce idare tarafından denetimden geçen kitapların soruşturmaya konu yapıldığı,
  • Kendilerine gelen kolilerin geri gittiği, bu konuda idarenin kendi sorumluluğunu reddettiği, PTT ile alakalı olduğu şeklinde dönüş yaptığı, ancak aynı durumun 3. kez tekrarlandığı, kolilerin kim tarafından ve ne gerekçe ile geri gönderildiğini tespit edemedikleri, bu konudaki başvurularından dönüş alamadıklarını, aile görüşlerinde çok kısa gecikmelerin gerekçe yapılarak görüşlerin engellendiği, görüş saatlerinin sabahın erken saatlerine olması sebebiyle şehir dışında oturan ailelerin görüşe gelmesinin zorlaştırılarak fiilen görüş yasağı uygulandığı,
  • Kendileri tarafından yapılan suç duyurularının sonuçsuz bırakıldığı, idare tarafından suç duyuruları dilekçelerinin savcılıklara iletilip iletilmediğini dahi teyit edemedikleri,
  • Dosyasındaki haksız cezalandırmaya karşı açlık grevine girdiğini ve 31.10.2024 tarihi itibariyle açlık grevinin 32. Gününde olduğu

Aktarımları yapılmıştır.

 

SİNCAN 1 NO’LU F TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Sincan 1 No’lu F Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Oda aramasının usule aykırı şekilde bütün eşyaların dağıtılarak, yere atılarak yapıldığı, defalarca şikayetçi olmalarına rağmen sonuç alamadıkları

Aktarımları yapılmıştır.

 

SİNCAN 2 NO’LU F TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Sincan 2 No’lu F Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Hapishaneye getirildiklerinde çıplak aramaya maruz kaldıkları, her gün 2 kez ayakta sayım yapıldığı,
  • Bazı mahpusların hapishanedeyken avukat görüşü, başmüdür görüşü vb. denilerek koğuşlarından çıkarılıp kendilerini istihbarat diye tanıtan kişilerle zorla görüştürüldüklerini, kantinde fahiş fiyatla kalitesiz ürünler satıldığı, kantinde 40 yapraklık bir defterle bir tükenmez kalem dışında kırtasiye malzemesi satılmadığı

Aktarımları yapılmıştır.

 

SİNCAN KADIN KAPALI HAPİSHANESİ

 

Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslar ile yapılan görüşmelerde;

 

  • Bazı mahpuslarda diş sorunları olmasına ve hastaneye sevki gerekmesine rağmen sevkinin yapılmadığı, beslenmede ve konuşmada dişleri nedeniyle çok zorluk yaşadığı, başka bir mahpusun 1 ay arayla olması gereken 3 iğneyi 7 aydır olmadığı,
  • Hastaneye sevk sorunlarının devam ettiğini, hastaneye giden mahpusların tedavi ve muayene edilmeden geri geldiğini, gerekçe olarak doktorların randevu kotalarının dolduğunu söyledikleri,
  • Bir mahpusun hastalığının ağır ve tedavisinin acil olmasına rağmen 5 defa hastaneye gidip muayene olmadan  geri döndüğünü, diğer bazı mahpusların da hastane sevklerinin uzun süredir yapılmadığı,
  • Hastane süreçlerinin sevk, randevu alamama gibi nedenlerle çok yıpratıcı hale geldiğini, bir yıldır Gama Knife tedavisi için randevu beklediğini, en son Etlik Şehir Hastanesi doktorlarının kötü muamelesi ve taraflı tavırları ile karşılaştıkları,
  • İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 30 yıl önceye dair sorular ve ceza aldığı suçu işleyip işlemediği, buna dair bir itirazı olup olmadığının sorulduğu, siyasi içerikli bilgiler edinmeye dair provokatif sorulara muhatap kaldığı, sorulan sorulara tepki gösterince “örgütle bağını koparmadığın açık zaten” şeklinde yorumlarda bulundukları,
  • Haftada iki gün olan mektup gönderim ve alımı bir güne düşürüldüğü,
  • Bir mahpusun hapishanedeyken ağır hasta olan babasını kaybettiği, annesinin de ağır hasta olduğu, ailesine yakın bir hapishaneye sevk talebinin “iyi halli olmadığı ve kapasite yeterliliği olmadığı” gibi soyut gerekçelerle reddedildiği,
  • FETÖ hükümlüsü olanların koşullu salıverme tarihlerine yakın zamanda sevklerinin yapıldığı, kendilerinin sevklerinin ise kabul edilmediğini, kapasite dolu denildiği; ancak kapasitesi dolu olmayan hapishaneye ilişkin bilgi taleplerine yanıt verilmediği,
  • Sincan Kapalı Kadın Hapishanesinde 16 mahpusun, şartlı tahliyesinin engellendiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

SULUCA 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Suluca 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Mahpuslar tarafından istenilen gazete, dergi ve yayınların keyfi olarak verilmediği, özellikle Yeni Yaşam Gazetesinin okunmasının bilinçli olarak engellenmeye çalışıldığı,
  • Son dönemde kitap kota sayısının düşürüldüğü,
  • Televizyon kanal sayısının da azaltıldığı,
  • Mahpusların bu şekilde bilgi edinme, haber alma, haber verme haklarının ihlal edildiği ve dış dünya ile ilişkilerinin kesilmeye çalışıldığı,
  • Covid salgını nedeniyle kaldırılmış olan sosyal aktivitelere devam edilmediği, sosyal aktivite olarak mahpusların sadece sohbet haklarından yararlandırıldığı, ancak spor ve sanatsal faaliyetlere ve atölyelere izin verilmediği, mahpusların hapishane idaresinden sanatsal, sosyal etkinlikler talep ettiklerini fakat taleplerin keyfi bir şekilde yerine getirilmediği

Aktarımları yapılmıştır.

 

ŞANLIURFA 1 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Şanlıurfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • 20 kişilik koğuşta 26 kişi kaldıkları, 6 kişinin yatak olmadığı için yerde uyudukları,
  • Hapishanede bulunan TV kanallarının sayısının az olduğu, muhaliflere yakın kanalların yer almadığı, gazetelerden sadece Birgün gazetesi verildiği,
  • Yemeklerin kötü, az ve sürekli aynı yemeklerin verildiği,
  • Haftada sadece 3 kişinin revire çıkabildiği, salgın olduğu zaman sayı sınırı sebebiyle revire çıkamadıkları,
  • İdare ve Gözlem Kurulu kararının keyfi ve hukuk dışı gerekçelerle tahliyelerin engellendiği,
  • Sosyal etkinliklerden mahrum kaldıkları, çeşitli nedenlerle sosyal etkinlikler engellendikleri, sosyal kurslar için eğitmen talebi olduğu, taleplerine yanıt verilmediği,
  • Doktora zamanında çıkamadıkları, acil bir durumda 112 ekibinin ambulansta müdahale edip hastaneye götürülmedikleri,
  • Hastane sevkleri ve muayene sırasında kelepçeli oldukları, her seferinde çıplak arama ve ağız içi arama nedeniyle sevkin yapılamadığı,
  • Hasta mahpusların ilaç tedarikinde sorunlar olduğu, tedavilere uygun ilaçlar verilmediği,
  • Hapishanede diş doktoru nadir durumlarda geldiği,
  • Kadın mahpusların hastaneye sevki sırasında kadın memur olmadığı için sorun çıktığı

Aktarımları yapılmıştır.

 

ŞANLIURFA 2 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Şanlıurfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Aile ziyaretlerinin 50 dk ile sınırlı olduğu, ziyarete gelen aile üyelerinin çok sıkı bir aramaya tabi tutuldukları,
  • Mektupların verilmediği,
  • Hapishanede bulunan TV kanallarının sayısının az olduğu, muhaliflere yakın kanalların yer almadığı, gazetelerden sadece Birgün gazetesi verildiği,
  • Yemeklerin sağlık açısından yetersiz olduğu, az verildiği,
  • Haftada bir revire çıkma haklarının olduğu bunun da gecikmeli olarak yerine getirildiği, hastaneye sevk taleplerinin kabul edilmediği,
  • Verilen disiplin cezalarının kendilerine tebliğ edilmediği halde infazının yapıldığı

Aktarımları yapılmıştır.

 

ŞIRNAK T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Şırnak T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Su yoğun kireçli olduğundan içme suyunun mahpuslar tarafından kantinden para ile alındığını, ekonomik imkanları olmayan mahpuslar zorunlu olarak kireçli suyu içmek zorunda kaldığı,
  • Yemek çeşitliliğin azaldığı, makarna ve bulgur gibi yemeklerin sık sık verildiği ancak etli bir yemeğin sadece haftada bir ve çok az verildiği,
  • Sıcak su haftada iki gün ve o gün içinde de 20 dakika verilmesi sebebi ile mahpusların banyo ve diğer ihtiyaçlarını karşılayamadığı,
  • Çarşaf ve nevresim ihtiyacı idare tarafından karşılanmadığı için mahpuslar tarafından kantinden satın alındığı,
  • Revire dilekçe yazılmasına rağmen hiçbir şekilde geri dönüş yapılmadığı, zamanında ilaç temin edemediklerinden tedavi olamadıkları,
  • Yazılan dilekçelere cevap verilmediği veya çok geç cevap verildiği,
  • Atölye ve her türlü sosyal etkinliklerin durdurulduğu, tek sosyal aktivitelerinin haftalık 40 dakika şeklinde spor hakkı olduğunu bu haklarının da bazen personel eksikliği gerekçesiyle daha az süre ile sonlandırıldığı,
  • Koğuşun temizliği için gerekli olan hijyen malzemelerini kendi bütçelerinden satın aldıkları,
  • Odadaki ışığın hiçbir zaman kapatılmasına müsaade edilmediği,
  • PTT kargo ile gelen eşyaların, çok uzun süre sonra mahpuslara ulaştığı,
  • Telefon ile Kürtçe konuşmak için dilekçe ile talepte bulunma zorunluluğu getirildiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

TARSUS 1 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Tarsus 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Açlık grevi sebebi ile hapishane idaresinin mahpuslara daha sert davrandığı, grevdeki mahpuslara verilmesi gereken tuz, şeker, limon, karbonat vesair gibi ihtiyaçlarının eksik karşılandığı, grevden sonra da herhangi bir perhiz uygulanmadan normal yemekte ne veriliyorsa, açlık grevinden çıkan kişiye de aynı yemeklerin verildiği,
  • İdarenin son zamanlarda koğuşları sürekli kontrole geldikleri ve her geldiğinde agresif bir tavır içerisinde arama yaptıkları, etrafı dağıtarak gittikleri,
  • Koğuşlarına tecrit uygulandığını, diğer mahpuslarla sınırlı iletişime izin verildiğini, haftada bir kez yalnızca kendi koğuşuyla spora çıkarıldığını bunun dışında hiçbir sosyal ve kültürel etkinliklerin olmadığı,
  • İdari ve Gözlem Kuruluna çıkarılan kişilere rahatsız edici, cezaları ile ilgili olmayan sorular sorulara ya da taraflı koğuşlarda kaldıkları gerekçe gösterilerek koşullu salıverilme hükümlerinden faydalandırılmadıkları,
  • Bir mahpusun %75 engelli raporu olmasına rağmen sağlık sorunu olduğunda tedavi amaçlı hastaneye götürülmediği,
  • Gardiyanların provakatif hareketlerde bulunarak günde 2 defa arama yaptıklarını, mahpusların eşyalarına ve envanterlerine zarar verip el koydukları, radyolarına el koyduklarını ve el konulan şahsi eşyalarının kendilerine hala geri verilmediği,
  • Talep ettikleri kitap gazete vs. basım yayınları hapishane idaresi tarafından kendilerine verilmedikleri,
  • Yemeklerin çok kötü olduğu,
  • Hapishane koşullarını hijyenik açıdan elverişli olmadığı,
  • Spor haklarının olduklarını ancak kısıtlı bir şekilde faydalandıkları, talep ettikleri bir kısım kitapların verilmediğini, izin verilen kitaplarında ellerine çok geç ulaştıklarını, kurs talep ettiklerini ancak verilmediği

Aktarımları yapılmıştır.

 

TARSUS 2 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Tarsus 2  Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Hastane sevkleri sırasında çift kelepçe ile tedavi dayatıldığı için tedavi haklarını kullanamadıkları, uzun süredir kelepçe dayatması sebebi ile hastaneye gitmedikleri, bu durumun sağlıklarını olumsuz etkilediği,
  • Açlık grevi sebebi ile hapishane idaresinin kendilerine daha sert davrandığı, grevdeki mahpuslara verilmesi gereken tuz, şeker, limon, karbonat vesair gibi ihtiyaçlarının eksik karşılandığı, grevden sonra da herhangi bir perhiz uygulanmadan normal yemekte ne veriliyorsa, açlık grevinden çıkan kişiye de aynı yemeklerin verildiği,
  • Koğuşların aranma sıklığının artması ve bu aramaların ağır şekilde yapıldığı, özellikle son zamanlarda aramaların sıklığı artmıştır ve koğuş darmadağın edildiği, arama esnasında ayakkabıların içi dahi memurlar tarafından ince arandığı, bu ayakkabı aranmasından memurların da şikayetçi olmasına rağmen yönetim bu konuda ısrarcı davrandığı,
  • Sebepsiz yere hücre cezalara verildiği, tehditkar tavırlar ile hücre cezası verileceği ile bir çok mahpusun tehdit edildiği,
  • Kantinden talep edilen radyoların sahibi tahliye olunca radyolar geri toplanıp depoya gönderiliyor içerdeki mahpuslara bırakılmadığı,
  • Spor faaliyetlerinin süresi kısıtlanıyor, bu konuda bir çok mahpus mağduriyet yaşadığı,
  • Kurs, etkinlik ve benzeri faaliyetlere çıkarılmadığı,
  • Kitap sayısı sekiz ile sınırlandırılmış ve iki ayda bir kitap geldiği,
  • Tahliye olması gereken mahpusların farklı keyfi gerekçelerle, örneğin taraflı koğuşlarda olmalarını gerekçe göstererek mahpusların koşullu salıverilme taleplerinin İdari Gözlem Kurulu tarafından reddedildiği,
  • Her gelen tutuklu mahpusun en az 3 gün tecrit altında tutulduğu ve insani taleplerinin yerine getirilmediği

Aktarımları yapılmıştır.

 

TARSUS 3 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Tarsus 3  Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Koğuşlarda tuvalet ve banyo bir olduğu için koku sorunu olduğu,
  • Hemen hemen koğuştaki tüm mahpusların zaman zaman diş rahatsızlıklarının olduğu fakat bu rahatsızlıklarının giderilmediği, hapishanenin genelinde diş rahatsızlığına bir çözüm üretilmediği,
  • İdari ve Gözlem Kuruluna çıkarılan kişilere rahatsız edici, cezaları ile ilgili olmayan sorular sorulara ya da taraflı koğuşlarda kaldıkları gerekçe gösterilerek koşullu salıverilme hükümlerinden faydalandırılmadıkları,
  • Hapishane idaresinden talep ettikleri roman, dergi ve gazetelerin kendilerine verilmedikleri, verilmeme sebebini sorduklarında “bu dergi, roman ve gazetelerde Kürdistan isminin geçmesi nedeniyle” şeklinde cevap aldıkları,
  • Hapishanede kendi yazdıkları kitaplara idare tarafından keyfi olarak el konulduğu,
  • Spor faaliyetlerinden birçoğundan mahrum bırakıldıklarını, sadece futbol oynamalarına izin verildiğini, bunun da 45 dakikadan yarım saate keyfi olarak düşürüldüğü,
  • Resim, müzik kursu ve kütüphane faaliyetlerinden yararlanmalarına engel olunduğu

Aktarımları yapılmıştır.

