Duyurular
İÇ ANADOLU HAPİSHANELERİ    2025 YILI 6 AYLIK HAK İHLALİ RAPORU, hapishane,hak ihlali,rapor,iç anadolu,öhd,öhd ankara,cezaevi
26.06.2025

İÇ ANADOLU HAPİSHANELERİ 2025 YILI 6 AYLIK HAK İHLALİ RAPORU

İÇ ANADOLU HAPİSHANELERİ    2025 YILI 6 AYLIK HAK İHLALİ RAPORU 

 

GİRİŞ 

 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu tarafından İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan hapishaneler aralıklarla ziyaret edilerek mahpusların maruz kaldıkları hak ihlalleri ile hapishanelerdeki yapısal ve genel sorunlara ilişkin görüşmeler gerçekleştirilmekte ve dönemsel raporlar hazırlanmaktadır 

 

Yapılan mahpus görüşmeleri, mahpusların çeşitli tarihlerde bizzat kendileri ya da aileleri tarafından Derneğimize yapılan başvurular ile çeşitli yayın kuruluşlarında çıkan haberler üzerine gerçekleştirilmiştir. Görüşülen mahpusların isimleri, kişisel bilgilerinin korunması adına sadece baş harfleri ile yazılmıştır. 

 

YÖNTEM 

 

Bu raporda avukatlar tarafından hapishanelerde gerçekleştirilen ziyaretlerde görüşülenlerin yanı sıra mahpusların aileleri ile yapılan telefon görüşmelerinden ve mahpusların avukatlarına gönderdikleri mektuplardan edinilen bilgiler kullanılmıştır. 

 

AMAÇ  

 

Bu çalışma ile hapishanelerde yakın tarihlerde artan insan hakkı ihlalleri ve hapishanede karşılaşılan diğer sorunlara ilişkin gerekli tespitlerin yapılması, yapılan tespitlerin raporlaştırılması, kamuoyunun bilgilendirilmesi, gerekli hukuki veya idari başvuruların ve suç duyurularının yapılması amaçlanmıştır. 

 

RAPOR TARİHİ İTİBARİYLE ZİYARET GERÇEKLEŞTİRİLEN HAPİSHANELER: 

 

  1. Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Sincan 1 No’lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Sincan 2 No’lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Kırşehir S Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Yozgat 1 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Yozgat 2 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Sungurlu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Kırıkkale F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Afyon T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Bolvadin T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

  1. Karabük T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu  

 

SİNCAN 1 NO’LU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

Y.C. isimli mahpus; bir gözünde %90 aşan bir görme sorunu olduğunu, zaman geçtikçe bu sorunun diğer gözüne de yansıdığını, yurtdışından getirilen bir ilaç ile göz anjiyosu olduğunu ancak yeni bir ilaç ile tedavinin devam etmesi gerektiğini, bu ilacın şu anki piyasa değerinin 2.000 dolar civarında olduğunu, SGK’nın ilacı karşılaması gerektiğini, bu nedenle Sağlık Bakanlığı ile yazışmalarının olduğunu, bu yazışmaların devam ettiğini henüz sonuçlanmadığını, 2024 Temmuz ayında Elazığ’dan buraya tedavi için getirildiğini ancak şimdiye kadar sadece iki kere hastaneye gittiğini, hapishane pencerelerine yeni tellerin takıldığını bu nedenle tekrar eylem yapıldığını, kapıya vurma eylemleri nedeni ile haklarında disiplin soruşturması açıldığını ve 1 günlük hücreye koyma cezası verildiğini, 

 

V.S. isimli mahpus; cezaevinde 26. senesi olduğunu, kemik erimesi hastalığı nedeniyle doktorun güneş görmesi gerektiğini söylediğini, ancak cezaevi koşulları sebebiyle mümkün olmadığını ve bu sebeple hastalığının ilerlediğini, bulaşık deterjanı kaynaklı ellerinde ciddi alerjik reaksiyonlar yaşadığını, kurum doktorunun görüşü ve hastaneye sevki sonrası eldiven temin edebildiğini, ancak idare tarafından eldivenleriamaç dışı kullandıklarıgerekçesiyle eldivene el konulduğunu, odalardaki kafes telinin güneş ve hava geçirmediğini, merkezi bir kararla tüm YGC’lerde bunun gerçekleştirildiğini, atölyelerin haftada bir gün iki saat açıldığını, fakat herhangi bir alet, ekipman vs. yer almadığını, haftada bir saat spora çıkarıldıklarını, günde bir buçuk saat havalandırmaya çıktıklarını, Şubat ayının son haftasından önce odalara ikinci tel takılması, aynı suç grubundan mahpuslar ile beraber kalamama vb. şeklinde uygulamaları ve cezaevi koşullarını protesto etmek amacıyla dilekçeler yazma, atölyeye çıkmama, yemek almama, ses çıkarma gibi eylemler yapıldığını, eylemlere katılmadığı halde hakkında disiplin soruşturması açılanlar olduğunu, 

 

Y.K. isimli mahpus; SSR hastası olduğunu, 9 ay önce Elazığ Cezaevi’nden tedavi amacıyla bu cezaevine getirildiğini, 9 ay boyunca sadece iki kere hastaneye götürüldüğünü, tedavisi için yurt dışından ithal edilecek ilaçlara ihtiyacı olduğunu, gerekli olan ilk ilacın kendisi Sincan’a getirildikten 5 ay sonra temin edildiğini, tedavisinin yeni bir aşaması için iki aydır yurt dışından getirilecek bir ilaç beklediğini, bu süreçte kontroller için hastaneye götürülmediğini, bu durumu cezaevi idaresine sorduğundailaç daha gelmediği için hastaneye götürülmesi gerekmediğigerekçesinin iletildiğini, ilacın akıbeti hakkında soru sorduğunda sadeceSağlık Bakanlığı ile yazışmalarını devam ettiğini, yazışmaların sonucunda Eczacılar Birliğinden ilacın temin edileceğicevabının verildiğini, sağ gözünde %90 görme kaybı olduğunu, sol gözünde de bu hastalığın etkisini göstermeye başladığını, okurken zorlandığını, cezaevi koşullarının hastalığını tetiklediğini, hakkında son bir ay içerisinde eylemlere katılmadığı halde 5 ayrı disiplin soruşturması açıldığını, 

 

U.K. isimli mahpus; tutuklu olduğu halde YGC’ye nakledilerek ağırlaştırılmış müebbet koşulları altında tutulduğunu, aynı dosyadan tutuklu kişilerle beraber kalmak için idareye başvurduğunu, ancak tecridin devam ettiğini, 

 

H.A. isimli mahpus; 11 yıldır hapishanede olduğunu, 17 yıldır diyaliz hastası olduğunu ve haftanın 3 günü kampüs hastahanesinde diyalize götürüldüğünü, tekerlekli sandalye kullandığını, nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü hastalıklarının bulunduğunu, Erzurum Hapishanesinden 10 gün önce sürgün geldiğini, getirilirken hiçbir eşyasının verilmediğini, sadece ilaçlarını ve içme suyunu alabildiğini, eşyalarını sonra göndereceklerini söylediklerini ancak henüz gelmediğini, sağlık raporlarını da göndermedikleri için diyet yemek alamadığını, iki kulağının çok az işittiğini, cihazlarının bozuk olduğunu, ayaklarının altında devamlı yanma hissi olduğunu, kolunu ve parmaklarını daha önce kaldığı hapishanede kırdıklarını, 15 gün önce İstanbul’a ATK’ye götürüldüğünü, raporun olumsuz geleceğini düşündüğünü çünkü kendisiyle ilgilenilmediğini, Erzurum’da tedavi için hastaneye götürüldüğünde kelepçe ile yatağa bağladıklarını, bunu kabul etmemesi üzerine tedaviye devam edemediğini aktarmıştır.  

 

SİNCAN 2 NO’LU YÜKSEK GÜVENLİKLİ CEZA İNFAZ KURUMU 

 

H.B. isimli mahpus; üst üste ondan fazla kez hastane sevkinin jandarma personeli yokluğu sebebiyle iptal edildiğini, mahpus C.Y.’nin yine 4-5 defa sevkinin aynı gerekçeyle iptal edildiğini, pencerelerdeki havasızlıktan dolayı kafes telini kesmeleri sebebiyle C.Y. ve İ.Y.’ye hapis ceza verildiğini;  

 

M.N.Ö., kendisine fıtık hastalığı sebebiyle uzun çek pas reçete edildiğini, yan koğuşundaki arkadaşına verdiği gerekçesiyle hem çek pasına el konulduğunu, hem disiplin cezası verildiğini hem de adli soruşturma başlatıldığını, 

 

S.Y., 16 Aralık 2024 tarihinden beri 4 gün üst üste geceden hazırlandığını, hastaneye götüreceklerini söylediklerini ancak jandarma yokluğu gerekçesiyle götürülmediğini, normalde 30 Aralık tarihinde gözden ameliyat olması gerektiğini, ancak ameliyat öncesi işlemlerinin bu sebeple yapılamadığını, keyfi muamelelerle karşılaştıklarını, spor haklarının bulunmadığını, açık spor alanında kuş pisliğinden hiçbir şey yapılamadığını, yemeklerin gittikçe kötüleştiğini ve yenilemeyecek yağların kullanıldığını, bir diğer görüşmede ise 4 Mart günü ağzından kan geldiğini, tahlil ve diğer tetkikler için kampüs hastanesine gittiğinde muayene sırasında da kan geldiğini, acil ambulans ile hastaneye sevk edildiğini, 24 saat gözlem altında tutulduğunu, daha önce endoskopi olduğunu, safra kesesinin patladığını, yaşanan sorun sebebiyle yeniden endoskopi yapılmadığını, bu gözlem sonrasında ilaç verildiğini, ancak teşhisin ne olduğunun kendisine söylenmediğini belirtmiştir. 

