Duyurular
VAN-AHLAT – PATNOS HAPİSHANELERİ HAK İHLALLERİ RAPORU, hapishane,hak ihlali, mahpus
02.11.2023

VAN-AHLAT – PATNOS HAPİSHANELERİ HAK İHLALLERİ RAPORU

AĞUSTOS - EYLÜL - EKİM 2023

 

A- GİRİŞ

Farklı tarihlerde, farklı hapishanelerde hak ihlallerine uğrayan mahpusların bizzat, vekilleri veya aileleri tarafından Van Barosu’na, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Van Şubesi ve Tuhayder’e yapılan başvurulara istinaden, Van Barosu İHM Hapishane Komisyonu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Van Şubesi üyeleri tarafından mahpuslarla görüşmeler gerçekleştirilmiş, gerçekleştirilen bu görüşmeler neticesinde tespit edilen hususlar raporlaştırılmıştır.

 

B-RAPORUN AMACI

Hapishanelerde yaşanan Temel hak ve hürriyetlere ilişkin ihlallerin tespiti, yetki ve sorumluluğu olan merci ve kurumların bu ihlallerin sonlandırılmasına yönelik harekete geçmelerini sağlamak, ihlallere ilişkin etkili soruşturma yürütülmesine katkı sağlamak ve kamuoyunun dikkatine sunmaktır.

 

C-YÖNTEM

Bu raporda avukatlar tarafından hapishanelerde gerçekleştirilen ziyaretler dışında mahpusların aileleri ile yapılan telefon görüşmelerinden ve mahpusların avukatlarına gönderdikleri mektuplardan edinilen bilgiler kullanılmıştır. Mahpusların güvenliği açısından isimlerine yer verilmemektedir.

Rapor tarihi itibariyle;

  • Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi,
  • Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  • Van T Tipi Kapalı Hapishanesi,
  • Ahlat T Tipi Kapalı Hapishanesi,
  • Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesine ziyaret gerçekleştirilmiştir.

 

D-HAPİSHANE ZİYARETLERİ, GÖRÜŞMELERDE AKTARILAN HAK İHLALLERİ

1-VAN F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Mahpuslardan M.Y. ve B.T. ile gerçekleştirilen görüşmelerde;

  •       {C}Oda aramalarının haftada bir-iki defa gibi bir sıklıkta olduğu, yapılan aramalarda koğuşların dağıtıldığı, bu aramalar esnasında idare tarafından verilen kitaplara dahi el konulduğunu, aramalar sırasında koğuşta bulunan ve mahpuslara ait eşyaların kırıldığı,
  •         {C}Ağır hasta mahpuslardan yalnızca kalp rahatsızlığı olan hastalara karşı titiz davranıldığı, ancak diğer hasta mahpuslara karşı yükümlülüklerin yerine getirilmediği, diş hastalığı olan mahpusların revire veya hastaneye sevk edilmedikleri, tedavilerinin sağlanmadığı,
  •         {C}Kürtçe yayınların, muhalif yasal yayınlardan radyo, tv ve gazetelerin yasak olduğu, Türkiye genelinde yasak olmayan bazı yayınların ve kitapların hapishane idaresi tarafından keyfi olarak yasaklandığı,
  •         {C}Açık görüşlerin 45 dakika ile sınırlandırıldığı, telefon görüşlerin haftada bir defa 10 dakika olduğu, görüntülü aramanın olmadığı,
  •          {C}Açık görüşlerde, mahpusların kendi görüşçüsü olmayan diğer tanıdık ailelere selam verdiklerinde haklarında disiplin soruşturmaları başlatıldığı,
  •          {C}Mahpusların talep etmelerine rağmen kurs, atölye, resim vb. sosyal aktivitelerin olmadığını ve sosyal faaliyetler ve kurs faaliyetleri bazı koğuşlarda tamamen durdurulmuş olduğu,
  •        {C}Birçok mahpusa keyfi gerekçelerle disiplin soruşturması açıldığı, en son yapılan aramada eşyalarının dağıtılmasına ve parçalanmasına tepki gösteren mahpusun önce süngerli odaya alındığı, ardından hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı,
  •        Koğuşlarda 1 ve 3 kişi olarak kaldıklarını, hem hücrelerin hem de koğuşların fiziki koşulları itibariyle ve hijyenik açıdan kötü oldukları, özellikle hücrelerin hareket alanlarının çok dar olduğu,
  •          {C}Havalandırma saatlerinde son bir haftaya kadar herhangi bir sıkıntının olmadığını, ancak son bir haftadır kapıların geç açılıp erken kapatıldığı, havalandırmaların üstü kısımlarının tellerle kaplı olduğu, kameraların olduğu,
  •        {C}Gerekçesiz bir şekilde sürekli olarak sürgünlerin olduğu,
  •        {C}Mahpuslara verilen yemeklerde katı yağ kullanıldığı ve bu durumun mahpusların sağlığını kötü etkilediği,

 

Hususları tarafımıza aktarılmıştır.