 

TARSUS KADIN KAPALI HAPİSHANESİ

 

Tarsus Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Odalar ile ortak alana çıkma, ortak etkinliğe katılma haklarının ellerinden alındıkları,
  • Kantinden alınan radyo gerekçe gösterilerek kendileri hakkında tutanak tutulduğu,
  • Oda değişim taleplerinin yerine getirilmediği,
  • Tahliye olması gereken mahpusların farklı keyfi gerekçelerle, örneğin taraflı koğuşlarda olmalarını gerekçe göstererek mahpusların koşullu salıverilme taleplerinin İdari Gözlem Kurulu tarafından reddedildiği,
  • Aramaların çok sıklaştığını ve aramaya gelen gardiyan sayısının kendilerinin neredeyse 3 katı olduklarını, her yeri dağıttıklarını, aramalar sırasında her yerin dağıtıldığını ve yine aramalar sırası kürtçe herhangi bir şey gördüklerinde direk el koyduklarını, hapishane idaresinin incelemesinden geçip alınan kitapların dahi kürtçe herhangi bir ibare taşıdığının tespiti halinde direk el konulduğu,
  • Ortak alan kullanımının 2 yıldır kendilerine verilmediği, 8 Mart etkinliğinde dahi adli mahpuslara ortak alanın kullandırıldığı ancak kendilerine kullandırılmadığı, buna ilişkin cezaevi ile yapılan hiçbir görüşmenin sonuç almadığı, kendi koğuşları haricinde diğer hiçbir koğuşla görüşemedikleri, uzun zamandır hapishanede görüştükleri tek kişilerin koğuş arkadaşları olduğu, kendilerini tecrit altında hissettikleri,
  • Pandemiden itibaren sosyal aktivite yapamadıklarını, spor aktivitesi, eğitim ve sosyal haklarından faydalanamadıkları,
  • Oda değişim taleplerinin hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildiği,
  • Hapishaneye ilk girişlerde çıplak aramanın dayatıldığı ve mahpuslara çıplak aramanın yapıldığı
  • Hapishaneye gelen mahpusların bağımsız koğuşlara yönlendirildiği, siyasi koğuşta kalmaları halinde iyi hal durumundan yararlanamayacakları, birçok haktan mahrum kalacaklarının söylendiği, bunun üzerinde bazı mahpusların bağımsız koğuşa alındığı

Aktarımları yapılmıştır.

 

TEKİRDAĞ 1 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Hapishaneden hastane, adliye gibi kurumlara yapılan sevkler esnasında kaçma şüphesi  gerekçesiyle kelepçe kullanıldığı ve tekli ring araçlarına bindirildikleri,  
  • Hapishane mimarisinin mahpusların hücrelerinin güneş alamayacağı ve yeterince  havalandırılamayacağı şekilde dizayn edildiği, hücrelerin yeterince temizlenmediği, ayrıca hücrelerde kamera bulunduğu,  
  • Hijyen ve temizlik malzemelerinin hapishane idaresi tarafından verilmediği ve kantinden satın alındığı, fiyatların fahiş olduğu, hücrelerin ve diğer bölmelerin yeterince temizlenmediği,
  • İdare tarafından verilen yemeklerin kalitesinin çok düşük olduğu, verilen yemeklerin de hijyenik  olmadığı, talep edildiği takdirde diyet yemeklerin verilmediği, kantin fiyatlarının çok pahalı  olduğu, mahpusların istediği her ürünün kantinde bulunmadığı,  
  • F. Ç., B. K., S. A. isimli mahpusların hasta mahpuslar olduğu, sağlık durumlarının hapishane koşullarında tutulmaya elverişli olmadığı, 
  • Hastaneye sevklerinin asker tarafından geç yapıldığı, doktorların üstünkörü ve ilgisiz muayene ettiği, bazı doktorların kelepçeli muayene dayattıkları, revirin haftada bir çalıştığı, revir doktoru tarafından tahlil sonuçlarının geç incelendiği ve bu nedenle teşhislerin geç konulduğu, ilaçların da ya geç verildiği ya da muadilinin verildiği, 
  • Mahpusların göndermek istedikleri mektuplarda tek zarfa tek mektup konulması zorunluluğu  getirildiği, bu şekildeki mektupların gönderilmediği, 
  • Mahpusun bulunduğu hücrede kitap bulundurma hakkının 20 kitap ile sınırlandırıldığı, fazla  kitaplara el konulduğu, Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği, Kürtçe  yayınlara ilişkin taleplerin ise cevapsız bırakıldığı,  
  • Mahpusların haftada bir kere spora çıkarıldığı, açık spor sahasına sadece aynı hücredekilerle  çıkartıldıkları,  
  • Resim ve saz kursu gibi ortak alan faaliyetlerinin devam ettiği, ancak sadece aynı hücredekilerle  bu faaliyetlere çıkartıldıkları, malzemelerin çok pahalı olduğu,  
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları,
  • Mahpusların tahliyesini erteleyen idare ve gözlem kurulu kararına karşı yapılan şikayet ve itirazlardan sonuç alınamadığı,
  • Hapishanede mahpusların kullandıkları ortak alanı görecek şekilde yerleştirilen kamera uygulamasının devam ettiği,
  • Özellikle hapishane idaresinin değişmesinden sonra mahpusların tahliyelerinin “ elektriğin fazla kullanımı, puanların düşük gösterilmesi, pişman olmama, bulunulan koğuş, tahliye sonrası ekonomik durumun belirsizliği” gibi gerekçelerle ertelendiği, bu şekilde 3 mahpusun ertelendiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

TEKİRDAĞ 2 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Düzce T Tipi Kapalı Hapishanesinden sürgün olan M. E. isimli mahpusa hapishane girişinde  çıplak arama yapıldığı, çıplak aramayı kabul etmeyen mahpusun darp edildiği, buna ilişkin olarak  Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, 
  • Hapishaneden hastane, adliye gibi kurumlara yapılan sevkler esnasında kaçma şüphesi  gerekçesiyle kelepçe kullanıldığı ve tekli ring araçlarına bindirildikleri,  
  • Mahpusların idare ile hiçbir şekilde görüşemedikleri, görüşme taleplerinin yanıtsız bırakıldığı,  hapishanede yaşadıkları hak ihlallerine ilişkin olarak yaptıkları başvuruların tamamında  neredeyse idarenin eylemlerinin cezasızlık ile sonuçlandığı,  
  • Hapishane mimarisinin mahpusların hücrelerinin güneş alamayacağı ve yeterince  havalandırılamayacağı şekilde dizayn edildiği, hücrelerin yeterince temizlenmediği, ayrıca hücre  havalandırmalarında kamera bulunduğu,
  • Hijyen ve temizlik malzemelerinin hapishane idaresi tarafından verilmediği ve kantinden satın  alındığı, fiyatların fahiş olduğu, hücrelerin ve diğer bölmelerin yeterince hijyenik olmadığı, 
  • İdare tarafından verilen yemeklerin kalitesinin çok düşük olduğu, çok yağlı ve sağlıksız besinler  olduğu, yemeklerin az verildiği, verilen yemeklerin de hijyenik olmadığı, talep edildiği takdirde  diyet yemeklerin verilmediği, hasta mahpuslara ihtiyaçları doğrultusunda besin verilmediği ve kantin fiyatlarının çok pahalı olduğu,  
  • Bazı hücrelerde bulunan mahpusların uzun zamandır hiç spor ve sohbete çıkarılmadığı, bazı  hücrelerde bulunan mahpusların ise ayda bir kez spor ve sohbete çıkarıldıkları,
  • Mahpusların kurs ve atölye gibi ortak alan faaliyetlerine ilişkin taleplerinin kabul edilmediği,  mahpusların uzun bir süre resim atölyesi talep ettikleri, fakat uzun bir süreden sonra bu  taleplerinin sadece atölye tek tek katılmak koşuluyla kabul edildiği, mahpusların kütüphaneden faydalandırılmadığı, 
  • Marmara 7 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinden sürgün edilen İ. E. isimli mahpusun hâlâ ayrı tutulduğu, gerekçe olarak ise patlayıcı madde yapmayı bildiğinin iddia edildiği, 
  • Tekirdağ 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi ndan, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesine sürgün edilen 5 mahpusun hapishaneye giriş işlemleri yapılırken kötü muameleye tabi tutulduğu ve mahpuslara çıplak arama yapıldığı tarafımıza,
  • Hastaneye sevkler sırasında kullanılan ringlerin kirli ve havasız olduğu, hastanede kelepçeli  muayenenin dayatıldığı ve doktorların da kelepçeli muayene etmek istedikleri, uzun süreli açlık  grevinde kalan mahpusların dişlerinin çürüdüğü ancak diş tedavilerinim yapılmadığı, 
  • Mahpuslara gönderilen kargoların 2 ayda bir verildiği, mahpuslar tarafından dışarıya gönderilen  mektupların kimi zaman ulaştırılmadığını, mahpuslara gönderilen mektup ve kargoların da kimi  zaman keyfi gerekçelerle verilmediği, mahpuslar tarafından yazılan Kürtçe mektupların  gönderilmediği, mahpuslara gönderilen mektupların çevirilerinin ise yanlış yapıldığı, bu nedenle  de mahpuslara verilmediği, 
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları,
  • A.B. isimli mahpusun 22.08.2024 tarihinde gardiyanlar tarafından 2 defa darp edildiği,
  • E.Ö, Ö.A, N.U, B.Ş, Y.G, R.M, M.A, M.M.S ve N.G isimli mahpusların koşullu salıverilme tarihi gelmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulunun iyi halli olmadıkları yönündeki değerlendirmesiyle tahliye edilmedikleri ,
  • S.Ç. isimli mahpusun 22.11.2024 tarihinde isteği dışında Buca Yüksek Güvenlikli Hapishanesine sürgün edildiği,
  • E.D. isimli mahpusun kitaplarına gerekçesiz bir şekilde el konulduğu,
  • Mahpusların bulunduğu odalarda bulunan demirbaşların kırılması halinde idare tarafından yeni demirbaşların verilmediği, idare tarafından demirbaşların mahpuslar tarafından hapishane kantininden satın alınmasının istendiği,
  • Hapishanede mahpusların kullandıkları ortak alanı görecek şekilde yerleştirilen kamera uygulamasının devam ettiği,
  • Görüşmecinin yakınlarına yazmış olduğu Kürtçe bir mektuba “bilinmeyen bir dil” de yazıldığı gerekçesiyle el konulduğu,
  • Mahpuslara uygulanan kitap kotasının (20 adet) devam ettiği, eskiden kalan kitaplara mühürsüz oldukları gerekçesiyle el konulduğu bazı kitapların aylar geçmesine rağmen geri verilmediği, Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerini talep edilmesine rağmen verilmediği, Kürtçe yayın taleplerinin de cevapsız bırakıldığı,
  • Mahpusların hastane sevklerinin geciktirildiği, sevklerin bazen 2 ayı bulduğu, hapishane revirine ise sadece haftada bir çıkarıldıkları ve hapishane revirinde tek doktorun bulunması nedeniyle bir haftalık sürenin uzadığı,
  • R.D. isimli mahpusun böbrek rahatsızlığı bulunduğu, mahpusun diyalize girdiği, mahpusun annesinin böbreğini mahpusa nakletmek istediği ancak hastane sevki yapılmadığı için ameliyatın yapılamadığı

Aktarımları yapılmıştır.

 

TOKAT T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesinde  yer alan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Hastaneye sevklerde ağız içi arama nedeniyle yapılamadığı,
  • Sosyal faaliyetlerden yararlandırılmadığı,
  • Rutin aramaların sıklıkla yapıldığı,
  • TV’de muhalif kanallara yer verilmediği,
  • Bir mahpusun disiplin cezası işlemiş olmasından kaynaklı koşullu salıverilmesine izin verilmediği,
  • Başka bir mahpusun Tokat T Tipi Hapishanesinde işlemiş olduğu Kamu Malına Zarar Verme gerekçesi ile koşullu salıverilmesine izin verilmediği, mahpusun almış olduğu 3 disiplin cezasının da Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesi idaresi tarafından verildiği,
  • Bir mahpusun yazdığı mektup, hapishane idaresi tarafından “örgüt propagandası” kapsamında değerlendirildiği ancak mektubun imha edilmesine rağmen disiplin cezasının verildiği, mektup imha edildiğinden propaganda suçunun oluşmadığına dair AYM kararının olduğu,
  • 5 mahpusun şartlı tahliyesinin engellendiği, mahpusların pişman olduklarını göstermedikleri ve tahliye olduktan sonra örgütle tekrar irtibata geçebilecekleri gerekçesiyle ile Koşullu Salıverilme tarihlerinin ertelendiği,
  • Hasta mahpuslara diyet yemekleri verilmediği,
  • İdare ve Gözlem Kurulu tarafından mahpuslara etkin pişmanlık ve tarafsız koğuşlara geçme dayatması yapıldığı

Aktarımları yapılmıştır.