 

İ.Y. isimli mahpus; 14 yıldır cezaevinde olduğunu, 3 yıl önce Kırıkkale F Tipi hapishanesinden sürgün geldiğini, Kırıkkale’de iken ağır işkence gördüğü, bu nedenle sağ kulağında duyu kaybının olduğunu, hapishane idaresinin sürekli olarak keyfi gerekçelerle disiplin cezası verdiğini (ayakkabı araması yapıldığı sırada ayağından terliğin düşmesi, 5 litrelik şaşalları keserek çamaşır askısı yapmaları, kırık sandalyeleri onarmak adına ayaklarına tel bağlanması vs. gibi gerekçeler), hak ihlallerine ilişkin İnsan Hakları Derneği’ne yazdıkları mektuplaracezaevini itham ettiklerigerekçesiyle el konulduğunu, 

 

S.G. isimli mahpus; ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olarak 33 yıldır içeride olduğunu, 2005’ten bu yana tek kişilik hücrede kaldığını, kalp rahatsızlığı, bel ve boyun fıtığı, diyabet, eklem romatizması, kronik migren ve mide hastalığının bulunduğunu, belirli aralıklarla infaz tehirinin incelenmesi için doktora götürüldüğünü, yakın zamanda kulak ve fizik bölümlerine bu amaçla sevkinin yapıldığını, hasta dosyasını talep etmesine rağmen cezaevinin vermediğini, hastaneye sevklerin son dakika iptal edildiğini, açık görüş günlerinin olduğu haftalarda sohbet ve spora çıkarılmadıklarını, ayrıca kafes teli diye tabir ettikleri tellerin yeniden takıldığını, 

 

R.T.Ö. isimli mahpus; sohbet ve spor faaliyetinin 10 kişiyle haftada 10 saat yapılması gerekirken 6 kişilik ve aynı koridorda bulundukları mahpuslarla haftada 1-1.5 saat yaptırıldığını, kurs ve atölyelerin olmadığını, yemeklerin miktarının az olduğunu, üst ve alt katta adli ve cemaat yargılamasından tutuklu mahpusların kaldığını, bunun kendileri için güvenlik sorunu olduğunu, 

 

H.A. isimli mahpus; odalarda bulunan camlardaki büyük tellerin üzerine kafes tellerinin tekrar takıldığını, bu kafes tellerin yaşam imkanını zorlaştırdı için mahpuslar tarafından kesildiğini, bunun üzerine disiplin soruşturması açıldığını, bu disiplin soruşturmasında hücre cezası verildiğini, ancak bu disiplin cezasının dışında keyfi olarak çekpasların toplandığını, sohbet ve spor haklarının iptal edildiğini, tırnak makasının bile toplandığını, ayrıca artık depoda belirli sayıda kitap bulundurulabileceğine ilişkin karar verildiğini, bu durumun onlar için kabul edilebilir bir karar olmadığını, bu kararın daha önce infaz hakimliğince iptal edilmesine rağmen tekrar alındığını, 

 

H.B. isimli mahpus bir diğer görüşmede; çekpasların ellerinden alınmasının ciddi temizlik sorunu yarattığını, sevk sorunlarının çözülmediğini, 2.5 yıla yakındır MR çektiremediğini, fizyoterapiye onlarca sevkinin gerçekleştiğini fakat hepsinin iptal edildiğini, 1.5 yıldır implant tedavisi beklediğini, iptal edildiğini, başka suçlardan ceza alanlarla aynı ünitede kalmalarının çok sakıncalı olduğunu, daha önce kendilerine siyasi sebeplerle hakaret eden mahpusun yine üst taraflarına getirildiğini, bu kişinin daha önce hakaret ve küfürleri sebebiyle birçok mahpusun ceza almasına sebep olduğunu, şimdi yine üst katlarına getirilmesinin sıkıntılı olduğunu, 

 

T.Ç., M.İ. isimli mahpuslar; demir parmaklıkların önüne konumlandırılmış ve oldukça sık örülmüş fens tellerinin, odalarının ışık ve hava almasını engellediğini, ayrıca sağlık durumlarını ciddi şekilde etkilediğini, çok defa cezaevi müdürü ile görüşmek istediklerini ama kurum idaresinin görüşme taleplerini kabul etmediğini, bunun üzerine mahpusların sağlık koşulları kötüleşmesin diye fens tellerini söktüklerini, 

 

S.D. isimli mahpus; 1999 yılından beri cezaevinde olduğunu, aynı suçtan kalan mahpuslarla bir arada kalamadıklarını, örgütlü suçtan hüküm giymiş olmalarının buna gerekçe yapıldığını; ancak başka örgütlü suçlardan ceza alan kişilerin aynı blokta ve art arda gelecek şekilde üç katta ya da iki katta kalabildiklerini, bu talebin sadece bir sosyal ilişki olarak değil aynı zamanda güvenlik açısından da değerlendirilmesi gerektiğini, kafes teli diye tabir ettikleri tellerin tekrar takıldığını, atölyeye 3 yıldır çıkarılmadıklarını, idarenin insani olan taleplerini görmezden geldiğini ve herkese hücre cezası verdiğini, 

 

B.A. isimli mahpus; astım, reflü, bel fıtığı ve dizde çapraz bağ yırtılması gibi sağlık sorunları bulunduğunu, hastaneye yaklaşık 1 yıl önce çapraz bağları için muayene olmak maksadı ile gittiğinde kendisinin ameliyat edileceği ifade edilmişse de geçen 1 yıllık süre zarfında hastaneye sevki sağlanmadığını, cezaevinde devam eden eylemler dolayısıyla tırnak makası, çekpas gibi çok kullandıkları eşyaların toplatıldığı, hücre cezalarının keyfi olarak verildiğini, depolarda bulunan kitapların 60 gün içerisinde cezaevinden gönderilmesi şeklindeki karar ile mağdur edildiklerini aktarmıştır. 

 

SİNCAN 1 NO’LU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

F.Y. isimli mahpus; 30 Ocak 2025 günü arama adı altında infaz memurlarının odayı ve tüm eşyalarını dağıttıklarını, provakatif bir biçimde yapılan arama hakkında şikayette bulunduklarını, bu cezaevinde musluk suyu ilebilir olmadığından kantinden satın almak durumunda kaldıklarını, kantin fiyatları pahalı olduğundan zorlandıklarını ifade etmiş, yine hastane sevklerinde randevu ve diğer sorunların devam ettiğini, 

 

M.B. isimli mahpus; bu cezaevinde geldiğinden bu yana tekli odada tutulduğunu, diğer mahpuslarla sohbet, spor vb. Faaliyetlere katılamadığını, tam tecrit altında olduğunu, kütüphaneye bile tek çıkarılarak kimseyle temasına izin verilmediğini, aldığı disiplin cezası nedeniyle telefon yasağının sürdüğünü, yakın odada bulunan aynı koşullarda tutulan T. Ö. ile aynı havalandırmaya çıkma taleplerinin de yerine getirilmediğini, ziyaret ve telefon hakkına ilişkin pandemi telafileri yapılması gerekirken yapılmadığını, idareye bu konuda yaptıkları başvurulardan sonuç alamadıklarını, mektupların çok geç ulaştığını veya ulaşmadığını, mektupların komisyonca büyük kısmı karartılmış halde verildiğini, abone oldukları Demokratik Modernite dergisine gerekçesiz el konulduğunu, Yeni Yaşam, Evrensel gibi gazetelerin verilmediğini aktarmıştır. 

