ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ ANKARA ŞUBESİ
İÇ ANADOLU BÖLGESİ HAPİSHANELERİ
2024 YILI 6 AYLIK HAK İHLALİ RAPORU
GİRİŞ
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu olarak İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan hapishaneler aralıklarla ziyaret edilerek mahpusların maruz kaldıkları hak ihlalleri ile hapishanelerdeki yapısal ve genel sorunlara ilişkin görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
Yapılan mahpus görüşmeleri, mahpusların çeşitli tarihlerde bizzat kendileri ya da aileleri tarafından Derneğimize yapılan başvurular ve çeşitli yayın kuruluşlarında çıkan haberler üzerine gerçekleştirilmiştir.
Mahpusların isimleri mahpusların kişisel bilgilerinin korunması ve herhangi bir sorun yaşamamaları adına rapora sadece baş harfleri ile yazılmıştır.
YÖNTEM
Bu raporda avukatlar tarafından hapishanelerde gerçekleştirilen ziyaretler dışında mahpusların aileleri ile yapılan telefon görüşmelerinden ve mahpusların avukatlarına gönderdikleri mektuplardan edinilen bilgiler kullanılmıştır.
AMAÇ
Bu çalışma ile hapishanelerde yakın tarihlerde artan hak ihlalleri ile karşılaşılan diğer sorunlara ilişkin gerekli tespitlerin yapılması, yapılan tespitlerin raporlaştırılması, kamuoyunun bilgilendirilmesi, oluşan raporlar neticesinde gerekli hukuki başvuru ve suç duyurularının yapılması amaçlanmıştır.
RAPOR TARİHİ İTİBARİYLE ZİYARET GERÇEKLEŞTİRİLEN HAPİSHANELER ŞUNLARDIR:
1- SİNCAN 1 NO’LU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
2- SİNCAN 2 NO’LU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
3- SİNCAN 1 NO’LU F TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
4- SİNCAN 2 NO’LU F TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
5- SİNCAN KADIN KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
6-KIRŞEHİR YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
7- KIRŞEHİR S TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
8- YOZGAT 1 NO’LU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
9- YOZGAT 2 NO’LU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
10-ÇORUM L TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
11-SUNGURLU L TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
12- ESKİŞEHİR H TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
13-KIRIKKALE F TİPİ KAPALI YÜKSEK GÜVENLİKLİ CEZA İNFAZ KURUMU
14-AFYON T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
15- BOLVADİN T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
16- KARABÜK T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
SİNCAN 1 NO’LU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
21 Mayıs 2024 Tarihinde Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan mahpuslar ile yapılan görüşmelerde;
B.S. isimli mahpus; hapishane idaresinin bir disiplin sorununa yol açmasa da her fiil ve davranışla ilgili disiplin soruşturması başlattığını, disiplin soruşturmalarının mevzuata aykırı olarak keyfi şekilde yürütüldüğünü, İnfaz Hakimliklerine ve Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan itirazların incelenmediğini ve denetim mekanizmalarının yeterli ölçüde işletilmeden disiplin cezaları verildiğini, mahpusların idarenin ve personelin işlem ve eylemlerine ilişkin yasal yollara başvurularının disiplin cezalarına gerekçe yapıldığını, bu yol ile hapishanede mutlak bir tecrit halinin sürdürüldüğünü, sohbet haklarının olmadığını, disiplin cezaları ile atölyeye çıkma haklarının uzun sürelerle engellendiğini, son dönemlerde sohbete kitap ile çıkmanın yasaklandığını tedaviye erişimdeki sorunların çözülemediğini, hastaneye sevklerin sürekli ertelendiğini veya iptal edildiğini, birçok mahpusun sağlık sorunlarının bulunduğunu, nadir de olsa hastane sevklerinin yapılabildiğini fakat bu sevkler sırasında araçlara FETÖ ve IŞİD’den yargılanmış mahpuslar ile beraber götürüldüklerini, mektupların kendilerine ulaştırılmadığını, gönderdikleri mektupların adreslerine ulaştırılmadığını, mahpuslar tarafından yapılan idari ve adli başvuruların ilgili mercilere ulaştırılmadığını, süreli yayınların, dergilerin, Evrensel, Yeniyaşam gibi gazetelerin kendilerine verilmediğini, kantin fiyatlarının çok fahiş olduğunu, son dönemlerde çok fazla oda araması yapıldığını, eşyalarına zarar verildiğini, mahpusların havalandırmada birlikte fotoğraf çektirmelerinin yasaklandığını, karaciğerinde kist olduğunu, düzenli olarak kontrole gitmesi gerektiğini, bel fıtığı rahatsızlığının olduğunu aktarmıştır.
A.A. isimli mahpus; sürekli su kesintilerinin yaşandığını, idareye yapılan başvurulara cevap alınmadığını, idarenin dile getirilen talep ve sorunları dikkate almadığını, diyabet hastası olduğunu aktarmıştır.
A.A-2. isimli mahpus; atölyeye kitap ile gittiği için kendisine disiplin cezası verildiğini, mide sorunları yaşadığını, sevklerin iptal edilmesi sebebi ile 3 ayı aşkın süredir tedavi olamadığını, hapishanede daha büyük bir havalandırma alanının olduğunu ancak dar havalandırma alanlarına çıkarıldıklarını, radyolarının idarece keyfi olarak alındığını, el konulan radyoların verilmediğini aktarmıştır.
C.İ. isimli mahpus, açlık grevleri sürecinde herkese disiplin cezaları verildiğini, çeşitli STÖ ve partilere yazılan mektupların içeriğinde açlık grevi eyleminin yazılı olduğu için gönderilmediğini, hastane sevklerinin “asker” yok gerekçesiyle yapılmadığını, sevk sırasında ağız içi arama dayattıklarını, ayakkabılarını çıkarmalarını istediklerini, bu muameleyi kabul etmedikleri için hastaneye götürülmediklerini, mahpus M.H.V’nin koşullu salıverilmesinin engellendiğini, Ereğli Hapishanesi’nden iki hafta önce getirilen hasta mahpus M.T.A’nın ağır hasta olduğunu, tek kişilik hücrede tutulduğunu ancak tek kişilik hücrede kalabilecek durumda olmadığını aktarmıştır
SİNCAN 2 NO’LU YÜKSEK GÜVENLİKLİ CEZA İNFAZ KURUMU
05 Şubat 2024, 29 Mart 2024, 13 Mayıs 2024 ve 27 Haziran 2024 tarihlerinde Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan mahpuslar ile yapılan görüşmelerde;
R.Ç. isimli mahpus, 23.01.2024 tarihinde bilgileri ve talepleri olmaksızın oda değişikliğinin yapıldığını, direnmemesine rağmen zor kullanılarak odadan çıkarıldığını, ağzının kapatıldığını, ellerinin arkadan kelepçelendiğini, tüm bunlara dair kamera görüntülerinin olduğunu, hapishane yönetiminin son dönemde provakatif yaklaşımlarının arttığını, devamlı olarak oda araması yapıldığını, bu aramalarda özel eşyalarına zarar verildiğini, kendileri tarafından yapılan suç duyurularının sonuçsuz bırakıldığını, idare tarafından suç duyuruları dilekçelerinin savcılıklara iletilip iletilmediğini dahi teyit edemediklerini, oda değişikliği taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, ailesinin uzak yerlerde ikamet ettiğini, oda değişikliği yapıldığında ziyaret gün ve saatinin de değiştiğini, oda değişikliği sonrası ziyaret saatlerinin uyuşmaması nedeniyle görüş hakkından mahrum bırakıldığını, adli mahpuslarla aynı ring araçlarıyla hastaneye sevk edildiğini, adli mahpuslar tarafından birkaç kez sözlü saldırıya uğradıklarını, idarenin bu uygulaması nedeniyle saldırılara açık hale getirildiklerini, açlık grevi eylemine katılanlara 11’er günlük “Hücreye Koyma” disiplin cezası verildiğini, yine açlık grevine girmiş olan mahpuslara adli ve idari soruşturmalar açıldığını, açlık grevine girmiş olan mahpuslara vitamin verilmediğini, adli mahpusların siyasi mahpuslarla yakın odalara konulduğunu, yakın zamanda bir adli mahpusun kendilerine yönelik küfür, hakaret içeren ifadelerde bulunarak bağırdığını, bu konuda idareye defalarca dilekçe yazdıklarını, hiçbirinin işleme alınmadığını, şu anda bildikleri iki soruşturma olduğunu, bir kısım mahpuslara talepleri dışında oda değişikliği yapıldığını, oda değişikliği sırasında S. ve B. isimli mahpusların ağızları kapatılarak ve zor kullanılarak oda değişikliğinin yapıldığını, kendilerine gelen kolilerin geri gittiğini, bu konuda idarenin kendi sorumluluğunu reddettiğini, PTT ile alakalı olduğu şeklinde dönüş yaptığını, ancak aynı durumun 3. kez tekrarlandığını, kolilerin kim tarafından ve ne gerekçe ile geri gönderildiğini tespit edemediklerini, bu konudaki başvurularından dönüş alamadıklarını aktarmıştır.
M.B., İ.A., H.B.,S.D. isimli mahpuslar, hapishane idaresinin neredeyse her eylemlerine karşı soruşturma açtıklarını, 1 no’lu yüksek güvenlikli hapishane ile aralarında uygulama farklılıkların olduğunu, havalandırmaya çıkma süresinin, sohbet hakkının 1 no’lu hapishaneden daha kısa olduğunu, odalarda bozulan herhangi bir demirbaş eşyanın tamiri ve yahut değiştirilmesinden doğan ekonomik külfetin kendileri üzerinde bırakıldığını, hapishane kantininin yetersiz, kalitesiz, sağlıksız ve fiyatların fahiş olduğunu, havalandırmaya çıkarken ve geri içeri girerken yapılan kaba üst aramalarının can sıkıcı boyutlara ulaştığını, yazılan mektupların içeriklerinde mevcut iktidarı eleştiren bir cümlenin varlığının disiplin soruşturmasına konu edildiğini, hapishanede kalan diğer arkadaşlara gönderilen mektuplara sansür uygulandığını, birden fazla kişiye mektup göndermenin idare tarafından kabul edilmediğini, bu durumun ekonomik olarak ayrı bir külfet oluşturduğunu, daha önce idare tarafından denetimden geçen kitapların soruşturmaya konu yapıldığını aktarmışlardır.
