Duyurular
DİYARBAKIR BÖLGE HAPİSHANELERİ 3 AYLIK  HAK İHLALLERİ RAPORU, hapishane öhd
27.04.2022

DİYARBAKIR BÖLGE HAPİSHANELERİ 3 AYLIK HAK İHLALLERİ RAPORU

GİRİŞ

 

21/04/2022

 

Özgürlük için Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği’nin gerek pandemi sürecinde yaşanan hak ihlallerinin gerekse de son dönemdeki sevk/sürgünler sonrası yaşanan hak ihlallerinin tespiti ve infaz yakılması durumları ile ilgili olarak raporlama çalışmaları kapsamında Ocak-Şubat-Mart ve Nisan aylarında Diyarbakır Kampüs, Elazığ Kampüs, Akçadağ T Tipi, Elbistan E Tipi, Erzincan T Tipi, Bayburt M Tipi Hapishanelerine rutin ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Son dönemde hapishanelerde özellikle yapılan sevk/sürgün dolayısıyla yaşanan hak ihlalleri, mahpuslara yönelik uygulanan işkence ve kötü muameleler, dünyada pandemi ilan edilmiş olması, ayrıca 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik gerekçe gösterilerek hükümlülerin infazlarının yakılmaya başlanması gibi durumlardan kaynaklı ÖHD ve TUAY-DER’e mahpusların yakınları ve bizzat mahpuslar tarafından yapılan başvurular doğrultusunda derneklerimiz bünyesindeki şube hapishane komisyonları; hak ihlallerinin yerinde gözlemlenmesi, mahpuslarla ve hapishane yönetimleriyle görüşülmesi amacıyla Diyarbakır Kampüs, Elazığ Kampüs, Akçadağ T Tipi, Elbistan E Tipi, Erzincan T Tipi, Bayburt M Tipi Hapishanelerine  Ocak-Şubat-Mart ve Nisan aylarında ziyaretler gerçekleştirmiştir. Mahpuslar ve hapishane yönetimleriyle gerçekleştirilen görüşmeler sonunda edindiğimiz bilgi ve izlenimler raporlaştırılmıştır. 

 

AMAÇ          

 

Bu çalışma ile pandemi sürecinde yaşanan ve sürekli hale getirilen, bunun yanı sıra son zamanlarda sık sık yapılan gerek kampus içi gerekse de şehir dışından gerçekleştirilen sevk/sürgünler, ayrıca hükümlülerin şartlı tahliye tarihleri gelmesine rağmen tahliyeleri engellenerek infazlarının yakılması dolayısıyla yaşanan hak ihlalleri ile karşılaşılan diğer sorunlara ilişkin gerekli tespitlerin yapılması, raporlaştırılması, oluşan raporlar neticesinde gerekli hukuki başvuru ve suç duyurularının yapılması amaçlanmıştır.

 

TESPİT VE GÖZLEMLER

1. DİYARBAKIR KADIN KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan kadın mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Mahpusların hastane sevklerinde arama noktalarında personellerin taciz boyutuna varan arama usulleri, keyfi olarak uygulanan çift kelepçe uygulaması
  • Karantina sürelerinin düzenli uygulanmadığı, karantina süresinde hastaneden dönen yeni bir mahpusun olması halinde karantina sürelerinin uzadığını, bu süre içinde keyfi olarak oda değişimi yapıldığını, mahpusların yeni geçtikleri odada mecburen yeniden temizlik yaptığını, zaman masraf, enerji kaybı yaşandığını,
  • Kadın mahpuslar kişisel bakım ve koruyucu tedbirlere erişim problemi yaşamaktadır. Sağlıksız gıda, dengeli olmayan beslenme, hijyen şartlarına uyulmayan yemek iaşeleri ve vitamin eksikliğinden kaynaklı mahpusların neredeyse tümü, unutma, el kol uyuşması, şiddetli eklem ağrıları, gözlerde bulanıklık, diş etlerinde çekilme ve kanama, hızlı saç, kaş dökülmesi, tırnak kırılmaları, açık yaraların geç iyileşmesi, bağışıklık sisteminde çöküş şeklinde kendini gösteren sağlık problemleri yaşamaktadırlar.
  • Mahpuslara verilen uzun süreli kullanılmış, talep halinde dahi değiştirilmeyen yatakların yarattığı ortopedik rahatsızlıkları tetikleyen etkilerle de yaşamak zorunda kalmaktadırlar.
  • Koruyucu grip, hebatit B, tetanoz gibi aşılar hiç yapılmıyor.
  • Hapishanenin hiçbir alanında engellilerin ihtiyaçlarına yönelik fiziki yapının uygunluğu yok. (merdiven, ses yalıtım, klozet.. )
  • Vejeteryan mahpuslar için beslenme olanağı hiç yok. Vejeteryan yemek talep edildiğinde de diyet yemekleri başlığı altında çıkarılan hiçbir besin değeri olmayan yemek menüleri çıkarılıyor. Bu sebeple vejeteryan mahpuslarda hızlı bir şekilde vitamin eksikliğinden kaynaklı belirtiler de başlamaktadır.
  • Odalara 5 Aralık 2021 tarihinden itibaren konulan görüntülü görüşme kabinleri yeni ACEP sistemine ilişkin ayrımcılık ve mağduriyet yaşadıklarını, adlilerin bulunduğu odalarda bu sistem üzerinden 30 dk görüntülü görüşme sağladıklarını, ve istedikleri zaman aralığında en çok üç defa olmak üzere kullanabildiklerini, ailelerinin açık görüşe gelmemesi halinde de ilave 30 dk görüntülü görüşme hakkının tanındığını ancak; siyasi mahpusların bulunduğu odalarda ACEP sistemi üzerinden sadece 10 dk sesli görüşme hakkı tanındığını, bu görüşmenin de sürekli sistemden kaynaklı hatalar sebebiyle kesintiye uğradığını ve haberleşme ve iletişim haklarının ihlal edildiğini aktarmışlardır.  
  • Odaların içini gören kameraların hala da kaldırılmadığını ve bu hususta özel yaşamın gizliliği haklarının ihlal edildiğini aktarmışlardır.
  • Mahpusların hastane çıkışlarını yaptıkları esnadan jandarmanın arama noktasında yapılan aramanın el ile taciz boyutunda olduğunu, sütyen içlerinin aranmaya çalışıldığını bu şekilde taciz boyutunda olan çıplak aramayı kabul etmeyen mahpusların hastane çıkışlarının yapılmadığını bu sebeple sağlık hizmetlerine erişim haklarının ihlal edildiğini aktarmışlardır.
  • Son 3 aydır cezaevine sürgün gelen, yeni tutuklanan tüm kadınlara çıplak arama yapılmış, onur kırıcı muameleye maruz bırakılmışlardır.
  • Açık görüş haklarının henüz 30 dk olduğunu aktarmışlardır.
  • Açık görüşlere çıkılacağı zaman kapının önünde kamera ve gardiyanlar olmasına rağmen ayakkabıyı giydikten sonra koridorda yeniden ayakkabıların çıkarılması dayatıldığından dolayı bu onur kırıcı muameleyi kabul etmeyen mahpusların aileleri ile görüşemediklerini aktarmışlardır.
  • Hapishane idaresince mahpusların keyfi olarak sevk/sürgün edildiği belirtilmiştir. Sevk/sürgün edilen mahpuslar; Ronahi SIRDAŞ ve Özlem SEYHAN.