 

2-VAN YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ

Mahpuslardan R.B. ve F.B. ile gerçekleştirilen görüşmelerde;

  •        {C}Çıplak arama yapıldığı, bu muameleye itiraz edildiğinde çıplak arama yapılmadığı, ancak yeni gelen mahpuslara ağız içi aramanın uygulandığı,
  •       {C}Ayda iki defa şeklinde, kimi zaman odalar dağıtılarak, yataklar yırtılarak, kimi zaman da usulüne uygun oda aramalarının yapıldığı, bu durumun aramayı yapan infaz koruma memurunun tavrına göre değişiklik gösterdiği,
  •      {C}Revire gitme taleplerine ilişkin 3 haftada sonuç alındığı, hastane sevklerinin uzun bir zaman aldığı, çoğu kez talepten 4 aydan sonra sevkin sağlandığı, idarenin bu durumun gerekçesi olarak mahpus sayısının yoğunluğu sebebini sunduğu,
  •          {C}Yasaklı olmamasına rağmen Yeni Yaşam, Evrensel ve Karar gibi muhalif gazetelerin hapishaneye getirilmediği,
  •     {C}Kürtçe yayınların, muhalif yasal yayınlardan radyo, tv ve gazetelerin yasak olduğu, Türkiye genelinde yasak olmayan bazı yayınların ve kitapların hapishane idaresi tarafından keyfi olarak yasaklandığı,
  •        {C}Yasaklı olmamasına rağmen mahpuslara gönderilen  bazı kitapların idare tarafından el konulduğu ve mahpuslara verilmediği,
  •        {C}Maddi durumu kötü olan mahpusların aileleri tarafından gönderilen eşyaların kantinde satıldığı gerekçesiyle mahpuslara verilmediği, kargoların geç verildiği kargoların teslim edilmesinin çoğu zaman bir ayı geçtiği,
  •       {C}Haftada bir gün spor ve sohbet faaliyetlerine izin verildiği, fakat atölye ve kurs gibi kültürel faaliyetlerin olmadığı, buna yönelik taleplerin sürüncemede bırakıldığı,
  •          {C}Kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, kırtasiye ürünlerinde çeşitlilik olmadığı,
  •        {C}Yemeklerin az verildiği ve besin değerinin düşük olduğu
  •         {C}Oda değişikliği taleplerinin cevapsız bırakıldığı ve odalarda kameraların olduğu,
  •        {C}Birçok mahpusun koşullu salıverilme tarihleri geçmesine karşın hapishane gözlem kurulu kararları ile infaz sürelerinin gerekçesiz uzatıldığı, hasta mahpus infaz süresini tamamlamasına rağmen tahliye edilmeleri için İdare ve Gözlem Kuruluna çıkarılmadığı ve infazlarının keyfi nedenlerle uzatıldığı,
  •       {C}Hapishane idaresinin farklı suç kategorisinde bulunan mahpus koğuşlarının yan yana getirildiği, telefon ve aile görüşlerinde mahpusların beraber çıkarıldıkları ve tartışma yaşadıkları,
  •        {C}PKK dosyasından hükümlü bir mahpusun İŞİD dosyasından hükümlü bir mahpusla beraber telefon görüşüne çıkarıldığı zaman İŞİD dosyasından hükümlü olan mahpusun PKK dosyasından hükümlü olan mahpusu ölüm ile tehdit ettiği,

Hususları tarafımıza aktarılmıştır.

 

3-VAN T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Mahpuslardan F.A. ve Y.A. ile gerçekleştirilen görüşmelerde,

  •  {C}Telefon görüşmelerinin haftada 2 kez, 10'ar dk olduğu ve bunun az olduğu, kapalı görüşlerin ve açık görüşlerin 1 saat ile sınırlandığı,
  •  {C}Kürtçe yayınların, muhalif yasal yayınlardan radyo, tv ve gazetelerin yasak olduğu, Türkiye genelinde yasak olmayan bazı yayınların ve kitapların hapishane idaresi tarafından keyfi olarak yasaklandığı,
  •     {C}Kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, kantinden istedikleri eşyaların stoklarda olmadığı gerekçesiyle sağlanmadığı veya geç sağlandığı,
  •  {C}Hastane sevkleri esnasında tekli ring aracı ile ve kelepçeli olarak sevk sağlandığı, bazen muayene esnasında kelepçenin çıkarılmadığı,
  • Yıldız Akdoğan isimli mahpusun 14/10/2023 tarihinde tahliye olması gerekirken iyi halli olmadığı gerekçe gösterilerek tahliyesinin uzatıldığı,

Hususları tarafımıza aktarılmıştır.