N.Ö. ve T.Ç. isimli mahpuslar, aile görüşlerinde çok kısa gecikmelerin gerekçe yapılarak görüşlerin engellendiğini, alt kattaki bazı odalara hiç güneş girmediğini, bazı odaların ise çok az güneş alabildiğini, bu koğuş sisteminde sadece ağır müebbetlerin değil tutuklu ve süreli hapis cezası olanların da bulunduğunu, daha önce sohbet esnasında kitap değişikliği yapılabiliyorken 1 no’lu hapishanedeki uygulama belirtilerek bu haklarının da ortadan kaldırıldığını, N.Ö.’nün hastaneye sevk yazısının yazıldığını, ancak halen sevkinin gerçekleşmediğini, hastalığı sebebiyle uyuyamadığını, mide ülserinin olduğunu, kantin fiyatlarının pahalı olduğunu, temel malzemeleri almakta zorluk çektiklerini, yemek miktarının az olduğunu, resmi tatil günlerinin sohbet ve spor hakkı olan günlere denk geldiğinde bu haklarının ortadan kaldırıldığını aktarmışlardır.
S.Y. isimli mahpus, safra kesesi patladığı için 25 Ocak 2024 tarihinde Etlik Şehir Hastanesi’nde ameliyat olduğunu, sağ gözü ile ilgili sağlık problemleri olduğunu, sol gözünde de yorulma ve yorulmadan kaynaklı görme kaybının başladığını, hastanenin ancak 6 ay sonraya randevu verdiğini, bağırsak problemi olduğunu, sağ ve sol tarafında fıtık oluştuğunu, prostatının olduğunu, ilaç kullandığını, hastaneye sevklerde hastanenin çok kalabalık olması, bazen de sıranın kendisine gelmemesi sebebiyle muayene olamadan hapishaneye geri getirildiğini, sevklerdeki ring araçlarının sağlıksız olduğunu, tek başına kalmakta zorlandığını ve spora çıkamadığını aktarmıştır.
SİNCAN 1 NO’LU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
26 Nisan 2024 Tarihinde Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
M.B. isimli mahpus, kitap sınırlaması olduğunu, bugüne kadar 16 adet mektubunun kaybolduğunu, özellikle iadeli taahhütlü şekilde gönderime zorlandıklarını, aksi halde mektuplarının muhataplarına ulaştırılmadığını, bu sorunun uzun zamandır çözülemediğini, ne idare ne PTT’nin sorumluluk üstlendiğini aktarmıştır.
F.T isimli mahpus, kulaklarında sürekli çınlama olduğunu, kelepçeli muayeneyi kabul etmediği için kulak cihazı testine giremediğini, boynundaki sorunlarla ilgili nöroloji ve fizik tedavi bölümleri arasında sürekli sevk yapıldığını ve bu nedenle tedavi olamadığını, boynundaki sorunun ciddi olduğunu, zaman zaman hissetme kaybı yaşadığını, Etlik Şehir Hastanesi’ndeki doktorların tavırlarının keyfi olduğunu, fizik tedaviye başlaması gerektiğini ancak bir aydır bekletildiğini, odadan her çıktıklarında detaylı arama yapıldığını, ayakkabılarının altı dahil aramaya maruz kaldıklarını, oda aramasının usule aykırı şekilde bütün eşyaların dağıtılarak, yere atılarak yapıldığını, defalarca şikayetçi olmalarına rağmen sonuç alamadıklarını, kurslara katılamadıklarını ama diğer odalarda kalan mahpusların kurslara katılabildiklerini, kendilerine sadece spor hakkı verildiğini, mektuplarının iletilmediğini, çoğuna sansür uygulandığını, kitaplarına el konulduğunu, yemeklerin üstü açık getirildiğini aktarmıştır.
SİNCAN 2 NO’LU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
29 Mart 2024, 13 Mayıs 2024 Tarihlerinde Sincan 2 No’lu F Tipi Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
D.H. isimli mahpus, hapishaneye getirildiklerinde çıplak aramaya maruz kaldıklarını, her gün 2 kez ayakta sayım yapıldığını, sabah kahvaltısının akşam getirildiğini aktarmıştır.
A.B isimli mahpus, 70 gün sonra ilk defa spora çıkarıldıklarını, sohbet haklarının bulunmadığını, L.S. ve M.Y. isimli mahpusların hapishanedeyken avukat görüşü, baş müdür görüşü vb. denilerek koğuşlarından çıkarılıp kendilerini istihbarat diye tanıtan kişilerle zorla görüştürüldüklerini aktarmıştır.
SİNCAN KADIN KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
31 Mayıs 2024 tarihinde Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
S.İ. isimli mahpus, hastaneye sevk sorunlarının devam ettiğini, hastaneye giden mahpusların tedavi ve muayene edilmeden geri geldiğini, gerekçe olarak doktorların randevu kotalarının dolduğunu söylediklerini, S.Y. isimli mahpusun hastalığının ağır ve tedavisinin acil olmasına rağmen 5 defa hastaneye gidip muayene olmadan geri döndüğünü, diğer bazı mahpusların da hastane sevklerinin uzun süredir yapılmadığını, oda değişim taleplerine herhangi bir cevap alamadıklarını, aktarmıştır.
N.A. isimli mahpus, idare ve gözlem kurulunun 2. defa ve 6 aylık süre ile “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle şartlı tahliye hakkını engellediğini, 16 Mayıs 2024’te kurula çıkarıldığını, 30 yıl önceye dair sorular ve ceza aldığı suçu işleyip işlemediği, buna dair bir itirazı olup olmadığının sorulduğunu, siyasi içerikli bilgiler edinmeye dair provokatif sorulara muhatap kaldığını, sorulan sorulara tepki gösterince “örgütle bağını koparmadığın açık zaten” şeklinde yorumlarda bulunduklarını, diş sorunları olmasına ve hastaneye sevki gerekmesine rağmen sevkinin yapılmadığını, beslenmede ve konuşmada dişleri nedeniyle çok zorluk yaşadığını, aktarmıştır.
Ö.Ö. isimli mahpus, beynindeki tümörler ve epilepsi hastalığı ile ilgili daha önceki bütün şikayetlerinin devam ettiğini, hastane süreçlerinin sevk- bekleme- randevu alamama gibi nedenlerle çok yıpratıcı hale geldiğini, bir yıldır Gama Knife tedavisi için randevu beklediğini, en son Etlik Şehir Hastanesi doktorlarının kötü muamelesi ve taraflı tavırları ile karşılaştıklarını, sağlık durumunda hiçbir iyileşme olmadığını, koşulların kendisini çok zorladığını, açık görüşe gelen ailesinin ayrıntılı aramadan geçirildiğini, dönemsel olarak bu tür uygulamaların ailelerini bezdirici hal aldığını aktarmıştır.
S.T. isimli mahpus, hapishanedeyken ağır hasta olan babasını kaybettiğini, annesinin de ağır hasta olduğunu, ailesine yakın bir hapishaneye sevk talebinin “iyi halli olmadığı ve kapasite yeterliliği olmadığı” gibi soyut gerekçelerle reddedildiğini, aktarmıştır.
KIRŞEHİR YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
26 Mart 2024, 3 Mayıs 2024 ve 29 Mayıs 2024 tarihlerinde Kırşehir Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
Y.K. isimli mahpus, Diyarbakır’dan 27 mahpus ile birlikte buraya sürgün edildiğini, tekli odalarda tutulduklarını, arkadaşları ile aynı havalandırmaya çıkmak için dilekçe verdiklerini ancak arkadaşlarının “tutuklu” olması gerekçe gösterilerek taleplerinin reddedildiğini, sevk için talepte bulunduğunu ama reddedildiğini, odalarında nem sorunun olduğunu, günlük sadece 100 litre soğuk su ve 50 litre sıcak su verildiğini, bu miktarın yetersiz kaldığını aktarmıştır.
Ö.S. isimli mahpus, tek koridorda 6 odanın olduğunu, bu odalarda adli ve başka suçlardan mahpusların da bulunduğunu, bu durumun kendileri açısından güvenlik tehdidi oluşturduğunu, hapishane koşulları nedeniyle tecrit altında tutulduklarını, temiz suya ulaşamadıklarını, suların kirli ve paslı aktığını, cilt hastalıklarının başladığını (mahpusta mevcut cilt hastalıkları görüşme yapan avukat tarafından da gözlemlenmiştir), havalandırmaya yemek saatinde çıkardıklarını ve bu nedenle havalandırmadan yararlanamadıklarını, hapishanede temizliğin yapılmadığını, 5 ayda sadece 1 kere temizlik yapıldığını, bu durumun da hastalıklara sebebiyet verdiğini, ayrıca tuvalet taşına takılan kapağa bile izin verilmediğini, havaların ısınması ile birlikte kapağın takılamaması nedeniyle tuvalet giderlerinden ciddi bir kokunun geldiğini, kokunun dayanılamayacak düzeyde olduğunu, ayakta sayım dayatması yapıldığını, aramalarda ayakkabılarının çıkartıldığını, 3 ay önce yapılan aramada kişisel yazılarının alındığını, bu yazıların kendisine iade edilmediğini, yazı içeriklerinde Kürt halk destanları gibi mitolojik araştırma ve derlemelerin olduğunu, yine dini içerikli bazı kitapların alındığını ve geri verilmediğini, astım ve bronşit hastalıklarının bulunduğunu aktarmıştır.