 

2. DİYARBAKIR 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Mahpusların hobi, etkinlik ve spor gibi haklarının pandemi gerekçesi ile engellendiği; aynı odalarda kalan mahpusların beraber spora çıkabildiği, tek kişilik odalarda kalan mahpusların spora tek başına çıktığını, yan yana olan odaların spora beraber çıkmaları için talepte bulundukları ancak taleplerinin ret edildiği belirtilmiştir.
  • Sadece belli gazetelere izin verildiği, talep ettikleri gazete ve dergilerin yasal olmasına rağmen hapishane idaresi tarafından verilmediği belirtilmiştir.
  • Odaların sık sık arandığı, aramanın pandemi tedbirlerine uyulmadan kalabalık bir şekilde yapıldığı, arama esnasında odaların keyfi bir şekilde dağıtıldığı belirtilmiştir.
  • Yemeklerin iyi ve besleyici olmadığı, yemek çeşitleri ve porsiyonlarının az olmasıyla birlikte yemeklerin yapılışında kullanılan ürünlerin sağlıksız olduğu belirtilmiştir.
  • Odaların tamamen içini görecek şekilde kameraların yerleştirildiğini, özel alanlarının kalmadığını belirtmişlerdir.
  • Sıcak suyun yeterli verilmediğini, bazı günlerin hiç sıcak su verilmediğini, bazı günlerin ise sadece iki üç saat sıcak su verildiğini belirtmişlerdir.
  • Kitap kotasının olduğunu, bu kotanın 2 ayda 12 kitap şeklinde uygulandığını, mahpuslara gönderilecek kitapların ancak 2 ayda bir kez ve 12 kitabı aşmadığı takdirde verildiği belirtilmiştir.
  • Aile görüşlerinin sınırlı olduğunu, dışarıda normalleşme olmasına rağmen hapishanelerde pandemi bahane gösterilerek haklarına kısıtlama getirilmeye devam edildiği belirtilmiştir.
  • Kantin fiyatlarının fahiş olduğu belirtmişlerdir.
  • Mahpuslar, ilgili hapishanenin faaliyete girdiğinden beri birçok hak ihlaline maruz bırakıldıklarını özellikle belirtmektedirler. Mahpuslar, hak ihlali iddiaları ile ilgili Savcılıklara, Adalet Bakanlığına, TBMM’ne ve Hapishane idaresine dilekçeler verdiklerini ancak dilekçelerine cevap verilmediği gibi dilekçelerinin ilgili yerlere gönderildiği ile ilgili de idarenin herhangi bir bildirimde bulunmadığını belirtmişlerdir.
  • Mahpuslar, ilgili idareye oda değişiklikleri talebiyle dilekçe verdiklerini ancak bu taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini belirtmektedirler. Mahpuslar ayrıca talepleri olmadığı halde idare tarafından odalarının keyfi olarak değiştirildiğini; buna itiraz edildiğinde ise sözlü ve fiziki şiddete maruz bırakıldıklarını aktarmışlardır.
  • Mahpuslar, koğuş aramaları sırasında pandemi tedbirlerine uyulmadan, çok sayıda infaz koruma memurunun odalarda arama gerçekleştirdiğini; arama sırasında kişisel eşyalarının keyfi bir şekilde dağıtıldığını belirtmişlerdir. Ayrıca koğuş araması sırasında özellikle başgardiyanın tehdit ve hakaret içeren söylemlerine maruz bırakıldıklarını; başgardiyanın kendilerine “istediğim zaman sizlere işkence yaparım, kime şikâyet ediyorsanız edin” dediğini aktarmışlardır.
  • Mahpuslar, 21 Mart 2022 tarihinde hapishanede Kürtçe şarkı söyleyerek Nevroz kutlaması yapmak istediklerini ancak 15-20 kişilik bir infaz koruma ekibi tarafından tehdit edildiklerini belirtmişlerdir. Mahpuslar, Kürtçe şarkı söyledikleri için haklarında disiplin soruşturması başlatıldığını ve bu soruşturma sonucu haklarında disiplin cezası verildiğini belirtmişlerdir.
  • Mahpuslar, bulundukları oda içerisinde volta atmak istediklerinde veya telefon görüşü/diğer görüşleri yapmak üzere odadan çıktıklarında, başka bir mahpusa selam vermelerinin dahi disiplin soruşturması gerekçesi yapıldığını aktarmışlardır.
  • Mahpuslar, pandemi tedbirleri gerekçe gösterilerek bu hapishanede birçok aktivitenin yasaklandığını; spor faaliyeti adı altında çıkartıldıkları havalandırmada herhangi bir spor faaliyeti için gereken top v.b şeylerin taraflarına verilmediğini belirtmişledir. Ayrıca mahpuslar atölye, el işi, resim kursu v.b hiçbir aktiviteye izin verilmediğini söylemektedirler. Mahpuslar, dışarıda pandemi tedbirlerinin neredeyse tamamen kaldırıldığını ancak bulundukları hapishanede halen pandemi tedbirleri gerekçe gösterilerek birçok haklarından mahrum bırakıldıklarını belirtmişlerdir.
  • Mahpuslar, bulundukları odada bulunan kapı üzerindeki küçük pencere mazgalının daha önce açık olduğunu ancak yeni başgardiyanın talimatı ile bu pencerenin karton ile kapatıldığını söylemişler; mahpuslar ayrıca sürekli olarak fiziki şiddet ile tehdit edildiklerinden bu uygulamanın da can güvenlikleri açısından risk oluşturacağını belirtmektedirler.
  • Mahpuslar, infaz koruma memurlarının (özellikle başgardiyanın) insanlık dışı uygulamalarına maruz bırakılmaları ile ilgili hapishane idaresi ile (müdür v.b) görüşüp bu durumu anlattıklarında, kendilerine “biz bazı personellerimizi tutamıyoruz” dediklerini aktarmışlardır.
  • Mahpuslar, tahliyelerine az bir süre kalan kişilerle ilgili keyfi disiplin cezaları gerekçesiyle “infazlarının yakıldığını” belirtmişlerdir. Ayrıca mahpuslar infazları uzatılan mahpuslarla ilgili daha sonra tekrar hazırlanan idari gözlem kurulu raporları ile; infazlarının bir çok kez tekrar uzatıldığını aktarmışlardır.
  • Mahpuslar, hapishanede görev yapan başgardiyan ve bazı infaz koruma memurlarının işkence ve kötü muameleye varan eylemleri ile tehdit, hakaret içeren söylemlerine maruz bırakıldıklarını özellikle belirtmektedirler. Mahpuslar, bu nedenlerle kaldıkları hapishanede can güvenliklerinin bulunmadığını söylemişlerdir. Mahpuslar, birçok başvuruda “başımıza bir şey gelirse bunun sorumlusu başgardiyan ve hapishane idaresidir” demişlerdir.
  • 25 Mart tarihinde Zınar Amed GÜLMEZ, 7 Nisan tarihinde İbrahim AYAZ, 13 Nisan tarihinde de Ümit ÖZKAN, MEHMET Kasın ARSLAN ve Doğan ÖZBAHÇECİ isimli mahpusların işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığı, söz konusu işkence ve kötü muamele sonrası birçok mahpusa disiplin cezalarının verildiği, odalarının değiştirildiği, tekli olarak ayrı odalarda tutulduğu balirtilmiştir.