 

4- AHLAT T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Mahpuslardan B.B, A.T, H.G, V.Ö ve N.İ ile yapılan görüşmelerde

  • Mahpusların hastane ve revire sevklerin genellikle yapılmadığı veya geciktirildiği, özellikle diş ağrısı gibi acil müdahale gerektiren rahatsızlıklar yaşandığından müdahalenin haftalar ve bazen de aylar sürebildiği, sevklerin Ahlat Devlet Hastanesine yapıldığı ancak bu hastanenin tam teşekküllü olmaması nedeniyle tedavilerin sağlanmasında yetersiz kaldığı,
  • Hastane sevkleri sırasında çift kelepçe takıldığı, çoğu zaman mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığı, mahpusların bu uygulamaya tepki olarak muayene olmadan hapishaneye geri döndükleri,
  • Nazım ÇAĞLAK isimli mahpusun kalp hastası olduğu, kalbinde birden fazla stend olduğu, söz konusu stendlerin de kalp damarcıklarını açamadığı, bir böbreğinin alınmış olduğu ve kalan böbreğinin de %40 fonksiyonlu çalıştığı, fıtık rahatsızlığından dolayı yürümekte dahi zorlandığı, hapishanede yaşamını sürdürmeye devam edemeyeceği, yeterli tedaviye ulaşamadığı, tedaviye ulaşabileceği bir hapishaneye sevkinin talep edildiği ancak bu talebe olumlu bir dönüş yapılmadığı,
  • Hasan RAŞİDİ isimli mahpusun daha önceki bir süreçten kaynaklı yaralanmaları nedeniyle tedavisinin devam etmesi gerektiği ancak hapishane ve ilçe hastanesinin uygun tedavi koşullarını sağlamak için yeterli olmadığı, tedaviye ulaşabileceği bir hapishaneye sevkinin talep edildiği ancak bu talebe olumlu bir dönüş yapılmadığı,
  • Barış DEMİR isimli mahpusun kulağını temizlerken zarar verdiği ve duyma kaybı yaşadığı, revirde tedavisinin sağlanamadığı ve Ahlat Devlet Hastanesini tedavisini sağlamakta yetersiz kaldığı, tam teşekküllü bir hapishaneye sevk edilerek tedavisinin sağlanması gerektiği,
  • İdare ve Gözlem Kurulu'nun koşullu salıverilme uygulaması için mahpuslarla yaptığı görüşmelerde "PKK hakkında ne düşünüyorsun, Abdullah Öcalan hakkında ne düşünüyorsun" gibi infaza ilişkin olmayan sorular sorduğu, ceza yargılaması yapar gibi uygulandığı, mahpusların keyfi gerekçeler ile koşullu salıverilme haklarından yararlandırılmadıkları, Barış DEMİR, Vedat ÖNCÜ ve Refik ASLAN'ın İdare ve Gözlem Kurulu'nun keyfi kararları nedeniyle ceza infazında koşullu salıverilme haklarından yararlandırılmadıkları,
  • Yeni Yasam gazetesi başta olmak üzere muhalif gazetelerin mahpuslara verilmediği, yayın hakkı bulunan TV kanallarının yayınlanmadığı, KRT, TELE1, Halk TV gibi muhalif kanalların verilmediği, 7 kitap bulundurma şeklinde kitap kotası uygulandığı, dışarıdan kendilerine gönderilen kitapların çoğu zaman mahpuslara verilmediği, Kürtçe kitap ve dergilerin hiç verilmediği,
  • Bir zarfta yalnızca bir mektup olması şeklinde bir sınırlama getirildiği, mahpusların masraflardan tasarruf yapmak için aynı yere gidecek bir zarfa birden fazla mektup konulmasına izin verilmediği, mektupların geç gönderildiği, iç postanın yaklaşık 4 ay sürdüğü,
  • Kargo ile mahpuslara gönderilen eşyaların geç verildiği, aileleri tarafından gönderilen eşyaların alınmadığı, iç çamaşırı gibi bazı eşyaların hapishane kantininden almaya zorlandıkları ve kantin fiyatların çok yüksek olduğu, kantin isteme sürelerine idarece uyulmadığı, kantinden istenen ürünlerin eksiksiz olarak sağlanmadığı,
  • Oda değişim taleplerinin karşılanmadığını,
  • Hapishane yönetimince her gün yapılan sabah ve akşam sayımlarının ayakta yapılmasını dayattığı, ayakta sayıma itiraz eden mahpusların çeşitli disiplin cezaları ile cezalandırıldıkları,
  • Hapishanede saç tıraşı olmak için bir berber alanı veya berber odası olmadığı ve koridorda sandalye koyularak mahpusların kötü koşullarda saç ve sakal tıraşı olabildikleri, birçok mahpusun buna tepki olarak tıraş olmadıkları,
  • Adli mahpusların haftada 20 dakika telefon görüşmesi yaptığı, siyasi mahpusların ise 10 dakika ile sınırlı telefon görüşmesi yapabildikleri, bu sürenin yetersiz olduğu, siyasi mahpuslara görüntülü telefon görüşmesi yaptırılmadığı
  • Mahpuslarca daha önce talep edilmiş olmasına rağmen spor dışında hiçbir etkinlik, sohbet, atölye ve kursun olmadığı, taleplerinin reddedildiği, spor için ise ayda 2 saat olacak şekilde izin verildiği,