İ.T. isimli mahpus, kendisine ve diğer mahpuslara kötü muamelede bulunulduğunu ve bu hapishanede tecridin çok yoğun bir şekilde yaşandığını, 2 ay önce bu hapishaneye sürgün getirildiklerini, hapishaneye giriş yaptıklarında ayakta çıplak arama dayatması yapıldığını, 10 dakika boyunca mermer üzerinde çıplak bir şekilde bekletildiğini, kendisinin 3 kişilik odaya tek başına konulduğunu, gardiyanların apar topar içeri girerek “eşyalarını topla odanı değiştiriyoruz” diyerek odasını değiştirdiklerini, aynı koridordaki hücrelerde tutulan mahpusların farklı kişisel ve ideolojik görüşleri nedeniyle sözlü tacizlerine ve tehditlerine maruz kaldığını, hapishane idaresi tarafından bunun siyasi mahpuslardan bir öc alma ve cezalandırma şekli olarak uygulandığını, 13 Mart’ta çıplak arama dayatmasına karşı geldiği için soruşturma açıldığını, kendisine 6 gün hücre cezası verildiğini, kendisiyle birlikte getirdiği televizyonunun uydu sitemine uymadığı bahane edilerek verilmediğini, kantinden parayla dahi kendisine televizyon verilmediğini, 13 Mart’ta gardiyanlardan televizyon istediğini, gardiyanın da kendisine küfür ve hakaret ettiğini, sonrasında hücrenin önüne 3 baş gardiyan ve 10 gardiyanın gelerek kendisini kameranın altından odaya götürdüklerini ve bileğini büküp “artık butona basmayacaksın, basarsan böyle olur” dediğini, 14 Mart‘ta hapishane idaresinin keyfi uygulamaları ve işkenceye karşı açlık grevine başladığını, siyasi mahpusların olduğu koridora gitmeyi talep ettiğini ve arkadaşlarının olduğu koridora götürülmediği takdirde açlık grevine devam edeceğini (Mahpus 3 Mayıs 2024 tarihinde yapılan görüşmede açlık grevini sonlandırdığını, 3 kişilik bir odaya verildiği bilgisini paylaşmıştır), ağız içi arama dayatması olduğunu bu nedenle hastaneye gitmeyi kabul etmediğini, jandarmanın hastaneye sevk sırasında sürekli komut verdiğini, “Elini aç, kolunu kapat, ağzını aç” dediğini, 20 Mart’ta gardiyanların hücreye gelerek arama bahanesiyle her yeri dağıttığını, bu aramaların tamamında yaka kameralarının olduğunu, kendisinin bu 2 arama için de suç duyurusunda bulunduğunu, telefon görüşüne çıkarken ayakkabılarının çıkarılmasının istendiğini ancak kendisinin kabul etmediğini, kurs, sohbet, atölye vb. sosyal faaliyetlerin hiçbir şekilde kullandırılmadığını, her saat başında oda kontrolü yapıldığını, gece saatlerinde odaya aniden girerek lambaların yakıldığını, akşam hiç bir şekilde uyutulmadığını, psikolojik işkence yapıldığını, havalandırmanın tek başına ve günde en fazla 1 saat kullandırıldığını, havalandırmaya çıkarken diğer adli mahpusların kendisini gördüğünü ve rahatsız ettiğini, havalandırmanın odaları gördüğünü, bu mahpuslarla karşı karşıya gelmek istemediğini, bu konuda 3 kere idareye başvuru yaptığını bu başvurulara hiçbir cevap verilmediğini, kendisinin YGC tipinde en alt katta tutulduğunu, odada “güneşlik” denilen apartman boşluğuna benzeyen boş bir alana açılan bir pencere bulunduğunu, hücresinde demir korkuluk ve eleğe benzeyen çelik bir ağla kapatılan pencereden gökyüzünü görmenin mümkün olmadığını, hücreye hiç güneş girmediğini, tutuldukları hücrenin çok kirli olduğunu, odada temizlik malzemesi bulunmadığını, hapishanede kendisine günde 3 saat soğuk su verildiğini, kendi hücresinde tuvalette dahi su olmadığını ama yan odalardan sifon sesi geldiğini, yattığı yerin tuvalet koktuğunu, her yerin inşaat artıkları ile dolu olduğunu, çimentoların yerlerde olduğunu, temizlemenin ise mümkün olmadığını, bulaşık teli olmadığını, içme suyunu dahi parayla aldığını, suların çamurlu ve içilemez olduğunu, hapishane savcısı ile görüşmek için pek çok defa dilekçe verdiğini ancak hiçbir yanıt alamadığını, hala savcı ile görüşemediğini, mide ülseri olduğunu, Diyarbakır’da bir ameliyat geçirdiğini ve fıtık rahatsızlığının olduğunu aktarmıştır.
M.Ç. isimli mahpus, ceza almış olduğu dosyada adil yargılanmamanın getirdiği psikolojik rahatsızlıktan ötürü sürekli intihar etmek istediğini, Yozgat 1 Nolu T tipi hapishanesindeyken tekli hücrede kaldığından dolayı intihar girişiminde bulunduğunu, bunun üzerine Yozgat Şehir Hastanesi Psikiyatri bölümüne sevk edildiğini, sürekli kapalı ortamda kalamayacağına dair raporu olduğunu, günde sadece 1,5 saat tek başına havalandırmaya çıkarıldığını, intihar teşebbüsünden dolayı koşullu salıverilmeden faydalandırılmadığını, idare ve gözlem kuruluna sürekli sevk talepli dilekçe yazdığını, kurulun kendisini “iyi halli” bulmaması nedeniyle taleplerinin reddedildiği ancak Yozgat 1 Nolu T Tipi Hapishanesinden Kırşehir’e sürgün getirildiğinde de iyi halli olmadığını ama sürgün edildiğini, 2014 yılında Suruç ilçesinde sınırda yüzüne bir merminin isabet etmesi nedeniyle sol taraf çene kemiği dokusunun yok olduğunu, ameliyatlarının yapılması için defalarca başvuru yaptığını ancak Yozgat hapishanesinde tedavisinin layıkıyla yapılmadığını, Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne diş protezinin yapılması için sevk edildiğini, tedaviye başlanmasına karar verildiği halde tedaviye başlayamadığını, bu nedenle açlık grevine başladığını, açlık grevine başladığı için hücre cezası verilerek hücreye koyulduğunu, alt ve üst sol çene kemiğinin eksik olduğunu, hiçbir şeyi çiğneyemediğini, direk yutmak zorunda kaldığını, iç organlarında da bu nedenle rahatsızlık olduğunu, midesinin bu yiyecekleri kabul etmediğini dışarı attığını sürekli kustuğunu, midede kabarma oluştuğunu, midesinde sürekli yanma olduğunu aktarmıştır.
29 Mayıs 2024 tarihinde yapılan görüşmede mahpusta ilk bakışta dahi anlaşılabilecek ciddi psikolojik rahatsızlıklarının mevcut olduğu gözlemlenmiş olup mahpus tarafından birkaç ay evvel intihara tekrar teşebbüs ettiği, 3 kişilik odada tek başına tutulduğu ve tutulduğu odanın havalandırması olmaması sebebiyle ruhsal durumunun kötüye gittiği, bu sebeple 1 ay kadar açlık grevine girdiği, kurumda havalandırması olan oda bulunmaması sebebiyle şu an için tek talebinin havalandırmaya çıkabileceği bir odası bulunan başka bir kuruma sevk olduğu, psikolojik tedaviyi kabul etmediği, televizyon, radyo ve kitap dahil meşgul olabileceği her hangi bir uğraşının olmadığı, havalandırması olan bir kuruma sevk edilmediği takdirde önceki intihar girişimlerinin tekrarlanma olasılığının çok yüksek olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
N.Ö. isimli mahpus, kendisinin hükümözlü olduğunu, aldığı ceza itibariyle süreli hapis cezasına mahkum edilmesi ve halen tutuklu olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet infaz rejimine tabi tutulduğunu, tek kişilik odada kaldığını, hapishanedeki en sorunlu durumun temiz suya erişim ve havalandırma koşulları olduğunu, uzun bir süre tek başına havalandırmaya çıktığını, yakın zamandan beri ise yan odasında bulunan bir mahpus ile beraber havalandırmaya çıkarıldıklarını, ancak günde yaklaşık 1 saat havalandırmaya izin verildiğini, havalandırma koşulları nedeniyle hem İnfaz Hakimliğine başvuru yaptığını hem suç duyurusunda bulunduğunu, İnfaz Hakimliği başvurusunun reddedildiğini, hapishanedeki suların kullanılamaz durumda olduğunu, suların paslı ve kireçli aktığını, çeşitli hastalıkların baş göstermeye başladığını, uzun bir süre ayakta sayım dayatması yapıldığını, tekli hücrede kalmasını gerektiren bir infaz rejimine tabi olmamasına rağmen tekli hücrede kalması nedeniyle tecrit altında tutulduğunu aktarmıştır.
A.İ. isimli mahpus, tek kişilik hücrede tutulduğunu, Kürtçe konuştuğu için gardiyanlar tarafından hakarete uğradığını, günde bir saat havalandırma hakkı tanındığını, suların içilemez halde olduğunu, çamurlu aktığını, idarenin temizlik malzemelerini kendilerine vermediğini, malzemeleri kantinden kendi paraları ile aldığını aktarmıştır.
Ö.A. ve A.A. isimli mahpuslar, yan odalarında adli mahpusların kaldığını, hapishaneye getirildiklerinde çıplak aramaya maruz kaldıklarını, üstü kapalı tehdit edildiklerini, odadan havalandırmaya çıkarıldıklarında ayakkabılarını çıkarmalarının dayatıldığını, bu nedenle sık sık gerginlik yaşandığını, aynı koridorda beraber kaldığı N.Ö’ye yazdığı dilekçede Sayın Öcalan ifadesini kullandığı için 11 gün hücreye koyma cezası verildiğini, sürgün edilenler arasında süreli hapis cezası alanlar olduğu halde tek kişilik odalarda tutulduklarını, suların içilemez ve yetersiz durumda olduğunu aktarmışlardır.
M.Ş.Y. isimli mahpus, kendisinin 8-9 ay önce Elazığ’dan buraya sürgün geldiğini, kuruma girişte kendisine çıplak aramanın dayatıldığını ve rıza göstermediği için hakkında disiplin cezası verildiğini, 2-3 ay hücrede tekli tutulduktan sonra odaya geçtiğini, çıplak arama ve tekli tutulmanın yerleşik bir uygulama olduğunu, şebeke ve alt yapı sorunları sebebiyle günün belirsiz vakitlerinde ve yalnızca birkaç saat su kullanımının olduğunu, suların paslı ve kirli aktığını, bunun ciddi sağlık ve hijyen sorunlarına sebebiyet verdiğini, Kürtçe kitapların ancak tercüman tarafından çeviri işlemi yapılıp sakıncalı olmadığına dair olur alındıktan sonra kendilerine verildiğini, revir ve hastane gidiş gelişlerinde ağız içi arama dayatmasının olduğunu, insanlık onuruna aykırı ağız bu dayatmaya dair yapılan başvuruların hiçbirinden netice alınamadığını, 2 yılı aşkın bir süredir hiç doktor muayenesine gitmemiş mahpusların bulunduğunu, aile görüşüne ve duruşmalara çıkmama şeklindeki eylem süreci sebebiyle eylemde olan tüm mahpuslar hakkında disiplin soruşturmaları açıldığını, İ.T. adlı mahpusun mide tümörü, ülser ve reflü gibi ciddi mide hastalıklarının ve kalp rahatsızlıklarının bulunduğunu, 51 yaşında ve hastalıkların günlük rutinini yerine getirmesine mani olmasına rağmen ağız içi arama uygulaması sebebiyle tedavi olamadığını, S.A’nın kalp ritmi bozukluğunun olduğunu ve EKG cihazı ile kalp ritminin izlendiğini, bir defasında 2 kez kalbinin durduğunun tespit edildiğini ve buna rağmen tedavi olamadığını, gelen ve giden mektupların İdare ve Gözlem Kurulu kararları ile “uygun olmadığı” gerekçesiyle kendisine verilmediğini, her hafta dedektörler ile detaylı aramaların yapıldığını aktarmıştır.
