Duyurular
AVRUPA İŞKENCENİN VE İNSANLIK DIŞI VEYA ONUR KIRICI CEZA VEYA MUAMELENİN ÖNLENMESİ KOMİTESİ’NİN DEĞERLİ ÜYELERİ,, AVRUPA İŞKENCENİN VE İNSANLIK DIŞI VEYA ONUR KIRICI CEZA VEYA MUAMELENİN ÖNLENMESİ KOMİTESİ’NİN DEĞERLİ ÜYELERİ
12.01.2024

AVRUPA İŞKENCENİN VE İNSANLIK DIŞI VEYA ONUR KIRICI CEZA VEYA MUAMELENİN ÖNLENMESİ KOMİTESİ’NİN DEĞERLİ ÜYELERİ,

AVRUPA İŞKENCENİN VE İNSANLIK DIŞI VEYA ONUR KIRICI CEZA VEYA MUAMELENİN ÖNLENMESİ KOMİTESİ’NİN DEĞERLİ ÜYELERİ,

Size İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulmakta bulunan Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın avukatları ile görüşmelerinin Türkiye’nin uluslararası taahhütlerine aykırı bir şekilde engellenmesi konusuna dair yazıyoruz.

Avukatlarının müvekkilleri Abdullah Öcalan ile görüşme yapma taleplerine 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana hiçbir şekilde olumlu yanıt verilmezken, Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar ise İmralı Adasına nakledildikleri 2015 yılından buyana avukatları ile bir kez bile görüşme imkânı bulamamıştır.

Abdullah Öcalan’a yönelik avukat görüş yasağı, 27 Temmuz 2011 tarihinden 2 Mayıs 2019 tarihine dek 8 yıl boyunca kesintisiz biçimde sürdürülmüştür. 2019 yılında 5 kez avukat görüşmesi gerçekleştirilmiş olup 7 Ağustos 2019 tarihinde yapılan son avukat görüşmesinden sonra kesintisiz yasak uygulamasına kaldığı yerden devam edilmiştir.

Aslında İmralı Hapishanesi’nde 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana mahpusların fiziksel, ruhsal ve sosyal bütünlüklerinin ciddi şekilde zarar görmesine neden olan izolasyon/tecrit uygulamasının özel ve ayrımcı bir biçimi uygulanmaktadır. Nitekim, bu ağır izolasyon/tecrit hali Komiteniz’in 6 - 7 Mayıs 2019 tarihinde yaptığı ziyarete dair 5 Ağustos 2020 tarihinde yayımlanan rapora da yansımıştır.  Söz konusu raporunuzda birçok ihlal tespiti yer alırken 51. paragrafta avukat ve aile görüşmesi ile ilgili olarak “CPT, Türk makamlarını İmralı Hapishanesindeki tüm mahkumların, istedikleri takdirde, yakınlarından ve avukatlarından etkili bir şekilde ziyaret alabilmelerini sağlamak için gerekli adımları atmaya çağırıyor. Bu amaçla, 'disiplin' nedenleriyle aile ziyaretlerini yasaklama uygulamasına son verilmelidir. Ayrıca Komite, Türk makamlarından İmralı Hapishanesinde tutuklu bulunan tüm mahkumların aile üyeleri ve avukat ziyaretleri hakkında aylık olarak açıklama yapmalarını talep etmektedir.” ifadeleri yer almaktadır. Bu raporunuzdan sonra da İmralı Hapishanesi’nde tavsiyelerinize uygun bir iyileştirme yaşanacağı beklenirken mahpuslar hakkında yeni disiplin cezaları ve İnfaz Hakimliği tarafından yasaklama kararları verilmiştir. Kaldı ki, Mahpuslara Muamelede Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları' nda da (Mandela Kuralları) belirtildiği üzere bir mahpus disiplin cezası aldığında yargısal yollara başvurma ve bu süreçte yine avukatıyla görüşme hakkına sahip olmasına karşın (Madde: 41/4-5) bu hakkın gereği de yerine getirilmemektedir.

14 Mart 2021 tarihinde sosyal medyada Abdullah Öcalan’ın sağlığı ile ilgili spekülasyonlara dair iddiaların ortaya çıkmasıyla kamuoyunda ciddi kaygılar oluşmuştur. Bu kaygılar üzerine 25 Mart 2021 tarihinde ailelere telefon ile iletişim imkânı sağlanmıştır. Bununla birlikte Abdullah Öcalan’ın kardeşi ile yaptığı görüşme 3 - 4 dakika içinde sonlandırılmış, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın aileleri ile görüşmesi ise mümkün olamamıştır. Sözü edilen kısa telefon görüşmesinde Abdullah Öcalan, açık ve net bir şekilde avukatları ile görüşmek istediğini ifade ettiği bilgisi kardeşi tarafından da kamuoyu ile paylaşılmıştır.