 

TRABZON BEŞİKDÜZÜ T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Mahpusların kültürel, sosyal ve spor faaliyeti hakkı sağlanmadığı gibi diğer odalar ile de spora çıkılamadığı sohbet gibi etkinliklerin idarece yaptırılmadığı,
  • Muhalif gazetelerin mahpuslara verilmediği,
  • Hapishanedeki yoğunluk ve personel eksiği ile hastane sevkinde yer alan kolluğun kelepçeli muayene ısrarı nedeniyle revir ve hastane taleplerinin süresinde ve düzenli olarak karşılanmadığı,
  • Mahpusların oda değişimi ve sevk taleplerinin gerekçesiz şekilde her defasında reddedildiği veya cevapsız bırakıldığını,
  • Kantinden istenilen yiyecek ve eşyaların da fahiş fiyatta olduğundan dolayı mahpuslar tarafından alınamadığı,
  • Mahpusların ailelerinden çok uzak hapishaneye getirildikleri, bu durumun ailelerin maddi durumları, hastalık ve yaşlılık sebeplerinden kaynaklı görüşe gelememelerine sebep olduğu,
  • Sayılarının 40 olduğu ve iki koğuş olacak şekilde ayrıldıkları, koğuşların dar olması ve sayılarının çok olmasından kaynaklı zorluk yaşadıkları,
  • Mahpusların 1’er kişilik gruplar ile 10' ar günlük dönüşümlü açlık grevine girdikleri, açlık grevine giren mahpuslara verilmesi gereken limon, tuz, şeker ve su gibi ihtiyaçların verildiği, meyve suyu, yoğurt vs. ürünlerinin verilmediği, açlık grevine giren mahpuslara B1 (Tiamin) vitamininin verildiği; açlık grevine giren mahpusların tansiyon, kilo, oksijen satürasyonu ve nabız ölçümlerinin grevin ilk günü ile son günü revirde yapıldığı, onun dışında herhangi bir sağlık kontrolünden geçirilmedikleri, gardiyanlar tarafından şeker ölçümünün yapıldığı ancak düzenli olarak yapılmadığı; idarenin ve infaz koruma memurlarının açlık grevine ile birlikte tutumlarının sertleştiği ve hapishanede baskıların arttığı, koğuş aramalarının sıklaştığı ve gardiyanlar tarafından provakatif davranışlarda bulundukları,
  • Pandemi süreci bitmiş olmasına rağmen mahpusların spor ve sosyal aktivitelerinin yapılmasına izin verilmediği ve halen tecrit koşullarının uygulandığı,
  • Mahpusların koğuş değişikliği taleplerinin hukuki bir gerekçe olmadan idare tarafından reddedildiği,
  • Açlık grevine giren mahpuslara hapishane idaresi tarafından disiplin soruşturması başlatıldığı ve 1 ay kurumun kültürel ve spor etkinliklerine katılmaktan yoksun bırakıldığı,
  • Abdullah ÖCALAN üzerindeki tecrite dikkat çekmek amacıyla  15 mahpusun aile görüşü ve telefon haklarını boykot ettikleri ve çıkmadıkları, söz konusu eylemden dolayı hapishane idaresi tarafından haklarından disiplin soruşturması başlatıldığı ve boykota katılan 15 mahpusa 2 ay iletişim disiplin cezasının verildiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

ÜMRANİYE T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Ümraniye T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Mahpusların daha çok diş ağrısı, bel ağrısı, mide ve göz hastalıkları gibi sağlık sorunları  yaşadıkları, çoğu zaman hastane sevklerinin personel yetersizliği ileri sürülerek yapılmadığı,  hastane sevklerinin yapıldığı zamanlarda ise personel tarafından keyfi aramalar dayatılarak  sevklerin engellenmeye çalışıldığı,  
  • Hücre pencerelerinde teller olduğu için hücrelerin yeterince havalandırılmadığı, bu nedenle  sağlıklı bir ortam oluşmadığı,  
  • Hapishane kantininde yiyecek çeşidinin az olduğu ve ürünlerin çok pahalı olduğu, bazı giysilerin  kendinden alınması zorunluluğu getirildiği, bu nedenle dışarıdan alışveriş yapılamadığı , 
  • Hücrelerde bulunan yatakların eski olduğu ve çok çabuk deforme olduğu bu nedenle sağlıklı  olmadığı,  
  • Açık görüşlerin 50 dakika, kapalı görüşlerin ise 40 dakika olarak yaptırıldığı, 
  • Mahpusların göndermek istedikleri mektuplarda tek zarfa tek mektup konulması zorunluluğu  getirildiği, mektupların kurum personeli tarafından kaybedildiği, Kürtçe yazılan mektupların  gönderilmesinde gecikmeler ya da hiç gönderilmeme gibi sorunlar yaşandığı,  
  • Kürtçe yayınların verilmediği, yine Yeni Yaşam Gazetesi, Evrensel Gazetesi gibi muhalif  gazeteler in de hapishaneye alınmadığı,  
  • Mahpusların açık spor salonuna birlikte çıkarılmadığı, ortak alan faaliyetlerine birlikte çıkarma  uygulamasının da pandemiden beri uygulanmadığı,  
  • Mahpusların kurs, atölye gibi taleplerinin sınırlı olarak karşılandığı, karşılandığı zaman da diğer  mahpuslarla birlikte çıkartılmadığı,  
  • 04.04.2024 tarihi itibarıyla mahpusların açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıyarak mahkemeleri boykot edip aile ve telefon görüşmelerine çıkmadıkları yeni bir eylem biçimine başladıkları

Aktarımları yapılmıştır.

 

VAN F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • İdarenin ve gardiyanların tutumunun bilhassa siyasi mahpuslara yönelik ayrımcılık ve kötülük barındırdığı, bu bakımdan mahpusların psikolojik şiddete maruz bırakıldıkları,
  • Koğuş aramalarının rutin dışında olduğu, yapılan aramalarda koğuşların bilerek ve istenerek dağıtıldığı, bu aramalar esnasında idare tarafından verilen kitaplara dahi el konulduğu,
  • Hastane sevklerine götürülen mahpusların kelepçeli bir şekilde muayeneye alındığı,
  • Oda değişim taleplerinin ‘örgütsel’ bir anlam içermesi sebebiyle idare tarafından reddedildiği,
  • Mektupların ve kargoların zamanında verilmediğini, ailesi tarafından kendisine defter ve ajanda yollanan bir mahpusa bu malzemelerin gerekçesiz bir şekilde teslim edilmediği üstelik bu eşyaların kantinde de bulunmadığı,
  • Kürtçe yayınların, muhalif yasal yayınlardan radyo, tv ve gazetelerin yasak olduğu, Türkiye genelinde yasak olmayan bazı yayınların ve kitapların hapishane idaresi tarafından keyfi olarak yasaklandığı,
  • Açık görüşlerin 45 dakika ile sınırlandırıldığı, telefon görüşlerin haftada bir defa 10 dakika olduğu, görüntülü aramanın olmadığı,
  • Açlık grevi süresinde sonra başlanılan iletişimde bulunmama haline karşılık telefon ve aile görüşüne çıkmayan mahpusların haklarında disiplin soruşturmaları başlatıldığı,
  • Haftada iki saat spor yapıldığı, sohbet, kurs, atölye vb kültürel faaliyetlerin olmadığı,
  • Koğuşlarda 1 ve 3 kişi olarak kaldıklarını hem hücrelerin hem de koğuşların fiziki koşulları itibariyle ve hijyenik açıdan kötü oldukları, özellikle hücrelerin hareket alanlarının çok dar olduğu,
  • Havalandırma saatlerinde son bir haftaya kadar herhangi bir sıkıntının olmadığını, ancak son bir haftadır kapıların geç açılıp erken kapatıldığı, havalandırmaların üstü kısımlarının tellerle kaplı olduğu, kameraların olduğu,
  • Su kotası uygulandığını, su kotasından dolayı kişisel temizlik ve oda temizliğini iyi yapamadıkları, şebeke suyunun içmeye elverişli olmadığı, şebeke suyu kullanan mahpusların enfeksiyon hastalıkları geçirdiği,
  • Mahpuslara verilen yemeklerde katı yağ kullanıldığı ve bu durumun mahpusların sağlığını kötü etkilediği,
  • Mahpusların talep etmelerine rağmen kurs, atölye, resim vb. sosyal aktivitelerin olmadığını ve sosyal faaliyetler ve kurs faaliyetleri bazı koğuşlarda tamamen durdurulmuş olduğu
  • Açlık grevi süresinde mahpusların talep etmelerine rağmen Limon, tuz, şeker gibi temel gıdaların idare tarafından tedarik edildiği fakat musluk suyunun kireçli olmasından kaynaklı suyu kendi imkanları ile aldıkları; B1(Tiamin) vitamininin kendilerine verildiği; Meyve suyu ve ayran gibi ihtiyaçların idare tarafından verilmediği, mahpusların bunları kendi imkanları ile karşılamaya çalıştığı fakat kantin fiyatlarının çok yüksek olmasından kaynaklı bu ihtiyaçları karşılamakta zorlandıkları; greve girenlerin kendi koğuşlarından alınarak tekli koğuşa bırakıldıkları ve grevde olan mahpuslara refakat edilmesine izin verilmediği; açlık grevine giren mahpuslara hapishane idaresi tarafından disiplin soruşturması başlatıldığı ve 1 ay spor ve kültürel faaliyetlerden men cezası verildiği; Açlık grevi süresi biten mahpus için grev sonrasında uygun yemekler verilmediği (yağlı ve salçalı ) için mide yanmalarının olduğu

Aktarımları yapılmıştır.

 

VAN T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Van T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, kantinden istedikleri eşyaların stoklarda olmadığı gerekçesiyle sağlanmadığı veya geç sağlandığı, sıvı sabun, ped gibi temel hijyen ürünlerin dahi kantinden alındığı fakat bunların hem fahiş fiyatlara hem de kalite bakımından düşük olduğu,
  • Koğuşlarda sıklıkla arama yapıldığı,
  • Mektup ve posta için hapishanede pulun sürekli olarak bulundurulmadığı ve bu durumun mahpus ve dışarısı için sorun teşkil ettiği,
  • Bir zarf içerisinde çoklu mektup gönderilmediği ve bu şekilde gelen mektuplara da el konulup mahpuslara verilmediği,
  • Telefon görüşmelerinin haftada 2 kez, 10'ar dk olduğu ve bunun az olduğu, kapalı görüşlerin ve açık görüşlerin 1 saat ile sınırlandığı
  • Propaganda suçundan ceza alan ve açık hapishanesine çıkma koşulları oluşan Nazime Avras ve Asiye Kaçar’ın taleplerinin, hapishane idaresinin mahpusların taraflı koğuşta bulunmasından kaynaklı iyi halli olmadığı gerekçesi ile reddedildiği,
  • Hastane sevkleri sırasında ve doktor muayenesi esnasında kelepçeli bulunulduğu,
  • Gelen kargolarda kadın mahpusların kişiler eşyalarının erkek gardiyanlar tarafından incelendiği ve teslim edildiği bunun mahpuslar üzerinde olumsuz etki yarattığı,
  • Kürtçe yayınların, muhalif yasal yayınlardan radyo, tv ve gazetelerin yasak olduğu, Türkiye genelinde yasak olmayan bazı yayınların ve kitapların hapishane idaresi tarafından keyfi olarak yasaklandığı,
  • Kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, kantinden istedikleri eşyaların stoklarda olmadığı gerekçesiyle sağlanmadığı veya geç sağlandığı,
  • Hastane sevkleri sırasında tekli ring aracı ile ve kelepçeli olarak sevk sağlandığı, bazen muayene esnasında kelepçenin çıkarılmadığı

Aktarımları yapılmıştır.

 

VAN YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Haftada bir kez olacak şekilde, kimi zaman odalar dağıtılarak, yataklar yırtılarak, kimi zaman da usulüne uygun oda aramalarının yapıldığı, bu durumun aramayı yapan infaz koruma memurunun tavrına göre değişiklik gösterdiği,
  • Çıplak arama yapıldığı, bu muameleye itiraz edildiğinde çıplak arama yapılmadığı, ancak yeni gelen mahpuslara ağız içi aramanın uygulandığı
  • Revire gitme taleplerine ilişkin 3 haftada sonuç alındığı, hastane sevklerinin uzun bir zaman aldığı, çoğu kez talepten 4 aydan sonra sevkin sağlandığı, idarenin bu durumun gerekçesi olarak mahpus sayısının yoğunluğu sebebini sunduğu,
  • Yasaklı olmamasına rağmen Yeni Yaşam, Evrensel ve Karar gibi muhalif gazetelerin hapishaneye getirilmediği,
  • Halk TV, Tele1, KRT ve Artı TV gibi muhalif kanallara erişimin engellendiği,
  • Yasaklı olmamasına rağmen bazı kitapların mahpuslara verilmediği,
  • Maddi durumu kötü olan mahpusların aileleri tarafından gönderilen eşyaların kantinde satıldığı gerekçesiyle mahpuslara verilmediği, kargoların geç verildiği kargoların teslim edilmesinin çoğu zaman bir ayı geçtiği,
  • Kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, kırtasiye ürünlerinin ise mahpuslara verilmediği,
  • Mahpuslara verilecek olan mahkeme kararlarının çıktıları için mahpuslardan ücret talep edildiği,
  • İletişim araçları olan posta ve telefon ücretlerine son 6 ayda 3 defa zam yapıldığı,
  • Oda değişikliği taleplerinin cevapsız bırakıldığı ve odalarda kameraların olduğu,
  • Haftada bir gün spor ve sohbet faaliyetlerine izin verildiği, fakat atölye ve kurs gibi kültürel faaliyetlerin olmadığı, buna yönelik taleplerin sürüncemede bırakıldığı,
  • Hapishane idaresinin farklı suç kategorisinde bulunan mahpus koğuşlarının yan yana getirildiği, telefon ve aile görüşlerinde mahpusların beraber çıkarıldıkları ve tartışma yaşadıkları,
  • Birçok mahpusun koşullu salıverilme tarihleri geçmesine karşın hapishane gözlem kurulu kararları ile infaz sürelerinin gerekçesiz uzatıldığı, hasta mahpus infaz süresini tamamlamasına rağmen tahliye edilmeleri için İdare ve Gözlem Kuruluna çıkarılmadığı ve infazlarının keyfi nedenlerle uzatıldığı,
  • Açlık grevine giren mahpusların bir defaya mahsus olmak üzere revire götürülüp muayenelerinin doktor tarafından yapıldığı; açlık grevine giren mahpuslara verilmesi gereken limon, tuz gibi iaşelerin yeteri kadar verilmediği; Kantinden temin edilebilen yoğurt, tuz ve şeker gibi ihtiyaçların alınmasına hapishane idaresi tarafından izin verilmediği, bu ürünlerden almış olanların tespit edilmesi halinde alınan ürünlere idare tarafından el konulduğu; açlık grevine giren mahpusların talebi halinde kendilerine vitamin takviyesinin verildiği; açlık grevlerine giren mahpuslarda aşırı kilo kayıpları olduğu, açlık grevinin bitiminde greve giren mahpuslara verilmesi gereken uygun yiyeceklerin verilmediği  ( yemeklerin çok yağlı ve salçalı olduğu), greve giren mahpuslar hakkında ertesi gün disiplin soruşturmasının başlatıldığı ve 1 aylık spor ve etkinliklerden men cezasının verildiği Açlık grevine giren 13 mahpusa disiplin soruşturması başlatıldığı ve 1 ay boyunca spor ve etkinliklere katılma disiplin cezasının verildiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

YOZGAT 1 NO’LU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Yozgat 1 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Revire çıkma haklarının 15 günde birden ayda bire çıkarıldığı; ancak buna rağmen 3-4 ayda bir ancak revire çıkabildiklerini, revire çıkmadıkları için hastane sevklerinin de gerçekleşmediği, ciddi diş sorunları olan mahpuslar olmasına rağmen neredeyse diş tedavilerinin hiç yapılmadığı, S.A. isimli mahpusun şeker hastası olduğu, bir seneden fazla temin edilmesi gereken ilacın hapishane idaresi tarafından temin edilmediği, tedavi için başka hapishaneye nakil talep edildiğini ancak taleplerinin reddedildiği,
  • Bazı hekimlerin kelepçeli muayene yapmak istedikleri, bu sebeple mahpusların muayene olmadan hapishaneye döndükleri,
  • Başgardiyanın göreve gelmesinden sonra mahpus A.T.’yi kolundan tutup çektiği, ardından basamaklardan ittiği, bu olaydan sonra 5 mahpusun hastaneye götürüldüğü, ancak hastane dönüşünden sonra mahpusların hücreye alındığı, 22 Nisan 2024 tarihinde yine koridorda aynı başgardiyanın mahpuslara fiziksel saldırıda bulunduğu,
  • Başgardiyanın odalara sık sık baskın yaparak mahpusları provoke etmeye çalıştığı, küfür, tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, “sizi adam edeceğim, burayı Diyarbakır hapishanesine dönüştüreceğim” dediği,
  • Başgardiyanın odalara sık sık baskın yaparak mahpusları provoke etmeye çalıştığı,
  • Hapishane sorunlarına ilişkin yazılan tüm mektuplara el konulduğu,
  • Yozgat 1 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesinde 10 mahpusun koşullu salıverilme tarihinin ertelendiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

