26.07.2025
ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ
&
MED TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ AİLELERİ İLE HUKUKİ VE DAYANIŞMA DERNEKLERİ FEDERASYONU
OCAK- HAZİRAN TÜRKİYE HAPİSHANELERİ
6 AYLIK HAK İHLALLERİ RAPORU
Rapor Tarihi
29/06/202
GİRİŞ
Avrupa Hapishane Kurallarının ilk maddesinde “Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Esasen hem uluslararası mevzuat hem de Türkiye’nin ulusal mevzuatı, hapsedilme konusunu, aynı zamanda bir “insan hakları” konusu olarak ele almakta ve ek bir cezalandırmaya dönüştürülemeyeceğini ifade etmektedir. Bu noktadan bakıldığında, hapishanelerde bulunan mahpusların haklarından yararlanması, devletin ve hapishane idarelerinin sorumluluğu altında bulunmaktadır.
Tüm mahpuslara insanca davranma ve insan olmaktan kaynaklanan onurlarına saygı gösterme zorunluluğunu kabul eden etik koşullar içerisinde yönetilmelidir. Hapishanelerde insan onuruna saygı esastır.
Mahpuslara uygulanan ceza, boyut olarak mahpuslar arasında elem ve ızdırap yaratan uygulama işkence ve kötü muameleye neden olmamalıdır. Hapishanelerde mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların dolmasıyla salıverilmeyi hak kazanan hükümlü serbest bırakılmalıdır. Hem kişi özgürlüğü güvenliği hakkı hem de umut hakkı ihlaller içeren uygulamalarla hükümlülerin hakları elinden almamalıdır. Anayasaya göre özgürlük kural; tutulma ise istisnai durumdadır. Hapishane idarelerinin mutlak görevleri, hükümlüleri dış dünyaya kazandırmaktadır. Onun harici her türlü eylem anayasa ve AİHM içtihatlarına aykırı olacaktır.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu’na Türkiye hapishanelerinde hak ihlallerine uğrayan mahpusların 2025 yılının Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında çeşitli tarihlerde bizzat kendileri, aileleri ve yakınları tarafından yapılan başvurular, çeşitli yayın kuruluşlarında çıkan haberlere istinaden hapishanelerdeki hak ihlallerine ilişkin mahpuslarla ve bazı hapishane idareleri ile görüşmeler gerçekleştirilmiş; gerçekleştirilen bu görüşmeler neticesinde tespit edilen ihlaller raporlanmıştır.
AMAÇ
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği amaçlarından biri ÖHD Tüzüğü 2. maddesi uyarınca “cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde bulunan kişilerin haklarının korunması ve insan onuruna uygun yaşam koşullarının yaratılması için gerekli hukuki yardımları sunmaktır.”
MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu amaçlarından biri tüzüğün 2. Maddesi e, ğ, ğ bentleri uyarınca hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin giderilmesi için çalışma yürütmektedir.
İşkence, Kötü ve İnsanlık Dışı Muamele, Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı, Umut Hakkı, Eşitlik Hakkı, İfade Özgürlüğü, Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması Hakkı, Düşünce ve Kanaat Hakkı, Hak Arama Hakkı, Dilekçe Hakkı, Sağlık Hakkı ve Kanunilik İlkesi ihlal edildiği durumlarda, insan haklarının korunması sivil toplum örgütlerinin amaçlarındandır.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu olarak insan haklarının korunmasını sağlamak, insan hakları ihlallerini önlemek, insan hakları ile ilgili gerekli inceleme ve araştırmaları yapmak ve sonuçları yetkili mercilere bildirmek amacıyla rapor hazırlanmasına karar verilmiştir.
Rapor, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu tarafından 2025 yılının Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında hapishanelerde yaşanan insan hakları ihlallerinin önlenmesi, temel hak ve hürriyetlere ilişkin ihlallerin tespiti ve raporlaştırılması, yetki ve sorumluluğu olan mercilerin ve kurumların bu ihlallerin sonlandırılmasına yönelik harekete geçmelerinin sağlanması ve ihlallere ilişkin etkili soruşturma yürütülmesi, kamuoyunun dikkatini hapishanelerde yaşanan insan hakları ihlallerine çekmek ve bilgilendirmek, yerel ve uluslararası mekanizmalara gerekli hukuki başvuru ve suç duyurularının yapılması amaçlanmıştır.
YÖNTEM
Bu rapor; Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu olarak, 91 hapishanede hak ihlalleri konusuyla ilgili olarak şubeler tarafından yapılan hapishane ziyaretlerinden, mahpusların aileleri ve yakınları ile yapılan görüşmelerden, mahpusların aile, yakın ve avukatlarına gönderdikleri mektuplardan edinilen bilgiler kullanılmıştır.
Rapor Tarihi İtibariyle Hak İhlalleri Tespit Edilen Hapishaneler;
1) Adana Kürkçüler F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi
2) Adıyaman L Tipi Hapishanesi
3) Afyonkarahisar 1 Nolu T Tipi
4) Ahlat T Tipi Kapalı Hapishanesi
5) Akçadağ T Tipi Kapalı Hapishanesi
6) Akhisar T Tipi Kapalı Hapishanesi
7) Aksaray T Tipi Kapalı Hapishanesi
8) Alanya L Tipi Kapalı Hapishane
9) Antalya S Tipi Kapalı Hapishanesi
10) Antalya Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
11) Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesi
12) Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi
13)Balıkesir L Tipi Kapalı Hapishanesi
14) Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
15) Bandırma 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
16) Batman Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
17) Batman T Tipi Kapalı Hapishanesi
18) Beşikdüzü T Tipi Kapalı Hapishanesi
19) Bodrum S Tipi Kapalı Hapishanesi
20) Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
21) Bolvadin T Tipi Kapalı Hapishanesi
22) Buca Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
23) Burdur Yüksek Güvenlikli Hapishanesi
24) Burhaniye T Tipi Hapishanesi
25) Bursa H Tipi Hapishanesi
26) Çarşamba S Tipi Hapishanesi
27) Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
28) Çorum L Tipi Kapalı Hapishanesi
29) Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
30) Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
31) Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
32) Diyarbakır Kadın Kapalı Kapalı Hapishanesi
33) Düzce T Tipi Kapalı Hapishanesi
34) Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
35) Edirne Kadın Kapalı Hapishanesi
36) Elazığ T Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi
37) Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
38) Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
39) Elazığ R Tipi Kapalı Hapishanesi
40) Ereğli Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
41) Ereğli T Tipi Kapalı Hapishanesi
42)Erzincan Kadın Kapalı Hapishanesi
43) Erzincan Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
44)Erzincan L Tipi Kapalı Hapishanesi
45)Erzincan T Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi
46)Erzincan T Tipi Kapalı Hapishanesi
47) Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
48)Erzurum Dumlu 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
49)Erzurum H Tipi Kapalı Hapishanesi
50) Eskişehir H Tipi Kapalı Hapishanesi
51) Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi
52) Giresun Espiye L Tipi Kapalı Hapishanesi
53) Iğdır S Tipi Kapalı Hapishanesi
54) İzmir Kadın Kapalı Hapishanesi
55) İzmir 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
56) İzmir 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
57) İzmir 3 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
58) İzmir 4 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
59) İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
60) İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
61) Karabük T Tipi Kapalı Hapishanesi
62) Kavak S Tipi Kapalı Hapishanesi
63) Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesi
64) Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
65) Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
66) Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesi
67) Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
68) Kocaeli 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
69) Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesi
70) Manisa T Tipi Kapalı Hapishanesi
71) Manavgat S Tipi Kapalı Hapishanesi
72) Marmara 5 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesi
73) Marmara Kapalı Hapishanesi
74) Menemen T Tipi Kapalı Hapishanesi
75) Metris R Tipi Kapalı Hapishanesi
77) Osmaniye T Tipi Kapalı Hapishanesi
78) Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesi
79) Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Hapishanesi
80) Sakarya 2 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesi
81) Seydişehir T Tipi Kapalı Hapishanesi
82) Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
83) Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
84) Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesi
85) Sincan 2 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesi
86) Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi
87) Siverek 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
88) Suluca 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
89) Sungurlu T Tipi Kapalı Hapishanesi
90) Şanlıurfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
91) Şanlıurfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
92) Şırnak T Tipi Kapalı Hapishanesi
93) Tarsus 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
94) Tarsus 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
95) Tarsus 3 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
96) Tarsus Kadın Kapalı Hapishanesi
97) Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
98) Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
99) Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesi
100) Türkoğlu 1 Nolu Kapalı Hapishanesi
101) Türkoğlu 2 Nolu Kapalı Hapishanesi
102) Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Hapishanesi
103) Ümraniye T Tipi Kapalı Hapishanesi
104) Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
105) Van T Tipi Kapalı Hapishanesi
106) Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
107) Yozgat 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
108) Yozgat 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi
HAPİSHANE ZİYARETLERİ VE GÖRÜŞMELER
ADANA KÜRKÇÜLER F TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishaneye mahkeme ve hastane sebepleriyle giriş çıkış yapıldığında hukuka aykırı aramalara maruz kalındığı; çıplak aramaya varacak uygulamaların devam ettiği,
● Oda aramalarının haftada birkaç defa gerçekleştiği ve gerekçesiz bir şekilde eşyalara el konulduğu,
● Mahpuslara gelen kitaplara ve dergilere herhangi bir yasaklama kararı olmamasına rağmen el konulduğu,
● Mahpusların kurumlara, ailelerine, arkadaşlarına gönderdikleri mektup içeriklerinin sansürlendiği veya mektuplara el konulduğu,
● Mahpuslara açılan disiplin soruşturmalarında gözlem kurulu tarafından orantısız ve hukuksuz bir şekilde hücre cezalarının verildiği ve bu hücre cezalarının mahpusların infazlarının uzatılmasına/yanmasına sebebiyet verdiği,
● Mahpusların spor veya sohbet haklarının kullandırılmadığı ve hapishanede başlatılan kurs saatlerinin de görüş saatlerine denk getirildiği; bu nedenle mahpusların kurslardan faydalanamadıkları
● Ailesi ile iletişime geçemeyen ekonomik destek alamayan yabancı uyruklu mahpuslara diğer mahpusların temel ihtiyaçlar için eşya hibesi yapılmasına idare tarafından izin verilmediği,
● Uzun zamandır ağız içi arama nedeni ile hastaneye sevklerin yapılamadığı, yapılması halinde ise tedavilerin yarım kaldığı,
● Hastaneye sevklerin çok geç yapıldığı bu nedenle tedavilerden sonuç alınamadığı,
● Mahpuslara verilen yemeklerde hijyen koşullarına uyulmadığı, yemeklerin besin değerinin düşük olduğu ve yağlı bir şekilde getirildiği, ,
● İdare ile sorunların çözümü konusunda diyalog kurulamadığı, aktarımları yapılmıştır.
ADIYAMAN L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Adıyaman L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların avluda ayakta sayıma zorlandıkları ve bunu reddedince de “bekleyin siz göreceksiniz” şeklinde tehdit edildikleri,
● Doktorun sürekli olarak hapishanede bulunmadığı sadece haftanın Salı günü geldiği ve bu nedenle acil ve ivedi bir tedavi gerekliliğinin karşılanamadığı,
● Mahpus M.E’nin yüksek tansiyon hastası olduğu, bu sebeple hastalığına uygun yemek listesinin verilebilmesi için doktor onayına ihtiyaç duyulduğu ancak bu onay işleminin yapılamaması, geciktirilmesi nedeniyle hastalığına uygun yemeklere erişemediği,
● Hapishaneye sevk sonrasında bazı kişisel eşyaların güvenlik nedeniyle verilmediği, uzun prosedür ile geciktirildiği,
● Hapishane yönetiminin birçok kez yasak olmayan kitapların temininde engel çıkardığı,
● Kürtçe kitapların mahpuslara verilmediği, kütüphaneden talep edilen kitapların azaltıldığı ya da hiç verilmediği, aktarımları yapılmıştır.
AFYONKARAHİSAR T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Afyonkarahisar T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishanede ağız içi arama dayatmasının devam ettiği, bu nedenle mahpusların hastaneye gidemedikleri,
● Mahpusların muhalif hiçbir yayına ulaşamadıkları, televizyonda Halk TV kanalını talep etmelerine rağmen taleplerinin karşılanmadığı,
● Kurs, atölye ve spor haklarının karşılanmadığı,
● Mahpusların başka hapishaneye sevk taleplerine hiçbir şekilde cevap verilmediği ya da kabul edilmediği,
● Mahpuslara keyfi disiplin cezaları verildiği ve çok sayıda disiplin soruşturmasının açıldığı,
● Mahpusların iki oda halinde kaldıkları, tahliyeler ile birlikte sayılarının azaldığı ve odaların birleştirilmesini istediklerini ancak idarenin bu duruma olumlu yaklaşmadığı, aktarımları yapılmıştır.
AHLAT T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Ahlat T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların hastane ve revir sevklerinin çoğu zaman yapılmadığı ya da ciddi şekilde geciktirildiği, özellikle diş ağrısı gibi acil müdahale gerektiren durumlarda sevklerin haftalar, hatta aylar sürebildiği, son ay içerisinde ise taleplerin yalnızca rapor tarihinden iki hafta önce toplu şekilde yapıldığı mahpusların sevk edildikleri Ahlat Devlet Hastanesi'nin tam teşekküllü olmayışı nedeniyle tedavi olanaklarının yetersiz kaldığı,
● Sevkler sırasında mahpuslara çift kelepçe takıldığı, kelepçeli muayene dayatıldığı ve bu uygulamaya karşı çıkan mahpusların muayene olmadan geri gönderildiği, jandarma personeli tarafından sevk sürecinde mahpuslara psikolojik baskı (mobbing) uygulandığı,
● Mahpuslara Yeni Yaşam gazetesi başta olmak üzere muhalif yayınların verilmediği, yayın hakkı bulunan televizyon kanallarının dahi yayınlanmadığı, özellikle KRT, TELE1 ve Halk TV gibi muhalif kanallara erişimin engellendiği,
● Kitap kotası uygulamasıyla yalnızca 7 kitap bulundurma sınırı getirildiği, gönderilen kitapların çoğu zaman teslim edilmediği, Kürtçe yayınlara ise hiçbir şekilde erişim sağlanmadığı,
● Hapishane yönetiminin sabah ve akşam sayımlarını ayakta yapma dayatmasında bulunduğu, bu uygulamaya itiraz eden mahpusların disiplin cezalarıyla karşılaştığı,
● Ocak, Şubat ve Mart aylarında haftanın 5 günü yoğun aramaların yapıldığı, son 3 ayda ise haftanın 2 günü aramaların sürdüğü,
● Adalet Bakanlığına bağlı bir heyet gözlem için koğuşları inceledikten sonra koğuşlarda yoğun bir arama gerçekleştirildiği ve mahpuslara ait nevresimler, battaniyeler yırtılarak mahpuslara kamu malına zarar vermek suçundan soruşturma başlatılması noktasında tehditler yöneltildiği,
● Mahpuslara Ocak, Şubat ve Mart aylarında iki haftada bir olmak üzere yalnızca 40 dakika spor yapma hakkı tanındığı, son 3 ayda ise haftada bir kez 40 dakika ile sınırlı tutulduğu; bunun dışında hiçbir sosyal veya kültürel faaliyete izin verilmediği,
● Kantin ihtiyaç listesinde yer alan ürünlerin yetersiz olduğu, kantin günlerinin düzensiz gerçekleştiği ve ürünlerin fahiş fiyatlarla satıldığı, ayrıca ürün çeşitliliğinin azlığı nedeniyle mahpusların temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığı, aktarımları yapılmıştır.
AKÇADAĞ T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Akçadağ T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Kürtçe kitapların idare tarafından mahpuslara verilmediği,
● M.Y. isimli mahpusun 2024 yılında tahliye edilmesi gerekirken tahliyesinin 2030 yılına ertelenerek infazının yakıldığı,
● M.H. isimli mahpusun anjiyo olduğu halde ailesine haber verilmediği ve geçirilen ameliyat sonrasında iyileşme koşulları oluşmadan hemen tekrar koğuşa götürüldüğü, aktarımları yapılmıştır.
AKHİSAR T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Akhisar T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların revire çıkarılma konusunda sorun yaşadıkları, bazen 2 ayda bir bazen de 1 ayda bir revire çıkarıldıkları,
● Mahpusların depoda vantilatörlerinin olduğu ancak idare tarafından mahpuslara verilmediği,
● T.T. isimli 30 yıllık bir mahpusun yüksek tansiyon hastası olduğu, sıcaktan etkilendiği ancak vantilatör verilmediği ve revire çıkartılmadığı,
● TRT Kurdi ve muhalif kanallarının yayının yapılmadığı, zaman zaman televizyon yayınının kesildiği ve 2 saat yayının gelmediği,
● Hapishanedeki diş doktorunun hastanede yapılması gereken gece plağı, implant tedavisi için hastane sevklerini yapmadığı, idare ile görüştüklerinde idarenin mahpuslara doktorun inisiyatif kullanarak sevk yapmadığı, bu konuda idarenin yapabileceği bir şey olmadığı, doktorun da mahpuslara “istediğiniz yere itiraz edin” diyerek tedavi olması gereken mahpusların hastane sevkini yapmadığı,
● Mektup okuma komisyonunda ve hapishanede tercüman olmadığı gerekçesi ile Kürtçe yazılan mektupların ve yazıların gönderilmediği,
● Mahpusların leğen, çekpas ve kovalarına idare tarafından el konulduğu,
● İdare ve gözlem kurulu görüşmelerinde, “PKK terör örgütü müdür, değil midir?” şeklinde soru sorulduğu, “Abdullah Öcalan bebek katilidir, pişmanım.” diyeceksin diye mahpusların zorlandıkları, bu dayatmayı kabul etmeyen mahpusların koşullu salıverilme tarihlerinin ertelendiği,
● Mahpusların başka hapishaneye sevk taleplerinin sürekli reddedildiği, aktarımları yapılmıştır.
AKSARAY T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Aksaray T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların 12 kişilik odada toplamda 21 kişi kaldıkları,
● Hastane sevk taleplerinin keyfi olarak reddedildiği, mahpusların 2-3 ayda bir ancak revire çıkarıldıkları,
● İdare ile yapılan görüşmelerde sorunlara çözüm üretilmediği, soğuk ve sıcak su konusunda saat/kota problemi olduğu, suyun yeterli olmadığı,
● İdare ve Gözlem Kurulu kararı ile infaz uzatma kararlarının verildiği, H.A. isimli mahpusun infazının 3 ay süre ile uzatıldığı ve hastalıklarının da mevcut olduğu, aktarımları yapılmıştır.
ALANYA L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Alanya L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Dilekçelere dönüşün geç yapıldığını önceki hapishanelerde dilekçelere 2 gün içerisinde dönüşün olduğu, bu hapishanede ise 15 gün beklediklerini, havanın soğuk olduğu zamanlarda kaloriferler çalıştırılmadığı, kişi sayısı azaldığı için tüm eşyaların toplandığı, odada masa kalmadığını ve çalışma yapamadıkları, yatakta yazmak okumak zorunda kaldıkları,
● Duş sırasında eşyalarımızı bırakacakları bir yer olmadığı, askılıkların bozuk olduğu, önceden sandalye götürdükleri, sandalyeleri toplamaları sebebiyle artık götüremedikleri, kıyafetlerinin ıslandığı,
● Kantinde temizlik malzemeleri özellikle diş fırçası ve diş macunu gibi ürünlerin tek çeşit ve kalitesiz olduğunu ve genel olarak pahalı olduğu,
● Mektupların tek zarf ile gönderilmesine izin verilmediği, aynı kişiye bile gönderilecekse mektubun ayrı ayrı zarflamasını istendiği, bu durumun ekonomik olarak zorlanmalarına sebebiyet verdiği,
● Mahpusların kitap haklarının 6 kitap ile sınırlandırılmış olduğu,
● Sosyal aktivitenin olmadığını sayı yetersiz olduğu için haftada 1 sahaya çıkarıldıkları,
● Kurs için başvuru yapıldığını ancak kursun açılmadığı,
● Hastane sevklerinin yapılmadığı, revire çıktıklarında doktor sevk yazmasına rağmen uzun zamandır diş hastanesine gidilmediği, diğer hastalıklar için geç de olsa sevklerin olduğu ancak diş için sevklerin jandarma ve hastaneden kaynaklı sıra gelmedi denilerek yapılmadığı, çift kelepçe uygulamasının yapıldığı,
● Müdür ve hapishane savcısından yana sorun yaşanmadığı ancak birkaç gardiyanın provokatör davrandığı, aramalar esnasında bilerek eşyalarına zarar verdikleri,
● Mahpus H.Ç. ziyaretçisinin görüşe geldiği günde personeller tarafından çıplak aramaya maruz bırakıldığı,
● H.Ç isimli mahpusun infazının yakıldığı, D.O. isimli mahpusun; Denetimli tarihinin geldiği 24.12.2024 tarihli raporda iyi halini koruduğu belirtilmiş olmasına rağmen 26.02.2025 tarihli rapor ile iyi halli olmadığı belirtilerek ve infazının 3 ay ileri atıldığı, aktarımları yapılmıştır.
ANTALYA YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Antalya Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Revire çıkma taleplerinin geciktirildiği yaklaşık 1 ay kadar bekletildikleri, diş muayenesi için 3 aydan önce sevk yapılmadığı, dilekçelerin bekletildiği, acil durumlarda dahi dilekçe yazdıklarını, dilekçelerin sayım saatinde alındığı, acil durumlara dair bir istisnanın olmadığı, eylem yapacak boyuta gelinceye kadar durumun ciddiyetinin farkında olmadıkları, tek doktorun tüm kampüse baktığı, doktorun kurumda sürekli bulunmadığı, doktorların muayenesinin yetersiz olduğu, sürekli kullanılan ilaçların geç verilmeye başlandığı,
● A.G. isimli mahpusun kalp rahatsızlığının bulunduğunu düzenli kontrole gitmesi gerektiği fakat kontrollerinin hastane sevklerinin aksaması nedeniyle sekteye uğradığı, E.A. isimli mahpusun kalp kapakçığı değişmesi gerekirken hala değiştirilmediği,
● Hapishanede genel olarak ilaç problemi yaşandığı, bazen haftalarca ilaç bekledikleri, mahpusun ilacı bitmesine rağmen doktorun yanlış doz yazması nedeniyle mahpusların elinde ilaç varmış gibi göründüğü, bu sebeple acil kullanılması gereken ilaçların zamanında alınmadığı,
● Hastane gidişleri problemli olması nedeniyle hastaneye gitmek istemedikleri, çift kelepçe uygulamasının olmadığı, tek kelepçe olduğu, muayene esnasında doktorun kelepçenin açılmasını istemesi halinde kelepçenin açıldığı aksi takdirde açılmadığı, kelepçenin açılmasına dair doktorlar ile yapılan konuşmalara jandarmanın dâhil olduğu, diş için gidilen doktorlardan birinin kelepçeli diğerinin kelepçesiz muayene yaptığı,
● Hapishanede kurs ve atölye çalışmaları bakımından yeterli imkânın sunulmadığı, bu anlamda sosyal faaliyetlerin yok denecek ölçüde olduğu, haftada 3 defa 2'şer saat atölye haklarının olduğu, aynı koridor ile sınırlı kaldığını, atölyede ürün olmadığı, kendilerine ait satranç ve saz ile zaman geçirdikleri, resim kursunun olduğunu ancak çoğu mahpusun çıkartılmadığı, bununla birlikte resim kursunda yer alan malzemelerin basit derece resim defteri ve kuru boyadan ibaret olduğu, tuval ya da yağlı boya vb. araçların yeterli ve kapsamlı bir şekilde bulunmadığı, günde 1,5 saat havalandırma haklarının olduğu, haftada 1 defa 1 saatlik spor (futbol/voleybol) haklarının olduğu, sadece aynı koridorda olan kişiler ile gerçekleştirebildikleri, bakanlık genelgesinde de 10 olarak belirtilse de buna dikkat edilmediği, koridorda kaç kişi var ise sadece o kişiler ile sınırlı kaldığı, tüm blok olarak bahçeye beraber çıkma yönünde idareye taleplerinin olduğu,
● Havalandırma alanının odayla bütünleşmiş veya eklenti şeklinde olmadığı için 1,5 saatlik havalandırma süresi içerisinde su veya ihtiyaç için odaya geri döndüklerinde tekrar havalandırmaya çıkarılamadıkları,
● Aramaların kanunda belirtilen sayının aksine çok sayıda ve sık sık yapılmaya başlandığı, aramalarda provokatif bir eylemin olmadığı, olması durumunda izin verilmediği, aramaların genellikle sabah saatlerinde baskın şeklinde yapıldığı, odanın aramalar esnasında dağıtıldığı, aramalar esnasında varsa birden fazla cımbız, tırnak makası gibi eşyaların alındığı,
● Açık görüşlerin ayda 1 defa olduğunu, ailelerin uzaktan gelmesi sebebiyle uzatılmasını istedikleri, genelgede 1,5 saat olarak belirtilmesine rağmen 1 saat civarında bir süre ile kısıtlandığı,
● Telefon görüşme süresinin 10 dakika olduğunu pandemi açık görüş hakları sebebiyle 20 dakika olarak şu an uygulamada olduğu, ancak adli suçlularda aileler veya yakınları görüşe gelmediği takdirde telefon süre haklarına ekleme yapıldığı, aynı durumda olan kendileri için bu şekilde ek bir imkân tanınmadığı, ailesi İran'da yaşayan mahpus H.O. yurt dışı araması yaptığını tek bir aramasının yaklaşık 150,00 TL olduğunu, diğer arkadaşlarının yaptıkları aramanın ise yılda toplam 150,00TL’yi ancak bulduğu, bu durumun kendisini maddi anlamda zora soktuğu,
● Bloklar arası oda değişikliği taleplerinin işleme alınmadığı, cevapsız bırakıldığı, bazı istisnai durumlarda idarenin değişim yaparsa olabildiği, idarenin A blok açısından çok daha farklı uygulama geliştirdiği, bombacılar diye tabirle sayı eksik olsa dahi herhangi bir şekilde oda değişikliğine izin verilmediği ve hatta yeni gelenlerin de yanlarına gelmesine izin verilmediği,
● Mahpuslara verilen suyun yeterli olmadığı, kota usulüne göre verilmesinden kaynaklı son günlere kadar da sıcak/soğuk su sıkıntısı çektikleri, günlük 50 lt sıcak 150 lt soğuk su verildiğini, musluktan su kullanıldığını, suların kireçli olduğu, suyu damıtarak kullanabildikleri, kantinde suların pahalı olması sebebiyle alınamadığı, 12,24,48 saat sürelerle suyun gelmediği zamanların olduğu, kantinden su alarak duş almak zorunda kaldıkları, spordan gelindiği bazı zamanlarda da suyun özellikle gittiğini fark ettikleri,
● Kitap sayısının 20 olduğunu, ancak kurumda yer alan kitapların çoğunluğunun dini kitaplar oluğu, sözlüklerin sayıya dâhil edildiği, halk kütüphanesinden istenilen kitapların geç geldiği, yasağı kalkmış kitapları vermedikleri, kitap değişiminin sorunlu olduğu, yazım çalışmalarına idarece müdahale edildiği,
● Mektuplarının detaylı bir şekilde incelendiği, bir cümle yada paragraf gerekçe gösterilerek mektuplarının gönderilmediği, mektuplara pul yapıştırılması sebebiyle zorlandıkları, pul yerine idarenin fiş uygulamasına geçmesi gerektiği, kurum içi mektuplaşma adına yazılan mektupların geç teslim edildiği,
● Mahpusların ailelerinin bulunduğu illere veya yakın yerlere nakil taleplerinin reddedildiği,
● Kısa dalga radyoların verilmediği, sadece FM radyolara izin verildiği, radyo kontrollerinin çok sık yapıldığı,
● Hapishanede istedikleri kanala erişemedikleri Tele 1 ve İlke Tv istemelerine rağmen Halk TV ve Sözcü TV dışında kanal bulunmadığı,
● Ayağından rahatsızlığı olan mahpus F.E. rahatsızlığı nedeniyle klozet alınması gerektiği, kurumun klozet için rapor dayatması yaptığı, kurum doktorunun bu konuda rapor veremeyeceğini beyan ettiği, idarece mahpusun bu talebin üzerinde durulmadığı, yine çölyak hastası olduğu, glutensiz yemek-ürünleri tüketmesi gerektiği, yemeklerin diyet listesine uygun olmadığı, bu şekilde gelen yemekleri dökmek zorunda kaldığı,
● Bazı ürünlerin tedarik edilemediği gerekçesiyle ürünlere ulaşamadıklarını ve kantindeki ürünlerin kalitesinin düşük ve pahalı olduğu, Antalya ilinin sebze- meyve yetiştiriciliğinde önemli bir şehir olduğu ve fakat buna rağmen hapishaneye gelen ürünlerin pahalı ve çoğu zaman çürümüş olduğu, yemeklerin yeterli olmadığı, kahvaltı çok az ürün verildiği, kantinde yeteri kadar yiyecek olmadığı, çeşitliliğin bulunmadığı, kahvaltılık ürünlerinin çok defa kiloluk olması istenmesine rağmen, düşük gramajlı ürünlerin getirildiği, böylelikle hem daha pahalı hem de istenildiği kadar alınamadığı, yemek-kantin dağıtım sırasının kendilerine hep son sıra olacak şekilde yapıldığı,
● Hapishanede koridor temizliğinin yeterince yapılmadığı, aktarımları yapılmıştır.
ANTALYA S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Antalya S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hastaneye sevk ve revire çıkma problemlerinin hala devam ettiği, sağlık hizmetlerine erişmekte ciddi gecikmelerin yaşandığı, hastane sevklerinin ayları bulduğunu, sevk durumunun jandarmanın müsaitliğine göre belirlendiği, kişinin hastalığının taşıdığı önem ya da aciliyet durumuna bakılmadığı, rapor sonuçlarını çok geç öğrendikleri, (Hapishaneye 2 Ocak’ta geldiğini belirten mahpus D.A. geldiği anda cildiye bölümü için sevk talebinde bulunduğu, vücudunda kırmızı lekeler olduğu, cilt kanserine sebep olabileceği durumun ciddiyet arz ettiği ancak hala sevkinin yapılmadığı, yine mahpuslar B.B. ve R.P. nin de uzun süredir hastane sevkini beklediği)
● Aile hekimine çıkmada dahi gecikmelerin olduğu, revirde bulunan aile hekiminin detaylı bir muayene yapmadığı, oldukça yüzeysel bir şekilde ilaç ya da sevk yazıp mahpusları gönderdiği, aile hekiminin hapishanede sürekli bulunmadığı yalnızca haftada 1,5 gün geldiği ve bunun da mahpus sayısına göre yeterli olmadığı,
● İlaç alımı ve hastane sevklerinin ayları bulduğu, hücre cezası alındığında revire gidilebilir iken muayene için revire gidilememe durumunun olduğu, hastane sevk edilebilmek ve sevk işlemini hızlandırabilmek için idareye ciddi baskı yapmak gerektiği,
● Hapishanede yazılan ilaçların ellerine ulaşmasının 14-15 günü bulduğu, acil ve ivedi kullanım arz eden ilaçların bu süreden sonra kullanılmasının da hastalığın tedavisinden sonuç alınamamasına neden olduğu,
● Birinci müdürün sürekli kural çıkardığını ve kendi kurallarını uygulatmak anlamında son derece baskıcı ve dayatmacı bir tutum gösterdiği, eylemlere yönelik en üstten ceza verildiği,
● Birinci müdürün gelmesi ile birlikte tutuklu hükümlü odaları olarak ayrımına gidildiği yine bombacı, patlayıcı madde vb suçlardan yargılanan ya da hüküm giyenlerin aynı odalara verilmesi şeklinde bir kategori yapıldığını, mahpusların herhangi bir eyleminden ötürü verilen disiplin cezalarının en üst düzeyden verilmeye başlandığını, hücre cezasının artan bir hal aldığı,
● Hapishane idaresinin diyaloğa açık olduğunu ancak hapishanede bunun yumuşak bir şekilde talepleri reddetme şeklinde uygulana geldiği,
● Hapishanede yaklaşık 1- 1,5 ay kadar önce (Nisan ayı içerisinde) A bloktan başlayarak gece baskını yapıldığını, baskın esnasında diğer koğuşların ''kapılara vurma'' eylemi gerçekleştirdiği, bu eyleme katılanlara 1 ay etkinlik yasağı verildiğini, gece vakti yapılan baskın tipi aramaların şu an için diyalog yolu ile durduğu, ancak gündüz aramalarının sık yapılmaya başlandığı,
● Hapishane idaresinin mevzuat gereği yapması gereken sosyal etkinlik ve kurs faaliyetlerini uygulamadığı, hapishanede sosyal etkinliğin olmayışının ciddi bir sorun haline geldiği, bu aşamaya kadar bir ilerleme gösterilmediği, yalnızca satranç kursunun olduğu ve fakat mahpus sayısı nedeniyle sıranın çoğu mahpusa gelmediği zaten mayıs ayı sonu itibariyle kurs eğitmeninin kurumdan ayrılacak olmasından bu kursun da kapanacağı,
● Resim, bağlama, dil kursu vb. kursların açılması ve etkinliklere bloklar arası olacak şekilde çıkılmasına yönelik taleplerinin olduğu ancak idarece taleplerinin dikkate alınmadığı, idarenin sosyal etkinliklere karşı bilinçli bir duyarsızlık hali içinde olduğu, bununla birlikte hapishanede etkinlik olmamasına rağmen etkinliğe çıkmama durumu iyi halli sayılmamaya neden olmasının da kendi içinde problemli olduğu, etkinliklerin yapılmamasının bilinçli bir sosyal tecrit yöntemi olduğu,
● Haftada 1 saat spor haklarının olduğu ve fakat birinci müdürün açık görüş haftasında spor hakkını kaldırdığı dolayısıyla ayda 3 kez spor haklarının olduğu,
● Hapishanede infaz uzatmaların hala devam ettiği N.A, M.Ö., H.Y., U.B. isimli mahpusların infazının uzatıldığı,
● Dilekçe yazdıkları birimlerin kendilerine geri dönüşlerinin çok geç olduğu, dilekçelerine geç cevap verildiği,
● Mahpusların ailelerinin çoğunun uzak yerlerden gelmesi nedeniyle ziyaret saatlerinin uzatılmasını talep ettiklerini ancak sonuç alamadıkları,
● Dış kantinde eşya alımında sorun yaşadıkları, genel kantinde özellikle kırtasiye malzemelerinin kalitesiz olduğunun liste zenginliğinin bulunmadığı, kırtasiye malzemeleri alımında aylarca uğraştıkları,
● 20 kitap sınırlamasının hala devam ettiği bu kapsama derginin alınmadığı,
● Kantindeki ürünlerin kalitesinin düşük ve pahalı olduğu,
● Hasta mahpuslara verilen yemeklerin sabit olduğu, neredeyse her hastaya aynı yemeğin verildiği (mahpus D.A. kendisinin crohn hastası olduğunu ve hastalığına uygun yemek verilmesi gerektiği ve fakat gastrit hastasına uygun yemek verildiği bu nedenle verilen yemekleri dökmek zorunda kaldığı),
● Hastane nezaretinde sevk bekleyen 5 mahpusun maruz kaldığı yangın olayı hakkında;
Nezarethanenin biri diğerine bağlı iki odadan oluştuğu, iki oda arasının yarım duvar ve üstü sıkı ve ince tellerle çevrili olduğu, koğuşun çıkış kapısının bulunduğu odada adli mahpusun hemen yanındaki odada ise kendilerinin bulunduğu, adli mahpusun hal ve tavırları itibariyle aklıselim, salih ve dengeli olmadığının anlaşıldığı, mahpuslar olarak jandarmaya adli mahpusun ring aracında beklemesinin daha doğru olacağını söyledikleri, ancak götürmedikleri, mahpuslar ahlaksız ve küfürlü konuşan adli mahpusu uyararak bu şekildeki konuşmalarını kabul etmedikleri söyledikleri, bunun üzerine adli mahpus ranzanın altındaki sentetik süngeri yolarak elinde bulundurduğu çakmakla sentetik süngeri ateşe verdiği, koğuşun dar ve kapalı alan olmasından ötürü bir anda alev ve duman altında kaldığı, kapının hemen açılarak yangın tüpüyle sıkıldığı ve alevlerin kontrol altına alındığı,
● Mahpuslar olarak yaşadıkları olayın jandarmanın ihmal ve tedbirsizliğindenkaynaklandığı jandarmanın bu ihmalsizliğinin daha ciddi ve sonuçları ağır durumlara da yol açabileceği, aktarımları yapılmıştır.
BAFRA T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Ağız içi aramanın dayatılmasında dolayı mahpuslar hastaneye erişemedikleri,
● İdare ile görüşmelerde müdür ile konuşurken ayağa kalkmaları, konuşmaları bitince oturmaları istenildiği,
● İdare ve Gözlem Kurulunun katı tavrı ile mahpusların tahliyesi sürekli bir şekilde ertelenmekte, 30 yıllık mahpuslar bile tahliye edilmediği,
● Mahpusların sadece psikoloğa çıkarıldıkları, İdare ve Gözlem Kuruluna çıkarılmadıkları fakat sanki Kurula çıkmış gibi işlem gördüklerini ve tahliyelerin en az 6 ay ertelendiği,
● Pandemiden sonra mahpusların sosyal aktiviteleri neredeyse tamamen kaldırılmıştır. Spor etkinliği ayda 1 ve atölye etkinliği haftada 2 defa olmak şeklinde olup bunun dışında hiçbir etkinlik yapılmadığı,
● Koğuşlar değiştirilirken birçok kişisel not ve deftere el konulmuş Kürtçe olanlar halen verilmediği,
● Kürtçe yayınların Bakanlık listesinde yer almadığı gerekçesiyle verilmediği, alınan yayınların ise geç verildiği, Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği,
● Kendi memleketlerinden, ailelerinden uzakta olan mahpusların sevk talepleri kabul edilmediği,
● Kantin fiyatları ve elektrik faturaları çok yüksek olup mahpusların ekonomik koşullarını zorlaştırdığı, aktarımları yapılmıştır.
BAKIRKÖY KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishanede ayda bir ya da 45 günde bir olacak şekilde rutin aramaların yapıldığı, söz konusu aramalarda erkek infaz koruma memurlarının da bulunduğu, mahpusların erkek infaz koruma memurlarının içeri girmemesi ve odanın kapısında beklemesi yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığı, özel hayatın gizliliği ilkesine uyulmadığı, mahpusların üst aramalarının kadın infaz koruma memurları tarafından erkek infaz koruma memurlarının önünde yapıldığı ve aramaların taciz boyutuna ulaştığı, özel eşyaların detaylı arandığı, aramaların birinde çöp kutularının yemek masasının üzerine devrildiği,
● Son yapılan görüşmelerde arama işlemlerinin ayda 2 defa infaz koruma memurları, 1 defa da askeri personel tarafından toplamda ayda 3 kez yapıldığı, aramalar esnasında ekmek, çatal, kaşık, çöp poşetlerine fazlalık olduğu gerekçesiyle el konulduğunu, mahpusların peçetelerden origami şeklinde yaptığı çiçeklere dahi gerekçe belirtilmeden el konulduğu,
● Aramalar esnasında mahpuslara ait özel eşyaların (iç giyim) cinsiyet gözetilmeden arandığı, mahpusların özel eşyalarının arandığı sırada erkek memurların orada bulunmalarından rahatsızlık duydukları,
● Kurs ve atölye gibi ortak alan faaliyetlerinin yetersiz olduğu, yalnızca kısa süreli bağlama kursu düzenlendiği; aileler tarafından gönderilen müzik enstrümanlarının ise mahpuslara verilmediği,
● 75 yaşındaki H.Y. isimli mahpusun yüksek tansiyon, bel fıtığı ve omurilik eğriliği gibi rahatsızlıklarına ve ileri yaşına rağmen tahliye edilmediği; J.E. isimli mahpusun %50 oranında yürüme engeli bulunmasına rağmen hapishanede tutulmaya devam edildiği; F.T. isimli mahpusun kan pıhtılaşması sorunu yaşamasına rağmen ilaçlarına erişemediği,
● T.A, R.F, Ş.A. ve S.O. isimli mahpusların aldıkları hücre cezaları nedeniyle infazlarının yakıldığı,
● Mahpusların hapishanenin revirine çıkarılmadıkları ve burada muayene olamadıkları, doktorun muayene için mahpusların tutulduğu odalara da gelmediği, doktor olmayan bir sağlık personelinin odaya gönderildiği, bu sağlık personelinin odanın kapısında içeri girmeden bağırarak mahpusun şikayetlerini sorduğu ve hapishane doktorunun da bu beyana göre ilaç reçete ettiği aktarılmıştır. Mahpusların bu konuyla ilgili Sağlık Bakanlığına şikayette bulundukları ancak revirdeki doktorun mahpusları muayene etmeksizin yazdığı reçeteler mahpusların muayene oldukları şeklinde değerlendirildiği için şikayetin sonuçsuz kaldığı,
● İdare tarafından dağıtılan yemek miktarının mahpusların sayısına göre oldukça az olduğu, yemeklerin mahpusların ihtiyacı olan vitamin ve mineral bakımından yetersiz ve lezzetsiz olduğu, mahpusların bu durumu hapishane idaresine ilettiği ancak idarenin herhangi bir değişikliğe gitmediği, mahpusların kantinden aldıkları yiyeceklerle beslenmek zorunda kaldıkları,
● Son zamanlarda sıcak su kesintilerinin arttığı, duş esnasında da suyun kesilebileceği, bu durumun hastalığa dahi yol açtığı,
● Paspas, temizlik kovası gibi malzemelerin mahpuslar tarafından yeni alınması sonrasında İdarenin eski malzemelere bir adetin yeterli olacağı gerekçesiyle el koyduğunu,
● Yemeklerin yetersiz ve kalitesiz olduğu ve yemekler sebebi ile bir mahpusun alerji sorunu yaşadığını ancak buna rağmen hastaneye sevkinin sağlanmadığını, alerjinin hangi gıdaya kaynaklı olduğunun tespitinin yapılmadığını ve buna göre yemek verilmediği,
● Mahpusların kitap ve gazete erişiminin sınırlı olduğu, özellikle Kürtçe yayınların ve Kürt basınına ait gazetelerin içeri alınmadığı ve bu sınırlamanın gerekçesinin kendilerine bildirilmediği,
● Hijyen ürünleri ile pedlerin mahpusların ihtiyaçları oranında verilmediği, bu ihtiyaçların bazen kısıtlı karşılandığı bazen ise hiç karşılanmadığı,
● Hücre cezasının infaz edildiği hücrelerin hijyenik olmadığı, mahpusların soğuk havalarda dahi oldukça kirli bir ortamda ince bir battaniye ile kalmak zorunda kaldıkları, 11 günlük veya 13 günlük verilen hücre disiplin cezalarının bazı mahpuslar için üst üste kullandırıldığı ve bu sebeple uzun bir süre hücrede kalmak zorunda kaldıkları,
● Mahpusların yapmış olduğu başvuru ve şikayet dilekçelerine dönüş yapılmadığı, 'alındı' belgesi verilmediği, özellikle infaz koruma memurları hakkında yapılan şikayetlerin askıda bırakıldığı,
● Mahpusların aile ve avukat görüşlerine giderken koğuştan çıkış ve dönüşlerinde ayakkabı aramasına tabi tutuldukları; terliklerin dahi sallandırılarak arandığı, bu uygulamaya itiraz eden mahpuslara disiplin cezası verildiği,
● Koğuş duvarların sıvalarının döküldüğü, odaların rutubetli olduğu, bazı aydınlatmaların çalışmadığı ve elektrik kesintilerine uzun süre çözüm bulunamadığı,
● Koğuşa yeni gelen tutukluların çıplak aramaya maruz kaldığı, aramayı reddeden mahpuslara önlük giydirilerek arama yapıldığı, bu uygulamanın mahpuslar üzerinde baskı oluşturduğu,
● Hapishane idaresi tarafından çok sayıda mahpusa disiplin cezası verildiği; özellikle tahliyesi yaklaşan mahpuslara keyfi biçimde ceza verilerek tahliyelerinin engellendiği, disiplin cezalarının çoğu zaman yasaklı olmadığı halde eşyalara el konulmasına veya arama uygulamalarına karşı çıkılması gerekçesiyle verildiği; hoparlör ve teller gibi kantinden alınmış ürünlerin bile yasak sayıldığı,
● Mahpusların ısınma sorunu yaşadıkları, bahar aylarında dahi hapishanenin çok soğuk olduğu, idareden ısıtıcıları açmalarını talep ettikleri ancak ısıtıcıların açılmadığı aktarılmıştır. Mahpusların soğuk bir günde hapishane idaresinden ısıtıcıları açmalarını yazılı olarak talep ettikleri, talepleri sonucunda açılan ısıtıcının yalnızca 30 dakika açık bırakıldıktan sonra kapatıldığı, soğuk nedeniyle özellikle yaşlı ve hasta mahpusların sağlık sorunları yaşadığı,
● Hapishanede mahpusların bulundurabileceği kıyafetlerin sayısının 30 ile sınırlandırıldığı, yatakların çok eski olduğu ve mahpusların talebine rağmen yenileriyle değiştirilmediği,
● Mahpusların gönderdiği veya kendilerine gelen mektuplara idarenin el koyulduğu, mektuplardaki bazı cümlelerinin üzerinin çizildiği,
● Mahpuslara banyo için verilen sıcak suyun kirli, kötü kokulu olduğu ve bazılarında ciltte lekelere sebep olduğu; soğuk suyun ise kireçli olduğu, bu hususların idareye bildirilmesine rağmen düzeltilmediği,
● Spor faaliyetlerinin sadece kapalı alanda yapılabildiği, beton zemin nedeniyle mahpusların sakatlandığı; açık hava etkinliği hakkının sağlıklı kullanılmadığı,
● Koğuşların küçük olmasına rağmen yatak sayısının arttırılmak istendiği, bu durumun yaşam alanlarını daralttığı ve mahpusların hareket alanını kısıtladığı, aktarımları yapılmıştır.
BALIKESİR L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Balıkesir L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların hastaneye kelepçe ile götürüldüklerini, revire bir veya bir buçuk ayda bir defa çıkarıldıkları, hastaneye sevklerde ağız içi arama dayatıldığı,
● Dolap ve kapıların paslı ve çürümüş olduğu, hijyen olmadığı, Adalet Bakanlığına ve Savcılığa dilekçe yazdıkları ancak idare tarafından gönderilmediği,
● Yemeklerin az ve yetersiz olduğu,
● Görüntülü görüşme hakkının mahpuslara tanınmadığı,
● Aile görüşlerinin 45 dk ile sınırlı olduğu,
● İnfaz koruma memurlarının provokatif davranışlar sergilediği, ayakta sayım dayatıldığı,
● Kitap sınırlaması olduğu, mahpusların sadece 5 kitap alabildikleri,
● Talep edilen gazetelerin verilmediği,
● Koğuşların dar olduğu, koğuşta kalanların yemek yemek için oturamadıkları, aktarımları yapılmıştır.