H.A. isimli mahpus, her havalandırmaya giriş ve çıkışta ayakkabılarının zorla çıkarıldığını, hapishane kimliklerinin de mahpuslarla birlikte her yere götürülmesinin dayatıldığını, toplatılma kararı olmayan kitaplarına el konulduğunu, gardiyanların rencide edecek biçimde sert ve yüksek sesle konuştuklarını, ağız içi aramaların dayatıldığını, Adalet Bakanlığı'na bununla ilgili dilekçe yazıldığını, Adalet Bakanlığı'nın da ağız içi aramanın gerekli olmadığı yönünde olumlu dönüş yaptığını fakat hapishane yönetimine bunu belirtmelerine rağmen bu uygulamanın halen devam ettiğini, hapishanede büyük bir su sorununun olduğunu, bazen iki gün musluklardan su akmadığını, genel olarak da günde maksimum 2 saat musluklardan su aktığını, gelen suyun da çamurlu aktığını, yemeklerin yetersiz ve kalitesiz olduğunu aktarmıştır.
S.A. isimli mahpus, tahrik edici ve rahatsız edici uygulamaların olduğunu, aramalar esnasında odaların gereksiz şekilde dağıtıldığını, oda ışıklarının uyku saatinde açılıp kapandığını, hapishanede büyük bir su sorununun olduğunu, suların akmadığını aktığı zaman da koktuğunu, yağlı ve çamurlu aktığını, bu nedenle hijyen ve temizlik sorununun dayanılmaz bir seviyeye çıktığını, odadan çıkarılma zamanlarında ayakkabılarının çıkarıldığını, ağız içi aramanın hastaneye götürülürken dayatıldığını, sayım esnasında gardiyanların mahpusları zorla ayağa kaldırma uygulamasının olduğunu, tehditvari biçimde “senin üstünü çizdim” şeklinde sözler söylediklerini aktarmıştır.
R.B. isimli mahpus, Van’dan sürgün edildiğini, kameralı kayıt alan üçlü odada kaldığını, odalarında yeterince havalandırma olmadığını, üç kişi günde sadece 1 saat havalandırmaya çıktıklarını, koridorlarında IŞİD’den yargılanan mahpusların kaldığını, suların içilemediğini, çamurlu aktığını ve koktuğunu, elbiselerini kurutacakları bir yer olmadığını, kurutmak için odayı kullandıklarını, odanın yeterince hava almadığını bu nedenle rutubetlendiğini, Evrensel ve Pencere isimli gazetelerin kendilerine verilmediğini aktarmıştır.
KIRŞEHİR S TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
26 Mart 2024, 3 Mayıs 2024 ve 29 Mayıs 2024 Tarihlerinde Kırşehir S Tipi Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
Ö.G. isimli mahpus, Trabzon Beşikdüzü hapishanesinden 5 ay önce sürgün geldiğini, ağız içi arama dayatmasının devam ettiğini, ayda bir yapılan genel aramaların eskiye nazaran çok detaylı yapıldığını, askerlerin bu aramalara eşlik ettiğini, aynı hapishanede bulunan V.A. ve N.S. isimli mahpuslara soruşturmalar açıldığını, H.B. isimli mahpusun rehberliğe çıkmayı reddettiği için koşullu salıvermesini 6 ay uzattıklarını, E.B. isimli mahpusun ise uyum göstermediği gerekçesiyle koşullu salıverilmesinin 6 ay ertelendiğini, C.İ. isimli mahpusun ağır hasta olduğunu, sık sık kanamalarının meydana geldiğini, ağız, diş ve kalp sorunlarının devam ettiğini, ağız içi arama dayatması yüzünden tedavisinin yapılamadığını, hapishane sularının içilemez ve kullanılamaz durumda olduğunu aktarmıştır.
N.S. isimli mahpus, temiz suya erişimin ciddi bir sorun olduğunu, çamurlu aktığını, çok fazla su kesintinin yaşandığını, hapishanede mahpusların koşullu salıverilmelerinin engellendiğini, yöresel kıyafetlere izin verilmediğini, 9 ay önce bir mahpusa kendisine ait fotoğraftaki kıyafetleri nedeniyle soruşturma açıldığını, ağız içi arama nedeniyle hastaneye gidemediklerini, kitaplara kota uygulandığını, 10 kitap alabildiklerini, Kürtçe mektup gönderilemediğini, son dönemde aramaların sıklaştığını, ayda 3 kez arama yapıldığını, aramalara askerlerin de dahil olduğunu, son aramada tüm defterleri toplayıp götürdüklerini, V.A.ve M.Ü. isimli mahpuslara defter içeriklerinden dolayı 1 gün hücre cezası verildiğini, spora haftada 1 saat civarında çıkabildiklerini aktarmıştır.
V.A . isimli mahpus, idarenin asker eşliğinde baskın aramalar yaptığını, radyosuna el konulduğunu, çok sık oda değişiklikleri yapıldığını, mahpuslarla iletişimlerinin kısıtlandığını, sohbet hakkının yasaklandığını, “sporda sohbet edersiniz” dendiğini, haftada 1 defa 1,5 saat spora çıkarıldıklarını, kurs, sohbet, atölye vb. sosyal faaliyetlerin hiçbir şekilde kullandırılmadığını, mahpusların infazlarının faaliyetlere katılamama nedeniyle yakıldığını ancak faaliyetlerin idare tarafından yasaklandığını, hasta mahpusların hastaneye sevki sırasında hapishaneden çıkarılmadan önce jandarma tarafından ağız içi arama dayatması ile karşı karşıya bırakıldıklarını ve bu onur kırıcı dayatma nedeniyle hastaneye gidemediklerini, ağız içi arama yapılmaması için Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptığını, Adalet Bakanlığı’nın cevabında “yeteri sayıda personelin, tutuklunun etrafını sararak firari engelleyecek şekilde tedbir almasının yeterli olacağı” şeklinde görüş bildirdiğini, buna rağmen ağız içi aramadan vazgeçilmediğini, ayaklarından kalbe giden damarlarında fren olduğunu, bacaklarında varisler oluştuğunu, damarların kalbe kadar genişlediğini ve çok ağrı yaptığını, kalp kapakçıklarının işlev görmediğini, ameliyat olması gerektiğini ancak tetkik ve tahlillerin yapılamadığını, ancak ağız içi arama nedeniyle ameliyatının yapılamadığını, en son doktora götürüldüğünde doktorun “senin genel cerrahiye gitmen gerekiyor” dediğini ancak idarenin genel cerrahiye sevki hiçbir zaman yapmadığını, mahpuslardan E.Y. isimli mahpusun kronik hastalıkları olduğunu, 30 yıldır hapis olduğunu, göz ve mide sorunları yaşadığını, yemek dahi yiyemediğini, hastaneye götürülürken ağız içi arama dayatmaları nedeniyle tedavi edilemediğini, mahpuslardan H.B. isimli mahpusun 30 yıllık hapisliğin verdiği kronik rahatsızlıkları olduğunu, göz hastalığının olduğunu, ağız içi arama dayatması nedeniyle tedavi olamadığını, C.İ. isimli mahpusun kalbinde sorun olduğunu ve 2006’da açık kalp ameliyatı olduğunu periyodik olarak kontrollerinin yapılarak tedavisine devam edilmesi gerektiğini, hapishane idaresinin durumdan haberdar olduğunu, Y.G. adlı mahpusun ağzında diş olmadığını, yemek yiyemediğini diş sorununun çok büyük sorunlar yarattığını ancak ağız içi arama dayatması nedeniyle tedavi olamadığını, Kırşehir S tipi hapishanesinde idarenin keyfi uygulamalarının olduğunu, bütün personellerin sayım sırasında ve diğer işlemler için koğuş kapısını açarken ve kapatırken sert bir şekilde açıp kapattıklarını, mahpuslara hakaret ettiklerini, mahpusların oda değişimi taleplerinin karşılanmadığını, baş gardiyan Ö.F.K.’nin bilinçli olarak mahpusları iç sürgüne zorladığını ve aynı koridorda IŞİD ve adli suçlardan hüküm giyenlerin kendileriyle aynı koridorlara sürgün edildiğini, baş gardiyan Ö.F.K.’nin her ay bilinçli olarak siyasi suçlardan hüküm giyen mahpusları rotasyon dediği iç sürgüne zorladığını, açlık grevleri döneminde herkese disiplin soruşturmaları açıldığını, çoğunlukla 1 ay faaliyetlerden men cezası verildiğini aktarmıştır.
İ.Y. isimli mahpus, ayakta sayım dayatmasını kabul etmediği için sürekli olarak sayımlarda kapıya vurulduğunu, kendisiyle aynı blokta sadece 3 ağırlaştırılmış müebbet mahpusun olduğunu, spora veya başka bir faaliyete çıkarmadıklarını, gardiyanların sürekli olarak kendisine küfür ve hakaret ettiklerini, ölümle tehdit ettiklerini, gardiyanlara değil kendisine bu nedenle soruşturma başlatıldığını ve 10 günlük hücre cezası aldığını aktarmıştır.