YOZGAT 2 NO’LU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

 

Yozgat 2 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

 

  • Yemeklerde solucan, salyangoz, kıl, taş, hamam böceği gibi cisimlerin çıktığı, buna dair yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığı, yemeklerin çok kötü olduğu, A. Ş.’nin diyabet hastası olmasına rağmen tuzlu yemek verildiği,
  • Hastaneye tekli ring araçlarıyla gittikleri, hastanede bekleme yeri olmaması nedeniyle saatlerce tekli ring aracında beklemek zorunda kaldıkları,
  • Hastanede kelepçeli muayene sebebiyle ciddi sıkıntılar yaşandığını ve birçok mahpusun muayene olmadan hapishaneye geri döndüğü, diş tedavilerinin sırf bu nedenle yapılamadığı, H.T. isimli mahpusun dişsiz olmasına rağmen kelepçeli muayene dayatması nedeniyle tedavi olmadığını, A.Z.’nin gömülü dişi olmasına rağmen sevk edildiği Kırıkkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi’nde kelepçeli muayene dayatması yapıldığı için 2 yıldır tedavi olamadığı,
  • Haftada 1 saat açık ve kapalı spor salonunu kullanmak dışında sohbet vb. sosyal haklarını kullanamadıkları, spor salonu kullanımının sadece kendi odalarındaki mahpuslarla sınırlı olduğu, diğer odadaki mahpuslarla herhangi bir sosyal faaliyete çıkarılmadıkları, kursların eğitmen olmadığı için verilmediği, 2 aydır spor salonunda gardiyanların eğitimi olması nedeniyle spora yalnızca 2 defa çıkabildikleri,
  • Birgün gazetesi dışında muhalif basılı yayınların verilmediği,
  • Kürtçe mektupların 6-7 ay boyunca verilmediği,
  • Telefona çıkmama eylemleri nedeniyle haklarında disiplin soruşturmaları başlatıldığı ve görüş yasağı ve hücreye koyma disiplin cezalarına çarptırıldıkları,
  • Bir mahpusunu isimli mahpusun 2 yılı aşkın süredir 20’den fazla suç duyurusunda bulunduğunu, suç duyurularına hiçbir şekilde yanıt verilmediği, suç duyurusu dilekçelerinin gönderilmediği düşüncesinde olduğu,
  • Hijyen ürünlerinin hapishane tarafından verilmediği, kendilerinin satın aldığı, ampullerin ve muslukların mahpuslar tarafından satın alındığı,
  • Yozgat 2 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesinde 5 mahpusun koşullu salıverilme tarihinin ertelendiği

Aktarımları yapılmıştır.

 

 

HAPİSHANELERDE YAŞANAN HAK İHLALLERİ

 

1. SAĞLIK HAKKI İHLALLERİ

 

Ziyaret gerçekleştirilen hapishanelerde yaşanan sağlık hakkı ihlallerinin en önemli sebeplerinden biri hasta mahpusların tedaviye erişimlerinin önündeki engeller olduğu tespit edilmiştir. 

 

Uluslararası hukuk normları ve standartları, ulusal ve uluslararası sözleşmeler ve protokollere göre devlet, sağlık hizmetini toplumun her kesimine olduğu gibi özgürlüğü kısıtlanmış bireylere de eşit bir şekilde sunmak zorundadır. Bu yükümlülüğe göre sağlık sunumunu, özgürlüğü kısıtlanmış bireyler açısından eşitsiz duruma sokacak her türlü uygulamadan kaçınmak zorundadır. Türkiye yasaları,  Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında kanunun (5275 s.k.) 6.maddesinin f fıkrasındaki; “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur” cümlesiyle yaşam ve sağlık hakları koruma altına almıştır.

 

Ziyaret edilen hapishanelerde sağlık hakkına erişimin bazen doğrudan hapishane idaresi tarafından engellendiği, bazen de sevk edildikleri hastaneler tarafından engellendiği tespit edilmiştir. Ayrıca hapishanelerde sağlık hakkını ciddi boyutlarda ihlal eden diğer uygulamaların da olduğu tespit edilmiştir.

 

1.1. Sağlık Hakkının Doğrudan Hapishane İdaresi Tarafından İhlal Edilmesi

 

Yönetimsel sorunların hapishanelerde sağlık hakkına erişimde başlıca bir sebep olduğu görülmüştür. Bu yöntemsel sorunlar; hasta mahpusların hastaneye sevklerinin yapılmaması ya da çok geç yapılması, mahpusların tedavileri için gerekli olan ilaç ve tıbbi-medikal malzemelerin mahpuslara verilmemesi, mahpusların sadece haftanın belirli gün veya günleri revire çıkartılması şeklinde gerçekleştirilmektedir.

 

Değerlendirme:

 

Uluslararası mevzuatlar, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklemiştir. Devletler, özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin sağlığa erişim hakkı konusunda özgür bireylerle eşit şartlarda bulunmasını sağlamakla yükümlüdürler ve bu sözleşmeler Anayasanın 90. Maddesi ile garanti altına alınmıştır. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesi; devletleri sadece yaşama hakkını kasıtlı ve hukuka aykırı bir şekilde son vermekten kaçınmakla yükümlü tutmamış, aynı zamanda kişilerin yaşamlarını korumak için uygun tedbirleri almaları yönünde pozitif bir yükümlülük de getirmiştir.

 

AİHM “acil durumlarda mahpusa sağlık hizmetinin derhal sağlanamamasının, gecikmesinde gerekçe olmayacak bir şekilde mahpusa sağlık hizmetinin sunulmamasının, tedavisinin eksik yerine getirilmesinin, kişinin onurunu zedelediğini, kişide acıya sebep olup aşağılanmış hissetmesine neden olduğunu ve bu durumun da fiziksel ve moral direncini azaltması nedeniyle hastalığını ikiye katlayabileceğini” belirterek işkence ve kötü muamele yasağını düzenleyen 3. Madde kapsamında ihlal olarak değerlendirmiştir. Gerekli sağlık hizmetinin sunulmaması ve bunun neticesinde ölümün meydana gelmesinin yaşam hakkı ihlali olduğunu belirtmiştir.

 

Yapılan görüşmelerde; etik normlar ve Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hiçe sayılarak tutuklu veya hükümlülerin, ayrımcılığa maruz bırakılarak eşit, adil, insan onuruna yakışır bir biçimde sağlık hizmetine ulaşma hakkına sahip olmalarının engellendiği tespit edilmiştir. Hastaneye sevklerin yapılmadığı ya da çok geç yapıldığı ve mahpusların ağız içi arama nedeniyle tedavi haklarından mahrum bırakıldığı yapılan tespitler arasındadır. AİHM’e göre bir mahpusu tedavi etmek için gereken uzmanların ve ekipmanın cezaevinde bulunmaması, tedavi için sivil bir hastaneye nakledilmesinin gerekçesiz olarak reddedilmesi, 3. maddenin ihlali anlamına gelmektedir. Tedavi için gerekli ilaçların temin edilmemesi, revire gitme taleplerinin görmezden gelinmesi, hapishane idareleri tarafından sağlık sorunlarının zamanında ve etkili bir şekilde çözme yükümlülüğünden kaçındığına dair yeterli veri sunmaktadır.

 

1.2. Ağız içi Arama ve Detaylı Arama

 

Yapılan görüşmelerde pek çok mahpusun hastane sevkleri sırasında ağız içi arama ile çıplak aramaya maruz bırakılmaları sebebi ile hastaneye gitmekten vazgeçmek zorunda kaldıkları tespit edilmiştir. Aynı zamanda ağız içi arama uygulamasını kabul etmedikleri gerekçesiyle de pek çok mahpusa disiplin soruşturmaları başlatıldığı anlaşılmıştır.

 

Değerlendirme:

 

AİHS’nin 3 ve Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasındaki düzenleme uyarınca hiç kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. Bu temel kural, hükümlü ve tutuklulara yönelik uygulamalar için de geçerlidir. Bu husus, 5275 sayılı Kanun’un “İnfazda Temel ilke” başlıklı 2. maddesinin ikinci fıkrasında “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.” Hükmüyle ve yine Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde “Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” şeklindeki düzenlemeler ile açıkça vurgulanmıştır. Yine İnfaz Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrasının b bendi,  “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” İnfaz Yönetmeliği’nin 34. maddesinin 9. Fıkrası; “Arama ve sayımlar sırasında insan onuru ve haysiyetine saygı ile utanma duygusunun ihlal edilmemesi esastır. Bu kapsamda gerekli her türlü tedbir alınır.” şeklindedir.

 

Dolayısıyla verilen bir mahkûmiyet veya tutuklama kararının infazında mahpus için sağlanacak şartlar insan onuruna saygıyı koruyacak nitelikte olmalıdır. Bu nedenle mahpusların hastaneye sevklerinde yapılan muamele ve uygulamalar Sözleşme’nin 3 ve Anayasa’nın 17. maddesine uygun olmalıdır. Bu noktadaki değerlendirme de AİHM kararları ile birlikte özellikle Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) belirlediği standartlar hakkında hazırladıkları raporlar çerçevesinde yapılmalıdır.

 

Konuyla ilgili metinler genel olarak değerlendirildiğinde devletin kişileri özgürlüğünden mahrum bıraktığı andan itibaren insan haklarının korunması açısından sağlık hizmetinin verilmesinde “tutuklu ve hükümlülerin muayenelerinin de diğer hastalar gibi, kişilik haklarına saygı gösterilerek hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılması; hastaların ırk, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durum ile benzer farklılıklarının dikkate alınmaması; her türlü tıbbi müdahalenin hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle yerine getirilmesi” temel kural olarak esas alınmalıdır.

 

Ağız içi arama uygulaması, insan onurunu hiçe sayan bir uygulama olup başlı başına bir işkence biçimidir. Mahpuslara bu uygulamanın dayatılması kişinin onurunu zedeleyebileceği, kişide acıya sebep olup aşağılanmış hissetmesine neden olmaktadır. Aşağılayıcı muamele yasağı ve onura saygı kavramları arasında güçlü bir bağ bulunmaktadır. Muamelenin bireyi küçük düşürmesi veya itibarını azaltması, insan onuruna saygı göstermemesi veya zedelemesi ya da bireyin ahlaki ve fiziksel direncini kırabilecek korku ve acı uyandırması halinde aşağılayıcı muamele olarak nitelendirilecek ve işkence yasağı kapsamına girecektir. Bu sebeple öncelikle ağız içi arama uygulamasını işkence kapsamında değerlendirmek gerekmektedir.

 

Sağlığa erişime engel olmanın ötesinde bir işkence biçimi olan bu uygulama neticesinde görüşme gerçekleştiren birçok mahpusun ağız içi arama dayatmasına maruz kalmamak için hastaneye sevkten vazgeçmek zorunda kaldıkları ve bu nedenle tedavi haklarının ihlal edildiği görülmüştür. Ağız içi arama uygulamasında ısrar edilmesi hasta mahpusların sağlık durumlarının giderek kötüleşmesine ve ağır hasta mahpusların ise hayatlarını kaybetmesi sonucu ile yaşam hakkı ihlallerine neden olmaktadır.

 

1.3. Beslenme Sorunları ve Gıda/Su Hakkının İhlali

 

Ziyaret edilen hapishanelerdeki görüşmeler neticesinde, mahpusların sağlıklarını olumsuz etkileyen faktörlerden birinin de sağlıklı ve yeterli gıdaya adil erişim haklarının engellenmesi olduğu tespit edilmiştir. Verilen yemeklerin, iaşe yönetmeliğinde belirtilen günlük iaşe bedelinden az olduğu, porsiyonların yetersiz ve dengeli bir şekilde tüm besin gruplarından alabilmesini sağlamaktan son derece uzak miktarlarda olduğu anlaşılmıştır. Kantin fiyatlarının fahişliği, mahpusların kantinden meyve/sebze gibi besleyici gıdalar almasının önünde engel teşkil etmektedir. Bazı hapishanelerde temiz suya erişim imkanının olmadığı, çamurlu akan su sebebiyle mahsupların cilt hastalıklarına yakalandıkları, yeme içme ihtiyaçlarını karşılayamadıkları yapılan tespitler arasındadır.

 

Değerlendirme:

 

Sağlıklı bir yaşam, sağlıklı ve yeterli beslenmeyi sağlayacak gıdaya sürdürülebilir şekilde ulaşmaktan geçer. Yeterli gıdaya ulaşamayan ve beslenmeden yoksun insanların sağlıklı bir hale erişmesi olanaksızdır. Bu durum hapishanede tutulan mahpuslar açısından da değişmemektedir. Devletler yurttaşlarını ayırmaksızın bütün herkese sağlıklı, besleyici, nitelikli gıdayı sağlamakla yükümlüdür. Ancak bu yükümlülük, özgürlüğünden alıkonulanlar söz konusuyken daha hassas bir duruma bürünmektedir.

 

Hapishane idarelerinin yükümlülüğü, hasta mahpusların tedavilerini sağlamakla sınırlı değildir. Aynı zamanda sağlığın korunması için önleyici tedbirler uygulama yükümlülükleri de bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, hapishanelerde sağlığı geliştirme faaliyetlerinin ruhsal ve fiziksel boyutları da içerecek şekilde bütüncül hapishane yaklaşımı ile sunulmasını önermektedir.

 

Hapishanelerde beslenme hakkı, hem uluslararası hem de ulusal düzeyde güvence altına alınmıştır. Uluslararası Hapishane Araştırmaları Merkezi’nin hazırlamış olduğu Hapishane Yönetimine İnsan Haklarını Göz Önüne Alan Bir Yaklaşım Hapishane Görevlileri İçin El kitabı’nda en temel bakım görevlerinden biri olarak beslenme tanımlanmaktadır. Bu rehberde mahkumların aç kalmalarını ya da eksik beslenmeden kaynaklanan bir hastalığa yakalanmalarını önlemek için yeterli düzeyde yiyecek ve içecek verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Toplumun genel olarak aç kaldığı ülkelerde dahi, mahkumlara yeterli yiyecek verilmemesinin kabul edilemez olduğu, hükümetlerin insanların özgürlüğünü elinden aldığında, onlara gerektiği gibi bakım verme görevini de üstlendiğini, bu kapsamda yeterli beslenmenin sağlanmasının mutlak bir yükümlülük olduğu belirtilmektedir (Coyle, 2002).