BANDIRMA 1 NOLU VE 2 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANELERİ
Bandırma 1 Nolu ve 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanelerinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Bandırma 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olarak bulunan O. B. isimli mahpus, 1 yıldır tek kişilik karantina hücresinde tutulduğu, adli mahpusların geçici bir şekilde burada tutulduktan sonra başka koğuşlara sevk edildiği, bu durumun sağlık durumunu olumsuz etkilediği, adli mahpusların taciz ve baskısına maruz kaldığı, idarenin bilinçli olarak kendisini karantina koğuşunda tuttuğu, 1 yıldır sağlık kuruluna çıkma isteğini bildirmesine rağmen sağlık kuruluna sevk edilmediği, etkinliklerden mahrum bırakıldığını, tecrit koşullarında tutulduğu,
● Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde 3 ağır hasta, Bandırma 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde 5 ağır hasta mahpusun olduğu, mahpusların, özellikle hastaneye sevk işlemlerinin ivedilikle yerine getirilmediği, revir sağlık hizmetlerinin yetersiz kaldığı, hastaneye sevk sırasında infaz koruma memurlarının onur kırıcı davranışları ile karşı karşıya kaldıkları,
● Hükümlüler ayda 3’ü kapalı 1 tanesi de açık olmak üzere toplamda 4 aile ve yakınlarının görme haklarının olduğunu, her görüşmede 1 saat haklarının olmasına rağmen, idarenin bu zamana kadar tüm süreyi kullandırmadığı, görüşmelerin 35-40 dakikadan sonra kesildiği,
● Mahpuslar, adli suçlardan tutuklu veya hükümlülerin aileleri ile “görüntülü arama” yapmalarına karşın, kendilerine aynı hakkın tanınmadığını ifade ederek, bu hususta ayrımcılığa uğradıklarını, özellikle, ailelerinin uzak şehirlerde yaşamaları ve ekonomik durumlarının yeterli olmadığı gerekçeleri görüntülü aramanın insani bir zorunluluk olduğunu ileri süren mahpuslar, bu konuda yaptıkları başvuruların gerekçesiz bir şekilde reddedildiği,
● Mahpusların pandemi sürecinde kullandırılmayan açık ve kapalı görüş haklarının, adli suçlular bakımından telefon görüş hakkına çevrildiği ve adli suçlulara kullandırılmayan açık ve kapalı görüş süresi kadar telefon görüş hakkı tanındığı ancak siyasi mahpuslar yönünden bu uygulamanın yapılmadığı ve hakkın tanınmadığı ve mahpuslar tarafından hapishane idaresine yapılan başvuruların da gerekçesiz şekilde reddedildiği,
● Hapishane yönetiminin koğuş ortak alanlarına kamera taktıkları, bu şekilde mahpusların özel hayata saygı haklarının ihlal edildiği,
● Televizyon kanallarının tamamının iktidara yakın kanallardan oluştuğu, mahpusların talep ettikleri kanalların erişime açılmadığı, muhalif televizyon kanallarının izlenmesinin engellendiği, belli bazı gazeteler haricinde, gazetelere erişim sağlamadıkları,
● Hapishane yönetiminin bir çok kez yasak olmayan kitapların temininde engel çıkardığı, kütüphaneden talep edilen kitapların azaltıldığı ya da hiç verilmediği, aktarımları yapılmıştır.
BATMAN YÜKSEK GÜVENLİKLİ HAPİSHANESİ
Batman Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Revirde ve sevklerde taleplerin geciktirildiği, bu durum bekleyen hasta mahpusların devam eden tedavilerinde aksaklıklar yaşanmasına sebebiyet verdiği,
● Bu kapsamda YGC’de kalan mahpuslardan M. D.’nin boğazında kist olduğu ve kendisine doktorlarca ameliyat edilmesi gerektiği belirtmiş fakat söz konusu tedavi ve ameliyatlarda sürekli ertelemenin olmasından kaynaklı uzun bir süredir ameliyat olamadığı,
● Mahpuslara kargo ile gelen kırtasiye ürünleri kimi zaman teslim edilmediği kimi zaman da, aylar sonra teslim edildiği,
● Sosyal etkinlikler güvenlik, yer, personel eksikliği sebepleriyle belirtilen saatlerde ve zamanlarda yapılmadığı kimi durumlarda da kısıtlandığı,
● Haksız bir şekilde mahpusların ailelerden uzak il hapishanelerine sevklerinin gerçekleştirildiğini, sevk edilen mahpusların eşyalarının alınmasına izin verilmediği ve bu sevklerin gerekçesinin açıklanmadığı,
● Mahpusların artan hava sıcakları sebebiyle odalarında soğutma sistemini kullanmalarına izin verilmediği, kendi imkanları ile almak istedikleri klima talepleri reddedildiği,
● Mahpusların ailelerinden gelen temel ihtiyaç kargolarının belirtilmeyen gerekçelerle verilmediği, bekletildiğini, gecikmeli olarak verildiği,
● Mahpusların hapishane idaresinden taleplerini içeren dilekçelerine idare tarafından cevap verilmediği,
● Mahpusların sosyal etkinlik haklarının açık görüş haftası, yer problemi vb gerekçelerle kısıtlandığı, bu bağlamda M. Ç. adlı mahpusun 3 aydır spora çıkarılmadığı,
● Batman T tipi ve YGC Hapishanelerine (Beşiri Yerleşkesi) çok yakın bir mevkide foseptik çukurunun bulunduğu ve özellikle de yaz aylarında söz konusu yerden gelen kokuların koğuş ilerine kadar sirayet ettiği ve bunun dayanılmaz olduğu,
● Mahpuslara hastaneye götürülme esnasında ağız içlerine kadar detaylı ve kötü muamele ile arama yapıldığı, kelepçeli şekilde muayenenin dayatıldığı,
● Koğuş aramalarının adli mahkumlara nazaran çok daha sık gerçekleştiği ve arama sırasında mahpusların eşyalarının yerlere atıldığı ve arama esnasında keyfi bir şekilde eşyaların dağıtıldığı,
● Mahpuslara gönderilen kitaplardan özellikle Kürtçe olanların verilmediği ve yalnızca belli gazetelerin mahpuslara verildiği,
● Bazı mahpusların cezalarının bitmesine rağmen iyi halli olmadıkları gerekçesiyle tahliye edilmeyip infazlarının yakıldığını, bunun dışında yine tahliye olması gerekirken cezası biten ya da bitmeye yaklaşan mahpusların da var olan diğer cezalarının da kasıtlı olarak kısa zamanda onandığını, bu şekilde mahpusların tahliyelerine engel olduğu,
● M.Ç. isimli mahpusun örgütün talimatları doğrultusunda siyasi koğuşta kaldığı ve pişman olmadığı gerekçesiyle infazının yakıldığı,
● Mahpusların aile ile açık ve kapalı görüş saatlerinin keyfi bir şekilde daha az olarak kullandırıldığı,
● Görüşe giden avukatların çok uzun süreler bekletildiği ve hapishane girişlerinde X Ray cihazından geçmelerinin ardından ek olarak dedektörle de arandıkları, aktarımları yapılmıştır.
BATMAN T TİPİ HAPİSHANESİ
Batman T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Koğuşlarda kapasitenin 2 katından fazla mahpusun yerleştirildiği ve bu mahpusların yer yataklarında yattığı,
● Batman T tipi ve YGC Hapishaneleri(Beşiri Yerleşkesi) yerleşkesinin bitişiğinde foseptik çukurunun bulunduğu ve özellikle de yaz aylarında söz konusu yerden gelen kokuların koğuş içlerine kadar sirayet ettiği ve bunun dayanılmaz olduğu,
● Hapishane içinde mahpusların birbirlerine gönderdikleri iç mektupların verilmesinin bazen 1 ay, 40 gün veya 50 gün sürdüğü,
● Revirde yapılan muayenelerin çok yüzeysel ve gerekli tıbbi özenden uzak yapıldığını, revir ve hastane sevklerinin uzun sürelerle bekletildiği sevkler gerçekleştiğinde de kelepçeli muayene dayatıldığını, revir ve hastane gidiş-dönüşlerinde ağız içi arama yapıldığı, bu uygulamayı kabul etmeyen birçok mahpusun da muayene olamadankuruma geri getirildiğini, revire götürülen mahpusların ise ilaçların çok geç getirildiği,
● S. Ö. ve M.E.Ç. isimli hasta mahpusların sağlık durumu infaz ertelemeyi gerektirirken söz konusu mahpusların yaşam hayatını ihlal eder nitelikte infazlarının ertelenmediği,
● Çok basit gerekçelerle uygulanan disiplin cezaları neticesinde mektup ve telefon yasaklarının çok sık uygulandığını, iletişim ve açık görüşe çıkmama şeklinde uygulanan cezaların dolaylı bir tecrite dönüştüğü,
● Aramaların çok sık ve detaylı yapıldığını, aramalar esnasında infaz koruma memurlarının sayıca kalabalık olduklarını, tüm eşyalarının yerlere atıldığı,
● Bazı mahpusların cezalarının bitmesine rağmen iyi halli olmadıkları gerekçesiyle tahliye edilmeyip infazlarının yakıldığı, bunun dışında yine tahliye olması gerekirken cezası biten yada bitmeye yaklaşan mahpusların da var olan diğer cezalarının da kasıtlı olarak kısa zamanda onandığı, bu şekilde mahpusların tahliyelerine engel olduğu,
● Ş. S. isimli mahpus örgütün talimatları doğrultusundan siyasi koğuşta kaldığı iddia edilerek infazı yakıldığı,
● Muhalif gazete ve kanallara erişim bulunmadığı, gönderilen kitaplardan özellikle Kürtçe olanların sistematik olarak verilmediği,
● Mahpusların avukat görüşmelerine götürülürken üst aramasının yapılmasına rağmen ayakkabı ve çoraplarının da çıkarıldığı ve bunun onur kırıcı bir tarzda yapıldığı,
● Mahpuslara gönderilen kıyafetler en az 30 gün bekletilmekte söz konusu bu durum özellikle yaz veya kış aylarına denk geldiğinde hastalandıkları,
● Yemeklerin hijyen koşullarına uygun olmadığı ve kötü olduğu, doyurucu ve çeşitli olmadığı gibi hafta sonu yemeklerin çok daha kötü olduğu, kantinden istenilen yiyecek ve eşyaların da fiyatlar yüksek olduğundan dolayı mahpuslarca alınamadığı, aktarımları yapılmıştır.
BEŞİKDÜZÜ T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Beşikdüzü T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpuslara düzenli ve yeterli düzeyde kültürel, sosyal veya sportif faaliyetler sağlanmadığı, diğer odalardaki mahpuslarla birlikte etkinliklere katılım mümkün olmadığı,
● Sohbet hakkı gibi sosyal etkinlikler idare tarafından organize edilmemekte, sadece son 3 ay içerisinde sınırlı spor hakkı tanındığı,
● Muhalif gazetelere erişim engellenmekte, mahpuslara bu yayınlar ulaştırılmadığı,
● Mahpusların sağlık hizmetlerine erişiminin yetersiz olduğu,
● Hapishane yoğunluğu ve personel eksikliği nedeniyle sağlık talepleri zamanında karşılanmadığı,
● Hastane sevklerinde kolluk kuvvetleri tarafından kelepçeli muayene dayatıldığı, bu durum tedavi süreçlerini sekteye uğradığı,
● R.Ç. ve C.K. isimli mahpusların İdare ve Gözlem Kurulu kararları doğrultusunda hukuka aykırı şekilde koşullu salıverilme haklarından yararlandırılmadıkları, tahliyelerinin keyfi şekilde ertelendiği,
● Mahpusların oda değişikliği ve ailelerine yakın hapishanelere sevk talepleri, çoğunlukla gerekçesiz şekilde red edildiği ya da yanıtsız bırakıldığı,
● Kantin fiyatlarının önceki yıla oranla yaklaşık iki kat arttığı, fahiş fiyatlar nedeniyle temel gıda ve hijyen ürünlerinin alınamadığı, ürün çeşitliliğinin çok düşük olduğu,
● Ailelerin maddi imkansızlıkları, yaşlılık ve hastalık gibi nedenlerle ziyaret gerçekleştirememesi, dolaylı olarak tecride ve psikolojik baskıya yol açtığı,
● Sevk talepleri genellikle “makul olmayan” sabit gerekçelerle red edildiği,
● Sayılarının 40 olduğu belirtilen mahpuslar, iki dar koğuşa ayrılmış olduğunu,koğuşların fiziki yetersizlikleri nedeniyle ciddi yaşam zorlukları yaşadığı, Sürgün uygulamaları ile mahpus sayısı 25’e düşürüldüğü, koğuşlar birleştirdiği,
● Her koğuşta yalnızca bir adet tuvalet bulunduğu, bu durum hijyen açısından ciddi sorunlar doğurduğu,
● A.İ. isimli mahpusun sağ ayağında sakatlık bulunduğu, daha önceki raporda %52 engelli olduğu, ancak son Adli Tıp raporunda bu oranın %24’e düşürülerek infaz erteleme hakkının engellendiği,
● M.B. isimli mahpusun hipertansiyon ve diyabet hastası olduğu, diş tedavisi için 1 yılı aşkın süredir beklediği ancak hâlâ tedavisinin yapılmadığı, İ.Ş. isimli mahpusun da hipertansiyon hastası olduğu ve yeterli sağlık hizmeti alamadığı,
● Mahpusların ailelerinden çok uzak hapishanelerde tutulmaları nedeniyle görüşme imkânı ciddi şekilde kısıtlandığı, aktarımları yapılmıştır.
BODRUM S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Bodrum S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların hapishanede müdür değişikliği olması nedeniyle yeni müdür ile görüşmek istediklerini, görüşme sırasında ayakta konuşma zorunluluğunu dayattığı bu nedenle görüşme gerçekleştirmedikleri,
● Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların, havalandırmalarına çamaşırlarını asmalarına izin verilmediği,
● Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahpusun iyi halli olmadığı gerekçesiyle havalandırmadan yalnızca 1 saat yararlandırıldığı,
● Suların sürekli kesildiği, gece 12’den sabah 8’e kadar suların kesildiği, gün içerisinde de sürekli su kesintisinin olduğu, uyaklaşık 6 aydır sıcak su verilmediği,
● Aramalarda tüm dökümanlarına el konulduğu,
● TV kanallarının kısıtlı olduğu, akort cihazı ve traş makinesinin verilmediği,
● Mahpusların verdikleri dilekçelere çıkış numarası verilmediği,
● Hastane ve revir sevklerinin ya geç yapıldığını ya da hiç yapılmadığını, tedavilerin aksatıldığı, hastaneye sevklerde hastanede bekleme alanı olmadığından araç içerisinde saatlerce bekletildikleri, bununla ilgili Sağlık Bakanlığına başvuru yapıldığı ancak sonuç alamadıkları, diş randevusu verilmediği, 5-6 ay önce mide rahatsızlığı geçiren bir mahpusun hala hastaneye sevk edilmediği,
● Açık görüşlerde görüşçülerle yan yana oturmalarına izin verilmediği,
● Yaşam alanlarına takılan kameraları örttükleri,
● Dışarıdaki dergilere aboneliklere ‘dışarıdan almıyoruz, bizim teknik için izin var’ denilerek izin verilmediği,
● Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların ayrı ayrı bölümlerde tutuldukları,
● Adli mahpusların siyasi mahpuslara sürekli küfür ve hakaret ettikleri, sorunu idare ile paylaştıklarını ancak idarenin çözüm olmadığı,
● İnfaz hakimliğine yaptıkları başvuruların sürekli olumsuz sonuçlandığı,
● Kanun yararına bozma başvurularının hapishane idaresi tarafından Adalet Bakanlığına gönderilmediği,
● Odada en fazla 5 kitap bulundurulmasına izin verildiği ve kitap değişiminin çok uzun sürdüğü, eğitim kitaplarının da kitap sınırlamasına dahil edildiği, okul okumuyorsa eğitim kitabı verilmediği,
● Haftalık 10 saat olan sosyal faaliyetlerden kapasite ve personel yetersizliği gerekçesiyle, infaz koruma memurlarının ırkçı, tahrik edici söylem ve tavırlarına maruz kaldıkları,
● Başka hapishaneye sevk taleplerinin karşılanmadığı,
● Hapishanede yaşanan hak ihlallerine karşı yaklaşık bir aydır günde 4 defa 5’er dakika kapı dövme ve slogan atma eylemi gerçekleştirdikleri, bu nedenle birçok mahpus hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı,
● Hapishane savcısının siyasi mahpusların ve adli mahpusların koğuşlarını gezerek sorunları dinlediği, savcının yapılan görüşmeler sırasında hapishanedeki ihlalleri henüz yeni öğrendiğini söylediği,
● Havalandırma veya herhangi bir soğutucu olmadığından yaz aylarında aşırı sıcaklara dayanmanın mümkün olmadığı,
● M.S.F. isimli mahpusun ciddi sağlık sorunlarının olduğu, infaz erteleme talebinde bulunduğunu ve Muğla Devlet Hastanesinin hapishanede kalamayacağına ilişkin rapor düzenlediği ancak İstanbul Adli Tıp Kurumuna gitmesi gerektiği, ring aracıyla gitme imkanının olmadığı, uçakla gitmek istediğini ancak bu talebinin henüz karşılanmadığı,
● S.İ. isimli tek bacağı olmayan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olan hasta mahpusun “hapishanede tek kalamaz raporu” olmasına rağmen tekli odaya alınmak istendiği, mahpusun hapishanede yaşamını idame ettiremediği, tek bacağının olmaması nedeniyle denge sorunu yaşadığı, oda içerisinde kesilen bacağının olduğu tarafına doğru düştüğü ve o bölgenin yaralandığı,
● Aramaların talan şeklinde gerçekleştiği, 3 günde 1 aramaya geldikleri,
● Kantinde bulunan ürünlerin yetersiz ve pahalı olduğu, manavda mevsim meyvelerinin satılmadığı, dış kantinden de ürün satın alamadıkları,
● Görüntülü görüşme taleplerinin karşılanmadığı,
● Atölyelere ve kurslara çıkarılmadıkları, haftada 1 saat spora çıkarıldıkları,
● Bodrum Devlet Hastanesine giden bir mahpusun kelepçesi açılmadan muayene edildiği,
● Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü K. M. İsimli mahpusun yoğun sağlık problemleri olduğu,
● M.C.O. isimli bir mahpusun avukat görüşü denilerek koğuştan çıkarıldıktan sonra, avukat görüşme odasında iki jandarma personeli tarafından kendisine ajanlık dayatması yapıldığı, bu dayatmayı kabul etmemesi nedeniyle tehdit edildiği, darp edildiği ve daha sonra müdür ile görüşme talep etmesi ardından gardiyanlar tarafından koridorda yere yatırılarak darp edildiği, adli ve idari soruşturma devam ederken Çorlu’ya sürgün edildiği,
● M.B.Ö. ve İ.Y. isimli mahpusların İdare ve Gözlem Kurulu kararı ile keyfi ve hukuka aykırı şekilde koşullu salıverilme tarihlerinin ertelendiği, aktarımları yapılmıştır.
BOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların üç kişilik odalarda kaldığı, sohbet hakkı, kütüphaneye çıkarma, havalandırmaya çıkarma dahil tüm etkinliklerin odalarla sınırlı tutulduğu, diğer odalarla iletişimin olmadığı,
● Kursa katılım başvurularına rağmen taleplerin ‘’koşullar uygun değil’’, “değerlendireceğiz’’ denilerek sürekli olarak sürüncemede bırakıldığı,
● Mahpuslara dışarıdan 3, hapishane kütüphanesinden 4 olmak üzere, toplamda en fazla 7 kitap verildiği ve kota uygulandığı,
● Yeni Yaşam Gazetesi, Evrensel Gazetesi ve Demokratik Modernite gibi yayınların verilmediği, Kürtçe ve bazı muhalif yayınlara ulaşımın neredeyse imkansızlaştırıldığı, devletin resmi ideolojisine aykırı olduğuna kanaat getirilen bütün kitapların idarece yasaklandığı,
● Çıplak arama uygulamasının sıklıkla ve zorla jandarma gözetiminde gerçekleştirildiği,
● Mahpuslara verilen radyoların sadece yerel radyo kanallarını kapsadığı,
● Ayda en az 3 kez olmak üzere odalara baskın şeklinde aramalar yapıldığı, bu aramaların adeta bir talan şeklinde yapıldığı, mahpusların eşyalarının dağıtılıp yerlere atıldığı, mahpusların tahrik edilip disiplin cezası almalarının sağlandığı, kantinden satın aldıkları cımbız, makas, keçeli kalem ve metal tabak gibi malzemelere el konulduğunu, mahpuslara posta yoluyla gönderilip denetimden geçmiş bütün kitap, broşür ve makale türü materyaller ile mahpusların kendi yazmış oldukları bütün yazıların inceleneceği gerekçesiyle el konulduğu, inceleme sonucunda da hiçbir suç unsuru ve sakınca içermemesine rağmen çok büyük oranda bu yazılara el konularak imha edildiği,
● Mahpusların hastaneye götürüldüklerinde kötü ve provakatif muamelelere maruz kaldıkları, hastaneye gidişlerde ağız içi arama dayatıldığı, buna itiraz edildiğinde hastaneye götürülmekten vazgeçilip tedavi haklarının engellendiği, mahpusların insanlık onuruna aykırı dayatmalar ile tedavi hakları arasında bir seçime zorlandığı, kelepçeli muayene ve tedavi uygulamasının yıllardır devam ettiği, muayene sırasında askerlerin odada bulunması nedeniyle mahpusların sağlık sorunlarını ifade etmekte zorlandıkları,
● A.K. isimli mahpusun kardiyopulmoner fibrozis hastalığının olduğu, hapishane yakınındaki beton santralinden kaynaklı yoğun partikül maddeye maruz kalması sebebiyle sağlık durumunun ciddi biçimde etkilendiği; hekim raporları çevresel koşulların değişmesi gerektiğini belirtmesine rağmen sevk talebinin “çevresel koşullar” ifadesinin yalnızca “iklim” olarak yorumlanması nedeniyle reddedildiği,
● Disiplin cezası alan bir mahpusun bulunduğu koğuşta, cezaya muhatap olmayan diğer mahpusların da havalandırma (1 saate düşürülme) ve ziyaret (tekli görüşme) gibi haklarının sınırlandığı,
● Mahpusların yatak ve nevresim ihtiyaçlarının karşılanmadığı, uygulanan su kotası nedeniyle oda ve battaniye yıkama gibi temel ihtiyaçların sağlanmasında ciddi sorunlar yaşandığı,
● Mahpuslara verilen yemeklerin kötü ve hijyensiz olduğu,
● İ.B. isimli mahpusun Kürtçe olarak kaleme aldığı mektupların hapishane idaresi tarafından herhangi bir içerik incelemesi yapılmadan, salt dil gerekçesiyle gönderilmesine izin verilmediği aktarılmıştır. Mahpusa mektubu gönderebilmesi için yeminli tercümana çevirtmesi ve bu masrafı kendisinin karşılaması gerektiğinin söylendiği,
● Birçok mahpusun idare ve gözlem kurullarının olumsuz değerlendirmeleri sebebiyle tahliyelerinin engellendiği,
● İ.B. isimli mahpusun TBMM üyesi olan milletvekili Ali Bozan’a göndermek istediği mektubun, “kurumu hedef alma” ve “infial yaratma” gerekçeleriyle Disiplin Kurulu tarafından engellendiği, Bolu 2. İnfaz Hâkimliği’nin bu kararı onayladığı aktarılmıştır. Aynı hükümlünün avukatına göndermek istediği bir başka mektubun da “örgütsel iletişim” şüphesiyle gönderilmediği,
● Mahpusların sohbet hakkından yararlandırılmadıkları, mahpuslara talep etmelerine rağmen yıllardır oda değişikliği yaptırılmadığı, böylece kendileri üzerindeki tecritin arttığı,
● Hapishanede mahpusların kaldıkları odalarda yapılan aramalar sırasında içeriği dikkate alınmaksızın el yazısı ile yazılmış tüm kağıtlara el konulduğu,
● M.A. isimli mahpusun elinde bulunan iki Kürtçe kitaptan birinin, önce “tercüman bulunamadığı” gerekçesiyle gönderilmediği; tercüman geldikten sonra yeniden teslim edilmesine rağmen henüz gönderilmediği, İkinci kitaba ise hapishane aramasında el koyma işlemine ilişkin bir karar veya bildirim yapılmadan ve içeriğe ilişkin herhangi bir sakınca ileri sürülmeden el konulduğu,
● Hapishanede Kürtçe kitap ve yayınların mahpuslara hiçbir surette verilmediği,
● Hapishanede mahpusların havalandırmaya çıkma saatlerinin sınırlandırıldığı, bir mahpusun havalandırma kısıtlaması şeklinde bir disiplin cezası alması halinde havalandırmanın kilitlendiği ve böylece odada bulunan tüm mahpusların havalandırmaya çıkmasının engellendiği,
● Koşullu salıverilme tarihi gelmiş olan birçok mahpusun tahliyesinin idare ve gözlem kurulunun keyfi ve soyut ifadelere (mahpusların “örgütsel aidiyet gösterdiği” ya da “kendini değiştirmediği” gibi) dayanan kararlarıyla engellendiği, tahliyesi engellenen mahpusların sayısının halihazırda 34 kişiye ulaştığı, aktarımları yapılmıştır.
BOLVADİN T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Bolvadin T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hasta mahpusların sevklerinin yapılmaması nedeniyle çok uzun süredir hastaneye gidemedikleri, A.B. isimli mahpusun Hepatit B hastası olmasına rağmen hastalığında bir ilerleme olup olmadığını bilmediği ve hastalığının düzenli takip gerektirmesine rağmen 1 seneyi aşkındır hastaneye götürülmediği, sosyal etkinliklere izin verilmediği,
● Mahpusların atölye, kurs ve spor hakkından faydalandırılmadıkları,
● Mahpusların muhalif nitelikteki süreli ve süresiz yayınlara erişimlerinin kısıtlandığı,
● Mahpusların yaklaşık üç aydır kütüphaneden yararlanamadıkları,
● V.O., H.A. ve J.K. isimli mahpusların koşullu salıverilmelerinin idare ve gözlem kurulu kararıyla iyi halli olmadıkları gerekçesiyle engellendiği,
● Mahpusların odalarında bulundurabilecekleri kitap sayısının 5 olduğu ve bu sayının yetersiz olduğu,
● Ö.K. isimli mahpusun görme yetisinin gittikçe azalmasına rağmen 2 seneye yakın süredir hastaneye gönderilmediği, aktarımları yapılmıştır.
BUCA YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ (KIRIKLAR/İZMİR)
Buca Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmayan mahpusların dahi tekli odalarda tutuldukları,
● Hapishane koşullarının ağır olduğu, tecrit uygulandığı, mahpusların birbirleriyle iletişimlerinin bulunmadığı, aynı suç tipinden kendileriyle aynı hapishanede bulunan H.Ü., A.M., S.U., ve Y.S. isimli mahpusların ayrı blokta tutulduğu, gerekçe olarak “yer yok” denildiği, mahpusların birbirini görmemeleri denk gelmemeleri için hastane gidiş gelişlerinde dahi ayrı ayrı götürüldükleri gerekçe olarak da “hastalık kapılmasındenildiği”,
● Hapishane içerisinde kimlik (hangi örgütten alındığı ve ‘terör’ kelimesi geçen) taşıması dayatıldığı,
● Pencerelerin ızgara şeklinde fens telleriyle kapalı olduğu mahpusların bu nedenle hava alamadıkları,
● Hasta mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığı, bu muayeneyi kabul etmediklerinde tedavi haklarından yararlanamadıkları,
● Tutuklu mahpusların 3 kişilik, havalandırmasız ve kameralı odalarda kaldığını genel olarak odaların hava almadığı, yeni olmasına karşın temiz olmadığı, ek olarak aramalar esnasında ayakkabıyla girildiği için daha da kirlendiği, odalarında ve havalandırmada kamera olduğu,
● Havalandırmanın 2 saat olduğu, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olan mahpuslar için “iyi halli olmadıkları” gerekçesiyle havalandırmanın 1 saat uygulandığı, havalandırmaya öğlen saat 1’de güneşin tam tepede olduğu zaman çıkarıldıkları, güneş ve sıcaktan dolayı çok zorlandıkları, çıkarken su dışında yanlarına bir şey almalarına izin verilmediği, mahpuslara 1 saatlik havalandırmanın 4 yıl boyunca uygulanacağının söylendiği,
● Mahpusların mektuplarının sakıncalı denilerek gönderilmediği, kargo ücretinin yüksek olması nedeniyle mahpusların aynı yere gönderdikleri dilekçe ve mektupların birlikte gönderilmesine izin verilmediği,
● Hapishanenin hiç hijyenik olmadığı, çok kötü olduğu, eskiden tıraş vs için üçlü priz verildiği ancak artık verilmediği, eskiden ortak alana çıkarken odadaki yiyecek ve içecekleri götürebildikleri ama artık kantinden almak zorunda bırakıldıkları, telefonların bozuk olduğu, ses sistemlerinin çok kötü olduğu, idareye tamir için talepte bulundukları ancak tamir edilmediği,
● Mahpusların tüm taleplerinin reddedildiği, kursların artırılması vs. gibi taleplerinin karşılanmadığı, 200 litre soğuk, 150 litre sıcak su kotası uygulandığı,
● Hapishanede çıplak arama uygulamasının olduğu, aile görüşlerinde dahi saç vs. gibi aramanın yapıldığı, hastane sevklerine gidişlerde sözleşmeli askerlerle sorun yaşadıkları, sıkı arama yapıldığı, mahpusların tahrik edilmeye çalışıldığı, bu esnada ellerinde tabanca ile hazır bekledikleri, bazen bu nedenle hastaneye gitmeyip geri döndükleri, askerlerin mahpuslara “sizi götürür çıplak aramaya tabi tutarız” dedikleri,
● Bir mahpusun sürekli disiplin cezası verilmesi nedeni ile 3,5 yıl spor, atölye ve diğer etkinliklere çıkarılmayacağı,
● H.D. isimli mahpusun havalandırmaya çıktığında şapka takmasının zorunlu olduğu, aksi halde kafasının kızardığı ve sağlığının olumsuz etkilendiği ancak idarenin şapka vermediği, infaz hakimliğine şikayette bulunduğu,
● Başmemurun tartışma çıkaran biri olduğu, aramaları talan şeklinde gerçekleştirildiği, telefona veya havalandırmaya çıktıklarında sürekli üst araması, ayakkabı çıkarma dayatması gibi keyfi ve hukuksuz uygulamalara maruz kaldıkları, kurum birinci müdürünün talimatı ile oda aramalarının tüm eşyaların dağıtılarak yapıldığı, aramalar esnasında ayakkabıyla girildiği için odaların daha da kirlendiği, aramalarda defter, kitap ve radyoların toplanarak el konulduğu,
● Sabah sayımları ve akşam sayımlarının arama tarzında yapıldığı, tuvalet pencere kontrolleri yapıldığı, sürekli odaları yıkamak zorunda kaldıkları,
● Gece gardiyanların gelip ses çıkarıp mahpusları huzursuz etmeye çalıştıkları, aktarımları yapılmıştır.
BURDUR YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Burdur Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishane idaresi tarafından baskılar olduğunu, tecrit koşullarının devam ettiğini, idarenin sorunlar karşısında ilgisiz olduğunu, kendileri ile görüşme yapılmadığı,
● E blok dışındakilerin tekli odalarda tutuldukları,
● Kurumun 3 katlı olduğunu alt katta Cemaat örgütünden, üst katta ise adli mahpusların olduğunu, bu kişiler tarafından rahatsız edildiklerini, Adalet Bakanlığı'nın vermiş olduğu el kitapçığında bu şekilde farklı suçlardan mahpusların bir arada olmaması gerektiğini bildirdiklerini ve bu hususların yasal karşılıklarını idareye bildirmelerine rağmen idarenin mevzuata uygun davranmadığı,
● Adli mahpuslarla gürültü nedeniyle sözlü tartışma yaşadıklarını, yaptıkları uyarı sonrası “size ne teröristler, bize karışmayın” şeklinde cevap aldıklarını, bunun üzerine idare ile görüştüklerini idarenin ilk etapta müdahale etmediğini, daha sonra ısrar etmeleri üzerine bu sözü kullanan adli mahpusun 17.01.2025’te yerinin değiştirildiği, bu hususla alakalı tüm kurumlara dilekçe yazdıklarını, aynı blokta sadece kendi arkadaşlarıyla kalmak istediklerini, Kamu Denetçiliği Kurumuna aynı blokta kendi arkadaşlarıyla kalmak istediklerine ilişkin talep dilekçesi yazdıklarını Bakanlığın idarenin inisiyatifindedir şeklinde cevap verdiğini, idarenin bu hususta inisiyatif almadığı,
● Sayım esnasında görevlilerin kapıya çok sert vurarak açıp kapattığını, metal olan kapıların bu nedenle çok rahatsız edici ses çıkardığını, kapıya sert vurulması nedeniyle kapı çerçevesinde yer alan beton ve sıvanın döküldüğünü ve bu durumun da dışardan daha fazla gürültü gelmesine yol açtığını, geceleri adli mahpusların yaptıkları gürültü nedeniyle uyuyamadıkları,
● Kafes tel olarak bilinen cam önü kaplamalarının temel haklarını ihlal ettiği, kaldırılması yönünde yapılan başvurulara cevap verilmediği,
● Bakanlığın vermiş olduğu el kitapçığında belirtilen Anayasa’da koruma altına alınan temel hakların keyfi olarak uygulanmadığı,
● Sabah ve akşam sayımları esnasında yaka kamerasıyla sayım adı altında tuvaletler dahil odaların arandığı,
● Hastane sevkleri konusunda ağız içi arama dayatmasının yapıldığı, işkence-kötü muamele anlamına gelen bu aramayı kabul etmeyenlerin hekime ulaşamadıklarını sağlık hakkına erişemediklerini, ağız içi arama dayatmasının mahpusun hastalığının taşıdığı aciliyet ve hastalığının ağırlığı gözetilmeksizin her seferinde katı bir biçimde uygulandığını, önceki tarihlerde hekime çıkmayanlar hakkında disiplin cezaları uygulansa da heyet görüşmesi sonrasında bu uygulamadan vazgeçildiği,
● İdareye ağız içi arama konusunda görüşme yapıldığında konunun jandarmayı ilgilendirdiği, jandarma personelleri ile yapılan görüşmede de talimatın bu şekilde olduğu söylenerek konunun kapatıldığı,
● Hastane sevklerinde problem yaşandığını, kelepçeli muayene ile alakalı Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna yazdıklarını, komisyonun “Doktorun takdirindedir.” şeklinde cevap verdiği,
● Revirde ayakta muayene dayatıldığı,
● Revire talep tarihinden itibaren 1-2 hafta sonra çıkabildiklerini, idare tarafından hastane sevklerinin 2-3 ay bekletildiğini, bu nedenle hasta mahpusların sıkıntı yaşadığını, diş tedavisi için daha uzun süre bekledikleri,
● Oda değişimleri taleplerinin keyfi olarak ret edildiğini, karşılıklı dilekçe verilirse olabileceğinin söylendiğini, karşılıklı dilekçe verebilmek için kurum içinde posta pulu vs. tamamlanmak suretiyle mektuplaşılabildiğini, bunun ulaşmasının 2 ayı bulduğu, bu şekilde mektuba cevap verilmesi halinde 2 ay daha beklenecek olduğu bu hususta idare tarafından akılcı ve mantıklı çözümler üretilmediğini, sonuç alınamaması adına bir çabada olduklarını değerlendirdikleri,
● Sosyal faaliyetlerin uygulanmadığını, her mahpusa karşı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası rejiminin uygulandığını, gerekli tüm başvuruları ilgili kurumlara yaptıklarını ancak herhangi bir olumlu yanıt alamadıklarını, kurumların sürekli olarak birbirini ilgili gösterdikleri, atölyeyi etkinlik yapılabilecek bir alana çevirme taleplerinin karşılık bulamadığını, sadece aynı koridorda bulunan 6 mahpusun bir araya gelip sohbet edebildikleri bir yer olduğu,
● Havalandırma hakkının günde 1,5 saat olduğu,
● Kürtçe kanal ve radyo taleplerinin reddedildiği,
● Hapishane içi gönderilen pullu mektupların yan koridorlara ulaşmasının birkaç ay sürdüğünü, hatta mektupların çoğunlukla kaybolduğunu hapishane idaresinin sırf iletişimi zorlaştırmak amacıyla mahpusların mektupları öncelikle Burdur merkezdeki PTT’ye gönderdiğini oradan tekrardan hapishaneye gönderdiğini, bu durumun da çoğu zaman mektupların kaybolmasına sebebiyet verdiğini, Burdur PTT Müdürlüğüne dilekçe yazıldığı zaman ise bazı mektupların kendilerine hiç ulaşmadığı,
● Kitap hakkının 15 kitap ile sınırlı olduğunu, bu kapsama sözlük ve atlasların da girdiğini, kurum kütüphanesinin zengin olmadığını, il kütüphanesinden de 3 kitap hakkının olduğunu ve fakat nadiren 2 ay da bir kullanabildiklerini, idarenin bir kitabı tek bir kelime ya da cümleden dolayı kabul etmediğini, örneğin başlığında birçok hapishanenin damgası olan yasaklı olmayan bir kitabın bile hapishaneye kabul edilmediği,
● Hapishanenin temizlik ve hijyen açısından kötü durumda olduğunu, temizlik konusunda problem yaşandığını, koridor ve spor alanlarının kirli olduğunu, genel hijyen koşullarının kötü olmasından kaynaklı hastalıkların çok fazla olduğu,
● Kantin fiyatlarındaki fahiş fiyatlandırmaların mahpusları ekonomik olarak çökerttiği,
● Birinci müdür ile görüşme taleplerinin karşılanmadığını, birinci müdürün diyaloğa açık olmadığını, görüşmenin gerçekleştiği nadir zamanlarda ise müdürün peşinen net bir tutum içinde olduğunu, görüşme esnasında ayakta bekleme dayatmasının olduğunu, müdürün polemiğe hazır şekilde sert çıkışlarının olduğunu ve mahpuslara olan yaklaşımlarında siyasi bir tavır/ saik içinde olduğunun açık bir şekilde görülebildiği,
● Düşman hukukunun hapishanenin her birimine yerleşerek siyasi mahpuslara uygulandığını düşündükleri,
● Burdur İnfaz Hâkimliğinin hapishanenin olumsuz anlamdaki eksikliklerini tamamlayan bir yapıda olduğunu, mahpus haklarındansa idarenin işleyişinden yana tavır gösterdiklerini, bu anlamda bir denge mekanizmasının olmadığını, hâkimliğin bu haliyle idarenin elini güçlendirdiği,
● Tüm bu tecrit dayatmaları ve keyfi uygulamalar için Burdur Barosuna başvuru yaptıklarını ve ancak Burdur Barosunun cevabi yazısında “Baronun böyle bir görev ve yetkisi olmadığı” belirtildiği,
● Mahsup E.K.’nin 11 ay, H.H.’nin 8 ay, A.Y.’nin 8 ay, S.A.’nın ise 8 ay infazının uzatıldığı, aktarımları yapılmıştır.
BURHANİYE T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Burhaniye T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpuslar, ziyaretçilerin üzerinin detaylı arandığı ve bu durumun tacize varacak hale geldiği,
● Koğuşların dar olduğu,
● Hapishane müdürünün mahpuslarla görüşme yaptığı zaman ayakta durmalarını dayattığı,
● Kürtçe mektuplara el konulduğu ve aylarca verilmediği,
● Ayda 2-3 kez koğuşlarda arama yapıldığı,
● Tüm dilekçe ve taleplerinin reddedildiği,
● Görüntülü görüşme yapamadıkları,
● TV kanallarında iktidara yakın kanalların yayınlarının verildiği, muhalif kanalların verilmediği,
● Kitap yasaklamalarının olduğu,
● Keyfi disiplin cezaları ile infaz yakmaların olduğu,
● Hastaneye sevklerin geç yapıldığı veya hiç yapılmadığı, tedavi imkanları sağlanmadığı, aktarımları yapılmıştır.
BURSA H TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Bursa H Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishanede daha önce 10 siyasi mahpusun bulunduğu, ancak son 5 aydır neredeyse tamamının başka illere sevk edilerek koğuşların boşaltıldığı,
● Ö.Y. isimli mahpusun tek kişilik odada kaldığı, kalp rahatsızlığının bulunduğu ve kalp pili ile ayakta kalabildiği, Bursa Adli Tıp Kurumunun hapishanede kalamayacağına dair rapor verdiği, ancak İstanbul Adli Tıp Kurumunun aksi yönde karar vererek infaz ertelemesinin engellendiği, sağlık durumunun iyi olmadığı, tek başına kaldığı ani bir rahatsızlıkta müdahale edebilecek kimsenin olmadığı, aktarımları yapılmıştır.
ÇARŞAMBA S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Çarşamba S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishane yeni yapıldığı için boya ve sıva gibi işleri mahpuslara yaptırdıkları,
● Mahpusların sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunamadıkları,
● Spor yapamadıkları,
● Havalandırmada kamera olduğu ve bu kameralardan izlendikleri,
● Hastaneye sevk sırasında mahpuslara ağız içi arama dayatıldığı, ayakkabılarını çıkarmalarının istendiği, mahpusların bu muameleyi kabul etmedikleri için hastaneye götürülmedikleri, aktarımları yapılmıştır.
ÇORLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların hapishaneye sevk edildiklerinde çıplak arama dayatmasına maruz bırakıldıkları, M.O, F.H, Ç.T ve L.B. isimli mahpusların hapishane girişinde kolları ve ayakları tutulmak suretiyle darp edilerek çıplak arama yapıldığı, çıplak aramaya ilişkin suç duyuruları yapıldığı,
● Mahpusların hastaneye sevklerinde bekleme odası bulunmadığından ring aracında bekletildikleri, mahpuslardan ayakkabılarını çıkararak yere vurmalarının istenildiği, mahpusların bu nedenle hastaneye gitmek istemedikleri,
● Hastanede muayene esnasında bazı doktorların da kelepçeyi açmak istemedikleri ve mahpusları kelepçeli muayeneye zorladıkları, Nisan ayında Y.C. isimli mahpusun 3-4 defa hastaneye götürüldüğü, kelepçenin çıkarılmaması nedeniyle muayene olamadanhapishaneye geri getirildiği,
● Mahpusların hastaneye götürülmeden idare tarafından tahlil sonuçlarının doktorlara gösterildiği ve bu şekilde ilaç tedavisine başlanıldığı,
● Mahpusların revirde infaz koruma memurlarının eşliğinde muayene edildikleri,
● Tüm mahpusların (süreli hapis cezası alanlar ve hükümözlü olanlar dahil olmak üzere) tek kişilik hücrelerde tutuldukları, ancak E.N. ve A.K. isimli mahpusların, E.N. isimli mahpusun ellerinin olmaması sebebiyle birlikte kaldıkları,
● Hapishanede aynı suçtan ceza almamış mahpusların aynı koridorlarda tutulduğu, hücrelerde tek pencerenin bulunduğu, hücre pencerelerinin demir korkuluklarının tel örgü ile kapatıldığı ve bu durumun dışarı ile olan göz temasını tamamen engellediği, tel örgüden kaynaklı göz rahatsızlığı yaşadıkları, tel örgünün kaldırılması için talepte bulundukları ancak taleplerine olumsuz dönüş yapıldığı, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların günde bir saat, müebbet ve süreli hapis cezası verilen hükümlü mahpusların günde bir buçuk saat havalandırmaya çıkarıldıkları, havalandırma alanın güneşten izole edildiği ve bu nedenle havalandırma alanının hiç güneş almadığı,
● Mahpuslara haftalık spor hakkının kullandırılmadığı, ayda yalnızca 2 defa spor hakkı tanındığı, ancak bu günlerin resmi tatil günlerine denk gelmesi halinde spor hakkı tanınmadığı, spor veya etkinlikler yapıldığında ise materyal sağlanmadığı,
● İnfaz koruma memurlarının özellikle gece vaktinde her saat kapıdan gözetleme yaptıkları, hapishanede iki haftada bir detaylı arama yapıldığı,
● Mahpusların, hapishane idaresinin tutum ve davranışları, pencereler önündeki teller sebebiyle ayda 2-3 kere Adalet Bakanlığı, savcılık, infaz hakimliğine başvuru ve şikayetler yaptıkları, yaptıkları şikayetlerin cevapsız bırakıldığı ya da gerekçesiz şekilde reddedildiği,
● Hapishanede mahpuslara verilen yemeklerin yetersiz ve çok yağlı olduğu, hapishanenin yayınladığı yemek listesindeki yemekleri vermediği, iaşe bedelinin günlük 80-90 TL olduğu, kantindeki fahiş fiyatlar karşısında bu miktarın yetersiz kaldığı, hapishane kantinindeki temizlik ürünlerinin ve temel ihtiyaçların yetersiz olduğu,
● Hapishanede her mahpusun 60 litrelik sıcak su kullanabildiği, enerji sebebiyle suyun ısınma süresince 20 litre suyun tükendiği dolayısıyla toplam 60 litrelik sıcak su hakkından faydalanamadıkları,
● Mevzuata aykırı olmamasına rağmen bazı kıyafetlerin gerekçesiz şekilde mahpuslara verilmediği, A.Ç isimli mahpus bel fıtığı olması sebebiyle özellikli yatak kullanması gerektiğine ilişkin rapor olmasına rağmen özellikle yatak verilmediği, yine T.K. isimli mahpusun boyun ve bel fıtığı sebebiyle ortopedik yatak kullanması gerektiğine dair rapor olmasına rağmen mahpusa ortopedik yatak verilmediği,
● Havalandırma, spor sahası, koridor ve bazı koğuşlarda yaşam alanlarını görecek şekilde kamera bulunduğu,
● Mahpusların kaldığı koğuşlar ve koridorların çok tozlu olduğu astım hastası mahpusların çok zorlandığı, koridorlarda çöplerin bulunduğu, temizlenmesi talep edildiğinde ise temizlemenin unutulduğunun mahpuslara iletildiği,
● Nisan ayında gerçekleşen depremlerde odalarda çatlakların meydana geldiği, durum mahpuslarca idareye bildirilmesine rağmen herhangi bir incelemenin yapılmadığı,
● Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların 15 günde bir 10 dakika süreyle telefon görüşü yaptıkları,
● Hapishanede mahpuslara verilen kitapların sayısının 10 ile sınırlandırıldığı, felsefe sözlüğü ve atlasların kitap olarak değerlendirilerek bu sınırlamaya dahil edildiği, kitapların listede olmasına rağmen kitaplıkta bulunmadığı, mahpusların kitap isteklerinin karşılanmadığı,
● H.R.B. isimli mahpusun astım hastası olduğu; E.G. isimli mahpusun Hepatit B hastası olduğu, kulak rahatsızlığı nedeniyle işitme kaybı olduğu ve ameliyat olması gerektiği; Ş.Ö. isimli mahpusun bir kulağının duymadığı; R.B. isimli mahpusun bir gözünün protez olduğu, gözü için rapor almak istediği ancak heyet raporu alamadığı; N.Ö. isimli mahpusun ellerinin tutmadığı, özellikle sol elinin hiç tutmadığı, düzenli olarak fizik tedaviye gitmesi gerektiği ancak hastane sevklerinden yaşanan fiziki koşullar sebebiyle bu durumun bir işkenceye dönüştüğü, Ş.A. isimli mahpusun kronik Hepatit hastası olduğu, kasık ve yumurtalıklardan iki kere ameliyat olduğu,
● Mahpusların idareyle görüşmelerde ve disiplin soruşturmaları için ifade alınması esnasında sandalye olmasına rağmen ayakta bekletilmeye zorlandığı,
● Avukatlarla görüşmelerin iki infaz koruma memurunun gözetiminde ve görüşmeyi duyabileceği şekilde yapıldığı, aktarımları yapılmıştır.