Hususları tarafımıza aktarılmıştır.

 

5- PATNOS L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ

Mahpuslardan H.E., M.K. ve B.K. ile yapılan görüşmelerde

  •        {C}31.08.2023 tarihinde Patnos L tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan Mizgin kayıtbey, Lale kabişen ve Nazlıcan Barışer isimli kadın mahpuslar ile yapılan görüşmelerde koğuşlarının erkek gardiyanlar tarafından aranmak istendiği bunun üzerine kadın mahpusların karşı çıktıkları ve disiplin cezaları aldıkkları belirtilmiştir. Söz konusu disiplin cezalarına karşı kadın mahpusların kapılara vurma şeklinde protesto ettikleri ve akabinde işkenceye uğradıklarını, domuz bağı ile bağlanıp 4 saat boyunca bekletildikleri tarafımıza aktarılmıştır. İşkenceye karşı aile ve mahpus başvuruların alındığı ve gerekli suç duyurularının yapıldığı,
  •      {C}Hapishanede  yeterli doktor ve sağlık personeli bulundurulmadığı, kurum revirindeki doktorların sık sık değişmesi sebebiyle mahpusların tedavi sürecinde aksamalara sebebiyet verildiği, hastane sevklerinin geç yapıldığı, jandarma birimleri tarafından tedavi için hastaneye götürülen mahpuslara tedavi esnasında dahi kelepçe uygulandığı, mahpusların sığamayacağı darlıkta olan tekli ring aracı ile sevklerinin yapıldığı,
  •    {C}Ağır hastalıkları bulunan ve bu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmesi gereken mahpusların hastaneye sevk sevklerinin çok geç yapıldığı,
  •     {C}Mahpuslar hakkında ortada somut durumlar olmadığı halde keyfi disiplin soruşturmalarının başlatıldığı;
  •     {C}Odalarda yapılan aramalarda defterlere-kitaplara el konulduğu ve bu durumlardan kaynaklı disiplin soruşturmalarının başlatıldığı,
  •    {C}Hapishane yönetiminin yakın zamanda aynı koridordaki bazı koğuşları boşalttığını, bilinçli olarak yan koğuşlara özellikle tecavüz, istismar suçlarından hükümlü/tutuklu olan mahpusları alarak kendilerinin yaşam hakkını ve ruhsal sağlıklarını kasten tehlikeye koydukları,
  •     {C}Ağırlaştırılmış hapis cezası ile hüküm giyen mahkûmların sosyalleşmesinin önüne geçilerek günde sadece bir saat tek başına havalandırmaya çıkarıldıkları,
  •     {C}Mahpusların kitap ve dergilerine idare tarafından el konulup, talep edilmesine rağmen kendilerine verilmediği, hapishane idaresinin belirlediği kanallar dışında talep edilen kanalların izlenmesine izin verilmediği,
  •   {C}Mahpusların çoğu ihtiyaçlarını kantinde sağladıkları; ancak kantindeki ürün kalitesinin düşük olması ile beraber ürün çeşitliliğinin az olması ve aynı zamanda fahiş fiyatlarla satıldığı,
  •    {C}Yemeklerin besin kalitesinin düşük olduğu, yemek çeşitleri ve porsiyonlarının az olmasıyla birlikte yemeklerin yapılışında kullanılan ürünlerin hijyenik olmadığı,
  •       {C}Hapishane  idaresine veya dışardaki kurumlara/mercilere gönderilen dilekçeler gerekli yerlere ulaşıp  ulaşmadığı yönünde olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuç alınmadığı,
  •        {C}Hapishaneye yeni getirilen mahpusların çıplak aramaya maruz kaldığı,
  •  

Hususları tarafımıza aktarılmıştır.

