Emeğimize, Mesleğimize, Özgürlüğümüze, Eşitliğe ve Adalete Yönelik Her Türlü Saldırının, Sömürünün ve Baskının Karşısında 1 Mayıs’ ta Tüm Coşkumuz ve Direncimizle Alanlardayız!
Bugün 1 Mayıs, dünya işçi ve emekçilerinin kapitalist modernite karşısında direnme günü;
Bugün, 1 Mayıs 1886’da Şikago’da omuz omuza mücadele veren siyah ve beyaz işçilerin günü;
1977 1 Mayıs’ında Taksim’de katledilen 34 emekçinin günü;
Bugün 1989 ve 1996 1 Mayıs’ında katledilen emekçilerin günü;
Bugün Soma’ da, Ermenek’ de, Amasra’ da katledilen emekçilerin günü;
Bugün kapitalist modernitenin ağır saldırılarına karşı her zamanki mücadele kararlılığımızla 1 Mayıs’ a yürüyoruz!
Kapitalist modernitenin derinleşen krizi, Türkiye’de işçilerin insan haklarına saldırılarını da yoğunlaştırmıştır. Ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getiren siyasal iktidar neoliberal politikalarla ekonomik krizin yükünü patronlardan alıp işçilere yüklemiş, sağlıktan tarıma tüm alanları talan ve ucuz emek politikasıyla yok eden siyasal iktidar sınıf ayrımcılığını sürdürmüş ve mücadele alanlarına saldırılarına devam etmiştir.
06.02.2023 tarihinde gerçekleşen deprem felaketinde de görülmüştür ki; onbinlerce yurttaşın ölümüne sebep olan, yüzbinlerce yurttaşın evinin yıkılmasına neden olan tek başına deprem felaketi değil; aynı zamanda iktidarın rantçı politikaları, sermayeyi önceleyen tutumları olmuştur. Siyasal iktidarın sosyal devleti ve kamusal hizmeti tasfiye etmesi ve özelleştirme politikaları; yaşanan depremin katbekat büyük bir felakete dönüşmesine yol açmıştır.
Mülteciler kayıtsız ve güvencesiz olarak çalıştırılmakta ve sömürülmekte iken, kadının ev içi ücretsiz emeği görünmez kılınmakta ve işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleşerek artmaktadır. Yeri geldiğinde hak savunuculuğu yapan patron avukatlar işçi ve stajyer avukatları emek sömürüsüne, mobbinge ve tacize maruz bırakabilmektedir. Tekelleşen hukukta işçi avukatların varoluşu her geçen gün zorlaşmakta, genç avukatlar bu sömürü ile intihara sürüklenmektedir.
Siyasal iktidarın, Kürtlerin “onurlu bir barış” talebini ve diğer toplumsal sorunları şiddet ve savaş politikalarıyla çözme ısrarı Türkiye’yi uçuruma, krize, açlık ve yoksulluğa sürüklemektedir. Biz biliyoruz ki savaşın bedelini yoksul halklar, emekçiler, kadınlar ve çocuklar ödemektedir. Biz Özgürlük için Hukukçular Derneği olarak, herkesi ve her kesimi savaşa karşı 1 Mayıs’ta ortak tutum almaya çağırıyoruz.
Savaşa, sömürüye, yoksulluğa ve zamlara karşı birleşik bir mücadele şiarıyla dünya işçi sınıfını selamlıyor; emeğimize, mesleğimize, özgürlüğümüze yönelik her türlü saldırının, sömürünün ve baskının karşısında, Türkiye ve Kürdistan’daki işçi sınıfının yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz!
Bijî 1’ê Gulanê!
ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