 

Yapılan görüşmelerde hapishanelerde hastalıklara uygun beslenmeye erişimle ilgili birçok sorun bildirilmiştir. Hasta mahpuslara, hastalıklarına özel hekimlerin önerdiği diyet yemeklerin verilmediği anlaşılmıştır. Oysaki diyet yemekler hastalıkların engellenmesinin yanında hastalıkların iyileşmesi ve ilerlemesini de önlemektedir. Bu sebeple hasta mahpusa hastalığına özel diyet yemek verilememesi, hastalığının iyileşmesini engelleyen hatta ilerlemesine sebep olan bir durumdur.

 

Yapılan görüşmelerde mahpuslara verilen yemeklerin doyurucu olmadığı, kimi öğünlerde yemek verilmediği iletilmiştir. Gıda hakkının kısıtlanması sağlıklı bir bireyin sağlığını olumsuz etkileyecek bir durum olduğu gibi belli bir süre yemek verilmemesi bir işkence haline dönebilmektedir. Çoğu hapishanede temiz ve yeterli suya da erişimin olmadığı görülmüş bunun başta hijyen koşullarının sağlanamaması sebebiyle oluşacak hastalıklar başta olmak üzere pek çok hastalığa neden olabileceği değerlendirilmiştir.

 

1.4. Fiziki Yapı ve Hijyen Koşulları

 

Yapılan görüşmelerde hapishanelerin, sağlığa uygun bir şekilde inşa edilmediği ve temel ihtiyaçları karşılayacak nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Aynı zamanda hapishanelerin hijyen açısından olumsuz koşullara sahip olması ve hapishane idarelerinin mahpusların hijyenik koşulları sağlamasını engelleyen uygulamaları, mahpusların sağlığını olumsuz etkileyen koşullardan biri olduğu tespit edilmiştir.

 

Değerlendirme:

 

Devlet, insan onuruna aykırı davranmamak biçiminde sadece pasif bir davranışla yetinemez; insan onurunu, aktif bir şekilde korumalıdır. Dolayısıyla devletin, hükümlünün onurunun korunması noktasında hem pozitif hem de negatif yükümlülükleri vardır.  İnsan onuruna uygun koşullarda barınma, özgürlüğünden mahrum bırakılanlar için bir hak olduğu kadar devlet bakımından da bir yükümlülüktür. Bu sebeple hapishanelerin fiziki koşullarının işkence, eziyet niteliğinde olmaması gerekmektedir. Bu kapsamda hükümlü ve tutuklunun kapasitenin üstünde koğuşlarda barındırılmaması, tek kişilik hücrelere konulmaması, tel örgü uygulaması, camların film ile kaplanması uygulaması, barınma yerlerinin ısı, ışık, havalandırma, hijyen gibi fiziki koşullarının uluslararası standartlara uygun olarak dizayn edilmesi gerekir. Aksi devletin negatif yükümlülüğünü ihlal ettiği anlamını taşır.

 

Yapılan görüşmelerde hapishanelerin fiziki koşullarının yukarıda anlatılanın aksine insan onuruna aykırı şekilde kurgulandığı anlaşılmıştır. İç Anadolu’da bulunan hapishanelerin ısı, ışık, hijyen vb. açıdan mahpusların barınmaları ve cezaevi koşullarının ayrıntılı olarak düzenlendiği ve belirli standartların oluşturulduğu temel belgelerin başında gelen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Üye Devletlere Avrupa Cezaevi Kuralları Hakkında Rec (2006) 2 Sayılı Tavsiye Kararına aykırı olduğu anlaşılmıştır. (Avrupa Cezaevi Kuralları) Görüşme yapılan mahpusların anlatımlarına göre; Avrupa Cezaevi Kurallarında belirtilenin aksine mahpuslara sağlanan barınma yerlerinin ve özellikle bütün yatakhane bölümlerinin, insan onurundan uzak ve özel yaşama saygıyı hiçe sayan biçimde dizayn edilmiştir. 

 

İnsan onuruna uygun barınma hakkının ihlali aynı zamanda sağlık hakkının ihlaline de yol açmaktadır. Koğuşların hijyen, havalandırma, ısıtma, gün ışığı alabilme, nem oranı gibi koşulları sağlıklı kişilerin sağlığını bozmakta, hasta mahpusların iyileşmesini de imkansız hale getirip hastalıklarının ilerlemesine sebep olmaktadır. Olumsuz barınma koşulları sadece fiziki sağlığı değil ruhsal sağlığı da bozacak bir etkendir. Bu sebeple, yeterli barınma olanakları, sağlıklı fiziksel koşullar, temiz giysi ve çarşaf, temizlik ve tuvalet olanakları hasta olanların iyileşmesini sağlayacak ve hastalıkların iyi olanlara da bulaşmasını engelleyecek şekilde olmalıdır. Her tutsağa yeterli alan düşmesi, doğal ışığa ve temiz havaya erişiminin sağlanması bulaşıcı hastalıkların önlenmesinin yanı sıra mahpusların ruh sağlığı açısından da vazgeçilmez bir haktır. Fiziksel koşulların kötülüğü ya da bakımın yetersizliği mahpusların ciddi bir hastalığa yakalanma ya da ölme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmamalıdır.

 

1.5. Ring Aracı ve Kelepçeli Sevkler

 

Yapılan görüşmelerde hasta mahpusların tedavi hakkına erişimlerinin engelleyen faktörlerden birinin de ring araçları olduğu tespit edilmiştir. Hasta mahpusların hastaneye sevklerde ambulans ile taşınmaması, ring araçları ile sevk olmak zorunda olmaları, ring araçlarının sağlıksız ve uzun yolda eziyete dönen koşulları mahpusları hastaneye sevk olmaktan caydırmaktadır. Bir diğer caydırıcı faktörün de sevklerin kelepçeli bir şekilde gerçekleştirilmesi olduğu tespit edilmiştir.

 

Değerlendirme:

 

Mahpusların hastaneye nakillerinin zorlayıcı koşullarda gerçekleşmesi ve başlı başına bir işkence haline dönmesi, sağlık hakkınım ihlali olduğu gibi kötü muamele kapsamında değerlendirilmektedir. Bir kısım uluslararası belgeler, hükümlü ve tutukluların bir hapishaneden diğer bir hapishaneye nakil süreçlerinde ortaya çıkan sorunlar ve oluşan hak ihlalleri çerçevesinde sorunların çözümüne ilişkin esaslar sunmaktadır. Bu kapsamda Avrupa Cezaevi Kuralları’nın 17. maddesi uyarınca ilk yerleştirme ve sonradan yapılacak bir nakil durumunda, mahpuslarının nakillerinin havalandırma veya ışıklandırması yetersiz olan ya da onlara gereksiz olarak fiziksel acı verecek ya da onurlarını kıracak taşıtlarda yapılması yasaklanmalıdır.

 

Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları (Nelson Mandela Kuralları) 47. maddesinde, niteliği gereği acı verici ve küçük düşürücü olan zincir, pranga ve diğer kısıtlama araçlarının kullanımı yasaklanmıştır. Kurallara göre, diğer kısıtlama araçlarına ise yasa izin verdiğinde ve hükümlünün kaçmasını ve kendine veya başkalarına zarar vermesini engellemek amacıyla başvurulmalıdır. Ancak hapishanelerde hastane sevklerinde kelepçeli sevk ve bekleme salonlarında kelepçeli bekletmek bir önlem aracı değil bilakis rutin hale getirilen bir baskı uygulaması haline dönmüştür. Tehlikeyi giderici araçlar içinden en az rahatsızlık verici olanı seçilmeli ve araç, gerekli olduğu sürece uygulanmalıyken mahpusların aktarımı uygulamanın bu sınırı aşan bir seyirde uygulandığını ortaya koymuştur.

 

5275 sayılı Kanun’un 58. maddesinde de Hükümlülerin hangi koşullarda nakledileceklerine ilişkin olarak önemli kurallar yer almaktadır. Kanun’un 58. Maddesi 2. Fıkrası “Hükümlü, havalandırma ve ışık durumu yetersiz araçlarla, eziyet verici veya onur kırıcı şekilde nakledilemez. Nakil sırasında alınacak tedbirler, hükümlünün firarını önleyici ve yukarıdaki fıkrada yazılı engelleri gerçekleştirici sınırları aşamaz, birbirleriyle ve görevlilerle herhangi bir tartışmaya girmelerini engelleyici boyutları geçemez.” demektedir. Ancak mahpusların aktarımları, hapishane idarelerinin sevk sırasında hasta mahpusları ring aracı ve kelepçe ile sevk ederek en başta yerel yasa düzenlemelerini ihlal ettiğini ortaya koymuştur. Çünkü aktarımlara göre; hapishane idareleri nakil sırasında hükümlünün firarını önleyici, halkla bir araya gelmelerine ve başkaları tarafından görülmelerine engel olacak engelleri gerçekleştirici sınırları aşmış; hasta mahpusları, havalandırma ve ışık durumu yetersiz araçlarla, eziyet verici veya onur kırıcı şekilde nakletmiştir. Ayrıca nakillerin farklı suç gruplarıyla birlikte yapılması politik mahpusların can güvenliğini tehlikeye atmıştır. Bu sebeple hastaneye sevk olmak istemeyen mahpuslar bulunmaktadır.

 

1.6. Memur ve Personellerle İlgili Yaşanan Sorunlar - Kelepçeli Muayene Uygulamaları

 

Mahpuslar, hastaneye sevk edildiklerinde kimi zaman doktorların kendilerini sağlıklı muayene etmediklerini, kelepçeli muayene yapıldığını aktarmışlardır. Bazen de sevk edildikleri hastanelerin imkanlarının, muayene/tedavi olmalarına elverişli olmadığı görülmüştür.

 

Değerlendirme:

 

Hapishanelerdeki onur kırıcı veya kötü muamele niteliğindeki davranış ve uygulamaların kaynağı çeşitlilik arz etmektedir. Ceza infaz kurumlarında onur kırıcı veya kötü muamele olarak kabul edilecek hususlar Hapishanesi  idaresi ve görevlilerinin kasıtlı davranışlarından, yönetim hataları veya yetersiz kaynaklardan kaynaklanabileceği gibi kimi zaman jandarma personeli, hapishane doktoru ya da hasta mahpusun sevk edildiği hastanede muayenesini yapan hekimden de kaynaklanabilmektedir.

 

Yukarıdaki başlıklarda da değindiğimiz gibi konuya ilişkin yerel ve Uluslararası metinlere göre mahpuslara sağlık hizmeti verilirken “muayenelerinin diğer hastalar gibi, kişilik haklarına saygı gösterilerek hekimlik görevini uygulamaya elverişli koşullarda yapılması; hastaların ırk, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durum ile benzer farklılıklarının dikkate alınmaması; her türlü tıbbi müdahalenin hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle yerine getirilmesi” gerekmektedir.

 

Türk Tabipler Birliğinin (TTB) Özgürlüğünden Yoksun Bırakılanların Sağlık Hakkı İle İlgili Etik Kurul Görüşüne göre; hastayı kelepçeli olarak muayene girişiminde bulunmak, tıbbi müdahalelerin kelepçeli olarak yapılmasına göz yummak; ayrımcılık yasağına, insan onuruna-haklarına-özgürlüklerine saygı gösterilerek tıbbi hizmet sunulmasını zorunlu tutan etik ilkelere, hekimin hastasının sağlığını en önde tutarak birincil önceliğinin hastasının sağlık gereksinimi olması gerektiğini belirten temel kurala, hekimliğin hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılmasına özen gösterme ilkesine ciddi ihlal anlamına gelecek ve hasta-hekim ilişkisinin temeli olan güveni ortadan kaldıracaktır. Hastanın muayene ve tedavi ortamına “kelepçe, gözbağı ve zincir gibi kısıtlayıcılar” ile girmesine engel olmak, muayeneleri ve tedavileri herhangi bir kısıtlayıcı olmaksızın gerçekleştirmek hekimin sorumluluğundadır. Hekim görevlilerden bu kısıtlayıcıların çıkarılmasını talep etmeli, talep yerine getirilmediğinde ise bildirgede aktarıldığı şekilde tutanak tutularak sağlık kuruluşu yöneticileri, yargı organları ve meslek odası durumdan haberdar edilmelidir.

 

Yine kurulun görüşüne göre; sağlık hizmetlerinin mahpusların bulunduğu kurumda bu kurumların araçları, donanımları, ilaç stokları ile eğitimli insan gücünün hasta mahpusların tıbbi bakım ve tedavilerini karşılayabilecek uygunlukta olması hapishane hekimi tarafından denetlenir. Durumlarının kötüleşmesi ve/veya hapishanede gerekli sağlık hizmeti sağlanamaması halinde; hekim, kişinin tıbbi durumunu dikkate alarak hasta mahpusu uzman kurumlara veya sivil hastanelere sevk etmelidir. Hastaların ikincil görüş alma, güvendiği hekimden bağımsız görüş alma hakkına olanak tanınmalıdır. Avrupa Cezaevi Kuralları, özel tedaviye ihtiyacı olan hasta mahpusların hapishanede bu tedavinin gerçekleştirilemediği hallerde bu amaca özgülenmiş kurumlara ya da sivil hastanelere nakledilmesi gerektiğini düzenlemektedir.

 

Mesleki uygulamalar sırasında hekimlerden; hem yasa ve yönetmeliklerin verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesine hem de mesleğin bilimsel standartlarına ve ulusal/uluslararası tıbbi etik ilkelere uygun davranması beklenmektedir. Belirlenen etik ilkelere uyma yükümlülüğü etik bir ödev olduğu kadar hukuksal açıdan da bir zorunluluktur.

 

Ancak yapılan görüşmelerde kimi hekimlerin, TTB’nin Özgürlüğünden Yoksun Bırakılanların Sağlık Hakkı ile İlgili Etik Kurul Görüşünün aksine hareket ettikleri, belirlenen etik kurallara uymayarak hukuksal zorunluluklarını da ihlal etmişlerdir.

 

Mahpuslarla yapılan görüşmelere göre; sağlık hakkından faydalanmak bir işkence haline dönüşmüştür. Hapishanelerde sağlık hakkına erişim ya tamamen engellenmiş ya da sağlık hakkına erişim insan onuruna aykırı uygulamalarla caydırılmaya çalışılmıştır. Tedavi hakkından vazgeçme ile insan onuruna aykırı işkence biçimlerine maruz kalma arasında seçim yapmak zorunda kalan mahpuslar nihayetinde sağlık haklarına erişemez olmuşlardır. Ayrıca hapishaneler tedavi hakkını sağlama gibi sağlık hakkı bağlamında pozitif yükümlülüklerini ihlal ettikleri gibi; sağlıklı beslenme, barınma koşullarını oluşturma gibi negatif yükümlülüklerini de ihlal etmişlerdir.

 

2. İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE

 

Yapılan görüşmelerde hapishanelerdeki mahpusların; darp, çıplak arama, ters kelepçe, hakaret başta olmak üzere işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları ortaya çıkmıştır.

 

2.1. Fiziksel Şiddet

 

Görüşmelerde mahpusların gardiyanlar tarafından fiziksel şiddete (darp ve cebir) maruz bırakıldığı tespit edilmiştir.