 

3. DİYARBAKIR 2 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Mahpusların bulunduğu odaların yanındaki diğer odalarda FETÖ ve DAİŞ tutuklularının bulunduğunu, aynı koridora çıkmaları nedeniyle can güvenliklerinin tehlikede olduğunu belirtmişlerdir.
  • Cezaevinde hobi, etkinlik ve spor gibi sosyal aktivitelere çok sınırlı ve sadece oda oda olacak şekilde izin verildiğini, yan yana olan odaların beraber bu etkinlikleri yapması için talepte bulunduklarını ancak kabul edilmediğini, gerekçe olarak da Bakanlığın izin vermediğini kendilerine söylediklerini belirtmişlerdir.
  • Koğuşlara arama esnasında ya da sayım zamanında gelen infaz memurlarının da sayı olarak kalabalık bir şekilde geldiklerini, pandemi tedbirlerine uyulmadığını, odaların çoğunlukla dağıtıldığını belirtmişlerdir.
  • Keyfi sebeplerle mahpuslara sürekli disiplin soruşturması başlatıldığını, başlatılan disiplin soruşturmaları sonucunda mahpuslara disiplin cezalarının verildiğini ve verilen bu cezaların da üst sınırdan verildiğini belirtmişlerdir.
  •  Odaların tamamen içini görecek şekilde kameraların yerleştirildiğini, özel alanlarının kalmadığını belirtmişlerdir.
  • Sıcak su sorununun olduğunu, bazen 3 günde bir bazen 5 günde bir banyo yapabildiklerini, sürenin belli olmadığını, ne zaman suyun verileceğine dair haber alamadıklarını belirtmişlerdir.
  • Kampüste bulunan tüm hapishanelerdeki herkese (nerdeyse 9000 kişiye) tek bir yerden yemek yapıldığını, bu sebeple yemeklerin yetersiz, kötü olduğunu belirtmişlerdir.
  • Bakanlık tarafından görüş saatlerinin uzatılmasına dair düzenleme yapılmasına rağmen bu anlamda hala değişmenin olmadığını, görüş sürelerinin aynı olduğunu, bunun yanı sıra kampüsteki tüm hapishanelere gelen görüşçülerin hepsinin aynı saatte aynı kapıdan geçtiklerini, bu durumun pandemi sürecinde hastalığa davetiye çıkarmak olduğunu, bu anlamda önlem alınmadığını, talep etmelerine rağmen düzenleme yapılmadığını, ayrıca görüşe gelen ziyaretçilerin eşyalarının dışarda kalması nedeniyle defalarca ziyaretçilerinin eşyalarının çalındığını belirtmişlerdir.
  • Kantin fiyatlarının fahiş olduğunu, çoğu kez ihtiyaçlarını almakta zorlandıklarını belirtmişlerdir.
  • Elektrik faturalarının da son dönemde oldukça fazla geldiğini, odada 3 kişi olmalarına ve kullanılan elektrikli eşyalarının da sınırlı olmasına rağmen faturaların her seferinde artarak geldiğini belirtmişlerdir.
  • Hapishaneye müvekkil görüşü yapmak için gelen avukatların girişi sırasında eşyaları arasında olan ve dijital olmayan saatlere el konulmak istendiği, bunun yanı sıra ceket veya montlarının X-Raydan geçmelerine rağmen elle aramak yapılmak istendiği, bunun nedeni sorulduğunda gerekçe olarak idarenin talimatının olduğu söylenmiştir.
  • Hapishane idaresince ortada hiçbir neden yokken Mehmet Hanifi KANAT ve Hayati ÜZMAN isimli mahpusların sürgün edildiği de tarafımıza iletilmiştir.

 

4. DİYARBAKIR D TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Sürgün politikaları ile birçok sürgünün yaşandığı bilgisi tarafımıza aktarılmıştır. İdarenin keyfi ve gerekçesiz bir şekilde onlarca mahpusu ailelerinden uzak hapishanelere sürgün ettiği bilgisi tespit edilmiştir. Bu keyfi uygulamanın gerekçesi güvenlik olarak izah edilmektedir. Mahpusların gerek yargılandıkları gerekse de ailelerinden uzak sürgün yaşamalarının bir güvensizlik ortamı yarattığı dile getirilmiştir. Sevk/sürgün edilen mahpuslar; Agit ERGÜN, Süleyman ULUCAN, Yunus KIYAR, Serhat KADIRGAN, Mehdi TOPRAK, Orhan ALGAN, Ümit MERCAN, Necat ALPKAYA, Amed YILMAZ, Sanayi KARAKOÇ.
  • Hapishaneye ilk girişte mahpuslara çıplak arama dayatıldığı yine uygulanmak istenen çıplak aramaya karşı çıkan mahpuslara çeşitli müdahalelerde bulunulduğu bilgisi tarafımıza aktarılmıştır.
  •  Hapishaneye ilk girişte uygulanan 15 günlük karantina sürecinin tam bir izolasyon hali olduğu ve temel ihtiyaçların bile giderilemediği tarafımıza aktarılmıştır. Özellikle karantina sürecinde hijyen kurallarına uyulmadığı ve mahpusların telefon-avukat görüşü dışında tam bir tecrit halinde olduğu belirtilmiştir. Yine özellikle kitap-tv vb. hiçbir şeye ulaşılmadığı belirtilmiştir.
  • Hapishanede iç etkinliklerin çok kısmi olarak uygulandığı aktarılmıştır. Özellikle iç etkinlikler sadece tek bir oda ile yapıldığı ve iç etkinliğin yapıldığı odanın sürekli kirli olduğu, suyun olmadığı ve kapalı havalandırması olduğu bildirilmiştir. Mahpusların tamamının aşılı olmasına rağmen kurs, tiyatro, atölye, turnuva, sinema, kütüphane vb. hiçbir etkinliğin yapılamadığı bildirilmiştir. Mahpuslar tarafında idareden bu hususta talepte bulunulduğunda, kısmi yapılan etkinliğe de son verilmesini mi istiyorsunuz şeklinde uyarı aldıklarını dile getirmişlerdir.
  • Hapishane dışında pandemi kuralları gevşetilip normalleşme sürecine geçilmesine rağmen sevk talepleri olsun birçok talep pandemi nedeniyle reddedildiği belirtilmiştir. Sevk talepleri reddedilmesine rağmen birçok sürgünün yaşandığı aktarılmıştır. Özellikle sürgünlerin keyfi ve basit gerekçelerle yapıldığı dile getirilmiştir.
  • İnfaz hakimlikleri veya diğer mahkemeler tarafından mahpuslar açısından olumlu kararların mahpuslara geç tebliğ edildiği tam ters yani olumsuz sonuçlanan (disiplin cezası, infaz yakma vb.) kararların ise anında tebliğ edildiği aktarılmıştır.
  • İyi hal kurulunun keyfi uygulamaları neticesinde birçok hükümlünün infazını yakıldığı belirtilmiştir. Özellikle pişmanlık dayatması ile cezaevi idaresinin kendisini bir mahkeme gibi gördüğü dile getirilmiştir. Koşullu salıverme süreci az kalan hükümlülerin aynı odalara alınarak tahrik edildiği ve bu şekilde keyfi disiplin soruşturmaları başlatılarak iyi halli olma önünde keyfi engeller yaratıldığı dile getirilmiştir. Hükümlüler, iyi hal kurulu tarafından yargılandıkları dosyaların dile getirilerek dosyaya ilişkin sorular sorulup, ithamlarda bulunulduğunu dile getirmişlerdir. Pandemi nedeniyle cezaevi idaresi tarafından yaptırılmayan kurslara bile neden katılınmadığı şeklinde iyi hal değerlendirmesine alındığı ve bu şekilde olumsuz rapor verilmektedir.
  • Koğuşlarda böceklerin bulunduğu ve idarenin bu sorunun çözümüne dönük kayıtsız kaldığı dile getirilmiştir.
  •  Yaşanan en basit sorunların çözümü açısından bile cezaevi idaresi ile görüşme yapılamadığı dile getirilmiştir.
  • Elektrik faturalarının çok yüksek olduğu ve bunların mahpuslardan tahsil edildiği dile getirilmiştir. Pandemi nedeniyle bu durumun ekonomik anlamda zorlanmalara neden olduğu dile getirilmiştir.
  •  Yemeklerin çok kötü olduğu dile getirilmiştir. Özellikle diyet yemeklerin ve hastalara dönük yemeklerin verilmediği bu durumun sağlık açısından risk yarattığı belirtilmiştir.
  • Çamaşır yıkamanın haftada 2 saat olduğu ve bunun yetersiz olduğu belirtilmiştir.
  • Kısımlar arası değişiklik taleplerine olumsuz cevap verildiği belirtilmiştir. Özellikle aileleri uzak ve aynı kentlerde olan mahpusların aile görüş günlerinin aynı güne denk gelmesini sağlamak amacıyla aynı koğuşa geçme talepleri reddedilmektedir.
  • İdareye ve hakimliklere yazılan dilekçelere çoğu defa cevap verilmediği belirtilmiştir.
  • Cezaevi personellerinin sürekli hakaret ve tahrik dili kullandığı belirtilmiştir.
  • Cezaevi kantininden alınan çamaşır ipi, tırnak makası, kemer, radyo, çöp bidonları, çek pas saplarına bile el konulduğu dile getirilmiştir.
  •  Aynı kısımda 10 kişi kalmasına rağmen en fazla 3 kişi ile fotoğraf çekilmesine izin verildiği dile getirilmişti. Bu şekilde masrafların artırılmak istendiği dile getirilmiştir. Yine bu fotoğrafların dışarı çıkarılmasının yasak olduğu belirtilmiştir.
  •  Belirtilen her türlü hak ihlaline karşı taleplerin disiplin cezası ile sonuçlandığı, bu şekilde iyi hallerinin yakıldığı belirtilmiştir. Disiplin cezalarının cezaevi içinde her türlü hak kullanımını engellediği belirtilmiştir.