ÇORUM L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Çorum L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● S.G. isimli mahpusun aldığı hücre cezaları sebebiyle koşullu salıverilmesinin engellendiği,
● A.T. isimli mahpusun iyi halli olmadığı gerekçesiyle koşullu salıverme süresinin 9 ay uzatıldığı, idari gözlem kurulunda sorulmayan soruların kurul kararına eklendiği ve A.T.’nin kurulda verdiği cevapların yine kararda çarpıtıldığını, kurulda kışkırtıcı ve ceza aldıkları dosya içeriğine dair soruların sorulduğu,
● Mahpusların ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmamasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet hapis rejimine göre infazlarının çektirildiği, hapishaneye getirilmelerindenitibaren (3 yılı aşkın bir süredir) tek kişilik hücrelerde tecrit altında tutuldukları, diğer mahpuslarla aynı odaya geçme taleplerinin keyfi ve gerekçesiz bir şekilde reddedildiği, suç duyurusunda bulunmuşlarsa da bir sonuç alınamadığı, başvurulara ilişkin takipsizlik kararları verildiği,
● Mahpusların konuşacak kimseleri olmadığı, günde sadece bir saat havalandırmadan faydalandırıldıkları, odalarında telefon kabinleri bulunmadığı, ayrı banyo ve mutfaklarının olmadığı, küçük hücre tipi bir odada kalmak zorunda oldukları,
● Revire 5-6 ayda bir çıkabildikleri, revir taleplerinin geçiştirildiği, hastane sevklerinin çok geç yapıldığı, S.G. isimli mahpusun akciğerinde kitle olduğu fark edilmesine rağmen uzun süredir ultrasona götürülmediği,
● Diğer mahpuslarla sohbet vb. herhangi bir sosyal hakların kullandırılmadığı,
● Yeni Yaşam, Birgün, Evrensel gibi muhalif gazetelerin verilmediği, Meclis TV ve Halk TV gibi televizyon yayınlarına erişemedikleri, aktarımları yapılmıştır.
DİYARBAKIR 1 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpuslar hapishanelerde bulunan imkanların kısıtlı olmasından kaynaklı sosyal etkinlikleri yapılmadığını aktarmışlardır.
DİYARBAKIR 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Revirde ve sevklerde taleplerin geciktirildiği, bu durumun hasta mahpusların devam eden tedavilerinde aksaklıklar yaşanmasına sebebiyet verdiği,
● Mahpuslara kargo ile gelen kırtasiye ürünlerinin teslim edilmediği,
● Sosyal etkinliklerin güvenlik, yer, personel eksikliği sebepleriyle kısıtlandığı,
● Mahpusların ailelerinden uzak il hapishanelerine sevklerinin gerçekleştirildiği, sevk edilen mahpusların eşyalarının alınmasına izin verilmediği ve bu sevklerin gerekçesinin açıklanmadığı,
● Kantin fiyatlarının fahiş olduğu , ürünlere 1 hafta içinde 2 kez zam yapıldığı,
● Mektup/kargo fiyatlarının yüksek olmasından ötürü mahpusların haberleşme haklarının kısıtlandığı, aktarımları yapılmıştır.
DİYARBAKIR KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Yemeklerde hijyen koşullarına uyulmadığı, yemeklerin besin değerinin düşük olduğu ve yağlı olduğu,
● İç sorunlardan mesul müdür ile görüşme taleplerinin kabul edilmediği, sorunlarını çözemedikleri,
● Hapishaneye mahkeme ve hastane sebepleriyle giriş - çıkış yaptıklarında mahpusların usulsüz aramaya maruz bırakıldıkları, çıplak arama uygulamasına varacak şekilde aramalara maruz bırakıldıkları,
● Genel oda aramalarının haftada birden fazla kez olduğunu, gerekçesiz bir şekilde sürekli mahpusların yanında bulunan eşyalara el konulduğu,
● Mahpusların kendilerine gelen kitap ve dergileri yasak veya başka bir karar olmamasına rağmen el konulduğu,
● Mahpusların kurumlara, ailelerine, arkadaşlarına gönderdikleri mektupların içeriklerinin sansürlendiği, el konulduğu, örneğin bir milletvekiline yazılan hapishane koşullarını anlatan mektuptaki - yemekler dolayısıyla zehirlendiklerini belirttikleri cümlenin - üstünün çizilerek sansürlendiği,
● Mahpuslara açılan disiplin soruşturmalarında İdare ve Gözlem Kurulu tarafından orantısız ve hukuksuz bir şekilde hücre cezalarının verildiği, bu hücre cezalarının mahpusların infazlarının yanmasına sebebiyet verdiği,
● Mahpusların ortak spor veya sohbet haklarının kullandırılmadığı, hapishanede başlatılan kurs saatlerinin de görüş saatlerine denk getirilmesi sebebiyle faydalanılamadığı,
● Kantin fiyatlarının dış piyasanın üzerinde olduğu, kendilerine hijyen paketinin verilmediği, sadece kalitesiz bir ped verildiği, bu pedleri kullanan mahpusların hastalandığı; idarenin sadece hesabında hiç para akışı olmayan mahpuslara deterjan verdiği,
● Mahpusların hastaneye sevklerinde kendilerine çift kelepçe uygulandığı, doktor muayenesinde jandarma personelinin dışarı çıkarılmadığı, ayrıca hastaneye veya adliyeye gidiş gelişlerde mahpusun işleminin bitmesine rağmen saatlerce hapishaneye götürülmediği, çoğunlukla hapishane ring araçlarında kafes içindeki koltukta saatlerce bekletildikleri, personelin keyfine göre mahpusların hapishaneye götürüldüğü, aktarımları yapılmıştır.
DİYARBAKIR 2 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ HAPİSHANESİ
Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpuslara verilen yemeğin bir porsiyon miktarını karşılamadığı, 3 kişilik odaya 1 kişiye yetecek kadar yemek verildiği,
● Mahpusların hastane sevk taleplerinin aylar geçtikten sonra yapıldığı,
● Mahpusların aynı hapishanede bulunan mahpuslara mektup/posta göndermelerinin engellendiği,
● Mahpusların ailelerinden gelen temel ihtiyaç kargolarının belirtilmeyen gerekçelerle verilmediği, bekletildiğini, gecikmeli olarak verildiği,
● Mahpusların hapishane idaresinden taleplerini içeren dilekçelerine idare tarafından cevap verilmediği,
● Mahpusların sosyal etkinlik haklarının açık görüş haftası, yer problemi vb. gerekçelerle kısıtlandığı, aktarımları yapılmıştır.
DÜZCE T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Düzce T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● S.T. ve R.B. isimli mahpusların almış oldukları 3 ve daha fazla hücre cezası nedeniyle koşullu salıverilme hakkından yararlandırılmadıkları, bu mahpuslardan S.T. isimli mahpusun bir elinin olmadığı, R.B. isimli mahpusun ise 33 yıldır hapishanede olduğu ve çeşitli hastalıklarının bulunduğu,
● Mahpusların hastaneye sevkleri sırasında da ciddi problemler yaşadıkları, hastaneye sevkler yapılırken ağız içi arama dayatmasında bulunulduğu, konuyla ilgili hapishane savcısıyla görüşme yapıldığı ancak savcının ağız içi aramayı hukuka uygun gördüğünü belirttiği,
● İdare ve Gözlem Kurulu değerlendirmelerinin soyut ve dayanaksız olduğu, örneğin hapishanede hiçbir etkinlik yapılmamasına rağmen “mahpus etkinliğe katılmadı” gerekçesiyle ya da ailesinde uzakta bir hapishanede tutulan ve ekonomik nedenlerle ailesinin görüşe gelemediği, mahpusa “görüşe çıkmadığı” gerekçesiyle düşük puan verildiği,
● Mahpusların yazdıkları Kürtçe edebi metinlere el konulduğu ve bu metinlerin kendilerine iade edilmediği,
● Mahpuslara haftada yalnızca 30 dakika spor etkinliği hakkı tanındığı, mahpusların taleplerine rağmen başkaca sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerin yaptırılmadığı,
● Mahpusların idare ve gözlem kuruluna yazdıkları dilekçelerin cevapsız bırakıldığı, mahpusların hapishane idaresinin haksız uygulamalarına karşı yaptıkları başvurulardan dönüş alamadıkları, infaz hakimliği şikayet konusu hakkında karar vermiş olsa bile hapishane idaresi tarafından kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığı,
● Mahpusların yaklaşık 10 yıldır aynı yatakları kullandıkları, hapishane idaresinden yeni yatak talep ettikleri ancak taleplerinin karşılanmadığı,
● Ekonomik sorunlar nedeniyle hapishanedeki yemeklerin kalitesinin de oldukça düştüğü,
● Siyasi mahpusların, doktor yanında kelepçeli muayene ve hastaneye sevk sırasında ağız içi arama uygulamaları nedeniyle uzun zamandır hastaneye gitmedikleri, revire de çok geç çıkarıldıkları, revire çıkarılma süresinin talep tarihinden itibaren bazen üç haftayı bulduğu, reçete edilen her ilacın getirilmediği bazen de mahpustan ilaç için para alındığı,
● Mahpusların kaldıkları odadaki havalandırmanın güneş görmediği, çok dar olduğu ve bu nedenle herhangi bir etkinlik yapmaya elverişli olmadığı,
● Mahpusların suya erişim konusunda zorluk yaşadıkları, hapishanede sıklıkla su kesintisi yaşandığı,
● Mahpuslara verilen yemeklerin yenilemeyecek derecede yağlı ve kötü olduğu özellikle akşam verilen yemeğin kalitesiz ve lezzetsiz olduğu,
● Hapishane tarafından mahpuslara verilen yatakların uzun zamandır kullanıldığı, yatakların çökmüş halde ve küflü olduğu, mahpusların yeni yatak taleplerinin reddedildiği, nevresimlerin de aynı şekilde birkaç yıkamadan sonra çürümüş gibi yırtıldığı,
● 2024 yılı Eylül ayında mahpusların odalarında yapılan aramada el konulan kitapların büyük çoğunluğunun henüz verilmediği,
● Mahpusların almak istediği Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerinin kendilerine verilmediği, gerekçe olarak da bu gazetelerin Adalet Bakanlığının belirlediği listede yer almamasının gösterildiği,
● Mahpusların kurs taleplerinin tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek reddedildiği, daha önce haftada bir defa çıkarıldıkları spor etkinliğine ise ayda iki defa olacak şekilde çıkarıldıkları, aktarımları yapılmıştır.
EDİRNE F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishaneye ilk girişlerde mahpuslara çıplak arama uygulandığı,
● R.Ç, C.B. ve A.D. isimli mahpusların dosyaları gerekçe gösterilerek tecrit koşullarında tutulduğu,
● Mahpusların hastaneye sevkleri sırasında kelepçeli olarak götürüldükleri, bazı doktorların muayene sırasında da kelepçeyi çıkarmadıkları, bu durumda muayene yapılmadığı,
● Hapishanede yapılan aramaların rutin olduğu, kısmî ve genel aramalarda sorun yaşanmadığı ancak aramalarda idare tarafından onaylanan bazı mektuplara el konulduğu,
● Aydınlatma ve havalandırma koşullarında bir değişiklik olmadığı, havalandırmanın sabah 09.00 ile akşam 20.00 arasında sağlandığı, kameraların ortak alanları ve havalandırmaları görecek şekilde yerleştirildiği,
● Mahpuslara ayda bir mektup ve kargo verildiği, bu durumun gerekçesinin personel eksikliği olduğu,
● Kitaplara sayı sınırlaması getirildiği, Kürtçe yayınlara erişimin sağlanmadığı, talep edilen yayınların “tasarruf tedbirleri” gerekçesiyle engellendiği,
● Mahpusların haftada bir saat spor ve iki saat sohbet hakkından yararlandırıldığı, sohbet gruplarının sayısının 10 kişiyi geçemediği,
● Ortak alan ve kurslara erişimde kısıtlama yaşandığı, müzik kursu taleplerinin reddedildiği, bazı bloklarda kurs başlatılırken diğer bloklara aynı hakkın tanınmadığı,
● A.D. isimli mahpusun işitme cihazının temin edilmediği ve sağlık sorunlarının devam ettiği,
● Hasta mahpus K.B. hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından “hapishanende kalamaz” raporu verildiği, ancak mahpusun hapishanende tutulmaya devam edildiği,
● Hastaneye sevklerde bekleme sürelerinin uzun olduğu, sevk araçlarının dar ve mahpusların sağlık durumunu gözetmeyen koşullara sahip olduğu, ilaç temininde ve düzenli tedaviye erişimde sorunlar yaşandığı,
● H.E. ve R. isimli mahpusların infazlarının ertelendiği, R. isimli mahpusun infazının 3 ay süreyle ertelendiği,
● R.Ç. isimli mahpusun dosyasındaki patlayıcı madde ibaresi gerekçe gösterilerek 8 yıla yakın süredir tek başına tutulduğu, ancak dosyasında patlayıcı madde bulunmadığı, ortak alanlardan faydalandırılmadığı ve uygulanan idari karara dair gerekçeli yanıt verilmediği,
● Hücre havalandırmalarında kameraların bulunduğu ve 24 saat kayıt yaptığı, bu durumun mahpusların mahremiyetini ihlal ettiği,
● Mahpuslara banyo için verilen sıcak suyun kirli, kötü kokulu olduğu ve bazı mahpusların cildinde lekelere sebep olduğu; soğuk suyun ise kireçli olduğu, bu hususların idareye bildirilmesine rağmen düzeltilmediği,
● İaşe bedelinin düşük olması sebebiyle verilen yemeklerin yetersiz olduğu, kantin ürünlerinin fiyatlarının fahiş olduğu ve mahpusların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı,
● Mahpuslara verilen yatakların oldukça eski olduğu,
● Muhalif gazeteler ile Kürtçe Xwebûn gazetesinin mahpuslara verilmediği, sevk sırasında bazı mahpusların kitaplarına el konulduğu, her mahpusun hücresinde yalnızca 20 kitap bulundurmasına izin verildiği, talep edilen yayınların “tasarruf tedbirleri” gerekçesiyle verilmediği,
● Mahpuslara haftada yalnızca 1 saat spor hakkı tanındığı, bu faaliyetin sadece aynı hücrede kalan mahpuslarla sınırlı olduğu ve başka ortak etkinlik yapılmadığı,
● Diş tedavisi için hastaneye sevklerin geciktiği, bu şekilde mahpusların sağlık hakkının ihlal edildiği, aktarımları yapılmıştır.
EDİRNE KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
Edirne Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Ayda 3 kez arama yapıldığı, müdürlerin bu aramalara eşlik ettiği, sabah erken saatlerde yapılan aramalarda bazı mahpusların duşta yakalandığı ve zorla çıkarıldığı,
● Kameraların ortak alanları ve havalandırma bölgelerini görecek şekilde yerleştirildiği, havalandırmaya sabah 07:30-08:00 ile akşam 19:30-20:00 saatleri arasında çıkıldığı,
● Temizlik ürünlerinin yeterli çeşitlilikte olduğu ancak kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, temizlik kotasından faydalanmak için verilen dilekçelerin bazı gerekçelerle reddedildiği,
● Yemek porsiyonlarının yetersiz olduğu, yiyeceklerin genellikle sayıma göre değil ortalama üzerinden getirildiği ve tatlarının kötü olduğu, bu sebeple çoğu zaman kantinden alınan ürünlerle yemek yapıldığı, ancak kantindeki ürünlerin hem pahalı hem de az çeşitlilikte olduğu, kahvaltılarda haftada üç-dört gün yalnızca çorba verildiği,
● Kantin ürünlerinde fiyatların her ay arttığı, sipariş edilen ürünlerin getirilmediği,
● Sıcak-soğuk su kotasının 50 litre ile sınırlandığı, içme suyu için bir kota olmadığı ancak şebeke suyunun saat 15:00 ile 21:00 arasında kesildiği ve bu durumun haftalarca sürdüğü, idareye sorulduğunda teknik aksaklık denilerek geçiştirildiği,
● Yedek nevresimlerin verilmediği, verilen nevresimlerin ise eski ve yırtık olduğu,
● Mektup ve kargoların ayda bir verildiği, bu uygulamanın personel eksikliği gerekçesiyle yapıldığı, açık ve kapalı görüşlerde sürelerin genellikle 45 dakika olduğu ve görüş süresinin görevlilere göre değiştiği, açık görüşlerde sabit masa uygulaması nedeniyle yalnızca burada sarılma imkanı bulunduğu,
● Kitap kotasının 5 kitapla sınırlandığı, fazla kitapların ailelere teslim edilmesi gerektiği, Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerinin talep edilmesine rağmen Bakanlık listesinde olmadığı gerekçesiyle getirilmediği, kurum kütüphanesinden iki haftada bir kitap getirildiği,
● Kargo işlemlerinin ayda bir yapılacağı ve her hafta çarşamba gününün mektup günü olarak sınırlandığı,
● Spor faaliyetlerinin bir yıl aradan sonra yeniden başladığı, haftada bir kez 45 dakika süreyle yapıldığı, ancak sohbet hakkının kullandırılmadığı çünkü başka siyasi koğuşun bulunmadığı,
● Hapishanede kurs veya atölye çalışması bulunmadığı,
● Hastaneye sevklerin yapıldığı ancak çoğunlukla uzun sürdüğü, sevklerin ayları bulabildiği, revir hizmetlerinin haftada bir yapıldığı, revirde iki doktorun bulunduğu ve doktorlardan birinin sevk işlemlerini yapmadığı, diğerinin nispeten olumlu yaklaştığı,
● Hapishaneye girmeden önce beyin kanaması geçiren F.Ç. isimli mahpusun ilaç temin süreçlerinin uzun sürdüğü,
● Bipolar bozukluğu olan bir mahpusa ilaçların infaz koruma memuru eşliğinde verildiği, ilaçların alındıktan sonra ağız içinin kontrol edildiği, mahpusun sık sık kriz geçirdiği, kriz anlarında kendine ve koğuşa zarar verdiği, hastane sevki yapılsa dahi yatışı yapılmadığından geri gönderildiği,
● Bir mahpusun hastaneye sevk edildiği ancak doktorun bulunmaması nedeniyle iki kez muayene edilmeden hapishaneye geri gönderildiği,
● Kurumda her işlemin çok geç yapıldığı, personel eksikliği gerekçe gösterilerek çözüm üretilmediği, aktarımları yapılmıştır.
ELAZIĞ T TİPİ KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
Elazığ T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishanenin T tipi şeklinde inşa edildiği, erkek mahpusların yoğunlukta olduğu, hiçbir yönüyle kadınların yaşamına uygun olmadığı,
● Havalandırmaların üstünün mazgallarla kapatıldığı,
● İdarenin mahpusların görüşme taleplerini hiçbir şekilde kabul etmediği,
● Koğuş aramalarının çok sıklıkla yapıldığı, kişisel ihtiyaçlar doğrultusunda alınan birçok eşyaya izin verilmediği, örneğin cımbızların bile toplatıldığı,
● TV kanallarının çok az olduğu, hapishanede erkek mahpusların yoğunlukta olması sebebiyle yalnızca spor kanallarının olduğu,
● Yemeklerin hem besin değerlerinin düşük olduğu hem de porsiyon olarak yetersiz miktarda olduğu,
● Hastane muayenelerinde kelepçeli muayene dayatmasının olduğu,
● Görüş saatinin 45 dk olduğu, bununla birlikte Cuma günü açık görüş yapıldığı, Cuma namazı gerekçe gösterilerek görüşçülerin aramasının uzatıldığı bu sebeple görüş saatlerini geçirdikleri, aktarımları yapılmıştır.
ELAZIĞ 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların hastaneye sevklerinin çok geç yapıldığı, hastane sonuçlarının da genellikle bildirilmediği,
● Neredeyse her hafta oda araması yapıldığı, bazen haftada iki defa da oda araması yapıldığı, bu aramalar sırasında eşyalarının dağıtıldığı ve infaz koruma memurlarının hoyratça davrandıkları,
● İdare ve Gözlem Kurulunun keyfi uygulamaları ile “iyi halli olup olmadıkları” yönünde kanaat oluşturarak mahpusların tahliyelerinin hukuka aykırı bir biçimde uzatıldığı,
● Sürgün ve sevk sırasında çıplak aramanın dayatıldığı, mahpusların hakaret ve kötü muameleye uğradıkları, bu yönde yapılan suç duyurularından herhangi bir sonuç alınamadığı,
● Yeni Yaşam ve Evrensel gibi gazetelerin mahpuslara verilmediği, dışarıdan dergi alma taleplerinin reddedildiği, yalnızca idarenin listelerinde bulunan dergilerin talep edilebileceği,
● Kursların neredeyse hiç açılmadığı, yalnızca zaman zaman bazı kursların açıldığı ancak burada da sayı sınırının idare tarafından konulduğu, gerekçe olarak ise halk eğitimde personel eksikliğinin olduğunun söylendiği,
● Özellikle, spor ve sohbet haklarının çok kısıtlı olduğu; bayram, resmi tatil ve benzeri günlerde ise spor ve sohbet haklarından mahpusların yararlandırılmadıkları, açık görüşlerin olduğu günlerde spor hakkının mahpuslara tanınmadığı,
● Aynı anda birden fazla mahpus görüşe çıkartılmadığı ve görüş süresi kısa tutulduğu,
● Üçlü hücrenin ortak havalandırmasının kullanılmasına 10 yıldır izin verilmediği,
● Kürtçe kitapların mahpuslara verilmediği, Kürtçe kitaplarla ilgili tercüman parası istendiği, kitap sınırlamasının genel olarak 7 olarak belirlendiği ve 2 ayda bir değişim olduğu, mahpuslar Kürtçe mektup göndermek istediklerinde bunun engellendiği,
● Sıcak su miktarının 50 litre olarak sınırlandırıldığı ve her odada 3 kişi olduğundan dolayı odanın sıcak su limitinin 150 litre olduğu,
● Mahpusların diş hastanesine sevklerin çok geç yapıldığı,
● Birçok mahpusun İdare ve Gözlem Kurulu kararları ile gerekçesiz bir şekilde infazlarının uzatıldığı, aktarımları yapılmıştır.
ELAZIĞ 2 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hastane sevklerinin 4-5 ay geciktirildiği, mahpusların sevklerinin bekletilmesi sebebiyle sağlık sorunlarının ağırlaştığı,
● İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi uygulamaları ile tahliyelerin hukuka aykırı bir biçimde uzatıldığı,
● Önceki süreçlerde saat ve diğer eşyaların tamirini yapan dış kantinden artık sadece sebze ve meyve istenebileceğinin mahpuslara aktarıldığı, bu sebeple mahpusların basit bir tamir gerektiren eşyaları dahi yeniden almak zorunda kaldıkları,
● Hapishane idaresiyle görüşme taleplerinin kabul edilmediği, oda değişikliği vb. talepler konusunda da yine idarenin mahpuslarla görüşmediği sadece başmemura iletildiği ancak taleplerinin kabul edilmediği,
● Hapishanede TV kanalları, kitap, dergi vb. konularda kısıtlamaların olduğu, yayınlar konusunda sorun yaşandığı, dış dünyayla olan iletişimlerinin kısıtlandığı,
● Rutin revir taleplerinin geç yerine getirildiği, başka hapishanelere sevk taleplerinin reddedildiği, oda aramalarının sıklıkla idare tarafından gerçekleştirildiği,
● Sosyal etkinlikler ve spor aktivitelerinin yine sınırlı olduğu, pandemi bitmesine rağmen kısıtlamaların devam ettiği, sadece haftada bir olacak şekilde sohbet ve spor faaliyetlerine izin verildiği ve aktivitelerin de sadece belli odalarla yapılmasına izin verildiği, aktarımları yapılmıştır.
ELAZIĞ R TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
● Elazığ R Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların banyo ve kişisel temizliklerini kendilerinin yapamadıkları, hasta bakıcıların mahpusları neredeyse ayda 1 defa banyo yaptırdıkları; hasta bakıcıların, bu süreçte mahpuslara yardımcı olmadığı ve hijyen ürünlerinin mahpuslara az verildiği,
● Hapishanede, kantinde satılan ürünlerin fiyatlarının çeşitli olmadığı ve pahalı satıldığı, hasta mahpusların diyet listesinde belirtilen yemekleri yemesi gerekmesine rağmen diğer mahpuslarla aynı yemeğin kendilerine verildiği,
● Mahpusların hastaneye sevklerinin yapıldığı ancak sonuçlarının mahpuslara bildirilmediği,
● İnfaz koruma memurlarının ve yönetimin mahpuslara karşı tavırlarının kötü olduğu mahpuslara verilmesi gereken ilaç yerine farklı ilaçların verildiği,
● Bir mahpusun tekerlekli sandalye kullanması ile ilgili raporu bulunmasına rağmen idare tarafından kendisine bu imkanının sağlanmadığı,
● Hapishanede normalde elektrik ücretinin mahpuslardan alınmaması gerektiğini ancak hapishanede elektrik ücretinin mahpuslardan alındığı,
● Hapishanede hasta mahpuslara işkence ve kötü muamelede bulunulduğu; özellikle adli mahpusların bu uygulamayla karşı karşıya kaldıkları,
● Hapishanede TV’nin olduğunu ancak radyonun mahpuslara verilmediği, aktarımları yapılmıştır.
EREĞLİ T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Ereğli T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Tek başına kalan bir mahpusun hapishane personeli tarafından yoğun baskı, psikolojik şiddet ve onur kırıcı muameleye maruz kaldığı, düşman ceza hukuku uygulamasının infaz aşamasında da uygulanmaya devam ettiği,
● Adli mahpusların kaldığı odalarda ayda bir genel arama yapılıyor olmasına rağmen, tek başına kalan politik mahpusun odasının ayda 2-3 defa arandığı, tek kişinin kaldığı odada 20 gardiyanın içeri girip aramaya katıldığı, arama esnasında mahpusun eşyalarına zarar verildiği,
● Üst aramasında fiziksel tacize varacak şekilde aramaların yapıldığı ve onur kırıcı şekilde arama yapıldığı,
● Mahpusun başka hapishanelere sevk taleplerinin kabul edilmediği,
● İdare ile görüşme sağlanamadığı, bu haliyle mahpusun problemlerinin çözüme kavuşturulmadığı, aktarımları yapılmıştır.
EREĞLİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● V.A. isimli mahpusun iç organlarının birçoğunun işlevini yitirdiği ancak mahpusun sağlık hakkına erişimde güçlük çektiği,
● Mahpusların sevk edildikleri hastanelerin çok uzak olduğu,
● Mahpusalrın çamaşırları yıkama konusunda sorun yaşadıkları, kıyafetler güneş görmediği için nem ve rutubet sebebiyle kurumadığı, geniş havalandırma alanlarının kullandırılmadığı,
● V. isimli mahpusun koah hastası olduğu ve durumunun ağır olduğu,
● E.G isimli mahpus şah damarına giden damarların tıkanmış olduğunu, anjio olduğunu hastalıkları sebebiyle tek başına kalamadığını ancak şimdi hücrede kaldığını ,
● Hapishende tek başına yaşamını idame edemeyen mahpus A.Ü ‘nin bir kolunun olmadığını ancak hücrede kaldığını,
● Mahpusların görüş haftalarında ve resmi-dini bayramlara denk gelen günlerde atölye haklarından yararlandırılmadıkları,
● V. isimli mahpusun koah hastası olduğu ve durumunun ağır olduğu, E.G. isimli mahpusun
● A.Z. isimli mahpusun vücudunda 18 mermi giriş çıkışı olduğu, 3-4 tane ağır ameliyat geçirdiği, ince bağırsağının %85’inin alındığı, sağ böbreğinin olmadıpı, sol böbreğinin yarısının çalışmadığı, sürekli hareket halinde olması ve günde en az 6 saat güneş görmesi gerektiği ancak havalandırma saatinin 1,5 saat olması sebebiyle bunları yerine getiremediği,
● Spor hakkının haftada 1 saat olduğu ve yeterli olmadığı,
● F.K. isimli mahpusun, babasının da hapishanede olduğu ve yaşamını tek başına idame ettiremediği için babasının yanına nakil olma talebinin reddedildiği,
● Mahpusların ailelerine yakın hapishanelere sevk taleplerinin reddedildiği,
● İranlı mahpuslara yakınları tarafından gönderilen paraya idare tarafından örgütün gönderdiği gerekçesiyle el konulduğu bu nedenle bu mahpusların ekonomik sorunlar yaşadığı,
● Ağır bir tecrit ve izolasyon uygulamasının olduğu,
● Pencere ve havalandırmaların yetersiz olduğunu, odalarının nemli ve rutubetli olduğu, temiz havaya erişemediklerini ve mahpusların bu odada günün 22,5 saatini geçirdikleri,astım hastası olan mahpusların zorlandığını, diğer mahpuslarda da solunum problemeleri başladığını,
● Sağlık sorunları olan mahpusların tedavilerinin aksatıldığını ya da zamana yayılarak ciddi mağduriyetlere sebebiyet verdikleri,
● Mahpusların günde 1,5 saat havalandırmadan yararlandırıldıkları ve bu sürenin yetersiz olduğu,
● V.E. isimli mahpusun hapishanede kalamaz raporu olmasına rağmen tahliye edilmediği,
● Birçok mahpusun süreli hapis cezaları olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet cezası uygulanan infaz hükümlerine tabi oldukları, aktarımları yapılmıştır.
ESKİŞEHİR H TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Eskişehir H Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların koşullu salıverilmelerinin İdare ve Gözlem Kurulu tarafından pişmanlık beyanında bulunmadıkları gerekçesiyle ertelendiği,
● Y.Ç. isimli mahpusun şizofreni hastası olduğu mahpusun 30 yılını doldurmuş olmasına rağmen koşullu salıverilme süresinin 1 yıl uzatıldığı
● Mahpusların sosyal etkinlik haklarının engellendiği,
● Hastane sevklerinin geciktirildiği, çok sayıda mahpusun bu nedenle sağlık sorunlarının ilerlediği, İ.K. ve K.K. isimli mahpusların diş problemlerinin ciddi düzeylere ulaştığı ve tedavilerinin yapılmadığı, özellikle diş hastalıklarından kaynaklı sevklerin aylarca hatta yıllara varan düzeyde geciktiği,
● F.E. isimli 76 yaşındaki mahpusun kalp, şeker, hipertansiyon ve böbrek hastası olduğu, bağırsaklarındaki rahatsızlığın tedavisi olmayan ve bakım gerektiren bir hastalık olduğu, ilerleyen süreçte tamamen bağırsaklarının kapanabileceği, bu hastalık nedeniyle 2 defa ameliyat olduğunu, tekrar ameliyat olması gerektiği ancak sevki yapılmasına rağmen hastaneye götürülmediği yine kulaklarındaki sorun için de ameliyat olması gerektiği ancak ameliyatının yapılmadığı, sürekli farklı doktorlara götürüldüğü ve ameliyat konusunda bu nedenle sorun yaşadığı,
● Mahpusların dilekçelerinin işleme alınmadığı,
● Hastaneye sevkler sırasında dayatılan ağız içi aramaya itiraz edilmesi nedeniyle disiplin cezaları verildiği, idarenin uygulamalarına ilişkin şikayet dilekçelerinin ise infaz hakimlikleri ve ağır ceza mahkemeleri tarafından devamlı olarak reddedildiği,
● M.Y. isimli mahpus hapishanede siyasi mahpusların kaldığı tutuklu koğuşunun olmaması nedeniyle tek kişilik hücrede tutulduğu, mahpusların koğuş değişikliği taleplerinin işleme alınmadığı,
● Tutuklu mahpusların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infaz koşullarına göre tutuldukları,
● Mahpusların havalandırma sürelerinin 45 dakika olduğu ve bu sürenin yetersiz olduğu, aktarımları yapılmıştır.
GEBZE KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
Gebze Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● H.O. isimli mahpusun birinci dereceden yakınının ciddi bir sağlık sorunu olduğu, durumunun ağırlaştığı ve yakın zamanda hayatını kaybedebileceği, bu nedenle idareden telefon görüş hakkı talep ettiği ancak idarece bu talebin reddedildiği,
● Mahpuslara pandemide kullanamadıkları görüş haklarının telafisi için haftalık 10 dakikalık ek telefon görüş hakkı tanındığı, bununla birlikte pandemi döneminde henüz hükümlü olmayan ancak şu an hükümlü olan iki mahpusun ek telefon hakkından faydalandırılmadığı, mahpusların buna ilişkin AYM’ye bireysel başvuru yaptıkları ancak henüz sonuç alamadıkları,
● Yeni Yaşam ve Evrensel gibi gazetelerin muhalif yayınlar olması nedeniyle mahpuslara verilmediği, mahpusların yalnızca idarece belirlenen listedeki yayınları alabildiği, idarenin uygun görmediği hiçbir kaynağın mahpuslara verilmediği,
● Hapishanede İngilizce, resim ve kuaför kurslarının olduğu, mahpusların uzun zamandır gitar, bağlama gibi kursların açılmasını talep ettikleri, hapishane idaresince taleplerin Halk Eğitim Merkezine bildirildiğinin ancak merkezdeki hocaların hapishaneden korktukları ve verilen düşük ücretler nedeniyle hapishanedeki kurslara gelmek istemediklerinin bildirildiği,
● G.T., T.İ., H.A., G.E., G.E., H.A., A.A. ve S.A. isimli mahpusların hasta mahpus oldukları, G.T.’nin kanser riski taşıması nedeniyle rahminin alındığı ve halen kanser riski taşıdığı, H.A’nın rahim kanseri olduğu ve bu nedenle yakın zamanda rahminin alındığı, G.E’nin yüksek tansiyon hastası olduğu, rahminde miyomların olduğu ve miyomların büyümesi nedeniyle yakın zamanda ameliyat olacağı, G.E’nin kemik erimesi yaşadığı, bu nedenle yürümekte zorlandığı ve hastalığının risk teşkil ettiği, H.A’nın bir ayağında protez olduğu ve ciddi sağlık problemleri yaşadığı, S.A’nın bir ayağında platin olduğu,
● Hasta mahpusların hastaneye kelepçeli bir şekilde götürüldükleri, özellikle diş tedavisi için hastaneye giden mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığından mahpusların tedavi olamadan geri döndükleri, kelepçeli muayene konusunda hapishane idaresi ve jandarmadan ziyade hastanedeki sağlık çalışanlarının ısrarcı oldukları,
● Hapishanede mektup ve kargo göndermek için kullanılan pulların fiyatlarında çok ciddi bir artışın olduğu,
● Hapishanedeki mahpusların hücrede bulundurabilecekleri kitap sayısının 20 ile sınırlandırılması şeklindeki uygulamanın devam ettiği,
● Örgütlü suçlar kapsamında hapishanede bulunan mahpuslara görüntülü telefon görüşme hakkının tanınmadığı ancak diğer mahpusların bu haktan yararlanabildikleri, yine örgütlü suçlar kapsamında hapishanede bulunan mahpuslara haftada yalnızca 10 dakika telefon görüş hakkı ve pandemi nedeniyle ek 10 dakika görüş hakkı tanınırken diğer mahpuslara haftada 60 dakika görüş hakkı tanındığı, aktarımları yapılmıştır.
GİRESUN ESPİYE L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Giresun Espiye L Tipi Kapalı Hapishanesinde mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların hastane sevkleri, yalnızca hapishane doktorunun onayı ile mümkün olmakta, ancak sevkler güvenlik personelinin (jandarma) ağız içi arama dayatması nedeniyle uzun süredir gerçekleştirilemediği tarafımıza aktarılmıştır. Mahpusların bu uygulamayı kabul etmemesi nedeniyle yaklaşık 2 yıldır hastaneye götürülmedikleri, hayati tehlike oluşturan sağlık sorunlarında dahi sevklerin yapılmadığı,
● Bu durumun özellikle hasta mahpusların yaşamlarını tehlikeye sokacak boyutlara ulaştığı, bazı mahpusların sağlık durumlarının ağırlaştığı,
● Mahpuslar ayda yalnızca bir kez revire çıkabildiklerini, gerekli ilaçlara ulaşamadıklarını, doktorun yetersiz olduğunu ve sağlık haklarından tam anlamıyla yararlanamadıkları,
● Kürtçe kitap ve mektuplar, hapishane yönetimi tarafından tercüman bulunmaması gerekçesiyle mahpuslara verilmediği tarafımıza aktarılmıştır. Ancak mahpusların yazdığı Kürtçe yazılar profesyonel olmayan biçimde tercüme edilerek içeriklerinden dolayı disiplin cezalarına dayanak yapıldığı tarafımıza aktarılmıştır. Ayrıca aynı adrese gönderilen mektupların içinde yalnızca bir kişiye hitaben yazı bulunması dayatılmakta, bu da ekonomik zorluklara neden olduğu, Kürtçe mektuplar için tercüme ücreti talep edilmekte; bu uygulamanın diğer dillerdeki mektuplar için geçerli olmadığı,
● Yeni Yaşam, BirGün ve Evrensel gibi muhalif gazeteler mahpuslara verilmediğ, Ancak son zamanlarda BirGün gazetesine kısmen erişim sağlanmaya başlandığı,
● Üç odada kalan siyasi mahpusların, ayrı bloklarda ve birbirlerinden uzak yerlerde, izole bir şekilde tutulduğu ve ortak hiçbir sosyal etkinliğe katılamadıkları,
● Kantin ürünlerinin fiyatlarının fahiş olduğu, ürün çeşitliliğinin az olduğu ve bu nedenle mahpusların ihtiyaçlarını karşılayamadıkları,
● Verilen yemeklerin hem miktar hem de kalite açısından yetersiz olduğu, bazı yemeklerin tüketilemeyecek kadar kötü olduğu,
● Koğuşların aşırı kalabalık olduğu, yeni gelen mahpusların yerde yatmak zorunda kaldığı, odaların aşırı nemli olduğu aktarılmıştır. Mahpuslar, sabahları yatak ve kıyafetlerini avluya çıkararak kurutmak zorunda kaldıklarını, aksi takdirde sırılsıklam yataklarda yatmak durumunda kaldıklarını bildirmiştir. Bu durumun sağlıksız koşullar yarattığı,
● Koğuş kapılarının açılma saatlerinde hâlâ kış uygulamasının devam ettiği aktarılmıştır.
● Her mahpusa ayrı bir kimlik verildiği, bu kimliğin sürekli taşınmasının zorunlu olduğu, her alanda kontrol edildiği ve yanında bulundurmayanlara disiplin soruşturması açıldığı,
● Mahpusların ailelerinden çok uzak cezaevlerinde tutuldukları, ailelerin ekonomik yetersizlikler, hastalık ve yaşlılık gibi sebeplerle görüşe gelemedikleri,
Aktarımları yapılmıştır.
IĞDIR S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
● Iğdır S Tipi Kapalı Hapishanesi Kurumunda bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların çoğu ihtiyaçlarını kantinde sağladıkları; ancak kantindeki ürün kalitesinin düşük olması ile beraber ürün çeşitliliğinin az olması ve aynı zamanda fahiş fiyatlarla satıldığı,
● Yemeklerin besin kalitesinin düşük olduğu, yemek çeşitleri ve porsiyonlarının az olmasıyla birlikte yemeklerin yapılışında kullanılan ürünlerin hijyenik olmadığı,
● Ağır hastalıkları bulunan ve bu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmesi gereken mahpusların hastaneye sevk sevklerinin çok geç yapıldığı,
● Hapishanede bulunan tüm mahpusların tekli hücrede tutulduğu, bazı mahpusların kendi ihtiyaçlarını tek başına gideremedikleri,
● Adnan DOĞAN isimli mahpusun mahkemesine ve kurumlara yazdığı dilekçelerin, hapishane idaresi tarafından gönderilmediği iddiası ile 34 gün boyunca açlık grevine girdiği,
● Hapishanede bu zamana kadar 4 tane mahpusun intihar ettiği ve bunların şüpheli bir şekilde gerçekleştiği, hapishane idaresi tarafından herhangi bir açıklamanın yapılmadığı, aktarımları yapılmıştır.
İZMİR 1 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
İzmir 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● D.T. isimli mahpusun İdare ve Gözlem Kurulu tarafından keyfi ve hukuka aykırı olarak koşullu salıverilme tarihinin ertelendiği,
● Güncel yayınlara erişemedikleri, kitap ve dergi konusunda zorluklar yaşadıkları,
● Mahpusların yaşam alanlarına kamera yerleştirildiği çalışıldığı, bu kameraların doğrudan odalarındaki yaşamı görüntülediği bu nedenle kendilerinin özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği,
● İdarenin, mahpusların her davranışına hücre cezası verme konusunda bir tutumunun olduğu,
● Hastaneye sevk konusunda sıkıntılar olduğu, “asker götürmüyor” bahanesi ile randevularına götürülmedikleri, bu sebeple aylar sonrasına tekrar randevu alındığı ve tedavilerinin bu sebeple aksadığı, yapılan itirazlara ise ‘yoğunluk var’ denilerek cevap verildiği,
● Yeni kimlik kartlarında din hanesinin yer almadığı belirtilerek, mahpuslara “Müslüman mısın?” diye sorulmakta, Müslüman olmadığını belirtenlere bayramda görüş hakkı verilmediği,
● Bulundukları hapishane yüksek güvenlikli hapishane olmamasına rağmen sistemin yüksek güvenlikli hapishane şeklinde olduğu,
● Açık görüş ve avukat görüşleri dışında dışarıyla iletişim kurmalarının sınırlandırıldığı,
● Kurs ve sosyal faaliyetlerin çoğunun iptal edildiği, aktarımları yapılmıştır.
İZMİR 2 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
İzmir 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● İ.T. isimli mahpusun müebbet hapis cezasının infazının tamamlandığı, tahliye olması gerektiği ancak İdare ve Gözlem Kurulunun iyi halli olmadığı gerekçesiyle koşullu salıverilme tarihinin 11 ay ertelendiği,
● Mahpusların hem koğuşlara hem de havalandırmayı gören yaşam alanlarına kamera takıldığı, özel hayatlarının gizliliğinin ihlal edildiği, kameraların kaldırılması için hapishane idaresi ile yaptıkları görüşmelerinde idarenin bunu reddettiği ve talepleri karşısında mahpusları ceza/disiplin soruşturması ile korkutmaya çalıştığı,
● Mahpusların güncel yayınlara erişemedikleri, kitap ve dergi konusunda zorluklar yaşadıkları,
● Birçok mahpusun istekleri dışında başka hapishanelere sürgün edildiği,
● Hastalığı ve engeli bulunan mahpusların, infazın erteleme başvurularının yapıldığı ancak henüz sonuç alınamadığı,
● Fıtık hastalığı bulunan bir mahpusun, bu hastalığı nedeniyle ameliyat olması gerektiği ancak ameliyatının yapılmadığı, yine mevcut hastalıkları ve engeli dolayısıyla uygun bir R Tipi Hapishanesine sevkini talep ettiği ancak talebine cevap verilmediği,
● Hastaneye sevklerin bazen aylarca gerçekleşmediği özellikle diş hastanesine sevklerin uzun süre yapılmadığı, revire çıkma taleplerinin de geç karşılandığı, aktarımları yapılmıştır.
İZMİR 3 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
İzmir 3 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● A.A. isimli mahpusun İdare ve Gözlem Kurulu kararı ile keyfi olarak koşullu salıverilme tarihinin 6 ay ertelendiği,
● Mahpusların müdür ile yaptığı görüşmelerde süreye bakılmaksızın mahpusun her zaman ayakta bekletilerek görüşme yapıldığı, bu durum ile ilgili müdürün “tarzım bu şekilde” diyerek konuyu kapattığı,
● Mahpusların hastaneye sevk işlemlerinin yapılmadığı veya çok geç yapıldığı, randevuları olmasına rağmen hastaneye götürülmedikleri,
● İ.G. isimli mahpusun çok uzun süredir ağırlaştırılmış müebbet infaz rejimi için düzenlenmeyen, hücre disiplin cezaları için inşa edilmiş odada tutulduğu, idarenin sürekli olarak hak gaspı yapmasına karşı itiraz ettiği için ‘iyi halli olamadığını’ bu durumun sevk taleplerinin reddi için kullanıldığı, ısrarla odasının baktığı havalandırmaya çıkarılmadığı,
● Mahpusların güncel yayınlara erişemedikleri, kitap ve dergi konusunda zorluklar yaşadıkları,
● Bakanlıklara (İç işleri veya Adalet Bakanlığı) yazılan dilekçe/mektupların hapishane savcısı tarafından cevaplandığı, bakanlığa ulaşıp ulaşmadığını bilmedikleri,
● Hapishane müdürünün tavrı nedeni ile yaşadıkları sorunların çözümü noktasında sorun yaşadıkları, idarenin uygulanan tecridi olağanlaştırıp normalleştirdiği,
● Hapishane sorunlarının pandemi sonrası katlanarak arttığı, mevzuatta kendilerine tanınan hakların sürekli ihlal edildiği, İnfaz Hakimlikleri ve itiraz merci olan Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin hukuka aykırı uygulamaları adeta noter gibi onayladıkları, bu durumu duruşmalar esnasında sözlü olarak beyan etmelerine rağmen tutanağa geçirilmediği ve itirazlara rağmen sonucun değişmediği,
● Kantinin çok pahalı olduğu, kalitesiz ve alternatifsiz ürünler almak zorunda kaldıkları,
● Sorunların çözümü için muhatap bulamadıkları, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı vermesine rağmen halen sakıncalı mektup uygulamasına devam edildiği,
● Aylık rutin arama işleminin haftalık olarak uygulanmaya başladığı, bazı infaz koruma memurlarının eşyaları tahrip ettiği ve provokasyona varan tavırları olduğu, aktarımları yapılmıştır.
İZMİR 4 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
İzmir 4 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Adalet Bakanlığı, TBMM ve diğer ilgili kurumlara yazılan dilekçelerinin kurum dışına geç çıkarıldığı, yazılan dilekçelere cevap verilmediği, kendilerine dilekçe alındı belgesi de verilmediği,
● Hapishanede 7 yıldır kurs ve atölye olmadığı,
● Güncel yayınlara erişemedikleri, kitap ve dergi konusunda zorluklar yaşadıkları,
● Hapishanede (plastiğe alerjisi olan mahpuslar için bile) demir kaşık verilmediği,
● Mahpusların yaşam alanlarına kamera sisteminin kurulduğu, bu kameraların görüş açıları itibarı ile mahpusların uyudukları alanları da görüntüleyebilecek vaziyette olduğu, aktarımları yapılmıştır.