 

  • E-YAŞANAN HAK İHLALLERİNE DAİR YASAL DEĞERLENDİRMELER

1-İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YASAĞI

İnsan hakları Avrupa Sözleşmesinin 3.maddesinde ‘‘Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı yahut onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz ’’denilerek işkence ve sair kötü muameleyi kısa ve öz biçimde yasaklamış, işkence ve sair kötü muamele yasağının kapsamını 1984 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ndeki tanımın ışığında İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi içtihatlarıyla belirlemiştir. İHAS’nin 3.maddesi yukarıda da belirttiğimiz üzere, işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele ve ceza kavramlarına yer vermiştir. İşkence yasağı, insanlık dışı ve küçük düşürücü muameleleri de kapsayan üst kavramdır. İHAM, İHAS 3.madde kapsamındaki işkence, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele şeklindeki hareketlerin düzey, yoğunluk, ağırlık ve etkilerine dair farkları gözeterek bu muameleleri birbirinden ayırmaktadır.

İHAM’ a göre bir eylemin ağırlık düzeyi itibarıyla 3. maddenin kapsamına girebilmesi için muamelenin; süresi, fiziksel ve ruhsal etkileri ve bazı durumlarda, mağdurun cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi olayın içinde yer alan tüm koşullar değerlendirilir. Eylemin amacının mağduru aşağılamak ya da küçük düşürmek olup olmadığı sorusu göz önüne alınması gereken bir unsur olsa dahi böyle bir amacın yokluğu 3. madde ihlalinin kesin olarak bulunmayacağı anlamına gelmemektedir. Bir bireyi utandıran ya da küçük düşüren, onun insanlık onuruna saygı göstermeyen ya da saygıyı azaltan ya da bireyin ruhsal ve fiziksel direncini kıracak şekilde korku, ıstırap ya da aşağılık duygusu uyandıran muamele 3. madde anlamında kötü muamele olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda İHAM; Sözleşmenin 3. Maddesi kapsamında işkence dışındaki diğer kötü muamele uygulamalarında “insanlık dışı, onur kırıcı ve aşağılayıcı” terimlerini kullanmaktadır. Kararlarda kötü muamelenin 3.Madde ihlaline yol açması için “fiziksel yaralamaya ya da yoğun bir fiziksel veya ruhsal acı veya ıstıraba sebebiyet vermiş olması” ya da “küçük düşürme veya ıstırabın, meşru bir muamele veya cezada zorunlu olarak bulunan küçük düşürme veya ıstırap düzeyinin ötesine geçmesi gerektiği” açıklanmaktadır.

            5275 Sayılı Kanunun “Hapis cezasının infazında gözetilecek ilkeler” başlıklı 6. Maddesinin 1.Fıkrasının b bendinde “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” Denilmek suretiyle mahpusların hapishanede tutulma koşullarının insan onuru ile bağdaşacak koşullar altında olması gerektiği düzenlenmiştir.

            Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları hakkında (2006) 2 nolu Tavsiye Kararında özgürlüğünden yoksun bırakılmış olan herkesin cezalandırılmalarına veya tutuklanmalarına hükmedilen kararla yasal olarak ellerinden alınmayan tüm haklara sahip olmaya devam ettiği, bu nedenle özgürlüğünden yoksun bırakılmış herkese insan haklarına saygı çerçevesinde davranılması gerektiği belirtilmiştir. Bununla birlikte mahpuslara sağlanan barınma ve özellikle uyku koşulları insan onuruyla ve mümkün olduğunca özel hayatın gizliliğiyle bağdaşması gerektiği, iklim koşulları ve özellikle metrekaresi, havanın küp hacmi, aydınlatma, ısıtma ve havalandırma açısından sağlık ve hijyenin gereklerine uygun olması gerektiği vurgulanmıştır. İHAM içtihatlarında da devletin bir kişinin insan onuruna saygı ile bağdaşır koşullarda alıkonulmasını güvence altına almak zorunda olduğu ve kişiye uygulanan tedbirin infazında izlenecek tutum ve yöntemin, kişiyi tutuklamanın doğasında kaçınılmaz olarak var olan ıstırap düzeyini aşan bir yoğunlukta sıkıntı ve zorluğa maruz bırakmaması gerektiği vurgulanmaktadır. Şunu da hatırlatmak gerekir ki işkence suçu doğrudan soruşturulacak ve kovuşturulacak suçlardan olduğundan işkence suçunu işleyen memur ve diğer kamu görevlilerinin soruşturulması için izin alınmasına gerek olmayacaktır. Ayrıca belirtmek gerekir ki TCK m.94/6 uyarınca işkence suçu zamanaşımına uğramamaktadır.

            Mahkûmlara Uygulanacak Muameleye İlişkin Standart Asgari Kurallar (1955), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 2006/2 sayılı Avrupa Hapishane Kuralları, AİHS ve ulusal mevzuatımız mahpusların tutulma koşullarının insan haklarına uygun şekilde gerçekleşmesi gerektiğini düzenlemektedir.