 

Değerlendirme;

 

AİHS m. 3 işkence yasağına göre, “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.” Bu hüküm, herhangi bir sınırlama nedenine bağlı olmayan, mutlak (sert çekirdekli) bir haktır. İşkenceye veya benzeri muameleye tabi olmama, her insan için dokunulmaz bir haktır. AİHS m. 3, niteliği itibariyle devletlere sadece negatif bir yükümlülük, yani işkence etme yasağını yüklemekle kalmaz. Aynı zamanda burada pozitif bir davranış yükümlülüğü de söz konusudur. Zira devletler aynı zamanda yetkileri altında bulunan hiç kimsenin bu tür bir muameleye maruz kalmamasını sağlamak, üçüncü maddeye aykırı muameleleri önleyecek ve cezalandıracak yasaları çıkarmak, önleyemedikleri ihlalleri ise, etkin olarak kovuşturmakla mükelleftir.

 

Hapishanelerde şiddet, kötü muamele veya onur kırıcı davranış ve uygulamaların kaynaklarından biri de gardiyanlardır. Avrupa Cezaevi Kurallarında “Yönetim ve Personel” başlığı altında 72 ila 75. maddeleri arasında cezaevi personeline ilişkin önemli ilke ve kurallara yer verilmiştir.

 

Hapishane personelinin belirlenen bu temel yükümlülüklerinin aksine kötü muamele ve onur kırıcı davranışlarda bulunması suç olduğu gibi idarenin de bu tip davranışların sergilenmesini önleyici tedbirler geliştirmesi ve bunun için de idarenin dile getirilen şikâyetleri personeli koruyucu bir tavırdan ziyade hakkaniyete ve infazın temel ilkelerine uygun olarak sonuçlandırması gerekmektedir.

 

2.2. Çıplak Arama

 

Yapılan görüşmelerde tespit edilen işkencelerden biri de hapishaneye nakil gelen mahpuslar başta olmak üzere pek çok mahpusa çıplak arama dayatması olmuştur.

 

Değerlendirme;

 

BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin ilk cümlesi “İnsanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu” ifade etmektedir. İnsan onuru, herkese aittir ve insan doğuştan değerlidir, saygıyla ve insanca davranılmasını hak eder. Bunların da tüm devletlerce kabul edilmesi zorunludur.

 

AİHM de 16/04/2001 tarihli Peers/Yunanistan kararı ile birlikte hapishane idarelerinin aşağılama ve küçük düşürme kastı taşımasalar bile hapishane ortamında yaşamak zorunda bırakıldıkları kötü koşullar nedeniyle de mahpusların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesindeki işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edilebileceğine hükmetmiştir.

 

İnfaz Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrasının b bendine göre “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” İnfaz Yönetmeliği’nin 34. maddesinin 9. fıkrasına göre “Arama ve sayımlar sırasında insan onuru ve haysiyetine saygı ile utanma duygusunun ihlal edilmemesi esastır. Bu kapsamda gerekli her türlü tedbir alınır.” demektedir.

 

Devletin koruması altındaki mahpusların -özellikle de kamu görevlisi ile mahpus arasında çok açık bir güç dengesizliği söz konusuyken- arama uygulamasına maruz kaldığı sırada işkence ve kötü muamele görme riskini ortadan kaldıracak bütün tedbirleri etkili bir şekilde alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kurallarının 51. maddesinin son cümlesinde, bu tür koruyucu hükümler yer almaktadır. Buna göre hapishane idaresi aramalarda “arama gerekçesi, arama kararını kimin verdiği, aramayı gerçekleştirenlerin kimlikleri ve arama sonuçlarını içerir şekilde uygun arama kayıtlarının tutulduğu” özel bir kayıt sistemi oluşturmak zorundadır. İnfaz Yönetmeliği’nin 34. maddesinin 2. fıkrasının ç bendinde çıplak aramanın tutanakla belgelenmesi ve bu belgenin arayan ve aranılan taraflarca imza altına alınması hükme bağlanmışsa da bugüne dek mahpuslardan böyle bir tutanağın hazırlandığı bilgisi edinilmemiştir.

 

2.3. Tecrit Uygulamaları

 

Yapılan görüşmelerden hapishanelerde mahpusların tüm sosyal ilişkilerini kesecek yöntemlerle tecrit uygulamaları işletildiği açığa çıkmıştır. Sohbet hakkı, sosyal etkinlik hakkı, hücre cezaları, kafes uygulaması, keyfi olarak tek kişilik koğuşta tutulma gibi uygulamalarla mahpusların psikolojik baskıya maruz kaldıkları tespit edilmiştir.

 

Değerlendirme;

 

Hapishanelerde mahpuslara yönelik aktivitelerin (meslek edindirme, eğitim, spor, sohbet gibi) onların bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ne kadar elzem olduğu çok açıktır. Bu sebeple dinlenme, ortak yaşam alanları, sosyal ve kültürel aktivite yerleri oluşturulmalıdır. Aynı şekilde koğuş dışında ortak alanlarda geçirilen süreler artırılmalı ve mahpusların daha kalabalık gruplar halinde birbirleriyle etkileşim kurmalarına izin verilmelidir. Ancak bu tür etkinlik haklarının kısıtlanması, sosyal izolasyonu artıran ve hatta tecride varan boyutlara ulaşmaktadır. Görüşme yapılan mahpusların aktarımlarına göre; sohbet, sosyal, kültürel ve sportif kurslara katılma gibi faaliyetlerin kısıtlanması, yaşam kaliteleri üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olup eziyet seviyesine ulaşmıştır. İnsan hakları standartlarına göre hapishanelerdeki mahpusların günün makul bir kısmını (sekiz saat veya daha fazla) hücreleri dışında, belirli amacı olan ve değişen faaliyetler yaparak geçirmeleri hedeflenmelidir.

 

Yapılan görüşmelerde politik-siyasi mahpusların koğuşlarının adli mahpusların koğuşları ile yan yana getirildiği tespit edilmiştir. Çağdaş infaz sisteminin gereklerine uygun gruplandırma yapılması; hapishaneler içerisindeki şiddet ve tahrik edici eylem ve söylemlerin azalması, onur kırıcı davranış, kötü muamelelerin önlenmesi ve özellikle de politik mahsupların güvenliği bakımından oldukça önemlidir. Hapishane idareleri tarafından gruplardırmanın yukarıda sayılan nedenlerle amacına uygun bir şekilde yapılması gerekmektedir. Gruplandırma kriterlerine aykırı yerleştirmeler başlı başına tutuklu ve hükümlüler bakımından onur kırıcı davranışlara ve kötü muameleye maruz kalmalarına sebebiyet vermektedir.

 

Bu noktada hapishanelerde fiziki koşullarının iyileştirilmesi ve uluslararası standartların yakalanabilmesi bakımından öncelikle hapishanelerin insan odaklı mimari ölçütlere göre inşa edilmesi gerekmektedir. Bu mimari yapıların; tecridi önleyici, engellilere uygun ve ortak yaşam alanlarını gözetici olması, onların sosyalleşmesini ve cezaevi sonrası topluma adaptasyonlarını sağlayıcı nitelikte olması gerekir.

 

Özellikle Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Hapishanelerin mahpusların tecritlerini derinleştirdiği, hücre koşullarında tutulmaları sebebiyle pek çok haktan faydalanamadıkları, zamanlarının çoğunu kendi başlarına ve havalandırmanın bile olmadığı dar bir odada geçirdikleri ve bütün bunların insan onuruna aykırı olduğu ortadadır. Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite 80. oturumunda “S Tipi, Y Tipi ve diğer yüksek güvenlikli cezaevlerindeki bazı mahkumlar günde 22 saatten fazla süreyle yeterli havalandırması olmayan tek kişilik hücrelerde tutulmakta, bu da fiilen hücre hapsi anlamına gelmektedir” demiştir.

 

2.4. Psikolojik Baskılar ve Provakatif Davranışlar

 

Yapılan görüşmelere göre hapishanelerde işkence ve kötü muamelenin zaman zaman psikolojik baskı olarak da kendini göstermektedir. Mahpusların kendilerini güvensiz hissedecekleri fiziki koşullarda tutulması bu psikolojik baskıyı artıran etmenlerden bir tanesidir. Kimi zamanda gardiyanlar tarafından provakatif söz ve davranışlar mahpuslar üzerindeki bu psikolojik baskıya neden olmaktadır.

 

Değerlendirme;

 

Hapishaneler, mahpusların sadece bedensel değil, psikolojik bütünlüklerini de korunmak için insan onuruna yakışır gerekli tüm koşulları eksiksiz sağlamalıdır. Ancak yapılan görüşmelerde hapishane personelleri tarafından mahpuslara yönelik insan onuruyla bağdaşmayan eylemler gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır.

 

Tehdit, mahpusların uyuyamamasına dönük kasti gürültü çıkarma, kapıyı sert çarpma, soruşturma ile tehdit etme, ayakta sayım dayatması şeklinde vuku bulan ve provakatif yönü de bulunan bu davranışların kimi hapishanelerde sistematik olarak uygulandığı anlaşılmıştır.

 

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 2. maddesi “Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz” hükmünü içermektedir. Ayrıca Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “Ceza İnfaz Alanındaki Tavsiye Kararlarının 72/1. Maddesi ise “tüm mahpuslara insanca davranılması” ve hapishanelerin “insan onuruna saygı gösterme zorunluluğunu kabul eden etik koşullar çerçevesinde” yönetilmesini öngörür.

 

3. İDARE VE GÖZLEM KURULLARININ HUKUK DIŞI KARARLARI, KOŞULLU SALIVERİLME HAKKININ ENGELLENMESİ

 

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair 29 Aralık 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile mahpuslara dönük “iyi hali” olmadığı gerekçeleriyle tüm hapishanelerde mahpusların şartlı tahliyelerinin engellendiği uygulamalar başlatıldı. Hapishanelerde de aralarında ağır hasta mahpusların ve 30 yıllık mahpusların da bulunduğu birçok mahpusun şartlı tahliyesi hukuk dışı ve keyfi kararlarla engellenmiştir. Bazı hapishaneler pilot hapishane seçilerek politik mahpusların koşullu salıverilmelerinin engellenmesi rutin bir uygulamaya döndürülmüştür. Yapılan görüşmelerde idare ve gözlem kurullarının anlamsız gerekçelerle taraflı, keyfi ve hukuk dışı kararlar verdiği anlaşılmıştır.

 

İdare ve Gözlem Kurulları tarafından mahpusların “iyi halli” olmadıklarına dair düzenlenen raporlar tüm hapishaneler yönünden benzer olup şu gerekçeleri içermektedir; “çıplak arama uygulamasını kabul etmediği, halay çektiği, Kürtçe konuştuğu, dilekçe yazdığı, açık görüşte koğuş arkadaşının ailesine selam verdiği, açlık grevine girdiği, hapishanedeki hak ihlallerini dışarı ilettiği, tahliye edilmesi halinde suç işleme ihtimali, “infaz etmekte olduğu suçuna ilişkin herhangi bir gelişim göstermediği düşünüldüğü, işlediği suçtan pişmanlık duyduğu kanaatinin oluşmadığı, son erteleme kararına kadar geçen süreçte mahpusun kurum iç işleyişi ile ilgili olumsuz bir gözlem veya disiplinsiz bir davranışının bulunmadığı belirtilmesine rağmen suça yönelik bakış açısı, suçtan pişmanlığı, tekrar suç işleme, toplumla bütünleşme yönleriyle herhangi bir gelişim çabası gözlemlenmediği, işlediği suçtan dolayı pişmanlık duyduğu kanaati oluşmadığının değerlendirildiği, Genel kısmi aramalar ile sayımlarda kurum personelinin çalışmalarına kayıtsız kaldığı, kolaylık sağlayacak hiçbir davranışın bulunmadığı, gelişme ve motivasyon göstermediği, toplumla bütünleşmeye hazır olduğuna dair bir kanaat oluşmaması,”

 

Değerlendirme;

 

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 89. maddesi 14.04.2020 tarihinde değiştirilip akabinde Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik 29.12.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmasıyla, hapishanelerde İdare ve Gözlem Kurulu’nun raporları sebebiyle çok sayıda mahpusun koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmadıkları görülmüştür.

 

Belirtmek gerekir ki; düzenlemenin kendisi ve mahpusların anlatımlarına göre uygulanış biçimi kişi özgürlüğü ve güvenliğini doğrudan etkileyen “iyi halli” kavramının hapishane yetkililerinin keyfi tutum ve kararlarına bırakılmıştır. Bu sebeple Türkiye’de “İdare ve Gözlem Kurullarının” AİHS’e ve Anayasa’ya aykırı kararlarının kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlali olduğu artık karine haline gelmiştir.

 

İdare ve Gözlem Kurulu değerlendirmelerine karşı onay mercii olan İnfaz Hakimlikleri ve itiraz mercii olan Ağır Ceza Mahkemeleri aşamalarının her birinde mahpusların adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir. AİHS m.6 çerçevesinde, yargı mercileri tarafından verilen kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunlu kılınmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere karara dayanak mevzuat hükümlerinin hukuki belirlilik ilkesini ihlal eder nitelikte olması, idarenin keyfi kararlar vermesine yol açmışken; buna ek olarak İnfaz Hâkimlikleri tarafından idarenin değerlendirmesinin yargı makamı olarak değil de bir noter mercii gibi gerekçesiz onaylandığı görülmüştür.

 

İdare ve Gözlem Kurullarının olumsuz raporlarına gerekçe ettikleri subjektif yorumların kurulları başka bir boyuta evirdiği görülmektedir. Tamamen subjektif yoruma dayanan, hukuki hiçbir geçerliliği olmayan gerekçelerle şartlı tahliyesi engellenen mahpusların sayısının oldukça fazla olduğu görülmüştür.

 

Gerekçeler arasında mahpusların “pişmanlık göstermediği” tespitlerinin yer aldığı görülmüştür. İdare ve Gözlem Kurulunun, kendini mahkeme yerine koyarak, TCK'de her suç tipi için ayrı ayrı düzenlenen etkin pişmanlık kavramını infaz hukukuna dâhil ettiği anlaşılmaktadır. Pişmanlık maddi ceza hukukuna ait bir müessesedir, bu müessesenin aynı kriterlerle infaz hukukuna uyarlanması mümkün olmadığı gibi; pişmanlığın infaz aşamasında ne olacağı belli olmayan yeni kriterlerle idari bir kurulun keyfine bırakılması da mümkün değildir.

 

Ayrıca 2020 yılında yapılan bu mevzuat düzenlemelerinin ardından hapishanelerde disiplin soruşturmasına ve adli soruşturmaya konu edilen eylemleri de değerlendirmek yerinde olacaktır. Çünkü fiili olarak iyi hal değerlendirmesinin parçası haline gelen disiplin soruşturmaları, disiplinsizlik sayılan eylemler, açık soruşturmalar doğrudan şartlı salıvermenin önünde engel haline getirilmiştir. Mahpuslar şarkı söyledikleri, halay çektikleri, çıplak aramaya direndikleri, Kürtçe konuştukları,  slogan attıkları, hapishanedeki hak ihlallerini duyurmak için mektup yazdıkları için disiplin cezasıyla karşılaşıyor, provakatif davranışta bulunan gardiyanlar değil mahpuslar adli soruşturmaya maruz kalıyor, kişinin kendini ifade etmesinin, şikayetlerini dile getirmesinin neredeyse tek yolu olan açlık grevi eylemi ise örgüt üyeliği suçuna delil olarak görülüyor. Tüm bunlar da iyi hal kavramının geniş yorumlanması sebebiyle koşullu salıverilmenin engellenmesine sebep oluyor.