 

5. DİYARBAKIR 1 NOLU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Mahpusların hobi, sohbet haklarının pandemi gerekçesi ile engellendiği; haftada bir kez 40 dakika ile sınırlı olacak şekilde ve sadece 10 mahpusun birlikte spora çıkabildiğini aktarmışlardır. Mahpus sayısının fazla olması ve her hafta sadece 10 kişi ile sınırlı olmak üzere spor hakkı tanınması nedeniyle bazı mahpusların bir sonraki hafta spor hakkını kullanamadığı ifade edilmiştir. “MAHPUSLARIN ISLAHI İÇİN ASGARİ STANDART KURALLAR” a aykırı şekilde hareket edildiği gözlemlenmektedir. Zira şartlar açık bir şekilde bellidir. Spor, hobi, sohbet vs. gibi hakların ne kadar ve ne sürede olması gerektiği belirtilmiştir.
  • Sadece belli gazetelere izin verildiği belirtilmiştir. Talep ettikleri gazete ve dergilerin hapishane idaresi tarafından yasal olmasına rağmen verilmediği belirtilmiştir.
  • Yemeklerin iyi ve besleyici olmadığı, yemek çeşitleri ve porsiyonlarının az olmasıyla birlikte yemeklerin yapılışında kullanılan ürünlerin sağlıksız olduğu ifade edilmiştir.
  • Odalarında ve havalandırma olarak ifade edilen kısmın çatı kısmında kamera bulunduğunu, kameralardan birinin odanın giriş kapısın üstünde bulunacak ve yemek yedikleri, televizyon izledikleri ortak alanı görecek şekilde ayarlandığını belirtmişlerdir.
  • Sıcak suyun yetersiz olduğu, sabah saat 06:00-07:00 ile 14:30-15:30 arasında olmak üzere günde toplam iki saat sıcak su verildiği ve verilen sıcak suyun son iki ya da üç aydır miktar olarak da daha az verildiği ifade edilmiştir.
  • Kitap kotasının olduğunu, bu kotanın 2 ayda 10 kitap şeklinde uygulandığını ve son bir ayda hapishane idaresi tarafından mahpuslara gönderilecek kitapların ancak 2 ayda bir kez, sadece belirlenen ayın ilk haftasında gönderilmesi halinde kendilerine verilebileceği aksi bir durumda yani bir sonraki hafta ulaşan kitapların mahpuslara verilmeyeceği belirtilmiştir. Yine sözlük, kanun, vs.’nin daha önce kitap kotasına dahil edilmezken görüşmenin alındığı tarihte kota sınırlamasına dahil edildiği mahpuslar tarafından ifade edilmiştir.
  • Kapalı görüşlerin 35-40 dakika ile sınırlı olduğu belirtilmiştir.
  • Mahpusların bulundukları odada resim kalemi verilmesine izin verilmediğinden resim yapma aktivitelerinin engellediği ifade edilmiştir.
  • Mahpuslardan R.D ile yapılan görüşmede; odalarında covid olan mahpusların olduğunu, 11/04/2022 tarihinde gardiyanların bu mahpusları odadan alıp başka odaya götürmek için odalarına geldiklerini, mahpusların hazırlandığı esnada E. isimli gardiyanın sinkaflı küfürler ederek “hadi sizi mi bekleyecez?” şeklinde bağırmaya başladığını, akabinde covid olan mahpuslardan S.B. isimli mahpusu darp ederek mahpusun işkenceye maruz bırakıldığını, R.D’nin bizzat bu duruma tepki gösterdiğini, bunun üzerine gardiyanın gelip bu defa kendisini darp ettiğini, hem kendisini hem diğer darp edilen mahpusu ayrı tek kişilik odalara aldıklarını, hastaneye gitmek istemelerine rağmen hastaneye götürülmediklerini, hala da tek başlarına tutulduklarını belirtmiştir.

 

6. DİYARBAKIR 2 NOLU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

   Diyarbakır 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

 

  • Mahpusların koğuşlarında 15 günde bir arama yapıldığı ve bu aramaların pandemi koşullarına uyulmadan ve hijyen kurallarına aykırı yapıldığı belirtilmiştir.
  • Mahpuslara talep edilmesine rağmen yeni yaşam, evrensel gazetelerinin verilmediği belirtilmiştir.
  • Mahpusların yemeklerinin protein ve vitamin değerleri açısından yetersiz olduğu belirtilmiştir.
  • Kantin fiyatlarının çok pahalı olduğu ve yeterli ürün çeşitliliğinin olmadığı belirtilmiştir.

 

