ÖZET : Dava; terör örgütü propagandası yapmak suçuna ilişkindir. Hükmün gerekçe kısmında sanığın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yazı ve fotoğraf paylaşımlarının tarih ve sıraları gösterilip ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, hangi tarihli paylaşımlarının 3713 Sayılı Kanun'un 7/2. maddesinde düzenlenen terör örgütü propagandası yapma suçunun, "cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterme veya bu yöntemleri övme ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik" unsurlarını oluşturduğu, açıkça gösterilerek, terör örgütü propagandası suçuna esas alınan veya alınmayan paylaşımların nelerden ibaret olduğu, denetime olanak verecek biçimde tarihleri açıklanıp tartışılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden "sanığın eyleminin 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununda düzenlenen Terör Örgütü Propagandası yapmak suçunu oluşturduğu" şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile ceza tayin edilmesi,
Yerel Mahkeme tarafından temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşarak tayinine gerekçe olarak gösterilen "suçun işleniş biçimi, sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu" ölçütlerinin, TCK'nin 61. maddesinin birinci fıkrasında sınırlı sayıda gösterilen ölçütler arasında yer almadığı gibi, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlara uygun düşmeyen "suçun işleniş şekli, sanığın şahsi ve ekonomik durumu" gözönüne alınarak şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan, orantısız şekilde uzaklaşarak ceza tayini suretiyle TCK'nin 61 ve 3/1. maddeleri aykırı davranılması,
Hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanığın 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği halde, hükmün gerekçe kısmında "... cezanın tür ve miktarına, sanığın sabıkasız oluşuna, ileride suç işlemekten çekineceği konusunda olumlu kanaat edildiğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi denilmek" suretiyle, CMK.nun 225, 230 ve 232. maddelerine aykırı davranılması suretiyle hükmün karıştırılması bozma nedenidir.
DAVA : İlk derece Mahkemesi tarafından verilen hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla, istemin reddini gerektirir neden bulunmadığı görüldü, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : 1-)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.03.2016 gün ve 2014/4-698-2016/135 sayılı, Ceza Genel Kurulunun 11.10.2016 gün ve 2015/23-1292-2016/351 sayılı, Ceza Genel Kurulunun 14.10.2014 gün ve 2014/1-441-421, Ceza Genel Kurulunun 15.05.2012 gün ve 2012/15-116-191 sayılı kararlarında açıklandığı gibi, mahkeme kararlarının Anayasanın 141/3, 5271 Sayılı CMK'nin 34, 230. maddelerine göre, davanın tarafları olan sanıkları, katılanları, C.Savcısını ve herkesi inandıracak ve kanun yolu denetiminin sağlaması ve disiplin işleminin yerine getirilebilmesine olanak verecek biçimde olması, kararın dayandığı tüm veriler ile bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, bu bağlamda iddia, savunma ve kanıtlara dair değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, kanıtların tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtların belirtilmesi, yargılama sonucunda oluşan vicdani kanıya göre, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen eylemleri ve bunların hukuki nitelendirilmesine dair değerlendirmelerin açıkça gerekçeye yansıtılması gerektiği; TCK'nin 61 ve 3/1. maddeleri uyarınca hakim somut olayda, suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirlemesi gerektiği, hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içinde olmakla birlikte, anılan takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında, sanığın sosyal medya hesabı üzerinden 17 Eylül 2012 tarihinde başlayıp, 06 Mart 2016 tarihinde sona eren iddianameye konu, yazı ve fotoğraf paylaşımlarının içeriğiyle ilgili somut olay değerlendirildiğinde;
a-) Hükmün gerekçe kısmında sanığın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yazı ve fotoğraf paylaşımlarının tarih ve sıraları gösterilip ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, hangi tarihli paylaşımlarının 3713 Sayılı Kanun'un 7/2. maddesinde düzenlenen terör örgütü propagandası yapma suçunun, "cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterme veya bu yöntemleri övme ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik" unsurlarını oluşturduğu, açıkça gösterilerek, terör örgütü propagandası suçuna esas alınan veya alınmayan paylaşımların nelerden ibaret olduğu, denetime olanak verecek biçimde tarihleri açıklanıp tartışılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden "sanığın eyleminin 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununda düzenlenen Terör Örgütü Propagandası yapmak suçunu oluşturduğu" şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile ceza tayin edilmesi,
b-)Yerel Mahkeme tarafından temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşarak tayinine gerekçe olarak gösterilen "suçun işleniş biçimi, sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu" ölçütlerinin, TCK'nin 61. maddesinin birinci fıkrasında sınırlı sayıda gösterilen ölçütler arasında yer almadığı gibi, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlara uygun düşmeyen "suçun işleniş şekli, sanığın şahsi ve ekonomik durumu" göz önüne alınarak şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan, orantısız şekilde uzaklaşarak ceza tayini suretiyle TCK'nin 61 ve 3/1. maddeleri aykırı davranılması,
c-)TCK'nin 43. maddesiyle artırım yapılırken kanuni gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması,
2-)Hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanığın 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği halde, hükmün gerekçe kısmında "... cezanın tür ve miktarına, sanığın sabıkasız oluşuna, ileride suç işlemekten çekineceği konusunda olumlu kanaat edildiğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi denilmek" suretiyle, CMK.nun 225, 230 ve 232. maddelerine aykırı davranılması suretiyle hükmün karıştırılması,
3-)Kabul ve uygulamaya göre de;
a-)Sanığa yıl, ay ve gün olarak tayin olunan hapis cezasından TCK'nin 62. maddesiyle 1/6 oranında indirim yapılırken, aynı Kanunun 61/6 maddesine aykırı olarak ayların yıla çevrilmesi suretiyle, sonuç cezanın 1 yıl 21 ay 22 gün hapis cezası yerine 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
b-)Sanık tarafından sosyal medya hesabında yapılan son paylaşım tarihinin 16 Mart 2016 olması karşısında, suç tarihinin 16 Mart 2016 ve öncesi yerine 2016 olarak kabul edilmek suretiyle gerekçeli karar başlığında suç tarihinin hatalı gösterilmesi,
c-)09.01.2017 tarihinde yapılan aramada el konulan eşyalar hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi,
SONUÇ : Hukuka aykırı, sanık müdafinin istinaf istemi bu sebeplerle yerinde görülmekle, CMK'nin 280/1-b, 284/1, 286/1 ve 289/1-g maddeleri uyarınca, hükmün BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, bir örneğinin de mahkemesince istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafine tebliği ile yeniden incelenmek ve karar verilmek üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesine, KESİN olarak, 28.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.