İZMİR 1 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Kitaplarda belirli bir sayı sınırı olduğu ancak bunun mantıklı ve geçerli bir açıklamasının bulunmadığını idareyle birçok görüşme yapılmasına karşın bu durumun değişmediği,
● Bandrollü Kürtçe sözlüklerin ve kitaplara el konulduğu,
● Mahpuslara gelen fotoğraflarda aile bireyleri dışında kişiler olması halinde veya ağaç, doğa, şehir gibi görsellerin mahpuslara verilmediği, idarece el konulduğu idarenin bu uygulamaya gerekçe olarak ise mevzuatta mahpusların aile albümü bulundurulabileceği bunun dışındaki fotoğrafların bu nedenle verilmediği,
● M.S.Y. isimli mahpusun ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmamasına rağmen ve “hapishanede tek başına kalamayacağı raporu” olmasına rağmen 2018 yılından beri ağırlaştırılmış infaz rejimi uygulandığı, yaşının ileri olması, rahatsızlıklarının bulunmasından dolayı bir mahpusun refakatçi olarak bulunmasını idareye ilettikleri, bu konuda birçok mahpusun gönüllü olmasına karşın bu taleplerinin karşılanmadığı, tek başına bir odada ayrıca yoğun bir tecrit altında tutulduğu, havalandırma ve sporda da başka hiç kimse ile yan yana getirilmediği, havalandırmada çıkarıldığı koridorda bile kimse ile denk gelmemesi için özel olarak çaba harcandığı, 3 ziyaretçi hakkı olmasına rağmen, ziyaretçilerine farklı gerekçeler ile yasak getirildiği, değiştirmek için yazılan görüşçü isimlerinin kabul işlemleri ise güvenlik soruşturması gerekçesiyle uzatıldığı bu nedenle görüş de yapamadığı, tutulduğu odanın duvarındaki delik (mahpus tarafından yapılmamış) nedeni ile hücre disiplin cezası verildiği itirazı üzerine İnfaz Hakimliği tarafından kaldırıldığı, 15 yıllık kendi tuttuğu defterin yasaklı sayılıp el konulduğu,
● Havalandırma, spor faaliyetleri, sohbet ve diğer etkinliklere diğer mahpuslar ile birlikte çıkarılmadıkları,
● Kronik hastalıklar ve dermatoloji ilaçlarının ücretlerinin mahpuslar tarafından ödenmesine rağmen güvenlik gerekçesiyle revir doktorunun onayı olmasına rağmen verilmediği,
● Hastaneye sevklerde çift kelepçe uygulamasının yapıldığı,
● Doktor muayenelerinin zaman zaman kelepçeli yapıldığı,
● Güncel yayınlara erişemedikleri, kitap ve dergi konusunda zorluklar yaşadıkları,
● Odalarda sık sık arama yapıldığı, arama yapılırken odaların darmadağın edildiği, zaman zaman haftada 3 kez arama yapıldığı, bazı personellerin arama sırasında mahpusları provoke etmeye çalıştığı,
● Mahpusların mektup gönderme ve alma sorunlarının devam ettiği, birçoğunun keyfi olarak sakıncalı olduğu gerekçesiyle gönderilmediği veya verilmediği, verilen mektupların da sansürlenerek verildiği,
● Mahpusların önceden haber verilmeksizin talepleri olmadan başka hapishanelere sürgün edildiği,
● Aynı suç isnadıyla yeni tutuklanan kişilerin aynı oda ve bölümlere değil, ayrı yerlere götürüldükleri,
● Hapishaneye kabul esnasında; çıplak arama yapılmak istenildiği, şahsi eşyaların verilmediği, yakınlarının kullanılmamış eşya temin etmesi gerektiğinin idare tarafından söylendiği, temel ihtiyaç olarak idare tarafından mahpuslara verilen eşyaların ise kullanılmış ve kötü durumda olduğu, özellikle battaniyelerin çok pis ve kötü koktuğu,
● Keyfi disiplin soruşturmaları ve cezaları verildiği,
● Mahpusların oda değişikliği taleplerinin kabul edilmediği veya 9-10 ay bekletildiği, aktarımları yapılmıştır.
İZMİR 2 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların odalarında bulunan havalandırmaya kamera yerleştirildiği, kamerayı kapatmaları sebebiyle haklarında soruşturma başlatıldığı,
● Mahpusların mektuplarının idare tarafından geç gönderildiği veya verildiği, birçoğunun keyfi olarak sakıncalı diye gönderilmediği veya verilmediği,
● Aynı suç isnadıyla yeni tutuklanan kişilerin aynı oda ve bölümlere değil, ayrı yerlere götürüldükleri,
● Hasta mahpusların hastaneye sevk sorunun devam ettiği ve hapishane koşullarında tedavi imkanı bulamadıkları,
● Mahpusların birlikte etkinliğe çıkma, sohbet- spor yapma faaliyetlerinin birçoğunun keyfi olarak engellendiği,
● Mahpuslara görüşçüsü veya ailesi olmayan kişilerce para ve eşya yatırılamadığı, saz vs gibi kargo ile gelemeyecek (zarar görme nedeni ile) eşyaların bu nedenle temin edilemediği,
● Mahpuslara hastaneye ve mahkemeye götürülürken jandarmanın mahpuslara çift kelepçe uygulaması (mahpusun ellerinin bir kez kelepçelendikten sonra kelepçenin ortasından bir kez daha kelepçe takılarak bu kelepçeyle jandarmanın mahpusların sürüklenerek, insanlık onuruna aykırı ve onur kırıcı bir muamele şeklinde) dayattığı, bu nedenle mahpusların mahkemelere ve hastaneye gitmeyi bu keyfi ve onur kırıcı muamele nedeniyle reddettikleri,
● Ğ.D. isimli mahpusun hastaneye anjiyo olmak için ambulans ile götürülmesi gerekirken ring aracıyla götürülerek sağlığının tehlikeye atıldığı,
● Ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü olan mahpuslar için ortak alanın olmadığı ve ortak alana yalnız çıkarılmaya zorlanıldığı,
● Müdür D. Y.’nin mahpuslara yönelik olarak “ Siz daha bir şey görmediniz, sizin görecekleriniz var.” şeklinde söylemi olduğu,
● Müdür ile görüşmek istenildiğinde ise müdürün söylemlerinin hakaretvari olduğu,
● Mahpuslara müdür görüşmesinde ayakta durmanın dayatıldığı, aktarımları yapılmıştır.
İZMİR KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
İzmir Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishanenin soğuk olduğu, koğuşların ısınmadığı, “kalorifer bozuk” denilerek sabahları kalorifelerin kapatıldığı akşam 8’de açıldığı, ama sabahları da koğuşların soğuk olduğu bunu idareye ilettiklerini ancak çözüm bulunmadığı, bu uygulamaya devam edildiği,
● Sıcak suyun düzenli olarak verilmediği; saat 14:00 ile 20:00 arası sıcak su verileceğinin söylendiği ancak gün içerisinde 1 saat sıcak su geldiği,
● Koğuşlarda 12 kişi kaldıkları, 3 banyo olduğu, banyoların arızalı olduğu ve tamir edilmediği, 2 tane kullanabilir durumda banyo olduğu, duş alırken 1’er kişi duş aldıktan sonra sıcak suyun tükendiği, bazen banyo sırasında sıcak suyun kesildiği ve kettleda su kaynatmak zorunda kaldıkları,
● Koğuş değişimlerinin yapılmadığı, tüm hapishanelerde isteğe bağlı olarak koğuş değişikliği yapıldığı ancak bulundukları hapishanede buna izin verilmediği,
● Kurs açılmadığı, ancak ticari amaçlı kursların açıldığı, eğitim amacıyla yetenek geliştirmek amacıyla kursların açılmadığı, gitar kursu vb kurslara çıkamadıkları, 4. derece karakalem kursu olduğu sadece ona çıkabildikleri ancak seviye ve derecenin değiştirilmediği, hep aynı eğitimin verildiği, 3 haftada bir saat sadece kendi koğuşlarıyla birlikte spora çıkabildikleri,
● M.Ş. isimli mahpusun implant tedavisi gördüğü, 2023 yılının Aralık ayında çivilerinin çenesine takıldığı ancak o tarihten beri hastaneye götürülmediği, tedavisinin devam ettirilmediği,
● 2024 yılının sonbahar ayında diş ameliyatı olacak bir mahpusun ameliyat için hastaneye sevk edilmediği, hastaneye götürülmek için sıra beklediği,
● Revire ihtiyaç halinde götürülmedikleri, hastane sevklerinin yapılmadığı, tedavilerin aksatıldığı veya yapılmadığı, asker yok denilerek sevklerin yapılmadığı, bunun için mahpusların jandarmaya yazıldığı, biz ne zaman çağılırsa geliriz diye cevap verildiği, hapishanenin bunu bahane ederek hastane sevklerini yapmadığı,
● 12.02.2025 tarihinde bir genelgenin koğuşlara tebliğ edildiği, kapişonlu kıyafetlerin yasaklandığı, takı takmanın yasaklandığı,
● R.A. ve M.D. isimli ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen mahpusların kanalizasyonlarının bozulduğu, 3 hafta yapılmadığı o nedenle başka koğuşların havalandırmasına çıkartıldıkları, odalarındaki tuvaletten pislik çıktığı ve kendi odalarındaki tuvaletleri kullanamadıkları,
● Hastaneye sevk edilmedikleri, göz, diş ve kanser hastalarının sevki konusunda idarenin hastaneye götürmeme ve jandarmanın sevk sırasında çift kelepçe uygulanması hususunda özel bir tutum içinde oldukları,
● Bir gardiyanın düzenli olarak mangalı açıp koğuşu seyrettiği, bir keresinde mahpuslardan birinin ismini sorarak sayım yaptığı, bunun üzerine mahpuslar ve gardiyan arasında tartışma yaşandığı,
● Koşullu salıverilme tarihlerinin keyfi ve hukuka aykırı olarak verilen disiplin cezaları ile iyi halli olmadıkları gerekçe gösterilerek İdare ve Gözlem Kurulu tarafından ertelendiği,
● G.A. isimli mahpusun İdare ve Gözlem Kurulu kararı ile koşullu salıverilmesinin 2. kez 6 ay ertelendiği,
● L.A. isimli mahpusun İdare ve Gözlem Kurulu kararı ile koşullu salıverilmesinin 2. kez 6 ay ertelendiği,
● N.D. isimli mahpusun İdare ve Gözlem Kurulu kararı ile koşullu salıverilmesinin ertelendiği,
● A.E. isimli mahpusun İdare ve Gözlem Kurulu kararı ile koşullu salıverilmesinin 2. kez 6 ay ertelendiği,
● G.A. isimli mahpusun iki ay boyunca revire çıkartılmadığından yüzünde yaralar çıktığı, E.G.’nin köpek memesi hastası olduğu, tedavisinin yarım kaldığı, bazen yürümesine dahi hastalığının engel olduğu, tedavilerinin aksatıldığı ve engellendiği, F.Ö’nünkanser tedavisi gördüğü, 6 ayda bir kontrole gitmesi gerektiği ancak 9 ay hastaneye götürülmediği,
● Keyfi disiplin cezaları verildiği,
● M.Ş., C.Ö. ve A.V. isimli mahpuslara aile görüşü sırasında aileleriyle sarıldıkları gerekçesiyle disiplin soruşturması başlatıldığı ve disiplin cezası verildiği,
● Açık görüşte ailelerine selam veren ve sarılan mahpuslar ile ailelere disiplin soruşturmaları başlatıldığı ve keyfi hukuka aykırı disiplin cezası verildiği, ailelere görüş yasağı verildiği, mahpuslara da iletişim, faaliyetten men gibi cezalar verildiği,
● Hapishanenin rutubetli ve nemli olduğu, duvarların dahi su ile mahpuslar tarafından yıkandığı, koğuş aramalarında her şeyin yere atılması ve kirletilmesi nedeniyle tüm koğuşun su ve deterjanla sürekli yıkandığı, koğuşların soğuk olması ve kaloriferlerin yanmaması nedeniyle odaların kurumadığı,
● Mahpusların hapishanede başka seçeneği olmaması, tek seçeneklerinin taahhütlü mektup olması ve bu seçeneğin de maliyetinin fazla olması nedeni ile iletişim haklarının kısıtlandığı, 2010’lu yıllarda bu konu ile ilgili Danıştay’a başvuru yapıldığı ve bu başvurunun olumlu sonuçlandığı, karardan sonra iletişim araçlarında indirim yapıldığı, bu konuda hukuki destek talep ettikleri,
● Kamera olduğu bilinmese de koğuş kapısı ve havalandırma bölgesinin dış kısmında (iki farklı bölge) kablo yerleşimi ve başkaca işlemler yapıldığı,
● Hafta boyunca sadece 10 dakika telefon görüşmesi yapılabildikleri, bu sürenin kısa oluşunun bütün mahpusları zorladığı,
● Kapalı ve açık görüş süresinin 45 dakika olmasının kilometrelerce uzaktan gelen aileler için çok kısa olduğu,
● Mahpusların koğuş temizlemek için kantinden aldıkları paspasların boylarının kısaltıldığı, 40 cm çek-paslar verildiği, bu çek-paslarla temizlik yaptıklarında bel ve boyun fıtığı ağrılarının başladığını, almış oldukları fizik tedavilerin bu nedenle işe yaramadığını, zaten hastaneye sevkler de yapılmadığından fizik tedavi de alamadıkları,
● Aramalarda koğuşların dağıtıldığı ve bu aramaların çok sık yapıldığı, her arama sonrası temizlik yapmak zorunda kaldıkları, aramalar sırasında iç çamaşırların yerlere dökülüp saçıldığı, çöplerin odaya döküldüğü, boş poşetlere dahi el konulduğu, aramaların haftada 2 güne çıktığı, mühürlü mektuplara dahi el konulduğu, tüm defterlere el konulduğu, not alabilecekleri bir defterin dahi koğuşta kalmadığı, el koyma kararlarının bazen 3 ayda kendilerine verildiğinden itiraz sürecinin uzadığı, koğuşa giriş çıkış aramalarında elbiselerin aranması gerektiği halde bedenlerinin tacize varacak düzeyde arandığı, gardiyanların “her sayım kısmi bir aramadır” dedikleri,
● Giyim, saç kesimi vb. konularda mevzuatta düzenlenmeyen kuralların dayatıldığı, saç kesimlerinde ensenin açık olmayacak şekilde olacağı, ince veya kalın askılı kıyafet giyilmeyeceği, diz üstü etek, elbise veya pantolon giyilmeyeceği şeklinde dayatmalar olduğu, infaz koruma memurlarından birinin bir mahpusa “omuzların görünmesin yeni müdür istemiyor” dediği,
● Açık görüşlerde gardiyan sayısının çok yüksek olduğu ve gardiyanların görüşü engelleyecek düzeyde yüksek sesle konuştukları ve sürekli görüşme alanında tedirgin etmek amacıyla psikolojik baskı aracı olarak gezdikleri,
● İnfaz koruma memurlarının üstenci, ezen ve aşağılayıcı şekilde mahpuslarla konuştukları,
● Mektupların içeriğine çok fazla sınırlama getirildiği, mahpuslara otosansür uygulanmaya çalışıldığı veya sınırlamalara uymayan mahpusların mektuplarına soruşturma açılarak baskı aracı olarak disiplin cezalarının verildiği,
● Ödül ve ceza yöntemleri ile mahpusların kişiliksizleştirilmeye, terbiye etmeye, siyasi mahpusları zorlamaya dönük olarak mahpuslar hakkında sürekli tutanak tutulduğu, keyfi ve hukuki dayanaktan yoksun disiplin soruşturmalarının başlatıldığı,
● Görüntülü telefon görüşmesi hakkının (özelde annelere verilmeye dönük olan) siyasi mahpuslara kullandırılmadığı,
● Aylık temizlik malzemelerinin düzenli verilmediği, kalitesiz ve ürünlerin az verildiği, pedlerin kalitesiz olduğu, temel kullanım ürünlerinde sınırlama olduğu, plastik ürünlerin çoğu zaman kantinde bulunmadığı,
● Kıyafet kotasına içlik, tayt vb eşyaların girmesi halinde kıyafet alabilme sınırlarının oldukça düştüğü, kışın koğuşların soğuk olması nedeniyle iki üç kat kıyafet giymek zorunda kalan mahpusların kıyafet kotası nedeniyle zorluk yaşadığı,
● Menopoz döneminde olan kadınlara ve bebekli annelere ek gıda verilmediği,
● Vejeteryanların yemeklerinin hep aynı olduğu, farklı yemek verilmediği ve çok kötü olduğu, yeterli besini alamadıkları,
● Örgü kazak, hırka, patik vb el örgüsü hiçbir eşyanın hapishaneye alınmadığı,
● Takı takılmasının dahi yasaklandığı yeni bir genelge geldiği,
● Kısa kollu, tayt vb kıyafetlerin giyilmesinin yasaklandığı,
● Koğuşlarda bulunan banyo liflerinin aramada toplanıldığı, dışardan mahpuslara gönderildiğinde alınmayacağı, kantinde de satılmadığı için alamadıkları,
● Kantinde satılan ürünlerin kalitesiz olmasına rağmen fiyatlarının yüksek olduğu,
● Battaniyelerin sınırlı verildiği, kantinden sınırlı alabildikleri için mahpusların üşüdükleri,
● Alevi inancına göre düzenleme yapılmadığı, “dede” getirilmediği, mum verilmediği,
● Sosyal aktivite hakkından özellikle siyasi mahpusların yararlanamadıkları,
● Diğer koğuşlardaki mahpuslarla ortak alan veya sohbete çıkarılmadıkları,
● Kışın kaloriferlerin sınırlı yakıldığı, ısıtmadığı,
● Gardiyanların adli mahpuslara yemek, ilaç, eşya dağıtımı sırasında yüksek sesle ve sinkaflı konuştukları,
● Revirde vardiyalı çalışan (akşamları ve hafta sonu) hemşire olmadığı,
● Sıcak su saatlerinde sıcak suyun verilmediği, gün içerisinde yarım saat en fazla 1 saat sıcak suyun verildiği,
● Kitap sınırlamasının olduğu, vaizenin denetiminden geçtikten sonra, onun bakış açısı veya fikrine göre verilip verilmeyeceğine karar verildiği,
● Yazdıkları dilekçe ve mektupların dışarı çıkarılmadığı, mektupların örgütsel motivasyonu yüksek tutma gibi gerekçelerle kendilerine verilmediği, bu konuda infaz hakimliğine itirazlarda bulundukları,
● Güncel yayınlara erişemedikleri, kitap ve dergi konusunda zorluklar yaşadıkları,
● İç posta ya da sohbet hakkı tanınmadığı,
● Hastanelerin nezaretlerinde kelepçeli tutuldukları, tedavi olmaya gittikleri yerde adeta kelepçeli tutularak işkenceye maruz kaldıkları,
● Aramalar sırasında bütün koğuşun darmaduman edilerek yapıldığı, eşyalara keyfi ve gerekçesiz şekilde el konulduğu,
● Uygulanan su kotası uygulaması nedeniyle keyfi şekilde kotanız doldu denilerek suların kesildiği,
● Çamaşır suyu, sıvı sabun ve bulaşık deterjanından oluşan hijyen malzemeleri ve boyutlarının küçük olmasının hijyenik bir ortamda sağlıklı yaşamı engellediği, düzenli temizlik yapmak ve bu temizliği en sağlıklı şekilde yapmak için yeterince hijyen malzemesi verilmediği,
● Yemeklerin yenilemeyecek derecede kötü olduğu,
● Fotoğraf çektirmek için çağırdıklarında aylarca gelinmediği,
● Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olan kadınların kaldıkları alanın çok dar ve kısıtlı bir alan olduğu, tuvalete gittikleri yer ile bulaşıklarını yıkadıkları lavabonun ortak olduğu, bu odalarda hijyen kurallarının olmadığı, kadınların hastalıklara sürüklendiği, aktarımları yapılmıştır.
KARABÜK T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Karabük T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● 17 mahpusun iyi halli olmadıkları gerekçesiyle koşullu salıverme sürelerinin uzatıldığı,
● Hastaneye rutin sevklerin yapıldığı fakat ağız içi arama dayatması sebebiyle mahpusların zorunlu olmadıkça hastaneye gitmedikleri, hastaneye sevklerin kelepçeli şekilde yapıldığı,
● 10 Haziran 2024’te TEM şube polisleri tarafından odalara yapılan baskında el konulan defter, fotoğraf, kitap vb. kişisel eşyaların henüz iade edilmediği,
● Oda değişikliği taleplerinin reddedildiği, dışardan gönderilen iç çamaşırı, terlik, çorap vb. eşyaların kabul edilmediği, kantin fiyatlarının pahalılığı sebebiyle mahpusların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektikleri,
● Sosyal etkinliklerin keyfi şekilde kaldırıldığı, spor aktivitelerinin sadece ayda 2 kere yapıldığı,
● Görüş günlerinin idare tarafından keyfi şekilde değiştirildiği için uzak şehirlerden ortak araçla gelen ailelerin görüşe gelmelerinin zorlaştığı,
● Muhalif gazete ve dergilerin mahpuslara verilmediği, aktarımları yapılmıştır.
KAVAK S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Kavak S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishanede yaklaşık 20 ağır hasta mahpusun bulunduğu, hastaneye sevk sırasında ağız içi aramanın dayatıldığı, mahpusların ayakkabılarını çıkarmaya zorlandıkları, mahpusların bu muameleyi kabul etmedikleri için hastaneye götürülmedikleri,
● Birçok mahpusun koşullu salıverilme tarihleri geçmesine karşın İdare ve Gözlem Kurulunun keyfi ve soyut gerekçeler içeren kararları ile infaz sürelerinin gerekçesiz uzatıldığı,
● Mahpusların sohbet haklarından yararlandırılmadıkları, sebep olarak ise hapishane idaresi tarafından verilen kimliği üzerlerinde taşımamalarının gösterildiği,
● Sosyal ve kültürel faaliyetlerin olmadığı, atölye çalışmasına gidemedikleri,
● Yaklaşık 7 Suriye uyruklu mahpusunun aileleri ile iletişimlerinin olmadıkları,
● Açık görüş ziyaret süresinin 45 dk ile sınırlandırıldığı, ziyarete gelen ailelere saygısızlık yapıldığı, ziyaret için gelen çocuklara yasaklamalar getirildiği,
● Bazı gardiyanların nefret içeren ve düşmanca tavırlar gösterdikleri,
● Revire çok geç çıkarıldıkları, diş için ancak 2 ayda bir hekime çıkarıldıkları,
● Kürtçe mektupların geciktirilerek gönderildiği,
● İdare ile görüşmelerde mahpuslara ayakta görüşmenin dayatıldığı, aktarımları yapılmıştır.
MALTEPE 1 NOLU L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hasta mahpusların defalarca dilekçe yazmalarına rağmen hastane sevklerinin randevu olmadığı gerekçesiyle geciktirildiği, özellikle göz ve diş tedavisi olması gereken mahpusların hastaneye sevklerinin 1 yılı aşkın süredir yapılmadığı, mahpusların çene cerrahisine götürülme taleplerinin reddedildiği, kronik hastalıkları bulunan mahpusların zamanında tedavi edilmedikleri için hastalıklarının ilerlediği, hastaneye götürülen mahpuslara ise ağız içi arama dayatması yapıldığı,
● Mahpusların kimliklerinde yargılandıkları suç tipi ve üye oldukları iddia edilen örgütün ismi yazıldığı için hastanede ayrımcı uygulamalara maruz kaldıkları, ayrıca muayene ve tedavi esnasında kelepçenin çıkarılmadığı,
● A.R.Y. isimli mahpusun Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesinde tutulurken 2023 yılında hükümlü olduğu dosyasının infazının sona ermesi ve söz konusu hapishaneden tutuklu ve hükümlülerin bir arada tutulmaması sebebiyle Maltepe 2 Nolu L Tipi Hapishanesine sevk edildiği, Maltepe 2 Nolu L Tipi Hapishanesinde aynı suçtan tutuklu kimse bulunmadığından tek başına tutulduğu, Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesindeki eski koğuşuna ya da başka bir hapishaneye sevk taleplerinin matbu gerekçelerle reddedildiği ve böylelikle 80 yaşında olan ve kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılamakta zorlanan mahpusla ilgili fiili tecrit durumunun bulunduğu,
● Hapishane idaresince her hafta arama yapıldığı, söz konusu aramalarda mahpusların not defterleri gibi özel eşyalarına el konulduğu, uzun süredir hapishanede olan A.R.Y. isimli mahpusun yıllardır hapishanede yanında bulundurduğu notlarına ve kağıtlarına el konulduğu, Sayın Abdullah Öcalan’ın gençlik fotoğraflarına da el konulduğu,
● Haftalık görüş süresinin yasal olarak 1.5 saate kadar çıkartılabileceği, buna rağmen idarenin siyasi mahpusların açık görüş süresini sürekli olarak 35-40 dakika kapalı görüş süresini ise 40-45 dakika ile sınırlandırdığı ancak adli mahpuslara aynı sınırlamanın yapılmadığı,
● Mahpuslara kurs ve atölye gibi ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmadığı, mahpusların yalnızca haftada 1 saat halı sahaya çıkarıldıkları, ancak mahpusların bu faaliyetlere katılmadığı gerekçesiyle idare ve gözlem kurulu tarafından koşullu salıverilmeden faydalanmalarının engellendiği,
● Siyasi mahpusların telefonla görüşme haklarının haftada bir gün ve 10 dakika olacak şekilde sınırlandırıldığı bununla birlikte adli mahpusların aynı sınırlamaya tabi tutulmadığı,
● Mahpusların taleplerine rağmen Evrensel gazetesi gibi muhalif olan süreli yayınların kendilerine verilmediği, mahpusların kendilerine ait eşyalarını arkadaşlarına hibe olarak bırakmalarına izin verilmediği, bıraktıkları kitaplara el konulduğu,
● Hapishane idaresinin değiştiği, yaşanan değişiklikten sonra mahpusların idare ile görüşme taleplerinin kabul edilmediği,
● Hapishanedeki idare ve gözlem kurulunun koşullu salıverilme tarihi gelen mahpuslara “Pişman mısın? PKK bir terör örgütü müdür?” gibi sorular sorduğu,
● S.B, Z.T, E.Ş, Ü.K, H.K, M.S.T. ve R.K. isimli mahpusların koşullu salıverilme tarihleri gelmesine rağmen idare ve gözlem kurulu kararı ile tahliyelerinin ertelendiği,
● C.H. isimli mahpusun Suriyeli olduğu, kendisine hapishanede sınır dışı kararının tebliğ edilmek istendiği ancak Türkiye’de kalmak istediği için söz konusu kararı tebliğ almadığı, aktarımları yapılmıştır.
MANAVGAT S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Manavgat S Tipi Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hastane sevklerinin çok geç yapıldığını ya da yapılmadığını, dilekçe verilmesine rağmen 2-3 ay revire çıkarılmadıklarını, hastane sevklerinde çift kelepçe dayatıldığını, çift kelepçe dayatmasını kabul etmediklerini, sağlık haklarının bilinçli olarak engellendiğini, hastaneye gittiklerinde bazı doktorların yaklaşımlarının düşmanca olduğunu, İstanbul Protokolü’nün uygulanmadığını, kelepçe ile muayene konusunda jandarmanın doktorlara “kelepçe çıkarılırsa tutanak tutarız, sorumluluk sizin” şeklinde baskı kurduklarını, revire çıkarılmadıkları için ilaç da gelmediği,
● Ayda 2-3 defa arama yapıldığını, aramalarda infaz koruma memurlarının provoke edici davranışlarda bulunduğunu, arama için değil ortalığı dağıtmak için geldiklerini, tartışma çıkarmaya çalışıldığı sonrasında ise disiplin soruşturmaları açıldığı, yapılan son aramalarda buzdolaplarının alınıp oda dışına çıkarıldığı ve buzdolaplarında arama yapıldığı sonrasında iade edildiği,
● Haftada 3 saat sosyal faaliyet olarak basketbol sahasına çıkarıldıklarını, 2 haftada 1 spor faaliyetleri olduğunu ancak idarece yerine getirilmediği,
● Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların günde 1 saat havalandırmaya çıkarıldığı, başkaca suç tiplerinden ağırlaştırılmış müebbet cezası alanların 2 saat havalandırmaya çıkarıldığı, dilekçe ile 2 saate çıkarılması talebinde bulunulduğunda disiplin cezası olmamasına rağmen iyi halli olmadıklarından bahisle bu taleplerin reddedildiği,
● Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların sohbete, spora beraber çıkarılmak istediklerini, idarenin kabul etmediğini, aynı havalandırma için başvuru yaptıklarını herhangi bir cevap gelmediği,
● Kaldıkları koğuşta kameraların olduğunu, gün içinde havaların sıcak olmasına rağmen mahremiyetleri kalmadığı için sürekli dikkat etmek zorunda olduklarını, hapishane idaresine birçok kez talepleri konusunda dilekçe verdiklerini ama hiçbir dilekçelerinin yanıtlanmadığı,
● Alarm sisteminin aşırı hassas ayarlandığını, en küçük bir rüzgar sebebi ile sürekli öttüğünü, sürekli uykudan uyandırdığını, eziyete dönüştüğünü, tellerin bozuk olduğunu, teller bozuk olmasına rağmen “Kamu malına zarar verdiniz” diyerek sorumluluğu mahpuslara attıklarını ve disiplin cezaları ile karşılaştıkları,
● Kitap kotasının olduğu daha önce 5 olan kotanın birkaç ay önce 7 ye çıkarıldığı,
● Suya erişimin kısıtlı olduğunu, 50 lt kota olduğunu; duş alma, temizlik için bu kotanın yeterli olmadığını, kış aylarında sıcak suya erişim olmadığını, suyun pis olduğunu ve bu nedenle mantar olan mahpusların olduğu,
● Özellikle Kürtçe mektupların çok geç teslim edildiğini, dilekçelere çok geç cevap verildiğini, birinci müdürün görüşmeyi kabul etmediğini, ikinci müdürle görüşme yaptıkları,
● Yemeklerin kötü olduğunu, genel olarak aynı yiyeceklerin geldiği, kahvaltıların yetersiz olduğunu ve kantin fiyatlarının yüksek olduğu,
● M.K. isimli mahpusun 26.05.2025 tarihinde olan koşullu salıverilmesinin 6 ay uzatıldığı,
● N.Ç. , N.T. ,R.S. , Ö.B ve C.S isimli mahpusların infazlarının yakıldığı, aktarımları yapılmıştır.
MARMARA KAPALI HAPİSHANESİ
Marmara Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishanede habersiz ve aniden gelişen hücre değişimlerinin yapıldığı, ve itiraz olması halinde zorla ve kuvvet uygulayarak değişimin sağlandığı,
● Koşullu salıverilme tarihi 11.08.2023 olmasına rağmen idare ve gözlem kurulunca iyi halli olmadığı gerekçesiyle tahliyesi engellenen S.A. adlı mahpusun 12.05.2025 tarihine kadar üç kez aynı gerekçelerle tahliyesinin engellendiği ancak 12.05.2025’te tahliye edildiği,
● D. S. isimli mahpusun cezasının tekli hücrede kalmayı gerektirmemesine rağmen idarenin inisiyatifi ile tekli hücrede tutulduğu, bu hücrenin diğer mahpusların kaldığı alandan uzak olduğu ve mahpuslar üzerinde tam izolasyon politikası uygulandığı, diğer 3 kişilik odalardaki mahpusların ise yan yana hücrelerde kalmalarına izin verilmediği, hücrelerin farklı koridorlarda olacak şekilde düzenlendiği, bu konuda mahpusların idare ile olan tüm diyalog çabalarına karşın sonuç alamadıkları,
● Sevklerde kullanılan ring aracının tekli bölmelerden oluştuğu ve mahpusların bu tekli bölmelerde kelepçeli olarak götürüldüğü,
● Yemeklerin yenilebilecek durumda olmadığı, porsiyonların az olduğu ve besleyici olmadığı, ayrıca kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, bu nedenle mahpusların beslenme konusunda yetersiz kaldıkları,
● Odalarda bulunan yatakların eski ve rahatsız olduğu, bundan kaynaklı olarak mahpusların bel, sırt, omuz ve boyun vb. eklem ağrıları yaşadığı,
● Mahpusların görüşçü olarak yazmak istedikleri kişilerin çoğunun kabul edilmediği, görüşçü adaylarının güvenlik soruşturmasından geçemediklerinin, hakkında soruşturma olan kişilerin görüşçü olarak kabul edilmediği,
● Mektupların çok geç verildiği, bazı mektupların ise sakıncalı bulunarak hiç verilmediği,
● Mahpusların hücrelerinde bulundurabilecekleri kitap sayısına sınırlama getirildiği, istediklerinde depodakilerle değiştirerek kitaplarına sınırlı olarak da olsa ulaşabildikleri, dönem dönem dışarıdan getirilen kitaplara el konulduğu ve mahpuslara verilmediği, süreli yayınlardan dergilere ulaşamadıkları, mahpusların istediği bazı gazetelerin verilmediği, Yeni Yaşam gazetesi, Xwebun gazetesi ve Evrensel gazetesinin uzun bir süredir yasak olduğu gerekçesiyle mahpuslara verilmediği,
● Haftalık olarak 3’er oda şeklinde ortak alana çıkarıldıkları, toplam sayıları 20’nin altında olmasına rağmen tüm odaların birlikte çıkmasına veya birlikte çıkan odaların değiştirilmesine izin verilmediği,
● Mahpusların taleplerine rağmen kurs açılmadığı,
● N. K. ve Ç. A. isimli mahpusların müebbet hapis cezalarının 3 yıla yakın bir süre önce dolmasına rağmen N.K’nın 3 ve daha fazla hücre cezası alması nedeniyle, Ç.A’nın ise idare ve gözlem kurulunun iyi halli olmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu olumsuz kararı neticesinde koşullu salıverilme haklarından yararlandırılmayarak 3 yıla yakındır tahliye edilmedikleri, aktarımları yapılmıştır.
MARMARA 5 NOLU L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Marmara 5 Nolu L Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishane idaresinin, çoğu zaman mesnetsiz sebeplerle mahpuslar hakkında disiplin soruşturması başlatttığı; örneğin, C.A. isimli mahpusa avukatı tarafından verilen dosya evrakının içinde yer alan fotoğrafların "propaganda" olarak nitelendirerek disiplin soruşturması başlatıldığı,
● Sayım gerekçesiyle çok sayıda personelin koğuşlara girmesinin, mahpuslar tarafından baskılayıcı bir uygulama olarak değerlendirildiği,
● Mahpusların hastane, revir ve mahkemeye sevkleri sırasında kelepçeli götürüldükleri, tedavi süresince de kelepçelerin çıkarılmadığı,
● Mahpusların şikayet dilekçelerinin çoğu zaman işleme alınmadığı; alınsa dahi idarenin sorumluluğu başka mercilere yönlendirdiğini belirtilmiş ancak konuların basına yansıması halinde idarenin ilgili meseleyle daha yakından ilgilendiğinin gözlemlendiği,
● Mahpuslara gönderilen kargo ve mektupların çok geç verildiği, bazen iki ayı bulduğu; bazı mektuplara ise gerekçesiz olarak el konulduğu ve özellikle Kürtçe yazılmış mektupların sansürlendiği,
● Mahpusların yaşadıkları koğuşların aşırı kalabalık olduğu, örneğin F-10 koğuşunda 40 mahpusun kaldığı, bazı mahpusların yerde yatmak zorunda kaldığı,
● Koğuşlardaki odaların rutubetli ve soğuk olduğu, kaloriferlerin az yakıldığı, camların kırık olduğu ve pencerelerden yağışlı havalarda su sızdığı,
● Avluların üstünün tel örgülerle tamamen kapatıldığı, bu nedenle temiz hava ve gökyüzüyle temasın ciddi oranda kısıtlandığı,
● Ortak yaşam alanlarının 24 saat kamerayla izlendiği, bu uygulamanın mahremiyet hakkını ihlal ettiği,
● Banyo ve tuvaletlerin çok küçük olduğu, tıkanıklık sorunlarının sık yaşandığı ve duşlardan akan sıcak suyun paslı, yağlı ve kötü kokulu; soğuk suyun ise kireçli olduğu,
● Mahpuslara verilen temizlik ürünlerinde kota uygulandığı (örneğin haftalık 3 şişe çamaşır suyu verildiği), temizlik malzemelerinin çoğunun yeterli düzeyde verilmediği ve mahpusların bu ürünleri kantinden satın almak zorunda kaldıkları,
● Yemeklerin hijyenik koşullarda hazırlanmadığı, yemeklerde kıl ve fare dışkısı gibi yabancı maddelere rastlandığı; sebzelerin doğranmadan yemeğe atıldığı ve yağların donmuş olduğu,
● Ekmeklerin iyi pişmediği, kahvaltıların yetersiz olduğu, porsiyonların çok küçük ve protein oranlarının oldukça düşük olduğu,
● Kantin listesinde yer alan birçok ürünün temin edilemediği, bulunan ürünlerin ise çok pahalı olduğu,
● Mahpuslara haki ve lacivert kıyafet, mont ve kemer gibi temel giysilerin verilmediği; giysi sayısının kota ile sınırlandırıldığı ve yatakların çok eski ve hijyenik olmadığı,
● Mahpuslar, ayda bir açık görüş ve üç kapalı görüş hakkına sahip olmalarına rağmen, açık görüş süresinin koğuştan çıkış anında başlatılması nedeniyle görüş süresinin fiilen 35-40 dakikaya düştüğü,
● Açık görüş sırasında infaz koruma memurlarının sürekli devriye gezmesinin mahpuslar ve aileleri üzerinde baskı yarattığı; bu durumun mahpusların ifade özgürlüğü ve özel görüşme hakkı üzerinde olumsuz etki yarattığı,
● Kapalı görüşlerde kullanılan ahizelerin çoğu zaman arızalı olduğu ve bu nedenle iletişim hakkının kısıtlandığı,
● Mahpuslara verilen kitapların sayıca sınırlandırıldığı, ideolojik gerekçelerle bazı kitapların içeri alınmadığı; Kürtçe kitapların ise geç teslim edildiği,
● Mahpusların haftada bir kez 45 dakikalık halı saha hakkı bulunduğu, ancak personel yetersizliği gibi gerekçelerle bu hakkın çoğu zaman kullandırılmadığı,
● Sohbet hakkının Şubat ve Mart aylarında tamamen askıya alındığı; uygulandığında ise yalnızca 10 kişilik gruplara tanındığı ve bu nedenle tüm mahpusların sohbet hakkından yararlanmasının aylar aldığı,
● Mahpusların diş ve göz polikliniklerine sevklerinde ciddi gecikmeler yaşandığı; ring araçlarının dar, havasız ve konforsuz olduğu, sevk sırasında mahpusların kelepçeli biçimde bekletildiği,
● Ağır hasta mahpusların ilaçlarının ya hiç verilmediği ya da çok geç temin edildiği; örneğin F.Ö. isimli mahpusun ilaçlarının dört ay sonra verildiği, M.B. isimli koah hastası mahpusa ise maske sağlanmadığı,
● M.E.T, D.Ö, E.E, M.Y, H.Y. ve M.A. isimli mahpusların ciddi sağlık sorunları yaşadıkları,
● E.E. isimli mahpusun yüzde 64 engelli raporuna rağmen disiplin cezaları nedeniyle infazının yakıldığı; C-12 koğuşundaki bir mahpusun tahliyesinin, diğerinin ise açık hapishanene geçişinin engellendiği,
● Mahpuslara idare ve gözlem kurulu tarafından “PKK terör örgütü müdür?”, “Pişman mısınız?” gibi sorular yöneltildiği, bu sorulara verilen yanıtların tahliye süreçlerinde belirleyici olduğu,
● F.K. isimli mahpusun tahliyesinin 3 ay, E.T. isimli mahpusun tahliyesinin ise 6 ay ertelendiği,
● Bazı mahpuslara kimlik göstermeme veya ayakkabılarını çıkarmama gibi gerekçelerle disiplin soruşturmaları açıldığı; bu uygulamaların mahpuslar üzerinde baskı yaratmakta olduğu,
● Revire yapılan taleplerin çoğu zaman karşılanmadığı, ameliyat geçiren mahpusların sevkinde dahi gecikmeler yaşandığı, mahpusların birbirlerine kelepçelenerek taşındığı, bulaşıcı hastalık riski gözetilmeden sevklerin yapıldığı, hastanelerde bekletilen alanların hijyen ve hava koşulları açısından uygun olmadığı, ambulansla sevk edilmesi gereken hasta mahpusların çoğunlukla ring araçlarıyla götürüldüğü, bu durumun sağlık ve güvenlik açısından risk yarattığı, sevklerin sabah erken saatte yapılmasına rağmen mahpusların çok daha erken saatlerde hazırlanarak uzun süre havasız alanlarda bekletildikleri, Adli Tıp Kurumu sevklerinde ise kelepçeli şekilde araçta tutuldukları, aktarımları yapılmıştır.
MENEMEN T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Menemen T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların aileleri ile telefon görüşmesi yaptıklarında internet tarifesi üzerinden ücret alındığı ancak görüntülü görüşme yapmalarının engellendiği buna rağmen fazladan ücret kesildiği,
● Hastaneye sevklerde bağcık ve kemer alınmadığı, ayaklarını yere vurmalarının dayatıldığı,
● Diş tedavisinin sorunlu olduğu, diş tedavilerinin yapılmadığı, diş hastanesine götürülmedikleri,
● Bazı doktorların kelepçeli muayene dayattığı,
● Zaman zaman haftada 3 kez koğuş araması yapıldığı,
● Koğuşun 7 kişi için küçük olduğunu, tuvalet lavabo ve banyonun aynı yerde olduğu için kullanıma uygun olmadığı, ortak alanın iki masanın sığamayacağı kadar küçük olduğu, telefon kabininin oda duvarının ortasına yerleştirildiği için alanın kullanımının daha zor olduğu,
● Odada bulunan mutfak tezgahının üst kat merdiven boşluğunda yapıldığı için merdiven pisliğinin tezgaha döküldüğü, merdivenler yıkandığında suyun tezgaha aktığını bu nedenlerle tadilattan sonra odalarına geri dönmek istediklerini ancak kurum ikinci müdürü sadece odayı boşaltmalarını gerektiğini söylediği, boşaltmadıkları takdirde zor kullanılacağı, her halükarda kendisinin görevini yapmış olacağını söylediği, batın bölgesinde ameliyatlı olan arkadaşlarının etrafı sarılınca arkadaşlarına zarar verilebileceği düşüncesi ile koğuş değişikliğini kabul ettiklerini ancak eşyaları ile koridora çıktıklarında sayıca kalabalık bir robocop acil müdahale saldırı ekibinin hazır olduğu, hatta doktor dahi hazır bulunduğunu gördükleri,
● Koğuşun duvarları temizlenmeden boyandığı için toz halinde döküldüğü, fayansların temizliği için yaklaşık 10 lt çamaşır suyu kullanmak zorunda kaldıklarını, ortak alanın 20m2 civarında olduğunu üst katın bu alanın yarısı kadar olduğunu havalandırmanın ise 25 m2 olduğunu ve en önemlisi fens tellerinin hala kaldırılmadığı,
● Mahpuslar görüşlere giderken oda çıkışlarında Ç. isimli bir infaz koruma memurunun arama yaparken sorun çıkardığı, aramanın normalde kapıda yapılırken koridorda yapılmaya çalışıldığı,
● Hastaneye sevk sırasında kelepçe dayatması olduğu, hastanede kelepçenin açılmadığı, doktorun mahpusu kelepçesiz muayene etmediği ve mahpusların muayene olmadan hapishaneye geri götürüldüğü,
● İdarenin sürekli keyfi davranışlarla uygulamalar yaptığı, kantinden alınan çamaşır suyu, yumuşatıcı gibi malzemelerin ayrı şeffaf bir şişeye boşaltılıp kutularının alındığı, neden yapıldığı sorusuna içip intihar edebilirsiniz, içinde bir şey saklayabilirsiniz, dediklerini; yine kantinden alınan sigara sarma makinesinin demirinin söküldüğü, bununla kendilerine zarar verebilecekleri söylendiği,
● İki yılı aşkın süredir devam eden su probleminin çözülmediği, suyun hala çok kirli aktığı, İl Sağlık Müdürlüğüne yapılan şikayetin sonuçsuz kaldığı, kurum müdürü ile yaptıkları görüşmede kurum müdürünün bölgesel bir sorun olduğunu söylediği, bu bilgiye rağmen defalarca istenilen su arıtma cihazının verilmediği,
● Geçen sene zor kullanma tehdidi ile yapılan oda/koğuş değişikliğinden sonra getirildikleri oda/koğuşta ki fens tellerinin kaldırılacağını söylemelerine rağmen hala kaldırılmadığı, defalarca konuşulmasına ve milletvekillerine kaldırılacağı söylenmesine rağmen güvenlik gerekçesi ile kaldırılmadığı,
● Açık spor alanının zeminine dair yapılan şikayetler üzerine tadilat yapılmaya başlanmış ancak 4 aydır tadilat gerekçesi ile açık spor alanına çıkarılmadıkları, açık spor alanının zemininde çöküntüler olduğu hatta obruk oluşacak şekilde engellerin olduğunu bunun düzeltilmesinin 4 ay sürmesinin normal olmadığını açık spor alanına çıkma haklarının başkaca alanlarda kullandırılmadığını kapalı spor alanındaki klimanın da bozuk olduğu için yazın çok sıcak olduğu,
● Geçen sene Mayıs ayından itibaren açık görüşlerde aileler ile yan yana oturmalarına müsaade edilmediğini yine sözlü ve yazılı başvurularına cevap alamadıkları, açık görüşlerinin 45 dk olarak kullandırıldığı, adli koğuş/odalarda olan telefonla görüntülü görüşmenin ise hala olmadığı,
● Hapishane kapasitesinin çok üstünde kişi bulunduğu bu nedenle birçok günlük işleyişin aksadığı ve tüm sorunlara personel eksik diye cevap verildiği,
● TV yayın sisteminde sınırlı sayıda kanal olduğu, ses ve görüntünün sürekli bozulduğu tüm yazılı başvuruların yanıtsız kaldığı,
● Adalet Bakanlığına yazılan sorunlarına dair çözüm önerilerini içeren şikayet dilekçelerine cevaben “tavsiye ve önerilere kapalı” olduklarını yazan bir cevap verildiği, aktarımları yapılmıştır.
MANİSA T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Manisa T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Tutuklanıp hapishaneye getirilen kişilerin idare tarafından baskıyla ve tehditle bağımsız koğuşlara alındığı, aksi halde mahpusların tahliye olmayacakları ve işkence görecekleri yönünde tehdit edildikleri,
● Mahpusların hapishanede ayakta sayım dayatmasının uzun zamandır devam ettiği, idare ile birçok kez görüşme yapılmış olmasına rağmen bu uygulamanın kesilmediği, başmemurun özellikle bu uygulamayı dayattığı, diğer infaz koruma memurlarının başmemur olmadan gerçekleştirdikleri sayımda ayakta sayımı dayatmadıkları ancak başmemurun sürekli olarak sayım sırasında bilerek ve kasıtlı olarak koğuşa gelip ayakta sayımı dayattığı, kalkmayan kişilerin infaz koruma memurları tarafından zorla kaldırıldığı,
● Mahpusların kaldıkları odanın 3 kişilik olduğu ancak 8 kişi kaldıkları, odada tek lavabo ve banyo olduğu, 3 ayda bir keyfi olarak idare tarafından odalarının değiştirildiği,
● Mahpusların koğuşlarındaki yatakların çok eski, kirli ve ortasının çökük olduğu, idareden yeni yatak talep ettikleri, bu yatakların sağlıklarını kötü etkilediğini dile getirdiklerini, yatakların ücretli olması halinde bunu kabul edeceklerini de belirtmiş olmalarına rağmen idare tarafından kendilerine yeni yatak verilmediği, “hapishanede yatak yok” denilerek taleplerinin karşılanmadığı, yatakların kullanılmaz halde kötü olması nedeniyle kendilerine üstlerine örtmeleri için verilen battaniyeleri yatakların ortasındaki çöküntü ve kiri kapatmak için yatakların üzerine sermek zorunda kaldıkları, tüm mahpusların bel, boyun gibi yerlerinde çok ciddi rahatsızlıklar (fıtık oluşumu vb) oluştuğu,
● Hapishane idaresi tarafından uzun zamandır her mahpusa 5 kitap şeklinde sınırlama getirildiğini ancak bu 5 kitap haklarının bile kullandırılmadığı, mahpusların talep ettikleri kitapların yasaklı olmamasına rağmen, Kürt, PKK, anlamadıkları kelimeler vb farklı kelimeleri gördükleri kitapların da keyfi olarak mahpuslara verilmeyerek bu haklarının kullanımının engellendiği,
● Muhalif gazete verilmediği, Evrensel ve Birgün gazetelerin kantinde olmadığı,
● Aile, arkadaş, görüşçülerinin göndermiş olduğu kargoların kendilerine ya çok geç ve eksik teslim edildiği ya da hiç teslim edilmediği, bir mahpus yakınının göndermiş olduğu yün hırkanın “şişme” olduğu gerekçesiyle mahpusa teslim edilmediği,
● Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet Başsavcılığı gibi kurum ve kuruluşlara yazdıkları dilekçe ve mektupların, İnsan Hakları Derneği gibi sivil toplum örgütlerine yazdıkları mektupların gönderilmediği, avukatlara yolladıkları mektupların açıldığı
● Hapishanede mahpuslara su kotası uygulandığı, kişi başı 50 litre civarı günlük su verildiği, sıcak suyun belli günlerde ve çok az verildiği, bazen hiç verilmediği, uygulanan su kotasının mahpuslar için yeterli olmadığı, hapishanede hijyenik koşulların sağlanmasında ve suyun kota bittiğinde direkt kesiliyor olması nedeniyle kullanımda zorlandıkları,
● Hapishanedeki diş doktorunun hastanede yapılması gereken diş tedavileri için mahpusları sevk etmediğini, mahpuslara “sizden daha kötüler var”, “beni istediğiniz yere şikayet edebilirsiniz, göndermiyorum” diyerek implant veya başka bir tedavi olması gereken mahpusların hastane sevkini yapmadığını, mahpusların kurum müdürü ile bu konuda yaptıkları görüşmede, “sevklerde evet sorun var” diye müdürün de mahpuslara belirttiğini ancak uzun zamandır bu konuda çözüm üretilmediği,
● Mahpusların tedavi imkanlarından yararlandırılmadıkları, hastane sevklerinin yapılmadığı,
● Hapishanedeki tüm koğuşların havalandırmasının üstünün telle kapalı olduğu,
● Kantin fiyatlarının fahiş derecede yüksek olduğunu, her hafta fiyatlara güncelleme yapıldığını ve artırıldığı,
● İdarenin taktir hakkını her zaman aleyhlerine kullandığını, bu zamana kadar karşılaştığı en kötü hapishane olduğu,
● Zaman zaman hastane sevklerinde askerlerin çeşitli zorluklar yaşattığını, örneğin ayakkabılarını çıkarıp içini gösterme gibi dayatmalarda bulunulduğunu ancak bunu kabul etmedikleri,
● Örgüt propagandası suçu sebebiyle hükümlü olan mahpusların açık hapishanene ayrılma haklarından faydalandırılmadıkları,
● İdare ve Gözlem Kurulunun görüşmelerde mahpuslara pişmanlık dayattığı, aktarımları yapılmıştır.