 

İmralı Hapishanesinde uygulanmakta olan bu ağır izolasyon/tecrit haline yönelik Türkiye’de birçok baro, hukuk ve insan hakları kuruluşunun aktif üye ve yöneticilerinin olduğu 768 avukat, yasaklanan avukat ziyaretleri ile ilgili 26 Mayıs 2021 tarihinde bir açıklama yapmıştır.[1] Yanı sıra, 10 Haziran 2022 tarihinde avukat görüşmesinin gerçekleşmesi talebiyle Türkiye’de bulunan 29 baroya bağlı 775 avukat yetki belgesi ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunmuş, ancak başsavcılık tarafından bu başvuruya hiçbir şekilde geri dönüş yapılmamıştır.

Yine Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 22 ülkeden 350 avukat 14 Eylül 2022 tarihinde, Ortadoğu’da farklı ülkelerden 756 avukat ise 19 Eylül 2022 tarihinde Adalet Bakanlığı’na başvuru yaparak İmralı Ada Hapishanesi’nde avukat görüşü yapmak için talepte bulunmuştur. Bu başvurulara da herhangi bir yanıt verilmemiştir.

Birçok hapishanede yaşanan hak ihlallerini tespit ve önlemek amacıyla ziyaretlerde bulunan, raporlar yazan, açıklamalar yapan biz hukuk ve insan hakları kurumlarının İmralı Hapishanesi’ni ziyaret etmemiz Komitenizin raporlarında da yer alan özel infaz rejimi nedeniyle mümkün olamamaktadır.

İmralı Hapishanesi’nde uygulanan avukat yasağı, 2015 yılında güncellenen Mahpuslara Muamelede Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları’na (Nelson Mandela Kuralları), Komiteniz’in tavsiyelerine ve 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na açıkça aykırıdır. Devletlerin hapishanelerde tutulan kişilerin kimliği, siyasal görüşü, dini ve etnik kimliği, cinsiyeti, cinsel yönelimi ve mahkumiyetinin niteliğine bağlı olmaksızın haklarını kullanmalarını güvence altına alma yükümlülüğü bulunduğun izninizle hatırlatmak isteriz.

Bu arada süregelen ağır izolasyon/tecrit koşullarının ısrarla devam etmesi ve İmralı Hapishanesi’nden hiçbir haber alınamaması üzerine Türkiye’de faaliyet gösteren hukuk ve insan hakları örgütleri olan İnsan Hakları Derneği, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği,  Komitenize 2021 yılının Eylül ayında başvuru yaparak İmralı Hapishanesi’ne ziyaret gerçekleştirilmesi talebini sunmuştur.

Öte yandan, Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın avukatlarının tedbir talepli başvurusu üzerine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi 2022 yılının Eylül ayında tedbir talebini kabul ederek, başvurucuların derhal kendi istedikleri avukatlarla, herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmadan görüşmelerinin önünün açılması yönünde tedbir kararı almış fakat Türkiye bu kararın da gereğini yerine getirmemiştir. 2023 yılının Ocak ayında avukatların Birleşmiş Milletler  İnsan Hakları Komitesi’ne yaptıkları haber alamama durumunun devam ettiğine dair bilgilendirmeden sonra Komite, tedbir kararını Türkiye’ye tekrar hatırlatmış olmasına rağmen Türkiye bu kararın gereğini yerine getirmekten kaçınmıştır.

Komiteniz tarafından son olarak 20 - 29 Eylül 2022 tarihlerinde Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirilmiş ve bu kapsamda İmralı Hapishanesi’nin de Ad-Hoc usulü ile ziyaret edildiği bilgisi paylaşılmıştır. Ancak, 2023 yılının Mart ayında yayınlanan 32. Yıllık Genel Rapor içeriğinde söz konusu ziyarete dair bir açıklama yapılmamış, yalnızca “İmralı Hapishanesi’nde bulunan dört mahpusa sunulan ortak faaliyetlere ve dış dünya ile temaslara dikkat edildiği” bilgisine yer verilmiştir.