7. DİYARBAKIR 3 NOLU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Diyarbakır 3 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Sistematik işkenceye maruz kalan 8 mahpusun başvurusu ile 03/02/2022 tarihinden itibaren süreçleri takip edildi. Suç duyuruları ve basın açıklamamızın yapılmasının ardından 03/03/2022 tarihinde 8 mahpusun her biri farklı il ceza infaz kurumlarına sürgün edildi. Sevk/sürgün edilen mahpuslar; Serğebun GÜZEL, Fırat GÜZEL, Servet ÖZÇELİK, Emre Can ERGÜN, Rıdvan TONKA, Heybet ELALTUNTERİN.
  • Söz konusu işkence vakasında mahpusların her birine 11-20 gün arası hücre cezası verilmiştir.
  • Karantina odalarının 15-16 kişilik olduğunu, covid belirtileri gösteren kişilere test yapılmadığını ve testi pozitif çıkanlar ile bir arada tutuldukları bilgisi farklı zamanlarda gelen başvurular üzerinden tekrarlayan bir problem olarak aktarılmıştır.
  • 10 gün karantina süresi uygulanan mahpuslara riskli durumlar belirtilmesine rağmen, temaslıların ayrılması gerektiği ve zamanında test yapılmasının gereği belirtilmesine rağmen pandemi şartlarına uyulmamış ve bu sebeple birden fazla mahpus kovid e yakalanmıştır.
  • Karantina odalarında hem çok sayıda kişinin olması hem temaslı ve pozitiflerin bir arada tutulması, odaların çok kirli olması, hijyen malzemelerinin verilmemesi sebepleriyle mahpusların yaşamları risk altında kalmıştır.
  • Mahpuslar 5 kitap kotasının olduğunu ve bu kotaya yanlarına almak istedikleri sözlük ve TC Anayasasının da dahil edildiğini, bu hususta düzenleme yapılması için başvurulduğunu, ancak eğitim kurulu kararı ile reddedildiğini, karara karşı infaz hakimliğine yapılan itirazın cevabının henüz gelmediğini aktarmışlardır.
  • Genel olarak yazılan dilekçeler, yapılan suç duyurularına herhangi bir dönüş olmadığını, adalet bakanlığına da yazdıklarını ancak dönüş olmadığını, yapılan başvuruların idare tarafından yerine ulaştırılmadığı hususunda endişelendiklerini aktarmışlardır.
  • Odalara konulan görüntülü görüşme kabinleri yeni ACEP sistemine ilişkin ayrımcılık ve mağduriyet yaşadıklarını, adlilerin bulunuduğu odalarda bu sistem üzerinden 30 dk görüntülü görüşme sağladıklarını ve istedikleri zaman aralığında en çok üç defa olmak üzere kullanabildiklerini, ailelerinin açık görüşe gelmemesi halinde de ilave 30 dk görüntülü görüşme hakkının tanındığını ancak; siyasi mahpusların bulunduğu odalarda ACEP sistemi üzerinden sadece 10 dk sesli görüşme hakkı tanındığını, bu görüşmenin de sürekli sistemden kaynaklı hatalar sebebiyle kesintiye uğradığını ve haberleşme ve iletişim haklarının ihlal edildiğini aktarmışlardır.
  • Açık görüşlerin hala 30 dk olarak uygulandığını aktarmışlardır.
  • Kantin fiyatlarının iki hafta arasında dahi %100 zamlı olarak artarak devam ettiğini ve ekonomik krizin gerekçe olarak gösterildiğini ancak içeride uygulanan zammın daha yüksek olduğunu aktarmışlardır.

 

8. DİYARBAKIR 4 NOLU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Diyarbakır 4 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Koğuşta 3 mahpus olmasına rağmen ayakta sayım ve saydırma işleminin zorla yaptırıldığı ve bu sayım sırasında mahpuslara hakaret edildiği belirtilmiştir.
  • İnfaz koruma memurları tarafından ön ilikleme kuralının getirildiğini, bu konuda kendilerine baskı yapıldığını, sert uygulamaların olduğu belirtilmiştir.
  • Telefon, aile ve avukat görüşüne çıkan mahpuslara koridorda duvar dibinde yürüme zorunluluğu dayatılırken bazı infaz koruma memurlarınca da mahpusun başını kaldırmadan yürümesi yönünde baskı kurulduğu belirtilmiştir.
  • Aile ile mahpusların yaptığı açık görüşlerde, mahpusların aileleriyle temasına izin verilmediğini, gardiyanların açık görüş süresince 2 metre ötede beklediklerini ve görüşmelerini baskıladıklarını belirtmişlerdir.
  • Adli mahpusların 30 dakikalık telefon hakkı, ayrıca görüntülü konuşma hakları mevcut olmasına karşın siyasi mahpuslara görüntülü konuşma hakkı kullandırılmamakta ve sadece 10 dakika olacak şekilde telefon hakkı kullandırılmaktadır. Bu da mahpuslar arasında eşitlik ilkesine aykırı olarak davranıldığını göstermektedir.
  • Mahpuslara verilen yemeklerin yetersiz olduğu belirtilmiştir.
  • Mahpusların sıcak suya erişimin kısıtlı olduğu günde 2-3 saat sıcak su verildiği belirtilmiştir.
  • Kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu belirtilmiştir.
  • Kimi zaman ilgili hapishanede mahpusların darp edildiğini, bu işkence ve kötü muameleye dair seslerin odalara gitmesi için hoparlör aracılığıyla dinletildiği belirtilmiştir.

 

9. ELAZIĞ 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Mahpusların odada bulundurabileceği kitap sayısının 7 olarak belirlendiği ve bu kitaplarda 2 ayda bir kez değişim yapılabildiğini bu durumun birçok soruna yol açtığı belirtilmiştir.
  • Yeni yaşam ve evrensel gazetelerinin verilmediği belirtilmiştir.
  • Bir mahpusun herhangi bir somut gerekçe gösterilmeden idari ve gözlem kurulu kararı ile tahliyesinin 6 ay sonraya ertelendiği belirtilmiştir.
  • İnfaz koruma memurlarının   provakatif yaklaşımları olduğu, bu nedenle aralarında yaşanan herhangi bir tartışmada mahpuslara disiplin cezaları verildiği belirtilmiştir.
  • Mahpuslara verilen disiplin cezalarının aynı maddeden işlem yapıldığı halde kişiye göre farklılık gösterdiği belirtilmiştir.
  • Avukat görüşme odalarının   sadece 2 tanesi covid tedbirlerine uygun hale getirildiği için      aynı anda ikiden fazla avukat gelmesi durumunda bir kişinin beklemesinin özellikle hükümlülerle görüşme açısından hak kayıplarına yol açtığı tespit edilmiştir.  

 

10. ELAZIĞ 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü (4 aydır cezası onanmış) F.F tek hücreye alınmış. Ancak sinirsel hastalığı mevcut olduğundan (epilepsi olabilir, çocukluktan gelen) tek başına kalması hayati risk taşımaktadır. Ayrıca bel fıtığı da mevcut olup nöbet geçirdiği zaman aralığında birilerinin hareketlerini durdurması gerektiğini, durdurulmazsa nöbet anında ne yaptığının farkında olmadığını ve nöbet geçtikten sonra da bedeninde hasar oluşabildiğini bu sebeplerde tek kalmaması yönünde idare ile görüşüldüğünü, ancak kabul edilmediğini ve kurum bünyesinde üçlü odada kalan ağırlaştırılmış müebbetlerin olduğunu, burada olmazsa da nakil taleplerine idarenin bu hayati risk açısından olumlu düşünce bildirmelerini istediklerini ancak sonuç alamadıklarını belirtmiştir. Hücrede olduğu bu 4 aylık zaman zarfında defalarca nöbet geçirdiğini ve yerde titreyen halde kalmış olmasına rağmen odanın önünden geçen gardiyanların müdahale etmediğini de ilave etmiştir.
  • Başvurucu H.A. müebbet hükümlüsü olduğunu, daha önce disiplin cezasına konu olan olayda adli dava da açıldığını, adli davadan beraat ettiğini ancak disiplin cezasında hücre cezası almış olduğu gerekçesiyle infazının yandığını, bu hususta hukuki destek taleplerini iletmiştir.
  • Kurum bünyesinde sadece arapça bilen bir mahpus olduğu bilgisi verilmiştir. Bu mahpusa ne cezaevindeki hakları için ne de mevcut dosyası için tercüman desteğinin sağlanmadığını belirtilmiştir.
  • 3-4 kişi birlikte spora çıkabildiklerini aktarmışlardır.
  • Kurumda yeni tutuklu olarak bulunan bir mahpusun 2 ay boyunca tekli olarak tutulduğunu, bu konuda teklide kalmamak için idare ile görüşülmesine rağmen açıklama yapılmadan teklide kalmaya devam ettiğini, 2 aydan sonra üçlü bir odaya alındığını aktarmışlardır.
  • Avukatların ziyaretçi giriş yaptığı yerde hükümlü mahpus ile görüşmelerinde daha önce vekalet sunduğu mahpus için her gelişinde yeniden vekalet ibraz etmesi gerektiğini bu hususta tartışıldığını, ancak kendi uygulamaların bu şekilde olduğunu aktarmışlardır.