A.N. isimli mahpus, rahatsızlığı olduğu için pantolon giyemediğini, mecburen şalvar tipi kıyafetler giydiğini ve beline kemer yerine şal sardığını, şalının siyah renkte bir şal olduğunu ancak renginden dolayı şalına el konulduğunu, cilt hastalığı nedeniyle Maraş Türkoğlu Hapishanesi’nde doktor raporu ile özel bir battaniyesinin olduğunu ancak bu battaniyenin de Türkoğlu Hapishanesi’nde kaldığını, Kırşehir S tipi Hapishanesi’nde kendilerine verilen battaniyenin petrolden yapıldığı için döküldüğünü ve cildine zarar verdiğini, hapishanedeki su kullanılamadığı için kantinden ücret karşılığı temin ettiğini, Yeni Yaşam, Evrensel vb. gazetelerin verilmediğini, radyolarının kendilerine verilmediğini, televizyonda muhalif denilebilecek hiçbir kanalın açılmadığını, Meclis TV’nin dahi yasaklandığını, haber alma ve ifade özgürlüğünün her zaman ihlal edildiğini, hapishanede her şeyin plastik olduğunu, demir karavana talep ettiklerini ancak verilmediğini, hapishane idaresince verilen tabakların sağlığa olumsuz etkileri ile kanser riski taşıdığını, yemek porsiyonlarının çok az olduğunu, yemeğin çok erken getirildiğini, akşam yemeğinin saat 15:00’da getirildiğini, akşama kadar yemeğin soğuduğunu ve yenilemez halde geldiğini, idarenin yemekleri karavana şeklinde dağıtmadığını, koridor arasından yemek arabasının gezdirildiğini, mahpusların da plastik bir kap uzattığını, bu plastik kaplara yemeklerin doldurularak mazgaldan mahpuslara geri uzatıldığını, mahpus başına 5 kitap hakkı verildiğini dergi, ders kitapları ve sözlüklerin kitaptan sayılarak kitap kotasına dahil edildiğini, ayrıca ellerinde bulunan 5 kitabı kargo ile ailelere göndermeden başka bir kitap alamadıklarını, mahpuslara kurşun kalem verilmediğini, kantinde sınırlı sayıda kırtasiye malzemesi olduğunu aktarmıştır.
M.F.E. isimli mahpus, Osmaniye 2 Nolu T Tipi hapishanesinden getirildiğini, geldiğinden beri 3 kere ağız içi aramanın yapıldığını, hücrede kaldığını, diğer arkadaşları ile görüştürülmediğini, yan koğuşlara FETÖ’den hüküm giyenlerin kaldığını, ayağından rahatsız olduğunu, hastaneye ağız içi arama dayatması nedeniyle gidemediğini, asker eşliğinde ayda bir detaylı aramaların yapıldığını, aramalar sırasında eşyalarının dağıtıldığını, su probleminin çok ciddi boyutlara ulaştığını aktarmıştır.
M.K. isimli mahpus, 23 Nisanda Yozgat hapishanesinden sürgün edildiğini, 7-8 aydır midesinde ciddi bir sorun olduğunu, 4-5 aydır yemek yiyemediğini, bazen su içmekte dahi zorlandığını, yaklaşık olarak 15 kilo kaybettiğini, Yozgat’ta iken Ankara’ya sevk edilip tedavi olduğunu ancak sürgün edilince bütün sevklerinin iptal edildiğini, tekrardan sevk alınması gerektiği için tedavisinin yarım kaldığını, ağız içi arama yapıldığı için hastaneye gidemediğini aktarmıştır.
C.İ. isimli mahpus, kalp rahatsızlığının bulunduğunu, aort kapakçığının iflas etmesi sebebiyle açık kalp ameliyatı olarak medikal kalp kapakçığı takıldığını, bu nedenle warfmadin 5 mg kan sulandırıcı ilaç kullandığnıı, aynı zamanda analpistül rahatsızlığının mevcut olduğunu, bu rahatsızlık sebebiyle 12 kere operasyon geçirdiğini, kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı kan sulandırıcı ilacın analpistül rahatsızlığını tetiklediğini ve açık yaralar meydana getirdiğini, bu sebeple apselerin önünün alınamadığını aktarmıştır.
M.Ş. isimli mahpus, 8 Mart’ta Adana T Tipi hapishanesinden Kırşehir’e sürgün geldiğini, geldiği gün çıplak arama dayatmasına maruz kaldığını ve müsaade etmediği için hakkında disiplin cezası verildiğini, ilk hastane ziyaretinde ağız içi arama yapılmak istendiğinde müsaade etmemesi sebebiyle jandarma tarafından ters kelepçe uygulamasına maruz kaldığını, bu uygulama sebebiyle yaklaşık 3 yıldır doktora gitmediğini, ekonomik güçlük sebebiyle yalnızca yengesinin kendisini ziyaret edebildiğini, sohbet hakkının tanınmadığını, 1 saat spor hakkından yararlandırıldıklarını, suların sürekli kesik olduğunu, günde yalnızca 2-3 saat su kullanımının imkanlı olduğunu aktarılmıştır.
N.S. isimli mahpus, hapishanede kameraların hemen hemen her yeri gördüğünü ve mahremiyetinin olmadığını, karavana ve ayakkabılık gibi gerekli demirbaşların verilmediğini, hapishanede büyük bir su sorununun olduğunu, suların maksimum 2-3 saat aktığını, akan suyun da çamurlu aktığını, kendi koridorları dışında hiçbir kişiyle görüşemediklerini, bulundukları koridorda IŞİD ve FETÖ’den yargılanan mahpusların olduğunu, bu durumun bir güvenlik ihlali yarattığını, sohbet haklarının olmadığını aktarmıştır.
H.K. isimli mahpus, 3 kişilik odada 4 kişi kaldıklarını, kendisinin yerde yattığını, sürgün geldiği hapishaneden eşyalarının getirilmediğini aktarmıştır.
M.E. isimli mahpus, suyun akmadığını, günde aktığı birkaç saatte de suyun yağlı, kokulu ve çamurlu aktığını, karavanaların verilmediğini, H.A. adlı mahpusun kanser hastası olduğunu aktarmıştır.
M.K. isimli mahpus, haftada bir spora çıkma dışında hapishane idaresinin hiçbir aktiviteye izin vermediğini, kurs ve sohbet hakkı tanımadıklarını, sıcak suyun çok az verildiğini, ihtiyaçlara cevap olmadığını, yemek verilirken tahrik edici ve onur kırıcı davranışlarda bulunduklarını, yemek porsiyonlarının çok az verildiğini aktarmıştır.
YOZGAT 1 NO’LU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
23 Mayıs 2024 tarihinde Yozgat 1 No’lu Kapalı Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
D.S., A.T, M.N.T., S.Ş., A.I., S.A. isimli mahpuslar, hiçbir tutsağın zamanında tahliye edilmediğini, H.A., A.Ö., S.S., E.S. isimli mahpusların koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmadıklarını, koşullu salıverilme tarihi gelen mahpuslara pişmanlık dayatıldığını, “iyi hal” raporlarına dayanak yapılabilmesi için her türlü sebepten (örneğin mahpusların gardiyanlar hakkında yaptıkları suç duyurusu dilekçelerinde geçen ifadelerden) disiplin soruşturmalarının açıldığını, yeni gelen başgardiyanın odalara sık sık baskın yaparak mahpusları provoke etmeye çalıştığını, küfür, tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, “sizi adam edeceğim, burayı Diyarbakır hapishanesine dönüştüreceğim” dediğini, bu başgardiyanın göreve gelmesinden sonra mahpus A.T.’ yi kolundan tutup çektiğini, ardından basamaklardan ittiğini, bu olaydan sonra 5 mahpusun hastaneye götürüldüğünü, ancak hastane dönüşünden sonra mahpusların hücreye alındığnı, olaya ilişkin mahpuslara disiplin soruşturması açıldığını , 65 gün görüş yasağı aldıklarını, 22 Nisan 2024 tarihinde yine koridorda aynı başgardiyanın mahpuslara fiziksel saldırıda bulunduğunu, 26 Nisan 2024 tarihinde ise yine odaya baskın yapıldığını ve A.I.’nın odadan zorla çıkarıldığını, bu olaya ilişkin mahpuslar A.I., A.T., D.D. ve Ç.A.’ya disiplin cezaları verildiğini, mahpusların bu olaya ilişkin yaptıkları suç duyurusuna istinaden yeniden disiplin soruşturması başlatıldığını, hapishane müdürünün yaklaşık bir aydır mahpuslarla görüşme yapmadığını, mahpusların görüşme taleplerini cevapsız bıraktığını, hapishane sorunlarına ilişkin yazılan tüm mektuplara el konulduğunu, revire çıkma haklarının 15 günde birden ayda bire çıkarıldığını, ancak buna rağmen 3-4 ayda bir ancak revire çıkabildiklerini, revire çıkmadıkları için hastane sevklerinin de gerçekleşmediğini, ciddi diş sorunları olan mahpuslar olmasına rağmen neredeyse diş tedavisinin hiç yapılmadığını, bazı hekimlerin kelepçeli muayene yapmak istediklerini, bu sebeple mahpusların muayene olamadan hapishaneye döndüklerini, D.S. adlı mahpusun daha önce kolon kanseri tedavisi gödüğünü, kronik astım ve alerjisinin olduğunu, S.A. adlı mahpusun şeker hastası olduğunu, bir seneden fazla temin edilmesi gereken ilacın hapishane idaresi tarafından temin edilmediğini, tedavi için başka hapishaneye nakil talep edildiğini ancak taleplerinin reddedildiğini, A.Ö. ve M.Ö. adlı mahpusların 60 yaşında, şeker ve tansiyon rahatsızlıklarının olduğunu, M.N.T. adlı mahpusun şeker ve hipertansiyon hastası olduğunu, %75 ve %85 olmak üzere iki kulağında da işitme kaybının olduğunu aktarmışlardır.
