Duyurular
İtirafçı Tanığın Duyuma Dayalı Beyanları Hüküm Kurmak İçin Yeterli Değildir, İtirafçı Tanığın Duyuma Dayalı Beyanları Hüküm Kurmak İçin Yeterli Değildir,duyuma dayalı tanıklık,duyuma dayalı tanıklık yeterli mi,duyuma dayalı tanıklık hüküm kurmak için yeterli değildir
20.05.2022

İtirafçı Tanığın Duyuma Dayalı Beyanları Hüküm Kurmak İçin Yeterli Değildir



T.C.

YARGITAY

16. CEZA DAİRESİ

E. 2015/1093

K. 2015/1439

T. 25.5.2015

• SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI ( Silahlı Terör Örgütüne Üyelik Suçu - Yargı Çevresi Dışındaki Cezaevinde Bulunan Sanık ve Müdafi Esas Hakkında Savunma Yapılacak Oturumda Hazır Bulunmayı Israrla Talep Ettikleri/Karar Duruşmasında Hazır Bulundurulmayarak Görüntülü ve Ses İletişimi Tekniğiyle Savunma Alınmasının Doğru Olmadığı - Adil Yargılanma Hakkı )

• ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANACAĞI ( İtirafçı Tanıkların Sanığa İsnat Edilen Eylemlere Bizzat Katılmadıkları Gibi Duyuma Dayanan Beyanları da Tutarlılık Göstermediği - Mağdurlar Teşhis İşleminde Sanığı Teşhis Edemediği/Sanığın Araç Suçları İşlediğine Dair Kuşkudan Uzak Delil Bulunmadığı - Yağma ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma/Silahlı Terör Örgütüne Üyelik )

• ADİL YARGILANMA HAKKI ( Yargı Çevresi Dışındaki Cezaevinde Bulunan Sanık ve Müdafi Esas Hakkında Savunma Yapılacak Oturumda Hazır Bulunmayı Israrla Talep Ettikleri - Karar Duruşmasında Hazır Bulundurulmayarak Görüntülü ve Ses İletişimi Tekniğiyle Savunması Alınmasının Doğru Olmadığı/Savunma Hakkının Kısıtlanması - Silahlı Terör Örgütüne Üyelik )

• YAĞMA / KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA ( Şüpheden Sanık Yararlanacağı - İtirafçı Tanıkların Sanığa İsnat Edilen Eylemlere Bizzat Katılmadıkları Gibi Duyuma Dayanan Beyanları da Tutarlılık Göstermediği/Mağdurlar Teşhis İşleminde Sanığı Teşhis Edemediği - Sanığın Suçu İşlediğine Dair Kesin Yeterli Her Türlü Kuşkudan Uzak ve İnandırıcı Deliller Bulunmadığı )

 

5237/m.220/7-2

ÖZET : Dava; silahlı terör örgütüne üyelik suçuna ilkişkindir. Aynı suçtan yargı çevresi dışındaki cezaevinde bulunan ve duruşmalarda bulunmakta bağışık tutulması hususunda herhangi bir karar verilmeyen sanık ve müdafiinin esas hakkında savunma yapılacak oturumda, hazır bulunmayı ısrarla talep etmelerine rağmen karar duruşmasında hazır bulundurulmayarak, görüntülü ve ses iletişimi tekniğiyle savunmasının alınmasının savunma hakkını kısıtlayıcı ve adil yargılama ilkesine aykırıdır.

Hükme dayanak yapılan itirafçı tanıkların; örgütün yapısı, bir kısım üyeleriyle bunların katıldıkları eylemleri içeren beyanları yanısıra sanık hakkında da teşhis ve beyanlarda bulundukları, ancak bu tanıkların sanığa isnat edilen vahim nitelikteki eylemlere bizzat katılmadıkları gibi duyuma dayanan beyanlarının da aşamalarda tutarlılık göstermediği ve mağdurların soruşturma aşamasında sanığın da fotoğrafının bulunduğu teşhis işleminde sanığı teşhis edememeleri hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma şeklindeki vahim nitelikte araç suçları işlediğine dair kesin, yeterli, her türlü kuşkudan uzak ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, mevcut şüpheden de sanığın yararlandırılması gerektiği gözetilmeden, sanığın silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırılması yerine yazılı şekilde uygulama yapılarak suç vasfında yanılgıya düşülmesi hatalıdır.