 

SİNCAN KADIN KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

S.T. isimli mahpus; N. isimli mahpusun geçen gün bayıldığını, acile kaldırdıklarını, hastalığının ne olduğunun teşhis edilebilmesi için uzun süredir sevk beklediğini ancak sevklerin sürekli jandarma yokluğu gerekçesiyle ertelendiğini, 

N.Y., Z.U., S.D., Ş.A. adlı mahpusların daha önce kaldıkları koğuştan çıkarılıp başka bir koğuşa götürüldüğünü, bu koğuşun nemli ve rutubetli olduğunu, S.D. ve N.Y.’nin rutubetten dolayı zorlandığını, ikisinin de astımının olduğunu, kendisinin de omurga çıkıklığı bulunduğunu ve rutubetin hastalığına zarar verdiğini, bunu cezaevi idaresine aktarmalarına rağmen herhangi bir karşılık bulmadıklarını, 

 

Z.Y. isimli mahpus; 1.5 yıldır meme ultrasonu beklediğini, hastane sevkinin sürekli iptal edildiğini, M. adlı mahpusun da yazdan beri rahmindeki miyomlar için sevk beklediğini, ölümcül olmadığı müddetçe sevklerin yapılmadığını, ayrıca kendisinin numarası büyüdüğü için gözlük almasının gerektiğini, cezaevinde firmayla ilgili sorun olduğu için bunu temin etmediklerini, gözlüğü dışardan alma isteğinin de karşılanmadığını, 

 

Z.B. isimli mahpus; hastane sevklerindeki engelin halen devam ettiğini, cezaevi idaresinin bu sorunu çözme iradesi göstermediğini, bu sebeple Savcı ile görüşme talebinde bulunduklarını, ancak bu talebin de karşılanmadığını, cezaevi idaresinin her talebe istiyorsanız suç duyurusunda bulunun diye cevap verdiğini, ancak yapılan bütün suç duyurularının sonuçsuz kaldığını, ayrıca odalarında hasta biri olduğunda butona bastıklarında gelen personelinöğlene kadar beklesindeyip gittiğini, buna karşılıkbir şey olursa sorumlusu sizsinizdedikleri için haklarında tutanak tutulduğunu, pandemi dönemi için verilen telafi görüş haklarının hakkıyla kullandırılmadığını, kendilerinden kaynaklanmayan sebeple kapanan telefon aramalarında daha 1 dakika dahi dolmamışken hakkınız bitti denerek 10 dakikalık görüşmenin tamamının kullanılmış olarak sayıldığını, 1-2 ay içerisinde mektup ücretlerinin 2 defa arttığını, 1 taahhütlü postayı 100 liraya gönderdiklerini, bunların da haberleşme özgürlüğünü kısıtladığını aktarmıştır. 

 

KIRŞEHİR S TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

V.A. isimli mahpus; odaların dağıtıldığı, her bir mahpusun ayrı odalara konulduğunu, kendisiyle aynı odada kalan mahpusun bağımsız koğuşa geçmek istediğine dair dilekçesinin işleme alınmadığını, mahpusun kendisine zarar verdiğini, saldırgan tutumlarından dolayı kaygı duyduğunu, idarece mahpusun zorla kendisinin yanına konulduğunu, kurumda elden kitap ve kıyafet alınmadığını, kargoya verilmesinin zorunlu tutulduğunu, bunun hem mali olarak hem zamansal açıdan kendileri için ciddi sıkıntılara neden olduğunu, Savcılık şikayetlerinin işleme konmadığını, 

 

Y.Ö. isimli mahpus; kendisi ile aynı cezayı alan arkadaşlarının yanına verilme taleplerinin reddedildiğini, tecrit altında olduğunu, neredeyse her gün odasında arama yapıldığını, keyfi oda değişikliklerinin çok sık gerçekleştiğini, mektuplarına ve defterlerine el konulduğunu, dilekçelerinin yollanmadığını, cemaat yargılamasından hükümlü olan ve yan odalarında kalan kişilerin günde 2-2.5 saat havalandırmaya çıktığı halde kendisinin 1 saat havalandırmaya çıkarıldığını, CİSST’in hapishane ziyareti sonrası kendisine tutanak tutulduğunu ve 11 gün hücre cezası verildiğini, görüşmede ayakta kalmayı dayattıkları için görüşmelere gitmediğini, astım hastası olduğunu, sağ kolunda uyuşmaların meydana geldiğini, spor hakkının kullandırılmadığını, hapishane koridorunda traş olmaya zorlandıklarını, 

 

S.A. isimli mahpus; 13 Ocak’ta başlayan açlık grevleri eylemlerinin devam ettiğini, S.S. adlı mahpus ile birlikte 4 gündür açlık grevinde olduklarını, meyve suyu, ayran, şekerli su ve limonata ile beslendiğini, B1 vitamini almadığını, Adalet Bakanlığı’na taleplerini içerir dilekçe gönderildiğini, Bakanlığın yasal bütün hakların kullandırılması gerektiğine dair olumlu görüş belirttiğini ancak idarenin hala taleplere cevap vermediğini, aile görüşlerine tek çıkarıldıklarını, sayımda ayağa kalkmadıkları için 2 mahpusa disiplin soruşturması açıldığını, infaz yakmaların keyfi gerekçelerle yapıldığını ve gereksiz yere çok sayıda disiplin cezalarına maruz kaldıklarını, 

 

N.K. isimli mahpus; hastaneye sevk sırasında kendisine ağız içi araması dayatıldığı için bir yılı aşkın süredir muayene olmadığını, bu uygulama nedeniyle sağlık hizmetlerine erişiminin kısıtlandığını, aileler tarafından getirilen eşyaların cezaevi yönetimi tarafından kabul edilmediğini, cezaevi idaresiyle yapılan görüşmelerin ayakta gerçekleştirildiğini ve bu nedenle kendilerini yeterince ifade edemediklerini, kurs, atölye çalışmaları veya herhangi bir etkinliğin düzenlenmediğini, spor için mahpusların yalnızca 6 kişilik gruplar halinde çıkarıldığını, ancakmevzuata göre en az 10 kişi olması gerektiğininbelirtildiğini, grup sayısının yetersiz olması nedeniyle birçok spor aktivitesinin gerçekleştirilemediğini, hiçbir somut gerekçe olmaksızın mahpusların oda değişikliklerine maruz bırakıldığını, adli mahpuslar arasında sık sık olayların yaşandığını, cezaevi yönetiminin bu olaylara müdahale etmediğini ve bazı durumlarda adli mahpuslar arasında intihar vakalarının gerçekleştiğini, cezaevi yönetimi tarafından suç türüne bağlı olarak mahpuslar arasında ayrımcılık yapıldığını, mahpusların cezaevi koşullarıyla ilgili idareye sunduğu dilekçelere cevap verilmediğini, yoğun su sorunu yaşadıklarını, suların çok pis olduğunu ve bir günde sadece sınırlı sürelerde su verildiğini, cezaevindeki sorunlara dikkat çekmek amacıyla süreli açlık grevlerinin yapıldığını,  

 

V.A. isimli mahpus; koğuşların bir anda değiştirildiğini, özellikle bazı özel günlerde bu türden hadiselerin yaşandığı, bu yanıyla idarenin yaklaşımlarının ideolojik olduğunu, yeni kurum müdürünün taleplere rağmen kendileriyle hiç görüşme yapmadığını, ağız içi arama dayatmasının devam ettiğini, ağır hasta olanlar dışında hiçbir mahpusun hastaneye gidemediğini, kurum koşulları nedeniyle intiharların yaşandığını, genel olarak adli mahpuslar arasında yaşanan tartışmalara ve fiziki kavgalara infaz koruma memurlarınca kayıtsız kalındığını, kendilerince uyarı yapıldığında “öldürsünler birbirlerini” şeklinde söylemlerin olduğunu, aileleri aynı ilde yaşayan mahpusların aile görüşlerini denk getirmek adına birlikte kalmak istediğini ancak idarece bu talebin örgütsel olarak değerlendirilerek reddedildiğini, spor süresinin kısaltıldığını, öncesinde 3 koğuş spora çıkarken yeni müdürün gelişiyle birlikte 2 koğuş olarak çıktıklarını, aile görüş süresinin 45 dakikaya düşürüldüğünü, dilekçe ve başvurularının çıkışlarına dair takip numarası verilmediğini, ihlallerin giderek artması ve idare ile herhangi bir görüşme yapılamaması nedeniyle 1 ayı aşkın bir süredir devam eden açlık grevi eyleminin ‘7 gün, 1 mahpus şeklinde’ devam ettiğini, psikolojik problemleri ve saldırgan tavırları olan M. D. adlı mahpusun idare tarafından kendilerinin yanına verildiğini, kendilerinin durumu yazılı ve sözlü olarak kurum ve bakanlığa bildirmelerine rağmen değiştirilmediğini, M.D. tarafından fiziksel saldırıya uğradığını, kurul görüşmelerinde “asker polis öldüğünde mutlu oluyor musun” gibi sorularla provokatif sorular sorulduğunu, bazı kurum personellerinin ideolojik yaklaşımlarının olduğunu, yeni müdürün gelişinden önce odalara tıraş için gelindiğini ancak uzun süredir bu uygulamanın kaldırıldığını, şu an tıraş olamadıklarını, yemeklerin kaynar vaziyette ve plastik kaplara konularak verildiğini, çelik karavanalar ile yemeklerin verilmesine dair 1 senedir talepte bulunduklarını ancak hala taleplerinin karşılık bulmadığını, bu durumun sağlık ve hijyen yönünden ciddi sıkıntılara yol açtığını, yemeklerin porsiyonlarının az ve genellikle besin değerinin düşük olduğunu, erişte ve makarna türünden yemeklerin verildiğini, hastane sevklerinin çok uzun sürdüğünü, randevu bulunamadığını, kurum hekiminin ideolojik ve ayrımcı yaklaşımlarının olduğunu, su probleminin devam ettiğini, suların günün kısıtlı saatlerinde ve çoklukla çamurlu aktığını, adli mahpusların 12 kişi çıkarıldığı spor faaliyetlerine kendilerinin 5 kişi çıkarıldığını, mektup ve posta gönderimlerinin çok pahalı olduğunu, H.B., C.İ., E.Y., A.N. ve H.G.’nin koşullu salıverilmelerinin engellendiğini, odalara kabinli telefon konulması uygulamasına henüz teknik sorunlar çözülemediği için geçilemediğini; ağız içi arama dayatması nedeniyle hastaneye gidemediklerinden ciddi sağlık sorunlarının baş gösterdiğini, kendisinin kolesterol hastası olduğunu, ciddi düzeyde unutkanlık başladığını, cezası kesinleşen Y.Ö.’nün kendilerinden uzakta bir hücreye götürüldüğünü ve adli mahpuslarla bir arada kaldığını, kendilerine yakın bir hücreye getirilmesini talep ettiklerini, aynı suç tipinden tutuklu bulunan diğer mahpuslarla olabilecek en makul düzeyde yan yana getirilmek istediklerini, soyut olarak kurum güvenliğiyle gerekçelendirilen keyfi disiplin cezalarına son verilmesi gerektiğini, aile görüşlerinin ailesi aynı bölgede yaşayan mahpuslar için aynı güne verilmesini istediklerini, 

