Duyurular
Deniz Poyraz Davası 1. Duruşma Raporu, Deniz Poyraz ÖHD İzmir
22.01.2022

Deniz Poyraz Davası 1. Duruşma Raporu

Mahkeme: İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi

Dosya No:2021/313

17 Haziran 2021 tarihinde HDP İzmir İl Örgütü’ne silahlı saldırı düzenlenmesi sonucu parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katleden sanık Onur Gencer hakkında “tasarlayarak öldürme, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme, siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyalara zarar verme” suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması 29 Aralık 2021 tarihinde saat 10.00’da İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda görüldü. 

 

DURUŞMA ÖNCESİ

Duruşmanın başlama saati 10.00’daydı. Adliye ana kapısının önünde 5 çevik kuvvet otobüsü ve en az 25 üniformalı güvenlik şube polisinin olduğu gözlemlendi. Duruşma gününden önce müşteki vekilleri, duruşmanın İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunun daha büyük olmasından dolayı orada yapılmasını talep etmiş ve kendilerine talebin kabul edildiği şifahen bildirilmiştir. Fakat mahkeme heyeti duruşma günü saat 09.30’da, İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunun aydınlatmasında sorun olduğu gerekçesiyle duruşmanın İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda yapılmasına karar verdi. Davanın tarafları salonun önünde olmamasına rağmen, mübaşir tarafından taraflar içeriye çağrılmaya başlandı. Avukatlar, daha büyük salona geçilmesi için yapılan görüşmeler bitmeden salona girmeyi kabul etmedi. Saat 10.55’te duruşmanın, İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda yapılmasına karar verildi. 

Saat 11.25’te duruşma salonuna öncelikle müştekiler, müşteki avukatları ve milletvekilleri güvenlik şube polisleri tarafından kimlik tespiti yapılmasının ardından içeri alınmaya başlandı. Saatler 11.50’yi gösterdiğinde duruşmaya gelen diğer avukatlar alınmaya başlandı. Birçok vatandaş ve basın mensupları avukat olmadıkları gerekçesiyle duruşma salonuna uzun süre alınmadılar. 

  

 

DURUŞMA ESNASINDA

Duruşma salonunun; önceki salona göre daha büyük olduğu, ses sisteminin iyi olduğu, aydınlatmasının ise yeterli olmadığı gözlemlendi. Sanığın salonda hazır olduğu görüldü. Duruşma salonu içerisinde ikisi ağır silahlı toplamda sekiz jandarma bulunmaktaydı. Normal şartlarda saat 10.00’da başlaması gereken duruşma, saat 11.55’de yoklama alınmak suretiyle başladı. Duruşmaya birçok baro, siyasi parti, insan hakları dernekleri, kadın dernekleri, hukukçu örgütleri ve demokratik kitle örgütleri katıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından gelen olmadı.  

Duruşma devam ettiği sırada, sonradan polis olduğunu ifade eden sivil giyimli polis memuru tarafından görüntü alındığı tespit edildi. 

Duruşma salonu dışında, duruşmaya giremeyen ve dosyada yetki belgesi bulunan avukatların da dahil olduğu kişiler ile polisler arasında tartışma yaşandı. Müşteki avukatlarının uyarısıyla duruşmaya alınmayan avukatların salona alınması talep edildi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, yoklama sırasında adı okunan fakat salona alınmayan avukatların duruşmaya alınması konusunda polislere talimat verdi. 

Sanık tuvalete gitmek için duruşma salonundan çıkarıldığı esnada, müşteki tarafın olduğu yere bakarak kafa sallaması üzerine sanık ile müştekiler arasında gerilim yaşandı. Olay esnasında bir polis memurunun avukatı ittiği görüldü. Buna karşı tepki koyulduğunda ise polis memurunun avukatlara ithafen “birbirinizi yiyin o zaman” demek suretiyle salondan dışarı çıktı. Olayın ardından mahkeme salonundaki polis sayısı arttırıldı. Mahkeme heyeti, müştekileri sanığın geçeceği koridordan uzaklaştırmak için yerlerini değiştirdi. Olayın üzerinden yaklaşık olarak bir saat geçmesinden sonra sanık tekrar salona getirildi ve o esnada müşteki tarafa doğru gülümsemesinden dolayı tekrar bir gerginlik yaşandı. Müşteki avukatları sanığın uyarılmasını istedi. Mahkeme başkanı, sanığı duruşma düzenini bozmaması konusunda uyardı. 