METRİS R TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Metris R Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● İdare tarafından muhalif olarak kabul edilen hiçbir gazete, dergi ve kitap gibi süreli veya süresiz yayınların mahpuslara verilmediği,
● Hastane sevklerinde bazı doktorların kelepçeli muayene dayattıkları, sağlık durumu oldukça kötü olan ileri yaştaki mahpuslara dahi kelepçe takıldığı,
● Hijyen ve temizlik malzemelerinin hapishane idaresi tarafından verilmediği ve kantinden satın alındığı, fiyatların fahiş olduğu, odaların ve diğer bölmelerin yeterince hijyenik olmadığı ve odaların yeterince temizlenmediği,
● Hapishane mimarisinin hasta mahpuslara uygun olmadığı, 20 metrekarelik alanda üç kişi kalındığı,
● E.A. isimli mahpusun iki kolu ampüte olmasına ve hakkında hapishanede tek başına yaşamını idame ettiremeyeceğine dair ATK raporu olmasına rağmen uzun süre tek başına tutulduğu ve farklı bir hapishaneye sevk talebinin reddedildiği,
● M.E.V. isimli mahpusun 25.01.2025 tarihinde Metris R Tipi Hapishanesine sevk edildiği, koah hastası olan M.E.V. isimli mahpusun kalçasında çıkık ve sağ kolunda yanma olduğu, kalçasındaki çıkık nedeniyle aksayarak yürüdüğü ve bu nedenle ameliyatla protez takılması gerektiği,
● M.E.V. isimli mahpusun tüm hastalıklarına rağmen Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinden Metris R Tipi Kapalı Hapishanesine tek kişilik ring aracıyla getirildiği, koşulları nedeniyle sağlıklı mahpuslar için dahi uygun olmayan ve mahpuslarca tabutluk olarak adlandırılan tek kişilik ring aracının M.E.V. isimli mahpusu olumsuz etkilediği,
● K.B. isimli mahpusun 85 yaşında olduğu, kalp, yüksek tansiyon ve şeker gibi birçok hastalığının bulunduğu, kendisinin hastalıkları sebebiyle Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesine götürüldüğü ve burada 08:30’dan 17:00’ye kadar kelepçeli bir şekilde bekletildiği, aktarımları yapılmıştır.
OSMANİYE 2 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Kronik Hepatit-B hastalığı olan Osman IŞIK adlı mahpusun tedavisi için kullanılan ilaç ya da ilaçların temininde aksaklıkların yaşandığı,
● Pandemi dönemi için verilen ek görüş telefon hakkının 20 dakika ile sınırlandırıldığı, adli mahpuslara tanınan sürenin 30 dakika olduğu,
● İdare ve Gözlem Kurulunda mahpusların düşüncelerini ifade etmeye zorlandığı, pişmanlık dayatması olduğu, PKK ve Abdullah Öcalan hakkında sorular yöneltildiği, bu sorulara verilen cevapların infaz uzatmalara gerekçe yapıldığı, M.İ.A. isimli mahpusun koşullu salıverilmesinin keyfi gerekçelerle İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 6 ay süreyle uzatıldığı
● Koğuşlara sık sık aramaların yapıldığı ayda en az 2 defa arama yapıldığı,
● Kantinde satılan bazı eşyaların (ayna, cımbız vb.) arama sırasında bulunduğunda yasak eşya niteliğinde sayılıp el konulduğu ve mahpuslara disiplin soruşturmaları açıldığı,
● Mahpusların ailelerinin ailelerinin Osmaniye ili dışında yaşadığı bu nedenle görüşe gelmelerinin zorlaştığı,
● Muhalif dergi ve gazetelerin mahpuslara verilmediği, muhalif TV kanallarının yayınına izin verilmediği,
● Bazı personellerin tutumunun mahpusları provoke etmeye yönelik olduğu,
● A.O. ve B.C. isimli mahpusların güvenlik gerekçesiyle başka hapishanelere sürgün edildiği,
● Siyasi mahpusların görüntülü görüşme hakkından faydalanamadığı, adli mahpusların bu haktan haftada 30 dk yararlandığı,
● Hapishanenin Osmaniye Organize Sanayi Bölgesine yakın olması sebebiyle, mahpusların hava kirliliği, çevre kirliliği ve kötü kokudan kaynaklı rahatsızlıklarının mevcut olduğu,
● Mahpusların odalarında kameraların bulunduğu ve bu durumun özel hayata saygı hakkının ihlali olduğu, aktarımları yapılmıştır.
KAYSERİ KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların hastane sevklerinin gerçekleşmesi için 2-3 ay süre boyunca bekledikleri,
● Hastanede doktor muayenesinde kelepçeleri çıkarılmadığı için tedavi olmayı reddetmek zorunda kaldıkları,
● Mahpuslara gazetelerin-süreli yayınların verilmediği,
● Yemeklerin besin değerlerinin düşük olduğu ve hijyenik olmadığı,
● Mahpusların diğer odalardaki mahpusları haftada bir defa yarım saat, spor faaliyetlerinde gördükleri,
● N.E. isimli mahpusun görme problemi yaşadığı, ameliyat için bir ay öncesine gün verilmesine rağmen hastaneye götürülmediği,
● A.A. isimli mahpusun diş çekiminin olduğu ancak devamında olacak olan tedavilerinin yapılmadığı, diş tedavisi gibi uzun süreli tedavilerde doktorların sürekli değişmesi sebebiyle etkili bir tedavi yapılmadığı,
● L.B. isimli mahpusun, elinde ve ayağındaki deride dökülmeler olduğu, tam teşhis konulamadığı, muayenelerin tam olarak yapılmadığının anlaşıldığı, N.S. isimli mahpusun kalp ve jinekolojik hastalıklarının bulunduğu, H.H isimli mahpusun, iltihaplı romatizma hastalığının bulunduğu, yürümekte sorun yaşadığı ancak tedavilerinin aksatıldığı, D.B. isimli mahpusun sağ ayağında protez olduğu, protezin 5-6 ay önce verildiği ancak protezin ayağında devamlı yara ve ağrı oluşturulduğu, yaraların iltihap topladığı, daha kaliteli bir proteze ihtiyacı olduğu,
● Keyfi olarak birçok mahpusa hücre cezaları verildiği,
● Çoklu hücre cezaları sebebiyle mahpusların infazlarının yakıldığı, bu sebeplerle tahliyelerinin keyfi olarak ertelendiği,
● Mahpusların 8 kişilik odada 12 kişi kaldıkları, aktarımları yapılmıştır.
KAYSERİ T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Kayseri T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishanede odanın kapasitesinin çok üzerinde kalabalık kalındığı, odadaki yatak sayısı sebebiyle hareket alanının daraldığı,
● İdare ve Gözlem Kurulu kararları ile mahpusların infazlarının keyfi olarak uzatıldığı,
● A.S. isimli mahpusun beyninde baloncuk olduğu, T.T. isimli mahpusun açık kalp ameliyatı olduğu ve dört damarının değişmiş olduğu, Ş.K. isimli mahpusun engelli olduğu ve merdiven çıkamadığı buna rağmen yaşamını kolaylaştıracak bir hapishaneye sevkinin gerçekleştirilmediği,
● Hapishane koridorlarına savaş uçağı ve asker resimlerinin çizildiği,
● Mahpusların atölyelerin tadilat edildiği bahane edilerek üç aydır atölyeye çıkarılmadıkları, aktarımları yapılmıştır.
KIRŞEHİR S TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● V.A. isimli mahpus; odaların dağıtıldığını, her bir mahpusun ayrı odalara konulduğunu, kendisiyle aynı odada kalan mahpusun bağımsız koğuşa geçmek istediğine dair dilekçesinin işleme alınmadığını, mahpusun kendisine zarar verdiğini, saldırgan tutumlarından dolayı kaygı duyduğunu, idarece mahpusun zorla kendisinin yanına konulduğunu, kurumda elden kitap ve kıyafet alınmadığını, kargoya verilmesinin zorunlu tutulduğunu, bunun hem mali olarak hem zamansal açıdan kendileri için ciddi sıkıntılara neden olduğunu, Savcılık şikayetlerinin işleme konmadığını,
● Y.Ö. isimli mahpus; kendisi ile aynı cezayı alan arkadaşlarının yanına verilme taleplerinin reddedildiğini, tecrit altında olduğunu, neredeyse her gün odasında arama yapıldığını, keyfi oda değişikliklerinin çok sık gerçekleştiğini, mektuplarına ve defterlerine el konulduğunu, dilekçelerinin yollanmadığını, cemaat yargılamasından hükümlü olan ve yan odalarında kalan kişilerin günde 2-2.5 saat havalandırmaya çıktığı halde kendisinin 1 saat havalandırmaya çıkarıldığını, CİSST’in hapishane ziyareti sonrası kendisine tutanak tutulduğunu ve 11 gün hücre cezası verildiğini, görüşmede ayakta kalmayı dayattıkları için görüşmelere gitmediğini, astım hastası olduğunu, sağ kolunda uyuşmaların meydana geldiğini, spor hakkının kullandırılmadığını, hapishane koridorunda traş olmaya zorlandıklarını,
● S.A. isimli mahpus; 13 Ocak’ta başlayan açlık grevleri eylemlerinin devam ettiğini, S.S. adlı mahpus ile birlikte 4 gündür açlık grevinde olduklarını, meyve suyu, ayran, şekerli su ve limonata ile beslendiğini, B1 vitamini almadığını, Adalet Bakanlığı’na taleplerini içerir dilekçe gönderildiğini, Bakanlığın yasal bütün hakların kullandırılması gerektiğine dair olumlu görüş belirttiğini ancak idarenin hala taleplere cevap vermediğini, aile görüşlerine tek çıkarıldıklarını, sayımda ayağa kalkmadıkları için 2 mahpusa disiplin soruşturması açıldığını, infaz yakmaların keyfi gerekçelerle yapıldığını ve gereksiz yere çok sayıda disiplin cezalarına maruz kaldıklarını,
● N.K. isimli mahpus; hastaneye sevk sırasında kendisine ağız içi araması dayatıldığı için bir yılı aşkın süredir muayene olmadığını, bu uygulama nedeniyle sağlık hizmetlerine erişiminin kısıtlandığını, aileler tarafından getirilen eşyaların hapishane yönetimi tarafından kabul edilmediğini, hapishane idaresiyle yapılan görüşmelerin ayakta gerçekleştirildiğini ve bu nedenle kendilerini yeterince ifade edemediklerini, kurs, atölye çalışmaları veya herhangi bir etkinliğin düzenlenmediğini, spor için mahpusların yalnızca 6 kişilik gruplar halinde çıkarıldığını, ancak ‘mevzuata göre en az 10 kişi olması gerektiğinin’ belirtildiğini, grup sayısının yetersiz olması nedeniyle birçok spor aktivitesinin gerçekleştirilemediğini, hiçbir somut gerekçe olmaksızın mahpusların oda değişikliklerine maruz bırakıldığını, adli mahpuslar arasında sık sık olayların yaşandığını, hapishane yönetiminin bu olaylara müdahale etmediğini ve bazı durumlarda adli mahpuslar arasında intihar vakalarının gerçekleştiğini, hapishane yönetimi tarafından suç türüne bağlı olarak mahpuslar arasında ayrımcılık yapıldığını, mahpusların hapishane koşullarıyla ilgili idareye sunduğu dilekçelere cevap verilmediğini, yoğun su sorunu yaşadıklarını, suların çok pis olduğunu ve bir günde sadece sınırlı sürelerde su verildiğini, hapishanendeki sorunlara dikkat çekmek amacıyla süreli açlık grevlerinin yapıldığını,
● V.A. isimli mahpus; koğuşların bir anda değiştirildiğini, özellikle bazı özel günlerde bu türden hadiselerin yaşandığını, bu yanıyla idarenin yaklaşımlarının ideolojik olduğunu, yeni kurum müdürünün taleplere rağmen kendileriyle hiç görüşme yapmadığını, ağız içi arama dayatmasının devam ettiğini, ağır hasta olanlar dışında hiçbir mahpusun hastaneye gidemediğini, kurum koşulları nedeniyle intiharların yaşandığını, genel olarak adli mahpuslar arasında yaşanan tartışmalara ve fiziki kavgalara infaz koruma memurlarınca kayıtsız kalındığını, kendilerince uyarı yapıldığında “öldürsünler birbirlerini” şeklinde söylemlerin olduğunu, aileleri aynı ilde yaşayan mahpusların aile görüşlerini denk getirmek adına birlikte kalmak istediğini ancak idarece bu talebin örgütsel olarak değerlendirilerek reddedildiğini, spor süresinin kısaltıldığını, öncesinde 3 koğuş spora çıkarken yeni müdürün gelişiyle birlikte 2 koğuş olarak çıktıklarını, aile görüş süresinin 45 dakikaya düşürüldüğünü, dilekçe ve başvurularının çıkışlarına dair takip numarası verilmediğini, ihlallerin giderek artması ve idare ile herhangi bir görüşme yapılamaması nedeniyle 1 ayı aşkın bir süredir devam eden açlık grevi eyleminin ‘7 gün, 1 mahpus şeklinde’ devam ettiğini, psikolojik problemleri ve saldırgan tavırları olan M. D. adlı mahpusun idare tarafından kendilerinin yanına verildiğini, kendilerinin durumu yazılı ve sözlü olarak kurum ve bakanlığa bildirmelerine rağmen değiştirilmediğini, M.D. tarafından fiziksel saldırıya uğradığını, kurul görüşmelerinde “asker polis öldüğünde mutlu oluyor musun” gibi sorularla provokatif sorular sorulduğunu, bazı kurum personellerinin ideolojik yaklaşımlarının olduğunu, yeni müdürün gelişinden önce odalara tıraş için gelindiğini ancak uzun süredir bu uygulamanın kaldırıldığını, şu an tıraş olamadıklarını, yemeklerin kaynar vaziyette ve plastik kaplara konularak verildiğini, çelik karavanalar ile yemeklerin verilmesine dair 1 senedir talepte bulunduklarını ancak hala taleplerinin karşılık bulmadığını, bu durumun sağlık ve hijyen yönünden ciddi sıkıntılara yol açtığını, yemeklerin porsiyonlarının az ve genellikle besin değerinin düşük olduğunu, erişte ve makarna türünden yemeklerin verildiğini, hastane sevklerinin çok uzun sürdüğünü, randevu bulunamadığını, kurum hekiminin ideolojik ve ayrımcı yaklaşımlarının olduğunu, su probleminin devam ettiğini, suların günün kısıtlı saatlerinde ve çoklukla çamurlu aktığını, adli mahpusların 12 kişi çıkarıldığı spor faaliyetlerine kendilerinin 5 kişi çıkarıldığını, mektup ve posta gönderimlerinin çok pahalı olduğunu, H.B., C.İ., E.Y., A.N. ve H.G.’nin koşullu salıverilmelerinin engellendiğini, odalara kabinli telefon konulması uygulamasına henüz teknik sorunlar çözülemediği için geçilemediğini; ağız içi arama dayatması nedeniyle hastaneye gidemediklerinden ciddi sağlık sorunlarının baş gösterdiğini, kendisinin kolesterol hastası olduğunu, ciddi düzeyde unutkanlık başladığını, cezası kesinleşen Y.Ö.’nün kendilerinden uzakta bir hücreye götürüldüğünü ve adli mahpuslarla bir arada kaldığını, kendilerine yakın bir hücreye getirilmesini talep ettiklerini, aynı suç tipinden tutuklu bulunan diğer mahpuslarla olabilecek en makul düzeyde yan yana getirilmek istediklerini, soyut olarak kurum güvenliğiyle gerekçelendirilen keyfi disiplin cezalarına son verilmesi gerektiğini, aile görüşlerinin ailesi aynı bölgede yaşayan mahpuslar için aynı güne verilmesini istediklerini,
● Ö.B. isimli mahpus; su sorununun ciddi şekilde devam ettiğini, temiz suya erişmenin mümkün olmadığını, var olan suyun paslı ve kireçli olduğunu, 6-8 ayda bir görüşe çıkabildiğini, çıktığı zamanlarda ise ancak 45 dk görüş yapabildiğini, müdür değiştikten sonra hapishane personelinin mahpuslara olan tutumlarının da olumsuz anlamda değiştiğini, kurs ve atölyelerden faydalanamadıklarını, açılmış olan kursların da “hoca bulunmadığı veya hocaların hapishanene gelmekte zorlandıkları için gelmedikleri” gerekçesiyle işlemediğini, bu konuda hapishaneye düzenlenen otobüs seferleri ile ilgili belediyeye dilekçe yazdıklarını, belediyeden gelen yanıtta “sefer sayısının artırıldığının” bildirildiğini, buna rağmen bir iyileşme görülmediğini, kurs imkanı bulunmadığından istediği resim kalemlerinin kendisine verilmediğini, özellikle Yozgat’tan sevk olan adli mahpusların kendi aralarında sık sık kavga çıkardıklarını, bu kavgalara gardiyanların ya kayıtsız kaldığını ya da orantısız biçimde çok sert müdahale ettiklerini, bu konuyla ilgili siyasi mahpusların idare gözlem kuruluna dilekçe yazdıklarını, kurum idaresiyle yapılan görüşmelerde ayakta durma diretildiğinden idare ile görüşme yapmak istemediklerini, çoğu mahpusa keyfi soruşturmalar açıldığını, örneğin oda arkadaşının odasında bulunduğu iddia edilen bir kağıt nedeniyle 1 ay etkinliklerden men cezası aldığını, ancak kağıdın içeriğinde ne yazdığı ile ilgili kendisine bilgi verilmediğini, dönüşümlü olarak açlık grevinde olduklarını, personel ve idarenin açlık grevi ile ilgili tavırlarının umursamaz şekilde olduğunu ve “Açlık grevini ne kadar sürdürebilirsiniz ki?” dediklerini aktarmıştır.
KIRŞEHİR YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● M.U. isimli mahpus; Espiye Hapishanesi’nden Kırşehir’e sürgün geldiğini, geldiğinde çıplak arama dayatıldığını, tekli odada tutulduğunu, cemaat hükümlüsü ve adlilerle yan yana olduğundan camını bile çoğu kez açamadığını, devamlı olarak siyasi hakaret ve provokatif söylemlerde bulunulduğunu, Espiye Hapishanesi’nden getirdiği kitaplarının henüz incelemede olduğundan kendisine verilmediğini,
● A.A. isimli mahpus; 29 yıldır hapishanende olduğunu, ciğer sönmesi hastalığının bulunduğunu, 10 yıl önce ameliyat olduğunu, sevklerde 1 ayı geçtiğini ve ağız içi arama dayatmasının devam ettiğini, infaz koruma memurlarının kendilerine “telefonda Kürtçe konuşulmayacağı, konuşulursa görüşmenin sonlandırılacağı, disiplin soruşturmasına konu edileceği” şeklinde bir uyarıda bulunduklarını, hapishanedeki su probleminin çok ciddi bir düzeye ulaştığını ve çözülmediğini, suyun temizlik için bile hijyen sorunu yarattığını, pencerelerdeki tel örgülerin çok sık, dışarı bakarken gözün bile bozulacağı bir formda olduğunu,
● S.Ş. isimli mahpus; aile ziyaretinde aramanın usule aykırı ve insani olmayan biçimlerde yapıldığını, hem aileler hem de mahpusların 3 kere çoraplarının dahi çıkartıldığını, personelce disiplin soruşturmasına gerekçe oluşturmak için sürekli polemik yaratıldığını, kurum müdürü tarafından taahhüt edilmesine rağmen blokların henüz birleştirilmediğini,
● Z.Ş. isimli mahpus; Elazığ’dan sürgün edildiğini, kapı vurma ve slogan atma eylemleri nedeniyle 2 yıla varan ziyaretçi kabulünden yoksun kalma disiplin cezalarının verildiğini,
● İ.İ. isimli mahpus; eylemlerden ötürü kendisine 55 güne varan hücre disiplin cezası verildiğini, odaların arasına boşluk bırakıldığını bu nedenle diğer mahpus arkadaşları ile hiçbir şekilde iletişime geçemediklerini, kameralı odaya geçirildikleri için 10 gündür açlık grevinde olduklarını, ziyaret tarihi itibariyle eylemi sonlandırdıklarını, suların kirli ve çamurlu olmasından kaynaklı bazı mahpusların cilt problemleri vb. rahatsızlıkların meydana geldiğini,
● M.S. isimli mahpus; su sorununun ciddi şekilde mevcut olduğunu, ağırlaştırılmış müebbet cezası almayanların dahi tek başına kaldığını, bu konuda Adalet Bakanlığı ve savcılığa yazdığı dilekçelere cevap alamadığını, geçen aylarda yaptıkları eylemden sonra bazı mahpuslara 18 ay açık görüş yasağı verildiğini, hijyen sorunlarının bir türlü çözülmediğini, örneğin tuvalet bölümünde çamaşır kurutmak zorunda kaldıklarını, çamaşır ipi almak istediklerinde kabul edilmediğini, atletlerden çamaşır ipi yaptıklarında da el konulduğunu, temizlik malzemeleri ile gıdaların aynı yerde durduğunu, gıdaların diğerleriyle temas etmemesi için saklama kabı talep ettiklerinde kabul edilmediğini, satın aldıkları gıdaların paketlerini atmayarak saklama kabı olarak kullanmaya çalıştıklarını, havalandırmaya en fazla ikişerli gruplar halinde çıkabildiklerini, bazı hükümlülerin altışar kişilik gruplarla çıkabildiğini, farklı suçlardan hükümlü olanlar arasından farklı uygulamalar yapıldığını, örneğin kendileri havalandırma hakkından 1.5 saat faydalanırken farklı dosyalardan hükümlü olanların 2 saat faydalandığını, mahpusların karşılaştıkları alanlarda selamlaşmalarının engellendiğini, oda aramalarının çok sık yapıldığını, bazen haftada 2-3 kez arama yapıldığını, her seferinde ortalığı çok dağıttıklarını, 2 çakmak, 2 tırnak makası vb. bulunduğunda birine el konulduğunu, yazdıkları yazılara el konularak incelemeye götürüldüğünü, incelemeden gelen yazının bir sonraki aramada tekrar incelemeye götürülebildiğini, ‘incelenen yazıların üzerine kaşe basılmasını ve tekrar alınmamasını’ talep ettiklerinde kabul edilmediğini, talep ettiği halde 1 aydır kendisine kalem verilmediğini, havalandırmaya, görüşe vb. girip çıkarken her seferinde ayakkabı çıkartılmasının dayatıldığını, sürekli olarak tutanak tutmakla tehdit edildiklerini, astım hastası olduğunu, ilaç ve revir hakkında çok zorluk çektiğini, ilaçların aylarca geciktiğini, cildiye uzmanının gerekli gördüğü ve yazdığı kimi ilaçları hapishane doktorunun yazmadığını, ağız içi aramaların devam ettiğini, lise öğrenimi için kaydolmak istediğinde yeni kimlik çıkartmasının gerektiğini ve 1.5 yıl boyunca yeni kimliğini beklediğini, bu süre içerisinde liseye kaydolmaktan vazgeçtiğini, kurs ve atölyelerden faydalanamadıklarını, adli mahpusların ve farklı siyasi dosyalardan hükümlü olan mahpusların kurslardan faydalandığını, İngilizce ve bağlama kursuna gidemediğini, görüşlerin kimi zaman 45 dakika bile sürmediğini, bazı kitapların sırf Kürtçe oldukları için verilmediğini, içerikleri siyasi olmasa da yalnızca dilinden dolayı verilmediğini, bir dönem telefonda Kürtçe konuşulurken telefonların kesilmesi uygulamasının son bulduğunu,
● M.Ş.Y. isimli mahpus; su sorununun çok büyük olduğunu, çoğu zaman temizlik yaptıktan sonra daha fazla kirlettiklerini düşündüklerini, mahpusların içme sularını birbirleriyle paylaşmalarına izin verilmediğini, yapılan eylemler sonrası bazı iyileşmelerin olduğunu, spor hakkının 2 ayda birden ayda bire çıkarıldığını, açık havadan yararlanma hakkının 1.5 saate çıkarıldığını, kurslardan faydalanamadıklarını, Aram yayınevinden gelen kitapların Türkçe/Kürtçe olduğu fark etmeksizin “ideolojilerini güçlendireceği” gerekçesiyle verilmediğini,
● F.D. isimli mahpus; hapishanene girmeden önce ve sonrasında psikiyatrik hastalıkları olduğunu, hapishaneye girmeden önce intihar girişimlerinde bulunduğunu, ancak psikiyatri tedavisini tamamladığını ve artık intihar girişimlerinde bulunmadığını, geçmişteki intihar girişimlerinden kaynaklı bazı sağlık sorunları yaşadığını, vücudunda ve midesinde çivi, jilet, pil gibi metal nesneler bulunduğunu ve bunların alınması gerektiğini, ancak, hekim tarafından ameliyata uygun görülmediğini, ailesinin yaşlı olması sebebiyle Mardin’den ziyaretine gelemediğini, bu nedenle ailesiyle yüz yüze görüşme imkanının olmadığını, hapishane koşullarının çok zor olduğunu, başka bir hapishanene sevk edilme talebinde bulunduğunu,
● B.M. isimli mahpus; diğer mahpuslarla uzak odalarda oldukları için iletişim kurmada büyük zorluk yaşadığını, havalandırma sürelerinin uzun bir süredir günde yalnızca 1 saatle sınırlandırıldığını, son bir haftadır ise 1.5 saate çıkarıldığını ancak bu sürenin halen yetersiz olduğunu, sohbet haklarının keyfi biçimde kısıtlandığını ve kullanılmasına izin verilmediğini, hapishanende yoğun bir su sorunu yaşandığını, suların kirli olduğunu ve yalnızca belirli saatlerde kısıtlı şekilde verildiğini, ağız içi aramayı kabul etmediği gerekçesiyle sağlık hizmetlerinden faydalanamadığını, infazının 3 ay önce tamamlanmış olmasına rağmen, idare ve gözlem kurulu tarafından tahliyesinin 6 ay daha uzatıldığını, hapishanende kurs, atölye ve benzeri etkinliklerin hiç düzenlenmediğini, mahpusların sosyalleşme imkanlarının tamamen kısıtlandığını, oda aramalarında mahpuslara ait eşyaların dağıtıldığını ve zarar gördüğünü, aramalar sırasında kameraların açılarının değiştirilerek ihlallerin kayıt altına alınmasının engellendiğini aktarmıştır.
KIRIKKALE F TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● B.G. isimli mahpus; kendisi ile beraber kalan Ü.S. adlı mahpusun müdür tarafından çağrılarak “sen sürgün geldin, sürgün gelenleri tek tutuyoruz, seni hücreye koyacağız” dendiğini, kendisinin tek tutulmayı kabul etmediğini, ertesi gün çevik kuvvet giyimli kalkan ve joplu infaz koruma memurlarının koğuşa gelerek “hazırlan 10 dakika sonra seni götüreceğiz” diyerek saldırgan bir tutumla götürmeye çalıştığını, Ü.S. ve kendisinin bu duruma itiraz ettiğini, bu sırada arbede yaşandığını, kolluğun masaları çekerek odayı dağıttığını, koğuştakilerin etrafını sararak Ü.S.’nin zorla B bloktaki hücreye götürüldüğünü, özellikle baş memur olan kadın infaz koruma memurunun kendilerine dönük yaklaşımlarının taraflı ve saldırganca olduğunu, çoğu zaman kendilerine sataşıldığı ve bu durumun kendilerince tutanak ve disiplin soruşturmasına gerekçe oluşturulmaya çalışıldığını, avukat görüşlerine gelirken dahi infaz koruma memurlarınca “terörist” şeklinde söylemlerde bulunulduğunu, F.E. adlı mahpusun ciddi mide problemlerinin olduğunu, midesinden ameliyat olması gerektiğini, bunun için Ankara’ya götürüleceğini, revir doktorlarının hiçbir surette ilgilenmediğini, görüşmenin evvelindeki hafta hücre cezası nedeniyle götürüldüğü revirde hekimin kendisine herhangi bir şey sormadan ve muayene etmeden evrak tanzim edip gönderdiğini, bir diğer görüşmede ise haftada iki kere arama yapıldığını, aramanın özellikle gece saatlerine denk getirildiğini, arama esnasında odayı dağıttıklarını, eşyalarına zarar verdiklerini, bütün kitaplarına el konulduğunu, günlük iaşe bedelleri kesildiği halde sabah kahvaltısı olarak sadece bir adet domates ve bir adet salatalık verdiklerini, hapishanende 5 mahpus olduklarını, başka hapishaneye nakil taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini aktarmıştır.
● İ.O. isimli mahpus; hoca olmadığı gerekçesiyle hiçbir kurs ve atölye faaliyetinin olmadığını, etrafındaki tüm odalarda adli mahkumların olduğunu ve izole edildiklerini, avukatına ve arkadaşına gönderilen mektuplarına el konulduğunu, bütün cemaatçi ve IŞİD’li mahkumların kendi içlerinde birlikte havalandırmaya çıkarıldıklarını ancak bu uygulamanın kendilerine yapılmadığını, son üç aydır ayda bir spora çıkarıldıklarını, bayram ve resmi tatil günlerinde spora çıkarılmadıklarını, aile görüş saatlerinin bilerek sabah erken saatlere alındığını, bu nedenle ailelerin görüşe gelmekte zorlandıklarını, ziyaretlerde 4 kişiden fazla kimse ile görüştürmediklerini, cemaatçilerin ise 7 kişi ile görüşebildiklerini, kargoların 2 ayda bir verildiğini aktarmıştır.
KOCAELİ 1 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● G.Z.E. isimli mahpusun gerekçesiz bir şekilde başka bir hapishaneye sürgün edildiği,
● Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü kadın mahpuslardan Z.K., D.T, G.B. ve H.C.’nin Bakanlık talimatı var denilerek tekli hücrelere alındığı, tekli hücre koşullarının insanca yaşama elverişli olmadığı,
● Tekli hücreye alınan mahpuslardan D.T.’nin ameliyat olmasına rağmen tek başına tutulduğu,
● Mahpuslardan M.Ç., M.Ş. ve D.A.’nın infazlarının gerekçesiz olarak 6 ay süreyle ertelendiği,
● İnfazı ertelenen U.Ç’nin kanun yararına bozma başvurusu sonrası verilen bozma kararı sonucunda tahliye edildiği,
● Mahpusların hapishanede yaşanan sorunlara ilişkin hapishane idaresiyle görüşme taleplerinin ya reddedildiği ya da görüşmelerde mahpusa sandalye verilmemesi gibi küçük düşürücü tavırlar sergilenmesi sebebiyle görüşmenin gerçekleştirilemediği,
● Mahpusların yazısal çalışmalarına örgütsel olduğu gerekçesiyle el konulduğu,
● Yemeklerin kötü olduğu, içlerinden zaman zaman kıl çıktığı, protein değerinin düşük olduğu, ekmeklerin çok bayat olduğu, yüksek tansiyon ve Hepatit B hastası R.B. isimli mahpusun hastalığına uygun (hem tuzsuz hem etsiz) yemeklerin çıkmadığı, kantinde istenilen ürünlere erişemedikleri ve ürünlerin pahalı olduğu,
● Pandemide aile görüşünün 10 kişi olarak sınırlandırıldığı ve hala bu sınırlamanın devam ettirildiği,
● Bağlama ve İngilizce kursu için başvuru yaptıklarını ancak MEB tarafından öğretmen gönderilmediği için kursun açılamadığı, kurs ve sosyal etkinliklerin yetersiz olduğu,
● Yatakların çok eski olduğu, mahpuslarda bu nedenle bel fıtığı rahatsızlıklarının oluştuğu, idareye başvuru yapmalarına rağmen yatakların değiştirilmediği,
● Bir buçuk senedir ayda bir kez ped dağıtımı yapıldığı, cinsel sağlığa ve kadın hastalıklarına ilişkin eğitimin yapılmadığı, önleyici sağlık tedbirlerine ulaşamadıkları, testlerin ise yalnızca evli kadın mahpuslara yapıldığı,
● Hastane sevklerinin çok fazla iptal edildiği, doktor randevularında kelepçelerinin açılmadığı, fizik tedavi için hastaneye götürüldükleri Kocaeli Şehir Hastanesinde mahpus koğuşunun uzak olması nedeniyle saatlerce arabada bekletildikleri,
● Hastane randevularında muayene esnasında mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığı, doktorlar tarafından jandarmaya kelepçenin açılmasının söylenmesine rağmen jandarmanın kelepçeyi açmadığı,
● Erkek mahpusların ayda sadece 1 kez 2.5 saat olmak üzere futbol oynamaya çıkarıldığı,
● Televizyonda 30 tane kanal olduğu, bu kanal sayısının diğer hapishanelerden daha az olduğu ve talep edilen kanalların idarece kabul edilmediği,
● Kadın mahpusların talep ettiği şalvarın idarece yasaklı olduğu gerekçesiyle verilmediği,
● Mahpuslardan D.T.’nin bacağında protez bulunduğu, bu nedenle hapishaneye her giriş çıkışında sensörlerin uyarı verdiği, raporu bulunmasına rağmen her seferinde personel aramasına maruz kaldığı, idareyle durumun görüşülmesine rağmen bir sonuç elde edilemediği, aktarımları yapılmıştır.
KOCAELİ 2 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● İnfazı yakılan A.R. isimli mahpusun bir hücre cezasının iptal edildiği ve tahliye olduğu,
● H.Y. isimli mahpusun infazının gerekçesiz olarak 3 ay süreyle ertelendiği,
● Mahpusların odalarının birbirlerine uzak olduğu, bu durumun idarenin bilinçli bir politikası olduğu, konuya ilişkin idareyle yapılan görüşmelerde bir sonuç alınamadığı,
● M.A. isimli mahpusun kendisi tarafından yazılmış olan 2 kitabına el konulduğu,
● Mahpusların hapishanede yaşanan sorunlara ilişkin hapishane idaresiyle görüşme taleplerinin ya reddedildiği ya da görüşmelerde mahpusa sandalye verilmemesi gibi küçük düşürücü tavırlar sergilenmesi sebebiyle görüşmenin gerçekleştirilemediği,
● Koğuşlarda gerçekleştirilen aramalarda mahpusların el yazılı notlarına, defterlerine ve kitaplarına el konulduğu ancak el koymaya ilişkin bir tutanak tutulmayıp, iadelerinin gerçekleştirilmediği,
● Hapishanede dağıtılan yemeklerin çok kötü olduğu, besin değerlerinin çok düşük olduğu, kantinin ise çok pahalı olduğu,
● Hastane randevularında muayene esnasında mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığı, doktorlar tarafından jandarmaya kelepçenin açılmasının söylenmesine rağmen jandarmanın kelepçeyi açmadığı,
● Avukat görüşlerinde mahpuslara verilen evrakların gardiyanlar tarafından ellerinden alındığı ve mektup inceleme komisyonu tarafından incelenip uygun görüldükten sonra mahpusa verildiği,
● Hastane sevklerinin gerçekleştirilmediği bu nedenle hasta mahpusların zamanında tedaviye erişemediği, aktarımları yapılmıştır.
PATNOS L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Mahpuslardan Y.Y., S.İ., M.A., K.Ş., M.K., A.E., Ş.A., E.C., M.A.U., Y.K., M.İ., F.G., ve N.Ç. ile gerçekleştirilen görüşmelerde;
● hapishane yönetimi tarafından sık sık odalarda arama yapılmakta, bu aramalara hapishane savcısının da bizzat katıldığı belirtilmiştir. Son dönemlerde savcının aramalar katılmadığı ,
● Bu aramaların sıklığı ayda iki kez olacak şekilde belirli bir rutine oturtulmuş, arama sırasında tüm eşyalar çıkarılarak mahpuslara zorluk yaşatıldığı,
● Aramalar sırasında insanlık dışı muameleye maruz kalındığı, eşyaların dağıtıldığı, başka mahpusların eşyaları ile karıştığı ve bu nedenle birçok eşyanın kaybolduğu, Son dönemlerde aramaların azaldığı,
● Keyfi aramalar nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuş, ancak dilekçelerin savcılığa ulaşıp ulaşmadığı konusunda bilgi edinilemediği,
● Zaman zaman bir haftayı bulan sıcak su kesintileri yaşandığı ve sıcak suyun düzenli verilmediği,
● hapishanende musluklardan sağlıksız, kirli ve kötü kokulu su aktığı; yapılan şikâyetler sonrası kişi başı günlük 3 litre pet şişede su verilmeye başlandığı, ancak bu miktarın yetersiz olduğu,
● Mart ayında 20 gün sürekli su kesintisi yaşandığı, bu durumun yıllardır devam ettiği, Adalet Bakanlığı’na ve Ağrı Belediyesi’ne yapılan başvuruların henüz sonuçsuz kaldığı,
● Su sıkıntısına bağlı olarak adli koğuşlarda uyuz vakalarının yaşandığı ve karantinaya alınan koğuşların olduğu,
● Koğuşlardan çöplerin üç gün boyunca alınmadığı, gerekçe olarak belediyenin çöp toplama hizmetini yerine getirmemesi gösterildiği, bu nedenle koğuşların çöp koktuğu ve hijyen koşullarının ciddi şekilde bozulduğu,
● Adli mahpuslara tanınan telefon görüşme süresi ve görüntülü görüşme gibi hakların siyasi mahpuslara tanınmadığı,
● Yaklaşık 7 yıldır hiçbir sosyal etkinliğe izin verilmediği, sadece son zamanlarda toplu yapılmayan kursların açıldığı, spora ise haftada iki gün ve koğuşun yarısı olacak şekilde sırayla çıkıldığı, sürenin 45 dakika ile sınırlandığı,
● İç mektupların ya hiç verilmediği ya da çok geç verildiği,
● Gazete ve kitap gibi yayınlardan faydalanmalarının engellendiği, gerekçe olarak bayilikte bulunmadığı şeklinde açıklamalar yapıldığı,
● Kürtçe yazılan ya da gönderilen mektupların ya hiç verilmediği ya da çeviri gerekçesiyle aylarca geciktirildiği ,
● Revir ve hastane taleplerinin karşılanmadığı, revir taleplerinin “hastalık net yazılmamış” gerekçesiyle işleme alınmadığı,
● Ciddi sağlık sorunları bulunan birçok mahpusun taleplerinin görmezden gelindiği,
● Yemeklerin kalitesiz, yetersiz olduğu ve zamanında verilmediği, aktarımları yapılmıştır.
RİZE KALKANDERE L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Haftada bir savcı nezaretinde yapılan koğuş aramalarında odalar dağıtılmakta ve bazı kitaplara gerekçesiz şekilde el konulduğu,
● Mahpuslar, temel ihtiyaçlarını kantinden karşılayamamaktadır çünkü ürün fiyatları fahiş düzeydedir. Bu durum, yaşam hakkının parçası olan insanca yaşam koşullarını ihlal ettiği,
● Normal yolla gönderilen mektupların ailelere ulaşmaması, iadeli taahhütlü gönderimin fiilen zorunlu hale getirilmesi iletişim hakkının engellendiği, Kürtçe yazılmış mektupların çok geç iletildiği,
● Muhalif gazete, kitap ve dergilerin verilmediği
● Kitap kotası olduğu ve muhalif yayınevlerine (örneğin Aram Yayınları) ayrımcılık yapıldığı,
● Kürtçe yayınlara hiçbir şekilde izin verilmediği,
● Muhalif televizyon kanallarının yasaklandığı ve radyonun hiçbir şekilde verilmediği
● Kargolar yalnızca iki ayda bir teslim edilmekte, teslim günü geçtikten sonra gelen kargolar sonraki dağıtıma kadar tutulduğu, gelen mektuplar geciktirildiği,
● Revir yalnızca iki haftada bir açık olduğu ve sürekli doktor değişikliği nedeniyle düzenli sağlık takibi mümkün olmadığı,
● Hastaneye sevkler en erken iki hafta içinde yapıldığı, bazı durumlarda üç ay bekletildiği,
● Mahpuslar hastaneye kelepçeli götürülduğü, kimi zaman muayene esnasında da kelepçeye zorlandığı,
● Nurettin Vural (KOAH), Nurettin Erdemci ve Turgay Ural (diyabet), Mustafa Sevim (kalp) gibi ciddi hastalıkları olan mahpuslara yeterli tıbbi hizmet sağlanmadığı,
● hapishanene yeni gelen mahpuslara çıplak arama yapıldığı, bu uygulamanın insan onuruna aykırı olduğu,
● Erdem Aktı, Umut Savaş Koçyiğit, Mehmet Aydın Söğüt, Gıyasettin Aydın, Necdet Parlak ve Mehmet Şiyar Karadağ adlı mahpusların sürgün edildikleri,
● Murat Şimşek’in hücre cezası gerekçe gösterilerek infazının yakıldığı,
● Mahpuslar ailelerinden çok uzak illerdeki cezaevlerine sevk edildiği, Bu durum, ailelerin maddi imkânsızlıkları, sağlık sorunları ve yaşlılık gibi nedenlerle görüş gerçekleştirememelerine yol açtığı ve mahpusların sosyal tecridine neden olduğu, Bu talepler her defasında somut gerekçe gösterilmeksizin reddedildiği, aktarımları yapılmıştır.
SAKARYA 2 NOLU L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Sakarya 2 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishaneye girişte mahpuslara çıplak arama yapıldığı, B.A. isimli mahpusun itiraz etmesi nedeniyle bu uygulamaya tabi tutulmadığı ancak birçok mahpusa çıplak arama yapıldığı,
● Mahpusların hastaneye sevk edildiklerinde yaklaşık 2 saat kelepçeli olarak bekletildikleri, doktor muayenesinin kelepçeli bir şekilde yapıldığı, M.Y. isimli mahpusa sağ tarafı (başından ayağına doğru) felçli olmasına rağmen jandarma tarafından ek bir kelepçe daha takıldığı böylelikle iki kelepçe takılı halde muayene edildiği, B.Y. isimli mahpusun hastaneye sevk aracından kolundan sertçe tutulup öne atılacak şekilde indirildiği, mahpusun bu kötü muameleye karşı savcılığa şikayette bulunduğu ancak henüz bir sonuç alınamadığı,
● Mahpusların yaşadıkları hak ihlallerine karşı cimer ve tabur komutanlığı da dahil olmak üzere birçok başvuru yoluna gittikleri ancak çoğunlukla başvurularından olumlu ya da olumsuz bir geri dönüş alamadıkları, geri dönüş yapılsa dahi bu dönüşlerin oldukça geç yapıldığı,
● Mahpuslara kimlik taşımamaları ve ibraz etmemeleri gerekçesiyle 2 ay etkinlikten yoksun bırakma şeklindeki disiplin cezası verildiği, mahpusların yaptığı itirazların reddedildiği,
● Hapishanede mahpusların yaşam ortamlarını görecek şekilde kamera takılı olduğu bununla birlikte havalandırmalarında tel örgülerin olduğu,
● Mahpuslara verilen yemeklerin eskiye oranla daha düşük kalitede olduğu,
● M.Y. isimli mahpusun haftalık 10 dakika telefon görüş hakkından yararlanabildiği, diğer mahpusların pandemide yapılmayan görüşlerin telafisi kapsamında ek olarak yaptıkları 10 dakikalık telefon görüşünden M.Y. isimli mahpusun yararlandırılmadığı,
● Hapishanede mahpusların alabilecekleri kitap sayısının 10 ile sınırlandırıldığı, mahpusların kitap ve dergi gibi yazılı materyallere erişimde genel olarak sıkıntı yaşadıkları, özellikle Kürdistan tarihi ile ilgili talep ettikleri kitapların hakkında yasaklama ya da toplatılma kararı olmamasına rağmen idarece kendilerine verilmediği,
● Mahpuslara kargo ile gönderilen hiçbir dergi ve süreli yayının kabul edilmediği yalnızca idare üzerinde yapılan aboneliklerle satın alınan yayınların kabul edildiği, yine hiçbir Kürtçe kitap ve süreli yayının mahpuslara verilmediği,
● Mahpusların haftalık 1 saat ile sınırlı olacak şekilde kapalı spor salonu ve açık hava olanaklarından faydalandırıldıkları, bunun dışında mahpusların kurs ve atölye olanaklarından faylanamadıkları,
● Mahpusların hapishane revirine çıkma konusunda bir sorun yaşamadıkları ancak hapishane revirindeki doktorun ilgisiz ve ayrımcı bir tavır sergilediği,
● C.T. isimli mahpusun hastanede doktor beklerken 6 saat boyunca bir banka kelepçelenerek bekletildiği,
● F.Y. isimli mahpusun gözünde batma hissi ve kızarıklık olduğu, mahpusun hastaneye sevk talebinde bulunduğu ancak 6 aydır hastaneye sevk edilmediği,
● Mahpusların 3 kişilik koğuşta 8 kişi olarak kaldıkları, bu durumun düzeltilmesi için idareyle birçok kez görüşme gerçekleştirdikleri ancak taleplerinin kabul edilmediği,
● Mahpusların açık ve kapalı görüşlerinin 45 dakika ile sınırlandırıldığı, mektupların haftada bir kargoların ise iki haftada bir olacak şekilde mahpuslara verildiği,
● Mahpusların hastaneye sevklerin 4-5 ayı bulan gecikmelerle yapıldığı, mahpuslar tarafından idareyle görüşme yapıldığında ise bu gecikmeye jandarmanın personel bulundurmaması veya başka görevlendirmede olmasının sebep gösterildiği, aktarımları yapılmıştır.