 

Ö.B. isimli mahpus; su sorununun ciddi şekilde devam ettiğini, temiz suya erişmenin mümkün olmadığını, var olan suyun paslı ve kireçli olduğunu, 6-8 ayda bir görüşe çıkabildiğini, çıktığı zamanlarda ise ancak 45 dk görüş yapabildiğini, müdür değiştikten sonra cezaevi personelinin mahpuslara olan tutumlarının da olumsuz anlamda değiştiğini, kurs ve atölyelerden faydalanamadıklarını, açılmış olan kursların da “hoca bulunmadığı veya hocaların cezaevine gelmekte zorlandıkları için gelmedikleri” gerekçesiyle işlemediğini, bu konuda hapishaneye düzenlenen otobüs seferleri ile ilgili belediyeye dilekçe yazdıklarını, belediyeden gelen yanıtta “sefer sayısının artırıldığının” bildirildiğini, buna rağmen bir iyileşme görülmediğini, kurs imkanı bulunmadığından istediği resim kalemlerinin kendisine verilmediğini, özellikle Yozgat’tan sevk olan adli mahpusların kendi aralarında sık sık kavga çıkardıklarını, bu kavgalara gardiyanların ya kayıtsız kaldığını ya da orantısız biçimde çok sert müdahale ettiklerini, bu konuyla ilgili siyasi mahpusların idare gözlem kuruluna dilekçe yazdıklarını, kurum idaresiyle yapılan görüşmelerde ayakta durma diretildiğinden idare ile görüşme yapmak istemediklerini, çoğu mahpusa keyfi soruşturmalar açıldığını, örneğin oda arkadaşının odasında bulunduğu iddia edilen bir kağıt nedeniyle 1 ay etkinliklerden men cezası aldığını, ancak kağıdın içeriğinde ne yazdığı ile ilgili kendisine bilgi verilmediğini, dönüşümlü olarak açlık grevinde olduklarını, personel ve idarenin açlık grevi ile ilgili tavırlarının umursamaz şekilde olduğunu ve “Açlık grevini ne kadar sürdürebilirsiniz ki?” dediklerini aktarmıştır. 

 

KIRŞEHİR YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

M.U. isimli mahpus; Espiye Hapishanesi’nden Kırşehir’e sürgün geldiğini, geldiğinde çıplak arama dayatıldığı, tekli odada tutulduğunu, cemaat hükümlüsü ve adlilerle yan yana olduğundan camını bile çoğu kez açamadığı, devamlı olarak siyasi hakaret ve provokatif söylemlerde bulunulduğunu, Espiye Hapishanesi’nden getirdiği kitaplarının henüz incelemede olduğundan kendisine verilmediğini, 

 

A.A. isimli mahpus; 29 yıldır cezaevinde olduğunu, ciğer sönmesi hastalığının bulunduğunu, 10 yıl önce ameliyat olduğunu, sevklerde 1 ayı geçtiğini ve ağız içi arama dayatmasının devam ettiğini, infaz koruma memurlarının kendilerinetelefonda Kürtçe konuşulmayacağı, konuşulursa görüşmenin sonlandırılacağı, disiplin soruşturmasına konu edileceğişeklinde bir uyarıda bulunduklarını, hapishanedeki su probleminin çok ciddi bir düzeye ulaştığı ve çözülmediğini, suyun temizlik için bile hijyen sorunu yarattığı, pencerelerdeki tel örgülerin çok sık, dışarı bakarken gözün bile bozulacağı bir formda olduğunu, 

 

S.Ş. isimli mahpus; aile ziyaretinde aramanın usule aykırı ve insani olmayan biçimlerde yapıldığını, hem aileler hem de mahpusların 3 kere çoraplarının dahi çıkartıldığı, personelce disiplin soruşturmasına gerekçe oluşturmak için sürekli polemik yaratıldığını, kurum müdürü tarafından taahhüt edilmesine rağmen blokların henüz birleştirilmediğini, 

 

Z.Ş. isimli mahpus; Elazığ’dan sürgün edildiğini, kapı vurma ve slogan atma eylemleri nedeniyle 2 yıla varan ziyaretçi kabulünden yoksun kalma disiplin cezalarının verildiğini, 

 

İ.İ. isimli mahpus; eylemlerden ötürü kendisine 55 güne varan hücre disiplin cezası verildiğini, odaların arasına boşluk bırakıldığını bu nedenle diğer mahpus arkadaşları ile hiçbir şekilde iletişime geçemediklerini, kameralı odaya geçirildikleri için 10 gündür açlık grevinde olduklarını, ziyaret tarihi itibariyle eylemi sonlandırdıklarını, suların kirli ve çamurlu olmasından kaynaklı bazı mahpusların cilt problemleri vb. rahatsızlıkların meydana geldiğini, 

 

M.S. isimli mahpus; su sorununun ciddi şekilde mevcut olduğunu, ağırlaştırılmış müebbet cezası almayanların dahi tek başına kaldığını, bu konuda Adalet Bakanlığı ve savcılığa yazdığı dilekçelere cevap alamadığını, geçen aylarda yaptıkları eylemden sonra bazı mahpuslara 18 ay açık görüş yasağı verildiğini, hijyen sorunlarının bir türlü çözülmediğini, örneğin tuvalet bölümünde çamaşır kurutmak zorunda kaldıklarını, çamaşır ipi almak istediklerinde kabul edilmediğini, atletlerden çamaşır ipi yaptıklarında da el konulduğunu, temizlik malzemeleri ile gıdaların aynı yerde durduğunu, gıdaların diğerleriyle temas etmemesi için saklama kabı talep ettiklerinde kabul edilmediğini, satın aldıkları gıdaların paketlerini atmayarak saklama kabı olarak kullanmaya çalıştıklarını, havalandırmaya en fazla ikişerli gruplar halinde çıkabildiklerini, bazı hükümlülerin altışar kişilik gruplarla çıkabildiğini, farklı suçlardan hükümlü olanlar arasından farklı uygulamalar yapıldığını, örneğin kendileri havalandırma hakkından 1.5 saat faydalanırken farklı dosyalardan hükümlü olanların 2 saat faydalandığını, mahpusların karşılaştıkları alanlarda selamlaşmalarının engellendiğini, oda aramalarının çok sık yapıldığını, bazen haftada 2-3 kez arama yapıldığını, her seferinde ortalığı çok dağıttıklarını, 2 çakmak, 2 tırnak makası vb. bulunduğunda birine el konulduğunu, yazdıkları yazılara el konularak incelemeye götürüldüğünü, incelemeden gelen yazının bir sonraki aramada tekrar incelemeye götürülebildiğini, ‘incelenen yazıların üzerine kaşe basılmasını ve tekrar alınmamasını’ talep ettiklerinde kabul edilmediğini, talep ettiği halde 1 aydır kendisine kalem verilmediğini, havalandırmaya, görüşe vb. girip çıkarken her seferinde ayakkabı çıkartılmasının dayatıldığını, sürekli olarak tutanak tutmakla tehdit edildiklerini, astım hastası olduğunu, ilaç ve revir hakkında çok zorluk çektiğini, ilaçların aylarca geciktiğini, cildiye uzmanının gerekli gördüğü ve yazdığı kimi ilaçları cezaevi doktorunun yazmadığını, ağız içi aramaların devam ettiğini, lise öğrenimi için kaydolmak istediğinde yeni kimlik çıkartmasının gerektiğini ve 1.5 yıl boyunca yeni kimliğini beklediğini, bu süre içerisinde liseye kaydolmaktan vazgeçtiğini, kurs ve atölyelerden faydalanamadıklarını, adli mahpusların ve farklı siyasi dosyalardan hükümlü olan mahpusların kurslardan faydalandığını, İngilizce ve bağlama kursuna gidemediğini, görüşlerin kimi zaman 45 dakika bile sürmediğini, bazı kitapların sırf Kürtçe oldukları için verilmediğini, içerikleri siyasi olmasa da yalnızca dilinden dolayı verilmediğini, bir dönem telefonda Kürtçe konuşulurken telefonların kesilmesi uygulamasının son bulduğunu, 