 

Kimi hapishanelerde şartlı salıverme hakkının fiilen uygulanabilirliği kalmadığı tespit edilmiştir. Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri Karabük T Tipi Hapishanesi ve Sincan Kadın Hapishanesinde yaşanmıştır. Karabük T Tipi Hapishanesi tespit edebildiğimiz kadarıyla 17 mahpus koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmamaktadır. Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde ise 2021 yılından bu yana şartlı tahliye tarihi gelen hiçbir siyasi tutsağa, bu hak kullandırılmamıştır. Bu düzenleme hukuka aykırılıkları ve yanlış uygulamalarının yanı sıra sonuçları itibariyle de çok önemli bir yere işaret etmektedir.

 

İnfaz Hâkimliği, Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirmelerinden anlaşılıyor ki, iyi hal kararını verme yetkisini fiilen cezaevi müdürü ile başgardiyan kullanmaktadır. Bu sebeple umut hakkının parçası olan şartlı salıvermenin hukuk sisteminde tanındığından bahisle evrensel hukuk ilkelerinin mevcudiyetini söylemek mümkün değildir. Pek çok hapishane açısından bakıldığında fiilen uygulamasının olmadığı bir düzenlemenin kâğıt üstünde yer alması idarenin hukuki sorumluluklarını ve gereklerini rafa kaldırmamaktadır.

 

4. KOĞUŞ ARAMALARINDA YAŞANAN SORUNLAR

 

Mahpuslarla yapılan görüşmelerde tespit edilen bir diğer hak ihlali ise koğuşlarda rutin aramalar dışında baskın aramaların yapılmasıdır. Gerek aramaların yoğunluğu gerek geç saatte yapılması ve gerek yapılma tarzı başlı başına bir baskı aracı haline dönüştürülmüştür.

 

Değerlendirme;

 

Yapılan görüşmelerde koğuş aramalarının mahpusların özel yaşamını ihlal edecek ve başlı başına bir baskı aracı haline getirecek şekilde sıklıkla ve gece yarısı ve baskın şekillerde yapıldığı görülmüştür. Aramalar hukuka ve kanunun düzenlediği şekle aykırı bir biçimde yapılmakta, mahpusların kişisel eşyalarına mektuplarına gerekçesiz el konulmaktadır.

 

Öncelikle bir arama yapılacaksa aramanın, idari ve yargısal denetime imkân verecek şekilde somut olarak gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Ancak her halükarda aramaların temel hakların özüne zarar veren, onların kullanılmasını imkânsız hale getiren, ayrımcı ve insan onuruna aykırı nitelikte olmaması gerekir. İnsan odaklı bir infaz sistemi oluşturulabilmesi bakımından bu elzemdir. Ancak aramaların kurum güvenliğinin ve düzenin sağlanması bakımından çerçevesi kanunlarla belirlenmiş ve evrensel hukukun temel esaslarına uygun aramalardan uzak yapıldığı ve bir gereklilik olmaktan çıkarılarak mahpusların haklarını anayasa ile güvence altına alınan pek çok hakkını ihlal eder nitelikte bir keyfi ve genel uygulamaya dönüşmüştür.

 

5. HABERLEŞME HAKKI İHLALLERİ

 

5.1. Süreli ve Süresiz Yayınlardan Faydalanma Hakkı

 

Yapılan görüşmelerde mahpusların makul düzeyde dış dünya ile temaslarını sürdürülmesinin önündeki en büyük engelin hapishane idarelerinin keyfi uygulamaları olduğu tespit edilmiştir. İnfaz Kanunu’nun 62. Maddesine göre Tutuklu/hükümlüler, mahkemeler tarafından yasaklanmamış olmamak kaydı ile süresi ve süresiz yayınlardan bedelini ödemek suretiyle yararlanma hakkına sahiptirler. Kanuna göre mahpuslar istedikleri gazete, dergi, tez, kitap gibi yayınlardan faydalanma hakkına sahiptir. Ancak görüşmelerde mahpuslar herhangi bir yasaklama ve toplatılma kararı olmayan Evrensel, Yeni Yaşam gibi muhalif gazetelerin, Kürtçe/Türkçe kimi dergilerin keyfi olarak engellendiğini aktarmışlardır.

 

Yine mahpusların kitap bulundurma hakkının da keyfi olarak kısıtlandığı tespit edilmiştir. Herhangi bir gerekçeye dayandırılmadan özellikle politik mahpuslara kitap kotası uygulandığı anlaşılmaktadır. Uygulama kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirmesine, dış dünya ile iletişim kurmasına ve haberleşme hakkını ciddi boyutlarda ihlal etmektedir.

 

5.2. Radyo ve Televizyondan Yararlanma Hakkı

 

Keyfi olarak radyo ve televizyondan faydalanma hakkının engellendiği tespit edilmiştir. Televizyondan faydalanma hakları kullandırılsa bile bazı kanallara erişimin keyfi olarak engellendiği görüşülen mahpuslar tarafından aktarılmıştır.

 

5.3. Mektuplaşma Hakkı

 

Mektuplaşma mahpusların dış dünyayla iletişimlerini sağlayan en önemli araçtır. Tutuklu/hükümlünün kural olarak kendisine gönderilen mektup, faks ve telgrafları alma ve ücretleri kendisince karşılanmak koşuluyla, gönderme hakkı olduğu gibi, yasal mevzuat uyarınca gerekli teknik altyapının bulunduğu kurumlarda, elektronik yöntemlerle de mektup alıp gönderme hakkı da bulunmaktadır. Ancak yapılan görüşmelerde mahpusların mektuplaşma hakkının kısıtlandığı tespit edilmiştir.

 

6. KEYFİ DİSİPLİN CEZALARI

 

Yapılan görüşmelerde bir baskı aracı olarak mahpuslara sık sık keyfi disiplin cezalarının verildiği anlaşılmıştır. Kimi zaman gardiyanların kışkırtması sonucu, kimi zaman yasal hakkın kullanımı mahpusların disiplin cezaları ile karşı karşıya bırakılmasına sebep olmuştur. Bu keyfi disiplin cezaları gerekçe gösterilerek mahpusların infazı yakılmış, hücre cezası, haberleşme, aile görüşü gibi hakları engellenmiştir. Mahpusların idarenin hukuk dışı ve keyfi eylem ve işlemlerine karşı başlattıkları eylemler (kapıya vurma, slogan atma vb.) disiplin cezası vermeye veya soruşturma açmaya gerekçe yapılmıştır.

 

Değerlendirme:

 

Yapılan görüşmelerde disiplin soruşturması ve cezalarının birer baskı aracına dönüştürüldüğü anlaşılmıştır.

 

Hapishanelerde her türlü hak talebine ya da ihlallere karşı verilen tepkilere hapishane idarelerinin tutanak tutarak ve disiplin soruşturması başlatarak karşılık verdiği aktarılmıştır. Ağız içi aramayı kabul etmediği, kuruma dilekçe yazdığı, CİMER’e başvuru yaptığı, seçim değerlendirmesinde bulunduğu vb. gibi pek çok sebebin gerekçe yapılması mahpuslara verilen disiplin cezaları ve açılan soruşturmaların hukuksuzluğunu ortaya koymaktadır.

 

Kimi zaman mahpusların gardiyanlar tarafından kışkırtıldığı, böylece haklarında disiplin soruşturması açıldığı, ancak karşılığında şikayete rağmen gardiyanlar hakkında herhangi bir işlem başlatılmadığı tespit edilmiştir. Bu hukuk dışı, keyfi disiplin soruşturmaları ile verilen cezalarla hakların kısıtlanması haricinde bu disiplin cezaları gerekçe gösterilerek koşullu salıverilme hakkının engellenmesi uygulaması da keyfi disiplin soruşturmaları sebebiyle yaşanan ihlallerin boyutunu derinleştirmektedir.

 

7. ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKININ İHLALİ VE ÖZEL HAYATA MÜDAHALE

 

Mahpuslar ile yapılan görüşmede hapishane idarelerin, özel hayata saygı ve özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal ettikleri uygulamalar tespit edilmiştir. Bu ihlal bazen özel alanlara kamera yerleştirmek, bazen aramalar da sınırın aşılması ile bazen de kendilerine gönderilen eşyaların teslim edilmemesi ile gerçekleşmiştir.

 

Değerlendirme:

 

AİHM, hak ve özgürlüklere yönelik müdahaleleri incelerken, müdahaleyi gerçekleştirilirken güdülen amaç ile bireyin yasalarca korunan hakları arasında adil bir denge olması gerektiğini vurgulamaktadır. AİHM’in bu yaklaşımından da anlaşılacağı üzere, devletler her ne kadar güvenliği sağlamak için hak ve özgürlüklere bazı müdahaleler yapsalar da bu müdahaleleri yaparken ölçülü davranmak ve adil dengeyi bozmamak yükümlülüğü altındadırlar. Anayasa Mahkemesi de bireysel başvuruları incelerken AİHM ile aynı görüştedir.

 

Mahpusların hapishanede tutulma hali onların özel yaşamlarının gizliliği hakkın ortadan kaldırmamaktadır. Dışarıdakiler gibi hapishanede tutulanlarında ruhsal sağlıklarının bütünlüğünün korunması için özel yaşamlarını gerekli gizlilik sınırı içinde yaşamaları gerekmektedir.

 

Yapılan görüşmelerde mahpusların yaşam alanlarını görecek pozisyonda kameralar yerleştirildiği ifade edilmiştir. Mahpusun her davranışını kontrol edip tecrit koşullarını derinleştiren bu uygulama manevi huzuru bozan ve kendini güvende hissedebilmesini engelleyen bir uygulamadır.

 

Mahpusların aile ve yakınları ile ziyaret kapsamında görüşmelerinin engellendiği tespit edilmiştir. Ziyaret saatleri ailelerin görüş için gelmesine elverişli olmaması, aileler tarafından gönderilen eşyaların mahpuslara verilmemesi, yaşam alanlarının hapishanede kalan diğer kişiler tarafından görülüp dinlenebilir olmasının özel hayata saygı hakkını ihlal ettiği açıktır.

 

8. KÜRTÇEYE YÖNELİK YASAKLAMALAR

 

Yapılan görüşmelerde hapishanelerde Kürtçeye dönük büyük bir sansür uygulandığı anlaşılmıştır. Kürtçe kitap ve mektupların teslim edilmemesi, Kürtçe şarkı söylenmesine disiplin cezası ile karşılık verilmesi, Kürtçe yazılı defterlere el konulması, Kürtçe selamlaşan mahpuslara fiziki/sözlü saldırılar bunu ortaya koymaktadır.

 

Değerlendirme:

 

Ana dil hakkı temel bir insan hakkıdır. Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı kapsamında kişilerin yaşamın her alanına kendi ana dilleriyle katılma hakkı bulunmaktadır. Bu hak uluslararası sözleşmelerin tümünde açıkça düzenlenmiştir. Ayrımcılık yasağına uygun bir biçimde hapishanedeki mahpusların dil, etnik ve kültürel farklılığına saygı duyarak ihtiyaçların saptanması ve bunlara uygun düzenlemeler yapmak devletin yükümlülüğü kapsamındadır. 

 

9. NAKİL TALEPLERİNİN REDDİ VE SÜRGÜNLER

 

Yapılan görüşmelerde politik mahpusların nakil taleplerinin keyfi olarak reddedildiği ve yakınlarından uzak şehirlerde bulunan hapishanelere sürgün edildikleri anlaşılmıştır.

 

Değerlendirme:

 

Uluslararası standartlar çerçevesinde hapishanede tutulan kişilerin nakil hakkı, Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları ile Herhangi Bir Şekilde Tutulan veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin Prensipler Bütünü ve Avrupa Konseyi’nin Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi Standartları ile Avrupa Cezaevi Kuralları çerçevesinde incelenmiştir. Söz konusu metinlerde yer alan standartlar çerçevesinde dikkat edilmesi gereken insan hakları standartları belirlenmiştir. Bu kapsamda ilk olarak bir mahpus mümkün olduğu ölçüde ikamet ettiği yere makul uzaklıktaki bir tutukevinde veya hapishanede tutulmalıdır.

 

Ancak yapılan görüşmelerden mahpusların neredeyse hepsinin ailelerinden kilometrelerce uzaktaki hapishanelere talepleri dışında sürgün edildikleri görülmüştür. Ailelerine yakın hapishanelere nakil talepleri ilgili hapishanelerde yer olmasına rağmen keyfi olarak reddedildiği bu sebeple mahpusların ailelerinin görüşe gelemedikleri anlaşılmıştır.

 

10. DİLEKÇE HAKKI İHLALLERİ

 

Anayasal bir hak olan dilekçe hakkı; bireylerin kendileriyle ya da kamu ile ilgili istek, dilek ve şikâyetlerini, bireysel ya da toplu olarak ilgili kamu makamlarına sunma hakkıdır. Kısaca dilekçe bireylerin taleplerine cevap vermek için tanınan bir imkân; esasen bir hak arama yoludur. Hapishanelerdeki hukuk dışı ve keyfi uygulamaları, şikâyet etmek ya da sorunlarına dışarıdaki kurumlara iletmek mahpusların en doğal hakkıdır. Ancak yapılan görüşmelerde dilekçelerin ya hapishane tarafından ilgili kurumlara iletilmediği ya da ilgili kurumların dilekçelere cevap vermediği ve kimi hapishanelerde dilekçe hakkının kullanımının disiplin cezası olarak mahpusa döndüğü anlaşılmıştır.

 

Değerlendirme:

 

Dilekçe hakkının kullanılmasına dair 3071 no’lu kanunun 3. Maddesi “Türk vatandaşları kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma hakkına sahiptirler.” Demektedir. Mahpusların bu hakkının doğrudan ve dolaylı olarak engellenmesi, Anayasanın 10. Maddesiyle hüküm altına alınan eşitlik ilkesine ve dilekçe hakkını hüküm altına alan ilgili maddeye aykırılık teşkil etmektedir.

 

11. AÇLIK GREVLERİ

 

Türkiye’deki en az 106 hapishanede mahpuslar, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde tecrit altında tutulan Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmelerin sağlanması için 27 Kasım 2023 tarihinde açlık grevine girmiştir. Mahpuslar açlık grevi eylemlerini 4 Nisan 2024 itibariyle sonlandırmıştır; ancak pek çok hapishanede, hapishane koşullarının iyileştirilmesi için açlık grevleri yapılmaya devam edilmiştir. Açlık grevleri sırasında mahpuslara gerekli vitaminlerin verilmediği ve düzenli olarak sağlık kontrollerinin yapılmadığı ayrıca açlık grevine girmeleri sebebiyle pek çok disiplin cezası verildiği anlaşılmıştır.