YOZGAT 2 NO’LU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
23 Mayıs 2024 tarihinde Yozgat 2 No’lu Kapalı Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
R.K., M.Y., F.İ., A.Z. ve E.A. isimli mahpuslar, hastanede kelepçeli muayene sebebiyle ciddi sıkıntılar yaşandığını ve birçok mahpusun muayene olamadan hapishaneye geri döndüğünü, diş tedavilerinin sırf bu nedenle yapılamadığını, H.T. isimli mahpusun dişsiz olmasına rağmen kelepçeli muayene dayatması nedeniyle tedavi olamadığını, A.Z.’nin gömülü dişi olmasına rağmen sevk edildiği Kırıkkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi’nde kelepçeli muayene dayatması yapıldığı için 2 yıldır tedavi olamadığını, dayanılmaz ağrılar çektiğini, revirde muayene için çok sıra beklediklerini, doktor problemi olduğunu, ilaçlara ulaşmakta güçlük çektiklerini, hastaneye tekli ring araçlarıyla gittiklerini, hastanede bekleme yeri olmaması nedeniyle saatlerce tekli ring aracında beklemek zorunda kaldıklarını, tahlil sonuçlarının kendilerine verilmediğini, hijyen ürünlerinin hapishane tarafından verilmediğini, kendilerinin satın aldığını, haftada 1 saat açık ve kapalı spor salonunu kullanmak dışında sohbet vb. sosyal haklarını kullanamadıklarını, spor salonu kullanımının sadece kendi odalarındaki mahpuslarla sınırlı olduğunu, diğer odadaki mahpuslarla herhangi bir sosyal faaliyete çıkarılmadıklarını, kursların eğitmen olmadığı için verilmediğini, 2 aydır spor salonunda infaz koruma memurlarının eğitimi olması nedeniyle spora yalnızca 2 defa çıkabildiklerini, yemeklerde solucan, salyangoz, kıl, taş, hamam böceği gibi cisimlerin çıktığını, buna dair yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını, yemeklerin çok kötü olduğunu, A. Ş.’nin diyabet hastası olmasına rağmen tuzlu yemek verildiğini, aile görüşüne çıkmama, telefona çıkmama eylemleri nedeni ile haklarında başlatılan disiplin soruşturmaları başlatıldığını ve görüş yasağı ve hücreye koyma disiplin cezalarına çarptırıldıklarını, E.A.’nın yaklaşık 2.5 yıl önce Tokat’tan sürgün geldiğini, geldiğinden beri hükümözlü olmasına rağmen tekli hücrede tutulduğunu, günde yalnızca 1 saat havalandırmaya çıkarıldığını, bugüne kadar başka odalardan kimseyle görüştürülmediğini, spor ya da herhangi bir sosyal faaliyete başkalarıyla çıkarılmadığını, Halk TV yayınlarının 2024 yılı Mayıs ayından beri başladığını, Birgün gazetesi dışında muhalif basılı yayınların verilmediğini, Kürtçe mektupların 6-7 ay boyunca verilmediğini, disiplin cezalarının uygulanmasının geciktirilmesi nedeniyle mağduriyetlerin oluştuğunu, diğer disiplin cezalarıyla birleştirip ağırlaştırılmış disiplin cezaları verilmesine sebebiyet verildiğini, F.İ.’nin 2 yılı aşkın süredir 20’den fazla suç duyurusunda bulunduğunu, suç duyurularına hiçbir şekilde yanıt verilmediğini, suç duyurusu dilekçelerinin gönderilmediği düşüncesinde olduğunu, açık görüşlerin 50 dakika ile sınırlandırıldığını, ampullerin ve muslukların mahpuslar tarafından satın alındığını, odaların temiz olmaması sebebiyle haftalarca temizlik yapmak zorunda kaldıklarını, bugüne kadar mahpuslardan yalnızca M.G.’nin iyi halli olduğuna dair kurul kararının olumlu olduğunu, A.Ş. isimli müebbet hükümlüsü mahpusun iyi halli olmadığı gerekçesiyle koşullu salıverilmesinin 4. kez 3 ay uzatıldığını, R.K.’nin iyi halli olmadığı gerekçesiyle infazının 14.03.2024 tarihinde 3 ay uzatıldığını, kurulda 30 yıl önce yargılandığı dosyayla ilgili kendisine sorular yöneltildiğini, M.Ç. isimli müebbet hükümlüsü mahpusun iyi halli olmadığı gerekçesiyle infazının 2. kez 3 ay uzatıldığını aktarmıştır.
ÇORUM L TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
23 Mayıs 2024 tarihinde Çorum L Tipi Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
S.G., S.Y., H.S., ve A.T. isimli mahpuslar, S.G.’nin aldığı hücre cezaları sebebiyle koşullu salıvermesinin engellendiğini, hapishanede süreli hapis cezasıyla hükümlü olmalarına rağmen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilenlerin infaz koşullarına göre infazlarının çektirildiğini, hapishaneye getirilmelerinden itibaren (2 yılı aşkın bir süredir) tek kişilik hücrelerde tecrit altında tutulduklarını, diğer mahpuslarla aynı odaya geçme taleplerinin keyfi ve gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, suç duyurusunda bulunmuşlarsa da bir sonuç alınamadığını, başvurulara ilişkin takipsizlik kararları verildiğini, konuşacak kimseleri olmadığını, günde sadece bir saat havalandırmadan faydalandırıldıklarını, odalarında telefon kabinleri bulunmadığını, ayrı banyo ve mutfaklarının olmadığını, küçük hücre tipi bir odada kalmak zorunda olduklarını, revire 5-6 ayda bir çıkabildiklerini, revir taleplerinin geçiştirildiğini, hastane sevklerinin çok geç yapıldığını, diğer mahpuslarla sohbet vb. herhangi bir sosyal hakların kullandırılmadığını, Yeni Yaşam, Birgün, Evrensel gibi muhalif yayınların verilmediğini, yine Meclis TV ve Halk TV gibi televizyon yayınlarına erişemediklerini aktarmışlardır.
SUNGURLU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
23 Mayıs 2024 tarihinde Sungurlu T Tipi Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
F.Ö., V.B., S.G. ve R.T. isimli mahpuslar, revire çıkma haklarının 15 günde birden ayda bire çıkarıldığını, hastane sevklerinin geciktirildiğini, Sungurlu Devlet Hastanesi’nde pek çok bölümün olmaması sebebiyle sevklerin Çorum’a yapıldığını, bu sevklerin ise 1 yıl sürdüğünü, yeterli hekim olmaması nedeniyle muayenelerin yetişmediğini, Ö.K. isimli mahpusun fıtık ameliyatı olması gerektiğini ancak söz konusu sevk sorunları nedeniyle ameliyatın gerçekleşmediğini, protez bekleyen mahpuslar olduğunu, daha önce Sungurlu Devlet Hastanesi’nde muayenenin kelepçeli yapıldığını, ayda 2 defa spor hakkı olduğunu, bunun dışında hiçbir etkinlik, kurs ve atölyenin açılmadığını, sohbet haklarının kullandırılmadığını aktarmıştır.
ESKİŞEHİR H TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
29 Mayıs 2024 tarihinde Eskişehir H Tipi Kapalı Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
C.A. isimli mahpus, hastane sevklerinin çok azaldığını, sevklerin aylarca yapılmadığını, çok sayıda mahpusun bu nedenle sağlık sorunlarının ilerlediğini, İ.K. ve K.K. isimli mahpusların diş problemlerinin ciddi düzeylere ulaştığını ve tedavilerinin yapılmadığını, özellikle diş hastalıklarından kaynaklı sevklerin aylarca hatta yıllara varan düzeyde geciktiğini, N.A. isimli mahpusun ağzında hiç diş olmadığını ancak yine de sevkinin yapılmadığını, sevk konusunda talepte bulunduklarında Jandarmanın güvenlik sebebiyle tek seferde en fazla 8 kişi götürdüğünü, ancak böyle bir uygulamanın daha önce olmadığını, idare ve gözlem kurulunun kararları nedeniyle koşullu salıverilmeleri ertelenen mahpusların durumunun devam ettiğini, pişmanlık beyanında bulunmayan hiçbir mahpusun tahliye edilmediğini, en son M.P. isimli mahpusun tahliyesinin 4. defa 1 yıl ertelendiğini, yine M.F.’nin 6 ay ve 1 yıl olmak üzere tahliyesinin ertelendiğini, resim atölyesi talebinde bulunduklarını ancak reddedildiğini, hiçbir kurs faaliyetinin olmadığını, F.E. isimli mahpusun 76 yaşında olduğunu, bu mahpusun aynı zamanda kalp, şeker, hipertansiyon ve böbrek hastası olduğunu, dilekçelerinin işleme alınmadığını, ilgili yerlere gönderilmediğini, hastaneye sevkler sırasında dayatılan ağız içi aramaya itiraz edilmesi nedeniyle disiplin cezaları verildiğini, idarenin uygulamalarına ilişkin şikayet vb. dilekçelerinin ise infaz hakimlikleri ve ağır ceza mahkemeleri tarafından devamlı olarak reddedildiğini, yaptıkları hukuki başvuruların hiç birinde idarenin tesis ettiğinin aksine bir sonuç almadıklarını, bağırsaklarındaki rahatsızlığın tedavisi olmayan ve bakım gerektiren bir hastalık olduğunu, ilerleyen süreçte tamamen bağırsaklarının kapanabileceğini, bu hastalık nedeniyle 2 defa ameliyat olduğunu, tekrar ameliyat olması gerektiğini ancak sevki yapılmasına rağmen tıp fakültesine götürülmediğini, yine kulaklarındaki sorun için de ameliyat olması gerektiğini ancak ameliyatının yapılmadığını, sürekli farklı doktorlara götürüldüğünü ve ameliyat konusunda bu nedenle sorun yaşadığını aktarmıştır.
M.Y. isimli mahpus hapishanede siyasi mahpusların kaldığı tutuklu koğuşunun olmaması nedeniyle tek kişilik hücrede tutulduğunu, koğuş değişikliği taleplerinin işleme alınmadığını, tutuklu olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbetlerin infaz koşullarına göre tutulduğunu, hatta ağırlaştırılmış müebbetler günde 2 saat havalandırmaya çıkabilirken kendisinin tek başına ve 45 dakika havalandırmaya çıkarıldığını, dizinde açık yara bulunduğunu ve revire gitmesi gerektiğini, ancak talebine rağmen hala revire götürülmediğini, görüşme günü ilk kez spora çıkarıldığını, kitaplarının kendisine verilmediğini, dilekçelerin işleme alınmadığını, gardiyanların dilekçelerini idareye ya da yetkili merciilere iletmediğini aktarmıştır.
Ş.Y., M.K. ve E.D. isimli mahpuslar, sağlık sorunu yaşayan arkadaşlarının olduğunu, önceleri hastaneye sevkler sırasında ağız içi arama uygulamasının dayatıldığını, bu uygulamanın sürdüğü zamanlarda sevk için işlemlerin hızlı yapıldığını fakat ağız içi aramaya gösterilen tepki nedeniyle bu uygulama son bulduktan sonraki süreçte hastaneye sevklerin çok uzun sürdüğünü, bu sürenin 1-1.5 yılı bulabildiğini, F.E. (78), D.A. (32) ve V.H.’nin ciddi sağlık sorunlarının olduğunu, M.P. ve M.F. isimli mahpusların şartlı tahliyelerinin defalarca uzatıldığını, açlık grevine katılan herkes hakkında soruşturma başlatıldığını, disiplin soruşturmalarının oldukça soyut ve mesnetsiz ithamlara dayandığını, idarenin keyfi bir yaklaşım benimsediğini, örneğin kütüphaneden en çok kitap talep eden mahpusun idare ve gözlem kurulu raporunda kitap okumadığı şeklinde geçtiğini, herhangi bir kurs imkanından faydalanamadıklarını, ayda sadece iki kere spora çıkarıldıklarını aktarmışlardır.