DAVA : Sanık N. Akgül hakkında duruşmalı, diğer sanık S. S. hakkında duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:

KARAR : Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- ) Ceza Muhakemesi Hukukunda genel kural duruşmaların bir celsede bitirilmesi ve sanığın hazır olmaması halinde duruşma yapılmamasıdır. C.M.K.nın 196/2. maddesi uyarınca istinabe yoluyla sorgu yapılması sanığın talebine bağlı tutulmuş olup bunun yanında atılı suçta zorunlu müdafiilik gerektiren ve istinabe yasağı öngörülmüştür.

Hal böyle olunca;

Aynı suçtan yargı çevresi dışındaki cezaevinde bulunan ve duruşmalarda bulunmakta bağışık tutulması hususunda herhangi bir karar verilmeyen sanık ve müdafiinin esas hakkında savunma yapılacak oturumda, hazır bulunmayı ısrarla talep etmelerine rağmen karar duruşmasında hazır bulundurulmayarak, görüntülü ve ses iletişimi tekniğiyle savunmasının alınmasının savunma hakkını kısıtlayıcı ve adil yargılama ilkesine aykırı olduğunun gözetilmemesi,

2- ) Hükme dayanak yapılan başta A. İ. ve diğer itirafçı tanıkların; örgütün yapısı, bir kısım üyeleriyle bunların katıldıkları eylemleri içeren beyanları yanısıra sanık hakkında da teşhis ve beyanlarda bulundukları, ancak bu tanıkların sanığa isnat edilen vahim nitelikteki eylemlere bizzat katılmadıkları gibi duyuma dayanan beyanlarının da aşamalarda tutarlılık göstermediği ve özellikle tanık A. İ. ile bir kısım itirafçı tanıkların kendileri hakkındaki soruşturma ve kovuşturmada etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istedikleri yönündeki beyanlarıyla mağdurların soruşturma aşamasında sanığın da fotoğrafının bulunduğu teşhis işleminde sanığı teşhis edememeleri hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanık N. A.'ün 30.6.2006 tarihli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma şeklindeki vahim nitelikte araç suçları işlediğine dair kesin, yeterli, her türlü kuşkudan uzak ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, mevcut şüpheden de sanığın yararlandırılması gerektiği gözetilmeden, sanık N. A.'ün silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırılması yerine yazılı şekilde uygulama yapılarak suç vasfında yanılgıya düşülmesi,

3- ) Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, 6352 Sayılı Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesi, T.C.K.nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine dair ölçütlerle, 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusuru, güttüğü amaç ve saikle sübutu kabul edilen silahlı terör örgütüne yapılan yardımın niteliği de göz önünde bulundurularak; sanık S. S. hakkında temel cezadan üçte bire kadar indirim öngören T.C.K.nın 220. maddesinin 7. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca yapılan indirimin hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun ve orantılı, makul ve makbul bir indirim olması gerekirken, yazılı şekilde dosya kapsamına uymayacak biçimde indirim yapılması,

4- ) Kabul ve uygulamaya göre de;

a- ) Mağdur M. Y. kolluk beyanında eşi B. Y.'dan 15 TL paranın yağmalandığı belirttiğinin anlaşılması karşısında, sanık N.'in atılı yağma suçundan beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,

b- ) Sanık N. A. hakkında mağdur sayısınca yağma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde; mağdurlar S. Ö., H. Y., M. N., A. A., K. P., K. A., Z. K., A. T., İ. P., H. P., H. D. ve E. E.'e karşı açılan yağma suçlarından herhangi bir karar verilmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma gerekçesi nazara alınarak sanık N. A. müdafiinin tahliye talebinin reddiyle sanığın tutukluluk halinin devamına, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.