Müşteki avukatları; seyirci koltuklarında silahlı iki kişinin oturduğunu, öncelikle bunların polis olup olmadığının tespitini, şayet polis değillerse haklarında suç duyurusunda bulunulması gerektiğini, fakat polis memurları iseler isimlerinin ve sicil numaralarının tutanağa geçirilmesini ve ardından duruşmadan çıkarılmasını talep ettiler. Mahkeme başkanı, belirtilen iki polisin dışarı çıkmasını istedi. Bu esnada dışarı çıkan polislerden biri, avukata parmak sallayınca tartışma yaşandı. Müşteki avukatları belirtilen iki polis memurunun isimlerinin ve sicil numaralarının tutanağa geçirilmesini talep ettiler. Mahkeme başkanı, avukatların taleplerini kabul etmedi. Avukatlar ısrarla taleplerini yineledi ve mahkeme başkanı, isimleri tutanağa geçirdi ancak sicil numaralarını tutanağa geçirmedi. Akabinde müşteki avukatları, duruşmada bulunan diğer polislerin silahları var ise silahların duruşma salonu dışına çıkarılmasını istedi. Mahkeme başkanı talebi kabul etti. Bunun üzerine üniformalı tüm polisler kapıya yöneldi. Dışarı çıkması istenilen polisler, mahkeme başkanının kararına rağmen salonun kapısının iç tarafında bekliyordu. Avukatların itirazları üzerine polisler dışarı çıktı. Ayrıca müşteki avukatları, jandarmaların uzun namlulu silahlarla gelmesinin tutanağa geçmesini talep etti. Mahkeme başkanı, jandarma görevlilerinden uzun namlulu silahları olanların şarjörlerini çıkarmasına karar verdi. Avukatlar şarjörün çıkartılmasının tek başına yeterli olmadığını, uzun namlulu silahların varlığının psikolojik etkisinin olduğu gerekçesiyle karara itiraz etti. Ancak mahkeme başkanı talebi reddetti. 

Müşteki avukatları, iddianamenin ve iddianame kabul kararının okunmasını istedi ancak mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Müşteki avukatları; saldırının arka planının ortaya çıkarılması için savcılığın elinde yasal imkân ve olanaklar olmasına rağmen bunları etkili bir şekilde kullanmadığını; soruşturmanın, avukatların çabalarıyla genişletildiğini ancak savcılığın ve kolluğun yüzeysel yaklaşımı nedeniyle derinleştirilmediğini, maddi gerçekliğin tüm yönleriyle ortaya çıkmasını engelleyen yüzeysel ve göstermelik bir soruşturma yürütüldüğünü vurguladılar. 

Mahkeme başkanı, duruşmanın uzayacağı gerekçesiyle avukatların değerlendirmelerini kısa kesmeleri konusunda müdahalede bulundu. Müşteki avukatları; iddianamenin kendi talepleri doğrultusunda genişlediğini, dosyada savcılıktan çok kendi evraklarının olduğunu, olayın aydınlatılması ve arka plandaki karanlık güçlerin ortaya çıkarılması için kendilerinin dinlenmesi gerektiğini ifade etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı, diğer katılma taleplerini birer cümle olarak istedi. Müşteki avukatları, katılma taleplerini dinlemeden bu hususta karar verilemeyeceğini belirtti. 

Mahkeme başkanı, duruşma çok uzun sürsede ara vermeyi kabul etmedi. Müşteki avukatları bunun insani bir talep olduğunu ve ara verilmesi konusunda ısrarla talepte bulundu. Bunun üzerine duruşmaya on dakika ara verildi. 

Ara esnasında sanığın müştekilerden birine küfür etmesi sonucunda tartışma yaşandı. Sanık, jandarmaları ekarte edip müştekilerin oturduğu yere doğru atlamaya çalıştı. Avukatların, sanığın müştekilere alenen ettiği hakaretlerin tutanağa geçirilmesi taleplerine rağmen mahkeme başkanı tarafından dikkate alınmadı. 

Sanık apar topar bir şekilde, karar verilmeden duruşma salonundan çıkarıldı. Mahkeme başkanı, müşteki avukatlarının taleplerini ve savcılığın mütalaasını almadan duruşmanın 04.01.2022 tarihinde Şakran Cezaevinde görülmesine karar verdi. Avukatların uzun ısrarları üzerine mahkeme heyeti, davanın 24.01.2022 tarihinde İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunda görülmesi yönünde kararını değiştirdi.  

 

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