            Ziyaret gerçekleştirilen birçok hapishanede mahpuslar tarafından koğuşlarda yapılan aramaların arama amacı dışına taştığı, sürgünler ve sevkler esnasında çıplak arama yapıldığı, insan onuruyla bağdaşmayan yöntemlerle üst araması gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Yine mahpuslar, hastane sevkleriyle ilgili sorunlar yaşadıklarını, mahpusların hastane sevkleri sırasında ağız içi arama uygulaması veya kelepçeli muayene gibi, insan onuruna aykırı dayatmaların olduğu beyan edilmiştir. Bu tutumlar işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden uygulamalardır.

            İşkence ve kötü muamele kapsamında bulunan tecrit uygulamalarının, hapishanelerde keyfi kısıtlamalarla çeşitli boyutlar ile yayılmakta olduğu tespit edilmiştir. Ziyaret gerçekleştirilen bir çok hapishaneden mahpuslar arasında sohbet etme imkanının olmadığı, bir çok hapishanede ise sosyal ve kültürel aktiviteler engellenerek mahpusların psikolojik iyilik hallerinin engellendiği tespit edilmiştir. Bu tutumların işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden uygulamalardır.

 

2-SAĞLIĞA ERİŞİM HAKKINA DAİR TEMEL İLKE VE DÜZENLEMELER

            Dünya Sağlık Örgütü Anayasası sağlık tanımı çerçevesinde Sağlık hakkı bireylerin fiziksel, ruhsal, sosyal iyilik halinin sağlanması için sahip oldukları hakları içerir. Sağlık hakkı yaşam hakkının tamamlayıcısıdır ve sağlıklı olmak yaşam hakkının temel koşuludur.

            Mahpusların Islahında Temel İlkeler- Mandela Kuralları (Kural 22-26), Tıbbi Etik İlkeler (md.1), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları hakkında (2006) 2 nolu Tavsiye Kararı (md. 40.3) gereği cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler, yasal statülerine bakılmaksızın, aynı kalite ve standartta, ülke genelinde mevcut, kapatılmamış olan kişilere sağlanan tıbbi bakıma eşit erişim hakkına sahiptir. İHAM’e göre, bir mahpusun ihtiyaç duyduğu tıbbi yardıma ulaşımını engelleyen eksiklikler İHAS’ın yaşam hakkınını düzenleyen 2. maddesinin ihlaline, gerekliliği tespit edilen tedavinin sağlanmaması ve ölümcül hastalığa yakalanmış kişiler veya sağlık durumu sürekli şekilde cezaevi koşulları ile uyumsuz hale gelmiş kişilerin alıkonulmaya devam etmesini ise işkence ve kötü muamale yasağını düzenleyen 3. maddesinin ihlaline sebep olmaktadır. Yine İHAM’nin yerleşik içtihatlarına göre; “Devlet bir kişinin insan onuruna saygı ile bağdaşır koşullarda alıkonulmasını güvence altına almak zorundadır ve kişiye uygulanan tedbirin infazında izlenecek tutum ve yöntem, kişiyi tutuklamanın doğasında kaçınılmaz olarak var olan ıstırap düzeyini aşan bir yoğunlukta sıkıntı ve zorluğa maruz bırakmamalıdır.” Hapishanede bulunan tutuklu ve hükümlüleri de kapsayacak şekilde sağlık hakkı, 1955 tarihli “BM Mahpuslara Uygulanacak Asgari Standartlar”, 1982 tarihli “BM Tıbbi Etik İlkeler”, 1988 tarihli “BM Herhangi Biçimde Alıkonulan veya Hapsedilen Kişilerin Korunması için İlkeler Manzumesi”, 1990 tarihli “Mahpusların Islahı için Temel İlkeler” ve 1990 tarihli “Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları” ile tanımlanmıştır.

           Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen, sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta mahpusların Sağlık Hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir. Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi ulusal mevzuata ve uluslar arası sözleşmelere aykırı olduğu ve tıbbi tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkının açık ihlali olduğu açıktır. Bununla birlikte hapishane koşullarında hastaneye sevk işlemlerinin yapılmaması, geç yapılması, yapılmasına onur kırıcı uygulamalar (ağız içi araması, kelepçeli muayene vb) ile engel olunması, özellikle diş ve ağız sağlığı tedavisine ulaşımın birçok hapishanede mümkün olmaması yaşam hakkının kapsamında bulunan sağlık hakkına erişimin açık ihlali olduğu vurgulanmaktadır. Erciş A Tipi Kapalı Hapishanesi çok eski ve adeta harabe bir hapishane olduğundan odaların durumu sağlıklı yaşam sürdürmeye elverişli değildir. Temizlik, hava alma, güneş alma, ısınma gibi açılardan mahpuslar bir hayli zorlanmaktadır. Ayrıca revire çıkma, muayene olma, hastaneye götürülme gibi konularda ciddi sıkıntılar mevcuttur ve mahpusların sağlıkları bu nedenlerle tehdit altındadır