KIRIKKALE F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
29 Mayıs 2024 tarihinde Kırıkkale F Tipi Hapishanesinde Bulunan Mahpuslarla Yapılan Görüşmede;
B.G. isimli mahpus, haftada iki kere arama yapıldığını, aramanın özellikle gece saatlerine denk getirildiğini, arama esnasında odayı dağıttıklarını, eşyalarına zarar verdiklerini, bütün kitaplarına el konulduğunu, günlük iaşe bedelleri kesildiği halde sabah kahvaltısı olarak sadece bir adet domates ve bir adet salatalık verdiklerini, cezaevinde 5 mahpus olduklarını, başka hapishaneye nakil taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini aktarmıştır.
AFYON T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
30 Mayıs 2024 tarihinde Afyon T Tipi Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
R.G. ve M.S. isimli mahpuslar ağız içi arama dayatmasının devam ettiğini, bu nedenle hastaneye gidemediklerini, gönderdikleri mektuplarda hapishane idaresini eleştiren bir husus olduğunda mektuplarının gönderilmediğini, muhalif hiçbir yayına ulaşamadıklarını, televizyonda Halk TV kanalının talep edilmesine rağmen verilmediğini, kantin fiyatlarının çok fahiş olduğunu, ailelerinin kargo ile gönderdikleri eşyaların kendilerine verilmediğini, hapishanede koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmayan mahpuslar olması ve kimsenin tahliye edilmemesi halinin kendilerini zorladığını, D.N.İ., A.K., M.A.G., M.A.K., K.B. isimli mahpusların koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmaklarını aktarmışlardır.
S.E. isimli mahpus, kötü muamele ve uygulamaların olduğunu, koşullu salıverilme tarihi gelmiş 5 mahpusun serbest bırakılmadığını, idare ve gözlem kurulunun hukuka aykırı ve keyfiyete dayalı sorular sorduğunu, bu nedenle koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmadığını, nakil ve hastaneye sevk taleplerinin kabul edilmediğini, ağız içi aramaların dayatıldığını, keyfi disiplin cezaları verildiğini ve çok sayıda disiplin soruşturmasının açıldığını aktarmıştır.
D.N.İ., H.Y. ve İ.A. isimli mahpuslar, D.N.İ. isimli mahpusun 3 yıldır koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmadığını, koşullu salıverilme tarihi gelen mahsusa pişmanlık dayatıldığını, “iyi halli” olmasının önüne geçmek için keyfi disiplin soruşturmaları açıldığını, sevk taleplerinin hiçbir şekilde kabul edilmediğini, insan hakları kurumlarına gönderilen dilekçelerin ulaştırılmadığını, idarece engellendiğini, idari ve adli başvuruların ilgili mercilere sunulmadığını, geç tebliğ yapılmasından kaynaklı bir çok hak ihlaline uğradıklarını, mektupların hiçbir şekilde gönderilmediğini, ağız içi arama ve kelepçeli muayenenin dayatıldığını aktarmışlardır.
BOLVADİN T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
30 Mayıs 2024 tarihinde Bolvadin T Tipi Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
A.B. ve Ö.K. isimli mahpuslar, hasta mahpusların sevklerinin yapılmaması nedeniyle çok uzun süredir hastaneye gidemediklerini, kendisinin Hepatit B hastası olmasına rağmen hastalığında bir ilerleme olup olmadığını bilmediğini ve hastalığının düzenli takip gerektirmesine rağmen 1 seneyi aşkındır hastaneye gidemediğini, mahpusların tamamına yakınının diş problemi olduğunu, ancak diş hekimine gidemediklerini, etkinliklere izin verilmediğini, spor hakkının kullandırılmadığını aktarmışlardır.
Ö.K. isimli mahpus, kendisinin görme yetisinin gittikçe azalmasına rağmen hastaneye gidemediğini, C.İ.’nin çok acil diş sorununun olduğunu, C.Ö.’nün hemoroidinin olduğunu, yırtılmasının ve bu nedenle kanamasının olduğunu, durumunun çok acil olduğunu, muhalif hiçbir yayına ulaşamadıklarını, televizyon kanallarını izleyemediklerini, hiçbir sosyal hakkın kullandırılmadığını, hiçbir atölyenin olmadığını, resim malzemelerinin olmasına rağmen idarenin resim atölyesi açmadığını, bunun için bir yer vermediğini, resim malzemelerinin verilmediğini, bu konuda idare ve gözlem kuruluna yapılan başvurunun reddedildiğini, görüşlerde 8 kişi olması mümkünken 5 kişiyle sınırladıklarını, idare ve gözlem kuruluna yaptıkları başvurunun da reddedildiğini, spor hakkının idare tarafından bilinçli bir şekilde görüş ve bayramlara denk getirilerek kullanılmasının engellendiğini aktarmıştır.
J.K. ve C.İ. isimi mahpuslar, sağlık sorunlarının olduğunu ancak hastane ve idarenin ağız içi arama ve kelepçeli muayene dayatması nedeniyle sağlık hakkından yararlanamadıklarını, idarenin tutumunun değişiklik göstermediğini, Kürtçe mektup alışverişinin engellendiğini, ailelerden gelen mektupların kendilerine verilmediğini, mahpuslara Adalet Bakanlığı’na ve Cimer’e yapmış oldukları şikayet dilekçeleri gerekçe gösterilerek disiplin cezaları verildiğini, A.D.’nin 70 yaşında ve hasta olduğunu aktarmışlardır.
KARABÜK T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
30 Mayıs 2024 tarihinde Karabük T Tipi Kapalı Hapishanesinde Bulunan Mahpuslar ile Yapılan Görüşmelerde;
H.T., A.K., S.T., H.Ö., M.S., Ç.İ., M.S.S. ve H.A. isimli mahpuslar, 17 mahpusun tahliyelerinin engellendiğini, hastaneye sevk sırasında ağız içi arama dayatıldığını, muayene sırasında kelepçeli muayene edilmek istendiği için hastaneye gidiş ve gelişlerde ciddi problemler olduğunu, randevuların çok geç tarihlere verildiğini, 10 Haziran 2024 tarihinde TEM şube ekipleri tarafından baskın düzenlendiğini ve hapishanede 10 saat süren bir aramanın yapıldığını, arama sırasında el yazılarına, Kürtçe hikâye ve öykü çalışmalarına, dergi ve kitaplarına, fotoğraflarına, ailelerine ait telefon rehberlerine ve adres notlarına el konulduğunu, gardiyanların eş zamanlı olarak odalara girdiklerini, kendilerini havalandırmaya çıkardıklarını, bu esnada odaya biri maskeli iki sivil kişinin girdiğini, ardından kendilerini oda kıyafetleri ve terlikli halleri ile başka izbe ve kirli bir odaya götürdüklerini, her iki odada sadece birer mahpusun kaldığını, kamera kaydı ile odalarda arama yapıldığını, aramanın 20 kadar sivil kişilerce yapıldığını, ayrıca depolarda da arama yapıldığını, ancak bu aramaya hiçbir mahpusun nezaret etmediğini aktarmışlardır.
Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerde başta işkence yasağı, mahpusların tutulma koşulları, hapishane idarelerinin yetkilerinin sınırları, hapsedilenin hakları hakkında belli kural ve standartlar bulunmaktadır.
Mahkumlara Uygulanacak Muameleye İlişkin Standart Asgari Kurallar (1955), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 2006/2 sayılı Avrupa Hapishane Kuralları, AİHS ve ulusal mevzuat mahpusların tutulma koşullarının insan haklarına uygun şekilde gerçekleşmesi gerektiğini düzenlemektedir.
Bu bağlamda mahpusların beyanlarına göre gerçekleşen hak ihlalleri şöyledir:
*Sağlık Hakkı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri
“Hapishanede kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmeyen ağır hasta mahpusların olduğu, ağır hasta mahpusların ATK’nın bilimsel değerlerden uzak ve taraflı raporları sebebi ile tahliye olamadıkları, hastaneye sevklerin çoğu zaman yapılamadığı ve birçoğunun da çok geç yapıldığı, mahpuslara hastanelere sevkleri sırasında ağız içi arama ile çıplak arama gibi onur kırıcı bir muamele dayatıldığı, bu muameleyi kabul etmeyen mahpusların bu nedenle sağlığa erişim ve tedavi haklarının ihlal edildiği, hapishanelerde sağlıklı ve yeterli gıdaya erişimin olmadığı, idarelerce verilen yemeklerin yetersiz kaldığı, diyet yemeklerin verilmediği,
Bazı hapishanelerde (Kırşehir S Tipi ve yüksek güvenlikli) alt yapı sorunları nedeni ile temiz suya erişimde ciddi sıkıntılar yaşandığı, suların günde en fazla birkaç saat verildiği ve verilen suyun çamurlu, paslı, yağlı ve kokulu olduğu, içilebilecek ya da kullanılabilecek durumda olmadığı, bu nedenle başta beslenme olmak üzere beden temizliği ile diğer temizlik ihtiyaçlarının giderilemediği ve pek çok mahpusun bu nedenle sağlık sorunları yaşadığı,
Hapishanelerin, mahpusların temel ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olmadığı, sağlıklı bir yaşam sürmeye elverişli şekilde inşa edilmediği, bazı hapishanelerde inşaat malzemelerinin hala durduğu, aylarca temizlik yapılmadığı, havalandırma alanlarının dar olduğu,
Mahpusların ambulans araçları ile değil “ring” adı verilen ve hasta mahpusları taşımaya elverişli olmayan araçlar ile hastanelere sevk edildiği, ring araçlarının hasta taşımaya uygun koşullarda olmadığı, tekli olarak dizayn edildikleri, küçük ve havasız oldukları, bu nedenle sevklerin mahpuslar için bir eziyete dönüştüğü, yine sevklerin onur kırıcı muameleden biri olan kelepçe ile gerçekleştirildiği hususları tespit edilmiştir.