 

11. ELAZIĞ KADIN KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Elazığ Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan mahpuslardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitler şöyledir;

  • Yaklaşık 2 ay önce R Tipi olan kadın cezaevinden T Tipi Kadın Cezaevine aktarıldıklarını, yeni yerleşim ile ilgili problemler yaşadıklarını ancak hala çözülmeyen odaların içini gören kameraların olduğunu aktarmışlardır. Savcılık ve idare ile görüşüldüğünü, kameraların görüş açılarının odanın içini gördüğünü aktarmış, savcılığın bu husus ile ilgileneceğini ancak 2 aydır bu sorunun çözüme kavuşturulmadığını aktarmışlardır.
  • Keyfi gerekçelerle mahpuslara sürekli disiplin cezası verildiğini belirtmişlerdir.
  • Covid-19 Virüsü nedeniyle alınması gereken önlemlerin alınmadığını, kendilerine az miktarda temizlik malzemelerinin verildiğini belirtmişlerdir.
  • Spor, etkinlik ve hobi gibi haklarının hala olmadığını belirtmişlerdir.
  • Yemeklerin genel olarak vitamin ve protein miktarları bakımından yetersiz ve kötü olduğunu belirtmişlerdir.
  • Kantin fiyatlarının fahiş olduğunu belirtmişlerdir.
  • Süreli yayınlara ulaşım noktasında sorun yaşadıklarını, Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerin verilmediğini, dergi aboneliğinin olmadığı gerekçesiyle dergilerin verilmediğini belirtmişlerdir.

 

12. AKÇADAĞ CEZA İNFAZ KURUMU

Akçadağ T tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve bunlara ilişkin tespitler şöyledir;

  • Mahpusların hobi, sosyal ve kültürel etkinliklere katılma haklarının pandemi gerekçesi ile engellendiği ifade edilmiştir.
  • Odalarında mutfak kısmı ile havalandırma olarak ifade edilen kısmın çatı kısmında kamera bulunduğunu, bu kameralar sebebiyle özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlal edildiğini belirtmişlerdir.
  • Kitap kotasının olduğunu, bu kotanın 7 kitap sınırlaması şeklinde uygulandığı ifade edilmiştir.
  • Açık ve kapalı görüşlerin 30 dakika ile sınırlı olduğu belirtilmiştir. Telefon görüş hakkının ise haftada bir kez 10 dakika ile sınırlı olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca avukat ve aile görüşüne çıkarılırken mahpusların infaz koruma memurları tarafından tek sıra halinde ve duvar dibinde yürümeye zorlandığı, mahpuslara gardiyanlar tarafından tahrik edici hareketlerde bulunulduğu (omuz atma gibi), mahpuslara yine ağız içi aramalarının dayatıldığını, mahpuslara yönelik gardiyanların “kimliksizsiniz” şeklinde söylemlerinin olduğunu, yine telefon ve aile görüşüne çıkarılmadan önce mahpuslar üzerinde insanlık onuruna aykırı arama işlemi uygulandığı, hapishane idaresinin hukuka aykırı uygulamalarına karşı 1 hafta telefon görüşüne çıkmayan mahpuslara hapishane idaresi tarafından disiplin cezası verildiği görüşülen mahpuslarca ifade edilmiştir.
  • Mahpusların görüntülü konuşma yapmaları için kendilerinden birtakım evrakların istendiğini, telefon ile görüşecekleri kişilerin sadece Türkçe konuşmak zorunda olduklarını aksi takdirde görüşme yapamayacaklarını, buna ek olarak görüşme yapacak mahpusların görüşme esnasında tekmil vermeleri, telefonun karşısında bulunan yakınlarının da ad ve soyadlarını söyledikten sonra konuşabileceklerini belirtmişlerdir.
  • Aramaların çok sık ve detaylı yapıldığını, aramalar esnasında infaz koruma memurlarının sayıca kalabalık olduklarını, tüm eşyalarının yerlere atıldığını, üstüne basıldığını, revirden alınan ve mahpusların kullandıkları ilaçların dahi dağıtılarak etrafa atıldığını,
  • Revirde ilaçların yetersiz ve etki açısından en düşük ilaçların bulundurulduğu, yazılan ilaçların teslimi haftaları bulduğunu,
  • Hastaneye gidiş gelişlerde ağız içi aramasının dayatıldığını, sorunlar yaşandığını, söz konusu uygulamalar sebebiyle mahpusların hastaneye gitmediklerini belirtmişlerdir.
  • Görüşülen hasta mahpus İ…..İ….; revirden ilaçlarının yazıldığını, birkaç gün ilaçlarının getirilmemesi üzerine ilaçların getirilip getirilmediğini sormak için zile bastığını, bunun üzerine başgardiyan H…..’nin gelip hiç sebebini sormadan “bir daha zile basarsan senin parmaklarını kırarım” dediğini, bunun üzerine idareye şikayette bulunduğunu ancak şikayetinin ret edildiğini, sonrasında da haklarında disiplin soruşturması başlatılıp disiplin cezası verildiğini belirtmiştir. Yine kendisinin hasta olduğunu, %70 engelli raporunun olduğunu, tek başına hayatını idame ettirememesine rağmen sürekli ve keyfi olarak kendisine hücre cezalarının verilip tek başına kalmaya zorlandığını belirtmiştir.
  • Aramalar sırasında eşyalarına el konulduğunu, bu eşyaları cezaevi kantininden satın almalarına rağmen geri verilmediğini (özellikle çekpas, leğen vb. temizlik malzemeleri), bu şekilde aynı eşyaları bir daha satın almaya zorlandıklarını belirtmişlerdir.
  • Mahpusların aileleri tarafından kendilerine gönderilen iç çamaşırı vb. ürünlerin mahpuslara verilmediği belirtilmiştir. Yine mahpuslar tarafından hapishane idaresinden kantinde bulundurulması talep edilen ürünlerin bazen hapishane idaresince somut bir gerekçe gösterilmeksizin temin edilmediği, bezen de talep edilen ürünlerin kantinde mevcut olup adli suçlardan tutuklu bulunan mahpuslara verilirken siyasi mahpuslara bu ürünlerin verilmediği ifade edilmiştir.
  • Mahpuslar tarafınca hapishane idaresine hitaben yazılan dilekçelerine cevap verilmediği belirtilmiştir.
  • 20 kişilik odada kalan mahpusların ranzalarının birbirine montelendiği, ranza aralarında mahpuslarca yapılan ölçüme göre en fazla 35-40 cm mesafenin bulunduğu ve bu sebeple mahpusların yaşamlarının tamamını geçirdikleri odada rahat hareket etme imkanlarının bulunmadığı, özellikle geceleri ranzalar arasındaki mesafenin çok az olması sebebiyle birçok mahpusun sorun yaşadığı ifade edilmiştir. Yine oda içerisinde bulunan cam kenarlarında ranzalarının birbirine montelenmiş olması sebebiyle camı tam olarak açamadıklarını ve odanın yeterince havalandırılamadığı belirtilmiştir.
  • Mahpuslara kimlik dayatmalarının yapıldığını, bunun kabul etmeyen mahpuslara disiplin cezalarının verildiğini,
  • Yemeklerin çok sağlıksız, yetersiz ve kötü olduğunu, bazen günde iki defa olacak şekilde sadece çorba ya da sadece pilav verildiğini aktarmışlardır.
  • Bir süre öncesinde nerdeyse hapishanede bulunan çoğu mahpusun covid olduğunu, ancak hiçbir test yapılmadığını, buna dair önlem de alınmadığını belirtmişlerdir.
  • Mektupların geç gönderildiğini ve içeri gelen mektupların da kendilerine geç verildiğini, ayrıca bazen mektuplarının kaybolduğunu, mektupların akıbeti sorulduğunda cevap alamadıklarını, bunun yanı sıra özellikle diğer hapishanelerden gelen zarfların içinde biden fazla mektup kağıdı yazılı ise bu mektuplara tamamen el konulduğunu, gerekçe olarak da; güvenlik sebebiyle yapıldığının söylendiğini belirtmişlerdir.
  • Kantinde satılan eşyaların fahiş fiyatlarla satıldığını belirtmişlerdir.
  • Çıplak arama dayatması olduğunu, koğuşa giriş çıkışlarda koltuk altı, ağız içi aramalarının yapıldığını, bu aramalar esnasında da gardiyanlar tarafından tahrik edici hareketlerde bulunulduğunu, örneğin “kolunu kaldır” denilerek mahpusların koltuk altlarına sert şekilde vurulduğunu, mahpusların bu uygulamaları kabul etmediklerini söylediklerinde de tartışmalar yaşandığını belirtmişlerdir.