 

3-İFADE VE HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ

            Haberleşme özgürlüğüne yapılan müdahaleler, Anayasa madde 13’te düzenlenen “demokratik bir toplumda gerekli” görülmeli ve “ölçülülük ilkesi” ne uygun olmalıdır. Ceza infaz kurumlarına gelen veya bu kurumlardan gönderilen yazışmalara yapılan müdahalelere gerekçe yapılabilecek makul nedenlerin, somut olayın tüm koşulları çerçevesinde objektif bir gözlemciyi haberleşme hakkının kötüye kullanıldığına ikna edebilecek nitelikte olaya özgü olgu ve bilgilerle gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Mahpusların mektuplarının geciktirilmesi, sakıncalı diye gerekçesiz bir şekilde mektupların bir kısmının ya da tamamının çizilmesi haberleşme özgürlüğü ihlalidir.(AYM, 10.03.2020 tarih ve B.No: 2017/20669)

            Kürtçe yazılan ya da Kürtçe gönderilen mektupların verilmemesi veya çeviri sebebiyle aylarca mahpuslara verilmemesi de haberleşme özgürlüğünün ihlalidir. Kaldı ki mektup konusunda sadece Kürtçe yazılan mektuplar için değil tüm mektupların mahpusların eline geç ulaşması söz konusudur. Haberleşme özgürlüğünün içinde zamanında bilgi ve habere erişim hakkı da dahildir. Hapishane idaresi mektupları zamanında teslim etmek ile yükümlüdür. Belirsiz ve tanımsız bir süre ile sınırsız hak ve yetkiye sahip değildir.

            Mahpusların beyanlarına göre gazete, kitap, gibi yayınlardan faydalanmaları engellenmektedir. Ceza İnfaz Kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlülerin yayınlardan yararlanmasına ilişkin esaslar 5275 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri de gözetilerek Anayasa Mahkemesi tarafından şu şekilde belirlenmiştir:

“1-Mahpus ceza infaz kurumlarında bulunan emanet hesabına yatırılan paradan karşılanması koşuluyla herhangi bir yayının kurumca satın alınarak kendisine verilmesini isteyebilir.

2-Resmi kurumlar, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Cumhurbaşkanı tarafından vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafından çıkarılan gazete, kitap basılı yayınlar mahkemelerce yasaklanmamış olması koşulu ile mahpusa ücretsiz olarak ve serbestçe verilir.

3-Mahpus kurum kütüphanesinden serbestçe yararlanma imkânına sahiptir.

4-Mahpus mensup olduğu dinin bayram günlerinde, yılbaşında ve nüfus kaydında belirtilen doğum günlerinde dışarıdan kargoyla gönderilen ya da ziyaretçileri tarafından hediye olarak gönderilen kitapları kabul etme hakkına sahiptir.

5-Eğitim ve öğretimine devam eden mahpusun ders kitapları herhangi bir engelleme olmadan kendisine verilir.”

            Bu sebeple mahpuslara yasaklanmamış birçok yayınevi, bayii ve kitapçıda satılan, resmi abonelik yaptırılan gazete ve basılı yayınların verilmemesi, radyo ve tv imkanlarından faydalandırılmamaları ifade ve haber alma özgürlüğünün ihlalidir. Her ne kadar 14.04.2020 tarihinde 5275 sayılı Kanun mad.62/4 kapsamında değişiklik yapılmış olsa ve Basın İlân Kurumu aracılığıyla resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazeteler ceza infaz kurumuna kabul edilmez denilse de mevzuat düzenlemesinin de ifade özgürlüğünü ihlal etmesi kabul edilemez. Kaldı ki Evrensel ve Birgün gazetelerinin Basın İlan Kurumu’na resmi ilan ve yayınlama hakkı bulunmasına rağmen bunların da hapishanede verilmesinin geciktirilmesi ya da verilmemesi açıkça ifade özgürlüğünün ihlalidir. Yine kitap sınırlaması (kitap bulundurma sayısı) hak ihlaline sebep olmaktadır.