Komitenizin, 1999 yılından bu yana İmralı Hapishanesi’ne 11 ayrı ziyaret gerçekleştirdiği bilinmektedir. İmralı Hapishanesi’nde şimdiye kadar görüşme yapabilen tek uluslararası mekanizma olan Komiteniz, aynı zamanda 24 yılı aşan bu süreçte infaz koşullarında yaşanan kötüye gidişin en yakın tanığıdır. Bununla birlikte 2022 yılında gerçekleştirdiğiniz ziyaret ile ilgili kamuoyuna hiçbir açıklama yapılmamasının, gelişen süreçte raporlarınızda tespit edilen ihlallerin giderilmemesine rağmen Türkiye’ye yönelik hiçbir prosedürün işletilmemesinin, Türkiye’yi uluslararası taahhütlerine aykırı uygulamaları sürdürmesi yönünde cesaretlendirici bir etkisinin olduğu izlenimine sahibiz.   

Gelinen aşamada Türkiye’nin İmralı Hapishanesi’ndeki uygulamalarının sürekliliği, “incommunicado” halinin gün geçtikçe ağırlaşması, 05 Ağustos 2020 tarihinde açıklanan raporunuzdan bu yana İmralı Hapishanesi’ndeki koşullarda hiçbir değişiklik yaşanmaması, 2019 yılının Ağustos ayından bu yana avukat ziyaretinin gerçekleştirilmemesi, 2021 yılının Mart ayında gerçekleşen 3 dakikalık telefon görüşmesinden beri İmralı Hapishanesi’nden hiçbir haber alınamaması nedeniyle Komitenizin İşkencenin ve Gayriinsani ya da Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi’nin 10/2. Maddesinde[2] öngörülen prosedürü gündemine almasının anlamlı olacağını düşünüyoruz. 

Bizler, aşağıda imzası bulunan hukuk ve insan hakları kuruluşları olarak İmralı Hapishanesi’nde süregelen incommunicado halinin ağırlaşması ve koşullarda hiçbir değişikliğin gerçekleşmemesi hususunda Sözleşme’den aldığınız yetki ve sorumluluğunuz kapsamında;

  1. İmralı Hapishanesi’nin “acil” bir şekilde ziyaret edilerek tespit ve raporların kamuoyu ile paylaşılmasını,
  2. Avukat ziyaretlerinin derhal gerçekleştirilmesi ve devamlılığının sağlanması ile hukuka aykırı mahkeme kararları ile engellenmesine son verilmesinin sağlanmasını,
  3. Aile ve vasi ziyaretlerinin gerçekleştirilmesi ve devamlılığının sağlanması ile hukuka aykırı disiplin cezaları ile engellenmesine son verilmesinin sağlanmasını,
  4. Mahpusların ziyaret haklarının tesis edilmesine paralel bir şekilde aile ve yakınlarıyla rutin telefon haklarını kullanmalarının sağlanmasını,
  5. Mahpusların dış dünya ile ve avukatlarıyla mektup, telgraf ve faks yoluyla iletişiminin önündeki tüm engellere son verilmesinin sağlanmasını,
  6. Gazete, dergi ve kitaplara erişim konusunda fiili engellemelerin ve hukuka aykırı uygulamaların son bulmasının sağlanmasını,
  7. Komitenizin ivedilikle İmralı Hapishanesi’ne gerçekleştirilen son ziyaretiyle ilgili raporunu ve tespitlerini kamuoyuna açıklanması yönünde gerekli çalışmaların yapılmasını,
  8. İşkence ve diğer insanlık dışı ve kötü muamele koşulları ile incommunicado halini ortadan kaldıracak gerekli tedbirlerin alınmasını ve bir önceki maddede dile getirilen talebin gerçekleşmemesi halinde Sözleşme’nin 10/2. Maddesinde düzenlenen prosedürlerin işletilmesini talep ediyoruz.

 

BATMAN BAROSU

CEZA İNFAZ SİSTEMİNDE SİVİL TOPLUM DERNEĞİ

ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ

DİYARBAKIR BAROSU

HAKKARİ BAROSU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

MARDİN BAROSU

MUŞ BAROSU

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ

ŞIRNAK BAROSU

TOPLUM VE HUKUK ARAŞTIRMALARI VAKFI

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI

URFA BAROSU

VAN BAROSU

 

 

 

 

 

 

[2] “İlgili Taraf işbirliği yapmadığı, ya da Komite’nin tavsiyeleri ışığında durumun iyileştirilmesini reddettiği taktirde, Komite, ilgili Tarafa görüşlerini bildirme imkanının verilmesini müteakip, üyelerinin üçte-iki çoğunluğu ile, konu hakkında kamuya bir açıklama yapılmasına karar verebilir”