 

M.Ş.Y. isimli mahpus; su sorununun çok büyük olduğunu, çoğu zaman temizlik yaptıktan sonra daha fazla kirlettiklerini düşündüklerini, mahpusların içme sularını birbirleriyle paylaşmalarına izin verilmediğini, yapılan eylemler sonrası bazı iyileşmelerin olduğunu, spor hakkının 2 ayda birden ayda bire çıkarıldığını, açık havadan yararlanma hakkının 1.5 saate çıkarıldığını, kurslardan faydalanamadıklarını, Aram yayınevinden gelen kitapların Türkçe/Kürtçe olduğu fark etmeksizinideolojilerini güçlendireceğigerekçesiyle verilmediğini, 

 

F.D. isimli mahpus; cezaevine girmeden önce ve sonrasında psikiyatrik hastalıkları olduğunu, hapishaneye girmeden önce intihar girişimlerinde bulunduğunu, ancak psikiyatri tedavisini tamamladığını ve artık intihar girişimlerinde bulunmadığını, geçmişteki intihar girişimlerinden kaynaklı bazı sağlık sorunları yaşadığını, vücudunda ve midesinde çivi, jilet, pil gibi metal nesneler bulunduğunu ve bunların alınması gerektiğini, ancak, hekim tarafından ameliyata uygun görülmediğini, ailesinin yaşlı olması sebebiyle Mardin’den ziyaretine gelemediğini, bu nedenle ailesiyle yüz yüze görüşme imkanının olmadığını, cezaevi koşullarının çok zor olduğunu, başka bir cezaevine sevk edilme talebinde bulunduğunu, 

 

B.M. isimli mahpus; diğer mahpuslarla uzak odalarda oldukları için iletişim kurmada büyük zorluk yaşadığını, havalandırma sürelerinin uzun bir süredir günde yalnızca 1 saatle sınırlandırıldığını, son bir haftadır ise 1.5 saate çıkarıldığını ancak bu sürenin halen yetersiz olduğunu, sohbet haklarının keyfi biçimde kısıtlandığını ve kullanılmasına izin verilmediğini, cezaevinde yoğun bir su sorunu yaşandığını, suların kirli olduğunu ve yalnızca belirli saatlerde kısıtlı şekilde verildiğini, ağız içi aramayı kabul etmediği gerekçesiyle sağlık hizmetlerinden faydalanamadığını, infazının 3 ay önce tamamlanmış olmasına rağmen, idare ve gözlem kurulu tarafından tahliyesinin 6 ay daha uzatıldığını, cezaevinde kurs, atölye ve benzeri etkinliklerin hiç düzenlenmediğini, mahpusların sosyalleşme imkanlarının tamamen kısıtlandığını, oda aramalarında mahpuslara ait eşyaların dağıtıldığını ve zarar gördüğünü, aramalar sırasında kameraların açılarının değiştirilerek ihlallerin kayıt altına alınmasının engellendiğini aktarmıştır. 

 

KIRIKKALE F TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

B.G. isimli mahpus; kendisi ile beraber kalan Ü.S. adlı mahpusun müdür tarafından çağrılarak “sen sürgün geldin, sürgün gelenleri tek tutuyoruz, seni hücreye koyacağız” dendiğini, kendisinin tek tutulmayı kabul etmediğini, ertesi gün çevik kuvvet giyimli kalkan ve joplu infaz koruma memurlarının koğuşa gelerek “hazırlan 10 dakika sonra seni götüreceğiz” diyerek saldırgan bir tutumla götürmeye çalıştığını, Ü.S. ve kendisinin bu duruma itiraz ettiğini, bu sırada arbede yaşandığını, kolluğun masaları çekerek odayı dağıttığını, koğuştakilerin etrafını sararak Ü.S.’nin zorla B bloktaki hücreye götürüldüğünü, özellikle baş memur olan kadın infaz koruma memurunun kendilerine dönük yaklaşımlarının taraflı ve saldırganca olduğunu, çoğu zaman kendilerine sataşıldığı ve bu durumun kendilerince tutanak ve disiplin soruşturmasına gerekçe oluşturulmaya çalışıldığını, avukat görüşlerine gelirken dahi infaz koruma memurlarınca “terörist” şeklinde söylemlerde bulunulduğunu, F.E. adlı mahpusun ciddi mide problemlerinin olduğunu, midesinden ameliyat olması gerektiğini, bunun için Ankara’ya götürüleceğini, revir doktorlarının hiçbir surette ilgilenmediğini, görüşmenin evvelindeki hafta hücre cezası nedeniyle götürüldüğü revirde hekimin kendisine herhangi bir şey sormadan ve muayene etmeden evrak tanzim edip gönderdiğini, bir diğer görüşmede ise haftada iki kere arama yapıldığını, aramanın özellikle gece saatlerine denk getirildiğini, arama esnasında odayı dağıttıklarını, eşyalarına zarar verdiklerini, bütün kitaplarına el konulduğunu, günlük iaşe bedelleri kesildiği halde sabah kahvaltısı olarak sadece bir adet domates ve bir adet salatalık verdiklerini, cezaevinde 5 mahpus olduklarını, başka hapishaneye nakil taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini aktarmıştır. 

 

İ.O. isimli mahpus; hoca olmadığı gerekçesiyle hiçbir kurs ve atölye faaliyetinin olmadığını, etrafındaki tüm odalarda adli mahkumların olduğunu ve izole edildiklerini, avukatına ve arkadaşına gönderilen mektuplarına el konulduğunu, bütün cemaatçi ve IŞİD’li mahkumların kendi içlerinde birlikte havalandırmaya çıkarıldıklarını ancak bu uygulamanın kendilerine yapılmadığını, son üç aydır ayda bir spora çıkarıldıklarını, bayram ve resmi tatil günlerinde spora çıkarılmadıklarını, aile görüş saatlerinin bilerek sabah erken saatlere alındığını, bu nedenle ailelerin görüşe gelmekte zorlandıklarını, ziyaretlerde 4 kişiden fazla kimse ile görüştürmediklerini, cemaatçilerin ise 7 kişi ile görüşebildiklerini, kargoların 2 ayda bir verildiğini aktarmıştır. 

 

YOZGAT 1 NO’LU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU    

 

A.T. isimli mahpus, koşullu salıverilme tarihi gelen mahpuslara pişmanlık dayatıldığını, müebbet hükümlü M.N.T.nin 30. yılı Temmuz ayında dolduracağı ve kurula çıkacağı, E.S.nin iyi halli olmadığı gerekçesiyle üçer aylık periyotlarla koşullu salıverilmesinin 12. kez ertelendiğini, mahpuslar A.T., M.K., H.A., M.S.A.nın koşullu salıverilme sürelerinin, iyi halli olmadkları gerekçesiyle 3’er ay uzatıldığı, D.S.’nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu, sürekli öksürük krizleri geçirdiğini, ciddi sağlık problemleri söz konusuyken epilepsi ilacını koridorda infaz memuru gözetiminde ve ağız açma dayatmasıyla almaya zorlandığı, bunu kabul etmediği için ilaçlarını alamadığı aktarmıştır.  