 

4- ÖZEL HAYATA VE AİLE HAYATINA SAYGI HAKKI İHLALİ

Mahpusların oda değişimi talepleri reddedilmektedir. Açık yargı kararlarına rağmen uygulamada halen hak ihlaline sebep olunması hukuka aykırıdır. Öte yandan hapishane koridorları dışında ayrıca odalarda kamera konulması mahpusların yaşam alanlarına açık müdahale olduğu ve mahremiyetlerine müdahale olduğu açıktır. İnfaz kanununda aile ile yapılacak açık görüşlerin en fazla 1,5 saat olması öngörülürken hapishane idarelerinin bunu bazı hapishanelerde sadece 45 dakika ile sınırlı tutmaları hukuksuz olup söz konusu takdir yetkisinin kötüye kullanıldığını göstermektedir. Bu da özel yaşam ve aile hayatına saygı hakkının ihlali anlamına gelmektedir.

 

5-KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜ VE GÜVENLİĞİ HAKKI

            01.01.2021 tarihinde yürürlüğe giren “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile birlikte denetimli serbestlik, koşullu salıverilme gibi mahpus lehine olan uygulamalarda iyi halin belirlenmesi için bir takım yeni kriterler getirilmiştir. Bunun başında ise mahpusun “işlediği suçtan dolayı pişmanlık duyması” kriteridir.

            Görüldüğü üzere hukuka aykırı bu yönetmelikle beraber hapishane idareleri mahpus hakkında ancak ve ancak yargı makamlarının karar verebileceği hallerde yargı makamlarının yetkilerini dahi aşan bir yerde konumlandırılmış ve karar mercii haline getirilmiştir. Bu da hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği anlamına gelmektedir. Son birkaç ayda koşullu salıverilme tarihi geldiği halde haklarına “iyi halli olmadıklarına” yönelik kararlar verilen mahpusların tahliyeleri bu keyfi kararlarla engellenmiştir. İdari Gözlem kurulları kendilerini bir mahkeme yerine koyarak mahpusları ikinci defa yargılamaktadır. Disiplin cezası olmaması ve iyi halli olmasına rağmen sadece siyasi görüşlerinden dolayı mahpusların tahliyeleri uzatılmaktadır. Mahpuslara Kurul tarafından pişmanlık dayatması yapılmaktadır. Bu durum Kanuna açıkça aykırıdır. Mahpusun zaten yargılaması yapılmış ve söz konusu yargılama sonucunda almış olduğu hapis cezasını almış ve infazı da bitmiş olmasına rağmen koşullu salıverilme tarihlerinde bırakılmamaları söz konusu kurulların keyfi ve kötü niyetle hareket ettiklerini göstermektedir. Hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başlamıştır. Aynı şekilde hapishane personelinin koğuş sayımı vs yapılırken mahpus odasına girdikten sonra bütün mahpusların odada olduğunu görmelerine rağmen yine de tek sıra ve ayakta sayım dayatması hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve mahpuslara kötü koşulların dayatılmasına da sebebiyet verdiği gözlemlenmiştir. Bu konuda verilmiş olan bir çok emsal Yargıtay kararı olması ve ilgili yönetmelik ve kanunda da bu yönde bir düzenleme olmasına rağmen hapishane personelinin mahpuslara keyfi olarak ayakta sayımın dayatılması hukuka aykırıdır. Aynı zamanda mahpusların kötü muameleye tabi tutulduğunu da göstermektedir.

 

F-SONUÇ VE TALEP

1.      Öncelikle Van F Tipi  Kapalı hapishanesinin eski olması, rutubet ve nemli olması, şartlarının mahpuslar için çok kötü olması, mahpusların yaşamlarını idame ettirecek boyutta olmaması sebebiyle Van F Tipi kapalı hapishanesinin mutlak suretle kapatılması gerekmektedir.

2.      Ceza Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.

3.   Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır. Mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkanı sağlanmalıdır.

4.    Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir. Bu anlamda sosyal aktivitelerin önemini bir kez daha vurgulamak gerekir.

5.    Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara derhal son verilmeli, mahpuslara kitap kotası kaldırılmalı ve mahpusların haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi-gazete ve TV kanallarının mahpuslara verilmesi sağlanmalıdır.

6.   Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi, tedaviye ulaşmanın önündeki engeller, ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı olup tıbbi tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkı ihlaline yol açılmaktadır. Görüşmelerimiz sonucunda tespit edilen sağlığa erişim hakkı ihlallerinin ortadan kaldırılması için Adalet Bakanlığının pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, cezalarının infazının hapishane koşullarında sürdürülmesinin uygun olmayan mahpuslar yönünden alternatif yollar aranmalı ya da sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi/geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır.

7.    Hukuka aykırı olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali ile hapishane gözlem kurullarının yetkilerinin kısıtlanması veya bu uygulamanın tamamen ortadan kaldırılması çağrımızı yineliyoruz.

 

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ VAN ŞUBESİ

VAN BAROSU İNSAN HAKLARI MERKEZİ HAPİSHANE KOMİSYONU

VAN TUHAY-DER