 

13. ELBİSTAN CEZA İNFAZ KURUMU

Elbistan E tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve bunlara ilişkin tespitler şöyledir;

  • Mahpusların bulunduğu odalarda 1 hafta içerisinde 4 kez arama işleminin yapıldığı, bu aramalarda mahpuslara daha önce hapishane idaresi tarafından verilen ya da mahpusların kendi imkanları ile hapishane kantininden aldıkları yatak çarşaflarına, yastıklarına hapishane idaresince el konulduğu ifade edilmiştir. Hapishane idaresi tarafından hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirilen arama işlemine karşı slogan atan 28 mahpusa disiplin soruşturmasının açıldığı beyan edilmiştir.
  • Kürtçe mektup, dergi, kitapların mahpuslara verilmediği ve Aram Yayınevine ait olup yasaklı olmayan süreli ve süresiz yayınların dahi mahpuslara verilmesinin hapishane idaresince engellendiği belirtilmiştir.
  • Abdul ŞEYHO isimli mahpusun kalp hastası olması sebebiyle tam tarihi bilinmemekle birlikte 2021 yılı Ekim ya da Kasım ayında Gaziantep ilinde kalp ameliyatı olduğu, bir kalp damarının yaklaşık yüzde 70-80 oranında tıkalı olduğu belirtilmiştir.
  • Nuri YEŞİL isimli mahpusun kalp kapakçıkları ile ilgili sağlık sorunlarının bulunduğu ve düzenli tedavisinin yapıldığı belirtilmiştir.
  • Mahpusların hobi, sohbet haklarının engellendiğini, sınırlı bir şekilde spora çıkabildiklerini belirtmişlerdir.
  • Kantin fiyatlarının çok yükseltildiğini, yaptıkları araştırmaya göre kantinde satılan eşyaların dışarda çok daha ucuza satıldığını,
  • 15 günde bir olacak şekilde revire çıkabildiklerini, revir doktorunun yazdığı ilaçların hapishanede bulunmadığını, yazılan ilaçların benzerinin verildiğini, bu ilaçlar verilirken bile gecikmeli olarak verildiğini, verilen ilaçların da herhangi bir tesirinin olmadığını belirtmişlerdir.
  • Yemeklerin yetersiz ve kötü olduğunu, özellikle son 2 aydır böyle olduğunu ve besin değerinin yetersiz olduğu yemeklerin verildiğini belirtmişlerdir.
  • Mahpusları ziyarete gelen yakınlarına, görüşçülerine ince aramaların dayatıldığını belirtmişlerdir.
  • Kürtçe kitapların kendilerine verilmediğini, yine Kürtçe mektuplarının gönderilmediğini, bunlara el konulduğunu belirtmişlerdir.
  • Yine yapılan bir arama esnasında mahpuslara uygulanan kötü muameleye karşı mahpusların slogan attıklarını, bunun üzerine disiplin soruşturmasının başlatıldığını, soruşturma kapsamında ifade verecekleri zaman Kürtçe savunma yapmak istediklerini ancak bunun kabul edilmediğini; buna gerekçe olarak da tercüman ücretini mahpusların ödemesi gerektiği belirtilmiştir.
  • Mahpuslara gerekli olan temizlik malzemelerinin verilmediğini, dezenfektanın da aynı şekilde verilmediğini, sadece bazı zamanlarda odalara püskürtmeli ilacın atıldığını belirtmişlerdir.
  • Elektrik faturalarının oldukça yüksek miktarda geldiğini, bir önceki ay 55-60 TL olan faturanın sonraki ayda 165 TL’ye çıktığını belirtmişlerdir.
  • Kadın mahpusların kişisel ihtiyaçları doğrultusunda kullandıkları eşyaların fiyatlarının fazlasıyla arttığını, 7 TL’ye alınan pedlerin şu an 15-20 TL olduğunu, bu anlamda kullanımı zaruri bu kişisel eşyaların alımında da zorluk yaşadıklarını belirtmişlerdir.
  • Hapishaneler arası sevklerinin yapılmadığını, bu duruma pandemi veya kontenjan gibi gerekçelerin sunulduğunu belirtmişlerdir
  • Görüş saatlerinin çok kısa olduğunu ve görüşler esnasında yukarıda da bahsedildiği üzere sorunlar yaşandığını belirtmişlerdir.

 

14. BAYBURT M  TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Bayburt M Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve bunlara ilişkin tespitler şöyledir;

  • Hapishanede hem kadın hem erkek mahpusların bulunduğu ve kadın mahpuslarla yapılan görüşmede yakın zamanda yaşadıkları adli mahpuslar tarafından sözlü taciz nedeniyle tedirgin oldukları belirtilmiştir. Adli mahpuslar tarafından kadın mahpusların havalandırma kısmına atılan pusula olarak tabir edilen kağıtlarda kadın mahpusların dış görünüşlerini dahi tasvir eder şekilde taciz içerikli yazılar gönderildiği ve bu taciz nedeniyle idare ile yapılan görüşme sonucunda taciz eden kişinin kim olduğunun tespit edilmesi talep edildiği halde herhangi bir gelişme olmadığı belirtilmiştir. Bu tacizin üç hafta boyunca devam ettiği bu nedenle can güvenliklerinin olmadığı ifade edilmiştir.
  • Kürtçe gazete ve mektuplara el konulduğu belirtilmiştir.
  • Yemeklerin çok yetersiz ve kalitesiz olduğu belirtilmiştir.
  • Kantinin çok pahalı olduğu ve elektrik faturalarının çok yüksek geldiği belirtilmiştir.
  • İnfaz Koruma Memurlarının sözlü tacizde bulunduğu, provakasyon yapıldığı ve aramalar sırasında kaba yaklaşımlar olduğu belirtilmiş ve hatta tarafımızca görüşmeye getirilen mahpusa karşı da kaba davranışlar olduğu tarafımızca tespit edilmiştir.
  • Pandemi nedeniyle hobi, atölye v.b. sosyal etkinliğin yaptırılmadığı ifade edilmiştir.
  • Yeniyaşam, Evrensel gazetelerinin herhangi bir gerekçe gösterilmeden verilmediği belirtilmiştir.