 

YOZGAT 2  NO’LU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

R.K., M.Y., ve S.A. isimli mahpuslar; E.A. isimli mahpusun iki yılı aşkın süredir tek başına tutulduğunu, koşullu salıverme tarihleri gelen mahpuslara idare gözlem kurulunda pişmanlık dayatmasında bulunulduğunu, R.K., M.Ç., S.D., M.A.Ç. isimli mahpusların koşullu salıverme sürelerinin bu sebeple uzatıldığı, uzatma sürelerinin 3 aydan 6 aya, sonrasında da 9 aya çıktığı, İnfaz Hakimliğinin mahpusların iyi halli olmadıklarına dair kararları kaldırmasına rağmen Kurul tarafından yeniden yapılan değerlendirmede oy çokluğuyla iyi halli olmadıklarına dair yeni kararlar verildiğini, M.Ç. ve R.K. isimli mahpusun 3 yıla yakındır tahliyelerinin engellendiğini aktarmıştır 

 

ÇORUM L TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

S.G.,  S.Y.,  H.S., ve A.T. isimli mahpuslar; S.G.’nin aldığı hücre cezaları sebebiyle koşullu salıverilmesinin engellendiğini, A.T. isimli mahpusun iyi halli olmadığı gerekçesiyle  koşullu salıverme süresinin 9 ay uzatıldığı, idari gözlem kurulunda sorulmayan soruların kurul kararına eklendiğini ve A.T.nin kurulda verdiği cevapların yine kararda çarpıtıldığını, kurulda kışkırtıcı ve ceza aldıkları dosya içeriğine dair soruların sorulduğunu, ağırlaştırılmış müebbet hapis rejimine göre infazlarının çektirildiğini, hapishaneye getirilmelerinden itibaren  (3 yılı aşkın bir süredir) tek kişilik hücrelerde tecrit altında tutulduklarını, diğer mahpuslarla aynı odaya geçme taleplerinin keyfi ve gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, suç duyurusunda bulunmuşlarsa da bir sonuç alınamadığını, başvurulara ilişkin takipsizlik kararları verildiğini, konuşacak kimseleri olmadığını, günde sadece bir saat havalandırmadan faydalandırıldıklarını, odalarında telefon kabinleri bulunmadığını, ayrı banyo ve mutfaklarının olmadığını, küçük hücre tipi bir odada kalmak zorunda olduklarını, revire 5-6 ayda bir çıkabildiklerini, revir taleplerinin geçiştirildiğini, hastane sevklerinin çok geç yapıldığını, S.G.nin akciğerinde kitle olduğu fark edilmesine rağmen uzun süredir ultrasona götürülmediğini, diğer mahpuslarla sohbet vb. herhangi bir sosyal hakların kullandırılmadığını, Yeni Yaşam, Birgün, Evrensel gibi muhalif yayınların verilmediğini, yine Meclis TV ve Halk TV gibi televizyon yayınlarına erişemediklerini aktarmışlardır 

 

SUNGURLU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

Ayda iki defa kullandırılan spor hakları dışında hiçbir şekilde etkinlik, atölye, kurs vs. açılmadığı, sohbet yaptırılmadığı, yeni müdür geldiğinden beri müdür görüşmelerinin eskiye kıyasla geç yapıldığı, pandemi görüş telafilerinin sağlanmadığı, telefon görüşmelerinin haftada bir 10 dakika ve açık görüşlerin ayda bir 45 dakika devam ettirildiği, hastane sevklerinin geciktirildiği, diş randevularının 6-8 ayı bulabildiği, Sungurlu, Çorum ve Kırıkkale Devlet Hastanelerinde kelepçeli muayene yapıldığı, V.B. isimli mahpusun hastane sevkinde hapishane çıkışında jandarma tarafında üstü soyularak arama yapılmak istenildiği ve bu nedenle hastaneye götürülmediği, C.G. isimli mahpusun şartlı tahliye tarihi gelmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulunca taraflı koğuşta kaldığı gerekçesiyle 1 yıl uzatıldığı, müebbet hükümlüsü S.G. ve V.B. isimli mahpusların hücre cezaları sebebiyle infazının yakıldığı aktarılmıştır. 

 

ESKİŞEHİR H TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

C.A. ve Y.Ç. isimli mahpuslar; idare ve gözlem kurulu tarafından pişmanlık beyanında bulunmayan hiçbir mahpusun tahliye edilmediğini, Y.Ç. isimli şizofreni hastası mahpusun (30 yılını doldurmuş) koşullu salıverilme süresinin 1 yıl uzatıldığı, sosyal etkinlik haklarının engellendiğini, hastane sevklerinin geciktirildiğini, çok sayıda mahpusun bu nedenle sağlık sorunlarının ilerlediğini, İ.K. ve K.K. isimli mahpusların diş problemlerinin ciddi düzeylere ulaştığı ve tedavilerinin yapılmadığı, özellikle diş hastalıklarından kaynaklı sevklerin aylarca hatta yıllara varan düzeyde geciktiğini, F.E. isimli 76 yaşındaki mahpusun kalp, şeker, hipertansiyon ve böbrek hastası olduğunu, bağırsaklarındaki rahatsızlığın tedavisi olmayan ve bakım gerektiren bir hastalık olduğunu, ilerleyen süreçte tamamen bağırsaklarının kapanabileceğini, bu hastalık nedeniyle 2 defa ameliyat olduğunu, tekrar ameliyat olması gerektiği ancak sevki yapılmasına rağmen tıp fakültesine götürülmediğini, yine kulaklarındaki sorun için de ameliyat olması gerektiğini ancak ameliyatının yapılmadığı, sürekli farklı doktorlara götürüldüğü ve ameliyat konusunda bu nedenle sorun yaşadığı, dilekçelerinin işleme alınmadığı, hastaneye sevkler sırasında dayatılan ağız içi aramaya itiraz edilmesi nedeniyle disiplin cezaları verildiğini, idarenin uygulamalarına ilişkin şikayet dilekçelerinin ise infaz hakimlikleri ve ağır ceza mahkemeleri tarafından devamlı olarak reddedildiğini, M.Y. isimli mahpus hapishanede siyasi mahpusların kaldığı tutuklu koğuşunun olmaması nedeniyle tek kişilik hücrede tutulduğunu, koğuş değişikliği taleplerinin işleme alınmadığı, tutuklu olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbetlerin infaz koşullarına göre tutulduklarını, 45 dakika havalandırmaya çıkarıldıklarını aktarmışlardır. 

 

AFYON T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

R.T., M.S.K. ve S.E. isimli mahpuslar; ağız içi arama dayatmasının devam ettiğini, bu nedenle hastaneye gidemediklerini, muhalif hiçbir yayına ulaşamadıklarını, televizyonda Halk TV kanalını  talep etmelerine rağmen verilmediğini, sosyal hakların genel olarak engellendiğini, uzun süredir koşulların aynı olduğunu, sevk taleplerine hiçbir şekilde cevap verilmediğini ya da kabul edilmediğini, keyfi disiplin cezaları verildiğini ve çok sayıda disiplin soruşturmasının açıldığını, iki oda halinde kaldıklarını, tahliyeler ile birlikte sayılarının azaldığını ve odaların birleştirilmesini istediklerini ancak idarenin bu duruma olumlu yaklaşmadığı, İ.A. isimli mahpusun çok fazla rahatsızlığının olduğunu, bu durumu daha önce de idareye ilettiklerini, şartlı tahliye tarihinde tahliye olmasının bu nednele önemli olduğunu aktarmışlardır. 

 

BOLVADİN T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

A.B. isimli mahpus; hasta mahpusların sevklerinin yapılmaması nedeniyle çok uzun süredir hastaneye gidemediklerini, kendisinin Hepatit B hastası olmasına rağmen hastalığında bir ilerleme olup olmadığını bilmediğini ve hastalığının düzenli takip gerektirmesine rağmen 1 seneyi aşkındır hastaneye gidemediğini, sosyal etkinliklere izin verilmediğini, spor hakkının kullandırılmadığını, 

 

Ö.K. isimli mahpus; görme yetisinin gittikçe azalmasına rağmen 2 seneye yakındır hastaneye gidemediğini, muhalif hiçbir yayına ulaşamadıklarını, televizyon kanallarını izleyemediklerini, hiçbir sosyal hakkın kullandırılmadığını, hiçbir atölyenin olmadığını, resim malzemeleri olmasına rağmen idarenin resim atölyesi açmadığını, bunun için bir yer vermediğini, kendi resim malzemelerinin de verilmediğini, bu konuda idare ve gözlem kuruluna yapılan başvurunun reddedildiğini, etkinlik, spor hakkı gibi idareye yaptıkları her türlü talepte idarenin, İdare ve Gözlem Kurulunun yetkili olduğunu söyleyerek adeta topu onlara attığını söylediğini, kurulun da her türlü talebi reddettiğini, 2-3 aydır kütüphaneye çıkamadıklarını, idarenin sürekli bu talepleri ertelediğini, odada yalnızca 5 kitap tutabildiklerini (ayda 5 kitap verildiğini) ve ayrıca kütüphaneden yararlandırılmadıklarını, hiç gazete verilmediğini ve bunun nedeninin de idare tarafından kendilerine bayi olmadığı ve Bolvadine gazete gelmediği şeklinde iletildiğini, şartlı tahliyesi engellenen V.O., H.A. ve J.K. isimli mahpusların bulunduğunu aktarmıştır. 