SİNCAN 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Y.C. isimli mahpus; bir gözünde %90 aşan bir görme sorunu olduğunu, zaman geçtikçe bu sorunun diğer gözüne de yansıdığını, yurtdışından getirilen bir ilaç ile göz anjiyosu olduğunu ancak yeni bir ilaç ile tedavinin devam etmesi gerektiğini, bu ilacın şu anki piyasa değerinin 2.000 dolar civarında olduğunu, SGK’nın ilacı karşılaması gerektiğini, bu nedenle Sağlık Bakanlığı ile yazışmalarının olduğunu, bu yazışmaların devam ettiğini henüz sonuçlanmadığını, 2024 Temmuz ayında Elazığ’dan buraya tedavi için getirildiğini ancak şimdiye kadar sadece iki kere hastaneye gittiğini, hapishane pencerelerine yeni tellerin takıldığını bu nedenle tekrar eylem yapıldığını, kapıya vurma eylemleri nedeni ile haklarında disiplin soruşturması açıldığını ve 1 günlük hücreye koyma cezası verildiğini,
● V.S. isimli mahpus; hapishanende 26. senesi olduğunu, kemik erimesi hastalığı nedeniyle doktorun güneş görmesi gerektiğini söylediğini, ancak hapishane koşulları sebebiyle mümkün olmadığını ve bu sebeple hastalığının ilerlediğini, bulaşık deterjanı kaynaklı ellerinde ciddi alerjik reaksiyonlar yaşadığını, kurum doktorunun görüşü ve hastaneye sevki sonrası eldiven temin edebildiğini, ancak idare tarafından eldivenleri “amaç dışı kullandıkları” gerekçesiyle eldivene el konulduğunu, odalardaki kafes telinin güneş ve hava geçirmediğini, merkezi bir kararla tüm YGC’lerde bunun gerçekleştirildiğini, atölyelerin haftada bir gün iki saat açıldığını, fakat herhangi bir alet, ekipman vs. yer almadığını, haftada bir saat spora çıkarıldıklarını, günde bir buçuk saat havalandırmaya çıktıklarını, Şubat ayının son haftasından önce odalara ikinci tel takılması, aynı suç grubundan mahpuslar ile beraber kalamama vb. şeklinde uygulamaları ve hapishane koşullarını protesto etmek amacıyla dilekçeler yazma, atölyeye çıkmama, yemek almama, ses çıkarma gibi eylemler yapıldığını, eylemlere katılmadığı halde hakkında disiplin soruşturması açılanlar olduğunu,
● Y.K. isimli mahpus; SSR hastası olduğunu, 9 ay önce Elazığ hapishane’nden tedavi amacıyla bu hapishanene getirildiğini, 9 ay boyunca sadece iki kere hastaneye götürüldüğünü, tedavisi için yurt dışından ithal edilecek ilaçlara ihtiyacı olduğunu, gerekli olan ilk ilacın kendisi Sincan’a getirildikten 5 ay sonra temin edildiğini, tedavisinin yeni bir aşaması için iki aydır yurt dışından getirilecek bir ilaç beklediğini, bu süreçte kontroller için hastaneye götürülmediğini, bu durumu hapishane idaresine sorduğunda “ilaç daha gelmediği için hastaneye götürülmesi gerekmediği” gerekçesinin iletildiğini, ilacın akıbeti hakkında soru sorduğunda sadece “Sağlık Bakanlığı ile yazışmalarını devam ettiğini, yazışmaların sonucunda Eczacılar Birliği’nden ilacın temin edileceği” cevabının verildiğini, sağ gözünde %90 görme kaybı olduğunu, sol gözünde de bu hastalığın etkisini göstermeye başladığını, okurken zorlandığını, hapishane koşullarının hastalığını tetiklediğini, hakkında son bir ay içerisinde eylemlere katılmadığı halde 5 ayrı disiplin soruşturması açıldığını,
● U.K. isimli mahpus; tutuklu olduğu halde YGC’ye nakledilerek ağırlaştırılmış müebbet koşulları altında tutulduğunu, aynı dosyadan tutuklu kişilerle beraber kalmak için idareye başvurduğunu, ancak tecridin devam ettiğini,
● H.A. isimli mahpus; 11 yıldır hapishanede olduğunu, 17 yıldır diyaliz hastası olduğunu ve haftanın 3 günü kampüs hastahanesinde diyalize götürüldüğünü, tekerlekli sandalye kullandığını, nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü hastalıklarının bulunduğunu, Erzurum Hapishanesinden 10 gün önce sürgün geldiğini, getirilirken hiçbir eşyasının verilmediğini, sadece ilaçlarını ve içme suyunu alabildiğini, eşyalarını sonra göndereceklerini söylediklerini ancak henüz gelmediğini, sağlık raporlarını da göndermedikleri için diyet yemek alamadığını, iki kulağının çok az işittiğini, cihazlarının bozuk olduğunu, ayaklarının altında devamlı yanma hissi olduğunu, kolunu ve parmaklarını daha önce kaldığı hapishanede kırdıklarını, 15 gün önce İstanbul’a ATK’ye götürüldüğünü, raporun olumsuz geleceğini düşündüğünü çünkü kendisiyle ilgilenilmediğini, Erzurum’da tedavi için hastaneye götürüldüğünde kelepçe ile yatağa bağladıklarını, bunu kabul etmemesi üzerine tedaviye devam edemediğini aktarmıştır.
SİNCAN 2 NO’LU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● H.B. isimli mahpus; üst üste ondan fazla kez hastane sevkinin jandarma personeli yokluğu sebebiyle iptal edildiğini, mahpus C.Y.’nin yine 4-5 defa sevkinin aynı gerekçeyle iptal edildiğini, pencerelerdeki havasızlıktan dolayı kafes telini kesmeleri sebebiyle C.Y. ve İ.Y.’ye hapis cezası verildiğini;
● M.N.Ö., kendisine fıtık hastalığı sebebiyle uzun çek pas reçete edildiğini, yan koğuşundaki arkadaşına verdiği gerekçesiyle hem çek pasına el konulduğunu, hem disiplin cezası verildiğini hem de adli soruşturma başlatıldığını,
● S.Y., 16 Aralık 2024 tarihinden beri 4 gün üst üste geceden hazırlandığını, hastaneye götüreceklerini söylediklerini ancak jandarma yokluğu gerekçesiyle götürülmediğini, normalde 30 Aralık tarihinde gözden ameliyat olması gerektiğini, ancak ameliyat öncesi işlemlerinin bu sebeple yapılamadığını, keyfi muamelelerle karşılaştıklarını, spor haklarının bulunmadığını, açık spor alanında kuş pisliğinden hiçbir şey yapılamadığını, yemeklerin gittikçe kötüleştiğini ve yenilemeyecek yağların kullanıldığını, bir diğer görüşmede ise 4 Mart günü ağzından kan geldiğini, tahlil ve diğer tetkikler için kampüs hastanesine gittiğinde muayene sırasında da kan geldiğini, acil ambulans ile hastaneye sevk edildiğini, 24 saat gözlem altında tutulduğunu, daha önce endoskopi olduğunu, safra kesesinin patladığını, yaşanan sorun sebebiyle yeniden endoskopi yapılmadığını, bu gözlem sonrasında ilaç verildiğini, ancak teşhisin ne olduğunun kendisine söylenmediğini belirtmiştir.
● İ.Y. isimli mahpus; 14 yıldır hapishanende olduğunu, 3 yıl önce Kırıkkale F Tipi hapishanesinden sürgün geldiğini, Kırıkkale’de iken ağır işkence gördüğünü, bu nedenle sağ kulağında duyu kaybının olduğunu, hapishane idaresinin sürekli olarak keyfi gerekçelerle disiplin cezası verdiğini (ayakkabı araması yapıldığı sırada ayağından terliğin düşmesi, 5 litrelik şaşalları keserek çamaşır askısı yapmaları, kırık sandalyeleri onarmak adına ayaklarına tel bağlanması vs. gibi gerekçeler), hak ihlallerine ilişkin İnsan Hakları Derneği’ne yazdıkları mektuplara “hapishaneni itham ettikleri” gerekçesiyle el konulduğunu,
● S.G. isimli mahpus; ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olarak 33 yıldır içeride olduğunu, 2005’ten bu yana tek kişilik hücrede kaldığını, kalp rahatsızlığı, bel ve boyun fıtığı, diyabet, eklem romatizması, kronik migren ve mide hastalığının bulunduğunu, belirli aralıklarla infaz tehirinin incelenmesi için doktora götürüldüğünü, yakın zamanda kulak ve fizik bölümlerine bu amaçla sevkinin yapıldığını, hasta dosyasını talep etmesine rağmen hapishanenin vermediğini, hastaneye sevklerin son dakika iptal edildiğini, açık görüş günlerinin olduğu haftalarda sohbet ve spora çıkarılmadıklarını, ayrıca kafes teli diye tabir ettikleri tellerin yeniden takıldığını,
● R.T.Ö. isimli mahpus; sohbet ve spor faaliyetinin 10 kişiyle haftada 10 saat yapılması gerekirken 6 kişilik ve aynı koridorda bulundukları mahpuslarla haftada 1-1.5 saat yaptırıldığını, kurs ve atölyelerin olmadığını, yemeklerin miktarının az olduğunu, üst ve alt katta adli ve cemaat yargılamasından tutuklu mahpusların kaldığını, bunun kendileri için güvenlik sorunu olduğunu,
● H.A. isimli mahpus; odalarda bulunan camlardaki büyük tellerin üzerine kafes tellerinin tekrar takıldığını, bu kafes tellerin yaşam imkanını zorlaştırdı için mahpuslar tarafından kesildiğini, bunun üzerine disiplin soruşturması açıldığını, bu disiplin soruşturmasında hücre cezası verildiğini, ancak bu disiplin cezasının dışında keyfi olarak çekpasların toplandığını, sohbet ve spor haklarının iptal edildiğini, tırnak makasının bile toplandığını, ayrıca artık depoda belirli sayıda kitap bulundurulabileceğine ilişkin karar verildiğini, bu durumun onlar için kabul edilebilir bir karar olmadığını, bu kararın daha önce infaz hakimliğince iptal edilmesine rağmen tekrar alındığını,
● H.B. isimli mahpus bir diğer görüşmede; çekpasların ellerinden alınmasının ciddi temizlik sorunu yarattığını, sevk sorunlarının çözülmediğini, 2.5 yıla yakındır MR çektiremediğini, fizyoterapiye onlarca sevkinin gerçekleştiğini fakat hepsinin iptal edildiğini, 1.5 yıldır implant tedavisi beklediğini, iptal edildiğini, başka suçlardan ceza alanlarla aynı ünitede kalmalarının çok sakıncalı olduğunu, daha önce kendilerine siyasi sebeplerle hakaret eden mahpusun yine üst taraflarına getirildiğini, bu kişinin daha önce hakaret ve küfürleri sebebiyle birçok mahpusun ceza almasına sebep olduğunu, şimdi yine üst katlarına getirilmesinin sıkıntılı olduğunu,
● T.Ç., M.İ. isimli mahpuslar; demir parmaklıkların önüne konumlandırılmış ve oldukça sık örülmüş fens tellerinin, odalarının ışık ve hava almasını engellediğini, ayrıca sağlık durumlarını ciddi şekilde etkilediğini, çok defa hapishane müdürü ile görüşmek istediklerini ama kurum idaresinin görüşme taleplerini kabul etmediğini, bunun üzerine mahpusların sağlık koşulları kötüleşmesin diye fens tellerini söktüklerini,
● S.D. isimli mahpus; 1999 yılından beri hapishanende olduğunu, aynı suçtan kalan mahpuslarla bir arada kalamadıklarını, örgütlü suçtan hüküm giymiş olmalarının buna gerekçe yapıldığını; ancak başka örgütlü suçlardan ceza alan kişilerin aynı blokta ve art arda gelecek şekilde üç katta ya da iki katta kalabildiklerini, bu talebin sadece bir sosyal ilişki olarak değil aynı zamanda güvenlik açısından da değerlendirilmesi gerektiğini, kafes teli diye tabir ettikleri tellerin tekrar takıldığını, atölyeye 3 yıldır çıkarılmadıklarını, idarenin insani olan taleplerini görmezden geldiğini ve herkese hücre cezası verdiğini,
● B.A. isimli mahpus; astım, reflü, bel fıtığı ve dizde çapraz bağ yırtılması gibi sağlık sorunları bulunduğunu, hastaneye yaklaşık 1 yıl önce çapraz bağları için muayene olmak maksadı ile gittiğinde kendisinin ameliyat edileceği ifade edilmişse de geçen 1 yıllık süre zarfında hastaneye sevki sağlanmadığını, hapishanende devam eden eylemler dolayısıyla tırnak makası, çekpas gibi çok kullandıkları eşyaların toplatıldığını, hücre cezalarının keyfi olarak verildiğini, depolarda bulunan kitapların 60 gün içerisinde hapishanenden gönderilmesi şeklindeki karar ile mağdur edildiklerini aktarmıştır.
SİNCAN 1 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● F.Y. isimli mahpus; 30 Ocak 2025 günü arama adı altında infaz memurlarının odayı ve tüm eşyalarını dağıttıklarını, provakatif bir biçimde yapılan arama hakkında şikayette bulunduklarını, bu hapishanende musluk suyu içilebilir olmadığından kantinden satın almak durumunda kaldıklarını, kantin fiyatları pahalı olduğundan zorlandıklarını ifade etmiş, yine hastane sevklerinde randevu ve diğer sorunların devam ettiğini,
● M.B. isimli mahpus; bu hapishanende geldiğinden bu yana tekli odada tutulduğunu, diğer mahpuslarla sohbet, spor vb. Faaliyetlere katılamadığını, tam tecrit altında olduğunu, kütüphaneye bile tek çıkarılarak kimseyle temasına izin verilmediğini, aldığı disiplin cezası nedeniyle telefon yasağının sürdüğünü, yakın odada bulunan aynı koşullarda tutulan T. Ö. ile aynı havalandırmaya çıkma taleplerinin de yerine getirilmediğini, ziyaret ve telefon hakkına ilişkin pandemi telafileri yapılması gerekirken yapılmadığını, idareye bu konuda yaptıkları başvurulardan sonuç alamadıklarını, mektupların çok geç ulaştığını veya ulaşmadığını, mektupların komisyonca büyük kısmı karartılmış halde verildiğini, abone oldukları Demokratik Modernite dergisine gerekçesiz el konulduğunu, Yeni Yaşam, Evrensel gibi gazetelerin verilmediğini aktarmıştır.
SİNCAN KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● S.T. isimli mahpus; N. isimli mahpusun geçen gün bayıldığını, acile kaldırdıklarını, hastalığının ne olduğunun teşhis edilebilmesi için uzun süredir sevk beklediğini ancak sevklerin sürekli jandarma yokluğu gerekçesiyle ertelendiğini,
● N.Y., Z.U., S.D., Ş.A. adlı mahpusların daha önce kaldıkları koğuştan çıkarılıp başka bir koğuşa götürüldüğünü, bu koğuşun nemli ve rutubetli olduğunu, S.D. ve N.Y.’nin rutubetten dolayı zorlandığını, ikisinin de astımının olduğunu, kendisinin de omurga çıkıklığı bulunduğunu ve rutubetin hastalığına zarar verdiğini, bunu hapishane idaresine aktarmalarına rağmen herhangi bir karşılık bulmadıklarını,
● Z.Y. isimli mahpus; 1.5 yıldır meme ultrasonu beklediğini, hastane sevkinin sürekli iptal edildiğini, M. adlı mahpusun da yazdan beri rahmindeki miyomlar için sevk beklediğini, ölümcül olmadığı müddetçe sevklerin yapılmadığını, ayrıca kendisinin numarası büyüdüğü için gözlük almasının gerektiğini, hapishanende firmayla ilgili sorun olduğu için bunu temin etmediklerini, gözlüğü dışardan alma isteğinin de karşılanmadığını,
● Z.B. isimli mahpus; hastane sevklerindeki engelin halen devam ettiğini, hapishane idaresinin bu sorunu çözme iradesi göstermediğini, bu sebeple Savcı ile görüşme talebinde bulunduklarını, ancak bu talebin de karşılanmadığını, hapishane idaresinin her talebe “istiyorsanız suç duyurusunda bulunun” diye cevap verdiğini, ancak yapılan bütün suç duyurularının sonuçsuz kaldığını, ayrıca odalarında hasta biri olduğunda butona bastıklarında gelen personelin “öğlene kadar beklesin” deyip gittiğini, buna karşılık “bir şey olursa sorumlusu sizsiniz” dedikleri için haklarında tutanak tutulduğunu, pandemi dönemi için verilen telafi görüş haklarının hakkıyla kullandırılmadığını, kendilerinden kaynaklanmayan sebeple kapanan telefon aramalarında daha 1 dakika dahi dolmamışken “hakkınız bitti” denerek 10 dakikalık görüşmenin tamamının kullanılmış olarak sayıldığını, 1-2 ay içerisinde mektup ücretlerinin 2 defa arttığını, 1 taahhütlü postayı 100 liraya gönderdiklerini, bunların da haberleşme özgürlüğünü kısıtladığını aktarmıştır.
SİVEREK T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Siverek T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
A.T. Personeller tarafından hakaret ve tehdit dilinin bir rutine dönüştüğünü, tv kanallarından istediklerini vermediklerini, gazetelerden de istediklerini vermediklerini beyan etmiştir.
● A.Ö., kendisinin tekli hücrede kaldığını, personellerin dönem dönem düşman gibi davrandıklarını, birçok sağlık probleminin olduğunu aktarmıştır.
● A.Ç., personellerin düşmanca davrandığını, mahpusların telefon haklarını kullanmak istediklerinde personel tarafından hakaretlere uğradıklarını, K.S. İsimli mahpusun arkadaşına selam verdiği için hakarete uğradığını ve tutanak tutulduğunu, 1 ay spor faaliyetlerinden yasaklandığını beyan etmiştir.
● M.Ö., koğuşta 16 ranza bulunduğunu ancak koğuşta kalan kişi sayısının 34 olduğunu, koğuşta adım atacak yer kalmadığını, yemeklerini dahi sıraylayediklerini, tuvalet banyo ihtiyaçlarını da aynı şekilde giderdikleri aktarımları yapılmıştır.
SULUCA 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Suluca Nolu Yüksek Güvenlikli Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Mahpusların tekli hücre tipi odalarda infazlarının gerçekleştirildiği, odalarının büyüklüğünün mutfak banyo dahil olarak yaklaşık olarak 8*5 adım ve penceresinin yaklaşık 30*40 cm olduğu, pencerenin sık tellerle örülü olduğu ve duvara baktığı, bu durumun hava dolaşımı ve yeterli gün ışığı alımını engellediği,
● Mahpusların günün 23 saatlerini hücre tipi odalarında tek başlarına geçirdikleri, gündüz yalnızca 1 saat ve aynı koridorda bulunan sayıları 4-6 arasında değişen aynı mahpuslarla birlikte havalandırmaya çıktıkları,diğer koridor ya da blokta bulunan aynı suç grubuna mensup farklı mahpuslarla bir araya getirilmedikleri,
● Hapishanede 3 kişilik odalar bulunmasına rağmen herkesin tekli odada kalmaya zorlandığı ve 3’lü odaya geçme taleplerinin gerekçesiz şekildesürekli reddedildiği,
● Sevkle gelen mahpusların eşyalarının hepsinin verilmediği ve bu sebeple birçok eşya için yeniden alışveriş yapmak zorunda kaldıkları,
● Mahpusların yanlarında bulundurabilecekleri kitap sayısının 15 olduğu ve 3 tanesini idarenin kütüphanesinden alabildikleri, bir mahpusun odasında en fazla beş sayı gazete bulundurabildiği,
● Haftada 1 saat spor 1 saat de atölyeye çıktıkları, ancak atölye saatlerinde hiçbir faaliyet olmadığı, açılan kurslara kendilerini yazdırsalar da kendilerinin faydalandırılmadığı ya da idare kendilerine sayı sınırı ya da halk eğitimin personel eksikliğinin olduğunu gibi bahanelerin sunulduğu,
● Hastaneye gidiş gelişlerde mahpuslara ağız içi arama uygulamasının dayatıldığı, bu muameleyi kabul etmeyen mahpusların hastaneye gidişlerinin engellendiği ve sağlığa erişim haklarının ihlal edildiği, üstelik mahpuslar hakkında ‘’aramaya karşı çıktı’’ şeklinde tutanaklar tutularak disiplin soruşturmalarının başlatıldığı, hastaneye gitmek isteyen mahpusların ise sevklerinin 4-5 ay geciktirildiği, sevkleri gerçekleştirilen mahpusların ise bu kez de saatlerce ring araçlarında sağlıksız koşullarda bekletildikleri,
● Her hafta oda aramasının ve genel aramanın yapıldığını,
● Haftalık on dk telefon görüş hakkını kullanabildikleri,
● Mahpuslara verilen yemeklerin besin değerinin düşük ve kalitesiz olduğu; ayrıca porsiyonlarının yetersiz olduğu,
● Mahpusların aynı hapishanede bulunan diğer mahpuslarla haberleşmelerinin engellendiği,
● Mahpuslara ailelerinden gelen kargoların gerekçesiz bir şekilde verilmediği, bekletildiği veya gecikmeli olarak verildiği,
● Mahpusların hapishane idaresine gönderdikleri dilekçelere cevap verilmediği, bu nedenle sorunlara çözüm bulunulamadığı, aktarımları yapılmıştır.
SUNGURLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Sungurlu Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Ayda iki defa kullandırılan spor hakları dışında hiçbir şekilde etkinlik, atölye, kurs vs. açılmadığı, sohbet yaptırılmadığı, yeni müdür geldiğinden beri müdür görüşmelerinin eskiye kıyasla geç yapıldığı, pandemi görüş telafilerinin sağlanmadığı, telefon görüşmelerinin haftada bir 10 dakika ve açık görüşlerin ayda bir 45 dakika devam ettirildiği, hastane sevklerinin geciktirildiği, diş randevularının 6-8 ayı bulabildiği, Sungurlu, Çorum ve Kırıkkale Devlet Hastanelerinde kelepçeli muayene yapıldığı, V.B. isimli mahpusun hastane sevkinde hapishane çıkışında jandarma tarafında üstü soyularak arama yapılmak istenildiği ve bu nedenle hastaneye götürülmediği, C.G. isimli mahpusun şartlı tahliye tarihi gelmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulunca taraflı koğuşta kaldığı gerekçesiyle 1 yıl uzatıldığı, müebbet hükümlüsü S.G. ve V.B. isimli mahpusların hücre cezaları sebebiyle infazının yakıldığı aktarımı yapılmıştır.
ŞANLIURFA 1 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Şanlıurfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Urfa 1 Nolu Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslar ile yapılan görüşmeler sonucunda daha önceki dönem belirtilen birçok sorunun varlığını hala koruduğunu, sorunların çözümden uzak olduğunu belirtmişlerdir. Mahpusların yaşam koşullarının çok zorlaştırıldığı ve birçok sorunun bulunduğu belirtilmiş, başlıca problemleri aktarmışlardır.
● Yemeklerin yetersiz olduğu ve yeterince beslenemedikleri için çoğu zaman aç kaldıklarını aktarmışlardır. Yemeklerin koğuştaki kişilere yetmediğini ve yemeklerin tadının çok kötü olduğunu beyan etmişlerdir.
● Yemeklerde yağ oranı ayarlanamadığından dolayı, kalp hastalığı, kolestrol rahatsızlığı ve yediği yemeğe dikkat etmesi gereken hasta mahpuslar tarafından bu yemeklere muhtaç kalındığı belirtilmiştir. Zaman zaman bu yemekler dolayısıyla mahpuslar kötülenmektedir.
● Yemeklerin kötü olması ve kalori açısından düşük olması nedeniyle bağışıklıklarının zayıfladığı için kantinden vitamin desteği almak zorunda olduklarını belirtmişlerdir.
● Hasta mahpusların fazla olduğunu belirtilmiş ancak ceza evi doktorunun hapishane doktorunun 6 aydır bulunmadığını aktarmışlardır. Haftada 1 gün olarak revire gelen doktorların ise kimi zaman gelmediği revire uzun süreler gidemediklerini belirtmişlerdir.
● Mahpusların hastaneye gidiş sırasında çektiği birçok zorluk sırasında kelepçelerinin hiçbir şekilde çözülmediğini beyan etmişlerdir. Mahpusların kelepçeleri doktor önüne çıktığı sırada da çözülmemektedir.
● Hastane sevkleri rutine bağlanmamış, ne zaman gidileceği belirli olmayan bir şekilde yürütülmektedir. Hasta mahpusların bu uygulama sonucunda hastalıkları daha da artmaktadır.
● Erkek mahpusların koğuşlarında kalan kişi sayısı koğuşun normal olarak kaldırabileceği mevcut sayısının çok üzerindedir. Zaman zaman koğuşta kalan kişi sayısının 28 kişiye kadar çıktığı belirtilmiştir.
● Mahpuslar, hapishanende yaşadıkları sorunları idareye dilekçe yoluyla çözümlemeye çalışılmasına rağmen; yazdıkları dilekçelerin cevapsız bırakıldığını ve çoğunlukla yazdıkları dilekçelerin yerine ulaşmadığını belirtmişlerdir.
● hapishane yükümlülüğünde bulundan hijyen koşullarının sağlanmadığını aktarmışlardır. hapishane idaresi tarafından sağlanmayan hijyen için kantinde malzeme almak zorunda kaldıklarını aktarmışlardır. kantindeki temizlik malzemelerin yüksek fiyatlı olduğu için hijyen sorunlarının çözülemediğini aktarmışlardır.
● hapishane idaresi tarafından koğuşlarda ilaçlama yapılmamaktadır. Bu nedenle koğuşlarda böcekler gezmeye başlamış. Yine aynı şekilde fareler ara ara çıkmaktadır.
● Sosyal etkinliklere spor dışında çıkamadıklarını, sporun da diğer koğuşlar ile ortak olmadığı, sosyalleşmeye izin verilmediğini, ara ara spor faaliyetlerinin dahi engellendiğini, diğer sosyal/kültürel haklarından faydalanamadıklarını, hobi için talep ettikleri kursların açılmadığını ve ekonomik olarak çok zorlandıklarını aktarmışlardır.
● Personel ve idare tarafından mevzuattaki lehe olan hiçbir hükme riayet edilmediği belirtilmiştir. Bunların en başında ise havalandırma kapısının açılıp kapatılması gelmektedir. Güneşin doğuşuyla açılıp batışıyla kapatılması gereken kapılar geç açılıp erken kapatılmaktadır.
● Görüş saatlerine ilişkin bir keyfilik bulunmakta, diğer mahpusların açık görüş saati 90 dakikaya çıkarılmışken özellikle siyasi mahpuslarda önceki açık görüş saatleri düşürülmüştür.
● hapishane idaresi tarafından genel olarak psikolojik şiddete maruz kaldıklarını aktarmışlardır. İnfaz koruma memurlarının provoke edici davranışlarda bulunduklarını beyan etmişleridir. Haftalık koğuş araması dışında keyfi koğuş aramaların sistematik hale geldiğini ve aramalar sırasında zaruri eşyaların bile alındığını, kantinde satılan eşyaların yasaklı eşya olarak alındığını ve bu eşyalar nedeniyle disiplin cezası yediklerini beyan etmişlerdir. Bu aramaların sıklığı ve keyfiliğinin kötü muameleye dönüştüğünü aktarmışlardır.
● Görüşme yapılan mahpuslar; istedikleri gazete ve dergilerin verilmediği için iletişim haklarının ihlal edildiğini söylemişlerdir.
● hapishane idaresince ihtiyaçlarının karşılanmadığını, kantinde satılan her şeyin çok pahalı olduğu hapishanende genel olarak ekonomik koşuları açısından zorlandıklarını, aktarmışlarıdır.
● Siyasi mahpusların infazların yakılmasını idare tarafından kronik hale getirildiği aktarılmıştır. İdari Gözlem Kurulunda mahpuslara PKK üzerinden sorularla düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlandıkları aktarımı yapılmıştır.
ŞANLIURFA 2 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Şanlıurfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● S.B., mahpusların tedavilerinin ağır aksak ilerlediğini, hastane sevklerinin geciktiğinin ve birçok defa kelepçeli muayeneye maruz kaldıklarını belirtmiştir.
● hapishane demirbaşlarının bozulması halinde tamiratının çok uzun sürdüğünü ve tamirat giderleri ise mahpuslardan alınmaktadır. Ş.M., tarafından aktarılan bilgide Çamaşır makinesinin 2 haftadır bozuk olduğunu henüz tamir yapılmadığı beyan edilmiştir.
● Ö.G., 2016 yılında açık kalp ameliyatı geçirdiğini, 2024 yılında belinden ameliyat olduğunu ve 6 adet platin takıldığını, 1 sefer anjiyo olduğunu, kolestrol ve şeker hastalıklarının olduğunu ve yüksek tansiyonu olduğunu hapishanende kaldığı süreç içerisinde sık sık burnunun kanadığını tedavisinin rutin ilerlememesi nedeniyle hastalıklarının arttığını beyan etmiştir.
● İ.H.T., kendisinin hapishane İdare ve Gözlem Kurulu'nun "iyi halli olmadığı" yönünde hazırladığı rapor gerekçesiyle 5. Kez infazının ertelendiğini beyan etmiştir. Yine kendisi gibi 2 kişinin daha infazlarının ertelendiğini, birinin 15 ay birinin ise 6 ay ertelendiğini beyan etmiştir. En büyük sorunların İdare ve gözlem kurulları tarafından çıkarıldığını da ifade etmiştir.
● İ.H.T., kendisinin bel fıtığının, kalp rahatsızlığı olduğunun ve yüksek tansiyonunun bulunduğunu beyan etmiş, koğuşta birçok hasta arkadaşlarının da bulunduğunu ve tedavi süreçlerinin ilerlemediğini belirtmiştir.
● R.B., denetimli serbestliğe ayrılmak için veya benzeri tarzda yazdıkları dilekçelerin yerine ulaşmadığını ulaştığında da değerlendirmeye tabi tutulmadığını, idare tarafından kendilerine sürekli olarak psikolojik baskı uygulandığını beyan etmiştir.
● N.K., koğuşta bulunan 1-2 kişinin akli dengesinin yerinde olmadığını, sürekli olarak koğuşta sorun çıkardıklarını beyan etmiştir.
● F.C., kalp hastası olduğunu, bu nedenle yemekleri yağsız yemesi gerektiğini ancak çıkan yemekleri seçme şansları olmadığını, hastalık gözetmeksizin tüm yemeklerin aynı olduğunu bu nedenle de yemekleri yemek zorunda olduğunu beyan etmiştir. Yine ilaçlarının zamanında gelmediğini araya süre girdiğini aktarmıştır.
● Ö.A., kıyafetlerde keyfilik uygulandığını, şalvar, yöresel kıyafetlerinin ve amedspor formalarının verilmediğini beyan etmiştir. Yine uzun zamandır diş hastalıklarından dolayı sevk yapılmadığını aktarmıştır.
● K.D., iletişim sorunları yaşamakta olduğunu, kekeme hastası olduğunu, tüm mahpusların telefon haklarının 60 dakika olduğunu ancak siyasi mahpusların 10 dakika olduğunu beyan etmiştir. K.D.'nin özel durumu hapishane tarafından gözetilmemektedir.
● A.B., diş problemlerinin çözülmediği, hastane sevklerinin yapılmadığı, rutin devam etmediğini, acil sağlık problemlerinde hastane sevklerinin çok geç sürdüğünü, 1-2 saatten fazla bekleyebildiklerini ve bunun da ciddi problemlere yol açacağını aktarmıştır.
TEKİRDAĞ 1 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishaneden hastane, adliye gibi kurumlara yapılan sevkler esnasında kaçma şüphesi gerekçesiyle kelepçe kullanıldığı ve mahpusların tekli ring araçlarına bindirildikleri,
● Hapishane mimarisinin mahpusların hücrelerinin güneş alamayacağı ve yeterince havalandırılamayacağı şekilde dizayn edildiği, hücrelerin yeterince temizlenmediği, ayrıca hücrelerde kamera bulunduğu,
● Hijyen ve temizlik malzemelerinin hapishane idaresi tarafından verilmediği ve kantinden satın alındığı, fiyatların fahiş olduğu, hücrelerin ve diğer bölmelerin yeterince temizlenmediği,
● İdare tarafından verilen yemeklerin kalitesinin çok düşük olduğu, verilen yemeklerin hijyenik olmadığı, talep edildiği takdirde diyet yemeklerin verilmediği, üç kişiye verildiği söylenen bir öğünün sadece bir kişiyi doyurabildiği, kahvaltıların ise piknik adı verilen küçük paket ürünlerle sınırlı olduğu, kantin fiyatlarının çok pahalı olduğu, mahpusların istediği her ürünün kantinde bulunmadığı,
● Mahpusların yeterli temizlik malzemesi desteği alamadıkları ve temizlik ürünlerini kantinden almak zorunda kaldıkları,
● F. Ç., B. K., S. A. isimli mahpusların hasta mahpuslar olduğu, sağlık durumlarının hapishane koşullarında tutulmaya elverişli olmadığı,
● Hastaneye sevklerin asker tarafından geç yapıldığı, mahpusların diş tedavilerine erişemediği, diş çekimi için 1 yıldır sevk bekleyen mahpusların bulunduğu(İ.Y. isimli mahpus); bazı mahpusların 8-9 aydır hastaneye götürülmediği, doktorların üstünkörü ve ilgisiz muayene ettiği, bazı doktorların kelepçeli muayene dayattıkları, revirin haftada bir çalıştığı, revir doktoru tarafından tahlil sonuçlarının geç incelendiği ve bu nedenle teşhislerin geç konulduğu, ilaçların ya geç verildiği ya da muadilinin verildiği,
● Mahpusların göndermek istedikleri mektuplarda tek zarfa tek mektup konulması zorunluluğu getirildiği, bu şekildeki aynı zarfta birden fazla mektubun gönderilmediği,
● Mahpusların bulunduğu hücrede kitap bulundurma hakkının 20 kitap ile sınırlandırıldığı, fazla kitaplara el konulduğu, Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel gazetelerinin verilmediği, Kürtçe yayınlara ilişkin taleplerin ise cevapsız bırakıldığı,
● Mahpusların haftada bir kere spora çıkartıldığı, açık spor sahasına sadece aynı hücredekilerle çıkartıldıkları,
● Resim ve saz kursu gibi ortak alan faaliyetlerinin devam ettiği, ancak sadece aynı odadakilerle bu faaliyetlere çıkartıldıkları, kurs malzemelerinin ise çok pahalı olduğu,
● Mahpusların tahliyesini erteleyen idare ve gözlem kurulu kararına karşı yapılan şikayet ve itirazlardan sonuç alınamadığı,
● B.Y. isimli mahpusun gözlerinde %65 oranında görme engeli bulunmasına rağmen kendisi için risk oluşturan merdivenli hapishanede tutulduğu, sesli kitap talebinde bulunduğu ancak idarenin buna ilişkin herhangi bir işlem yapmadığı,
● Hapishanede mahpusların kullandıkları ortak alanı görecek şekilde yerleştirilen kamera uygulamasının bulunduğu,
● İdare ve Gözlem Kurulu tarafından verilen infaz erteleme kararlarının artık 6 ay süreyle uzatıldığı, önceki dönemde bu sürenin 3 ay olduğu; gerekçe olarak “pişman olunmaması” ve “dışarı çıktığında örgütsel faaliyetlere devam edeceği” gibi soyut iddiaların gösterildiği, bir mahpusun infazının, koğuştaki bir taburenin ayağının kırılması gibi absürt bir gerekçeyle ertelendiği,
● Hapishane idaresinin değişmesinden sonra mahpusların tahliyelerinin “elektriğin fazla kullanımı, puanların düşük gösterilmesi, pişman olmama, bulunulan koğuş, tahliye sonrası ekonomik durumun belirsizliği” gibi gerekçelerle ertelendiği, bu şekilde 3 mahpusun tahliyesinin ertelendiği,
● M.A. isimli mahpusun tahliyesinin idare gözlem kurulunun iyi halli olmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu olumsuz karar neticesinde üç ay ertelendiği aktarımı yapılmıştır.
TARSUS KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
● Hükümlülerin ve tutukluların farklı odalarda tutulduğunu, bu haliyle oda değişim taleplerinin kabul edilmediğini, hapishanenin doluluk oranının artması sebebiyle hükümlü ve tutukluların bir araya alınabileceğini ancak bu durumda da kalabalık odada kalınacağını ve da yaşam alanının daraltılacağını,
● Gün içinde 14 saat boyunca anons yapılmaksızın suların kesildiğini, sıcak suyun gün içinde sadece bir buçuk verildiğini, su problemine bağlı olarak da hijyen problemlerinin ortaya çıktığını,
● Mahpuslar, geçici olarak aile hekimlerinden bir doktor yarım gün olarak gelmekte ise de mahpusların revire çıkarılmada gecikildiğini-2 ay sürelerle-
● idarenin revir ve hastane sevklerinin geciktirilme ve hastane sevklerinin iptal edilmesini jandarma ve personel yetersizliği sebebiyle olduğunu,
● M.Ö isimli mahpusun teşhisi konulmayan hastalıklarının olduğunu, tetkik sonuçlarınn geç çıktığını, hastahane sevkinin geciktirildiğini,
● F.G isimli mahpusun fıtık için ayda bir olmak üzere düzenli olarak iğne kullanması gerekirken revire çıkarılmadığından dolayı 3-4 aydır iğnesinin yapılmadığını,
● Hastahane sevklerinde kelepçeli bir şekilde muayene yapılduğını,
● Kendilerine sadece “Birgün” gazetesinin verildiğini başkaca yayın, dergi ve gazetelerin verilmediğini,
● Özel besin ihtiyacı olan mahpusların ihtiyaçlarının karşılanmadığını - vejeteryan vb -
● H.D isimli mahpusun bel ve boyun fıtığı problemlerinin olduğunu, hastahane sevk talebinin bir yıldır karşılanmadığını, diş tedavisi , implant için masrafların karşılacağı konusunda mahpusun rızası olmasına rağmen tedavisinin yapılmadığını,
● Mahpus G.K’ nin kalp kapakçığında çökme, aort damarlarında genişleme, kalp damarlarında %60 tıkanma, beyin damarlarında tıkanma, beyinde balon olduğu için altı ayda bir kontrole gitmesi gerektiğini, astım ve bronşit, kolestrol hastası olduğunu , kan sulandırıcı ve kolesterol düşürücü ilaçları kullandığını ancak sürekli kullandığı ilaçları bu hapishanede alamadığını,
● Tarsus Hastahanesine götürülen mahpusları muayene eden doktoru, rapora ne yazacağı konusunda gardiyanların yönlendirdiği , hastahane raporlarının da kendisine verilmediğini genel olarak beyan etmişlerdir.
TARSUS 2 NOLU T TİPİ HAPİSHANESİ
● Mahpus F.G 7 ay önce muayene olduğunu, tükürük bezlerinde kitle olduğunu, kanser olduğunu ancak iyi veya kötü huylu olduğunu bilmediğini,
● Görüşülmeyen ancak bilgi alınan Diğer mahpuslar; Ş.K’nin şeker, yüksek tansiyon hastalıklarının olduğunu, akciğerlerindeki hastalıktan dolayı kanlı öksürdüğünü,
● A.A’nın anjiyo olduğunu, kalbinde ritim bozukluğu olduğunu; A.A’nın da anjiyo olduğunu, kalbinde ritim bozukluğu, tansiyon ve astım hastası olduğunu,
● K.K’nin tansiyon hastası olduğunu, bağırsak kanseri olmasından şüphelenildiğini, muayene olmak için talepte bulunduğunu ancak muayane edilmediğini, ağır hasta olmasına rağmen ayrıca bir de infazının yakıldığı aktarımı yapılmıştır.
TARSUS 3 NOLU T TİPİ HAPİSHANESİ
● Mahpus A.A İdare ve Gözlem Kurulunda , kendisine ‘PKK terör örgütü müdür’ şeklinde sorulara maruz kaldığını,
● Aynı odada kalan mahpus A.U ‘nun %50 zihinsel engelli olduğunu,
● Mahpus A.Ç ‘nin
● Adnan Çoban’ın, midesinde sorun olduğunu, yemek yemekte zorluk çektiğini ve 25 kilo verdiğini
● Agit adsoy isimli mahpusun nefes darlığı yaşadığını ve bundan kaynaklı ilaç kullandığını belirtmiştir.
● Kendilerinin idare tarafından etkinliklere çıkarılmadığını, günde 4-5 kez su kesintisi yaşandığını bundan kaynaklı hijyenik sorunları yaşadıklarını belirtmiştir.
● Tarafımızca idare ile görüşme sağlanmış ve su kesintisinin sebebinin alt yapı değişikliği ve çalışmaların olduğu aktarımı yapılmıştır.
TEKİRDAĞ 2 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hapishaneye girişlerde çıplak arama dayatmasında bulunulduğu, bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların darp edildiği ve haklarında disiplin soruşturması başlatıldığı,
● Hapishaneden hastane, adliye gibi kurumlara yapılan sevkler esnasında kaçma şüphesi gerekçesiyle kelepçe kullanıldığı ve mahpusların tekli ring araçlarına bindirildikleri,
● Mahpusların idare ile hiçbir şekilde görüşemedikleri, görüşme taleplerinin yanıtsız bırakıldığı, hapishanede yaşadıkları hak ihlallerine ilişkin olarak yaptıkları başvuruların tamamında neredeyse idarenin eylemlerinin cezasızlık ile sonuçlandığı,
● Hapishane mimarisinin mahpusların hücrelerinin güneş alamayacağı ve yeterince havalandırılamayacağı şekilde dizayn edildiği, hücrelerin yeterince temizlenmediği, ayrıca hücre havalandırmalarında kamera bulunduğu,
● Hijyen ve temizlik malzemelerinin hapishane idaresi tarafından verilmediği ve kantinden satın alındığı, fiyatların fahiş olduğu, hücrelerin ve diğer bölmelerin yeterince hijyenik olmadığı,
● Hapishane idaresi tarafından verilen yemeklerin kalitesinin çok düşük olduğu, çok yağlı ve sağlıksız besinler olduğu, yemeklerin az verildiği, verilen yemeklerin de hijyenik olmadığı, talep edildiği takdirde diyet yemeklerin verilmediği, hasta mahpuslara ihtiyaçları doğrultusunda besin verilmediği ve kantin fiyatlarının çok pahalı olduğu,
● Bazı odalarda bulunan mahpusların uzun zamandır hiç spor ve sohbete çıkarılmadığı, bazı odalarda bulunan mahpusların ise ayda bir kez spor ve sohbete çıkarıldıkları,
● Mahpusların kurs ve atölye gibi ortak alan faaliyetlerine ilişkin taleplerinin kabul edilmediği, mahpusların uzun bir süre resim ve saz atölyesi talep ettikleri, fakat uzun bir süreden sonra bu taleplerinin sadece atölyeye tek tek katılmak koşuluyla kabul edildiği, kendilerinin ise “sosyal faaliyet” tek kişi ile olmaz diyerek bu uygulamayı kabul etmediklerini, ayrıca mahpusların kütüphaneden de faydalandırılmadığı,
● Hastaneye sevkler sırasında kullanılan ringlerin kirli ve havasız olduğu, hastanede kelepçeli muayenenin dayatıldığı ve doktorların da kelepçeli muayene etmek istedikleri, uzun süreli açlık grevinde kalan mahpusların dişlerinin çürüdüğü ancak diş tedavilerinin yapılmadığı,
● Mahpuslara gönderilen kargoların 2 ayda bir verildiği, mahpuslar tarafından dışarıya gönderilen mektupların kimi zaman ulaştırılmadığını, mahpuslara gönderilen mektup ve kargoların da kimi zaman keyfi gerekçelerle verilmediği, mahpuslar tarafından yazılan Kürtçe mektupların gönderilmediği, mahpuslara gönderilen mektupların çevirilerinin ise yanlış yapıldığı, bu nedenle de mahpuslara verilmediği,
● E.Ö, Ö.A, N.U, B.Ş, Y.G, R.M, M.A, M.M.S ve N.G isimli mahpusların koşullu salıverilme tarihi gelmesine rağmen idare ve gözlem kurulunun iyi halli olmadıkları yönündeki değerlendirmesiyle tahliye edilmedikleri,
● Mahpusların bulunduğu odalarda bulunan demirbaşların kırılması halinde idare tarafından yeni demirbaşların verilmediği, idarece demirbaşların mahpuslar tarafından hapishane kantininden satın alınmasının istendiği,
● Hapishanede mahpusların kullandıkları ortak alanı görecek şekilde yerleştirilen kamera uygulamasının devam ettiği,
● Mahpuslara uygulanan kitap kotasının (20 adet) devam ettiği, eskiden kalan kitaplara mühürsüz oldukları gerekçesiyle el konulduğu, bazı kitapların aylar geçmesine rağmen geri verilmediği, Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerinin talep edilmesine rağmen verilmediği, Kürtçe yayın taleplerinin de cevapsız bırakıldığı,
● Mahpusların hastane sevklerinin geciktirildiği, sevklerin bazen 2 ayı bulduğu, hapishane revirine ise sadece haftada bir çıkarıldıkları ve hapishane revirinde tek doktorun bulunması nedeniyle bir haftalık sürenin uzadığı, aktarımları yapılmıştır.
TOKAT T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Ağız içi arama sorunu var. Mahpuslar ağız içi aramadan dolayı revire çıkmamaktadır. Ayrıca mahpuslar 7 aydır hastaneye çıkmamaktadır.
● Ağır hastaların tedavisi olmadığı için durumlarında daha da ciddileşmektedir.
● Sevkler yapılmadığı için mahpusların tetkikleri yapılmıyor. Mahpuslarım sağlık durumları hakkında somut veri bulunmaktadır.
● Hastaneye sevklerde ağız içi aramayı kabul etmeyen mahpuslara disiplin cezası verilmektedir.
● Pandemi dönemi için verilen ek görüş telefon hakkı 10 dakika ile sınırlandırılmıştır. (Adli suçlardan tutulan hükümlü ve tutuklular için 30 dk)
● dari gözlem kurulunda siyasi sorular soruluyor. Pişmanlık dayatması yapılıyor. PKK ve Abdullah Öcalan hakkında sorular uzatılıyor. Bu sorulara verilen cevaplar infaz uzatmanın gerekçesi yapılmaktadır.
● 5 kitaptan fazla verilmemektedir.
● Koğuşlara sık sık aramalar yapılıyor. Ayda 2 defa arama yapılıyor. Aramalardan birini hapishane personeli diğerini jandarma yapıyor. Aramalar özel hayata saygı hakkını ihlal edilecek şekilde gerçekleşmektedir.
● Sosyal faaliyetler mahpuslar için sınırlı. Bağlama kılıfı yasak gerekçesiyle bağlama verilmemiştir.
● Diğer koğuşlarla iletişim olanağı bulunmamaktadır.
● Tüm mahpusların ailelerinin Tokat ili dışında yaşadığı aktarılmıştır.
● Muhalif dergi gazetelerin mahpuslara verilmemesi, muhalif kanalların izlenmek koşullarının oluşturulmaması, sık sık arama yapılması sorunlar bulunmaktadır.
● Bazı personellerin tutumu mahpusları provoke etmeye yönelik olduğu aktarılmıştır.
● A.A. isimli mahpus güvenlik gerekçesiyle Samsun Çarşamba S Tipi Hapishanesine sürgün edildiği belirtilmiştir.