 

Değerlendirme:

 

Abdullah Öcalan’a yönelik avukat görüş yasağı, 27 Temmuz 2011 tarihinden 2 Mayıs 2019 tarihine dek 8 yıl boyunca kesintisiz biçimde sürdürülmüştür. 2019 yılında 5 kez avukat görüşmesi gerçekleştirilmiş olup 7 Ağustos 2019 tarihinde yapılan son avukat görüşmesinden sonra kesintisiz yasak uygulamasına kaldığı yerden devam edilmiştir.

 

3 Ekim 2024 tarihinde Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi yüzden fazla avukat İmralı tecrit rejimine son verilerek çözüm ve diyalog zeminin geliştirilmesinin Türkiye’nin demokratik hukuk devletine doğru evrim göstermesinde ve mevcut ekonomik, toplumsal krizlerin çözümünde önemli rol oynayacağını belirterek; Anayasa Mahkemesinin diyalog, barış ve demokratik uzlaşı temelinde sorunların çözümünden yana tavır belirlemesi ve İmralı Tecrit Sistemine karşı vereceği adaletli kararlarla Türkiye’deki siyasal ve toplumsal sorunların çözümüne katkı sunması gerektiği çağrısını Anayasa Mahkemesi önünde yapmıştır.

 

İmralı Hapishanesinde uygulanan avukat yasağı, 2015 yılında güncellenen Mahpuslara Muamelede Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları’na (Nelson Mandela Kuralları), tavsiyelerine ve 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na açıkça aykırıdır. Devletlerin hapishanelerde tutulan kişilerin kimliği, siyasi görüşü, dini ve etnik kimliği, cinsiyeti, cinsel yönelimi ve mahkumiyetinin niteliğine bağlı olmaksızın haklarını kullanmalarını güvence altına alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Gelinen aşamada Türkiye’nin İmralı Hapishanesindeki uygulamalarının sürekliliği, “incommunicado” halinin gün geçtikçe ağırlaşması sebebi ile politik mahpuslar Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevi eylemi başlatmışlardır. Yine pek çok hapishanede raporumuzda belirtilen hapishane idarelerinin hukuk dışı ve keyfi uygulamalara karşı mahpuslar tarafından başlatılan açlık grevleri, kapı vurma ve slogan atma eylemlerine karşı mahpuslara hem örgüt üyeliği ve örgüt propagandası kapsamında soruşturma dosyaları açılmış hem de disiplin cezaları verilmiştir. Kırşehir Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde 20 gün süren kapı vurma ve slogan atma eylemleri nedeniyle 30’u aşkın mahpusa her bir eylem günü için 20 tane ayrı disiplin cezası verildiği tespit edilmiştir. Telefon ile görüş yasağı, aile görüş yasağı, spor faaliyetlerinden belli bir süre men gibi sayısız disiplin cezaları ile mahpusların Anayasa ve kanunlar ile korunan hakları ihlal edilmekte ve bu söz konusu disiplin cezaları ile mahpuslar ağır tecritte bırakılmaktadırlar.

 

Açlık grevine giren mahpuslara bir baskı mekanizması aracı olarak kullanılan disiplin soruşturmalarından vazgeçilmelidir.

 

 

SONUÇ VE ÖNERİLER

 

 

Sağlık Hakkı

 

Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi, tedaviye ulaşmanın önündeki engeller, ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı olup tıbbi tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkı ihlaline yol açılmaktadır. Bununla birlikte ağır hasta mahpusların mevcut mevzuat düzenlemesinden ve sağlığa erişimde karşılaştığı muameleden kaynaklı olarak hapishanede tutulmaları kötü muamele ve işkence yasağının ihlalini oluşturduğu gibi sonuçları itibariyle de yaşam hakkını ihlal eder niteliktedir. Görüşmelerimiz sonucunda tespit edilen sağlığa erişim hakkı ihlallerinin ortadan kaldırılması için Adalet Bakanlığı pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, cezalarının infazının hapishane koşullarında sürdürülmesinin uygun olmayan mahpuslar yönünden alternatif yollar aranmalı ya da sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi/geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır.

 

Mahpusların tedavi erişim ve muayene olma haklarının kullanımı önündeki en büyük engellerden biri ağız içi arama dayatmasıdır. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama uygulamasına ve diğer yasaklı arama usullerine son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri geciktirilmemeli ve tedavileri bir an önce sağlanmalıdır.

 

Mahpusların tedavilerinin daha iyi ve uygun koşulların bulunduğu hapishaneye sevk talepleri kabul edilmelidir. Bu talepler keyfi gerekçelerle ret edilmemeli ve geciktirilmemelidir. Mahpusların hastanelere sevk süreçleri beklerken ikincil cezaya dönmemeli; hastaneye sevkleri, ring araçlarıyla değil, hastaneye doğrudan doğruya sağlık araçları ile ulaşmalarını sağlayacak bir yöntemle yapılmalıdır.

 

Pek çok hapishanede temiz suya erişimin olmadığı ve beslenme için gerekli ve yeterli gıdanın hapishane idaresi ve kantinlerinden sağlanamadığı anlaşılmıştır. Yemekler mahpusların sağlıklı ve dengeli beslenmesine elverişli porsiyonda ve besleyici olmalıdır. Özel diyet uygulaması ve farklı beslenme ihtiyacı bulunan hasta mahpusların beslenme koşulları insan sağlığına ve onuruna uygun şekilde sağlanmalıdır. Yemekler mahpusların ihtiyaç duyduğu kalori miktarını sağlayacak şekilde ve hijyenik koşullarda verilmelidir. Özellikle hasta mahpusların  diyet yemeklerine ulaşması sağlanmalıdır. Yaşamın en temel unsuru olan temiz suya ulaşımdaki problemler hapishane idaresi tarafından çözülmeli mahpusların hem yaşamları için hem de oda ve beden temizliği için gerekli ve yeterli suya erişimi sağlanmalıdır.

 

Hapishane ziyaretlerinde edinilen gözlem, beyan ve tespitlerden, hapishanelerin temizlenmediği, hijyen malzemelerinin verilmediği veya yetersiz olduğu, koku yapan tuvalet ve banyo giderleri için kapak imkanının sağlanmadığı, akan suya erişimin olmadığı, mahpuslara battaniye yıkama imkanının sağlanmadığı, demirbaş olarak verilen battaniyelerin cilt hastalıklarına sebep olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda su, tuvalet ve öz bakımlarını sağlamaları için gerekli malzemelerin ve genel hijyen için gerekli olanakların hapishane idaresi tarafından sağlanması gerekmektedir.

 

Yüksek Güvenlikli, S Tipi, Y Tipi Hapishanelerinin yarattığı duyusal izolasyon ve sosyal izolasyon göz önüne alınarak; fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik halini imkânsız kılan bu hapishane tiplerinden ve kapatma rejiminden vazgeçilmelidir. Hapishanelerde mekan, aydınlatma, ısıtma, ortam sıcaklığı ve havalandırmaya dair insan odaklı olmayan güvenlikçi ve izolasyon odaklı politikalardan vazgeçilmelidir. Fiziki yapısı mahpusların bedensel ve ruhsal sağlığını bozmaya elverişli hapishaneler derhal boşaltılmalıdır.

 

Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere sevkleri, sevk için uygun olmayan, klimasız ve dar ring araçlarıyla değil; daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla yapılması sağlanmalıdır.

 

İdare, sosyal devlet ilkesi uyarınca dezavantajlı ve hasta mahpuslara gerekli korse, tekerlekli sandalye, ortopedik yatak gibi medikal malzemeleri sağlamalıdır.

 

İdare, tüm hasta mahpuslara tedavileri için gerekli olan ilaçları geciktirmeden temin etmelidir.

 

Muayene sırasında jandarmanın odada bulunması ya da muayenenin kelepçeli iken gerçekleştirilmesi özgürlüğünden mahrum kalmış kişilerin yaşadığı sağlık hakkı ve kötü muamele yasağı ihlallerinin başında gelmektedir. Muayene sırasında gerçekleşen bu iki uygulamada hekimlerin hukuki sorumlulukları ve etik davranış yükümlülükleri ise bu uygulamanın temel tartışma zeminini oluşturmaktadır. Hasta mahremiyeti gözetilerek eşit koşullarda, insan onuruna uygun olarak kelepçesiz bir şekilde muayene gerçekleştirilmelidir.

 

İşkence ve Kötü Muamele

 

Mahpuslara ve ailelerine karşı gerçekleştiği ifade edilen “Çıplak Arama” işkencesine ivedilikle adli soruşturma başlatılmalı, çıplak arama dayatmasında bulunan görevliler tespit edilerek etkili soruşturma yürütülmelidir.

 

Koğuşlarda sayım ve ardından gerçekleşen arama biçiminin süreklileşmesi, koğuşta yapılan aramanın orantısız ve baskın havasında yaşanması keyfiliğe yol açmaktadır. Bu uygulamanın “zorunlu nedenlerden” kaynaklanmadığı idare tarafından da sayımın kolaylaştırma aracı haline geldiği yapılan görüşmeler neticesinde ortaya çıkmaktadır. Hapishanelerde mahpuslara yönelik arama adı altına yapılan işkence ve kötü muamele iddialarına yönelik derhal etkin ve şeffaf bir soruşturma başlatılmalıdır. Hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Şafak baskını şeklinde tabir edilen eylemlerden vazgeçilmelidir.

 

Tecrit Uygulamaları

 

Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve tecrit uygulamaları en üst seviyeye çıkarılmıştır.

 

Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpuslar beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. AİHM tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir. Bu nedenle mahpuslara keyfi ve hukuk dışı kararlar ile disiplin cezaları verilmemeli mahpusların sohbet spor hakları kullandırılmadır.

 

Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara son verilmeli, kitap kotası kaldırılmalı ve haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi-gazete ve TV kanallarından mahpusların yararlandırılması sağlanmalıdır.

 

Tel örgü, kafes uygulaması, yaşam alanlarını gören kamera uygulamasına derhal son verilmelidir.

 

Gözetlenebilir hücre anlayışı ile inşa edilen ve insan onurunu pek çok yönüyle ihlal eden Y ve S Tipi hapishaneleri kapatılmalıdır.

 

Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı

 

Hukuka aykırı olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik iptal edilerek hapishane idareleri hukuk dışı ve keyfi kararlarını bir araç haline getirmeleri engellenmelidir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali ile hapishane gözlem kurullarının yetkilerinin kısıtlanması veya bu uygulamanın tamamen ortadan kaldırılması gerekmektedir.

 

Özel Hayata Saygı

 

Ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen mahpusların aileleri, görüş yapabilmek için uzun seyahatler yapmak durumunda kalmaktadır bu durum aileleri maddi ve manevi açıdan oldukça zorlamaktadır. Bu sebeple mahpusların ailelerine yakın hapishanelere nakil olma talepleri kabul edilmelidir.

 

Mahpusların mahrem alanlarına saygı gösterilmeli özel hayatın gizliliğini ihlal eden odaların banyo tuvalet gibi yerlerini gören kameralar kaldırılmalıdır.

 

Keyfi, sık sık ve gece saatlerinde baskın şeklinde gerçekleşen koğuş aramalarına son verilmeli aramalar özel hayata saygı hakkını ihlal edecek boyutlara varmamalı ve aramalarda gerekçe sunulmadan keyfi olarak el konulan eşyalar mahpuslara geri verilmelidir. Sürgün olan mahpusların eşyaları kendilerine gönderilmeli ve mahpusların sürgün edilirken yanına yeteri kadar eşya almasına izin verilmelidir.

 

Dilekçe Hakkı

 

Artan hak ihlallerine ve idarenin tutumlarına karşı mahpuslar tarafından Hapishane İdaresi, Cumhuriyet Başsavcılığı, İnfaz Hakimliği, TBMM gibi kamu kurum ve kuruluşlarına yazdıkları dilekçeler işleme alınmalı, dilekçelerin kayıt numarası, alındı belgelerinin birer örnekleri mahpuslara verilmeli ve dilekçelerin ilgili makamlara iletilmesi sağlanmalıdır.

 

Kadın Mahpusluk 

 

Kadın mahpusların başta ped, tampon olmak üzere hijyen ve temizlik malzemeleri ihtiyaca uygun çeşitlilik ve nitelikte ücretsiz bir şekilde karşılanmalıdır.

 

Hapishanelerdeki tüm hizmetler cinsiyete özgü bir hale getirilmelidir. 

 

Hapishanedeki kadınlara, kadınlara özgü hastalıklara yönelik düzenli bilgilendirme ve tarama çalışmaları yapılmalı, hapishane revirlerinde jinekolog ve gerekli ekipmanlar bulundurulmalıdır. Kadınların özgün ihtiyaçlarına uygun beslenme düzeni oluşturulmalıdır.

 

Kıyafet çeşit ve sayısı kadın özelinde kadın biyolojisine uygun olarak yeniden ele alınmalıdır.

 

Cinsiyete duyarlı yaklaşımlar temel alınarak fiziki ve idari yapıya ilişkin yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu şekilde kadın mahpusların özgünlükleri esas alınmalı, kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet önlenmelidir.

 

 

Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular ve yapılan görüşmeler neticesinde tespit edilen başta Kötü Muamele ve İşkence yasağı olmak üzere sağlık ve tedaviye erişim hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü, özel hayata saygı hakkı ihlallerine sebebiyet veren uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.

 

Y ve S Tipi hapishanelerin kapatılması, diğer hapishanelerin insan hak ve onuruna uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

 

Çıplak arama, ağız içi arama, ayakta nizami sayım, tecrit gibi insan onuruna aykırı tüm uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Kelepçeli muayene, ring aracında kelepçeli yolculuk uygulamalarına son verilmelidir. Nakil, disiplin cezaları, haberleşme hakkı gibi pek çok konuda Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararları gözetilerek yeni hak ihlallerinin önlenmesi için kalıcı düzenlemelere gidilmelidir. Koşullu salıverilmelerin engellenmesine neden olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmalı, lehe kanun ilkesi uygulanmalıdır. Yürürlükteki “iyi hal” kriterleri belirlenmeden önce hükümlülerin hapishanedeki koşulları hakkaniyetle tespit edilmeli, “iyi hal” değerlendirmesi yapmadan önce hapishanalerin insan onuruna uygun fiziki ve sosyal koşulları yaratılmalıdır. “Terörle Mücadele Kanunu” gibi ayrımcı yasalarla cezaevine konulmuş kişiler “ıslah edilmesi gereken suçlular” olmadığından, infaz yasaları gibi ceza yasalarının ve yargılamalarının da düşman ceza hukuku mantığından uzaklaşması gerekmektedir.

 

Hapishanelerdeki ağır hasta mahpusların durumlarının izlenmesi ve artarak derinleşen diğer hak ihlalleri, işkence uygulamaları ve baskı araçlarının önlenmesi için ulusal ve uluslararası hukukun gerektirdiği şekilde “bağımsız” denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır. Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında yaşanan hak ihlallerine karşı Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesini (CPT), Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığını, TİHEK ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine duyarsız kalmamalı ve harekete geçmelidir.

Rapor Tarihi:29/12/2024

 

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ

&

MED TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ AİLELERİ İLE HUKUKİ VE DAYANIŞMA DERNEKLERİ FEDERASYONU