 

KARABÜK T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU 

 

H.A., R.D., Ç.İ., M.S., A.K. ve S.T. isimli mahpuslar; 17 mahpusun iyi halli olmadıkları gerekçesiyle koşullu salıverme sürelerinin uzatıldığı, hastaneye rutin sevklerin yapıldığı fakat ağız içi arama dayatması sebebiyle mahpusların zorunlu olmadıkça hastaneye gitmediklerini, hastaneye sevklerin kelepçeli şekilde yapıldığı, 10 Haziran 2024’te TEM şube tarafından odalara yapılan baskında el konulan defter, fotoğraf, kitap vb. kişisel eşyaların henüz iade edilmediğini, oda değişikliği taleplerinin reddedildiğini, dışardan gönderilen çamaşırı, terlik, çorap vb. eşyaların kabul edilmediğini, kantin fiyatlarının pahalılığı sebebiyle temel ihtiyaçlarını karşılamada zorluk çektiklerini, sosyal etkinliklerin keyfi şekilde kaldırıldığı, spor aktivitelerinin sadece ayda 2 kere yapıldığı, aile görüş günleri keyfi şekilde değiştirildiği için uzak şehirlerden ortak araçla gelen ailelerin görüşe gelmelerinin zorlaştıldığı, muhalif gazete ve dergilerin kendilerine verilmediği aktarmıştır. 

 

GENEL DEĞERLENDİRMELER 

 

Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerde başta işkence yasağı, mahpusların tutulma koşulları, hapishane idarelerinin yetkilerinin sınırları, hapsedilenin hakları hakkında belli kural ve standartlar bulunmaktadır 

 

Mahkumlara Uygulanacak Muameleye İlişkin Standart Asgari Kurallar (1955), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 2006/2 sayılı Avrupa Hapishane Kuralları, AİHS ve ulusal mevzuat hükümleri, mahpusların tutulma koşullarının insan onuruna uygun olması gerektiğini düzenlemektedir 

 

Bu bağlamda mahpusların beyanlarına göre hapishanelerde gerçekleşen hak ihlalleri şöyledir: 

 

  1. Sağlık Hakkı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri 

  • Hapishanede kalamazraporuna rağmen tahliye edilmeyen ağır hasta mahpusların olduğu, ağır hasta mahpusların ATK’nın bilimsel değerlerden uzak ve taraflı raporları sebebi ile tahliye olamadıkları 

  • Hastaneye sevklerin çoğu zaman yapılamadığı ve birçoğunun da çok geç yapıldığı, mahpuslara hastanelere sevkleri sırasında ağız içi arama ile çıplak arama gibi onur kırıcı dayatmalarda bulunulduğu, bu dayatmaları kabul etmeyen mahpusların sağlığa erişim ve tedavi haklarının ihlal edildiği 

  • Mahpusların ambulans araçları ile değil “ring” adı verilen ve hasta mahpusları taşımaya elverişli olmayan araçlar ile hastanelere sevk edildiği, ring araçlarının hasta taşımaya uygun koşullarda olmadığı, tekli olarak dizayn edildikleri, küçük ve havasız oldukları, bu nedenle sevklerin mahpuslar için bir eziyete dönüştüğü, yine sevklerin onur kırıcı muameleden biri olan kelepçe ile gerçekleştirildiği, 

  • Hapishanelerde sağlıklı ve yeterli gıdaya erişimin olmadığı, idarelerce verilen yemeklerin yetersiz kaldığı, diyet yemeklerin verilmediği, 

  • Bazı hapishanelerde (Kırşehir S Tipi ve Yüksek Güvenlikli) alt yapı sorunları nedeni ile temiz suya erişimde ciddi sıkıntılar yaşandığı, suların günde en fazla birkaç saat verildiği ve verilen suyun çamurlu, paslı, yağlı ve kokulu olduğu, içilebilecek ya da kullanılabilecek durumda olmadığı, bu nedenle başta beslenme olmak üzere beden temizliği ile diğer temizlik ihtiyaçlarının giderilemediği ve pek çok mahpusun bu nedenle sağlık sorunları yaşadığı, 

  • Hapishanelerin, mahpusların sağlıklı bir yaşam sürmesine elverişli şekilde inşa edilmediği, bazı hapishanelerde inşaat malzemelerinin hala durduğu, aylarca temizlik yapılmadığı, havalandırma alanlarının dar olduğu tespit edilmiştir 

 

  1. İşkence ve Kötü Muamele Yasağı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri 

 

  • Mahpusların gardiyanlar tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete, sayım ve arama esnasında küfür ve hakarete maruz kaldıkları, yemeklerin verildiği sırada kapılarının çok sert açılıp kapatıldığı 

 

  • Özellikle yeni gelen mahpuslara çıplak arama dayatıldığı, bunu kabul etmeyen mahpuslar hakkında soruşturmaların açıldığı, bu soruşturmalar neticesinde yoğunluklu olarak hücreye koyma disiplin cezaları verildiği 

 

  • Mahpuslara hastaneye sevkleri sırasında jandarma tarafından ağız içi arama dayatması uygulandığı, muayenelerin kelepçeli gerçekleştirildiği, 

 

  • Mahpusların tüm sosyal ilişkilerini kesecek yöntemlerle tecrit uygulamalarının işletildiği, mahpuslara kanunda tanımlanan sohbet, sosyal etkinlik ve spora çıkma faaliyetlerinin kullandırılmadığı, hukuk dışı ve keyfi kararlar ile mahpuslara spor faaliyetlerinden men, görüş yasağı, hücreye koyma cezalarının sık sık uygulandığı, 

 

  • Şartları oluşmadığı haldegüvenlikgerekçesiyle mahpusların tek kişilik koğuşlarda tutulduğu, bu yöntemlerle mahpusların psikolojik baskıya maruz bırakıldıkları, 

 

  • İdarenin mahpusları kendi arkadaşlarına yakın odalarda değil, diğer adli, IŞİD’li ya da cemaatten hüküm giyen mahpuslarla aynı koridorlardaki odalarda tuttuğu, bu durumun hapishanelerde ciddi bir gerginlik yarattığı tespit edilmiştir. 

 

  1. Kişi Güvenliği ve Özgürlüğü Hakkı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri 

 

  • Koşullu salıverilme tarihleri gelen mahpusların, idare ve gözlem kurullarının keyfi ve hukuksuz kararları ile tahliyelerinin engellendiği, bazı hapishanelerde bu durumun rutin bir uygulamaya dönüştürüldüğü, idare ve gözlem kurullarının şartlı tahliyesini engellediği mahpuslara yönelik hazırlanan “İyi Halli Olmadığıraporlarında mahpusun ailesinin ziyaretine gelmediği, halay çektiği, fazla kitap okuduğu, pişman olmadığı, selam vermediği, personele mesafeli olduğu, etkinliğe katılmadığı gibi hukuk dışı, taraflı ve keyfi gerekçelere yer verildiği tespit edilmiştir. 

 

  1. Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri 

 

  • Mahpusların ailelerine yakın cezaevlerine nakil taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiği, mahpusların genellikle ailelerinden çok uzak hapishanelere sürgün edildikleri, sık sık oda değişikliklerinin yapıldığı, bu nedenle görüş günlerinin değiştiği, değişen görüş günleri sebebiyle mahpusların aileleri ile görüş gerçekleştiremedikleri, verilen disiplin cezaları yoğunlukla görüş yasağı ve hücreye koyma şeklinde olduğu için mahpusların aileleri ile iletişiminin engellendiği 

 

  • Gece geç vakitlerde ve baskın şeklinde aramalar yapıldığı, bu aramalar sırasında mahpusların özel eşyalarına zarar verildiği, aile fotoğraflarına el konulduğu, mahpusların defter ve yazılarına el konulduğu, 

 

  • Yüksek güvenlikli hapishanelerde 3 kişilik odalarda kamera bulunduğu, mahpusların özel alanının kalmadığı, avukatlar ile yapılan görüşmelerde üç dört gardiyanın gözetmenlik yaptığı tespit edilmiştir. 

 

  1. Haberleşme Özgürlüğü Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri 

 

  • İnfaz Kanunu’nunHükümlünün Haklarıbaşlığı altında düzenlediği süreli ve süresiz yayınlardan yararlanma haklarının engellendiği, mahpusların ısrarla talep ettikleri ve herhangi bir yayın yasağı olmayan gazetelerin mahpuslara verilmediği, televizyonda muhalif hiçbir kanalın olmadığı, çoğu hapishanede televizyonda tek bir kanalın açık olduğu, aramalarda mahpusların radyolarına el konulduğu, 

 

  • Mahpusların mektuplarına sansür uygulandığı, iadeli ve taahhütlü gönderilmediğinde mektupların akıbetinin bilinmediği ve ulaştırılmadığı, hapishanedeki diğer mahpuslara yazılan mektupların gönderilmediği, Kürtçe yazılan mektupların sakıncalı bulunarak teslim edilmediği, Kürtçe kitapların inceleme adı altında 8-9 aya varan sürelerle mahpuslara verilmediği, mahpusların anadillerinde haberleşmesinin, okuma ve yazmasının engellendiği tespit edilmiştir. 

 

  1. Dilekçe Hakkı Kapsamında Tespit Edilen Hak İhlalleri 

 

  • Mahpusların yaşadıkları hak ihlallerini dışarıya iletme mekanizmalarının başında gelen dilekçe hakkının, dilekçelerin hapishane idaresi tarafından ilgili kurumlara iletilmemesi şeklinde ihlal edildiği, gönderdikleri dilekçelere çoğu zaman alındı kayıt belgesinin verilmediği tespit edilmiştir. 