 

15. ERZİNCAN T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Erzincan T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahpuslardan alınan beyanlar ve bunlara ilişkin tespitler şöyledir;

  • Hapishanede bulunan mahpuslardan iki mahpusun koşullu salıverilme tarihi geçtiği halde idari ve gözlem kurulu kararı ile iyi halli olmadığı gerekçesi ile tahliye edilmediği, gerekçesinde ise somut bir veriye dayanılmadığı tespit edilmiştir.
  • Kürtçe gazete ve mektuplara el konulduğu belirtilmiştir.
  • Hapishanede haftada bir gün uzman doktor olduğu ve iki haftada bir gün diş hekimi olduğu belirtilmiş ve hastaneye sevklerin çok geç yapıldığı, acil durumlarda dahi sevk edilmeyen mahpusların olduğu, hatta covid olduğu tespit edilen bir koğuşun doktor kontrolünden geçirilmediği belirtilmiştir.
  • Hapishanede kelepçeli muayane dayatmasının olduğu bu nedenle mahpusların tedavilerinin aksadığı belirtilmiştir.
  • Keyfi disiplin cezaları verildiği, hücre cezaları nedeniyle bazı mahpusların infazının yakıldığı belirtilmiştir.
  • Koğuşlarda haftada 2-3 kez aramalar yapıldığı, aramaların baskın şeklinde olduğu, hijyen koşullarına uyulmadığı, kantinden alınan eşyalara dahi el konulduğu belirtilmiştir.
  • Yemeklerin çok yetersiz ve kalitesiz olduğu belirtilmiştir.
  • Kantinin çok pahalı olduğu ve elektrik faturalarının çok yüksek geldiği belirtilmiştir.
  • İnfaz Koruma Memurlarının sözlü tacizde bulunduğu, provakasyon yapıldığı ve aramalar sırasında kaba yaklaşımlar olduğu belirtilmiştir.
  • Hapishanede yarım boğazlı kazaklara el konulduğu belirtilmiştir.
  • Hapishanede görüşme yapılırken herhangi bir gerekçe olmamasına rağmen kapıların avukat giriş kısmı kilitlenmiş ve tartışmalar sonuçsuz kalmıştır.
  • Hapishane idaresince odada bulunan tüm kitapların toplatıldığı ve sadece kütüphaneden yararlanılabileceğinin belirtildiği tespit edilmiştir.
  • Pandemi nedeniyle hobi, atölye v.b. sosyal etkinliğin yaptırılmadığı sadece 15 dakika spora izin verildiği ve spor saatlerinin kanunda belirtilenden çok az olduğu ifade edilmiştir.
  • Yeniyaşam, Evrensel gazetelerinin herhangi bir gerekçe gösterilmeden verilmediği belirtilmiştir.

 

SONUÇ ve ÖNERİLER:

  • Hapishanelerde mahpuslara yönelik hukuka aykırı tutum ve davranışta bulunan görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Hapishanelerde yaşanan sorunlar hakkında ilgili ulusal ve uluslararası kurumlara bilgilendirilme ve gerekli başvuruların yapılması gerekmektedir

 

  • Hapishanelerde mahpusların mahremiyet hakkına saygı duyulmalı, hapishanelerde mahpusların mahremiyet hakkına saygı duyulmalı, mahrem alanları gösteren kameralar derhal kaldırılmalıdır, kadın mahpusların özgün sorunları için özen gösterilmelidir.

 

  • Ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumunda ciddi risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak infazlarının ertelenmeli, tutuklu olanlar serbest bırakılmalıdır. Hasta mahpusların değerlendirilmeleri her koşulda sadece klinik yaklaşım ile değerlendirilmeli, alıkonulmasının uygun olmadığına dair tıbbi raporları olan mahpuslar ivedilikle salıverilmelidir. İnfaz Kanunun 16. Maddesi hasta mahpusların ihtiyacı doğrultusunda değiştirilmelidir.

 

  • Virüsün özellikle 60 yaş üstü kişilerde ölümcül etkisi göz önünde bulundurularak 60 yaş üstü mahpusların tedbiren serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesi, tutuklu olan mahpusların serbest bırakılması gerekmektedir.

 

  • Mahpusların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi sağlanmalı, vitamin takviyesi yapılmalıdır. Açlık grevinde olan mahpusların özellikle tuz, limon, şeker vb. takviye edici besin ve gıdaları karşılanmalı, eylemcilerin sağlıklarını tehlikeye düşürecek uygulamalara bir an evvel son verilmelidir.

 

  • Sağlık çalışanları başta olmak üzere mahpuslarla temas eden tüm çalışanlara koruyucu giysi ve malzeme temin edilmeli, özellikle risk grubunda olan çalışanlar başta olmak üzere tüm hapishane çalışanları için çalışma koşullarını da kapsayacak şekilde gerekli önlemleri alınmalıdır.

 

  • Hapishanelerde düzenli ve yeterli sayıda sağlık personelinin bulunması (sayının arttırılması) sağlanmalıdır.

 

  • Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil; daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla taşınması sağlanmalıdır.

 

  • Aile ve avukat görüşlerin yapıldığı alanlarda mahpusların görüş haklarını ihlal etmeyecek şekilde hızla önlemlerin artırılmalı ve alanların sıklıkla dezenfekte edilmeli, mahpusların yakınlarıyla haberleşebilmesi için imkanlar artırılmalıdır.

 

  • Birçok hapishanede en temel ihtiyaçlardan olan su ihtiyacının uzun süredir çözümlenememesi sağlığa erişim hakkının ihlali boyutuna varmıştır. Mahpusların kişisel temizlik ve COVİD-19’dan korunabilmesi için acilen hijyen malzemelerine ücretsiz olarak erişimi sağlanmalı öncelikli olarak su sorununun çözülmesi gerekmektedir.

 

  • Mahpusların iletişim ve yazılı başvuruları konusunda yaşadıkları sorunların çözümü sağlanmalı, hapishanede yaşanılan olağanüstü durumlarda (son süreçte hapishanelerde yapılan sevk/sürgünler ve artan pozitif vakalar vb.) aile ve avukatlarına sağlıklı iletişim kurabilmelerinin koşulları oluşturulmalıdır.

 

  • Mahpuslara ulusal ve uluslararası mevzuatın gereği olarak insan onuruna yaraşır bir muamele gösterilmeli; güvenlik gerekçesiyle dahi olsa hapishane girişlerinde yapılan aramalar onur kırıcı olmamalıdır. Söz konusu uygulamayı gerçekleştiren personeller hakkında yasal işlemler ilgili cezaevi savcılığıyla gerçekleştirilmelidir.

 

  • Mahpusların pandemi süreci gerekçe gösterilerek kısıtlanan sosyal ve kültürel etkinlik hakları için gerekli olanaklar sağlanmalıdır. Sağlık gerekçesiyle alınacak önlemlerin mahpusların temel haklarını ihlal etmeyecek şekilde uygulanmasına özen gösterilmelidir.

 

  • Bir kısım hapishanede avukat görüş odalarında kalın cam ve telefon kullanılması yerine iletişimin rahat sağlanabileceği koşullar oluşturulmalıdır.

 

  • Hapishanede kalan mahpusların sağlıklı bir ortamda kalmaları için gerekli temizlik araçları kendilerine verilmeli; pandemi koşulları dikkate alındığında temizlik ve sağlık konularında titiz davranılması gerekmektedir.

 

  • Hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli; hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir.

 

  • İnceleme yapan kurum üyeleri ve yetkilileri; cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve mahpuslara hukuka aykırı gerçekleştirilen muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit etmiştir. İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolüne uygun şekilde “bağımsız” ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmektedir. Ayrıca Diyarbakır Kampüs, Elazığ Kampüs, Akçadağ T Tipi, Elbistan E Tipi, Erzincan T Tipi, Bayburt M Tipi Hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine karşı Adalet Bakanlığını ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu göreve davet ediyoruz.

 

 

 

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ DİYARBAKIR ŞUBESİ

DİYARBAKIR TUTUKLU AİLELERİ İLE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