*İşkence Ve Kötü Muamele Yasağı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlaleri
Yapılan görüşmelerde mahpusların gardiyanlar tarafından darp ve cebire maruz kaldıkları, sayım ve arama esnasında küfür ve hakarete maruz kaldıkları, yemeklerin verildiği sırada kapılarının çok sert açılıp kapatıldığı, özellikle yeni gelen mahpuslara çıplak arama dayatıldığı, bunu kabul etmeyen mahpuslar hakkında soruşturmaların açıldığı, bu soruşturmalar neticesinde yoğunluklu olarak hücreye koyma disiplin cezaları verildiği, mahpuslara hastaneye sevkleri sırasında jandarma tarafından ağız içi arama dayatması uygulandığı, muayenelerin kelepçeli gerçekleştirildiği,
Mahpusların tüm sosyal ilişkilerini kesecek yöntemlerle tecrit uygulamalarının işletildiği, mahpuslara kanunda tanımlanan sohbet, sosyal etkinlik ve spora çıkma faaliyetlerinin kullandırılmadığı, şartları oluşmadığı halde “güvenlik” gerekçesiyle mahpusların tek kişilik koğuşlarda tutulduğu, bu yöntemlerle mahpusların psikolojik baskıya maruz bırakıldıkları, hukuk dışı ve keyfi kararlar ile mahpuslara spor faaliyetlerinden men, görüş yasağı, hücreye koyma cezalarının sık sık uygulandığı tespit edilmiştir.
*Kişi Güvenliği Ve Özgürlüğü Hakkı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri
Koşullu salıverilme tarihleri gelen mahpusların idare ve gözlem kurullarının keyfi ve hukuksuz kararları ile tahliyelerinin engellendiği, bazı hapishanelerde bu durumun rutin bir uygulamaya dönüştürüldüğü, idare ve gözlem kurullarının şartlı tahliyesini engellediği mahpuslara yönelik hazırlanan “İyi Halli Olmadığı” raporlarında mahpusun ailesinin ziyaretine gelmediği, halay çektiği, fazla kitap okuduğu, pişman olmadığı, selam vermediği, personele mesafeli olduğu, etkinliğe katılmadığı gibi hukuk dışı, taraflı ve keyfi gerekçelere yer verildiği, idarenin mahpusları, diğer adli, IŞİD’li ya da FETÖ’den hüküm giyen mahpuslarla aynı koridorlardaki odalarda tuttuğu, bu durumun hapishanelerde ciddi bir gerginlik yarattığı tespit edilmiştir.
*Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri
Mahpusların ailelerine yakın cezaevlerine nakil taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiği, mahpusların genellikle ailelerinden çok uzak hapishanelere sürgün edildikleri, sık sık oda değişikliklerinin yapıldığı, bu nedenle görüş günlerinin değiştiği, değişen görüş günleri sebebiyle mahpusların aileleri ile görüş gerçekleştiremedikleri, verilen disiplin cezaları yoğunlukla görüş yasağı ve hücreye koyma şeklinde olduğu için mahpusların aileleri ile iletişiminin engellendiği, gece geç vakitlerde ve baskın şeklinde aramalar yapıldığı, bu aramalar sırasında mahpusların özel eşyalarına zarar verildiği, aile fotoğraflarına el konulduğu, mahpusların defter ve yazılarına el konulduğu,
Yüksek güvenlikli hapishanelerde 3 kişilik odalarda kamera bulunduğu, mahpusların özel alanının kalmadığı, avukatlar ile yapılan görüşmelerde üç dört gardiyanın gözetmenlik yaptığı tespit edilmiştir.
*Haberleşme Özgürlüğü Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri
İnfaz Kanunu’nun “Hükümlünün Hakları” başlığı altında düzenlediği süreli ve süresiz yayınlardan yararlanma haklarının engellendiği, mahpusların ısrarla talep ettikleri ve herhangi bir yayın yasağı olmayan gazetelerin mahpuslara verilmediği, televizyonda muhalif hiçbir kanalın olmadığı, çoğu hapishanede televizyonda tek bir kanalın açık olduğu, aramalarda mahpusların radyolarına el konulduğu,
Mahpusların mektuplarına sansür uygulandığı, iadeli ve taahhütlü gönderilmediğinde mektupların akıbetinin bilenmediği ve ulaştırılmadığı, hapishanedeki diğer mahpuslara yazılan mektupların gönderilmediği, Kürtçe yazılan mektupların sakıncalı bulunarak teslim edilmediği, Kürtçe kitapların inceleme adı altında 8-9 aya varan sürelerle mahpuslara verilmediği, mahpusların anadillerinde haberleşmesinin, okuma ve yazmasının engellendiği tespit edilmiştir.
*Dilekçe Hakkı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri
Mahpusların yaşadıkları ihlalleri dışarıya iletme mekanizmalarının başında gelen dilekçe hakların, dilekçelerinin hapishane idaresi tarafından ilgili kurumlara iletilmemesi şeklinde ihlal edilmektedir. Mahpusların gönderdikleri dilekçelere dair çoğu zaman alındı kayıt belgesinin verilmediği de yapılan tespitler arasındadır.
TALEP VE ÖNERİLER
Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi, tedaviye ulaşmada hapishane idaresi tarafından yapılan onur kırıcı muamele ve engellemeler, hem ulusal mevzuata hem de uluslararası sözleşmelere aykırı olup tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkı ihlaline yol açılmaktadır. Görüşmelerimiz sonucunda tespit edilen sağlığa erişim hakkı ihlallerinin ortadan kaldırılması için Adalet Bakanlığı pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, infazının hapishane koşullarında sürdürülmesi mümkün olmayan mahpuslar için alternatif yollar aranmalı ya da sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi/geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır.
Mahpusların tedavi ve muayene haklarının kullanımı önündeki en büyük engellerden olan ağız içi arama işkencesinin dayatılması ve mahpusların bu uygulamaları kabul etmemesi sebebiyle onlarca hasta mahpusun hastaneye sevkleri engellenmektedir. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama dayatmasına ve diğer yasaklı arama usullerine son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri sağlanmalıdır. Mahpusların talebi doğrultusunda daha iyi tedavi görebilecekleri hastanelerin bulunduğu illere nakil talepleri kabul edilmelidir. Bu talepler keyfi gerekçelerle geciktirilmemelidir.
Mahpusların en temel ihtiyaçlardan olan gıdaya ve temiz suya erişimdeki kısıtlılıklara son verilmeli, hapishanelerdeki alt yapı sorunları bir an önce giderilmeli, yemekler mahpusların sağlıklı ve dengeli beslenmesine elverişli nitelikte olmalıdır. Hasta mahpusların diyet yemek düzenlerine dikkat edilmeli, buna dair yükümlülükler yerine getirilmelidir.
Mahpusların genel sağlıklarının korunabilmesi için temizlik malzemesine erişimleri sağlanmalı ve hapishaneler hijyen koşullarına uygun hale getirilmelidir. Fiziki yapısı mahpusların bedensel ve ruhsal sağlığını bozmaya elverişli hapishaneler derhal boşaltılmalıdır.
Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil, daha hijyenik ve sağlık koşullarına uygun araçlarla taşınması sağlanmalıdır.
İdare, sosyal devlet ilkesi uyarınca dezavantajlı ve hasta mahpuslara, gerekli korse, tekerlekli sandalye, ortopedik yatak gibi medikal malzemeleri ücretsiz bir şekilde sağlamalı, tedavileri için gerekli olan ilaçları geciktirmeden temin etmelidir.
Mahpusların muayenesi sırasında jandarmanın muayene odasında bulunması ya da muayenenin mahpus kelepçeli iken gerçekleştirilmesi uygulamasına son verilmeli, hasta mahremiyeti gözetilerek ve eşit koşullarda, insan onuruna uygun olacak şekilde bir muayene gerçekleştirilmelidir.
Raporumuzda ayrıntılı bir şekilde açıklanan ve gerek mahpuslara gerekse de ailelerine karşı gerçekleştiği ifade edilen “Çıplak Arama” işkencesine ivedilikle adli soruşturma başlatılmalı, olay tarihlerinde görevli olan tüm personel tespit edilmeli, yaşanan olaylara ilişkin olarak tüm deliller etkin ve şeffaf bir şekilde toplanmalı, sorumluların yargılanması sağlanmalıdır.
Aramanın gece ya da şafak vakti ve baskın biçiminde yapıldığı ve arama esnasında mahpusların koğuşlarında eşyalarına zarar verildiği, mahpuslara yönelik arama adı altına yapılan işkence ve kötü muamelelere yönelik de etkin ve şeffaf bir soruşturma başlatılmalıdır. Hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir.
Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpuslar uzun süre sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır.
Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan tüm toplumsal gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken, gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri güncel olarak takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasını sağlamaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara son verilmeli, mahpuslara uygulanan kitap kotası kaldırılmalı ve mahpusların haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi ve gazete yayınlarına ulaşımı sağlanmalıdır.
İdare Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik uygulanarak hapishane idarelerinin mahpuslara karşı hukuk dışı keyfi kararlar aldığı görülmektedir. Bu kurullar hukukun dışına çıkmakta, mahpuslara keyfi cezalar vermekte, koşullu salıverilme tarihi gelen mahpusların şartlı tahliyelerini “iyi halli olmadığı” gerekçeleri ile engellemektedir. Bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali ve idare ve gözlem kurullarının yetkilerinin kısıtlanması gerekmekte, mahpusların kazanılmış hakları kapsamında “Lehe Kanun İlkesi” uygulanmalıdır.
Mahpuslar ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilmekte, aileler görüş için uzun seyahatler yapmak zorunda bırakılmaktadır. Bu durum hem mahpusları hem de ailelerini zorlamaktadır. Mahpusların ailelerine yakın hapishanelere nakil olma taleplerinin gerekçesiz ve keyfi bir şekilde reddedilmesi uygulamasına son verilmeli, mahpuslar ailelerine yakın hapishanelere sevk edilmelidir. Başka hapishanelere sevk edilen mahpusların eşyaları kendilerine gönderilmeli ve mahpusun yanına yeteri kadar eşya almasına izin verilmelidir. Mahpusların yas tutma hakkına saygı gösterilmeli ve yakınlarının cenazesine katılması sağlanmalıdır.
Mahpuslara; hapishane idaresi, Cumhuriyet Başsavcılığı, İnfaz Hakimliği, TBMM gibi adli ve idari mercilere yazılan dilekçelerin kayıt numarası, alındı belgesi verilmeli, dilekçelerin akıbeti hakkında kendilerine bilgi verilmeli, söz konusu dilekçeler ilgili makamlara iletilmelidir.
Son Olarak,
ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ ANKARA ŞUBESİ