 

TALEP VE ÖNERİLER 

 

  • Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi, tedaviye ulaşmada hapishane idaresi tarafından yapılan onur kırıcı muamele ve engellemeler, hem ulusal mevzuata hem de uluslararası sözleşmelere aykırı olup tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkı ihlaline yol açılmaktadır. Görüşmelerimiz sonucunda tespit edilen sağlığa erişim hakkı ihlallerinin ortadan kaldırılması için Adalet Bakanlığı pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, infazını hapishane koşullarında sürdürmesi mümkün olmayan mahpuslar için alternatif infaz usulleri aranmalı ya da sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi/geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler başlatılmalıdır. 

 

  • Mahpusların tedavi ve muayene haklarının kullanımı önündeki en büyük engellerden olan ağız içi arama işkencesinin dayatılması ve mahpusların bu uygulamaları kabul etmemesi sebebiyle onlarca hasta mahpusun hastaneye sevkleri engellenmektedir. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama dayatmasına ve diğer yasaklı arama usullerine son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri sağlanmalıdır. Mahpusların talebi doğrultusunda daha iyi tedavi görebilecekleri hastanelerin bulunduğu illere nakil talepleri kabul edilmelidir. Bu talepler keyfi gerekçelerle geciktirilmemelidir. 

 

  • Mahpusların en temel ihtiyaçlardan olan gıdaya ve temiz suya erişimdeki kısıtlılıklara son verilmeli, hapishanelerdeki alt yapı sorunları bir an önce giderilmeli, yemekler mahpusların sağlıklı ve dengeli beslenmesine elverişli nitelikte olmalıdır. Hasta mahpusların diyet yemek düzenlerine dikkat edilmeli, buna dair yükümlülükler yerine getirilmelidir. 

 

  • Mahpusların genel sağlıklarının korunabilmesi için temizlik malzemesine erişimleri sağlanmalı ve hapishaneler hijyen koşullarına uygun hale getirilmelidir. Fiziki yapısı mahpusların bedensel ve ruhsal sağlığını bozmaya elverişli hapishaneler derhal boşaltılmalıdır 

 

  • Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil, daha hijyenik ve sağlık koşullarına uygun araçlarla taşınması sağlanmalıdır. 

 

  • İdare, sosyal devlet ilkesi uyarınca dezavantajlı ve hasta mahpuslara, gerekli korse, tekerlekli sandalye, ortopedik yatak, gözlük, mercek gibi medikal malzemeleri ücretsiz bir şekilde sağlamalı, tedavileri için gerekli olan ilaçları geciktirmeden temin etmelidir 

 

  • Mahpusların muayenesi sırasında jandarmanın muayene odasında bulunması ya da muayenenin mahpus kelepçeli iken gerçekleştirilmesi uygulamasına son verilmeli, hasta mahremiyeti gözetilerek ve eşit koşullarda, insan onuruna uygun şekilde bir muayene gerçekleştirilmeli, bu konuda Sağlık Bakanlığı nezdinde gerekli girişimlerde bulunulmalıdır.  

 

  • Raporumuzda ayrıntılı bir şekilde açıklanan ve gerek mahpuslara gerekse de ailelerine karşı gerçekleştiği ifade edilenÇıplak Arama” işkencesine ivedilikle adli ve idari soruşturmalar başlatılmalı, olay tarihlerinde görevli olan tüm personel tespit edilmeli, yaşanan olaylara ilişkin olarak tüm deliller etkin ve şeffaf bir şekilde toplanmalı, sorumluların yargılanması sağlanmalıdır. 

 

  • Odalarda aramanın gece ya da şafak vakti ve baskın biçiminde yapılması ve arama esnasında mahpusların eşyalarına zarar verilmesi, mahpuslara yönelik arama adı altına işkence ve kötü muamelede bulunulmasına yönelik de etkin ve şeffaf soruşturmalar başlatılmalı, sorumlu kamu görevlileri yargılanmalıdır. 

 

  • Mahpusların bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi ve infaz süresince sosyal ilişkilerden kopmamaları için ortak alan faaliyetlerine büyük önem verilmeli, keyfi süre ve grup kısıtlamalarına son verilmelidir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpuslar uzun süre sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır 

 

  • Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan tüm toplumsal gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken, gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri güncel olarak takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasını sağlamaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Radyo ve televizyon kanalı engelleri de aynı sonucu doğurmaktadır. Bu uygulamalara son verilmeli, mahpuslara uygulanan kitap kotası kaldırılmalı ve mahpusların haberleşme hakları bağlamında dergi, gazete, radyo, televizyon yayınlarına ulaşımı sağlanmalıdır. 

 

  • İdare Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik uyarınca hapishane idarelerinin mahpuslara karşı hukuk dışı keyfi kararlar aldığı görülmektedir. Bu kurullar hukukun dışına çıkarak mahpusların şartlı tahliyelerini “iyi halli olmadığıgerekçeleri ile engellemektedir. Bu Yönetmelik ile getirilen aleyhe uygulamalar geçmişe yürütülmemeli, lehe kanun ilkesi uygulanmalı, ayrıca ilgili yönetmeliğin iptali ile idare ve gözlem kurullarının yetkileri kısıtlanmalıdır. 

 

  • Mahpuslar ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilmekte, aileler görüş için uzun seyahatler yapmak zorunda bırakılmaktadır. Bu durum hem mahpusları hem de ailelerini zorlamaktadır. Mahpusların ailelerine yakın hapishanelere nakledilme taleplerinin gerekçesiz ve keyfi bir şekilde reddedilmesine son verilmeli, mahpuslar ailelerine yakın hapishanelere sevk edilmelidir. Başka hapishanelere sevk edilen mahpusların eşyaları kendilerine gönderilmeli ve mahpusun yanına yeteri kadar eşya almasına izin verilmelidir. Mahpusların yas tutma hakkına saygı gösterilmeli ve yakınlarının cenazesine katılması sağlanmalıdır. 

 

  • Mahpusların hapishane idaresi, Cumhuriyet Başsavcılığı, İnfaz Hakimliği, TBMM gibi adli ve idari mercilere yazdıkları dilekçelere kayıt numarası, alındı belgesi verilmeli, dilekçelerin akıbeti hakkında kendilerine bilgi verilmeli, söz konusu dilekçeler ilgili makamlara iletilmelidir 

 

Son Olarak, 

 

  1. Ulusal ve uluslararası mevzuat ile evrensel hukuk ilkeleri birlikte göz önüne alındığında Derneğimize gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personelinin hak ihlaline neden olan bu uygulamalarına bir an önce son vermesi ve idarenin üzerine düşen pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. 

 

  1. Çıplak arama, ağız içi arama, ayakta nizami sayım, tecrit gibi insan onuruna aykırı tüm uygulamalara hapishane idarelerince genelliklegüvenlikgerekçe gösterilerek yasal kılıflar bulunduğu, mevzuat bu anlamda kesin yasaklar içermediği, aksine yoruma açık ve belirsiz düzenlemeler içerdiğinden hapishane idaresince bu tür uygulamalara sık sık başvurulduğu anlaşıldığından infaz yasasında insan onurunu gözetecek şekilde yeni düzenlemeler yapılması gerekmektedir 

 

  1. Kelepçeli muayene, ring aracında kelepçeli yolculuk gibi Adalet Bakanlığı dışındaki kurumları ilgilendiren vegüvenlikgerekçelerinin insan onurundan ve temel insan haklarından üstün tutulduğu uygulamaları önleyici yasal değişiklikler yapılmalıdır. Nakil, disiplin cezaları, haberleşme hakkı gibi pek çok konuda Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararları gözetilerek, ihlallerin önlenmesi için kalıcı düzenlemelere gidilmelidir 

 

  1. İnfaz yakmalara neden olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmalı, mahpusların aleyhine getirilen bu düzenlemeye karşı lehe kanun ilkesiuygulanmalıdır. Yürürlükteki “iyi halkriterleri belirlenmeden önce hükümlülerin hapishanedeki koşulları hakkaniyetle tespit edilmeli, “iyi haldeğerlendirmesi yapmadan önce hapishanelerin insan onuruna uygun fiziki ve sosyal koşulları yaratılmalıdır 

 

  1. İç Anadolu hapishanelerindeki ağır hasta mahpusların durumları, hapishanelerde artarak derinleşen hak ihlalleri ve işkence uygulamaları ile ilgili olarak ulusal ve uluslararası hukukun gerektirdiği şekildebağımsızdenetim mekanizmalarının oluşturulması için devlet yetkililerinin derhal gerekli çalışmaları başlatması gerektiğinden söz konusu kapalı ceza infaz kurumlarında yaşanan hak ihlallerine karşı Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, TİHEK ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu harekete geçmeli ve bu hak ihlalleri konusunda duyarlı olarak üzerine düşen bağımsız önleme ve denetim sorumluluğunu yerine getirmelidir. 

 

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ ANKARA ŞUBESİ