● Siyasi mahpuslar görüntülü görüşme hakkından faydalanamamaktadır. Adli mahpuslar 30 dakika görüntülü görüşme yapabiliyorken siyasi mahpuslara bu hak tanınmamaktadır. Hatta adli mahpusların yakınları açık görüşe gitmediği taktirde görüntülü görüşme süresi 1 saate çıkabilmektedir fakat siyasi mahpuslar yakınları ile 1 saniye bile görüntülü görüşme yapamamaktadır. Ayrıca adli mahpuslar ile siyasi mahpusların telefon görüşme hakkı arasında da süre farkı bulunmaktadır. Ayrıca adli mahpusla tanınan telefonla görüş hakkının dakikası adli mahpuslarda daha fazla olduğu aktarımları yapılmıştır.
TÜRKOĞLU 1 VE 2 NOLU L TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Türkoğlu L1 Ve L2 Kapalı Hapishanesi bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Hastane sevklerine götürülen mahpusların kelepçeli bir şekilde muayeneye alındığı, tedaviyi reddeden mahpusların bazılarına işkence yapıldığı, bundan kaynaklı tedavi olmak istemeyen mahpusların tedavilerinin çok geciktirildiği, tedavilerin yapılmadığı, tedavi yöntemiyle alakalı onam alınmadığı ayrıca hastalığa ilişkin yeteri kadar bilgilendirme yapılmadığı ve herhangi bir tavsiye veya öneride bulunulmadığı, Rezan ŞIH isimli mahpusun kelepçeli tedaviyi reddetmesi üzerine memurlar tarafından kenisine İŞKENCE yapılmış ve bahse konu işkence suçu hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olup, soruşturma devam etmektedir. Mahpus Hücrede kalmaktadır.
● Remzi BAYRAM adlı mahpusun Böbrek hastası olduğu ancak hapishanede tedavisinin yeterince yapılmadığı, tedavilerinin çok geciktirildiği, tedavi yöntemiyle alakalı onam alınmadığı ayrıca hastalığa ilişkin yeteri kadar bilgilendirme yapılmadığı hatta ve hatta tam olarak hastalığının ne olduğunu dahi kendisine söylenmediği ve herhangi bir tavsiye veya öneride bulunulmadığı,
● Bir kısım idareci ve infaz koruma memurunun mahpuslara yönelik aşağılayıcı, insanlık dışı muamele sergilediği, mahkumlara yönelik tahrik edici bir tutum içerisinde olduğu,
● Sunay YAMAN, Erkan BAYRAK , Ali ERDEM , Orhan DORU’nun cezalarının infazının 1 yıldan az kalmasına rağmen keyfi ve hukuka aykırı kararlar nedeniyle ceza infazında koşullu salıverilme haklarından yararlandırılmadıkları ve tahliyelerinin uzatıldığı,
● Hasta mahpus Orhan DORU’ya hasta olmasına rağmen rapor verilmediği,
● Kürtçe kitapların idare tarafından kendilerine verilmediği,
● Ali EMİRHANİ ile Hikmet ÇALAĞAN’ın Hücre cezası aldığı gerekçe gösterilerek 2023 yılında tahliye edilmeleri gerekirken tahliyelerinin 2030 yılına ertelenerek infazlarının yakıldığı,
● Halil Muhammed isimli mahpusun göçmen ailesinin göçmen sorunu ve evrak eksikliği iddiasıyla aile görüşmelerinin iki yılı aşkın süredir engellendiği,
● Rezan ŞIH isimli mahpusun göçmen ailesinin göçmen sorunu ve evrak eksikliği iddiasıyla aile görüşmelerinin uzunca bir süredir engellendiği, aktarımları yapılmıştır.
ÜMRANİYE T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Ümraniye T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Oda pencerelerinde teller olduğu için hücrelerin yeterince havalandırılmadığı, bu nedenle sağlıklı bir ortam oluşmadığı
● Yeni Yaşam gazetesi, Evrensel gazetesi gibi muhalif gazetelerin hapishaneye alınmadığı, aktarımları yapılmıştır.
VAN F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● Koğuş aramalarının rutin dışında olduğu, yapılan aramalarda koğuşların bilerek ve istenerek dağıtıldığı, bu aramalar esnasında idare tarafından verilen kitaplara dahi el konulduğunu,
● Hastane sevklerine götürülen mahpusların kelepçeli bir şekilde muayeneye alındığı, bundan kaynaklı tedavi olmak istemeyen mahpusların tedavilerinin çok geciktirildiği, tedavilerin yapılmadığı, tedavi yöntemiyle alakalı onam alınmadığı ve hastalığa ilişkin herhangi bir tavsiye ve öneride bulunulmadığı, ayrıca hastaneye ve revire sevk aşamalarında kolluk görevlerinin tedavi yöntemine gereksiz yorum ve müdahaleleri bulunduğu, sevklerin çok geç yapıldığı,
● Oda değişim taleplerinin ‘örgütsel’ bir anlam içermesi iddiası sebebiyle idare tarafından reddedildiği, İdare, aranızda herhangi bir husumet kavgaya varacak bir durum gelişmedi müddetçe talepler karşılamayacaktır şeklinde cevaplar verildiği, istem dışı oda değiştirldiği,
● Mektupların ve kargoların zamanında verilmediğini, ailesi tarafından kendisine defter ve ajanda yollanan bir mahpusa bu malzemelerin gerekçesiz bir şekilde teslim edilmediği üstelik bu eşyaların kantinde de bulunmadığı, kargo ile gelen veya koğuşta yer olmadığı için depoya kaldırılan eşyalar habersiz bildirimsiz bir şekilde ailelere iade edildiği, Buna ilişkin bir tepki gösterildiğinde ise tehditvari bir şekilde ‘sesinizi çıkarmayın yoksa şunu yaparım bunu yaparım’ şeklinde söylemler kullanıldığı,
● Haftada yalnızca iki saat spor yapma imkânı tanınmakta olup, son zamanlarda mahpusların sohbet, kurs, atölye gibi kültürel faaliyetlerden yararlandırdıkları, Ancak Divali Acar ve Botan Timur’a yalnızca haftalık 1 saat spor hakkı verildiği, bunun dışında sohbet, kurs, atölye gibi herhangi bir kültürel faaliyetten yararlanmalarına izin verilmediği,
● Koğuşlarda 1 ve 3 kişi olarak kaldıklarını hem hücrelerin hem de koğuşların fiziki koşulları itibariyle ve hijyenik açıdan kötü oldukları, özellikle hücrelerin hareket alanlarının çok dar olduğu,
● Havalandırma saatlerinde herhangi bir sıkıntının olmadığını, ancak nisan ayında kapıların geç açılıp erken kapatıldığı, bu durumun sonradan ortadan kalktığını, havalandırmaların üstü kısımlarının tellerle kaplı olduğu ve güneş ışığının engellediği
● Su kotası uygulandığını, su kotasından dolayı kişisel temizlik ve oda temizliğini iyi yapamadıkları, şebeke suyunun içmeye elverişli olmadığı, şebeke suyu kullanan mahpusların enfeksiyon hastalıkları geçirdiği, Sıcak su ve saatleri banyoya bulaşık yıkamaya uygun bir şekilde verilmediği,
● İdare tarafından verilen yemeklerin çok yağlı ve sağlıksız olduğu, hasta mahpusların hastalıklarının gözetilerek yemeklerin verilmediği, yemek porsiyonlarının çok az olduğu ve doyurucu olmadığı,
● TC vatandaşı olmayan mahpusların maddi imkanlarının olamadığı temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı
● Daveti Tan adlı mahpusun demans hastası olduğu ancak hapishanede tedavisinin yeterince yapılmadığı için hastalığının ilerlediği, hafıza kaybının yaşadığı odasında ki arkadaşının ismini bile hatırlamadığı,
● Lokman Abi adlı mahpusun 65 yaşında olduğu, kalp hastalığı olduğu, anjiyo olduğu ve bir ay içerisinde 3-4 defa baygınlık geçirdiği, ancak hapishanede tedavisinin yeterince yapılmadığı,
● Neçdet koç adlı mahpusun kanser hastalığı, ince kars felci olduğu ve göğünüzde tümür olduğu olduğu hapishanende kalacak durumun olmadığı,
● Nevzat öner adlı kalp ve böbrek hastalığının olduğu gözlerinden problem olduğu,
● Maşuk batmazlar adlı mahpusun 65 yaşlarında olduğu kronik şeker hastalığı ve bir çok hastalığın olduğu tek başına hapishanede kalamayacak durumda olduğu,
● Selim Engin adlı mahpusun 60 yaşında olduğu, yeterli tedavilerinin yapılmadığı, Koah hastası olduğu ve hapishanenin mahpus için yaşanabilir olmadığı,
● İyas Ayaz adlı mahpusun, Kafasında şarapnel parçası kaldığı için, şarapnel hareket edince sürekli baygınlık geçirdiği, baygınlık geçirip düştüğü, burnuna ve kaşına bir çok dikiş atıldığı, kendisine sınırlı sayıda ilaç verildiği, aylık olarak verildiği ilaçların tükenmesi sonrasında bir sonra ki ayı beklediği bu sürede ilaç tedavisi almadığı için krizler geçirdiği,
● Erdal Canan adlı mahpusun tahliyesi idari gözlem kurulu tarafından 6 ay ertelendiği,
● Adem Özbey, İsmail Çıkmaz, Mehmet Bitik, Sinan Bitik, Agit Ongün, Mehmet Sünbül, Zakir Baysal, Erdal Ataç, Yakup Taşdemir, Ferşah Haydari, Mikail Saklı, İsa Çalı, Necip Özdil adlı mahpusların başka hapishanelere sürgün edildiği ve sürgün gerekçesi olarak da hiçbir mahpusa söylenmediği, aktarımları yapılmıştır.
VAN T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Van T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde,
● Bir kısım idareci ve infaz koruma memurunun mahpuslara yönelik aşağılayıcı, insanlık dışı muamele sergilediği, mahkumlara yönelik tahrik edici bir tutum içerisinde olduğu,
● Koğuşlarda genel olarak haftada 1 defa arama yapıldığı; ancak ayda 4 kez yapılan arama işleminin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 21 Mart Newroz gibi özel haftalarda; kadın koğuşunda haftada 3 kez arama yapıldığı bu aramalarda kadın koğuşu olmasına rağmen aramalarda erkek infaz memurlarının bulunduğu, koğuş aramalarının keyfi olduğu ve odalarının dağıtıldığı, arama esnasında yatakların da dağıtıldığı ve ayakta durmakta zorlanan hasta mahpusların arama süresince ayakta beklemek zorunda kaldıkları, 24/06/2025 ve 25/06/2025 tarihlerinde art arda iki gün yoğun aramalar yapıldığı, yapılan aramalarda kadın mahpusların el emeği ile yaptıkları ayraçlara el konulduğu gerekçe olarak da ayraçlarda yaprakların olduğu belirtilmiştir.
● Kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, kantinden istedikleri eşyaların stoklarda olmadığı gerekçesiyle sağlanmadığı veya geç sağlandığı, bitki çayı, sıvı sabun, hijyenik ped gibi temel hijyen ürünlerin dahi kantinden alındığı ve fahiş fiyatlara kalite bakımından düşük ürünlerin olduğu ancak kadın mahpusların tek marka ve kalitesiz hijyenik ped kullanmak zorunda kaldığı, yine koğuş temizliğinin kantinde temizlik ürünü bulunmaması veya geç temin edilmesi sebebiyle sağlanamadığı, kantinde daha çok erkek ürünlerinin olduğu ve kadın ürünlerinin çok az olduğu ve ihtiyacı karşılamadığı, Son üç haftadır sıvı sabunun mahpuslara verilmediği, gerekçe olarak ise kantinde sıvı sabun bulunmadığının belirtildiği ifade edilmiştir. Bu süreçte, kadın mahpusların temizlik ihtiyaçlarını bulaşık deterjanı kullanarak karşılamak zorunda kaldıkları aktarılmıştır
● Mektup ve posta için hapishanede pulun sürekli olarak bulundurulmadığı ve bu durumun mahpus ve dışarısı için sorun teşkil ettiği, kargoların genel olarak çok fazla bekletildiği ancak özellikle kadın mahpuslardan J**** A**** ın kargolarının özellikle bekletildiği ve idarenin genel gecikmeden daha fazla bir geciktirme gayesi içinde olduğu nihayetinde bu durumun mahpuslar için mağduriyet yarattığı,
● Mahpusların aileleri ile yaptıkları telefon görüşmelerinde hapishaneden kaynaklı teknik bir sorun olması halinde telefonla görüşme hakkının yanması durumunda bunun herhangi bir şekilde telafisinin yapılmadığı, bu hususta verilen dilekçelere herhangi bir dönüş yapılmadığı
● Belma Nergis isimli mahkumun bir başka hapishanende bulunan aile üyesi ile kullanmak istediği telefon görüş hakkı idarenin keyfi tutumları ile gerçekleştirilmediği, telefon görüşü için her talep sonrası saatlerce kendisinin bekletildiği ve bazen saatlerce bekletilmenin ardından bilinçli bir şekilde görüş yaptırmaksızın söz konusu hakkının kullandırılmadığı,
● Yayınlar konusunda Birgün, evrensel ve Cumhuriyet gazetesine izin verildiği ancak bu gazetelerin gecikmeli geldiği ve mahkumların aylık yaklaşık 900 TL gibi hapishane koşullarında mahkumları zorlayacak bir tutar ödeyerek gazete teminini sağladığı, dergi yayınlarına izin verilmediğini, kitap kotasının da 5 olduğu , aynı zamanda kitaplara keyfi bir biçimde el konulduğunu,
● Açık görüşlerde gardiyanların yoğun aceleci tavırları nedeniyle görüşe gelen ailelerin sürekli panik halinde olduklarını, görüşmeyi rahat rahat sağlayamadıklarını,
● Mahpusların hastane sevkleri sırasında ve doktor muayenesi esnasında kelepçeli bulunulduğu, siyasi mahpusların diğer sevk edilen mahpuslardan izole edilerek ring servisi ile hücre içerisinde hastaneye götürüldüğü, hastanede muayenenin de kelepçeli yapıldığı, kelepçesiz revir taleplerinin karşılanmadığı, kelepçenin çıkarılmasını isteyen mahkumların tedavi etmekten imtina edildiği, ilaçlarının idare tarafından çok geç verildiği, verilen ilaçların ise ne ilacı olduğu, ne zaman ve ne şekilde kullanılacağı gibi hususların açıklanmadan verildiği, hastane sevklerinin genelde sorunlu olduğu, semt polikliniğinde bulunan doktorların talepleri karşılamadığı ve doğru tedaviye ulaşımın sağlanmadığı, bir mahpusa yanlış bir iğne vurulması sebebiyle sağlık sorunlarının tetiklendiği,
● Hastaneye sevk edilen mahpusların kendilerine özgülenmiş bir alanda saatlerce bekletildiği, Söz konusu alan hastanenin bodrum katında yer almakta olup soğuk ve hijyenik olmamakla beraber hasta mahpusların sağlık sıkıntılarını arttıracak düzeyde olduğu , hastanede mahpuslara eşlik eden kolluğun hasta mahpusun taburcu edilmesi yönünde hastane doktoruna baskı uyguladığı, baskılar sonucunda hasta mahpusların hastanede kalması gerekirken taburcu edildiği, sayılan sebeplerden dolayı birçok mahpusun hastaneye gitmek istemediği,
● Hividar Aydın adlı mahpusun boyun fıtığı ve göz hastalığının olduğu ve gözlük kullanması gerektiği ancak hastaneye sevk edilmesinin üzerinden bir aydan fazla süre geçmesine rağmen halen hastaneye götürülmediği ve yine boyun fıtığının tedavisi için kendisine doktor tarafından yazılan yastığın idarece geç temin edildiği, Mahpusun fizik tedavi bölümüne sevk edilmesi talep edilmiş, ancak hapishane idaresi tarafından yanlışlıkla üroloji bölümüne sevki gerçekleştirilmediği, Sevk hatası fark edildikten sonra, herhangi bir tedavi uygulanmadan hapishanene geri getirildiği,
● Özel beslenmeye (vejetaryen) ihtiyaç duyan mahpuslara talep etmelerine rağmen tek tip yemek verildiği, mahpusun sağlık sorunlarının bu sebeple tetiklendiği , mahpusların acil ihtiyacı olan polikiliklere çok geç sevk edildikleri veya talepleri olmayan bölümlere sevk edildikleri, bunun da hapishane çalışanlarının talepleri doğru ve etkili karşılayamamasından kaynaklandığı
● 8 Mart ve Newroz kutlamalarında dolayı mahpuslara 2 ayrı disiplin soruşturması açıldığı ve koğuştaki tüm mahpusların 1 ay ziyaretçi kabulden yoksun bırakıldığı, bir muhpusun iletişim cezası aldığı bir kısım mahkumun ise hücrede kalma cezası aldığı, 8 Mart etkinlikleri nedeniyle verilen disiplin cezalarına yapılan itirazların kabul edildiği ve bu cezaların kaldırıldığı; ancak Newroz kutlamalarına ilişkin verilen disiplin cezalarına yönelik hukuki sürecin halen devam ettiği ,
● Belma Nergiz adlı mahpusun hastaneye sevk adı altında bir odaya götürüldüğü ve iradesi dışında kolluktan olduğu beyan ettiği kişilerle görüşmeye zorlandığı,
● Belma Nergiz adlı mahpusun baş dönmesi, sol kol uyuşması şikayetlerinden dolayı revire götürüldüğü fakat B-12 ile magnezyum vitamini verilmesi ile yetinildiği, yeterli bir tedavinin yapılmadığı, kronikleşen kulak ağrısına ilişkin etkili bir tedavi süreci başlatılmadığı bu durumun da rahatsızlığını dayanılmaz bir hale getirdiği mahpusun alerji sorunları ve enfesksiyon sorunları için dahiliye bölümüne sevk edildiği fakat uzun süre geçmesine rağmen sevkin gerçekleşmediği
● Hastane sevklerinin genelde sorunlu olduğu, semt polikliniğinde bulunan doktorların talepleri karşılamadığı ve doğru tedaviye ulaşımın sağlanmadığı, bir mahpusa yanlış bir iğne vurulması sebebiyle sağlık sorunlarının tetiklendiği,
● Gelen kargolarda kadın mahpusların kişiler eşyalarının erkek gardiyanlar tarafından incelendiği ve teslim edildiği bunun mahpuslar üzerinde olumsuz etki yarattığı,
● Hapishanede yaklaşık 7 aydır herhangi bir sportif faaliyetin ve ortak alan faaliyetlerinin yapılmadığı,
● kurum giriş çıkışlarında mahkumların ayakkabıları X-Ray geçişi esnasında uyarı vermese dahi mahkumlar ayakkabılarını çıkartmak zorunda kalıyor ve herhangi bir galoş veya terlik verilmeden çıplak ayakla geçmeleri sağlanıyor,
● Hapishanedeki havalandırma saati bitmeden havalandırmanın kapatıldığı, genel olarak ise havalandırmanın geç açılıp erken kapatıldığı, bu hususun memurun keyfiliğine bırakıldığı ve mahkumları mağdur ettiği, bu durumun son dönemlerde düzetildiği,
● T Tipi hapishanedeki bulunan bir mahpusun avukatı tarafından yazılan mektubuna idare mektup okuma komisyonu tarafından denetlenerek teslim edildiği, buna ilişkin suç duyurunda bulunulduğu, aktarımları yapılmıştır.
VAN YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANESİ
Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● 18/03/2025 tarihinde bir mahpusa şiddet uygulandığı bunun üzerine diğer mahpusların tepki gösterdiği, C blokta bulunan bir çok odanın basıldığı işkence ve kötü muamele yapıldığı, söz konusu işkenceye tepki gösteren mahpuslara disiplin soruşturması açıldığı ve disiplin cezalarının verildiği,
● hapishane idaresinin, mahpusların sorunlarını ciddiye almadığı, sorunları dile getiren mahpusların ise başka hapishanelere sürgün edildiği, son dönemlerde bu durumun düzeldiğini,
● En küçük olaylarda veya taleplerde mahpusların kötü muamele ve işkenceye maruz kaldığı belirtilmiştir.
● Yeni gelen mahpuslara çıplak arama yapıldığı, buna karşı çıkanların disiplin cezasına çarptırıldığı ifade edildiği, son dönemlerde bu durumla karşılaşılmadığını,
● Kantin fiyatlarının fahiş olduğu, bu nedenle bazı mahpusların alışveriş yapamadığı, kalitesiz ve yırtık eşyaların yüksek fiyatlarla satıldığı ,
● Haftada 2-3 kez koğuş araması yapıldığı ,haftalık yapılan aramaların birinde, aramalarda eşyaların dağıtıldığı veya kantinden alınan eşyalara, yazılara, anılara ve kitaplara el konulduğu, bunların geri verilmediği ,
● Aramalar sırasında mahpusların kötü muameleye maruz kaldığı ve eşyalarına zarar verildiği ,
● Hastane sevklerinin 3-6 ay geciktiği, mahpusların kelepçeli taşındığı, bu nedenle birçok mahpusun muayeneye gitmeyi reddettiği, kemerleri alındığı için pantolonlarını tutarak yolculuk yaptığı, farklı suç gruplarıyla aynı araçta hakaret ve küfre maruz kaldığı ifade,
● Sevkler sırasında sigara içilmesine izin verilmediği,
● Hastane tarafından verilen ilaçların geç veya yetersiz sağlandığı, bazen hastalığın kendiliğinden geçtiği,
● hapishanende böcek ve haşerelere yönelik ilaçlama yapılmaması nedeniyle mahpuslar sorun yaşadığı,
● Tüm mahpuslara aynı tip tıraş olma dayatıldığı,
● Karantina odalarının hijyenik olmadığı, mahpusların iyileşmeden çıkarıldığı, hücrelerin temizlenmeden başka mahpuslara verildiği ve bu nedenle hastalık bulaştığı, bu durumun son dönemlerde düzeldiği,
● Revirin haftada sadece bir gün hizmet verdiği, uzman doktor yerine stajyer öğrencilerin fiziksel muayene yapmadan ilaç yazdığı, revir dilekçelerine bir ay sonra yanıt verildiği ve bu sürede hastalıkların ağırlaştığı ,
● Adliyeye götürülen mahpusların yemek, su, tuvalet ve sigara gibi ihtiyaçlarının karşılanmadığı, hapishanene dönene kadar aç bırakıldığı ,
● Kalem ve defter erişiminin kısıtlandığı, kantinde satılan kalemlerin yazı yazmaya elverişsiz olduğu, dışarıdan kalem almanın yasaklandığı ,
● Üç kişilik odalarda kişi başına kitap kotasının 15’ten 10’a düşürüldüğü, Aram Yayınları gibi muhalif yayınların hikâye kitaplarının bile yasaklandığı ,
● Muhalif TV kanalları, radyolar, gazeteler, dergiler ve Kürtçe yayınların verilmediği ,
● Kargoyla gelen eşyaların geç teslim edildiği veya “yasaklı” denilerek verilmediği ,
● Haftalık telefon hakkının “sinyal yok” gerekçesiyle keyfi olarak engellendiği, mahpusların ailesiyle görüşmek için bir hafta beklemek zorunda kaldığı, bu hakkın telafi edilmediği , bu durumun son aylarda yaşanmadığı,
● Gelen ve giden mektupların, özellikle koğuşlar arası mektupların üç aydan fazla bekletildiği ,
● Spor ve sohbet hakkının haftada toplam bir saatle sınırlı olduğu, normalde 3,5 saat olması gerektiği, koğuşların ayrı ayrı çıkarıldığı için grup halinde spor veya sohbetin mümkün olmadığı, spor alanının yetersiz olduğu, bazı haftalar aramalar nedeniyle bu hakların engellendiği ,
● Kitap kotasının 3 kişilik oda için kişi başı 15 iken kişi başı kitap sayısı 10 indirildiği,
● İki kişilik hücrelerde üç kişinin kaldığı, bu nedenle yaşam alanlarının dar olduğu ,
● Küçük hücreler için aylık 400-500 TL elektrik faturası ödendiği, faturaların her ay arttığı ,
● Yemeklerin besin değerinin düşük ve yetersiz olduğu, üç kişiye bir kişilik yemek verildiği, artan yağların ertesi gün yemeklerde kullanıldığı, sebzelerin bozuk olduğu, patates ve patlıcan gibi malzemelerin sağlanmadığı ,
● A Blok’ta kişi başına 70 litre sıcak, 160 litre soğuk su kotalı olduğu, C Blok’ta suyun günde bir saat verildiği, bu nedenle kirli tabak ve bardakların kokuya ve sineklerin odaya girmesine yol açarak hastalık riski oluşturduğu ,
● Mahpusların infaz koruma memurları tarafından sözlü ve fiziksel provokasyona maruz kaldığı, tepki gösterdiklerinde tutanak tutulduğu ,
● Aile ziyaretlerinde mahpusların görüşçülerine yaptıkları arama ve muamele ile zorluk çıkardıkları ve psikolojik baskı yapıldığı, siyasi mahpusların akrabalarına kötü davranıldığı ve mahpusların kadın akrabalarının başörtülerinin başlarından çıkarıldığı, çıkarmadığı taktirde görüşe almadıkları,
● Nasır Sulmaz: Kimyasal gaza maruz kalma ve işkence sırasında başına aldığı darbeler nedeniyle hafıza kaybı yaşadığı, ancak hastaneye götürülmediği ve teşhis konulmadığı aktarılmıştır.
● Seyfettin Demhat: 12 yıldır hapishanede olduğu ve kas erimesi hastalığı bulunduğu bildirilmiştir.
● Cafer Kaçan: Pişmanlık ifade etmediği ve PKK’yi terör örgütü olarak görmediği için tahliyesinin 6 ay uzatıldığı ifade edilmiştir.
● Hakan Bilekçi: Tahliyesinin keyfi olarak ikinci kez ertelendiği belirtilmiştir.
● Yasin Dere: 30 yıllık cezasını tamamlamasına ve infazın üzerinden 5 ay geçmesine rağmen keyfi kurul kararları nedeniyle tahliye edilmediği aktarılmıştır.
● Sürgün Edilen Mahpuslar: Mehmet Çelik, Cahit Hezer, Diyar Abi, Diyar Subaşı, Cihan Mete, Tarık Turşak, Besim Gezici, Celil Eldemir, Avdel Sayin, Fırat Bor, Devrim Aşkan ve Kadir Haydari’nin gerekçe belirtilmeden başka hapishanelere sürgün edildiği bildirilmiştir aktarımları yapılmıştır.
YOZGAT 1 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Yozgat 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● A.T. isimli mahpus, koşullu salıverilme tarihi gelen mahpuslara pişmanlık dayatıldığını, müebbet hükümlü M.N.T.’nin 30. yılını Temmuz ayında dolduracağını ve kurula çıkacağını, E.S.’nin iyi halli olmadığı gerekçesiyle üçer aylık periyotlarla koşullu salıverilmesinin 12. kez ertelendiğini, mahpuslar A.T., M.K., H.A., M.S.A.’nın koşullu salıverilme sürelerinin, iyi halli olmadkları gerekçesiyle 3’er ay uzatıldığını, D.S.’nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu, sürekli öksürük krizleri geçirdiğini, ciddi sağlık problemleri söz konusuyken epilepsi ilacını koridorda infaz memuru gözetiminde ve ağız açma dayatmasıyla almaya zorlandığını, bunu kabul etmediği için ilaçlarını alamadığı aktarımları yapılmıştır.
YOZGAT 2 NOLU T TİPİ KAPALI HAPİSHANESİ
Yozgat 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;
● R.K., M.Y., ve S.A. isimli mahpuslar; E.A. isimli mahpusun iki yılı aşkın süredir tek başına tutulduğunu, koşullu salıverme tarihleri gelen mahpuslara idare gözlem kurulunda pişmanlık dayatmasında bulunulduğunu, R.K., M.Ç., S.D., M.A.Ç. isimli mahpusların koşullu salıverme sürelerinin bu sebeple uzatıldığını, uzatma sürelerinin 3 aydan 6 aya, sonrasında da 9 aya çıktığını, İnfaz Hakimliği’nin mahpusların iyi halli olmadıklarına dair kararları kaldırmasına rağmen Kurul tarafından yeniden yapılan değerlendirmede oy çokluğuyla iyi halli olmadıklarına dair yeni kararlar verildiğini, M.Ç. ve R.K. isimli mahpusun 3 yıla yakındır tahliyelerinin engellendiği aktarımları yapılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Raporumuzun hazırlık tarihi itibariyle Sayın Abdullah Öcalan’ın, 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı “Demokratik Toplum ve Barış “ çağrısı ile başlayan ve devamında gelişen görüşmelere rağmen hapishanelerde hak ihlallerinde temel bir düzelme görülmemiştir. Sayın Abdullah Öcalan belirttiği ‘demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması’ konusundaki sözleri ile ısrarlı ve kararlı çözüm iradesini ortaya koymaktadır. Ancak hükümetin politikaları nedeniyle muhaliflere yönelik baskılar ve tutuklamalar halen devam etmektedir. Bu hukuksuzluklar, hali hazırda kapasitenin üzerinde mahpus bulunan hapishanelerdeki mahpus sayısının daha da artmasına neden olmuştur. Halka yönelik uygulanan sert politikalar yukarıda da belirttiğimiz verilere bakıldığında hapishanelerde daha ağır şekilde uygulanmaya devam etmektedir. Yapılan ziyaretler ve başvurular neticesinde tarafımızca şu hak ihlalleri tespit edilmiştir.
1. SAĞLIK HAKKI İHLALLERİ
Mahpusların tedavi ve sağlık hakkı üzerinde yaşanan hak ihlalleri artış göstermektedir. Hapishanelerde binlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Hastane sevklerinde ağız içi aramalar, mahpuslara tekli ring aracı ve hastanede kelepçeli muayene dayatmaları artmış, bu durum hasta mahpuslar açısından bir işkence sürecine dönüştürülmüştür. Bu uygulamalar nedeniyle mahpuslar hastaneye gidememekte, gitse bile muayene ve tedavi olamamaktadır. Maalesef son yargı paketiyle birlikte yapılması umut edilen değişiklikler yapılmamış ve hasta mahpuslar gibi insan hakları açısından son derece önem arz eden bir hususta bile yüzlerce siyasi mahpuslar kapsam dışı bırakılarak süregelen ayrımcı infaz sistemi mevcudiyetini korumuştur.
Uluslararası hukuk normları ve standartları, ulusal ve uluslararası sözleşmeler ve protokollere göre devlet, sağlık hizmetini toplumun her kesimine olduğu gibi özgürlüğü kısıtlanmış bireylere de eşit bir şekilde sunmak zorundadır. Bu yükümlülüğe göre sağlık sunumunu, özgürlüğü kısıtlanmış bireyler açısından eşitsiz duruma sokacak her türlü uygulamadan kaçınmak zorundadır. Türkiye yasaları, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında kanunun (5275 s.k.) 6.maddesinin f fıkrasındaki; “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur” cümlesiyle yaşam ve sağlık hakları koruma altına almıştır.
Ziyaret edilen hapishanelerde sağlık hakkına erişimin bazen doğrudan hapishane idaresi tarafından engellendiği, bazen de sevk edildikleri hastaneler tarafından engellendiği tespit edilmiştir. Ayrıca hapishanelerde sağlık hakkını ciddi boyutlarda ihlal eden diğer uygulamaların da olduğu tespit edilmiştir.
1.1. Sağlık Hakkının Doğrudan Hapishane İdaresi Tarafından İhlal Edilmesi
Yönetsel sorunların hapishanelerde sağlık hakkına erişim başlıca bir sebep olduğu görülmüştür. Bu yöntemsel sorunlar; hasta mahpusların hastaneye sevklerinin yapılmaması ya da çok geç yapılması, sevk yazısı çıkan mahpusların hastane sevklerinin gerekçesiz ve keyfi olarak iptal edilmesi, mahpusların tedavileri için gerekli olan ilaç ve tıbbi-medikal malzemelerin mahpuslara verilmemesi, mahpusların sadece haftanın belirli gün veya günleri revire çıkartılması şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Uluslararası mevzuatlar, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklemiştir. Devletler, özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin sağlığa erişim hakkı konusunda özgür bireylerle eşit şartlarda bulunmasını sağlamakla yükümlüdürler ve bu sözleşmeler Anayasanın 90. Maddesi ile garanti altına alınmıştır. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesi; devletleri sadece yaşama hakkını kasıtlı ve hukuka aykırı bir şekilde son vermekten kaçınmakla yükümlü tutmamış, aynı zamanda kişilerin yaşamlarını korumak için uygun tedbirleri almaları yönünde pozitif bir yükümlülük de getirmiştir.
AİHM “acil durumlarda mahpusa sağlık hizmetinin derhal sağlanamamasının, gecikmesinde gerekçe olmayacak bir şekilde mahpusa sağlık hizmetinin sunulmamasının, tedavisinin eksik yerine getirilmesinin, kişinin onurunu zedelediğini, kişide acıya sebep olup aşağılanmış hissetmesine neden olduğunu ve bu durumun da fiziksel ve moral direncini azaltması nedeniyle hastalığını ikiye katlayabileceğini” belirterek işkence ve kötü muamele yasağını düzenleyen 3. Madde kapsamında ihlal olarak değerlendirmiştir. Gerekli sağlık hizmetinin sunulmaması ve bunun neticesinde ölümün meydana gelmesinin yaşam hakkı ihlali olduğunu belirtmiştir.
Yapılan görüşmelerde; etik normlar ve Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hiçe sayılarak tutuklu veya hükümlülerin, ayrımcılığa maruz bırakılarak eşit, adil, insan onuruna yakışır bir biçimde sağlık hizmetine ulaşma hakkına sahip olmalarının engellendiği tespit edilmiştir. Hastaneye sevklerin yapılmadığı ya da çok geç yapıldığı ve mahpusların ağız içi arama, kelepçeli muayene, hapishaneden çıkarken çift kelepçe dayatmaları nedeniyle tedavi haklarından mahrum bırakıldığı yapılan tespitler arasındadır. AİHM’e göre bir mahpusu tedavi etmek için gereken uzmanların ve ekipmanın hapishanede bulunmaması, tedavi için sivil bir hastaneye nakledilmesinin gerekçesiz olarak reddedilmesi, 3. maddenin ihlali anlamına gelmektedir. Tedavi için gerekli ilaçların temin edilmemesi, revire gitme taleplerinin görmezden gelinmesi, hapishane idareleri tarafından sağlık sorunlarının zamanında ve etkili bir şekilde çözme yükümlülüğünden kaçındığına dair yeterli veri sunmaktadır.
1.2. Ağız içi Arama ve Detaylı Arama
Yapılan görüşmelerde pek çok mahpusun hastane sevkleri sırasında ağız içi arama ile çıplak aramaya maruz bırakılmaları sebebi ile hastaneye gitmekten vazgeçmek zorunda kaldıkları tespit edilmiştir. Aynı zamanda ağız içi arama uygulamasını kabul etmedikleri gerekçesiyle de pek çok mahpusa disiplin soruşturmaları başlatıldığı anlaşılmıştır.
AİHS’nin 3 ve Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasındaki düzenleme uyarınca hiç kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. Bu temel kural, hükümlü ve tutuklulara yönelik uygulamalar için de geçerlidir. Bu husus, 5275 sayılı Kanun’un “İnfazda Temel ilke” başlıklı 2. maddesinin ikinci fıkrasında “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.” Hükmüyle ve yine Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde “Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” şeklindeki düzenlemeler ile açıkça vurgulanmıştır. Yine İnfaz Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrasının b bendi, “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” İnfaz Yönetmeliği’nin 34. maddesinin 9. Fıkrası; “Arama ve sayımlar sırasında insan onuru ve haysiyetine saygı ile utanma duygusunun ihlal edilmemesi esastır. Bu kapsamda gerekli her türlü tedbir alınır.” şeklindedir.
Dolayısıyla verilen bir mahkûmiyet veya tutuklama kararının infazında mahpus için sağlanacak şartlar insan onuruna saygıyı koruyacak nitelikte olmalıdır. Bu nedenle mahpusların hastaneye sevklerinde yapılan muamele ve uygulamalar Sözleşme’nin 3 ve Anayasa’nın 17. maddesine uygun olmalıdır. Bu noktadaki değerlendirme de AİHM kararları ile birlikte özellikle Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) belirlediği standartlar hakkında hazırladıkları raporlar çerçevesinde yapılmalıdır.
Konuyla ilgili metinler genel olarak değerlendirildiğinde devletin kişileri özgürlüğünden mahrum bıraktığı andan itibaren insan haklarının korunması açısından sağlık hizmetinin verilmesinde “tutuklu ve hükümlülerin muayenelerinin de diğer hastalar gibi, kişilik haklarına saygı gösterilerek hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılması; hastaların ırk, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durum ile benzer farklılıklarının dikkate alınmaması; her türlü tıbbi müdahalenin hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle yerine getirilmesi” temel kural olarak esas alınmalıdır.
Ağız içi arama uygulaması, insan onurunu hiçe sayan bir uygulama olup başlı başına bir işkence biçimidir. Mahpuslara bu uygulamanın dayatılması kişinin onurunu zedeleyebileceği, kişide acıya sebep olup aşağılanmış hissetmesine neden olmaktadır. Aşağılayıcı muamele yasağı ve onura saygı kavramları arasında güçlü bir bağ bulunmaktadır. Muamelenin bireyi küçük düşürmesi veya itibarını azaltması, insan onuruna saygı göstermemesi veya zedelemesiya da bireyin ahlaki ve fiziksel direncini kırabilecek korku ve acı uyandırması halinde aşağılayıcı muamele olarak nitelendirilecek ve işkence yasağı kapsamına girecektir. Bu sebeple öncelikle ağız içi arama uygulamasını işkence kapsamında değerlendirmek gerekmektedir.
Sağlığa erişime engel olmanın ötesinde bir işkence biçimi olan bu uygulama neticesinde görüşme gerçekleştiren birçok mahpusun ağız içi arama dayatmasına maruz kalmamak için hastaneye sevkten vazgeçmek zorunda kaldıkları ve bu nedenle tedavi haklarının ihlal edildiği görülmüştür. Ağız içi arama uygulamasında ısrar edilmesi hasta mahpusların sağlık durumlarının giderek kötüleşmesine ve ağır hasta mahpusların ise hayatlarını kaybetmesi sonucu ile yaşam hakkı ihlallerine neden olmaktadır.
1.3. Beslenme Sorunları ve Gıda/Su Hakkının İhlali
Ziyaret edilen hapishanelerdeki görüşmeler neticesinde, mahpusların sağlıklarını olumsuz etkileyen faktörlerden birinin de sağlıklı ve yeterli gıdaya adil erişim haklarının engellenmesi olduğu tespit edilmiştir. Verilen yemeklerin, iaşe yönetmeliğinde belirtilen günlük iaşe bedelinden az olduğu, porsiyonların yetersiz ve dengeli bir şekilde tüm besin gruplarından alabilmesini sağlamaktan son derece uzak miktarlarda olduğu anlaşılmıştır. Kantin fiyatlarının fahişliği, mahpusların kantinden meyve/sebze gibi besleyici gıdalar almasının önünde engel teşkil etmektedir. Bazı hapishanelerde temiz suya erişim imkanının olmadığı, çamurlu akan su sebebiyle mahsupların cilt hastalıklarına yakalandıkları, yeme içme ihtiyaçlarını karşılayamadıkları yapılan tespitler arasındadır.
Sağlıklı bir yaşam, sağlıklı ve yeterli beslenmeyi sağlayacak gıdaya sürdürülebilir şekilde ulaşmaktan geçer. Yeterli gıdaya ulaşamayan ve beslenmeden yoksun insanların sağlıklı bir hale erişmesi olanaksızdır. Bu durum hapishanede tutulan mahpuslar açısından da değişmemektedir. Devletler yurttaşlarını ayırmaksızın bütün herkese sağlıklı, besleyici, nitelikli gıdayı sağlamakla yükümlüdür. Ancak bu yükümlülük, özgürlüğünden alıkonulanlar söz konusuyken daha hassas bir duruma bürünmektedir.
Hapishane idarelerinin yükümlülüğü, hasta mahpusların tedavilerini sağlamakla sınırlı değildir. Aynı zamanda sağlığın korunması için önleyici tedbirler uygulama yükümlülükleri de bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, hapishanelerde sağlığı geliştirme faaliyetlerinin ruhsal ve fiziksel boyutları da içerecek şekilde bütüncül hapishane yaklaşımı ile sunulmasını önermektedir.
Hapishanelerde beslenme hakkı, hem uluslararası hem de ulusal düzeyde güvence altına alınmıştır. Uluslararası Hapishane Araştırmaları Merkezi’nin hazırlamış olduğu Hapishane Yönetimine İnsan Haklarını Göz Önüne Alan Bir Yaklaşım Hapishane Görevlileri İçin El kitabı’nda en temel bakım görevlerinden biri olarak beslenme tanımlanmaktadır. Bu rehberde mahkumların aç kalmalarını ya da eksik beslenmeden kaynaklanan bir hastalığa yakalanmalarını önlemek için yeterli düzeyde yiyecek ve içecek verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Toplumun genel olarak aç kaldığı ülkelerde dahi, mahkumlara yeterli yiyecek verilmemesinin kabul edilemez olduğu, hükümetlerin insanların özgürlüğünü elinden aldığında, onlara gerektiği gibi bakım verme görevini de üstlendiğini, bu kapsamda yeterli beslenmenin sağlanmasının mutlak bir yükümlülük olduğu belirtilmektedir (Coyle, 2002).
Yapılan görüşmelerde hapishanelerde hastalıklara uygun beslenmeye erişimle ilgili birçok sorun bildirilmiştir. Hasta mahpuslara, hastalıklarına özel hekimlerin önerdiği diyet yemeklerin verilmediği anlaşılmıştır. Oysaki diyet yemekler hastalıkların engellenmesinin yanında hastalıkların iyileşmesi ve ilerlemesini de önlemektedir. Bu sebeple hasta mahpusa hastalığına özel diyet yemek verilememesi, hastalığının iyileşmesini engelleyen hatta ilerlemesine sebep olan bir durumdur.
Yapılan görüşmelerde mahpuslara verilen yemeklerin doyurucu olmadığı, kimi öğünlerde yemek verilmediği iletilmiştir. Gıda hakkının kısıtlanması sağlıklı bir bireyin sağlığını olumsuz etkileyecek bir durum olduğu gibi belli bir süre yemek verilmemesi bir işkence haline dönebilmektedir. Çoğu hapishanede temiz ve yeterli suya da erişimin olmadığı görülmüş bunun başta hijyen koşullarının sağlanamaması sebebiyle oluşacak hastalıklar başta olmak üzere pek çok hastalığa neden olabileceği değerlendirilmiştir.
1.4. Fiziki Yapı ve Hijyen Koşulları
Yapılan görüşmelerde hapishanelerin, sağlığa uygun bir şekilde inşa edilmediği ve temel ihtiyaçları karşılayacak nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Özeliklle Yüksek Güvenlikli, S ve Y Tipi Hapishanelerin sayılarının artırılması ve koşulları itibari ile ağır tecrit koşulları ile mahpusların ruhsal ve bedensel sağlıklarının etkilenmesi yönünden büyük bir tehlikedir. Aynı zamanda hapishanelerin hijyen açısından olumsuz koşullara sahip olması ve hapishane idarelerinin mahpusların hijyenik koşulları sağlanmasını engelleyen uygulamaları, mahpusların sağlığını olumsuz etkileyen koşullardan biri olduğu tespit edilmiştir.
Devlet, insan onuruna aykırı davranmamak biçiminde sadece pasif bir davranışla yetinemez; insan onurunu, aktif bir şekilde korumalıdır. Dolayısıyla devletin, hükümlünün onurunun korunması noktasında hem pozitif hem de negatif yükümlülükleri vardır. İnsan onuruna uygun koşullarda barınma, özgürlüğünden mahrum bırakılanlar için bir hak olduğu kadar devlet bakımından da bir yükümlülüktür. Bu sebeple hapishanelerin fiziki koşullarının işkence, eziyet niteliğinde olmaması gerekmektedir. Bu kapsamda hükümlü ve tutuklunun kapasitenin üstünde koğuşlarda barındırılması, tek kişilik hücrelere konulmaması, tel örgü uygulaması, camların film ile kaplanması uygulaması, barınma yerlerinin ısı, ışık, havalandırma, hijyen gibi fiziki koşullarının uluslararası standartlara uygun olarak dizayn edilmesi gerekir. Aksi devletin negatif yükümlülüğünü ihlal ettiği anlamını taşır.
Yapılan görüşmelerde hapishanelerin fiziki koşullarının yukarıda anlatılanın aksine insan onuruna aykırı şekilde kurgulandığı anlaşılmıştır. İnsan onuruna uygun barınma hakkının ihlali aynı zamanda sağlık hakkının ihlaline de yol açmaktadır. Koğuşların hijyen, havalandırma, ısıtma, gün ışığı alabilme, nem oranı gibi koşulları sağlıklı kişilerin sağlığını bozmakta, hasta mahpusların iyileşmesini de imkansız hale getirip hastalıklarının ilerlemesine sebep olmaktadır. Olumsuz barınma koşulları sadece fiziki sağlığı değil ruhsal sağlığı da bozacak bir etkendir. Bu sebeple, yeterli barınma olanakları, sağlıklı fiziksel koşullar, temiz giysi ve çarşaf, temizlik ve tuvalet olanakları hasta olanların iyileşmesini sağlayacak ve hastalıkların iyi olanlara da bulaşmasını engelleyecek şekilde olmalıdır. Her mahpusa yeterli alan düşmesi, doğal ışığa ve temiz havaya erişiminin sağlanması bulaşıcı hastalıkların önlenmesinin yanı sıra mahpusların ruh sağlığı açısından da vazgeçilmez bir haktır. Fiziksel koşulların kötülüğü ya da bakımın yetersizliği mahpusların ciddi bir hastalığa yakalanma ya da ölme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmamalıdır.
1.5. Ring Aracı ve Kelepçeli Sevkler
Yapılan görüşmelerde hasta mahpusların tedavi hakkına erişimlerinin engelleyen faktörlerden birinin de ring araçları olduğu tespit edilmiştir. Hasta mahpusların hastaneye sevklerde ambulans ile taşınmaması, ring araçları ile sevk olmak zorunda olmaları, ring araçlarının sağlıksız ve uzun yolda eziyete dönen koşulları mahpusları hastaneye sevk olmaktan caydırmaktadır. Bir diğer caydırıcı faktörün de sevklerin kelepçeli bir şekilde gerçekleştirilmesi olduğu tespit edilmiştir.
Mahpusların hastaneye nakillerinin zorlayıcı koşullarda gerçekleşmesi ve başlı başına bir işkence haline dönmesi, sağlık hakkınım ihlali olduğu gibi kötü muamele kapsamında değerlendirilmektedir. Bir kısım uluslararası belgeler, hükümlü ve tutukluların bir hapishaneden diğer bir hapishaneye nakil süreçlerinde ortaya çıkan sorunlar ve oluşan hak ihlalleri çerçevesinde sorunların çözümüne ilişkin esaslar sunmaktadır. Bu kapsamda Avrupa hapishane Kuralları’nın 17. maddesi uyarınca ilk yerleştirme ve sonradan yapılacak bir nakil durumunda, mahpuslarının nakillerinin havalandırma veya ışıklandırması yetersiz olan ya da onlara gereksiz olarak fiziksel acı verecek ya da onurlarını kıracak taşıtlarda yapılması yasaklanmalıdır.
Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları (Nelson Mandela Kuralları) 47. maddesinde, niteliği gereği acı verici ve küçük düşürücü olan zincir, pranga ve diğer kısıtlama araçlarının kullanımı yasaklanmıştır. Kurallara göre, diğer kısıtlama araçlarına ise yasa izin verdiğinde ve hükümlünün kaçmasını ve kendine veya başkalarına zarar vermesini engellemek amacıyla başvurulmalıdır. Ancak hapishanelerde, hastane sevklerinde kelepçeli sevk ve bekleme salonlarında kelepçeli bekletmek bir önlem aracı değil bilakis rutin hale getirilen bir baskı uygulaması haline dönmüştür. Tehlikeyi giderici araçlar içinden en az rahatsızlık verici olanı seçilmeli ve araç, gerekli olduğu sürece uygulanmalıyken mahpusların aktarımı uygulamanın bu sınırı aşan bir seyirde uygulandığını ortaya koymuştur.
5275 sayılı Kanun’un 58. maddesinde de Hükümlülerin hangi koşullarda nakledileceklerineilişkin olarak önemli kurallar yer almaktadır. Kanun’un 58. Maddesi 2. Fıkrası “Hükümlü, havalandırma ve ışık durumu yetersiz araçlarla, eziyet verici veya onur kırıcı şekilde nakledilemez. Nakil sırasında alınacak tedbirler, hükümlünün firarını önleyici ve yukarıdaki fıkrada yazılı engelleri gerçekleştirici sınırları aşamaz, birbirleriyle ve görevlilerle herhangi bir tartışmaya girmelerini engelleyici boyutları geçemez.” demektedir. Ancak mahpusların aktarımları, hapishane idarelerinin sevk sırasında hasta mahpusları ring aracı ve kelepçe ile sevk ederek en başta yerel yasa düzenlemelerini ihlal ettiğini ortaya koymuştur. Çünkü aktarımlara göre; hapishane idareleri nakil sırasında hükümlünün firarını önleyici, halkla bir araya gelmelerine ve başkaları tarafından görülmelerine engel olacak engelleri gerçekleştirici sınırları aşmış; hasta mahpusları, havalandırma ve ışık durumu yetersiz araçlarla, eziyet verici veya onur kırıcı şekilde sürgün etmişlerdir. Ayrıca sürgünlerin farklı suç gruplarıyla birlikte yapılması politik mahpusların can güvenliğini tehlikeye atmıştır. Bu sebeple hastaneye sevk olmak istemeyen mahpuslar bulunmaktadır.
1.6. Memur ve Personellerle İlgili Yaşanan Sorunlar - Kelepçeli Muayene Uygulamaları
Mahpuslar, hastaneye sevk edildiklerinde kimi zaman doktorların kendilerini sağlıklı muayene etmediklerini, kelepçeli muayene yapıldığını aktarmışlardır. Bazen de sevk edildikleri hastanelerin imkanlarının, muayene/tedavi olmalarına elverişli olmadığı görülmüştür.
Hapishanelerdeki onur kırıcı veya kötü muamele niteliğindeki davranış ve uygulamaların kaynağı çeşitlilik arz etmektedir. Hapishanelerde onur kırıcı veya kötü muamele olarak kabul edilecek hususlar idare ve gardiyanların kasıtlı davranışlarından, yönetim hataları veya yetersiz kaynaklardan kaynaklanabileceği gibi kimi zaman jandarma personeli, hapishane doktoru ya da hasta mahpusun sevk edildiği hastanede muayenesini yapan hekimden de kaynaklanabilmektedir.
Yukarıdaki başlıklarda da değindiğimiz gibi konuya ilişkin yerel ve Uluslararası metinlere göre mahpuslara sağlık hizmeti verilirken “muayenelerinin diğer hastalar gibi, kişilik haklarına saygı gösterilerek hekimlik görevini uygulamaya elverişli koşullarda yapılması; hastaların ırk, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durum ile benzer farklılıklarının dikkate alınmaması; her türlü tıbbi müdahalenin hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle yerine getirilmesi” gerekmektedir.
Türk Tabipler Birliğinin (TTB) Özgürlüğünden Yoksun Bırakılanların Sağlık Hakkı İle İlgili Etik Kurul Görüşüne göre; hastayı kelepçeli olarak muayene girişiminde bulunmak, tıbbi müdahalelerin kelepçeli olarak yapılmasına göz yummak; ayrımcılık yasağına, insan onuruna-haklarına-özgürlüklerine saygı gösterilerek tıbbi hizmet sunulmasını zorunlu tutan etik ilkelere, hekimin hastasının sağlığını en önde tutarak birincil önceliğinin hastasının sağlık gereksinimi olması gerektiğini belirten temel kurala, hekimliğin hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılmasına özen gösterme ilkesine ciddi ihlal anlamına gelecek ve hasta-hekim ilişkisinin temeli olan güveni ortadan kaldıracaktır. Hastanın muayene ve tedavi ortamına “kelepçe, gözbağı ve zincir gibi kısıtlayıcılar” ile girmesine engel olmak, muayeneleri ve tedavileri herhangi bir kısıtlayıcı olmaksızın gerçekleştirmek hekimin sorumluluğundadır. Hekim görevlilerden bu kısıtlayıcıların çıkarılmasını talep etmeli, talep yerine getirilmediğinde ise bildirgede aktarıldığı şekilde tutanak tutularak sağlık kuruluşu yöneticileri, yargı organları ve meslek odası durumdan haberdar edilmelidir.
Yine kurulun görüşüne göre; sağlık hizmetlerinin mahpusların bulunduğu kurumda bu kurumların araçları, donanımları, ilaç stokları ile eğitimli insan gücünün hasta mahpusların tıbbi bakım ve tedavilerini karşılayabilecek uygunlukta olması hapishane hekimi tarafından denetlenir. Durumlarının kötüleşmesi ve/veya hapishanede gerekli sağlık hizmeti sağlanamaması halinde; hekim, kişinin tıbbi durumunu dikkate alarak hasta mahpusu uzman kurumlara veya sivil hastanelere sevk etmelidir. Hastaların ikincil görüş alma, güvendiği hekimden bağımsız görüş alma hakkına olanak tanınmalıdır. Avrupa hapishane Kuralları, özel tedaviye ihtiyacı olan hasta mahpusların hapishanede bu tedavinin gerçekleştirilemediğihallerde bu amaca özgülenmiş kurumlara ya da sivil hastanelere nakledilmesi gerektiğini düzenlemektedir.
Mesleki uygulamalar sırasında hekimlerden; hem yasa ve yönetmeliklerin verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesine hem de mesleğin bilimsel standartlarına ve ulusal/uluslararası tıbbi etik ilkelere uygun davranması beklenmektedir. Belirlenen etik ilkelere uyma yükümlülüğü etik bir ödev olduğu kadar hukuksal açıdan da bir zorunluluktur.
Ancak yapılan görüşmelerde kimi hekimlerin, TTB’nin Özgürlüğünden Yoksun Bırakılanların Sağlık Hakkı ile İlgili Etik Kurul Görüşünün aksine hareket ettikleri, belirlenen etik kurallara uymayarak hukuksal zorunluluklarını da ihlal etmişlerdir.
Mahpuslarla yapılan görüşmelere göre; sağlık hakkından faydalanmak bir işkence haline dönüşmüştür. Hapishanelerde sağlık hakkına erişim ya tamamen engellenmiş ya da sağlık hakkına erişim insan onuruna aykırı uygulamalarla caydırılmaya çalışılmıştır. Tedavi hakkından vazgeçme ile insan onuruna aykırı işkence biçimlerine maruz kalma arasında seçim yapmak zorunda kalan mahpuslar nihayetinde sağlık haklarına erişemez olmuşlardır. Ayrıca hapishaneler tedavi hakkını sağlama gibi sağlık hakkı bağlamında pozitif yükümlülüklerini ihlal ettikleri gibi; sağlıklı beslenme, barınma koşullarını oluşturma gibi negatif yükümlülüklerini de ihlal etmişlerdir.
2. İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE
Yapılan görüşmelerde hapishanelerdeki mahpusların; darp, çıplak arama, ters kelepçe, hakaret başta olmak üzere işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları ortaya çıkmıştır.
2.1. Fiziksel Şiddet
Görüşmelerde mahpusların gardiyanlar ve jandarma tarafından fiziksel şiddete (darp ve cebir) maruz bırakıldığı tespit edilmiştir.
AİHS m. 3 işkence yasağına göre, “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.” Bu hüküm, herhangi bir sınırlama nedenine bağlı olmayan, mutlak (sert çekirdekli) bir haktır. İşkenceye veya benzeri muameleye tabi olmama, her insan için dokunulmaz bir haktır. AİHS m. 3, niteliği itibariyle devletlere sadece negatif bir yükümlülük, yani işkence etme yasağını yüklemekle kalmaz. Aynı zamanda burada pozitif bir davranış yükümlülüğü de söz konusudur. Zira devletler aynı zamanda yetkileri altında bulunan hiç kimsenin bu tür bir muameleye maruz kalmamasını sağlamak, üçüncü maddeye aykırı muameleleri önleyecek ve cezalandıracak yasaları çıkarmak, önleyemedikleri ihlalleri ise, etkin olarak kovuşturma ile mükelleftir.
Hapishanelerde şiddet, kötü muamele veya onur kırıcı davranış ve uygulamaların kaynaklarından biri de gardiyanlardır. Avrupa hapishane Kurallarında “Yönetim ve Personel” başlığı altında 72 ila 75. maddeleri arasında hapishane personeline ilişkin önemli ilke ve kurallara yer verilmiştir.
Hapishane personelinin belirlenen bu temel yükümlülüklerinin aksine kötü muamele ve onur kırıcı davranışlarda bulunması suç olduğu gibi idarenin de bu tip davranışların sergilenmesini önleyici tedbirler geliştirmesi ve bunun için de idarenin ve yargı mercilerinin dile getirilen şikâyetleri personeli koruyucu bir tavırdan ziyade hakkaniyete ve hukukun temel ilkelerine uygun olarak sonuçlandırılması gerekmektedir.
2.2. Çıplak Arama
Yapılan görüşmelerde tespit edilen işkencelerden biri de hapishaneye nakil gelen mahpuslar başta olmak üzere pek çok mahpusa ve görüşmeye giden ailelerine yönelik çıplak arama ve onur kırıcı aramalar yapılmıştır.
İnfaz Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrasının b bendine göre “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” İnfaz Yönetmeliği’nin 34. maddesinin 9. fıkrasına göre “Arama ve sayımlar sırasında insan onuru ve haysiyetine saygı ile utanma duygusunun ihlal edilmemesi esastır. Bu kapsamda gerekli her türlü tedbir alınır.” demektedir.
Devletin koruması altındaki mahpusların -özellikle de kamu görevlisi ile mahpus arasında çok açık bir güç dengesizliği söz konusuyken- arama uygulamasına maruz kaldığı sırada işkence ve kötü muamele görme riskini ortadan kaldıracak bütün tedbirleri etkili bir şekilde alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kurallarının 51. maddesinin son cümlesinde, bu tür koruyucu hükümler yer almaktadır. Buna göre hapishane idaresi aramalarda “arama gerekçesi, arama kararını kimin verdiği, aramayı gerçekleştirenlerin kimlikleri ve arama sonuçlarını içerir şekilde uygun arama kayıtlarının tutulduğu” özel bir kayıt sistemi oluşturmak zorundadır. İnfaz Yönetmeliği’nin 34. maddesinin 2. fıkrasının ç bendinde çıplak aramanın tutanakla belgelenmesi ve bu belgenin arayan ve aranılan taraflarca imza altına alınması hükme bağlanmışsa da bugüne dek mahpuslardan böyle bir tutanağın hazırlandığı bilgisi edinilmemiştir.
Hapishanelerde mahpus yakınlarına yönelik uygulanan arama yöntemleri, yalnızca fiziksel bir güvenlik önlemi olarak değil; aynı zamanda kişilerin maddi ve manevi bütünlüğünü etkileyen bir devlet eylemdir. Özellikle mahrem bölgelere dokunularak yapılan elle kontroller, iç çamaşırların sıyrılması veya silkelettirilmesi, başörtüsü ve saç tokası gibi dini/kültürel unsurların zorla çıkartılması gibi uygulamalar, kişilerin hem bedensel dokunulmazlığını (maddi bütünlük) hem de onur, mahremiyet, psikolojik güvenlik ve manevi değerlerini (manevi bütünlük) doğrudan zedelemektedir. Anayasa’nın 17. maddesi uyarınca, herkes vücut bütünlüğüne dokunulmaz bir biçimde sahiptir. Bu kapsamda: Elle yapılan aramalarda özel bölgelere dokunulması, kişilerin vücuduna doğrudan fiziksel müdahale niteliğindedir. İç çamaşırların açılması veya silkelettirilmesi, aramanın meşru güvenlik amacı sınırlarını aşılmasıdır. Bu tür fiziksel müdahaleler özellikle kadınlar ve çocuklar açısından daha ağır travmatik sonuçlara neden olmakta, korunması gereken gruplara karşı orantısız güç kullanımı anlamına gelmektedir. Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkındaki Yönetmelik’in “Ceza infaz kurumlarına girişte arama” kenar başlıklı 6. maddesindeki düzenlemede ise Kanun’un 86. maddesi hükmüne aynen yer verilmiştir. Görüldüğü üzere ziyaretçiler bakımından ziyaret esasları ve ziyaretçilerin aranma usulleri belirlenmiştir. Ancak burada uygulamada sorun oluşturan husus şüphe hâlinde detektör ve xray cihazların bulunmaması nedeniyle elle yapılan aramalardır. Özellikle şüphe halinde elle arama yapılmasına karar verilecekse ortada makul ve ciddi emarelerin bulunması gerekir. Her halükârda elle yapılacak aramada ziyaretçinin vücut bütünlüğüne müdahale edecek nitelikte veya onun onurunu rencide edecek şekilde arama yapılamaz. Kanun hükmünde açıkça “elle arama” yapılacağı belirtilmiş olup bu noktada AİHM içtihatlarına göre, çıplak aramalar ancak çok istisnai durumlarda ve sıkı denetime tabi olarak meşru kabul edilir. Ziyaretçilere yönelik sistematik hale gelmiş çıplaklık boyutundaki aramalar, bu bağlamda insanlık dışı muamele yasağının ihlali anlamına gelmektedir. Manevi bütünlük, kişinin onuru, saygınlığı, mahremiyeti ve ruhsal sağlığıyla yakından ilgilidir. Mahpusların ve ziyaretçilerin beyanlarında sıklıkla şu hususlar göze çarpmaktadır: Kendilerine “suçlu muamelesi” yapıldığı hissi, bireylerin kişilik değerlerini zedelemektedir.
2.3. Tecrit Uygulamaları
Yapılan görüşmelerden hapishanelerde mahpusların tüm sosyal ilişkilerini kesecek yöntemlerle ve inşaa edilen yeni tip hapishaneler ile tecrit uygulamaları işletildiği açığa çıkmıştır. Sohbet hakkı, sosyal etkinlik hakkı, hücre cezaları, kafes uygulaması, keyfi olarak tek kişilik koğuşta tutulma gibi uygulamalarla mahpusların psikolojik baskıya maruz kaldıkları tespit edilmiştir.
Hapishanelerde mahpuslara yönelik aktivitelerin (meslek edindirme, eğitim, spor, sohbet gibi) onların bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ne kadar elzem olduğu çok açıktır. Bu sebeple dinlenme, ortak yaşam alanları, sosyal ve kültürel aktivite yerleri oluşturulmalıdır. Aynı şekilde koğuş dışında ortak alanlarda geçirilen süreler artırılmalı ve mahpusların daha kalabalık gruplar halinde birbirleriyle etkileşim kurmalarına izin verilmelidir. Ancak bu tür etkinlik haklarının kısıtlanması, sosyal izolasyonu artıran ve hatta tecride varan boyutlara ulaşmaktadır. Görüşme yapılan mahpusların aktarımlarına göre; sohbet, sosyal, kültürel ve sportif kurslara katılma gibi faaliyetlerin kısıtlanması, yaşam kaliteleri üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olup eziyet seviyesine ulaşmıştır. İnsan hakları standartlarına göre hapishanelerdeki mahpusların günün makul bir kısmını (sekiz saat veya daha fazla) hücreleri dışında, belirli amacı olan ve değişen faaliyetler yaparak geçirmeleri hedeflenmelidir.
Yapılan görüşmelerde politik-siyasi mahpusların koğuşlarının adli mahpusların koğuşları ile yan yana getirildiği tespit edilmiştir. Çağdaş infaz sisteminin gereklerine uygun gruplandırma yapılması; hapishaneler içerisindeki şiddet ve tahrik edici eylem ve söylemlerin azalması, onur kırıcı davranış, kötü muamelelerin önlenmesi ve özellikle de politik mahsupların güvenliği bakımından oldukça önemlidir. Hapishane idareleri tarafından gruplardırmanın yukarıda sayılan nedenlerle amacına uygun bir şekilde yapılması gerekmektedir. Gruplandırma kriterlerine aykırı yerleştirmeler başlı başına tutuklu ve hükümlüler bakımından onur kırıcı davranışlara ve kötü muameleye maruz kalmalarına sebebiyet vermektedir.
Bu noktada hapishanelerde fiziki koşullarının iyileştirilmesi ve uluslararası standartların yakalanabilmesi bakımından öncelikle hapishanelerin insan odaklı mimari ölçütlere göre inşa edilmesi gerekmektedir. Bu mimari yapıların; tecridi önleyici, engellilere uygun ve ortak yaşam alanlarını gözetici olması, onların sosyalleşmesini ve hapishane sonrası topluma adaptasyonlarını sağlayıcı nitelikte olması gerekir.
Özellikle Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Hapishanelerin mahpusların tecritlerini derinleştirdiği, hücre koşullarında tutulmaları sebebiyle pek çok haktan faydalanamadıkları, zamanlarının çoğunu kendi başlarına ve havalandırmanın bile olmadığı dar bir odada geçirdikleri ve bütün bunların insan onuruna aykırı olduğu ortadadır. Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite 80. oturumunda “S Tipi, Y Tipi ve diğer yüksek güvenlikli cezaevlerindeki bazı mahkumlar günde 22 saatten fazla süreyle yeterli havalandırması olmayan tek kişilik hücrelerde tutulmakta, bu da fiilen hücre hapsi anlamına gelmektedir” demiştir.
2.4. Psikolojik Baskılar ve Provokatif Davranışlar
Yapılan görüşmelere göre hapishanelerde işkence ve kötü muamelenin zaman zaman psikolojik baskı olarak da kendini göstermektedir. Mahpusların kendilerini güvensiz hissedecekleri fiziki koşullarda tutulması bu psikolojik baskıyı arttıran etkenlerden bir tanesidir. Kimi zamanda gardiyanlar tarafından provokatif söz ve davranışlar mahpuslar üzerindeki bu psikolojik baskıya neden olmaktadır.
Hapishaneler, mahpusların sadece bedensel değil, psikolojik bütünlüklerini de korunmak için insan onuruna yakışır gerekli tüm koşulları eksiksiz sağlamalıdır. Ancak yapılan görüşmelerde hapishane personelleri tarafından mahpuslara yönelik insan onuruyla bağdaşmayan eylemler gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır.
Tehdit, mahpusların uyuyamamasına dönük kasti gürültü çıkarma, kapıyı sert çarpma, soruşturma ile tehdit etme, ayakta sayım dayatması şeklinde vuku bulan ve provokatif yönü de bulunan bu davranışların kimi hapishanelerde sistematik olarak uygulandığı anlaşılmıştır.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 2. maddesi “Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz” hükmünü içermektedir. Ayrıca Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin “Ceza İnfaz Alanındaki Tavsiye Kararlarının 72/1. Maddesi ise “tüm mahpuslara insanca davranılması” ve hapishanelerin “insan onuruna saygı gösterme zorunluluğunu kabul eden etik koşullar çerçevesinde” yönetilmesini öngörür.
3. İDARE VE GÖZLEM KURULLARININ HUKUK DIŞI KARARLARI, KOŞULLU SALIVERİLME HAKKININ ENGELLENMESİ
Hapishanelerde bağımsız ve tarafsız kişilerden oluşmayan ve hiçbir hukuksal formasyonları olmayan idare ve gözlem kurullarının verdiği kararların hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Tamamen keyfi ve kurullarda yer alan kişilerin subjektif değerlendirmelerine dayalı bu kararlarla mahpusların kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı başta olmak üzere birçok temel hak ve özgürlükleri ihlal edilmektedir. İnfaz sürelerinin belirsizleşmesi, hem özgürlük ve güvenlik hakkının hem de adil yargılanma hakkının ihlalidir. Kuralsız ve keyfi şekilde uygulanan infaz politikaları, devletin cezalandırma gücünü sınırsız bir şekilde kullanılmasına olanak tanımakta, bu da temel hak ve özgürlüklerin açıkça gasp edilmesi anlamına gelmektedir.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair 29 Aralık 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile mahpuslara dönük “iyi hali” olmadığı gerekçeleriyle tüm hapishanelerde mahpusların şartlı tahliyelerinin engellendiği uygulamalar başlatıldı. Hapishanelerde de aralarında ağır hasta mahpusların ve 30 yıllık mahpusların da bulunduğu birçok mahpusun şartlı tahliyesi hukuk dışı ve keyfi kararlarla engellenmiştir. Bu keyfi yetkiler çıkarılan infaz yasası paketleri ile de sistematik hale gelmiştir. Bazı hapishaneler pilot hapishane seçilerek politik mahpusların koşullu salıverilmelerinin engellenmesi rutin bir uygulamaya döndürülmüştür. Yapılan görüşmelerde idare ve gözlem kurullarının anlamsız gerekçelerle taraflı, keyfi ve hukuk dışı kararlar verildiği anlaşılmıştır.
İdare ve Gözlem Kurulları tarafından mahpusların “iyi halli” olmadıklarına dair düzenlenen raporlar tüm hapishaneler yönünden benzer gerekçeleri içermektedir. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 89. maddesi 14.04.2020 tarihinde değiştirilip akabinde Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik 29.12.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmasıyla, hapishanelerde İdare ve Gözlem Kurulunun raporları sebebiyle çok sayıda mahpusun koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmadıkları görülmüştür.
Belirtmek gerekir ki; düzenlemenin kendisi ve mahpusların anlatımlarına göre uygulanış biçimi kişi özgürlüğü ve güvenliğini doğrudan etkileyen “iyi halli” kavramının hapishane yetkililerinin keyfi tutum ve kararlarına bırakılmıştır. Bu sebeple Türkiye’de “İdare ve Gözlem Kurullarının” AİHS’e ve Anayasa’ya aykırı kararlarının kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlali olduğu artık karine haline gelmiştir.
İdare ve Gözlem Kurulu değerlendirmelerine karşı onay mercii olan İnfaz Hakimlikleri ve itiraz mercii olan Ağır Ceza Mahkemeleri aşamalarının her birinde mahpusların adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir. AİHS m.6 çerçevesinde, yargı mercileri tarafından verilen kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunlu kılınmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere karara dayanak mevzuat hükümlerinin hukuki belirlilik ilkesini ihlal eder nitelikte olması, idarenin keyfi kararlar vermesine yol açmışken; buna ek olarak İnfaz Hâkimlikleri tarafından idarenin değerlendirmesinin yargı makamı olarak değil de bir noter mercii gibi gerekçesiz onaylandığı görülmüştür.
İdare ve Gözlem Kurullarının olumsuz raporlarına gerekçe ettikleri subjektif yorumların kurulları başka bir boyuta evirdiği görülmektedir. Tamamen subjektif yoruma dayanan, hukuki hiçbir geçerliliği olmayan gerekçelerle şartlı tahliyesi engellenen mahpusların sayısının oldukça fazla olduğu görülmüştür.
Gerekçeler arasında mahpusların “pişmanlık göstermediği” tespitlerinin yer aldığı görülmüştür. İdare ve Gözlem Kurulunun, kendini mahkeme yerine koyarak, TCK'de her suç tipi için ayrı ayrı düzenlenen etkin pişmanlık kavramını infaz hukukuna dâhil ettiği anlaşılmaktadır. Pişmanlık maddi ceza hukukuna ait bir müessesedir, bu müessesenin aynı kriterlerle infaz hukukuna uyarlanması mümkün olmadığı gibi; pişmanlığın infaz aşamasında ne olacağı belli olmayan yeni kriterlerle idari bir kurulun keyfine bırakılması da mümkün değildir.
Ayrıca 2020 yılında yapılan mevzuat düzenlemelerinin ardından hapishanelerde disiplin soruşturmasına ve adli soruşturmaya konu edilen eylemleri de değerlendirmek yerinde olacaktır. Çünkü fiili olarak iyi hal değerlendirmesinin parçası haline gelen disiplin soruşturmaları, disiplinsizlik sayılan eylemler, açık soruşturmalar doğrudan şartlı salıvermenin önünde engel haline getirilmiştir. Mahpuslar şarkı söyledikleri, halay çektikleri, çıplak aramaya direndikleri, Kürtçe konuştukları, slogan attıkları, hapishanedeki hak ihlallerini duyurmak için mektup yazdıkları için disiplin cezasıyla karşılaşıyor, provakatifdavranışta bulunan gardiyanlar değil mahpuslar adli soruşturmaya maruz kalıyor, kişinin kendini ifade etmesinin, şikayetlerini dile getirmesinin neredeyse tek yolu olan açlık grevi eylemi ise örgüt üyeliği suçuna delil olarak görülüyor. Tüm bunlar da iyi hal kavramının geniş yorumlanması sebebiyle koşullu salıverilmenin engellenmesine sebep oluyor.
Kimi hapishanelerde şartlı salıverme hakkının fiilen uygulanabilirliği kalmadığı tespit edilmiştir. İnfaz Hâkimliği, Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirmelerinden anlaşılıyor ki, iyi hal kararını verme yetkisini fiilen hapishane müdürü ile başgardiyan kullanmaktadır. Bu sebeple umut hakkının parçası olan şartlı salıvermenin hukuk sisteminde tanındığındanbahisle evrensel hukuk ilkelerinin mevcudiyetini söylemek mümkün değildir. Pek çok hapishane açısından bakıldığında fiilen uygulamasının olmadığı bir düzenlemenin kâğıt üstünde yer alması idarenin hukuki sorumluluklarını ve gereklerini rafa kaldırmamaktadır.
4. KOĞUŞ ARAMALARINDA YAŞANAN SORUNLAR
Mahpuslarla yapılan görüşmelerde tespit edilen bir diğer hak ihlali ise koğuşlarda rutin aramalar dışında baskın aramaların yapılmasıdır. Gerek aramaların yoğunluğu gerek geç saatte yapılması ve gerek yapılma tarzı başlı başına bir baskı aracı haline dönüştürülmüştür.
Yapılan görüşmelerde koğuş aramalarının mahpusların özel yaşamını ihlal edecek ve başlı başına bir baskı aracı haline getirecek şekilde sıklıkla ve gece yarısı ve baskın şekillerde yapıldığı görülmüştür. Aramalar hukuka ve kanunun düzenlediği şekle aykırı bir biçimde yapılmakta, mahpusların kişisel eşyalarına mektuplarına gerekçesiz el konulmaktadır.
Öncelikle bir arama yapılacaksa aramanın, idari ve yargısal denetime imkân verecek şekilde somut olarak gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Ancak her halükarda aramaların temel hakların özüne zarar veren, onların kullanılmasını imkânsız hale getiren, ayrımcı ve insan onuruna aykırı nitelikte olmaması gerekir. İnsan odaklı bir infaz sistemi oluşturulabilmesi bakımından bu elzemdir. Ancak aramaların kurum güvenliğinin ve düzenin sağlanması bakımından çerçevesi kanunlarla belirlenmiş ve evrensel hukukun temel esaslarına uygun aramalardan uzak yapıldığı ve bir gereklilik olmaktan çıkarılarak mahpusların haklarını anayasa ile güvence altına alınan pek çok hakkını ihlal eder nitelikte bir keyfi ve genel uygulamaya dönüşmüştür.
5. HABERLEŞME HAKKI İHLALLERİ
5.1. Süreli ve Süresiz Yayınlardan Faydalanma Hakkı
Yapılan görüşmelerde mahpusların makul düzeyde dış dünya ile temaslarını sürdürülmesinin önündeki en büyük engelin hapishane idarelerinin keyfi uygulamaları olduğu tespit edilmiştir. İnfaz Kanunu’nun 62. Maddesine göre Tutuklu/hükümlüler, mahkemeler tarafından yasaklanmamış olmamak kaydı ile süresi ve süresiz yayınlardan bedelini ödemek suretiyle yararlanma hakkına sahiptirler. Kanuna göre mahpuslar istedikleri gazete, dergi, tez, kitap gibi yayınlardan faydalanma hakkına sahiptir. Ancak görüşmelerde mahpuslar herhangi bir yasaklama ve toplatılma kararı olmayan Evrensel, Yeni Yaşam gibi muhalif gazetelerin, Kürtçe/Türkçe kimi dergilerin keyfi olarak engellendiğini aktarmışlardır.
Yine mahpusların kitap bulundurma hakkının da keyfi olarak kısıtlandığı tespit edilmiştir. Herhangi bir gerekçeye dayandırılmadan özellikle politik mahpuslara kitap kotası uygulandığı anlaşılmaktadır. Uygulama kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirmesine, dış dünya ile iletişim kurmasına ve haberleşme hakkını ciddi boyutlarda ihlal etmektedir.
5.2. Radyo ve Televizyondan Yararlanma Hakkı
Keyfi olarak radyo ve televizyondan faydalanma hakkının engellendiği tespit edilmiştir. Televizyondan faydalanma hakları kullandırılsa bile bazı kanallara erişimin keyfi olarak engellendiği görüşülen mahpuslar tarafından aktarılmıştır.
5.3. Mektuplaşma Hakkı
Mektuplaşma mahpusların dış dünyayla iletişimlerini sağlayan en önemli araçtır. Tutuklu/hükümlünün kural olarak kendisine gönderilen mektup, faks ve telgrafları alma ve ücretleri kendisince karşılanmak koşuluyla, gönderme hakkı olduğu gibi, yasal mevzuat uyarınca gerekli teknik altyapının bulunduğu kurumlarda, elektronik yöntemlerle de mektup alıp gönderme hakkı da bulunmaktadır. Ancak yapılan görüşmelerde mahpusların mektuplaşma hakkının kısıtlandığı tespit edilmiştir.
6. KEYFİ DİSİPLİN CEZALARI
Yapılan görüşmelerde bir baskı aracı olarak mahpuslara sık sık keyfi disiplin cezalarının verildiği anlaşılmıştır. Kimi zaman gardiyanların kışkırtması sonucu, kimi zaman yasal hakkın kullanımı mahpusların disiplin cezaları ile karşı karşıya bırakılmasına sebep olmuştur. Bu keyfi disiplin cezaları gerekçe gösterilerek mahpusların infazı yakılmış, hücre cezası, haberleşme, aile görüşü gibi hakları engellenmiştir. Mahpusların idarenin hukuk dışı ve keyfi eylem ve işlemlerine karşı başlattıkları eylemler (kapıya vurma, slogan atma vb.) disiplin cezası vermeye veya soruşturma açmaya gerekçe yapılmıştır.
Yapılan görüşmelerde disiplin soruşturması ve cezalarının birer baskı aracına dönüştürüldüğü anlaşılmıştır.
Hapishanelerde her türlü hak talebine ya da ihlallere karşı verilen tepkilere hapishane idarelerinin tutanak tutarak ve disiplin soruşturması başlatarak karşılık verdiği aktarılmıştır. Ağız içi aramayı kabul etmediği, kuruma dilekçe yazdığı, CİMER’e başvuru yaptığı, seçim değerlendirmesinde bulunduğu vb. gibi pek çok sebebin gerekçe yapılması mahpuslara verilen disiplin cezaları ve açılan soruşturmaların hukuksuzluğunu ortaya koymaktadır.
Kimi zaman mahpusların gardiyanlar tarafından kışkırtıldığı, böylece haklarında disiplin soruşturması açıldığı, ancak karşılığında şikayete rağmen gardiyanlar hakkında herhangi bir işlem başlatılmadığı tespit edilmiştir. Bu hukuk dışı, keyfi disiplin soruşturmaları ile verilen cezalarla hakların kısıtlanması haricinde bu disiplin cezaları gerekçe gösterilerek koşullu salıverilme hakkının engellenmesi uygulaması da keyfi disiplin soruşturmaları sebebiyle yaşanan ihlallerin boyutunu derinleştirmektedir.
7. ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKININ İHLALİ VE ÖZEL HAYATA MÜDAHALE
Mahpuslar ile yapılan görüşmede hapishane idarelerin, özel hayata saygı ve özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal ettikleri uygulamalar tespit edilmiştir. Bu ihlal bazen özel alanlara kamera yerleştirmek, bazen aramalar da sınırın aşılması ile bazen de kendilerine gönderilen eşyaların teslim edilmemesi ile gerçekleşmiştir.
AİHM, hak ve özgürlüklere yönelik müdahaleleri incelerken, müdahaleyi gerçekleştirilirken güdülen amaç ile bireyin yasalarca korunan hakları arasında adil bir denge olması gerektiğini vurgulamaktadır. AİHM’in bu yaklaşımından da anlaşılacağı üzere, devletler her ne kadar güvenliği sağlamak için hak ve özgürlüklere bazı müdahaleler yapsalar da bu müdahaleleri yaparken ölçülü davranmak ve adil dengeyi bozmamak yükümlülüğü altındadırlar. Anayasa Mahkemesi de bireysel başvuruları incelerken AİHM ile aynı görüştedir.
Mahpusların hapishanede tutulma hali onların özel yaşamlarının gizliliği hakkın ortadan kaldırmamaktadır. Dışarıdakiler gibi hapishanede tutulanlarında ruhsal sağlıklarının bütünlüğünün korunması için özel yaşamlarını gerekli gizlilik sınırı içinde yaşamaları gerekmektedir.
Yapılan görüşmelerde mahpusların yaşam alanlarını görecek pozisyonda kameralar yerleştirildiği ifade edilmiştir. Mahpusun her davranışını kontrol edip tecrit koşullarını derinleştiren bu uygulama manevi huzuru bozan ve kendini güvende hissedebilmesini engelleyen bir uygulamadır.
Mahpusların aile ve yakınları ile ziyaret kapsamında görüşmelerinin engellendiği tespit edilmiştir. Ziyaret saatleri ailelerin görüş için gelmesine elverişli olmaması, aileler tarafından gönderilen eşyaların mahpuslara verilmemesi, yaşam alanlarının hapishanede kalan diğer kişiler tarafından görülüp dinlenebilir olmasının özel hayata saygı hakkını ihlal ettiği açıktır.
8. KÜRTÇEYE YÖNELİK YASAKLAMALAR
Yapılan görüşmelerde hapishanelerde Kürtçeye dönük büyük bir sansür uygulandığı anlaşılmıştır. Kürtçe kitap ve mektupların teslim edilmemesi, Kürtçe şarkı söylenmesine disiplin cezası ile karşılık verilmesi, Kürtçe yazılı defterlere el konulması, Kürtçe selamlaşan mahpuslara fiziki/sözlü saldırılar bunu ortaya koymaktadır.
Ana dil hakkı temel bir insan hakkıdır. Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı kapsamında kişilerin yaşamın her alanına kendi ana dilleriyle katılma hakkı bulunmaktadır. Bu hak uluslararası sözleşmelerin tümünde açıkça düzenlenmiştir. Ayrımcılık yasağına uygun bir biçimde hapishanedeki mahpusların dil, etnik ve kültürel farklılığına saygı duyarak ihtiyaçların saptanması ve bunlara uygun düzenlemeler yapmak devletin yükümlülüğü kapsamındadır.
9. NAKİL TALEPLERİNİN REDDİ VE SÜRGÜNLER
Yapılan görüşmelerde politik mahpusların nakil taleplerinin keyfi olarak reddedildiği ve yakınlarından uzak şehirlerde bulunan hapishanelere sürgün edildikleri anlaşılmıştır.
Uluslararası standartlar çerçevesinde hapishanede tutulan kişilerin nakil hakkı, Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları ile Herhangi Bir Şekilde Tutulan veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin Prensipler Bütünü ve Avrupa Konseyi’nin Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi Standartları ile Avrupa hapishane Kuralları çerçevesinde incelenmiştir. Söz konusu metinlerde yer alan standartlar çerçevesinde dikkat edilmesi gereken insan hakları standartları belirlenmiştir. Bu kapsamda ilk olarak bir mahpus mümkün olduğu ölçüde ikamet ettiği yere makul uzaklıktaki bir tutukevinde veya hapishanede tutulmalıdır.
Ancak yapılan görüşmelerden mahpusların neredeyse hepsinin ailelerinden kilometrelerce uzaktaki hapishanelere talepleri dışında sürgün edildikleri görülmüştür. Ailelerine yakın hapishanelere nakil talepleri ilgili hapishanelerde yer olmasına rağmen keyfi olarak reddedildiği bu sebeple mahpusların ailelerinin görüşe gelemedikleri anlaşılmıştır.
10. DİLEKÇE HAKKI İHLALLERİ
Anayasal bir hak olan dilekçe hakkı; bireylerin kendileriyle ya da kamu ile ilgili istek, dilek ve şikâyetlerini, bireysel ya da toplu olarak ilgili kamu makamlarına sunma hakkıdır. Kısaca dilekçe bireylerin taleplerine cevap vermek için tanınan bir imkân; esasen bir hak arama yoludur. Hapishanelerdeki hukuk dışı ve keyfi uygulamaları, şikâyet etmek ya da sorunlarına dışarıdaki kurumlara iletmek mahpusların en doğal hakkıdır. Ancak yapılan görüşmelerde dilekçelerin ya hapishane tarafından ilgili kurumlara iletilmediği ya da ilgili kurumların dilekçelere cevap vermediği ve kimi hapishanelerde dilekçe hakkının kullanımının disiplin cezası olarak mahpusa döndüğü anlaşılmıştır.
Dilekçe hakkının kullanılmasına dair 3071 no’lu kanunun 3. Maddesi “Türk vatandaşları kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma hakkına sahiptirler.” Demektedir. Mahpusların bu hakkının doğrudan ve dolaylı olarak engellenmesi, Anayasanın 10. Maddesiyle hüküm altına alınan eşitlik ilkesine ve dilekçe hakkını hüküm altına alan ilgili maddeye aykırılık teşkil etmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Sağlık Hakkı
Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi, tedaviye ulaşmanın önündeki engeller, ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı olup tıbbi tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkı ihlaline yol açılmaktadır. Bununla birlikte ağır hasta mahpusların mevcut mevzuat düzenlemesinden ve sağlığa erişimde karşılaştığı muameleden kaynaklı olarak hapishanede tutulmaları kötü muamele ve işkence yasağının ihlalini oluşturduğu gibi sonuçları itibariyle de yaşam hakkını ihlal eder niteliktedir. Görüşmelerimiz sonucunda tespit edilen sağlığa erişim hakkı ihlallerinin ortadan kaldırılması için Adalet Bakanlığı pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, cezalarının infazının hapishane koşullarında sürdürülmesinin uygun olmayan mahpuslar yönünden alternatif yollar aranmalı ya da sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi/geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır.
Mahpusların tedavi erişim ve muayene olma haklarının kullanımı önündeki en büyük engellerden biri ağız içi arama dayatmasıdır. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama uygulamasına ve diğer yasaklı arama usullerine son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri geciktirilmemeli ve tedavileri bir an önce sağlanmalıdır.
Mahpusların tedavilerinin daha iyi ve uygun koşulların bulunduğu hapishaneye sevk talepleri kabul edilmelidir. Bu talepler keyfi gerekçelerle ret edilmemeli ve geciktirilmemelidir. Mahpusların hastanelere sevk süreçleri beklerken ikincil cezaya dönmemeli; hastaneye sevkleri, ring araçlarıyla değil, hastaneye doğrudan doğruya sağlık araçları ile ulaşmalarınısağlayacak bir yöntemle yapılmalıdır.
Pek çok hapishanede temiz suya erişimin olmadığı ve beslenme için gerekli ve yeterli gıdanın hapishane idaresi ve kantinlerinden sağlanamadığı anlaşılmıştır. Yemekler mahpusların sağlıklı ve dengeli beslenmesine elverişli porsiyonda ve besleyici olmalıdır. Özel diyet uygulaması ve farklı beslenme ihtiyacı bulunan hasta mahpusların beslenme koşulları insan sağlığına ve onuruna uygun şekilde sağlanmalıdır. Yemekler mahpusların ihtiyaç duyduğu kalori miktarını sağlayacak şekilde ve hijyenik koşullarda verilmelidir. Özellikle hasta mahpusların diyet yemeklerine ulaşması sağlanmalıdır. Yaşamın en temel unsuru olan temiz suya ulaşımdaki problemler hapishane idaresi tarafından çözülmeli mahpusların hem yaşamları için hem de oda ve beden temizliği için gerekli ve yeterli suya erişimi sağlanmalıdır.
Hapishane ziyaretlerinde edinilen gözlem, beyan ve tespitlerden, hapishanelerin temizlenmediği, hijyen malzemelerinin verilmediği veya yetersiz olduğu, koku yapan tuvalet ve banyo giderleri için kapak imkanının sağlanmadığı, akan suya erişimin olmadığı, mahpuslara battaniye yıkama imkanının sağlanmadığı, demirbaş olarak verilen battaniyelerin cilt hastalıklarına sebep olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda su, tuvalet ve öz bakımlarını sağlamaları için gerekli malzemelerin ve genel hijyen için gerekli olanakların hapishane idaresi tarafından sağlanması gerekmektedir.
Yüksek Güvenlikli, S Tipi, Y Tipi Hapishanelerinin yarattığı duyusal izolasyon ve sosyal izolasyon göz önüne alınarak; fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik halini imkânsız kılan bu hapishane tiplerinden ve kapatma rejiminden vazgeçilmelidir. Hapishanelerde mekan, aydınlatma, ısıtma, ortam sıcaklığı ve havalandırmaya dair insan odaklı olmayan güvenlikçi ve izolasyon odaklı politikalardan vazgeçilmelidir. Fiziki yapısı mahpusların bedensel ve ruhsal sağlığını bozmaya elverişli hapishaneler derhal boşaltılmalıdır.
Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere sevkleri, sevk için uygun olmayan, klimasız ve dar ring araçlarıyla değil; daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla yapılması sağlanmalıdır.
İdare, sosyal devlet ilkesi uyarınca dezavantajlı ve hasta mahpuslara gerekli korse, tekerlekli sandalye, ortopedik yatak gibi medikal malzemeleri sağlamalıdır.
İdare, tüm hasta mahpuslara tedavileri için gerekli olan ilaçları geciktirmeden temin etmelidir.
Muayene sırasında jandarmanın odada bulunması ya da muayenenin kelepçeli iken gerçekleştirilmesi özgürlüğünden mahrum kalmış kişilerin yaşadığı sağlık hakkı ve kötü muamele yasağı ihlallerinin başında gelmektedir. Muayene sırasında gerçekleşen bu iki uygulamada hekimlerin hukuki sorumlulukları ve etik davranış yükümlülükleri ise bu uygulamanın temel tartışma zeminini oluşturmaktadır. Hasta mahremiyeti gözetilerek eşit koşullarda, insan onuruna uygun olarak kelepçesiz bir şekilde muayene gerçekleştirilmelidir.
İşkence ve Kötü Muamele
Mahpuslara ve ailelerine karşı gerçekleştiği ifade edilen “Çıplak Arama” işkencesine ivedilikle adli soruşturma başlatılmalı, çıplak arama dayatmasında bulunan görevliler tespit edilerek etkili soruşturma yürütülmelidir.
Koğuşlarda sayım ve ardından gerçekleşen arama biçiminin süreklileşmesi, koğuşta yapılan aramanın orantısız ve baskın havasında yaşanması keyfiliğe yol açmaktadır. Bu uygulamanın “zorunlu nedenlerden” kaynaklanmadığı idare tarafından da sayımın kolaylaştırma aracı haline geldiği yapılan görüşmeler neticesinde ortaya çıkmaktadır. Hapishanelerde mahpuslara yönelik arama adı altına yapılan işkence ve kötü muamele iddialarına yönelik derhal etkin ve şeffaf bir soruşturma başlatılmalıdır. Hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Şafak baskını şeklinde tabir edilen eylemlerden vazgeçilmelidir.
Tecrit Uygulamaları
Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve tecrit uygulamaları en üst seviyeye çıkarılmıştır.
Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmek, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpuslar beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. AİHM tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir. Bu nedenle mahpuslara keyfi ve hukuk dışı kararlar ile disiplin cezaları verilmemeli mahpusların sohbet spor hakları kullandırılmalıdır.
Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara son verilmeli, kitap kotası kaldırılmalı ve haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi-gazete ve TV kanallarından mahpusların yararlandırılması sağlanmalıdır.
Tel örgü, kafes uygulaması, yaşam alanlarını gören kamera uygulamasına derhal son verilmelidir.
Gözetlenebilir hücre anlayışı ile inşa edilen ve insan onurunu pek çok yönüyle ihlal eden Y ve S Tipi hapishaneleri kapatılmalı ve diğer hapishanelerin insan hak ve onuruna uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
Kadın Mahpusluk
Kadın mahpusların başta ped, tampon olmak üzere hijyen ve temizlik malzemeleri ihtiyaca uygun çeşitlilik ve nitelikte ücretsiz bir şekilde karşılanmalıdır.
Hapishanelerdeki tüm hizmetler cinsiyete özgü bir hale getirilmelidir.
Hapishanedeki kadınlara, kadınlara özgü hastalıklara yönelik düzenli bilgilendirme ve tarama çalışmaları yapılmalı, hapishane revirlerinde jinekolog ve gerekli ekipmanlar bulundurulmalıdır. Kadınların özgün ihtiyaçlarına uygun beslenme düzeni oluşturulmalıdır.
Kıyafet çeşit ve sayısı kadın özelinde kadın biyolojisine uygun olarak yeniden ele alınmalıdır.
Cinsiyete duyarlı yaklaşımlar temel alınarak fiziki ve idari yapıya ilişkin yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu şekilde kadın mahpusların özgünlükleri esas alınmalı, kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet önlenmelidir.
Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı
Hukuka aykırı olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik iptal edilerek hapishane idareleri hukuk dışı ve keyfi kararlarını bir araç haline getirmeleri engellenmelidir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali ile hapishane gözlem kurullarının yetkilerinin kısıtlanması veya bu uygulamanın tamamen ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Özel ve Aile Hayatına Saygı
Ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen mahpusların aileleri, görüş yapabilmek için uzun seyahatler yapmak durumunda kalmaktadır bu durum aileleri maddi ve manevi açıdan oldukça zorlamaktadır. Bu sebeple mahpusların ailelerine yakın hapishanelere nakil olma talepleri kabul edilmelidir.
Mahpusların mahrem alanlarına saygı gösterilmeli özel hayatın gizliliğini ihlal eden odaların banyo tuvalet gibi yerlerini gören kameralar kaldırılmalıdır.
Keyfi, sık sık ve gece saatlerinde baskın şeklinde gerçekleşen koğuş aramalarına son verilmeli aramalar özel hayata saygı hakkını ihlal edecek boyutlara varmamalı ve aramalarda gerekçe sunulmadan keyfi olarak el konulan eşyalar mahpuslara geri verilmelidir. Sürgün olan mahpusların eşyaları kendilerine gönderilmeli ve mahpusların sürgün edilirken yanına yeteri kadar eşya almasına izin verilmelidir.
Dilekçe ve Haberleşme Hakkı
Artan hak ihlallerine ve idarenin tutumlarına karşı mahpuslar tarafından Hapishane İdaresi, Cumhuriyet Başsavcılığı, İnfaz Hakimliği, TBMM gibi kamu kurum ve kuruluşlarına yazdıkları dilekçeler işleme alınmalı, dilekçelerin kayıt numarası, alındı belgelerinin birer örnekleri mahpuslara verilmeli ve dilekçelerin ilgili makamlara iletilmesi sağlanmalıdır.
Sonuç olarak; Sayın Abdullah Öcalan, 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı çağrıda belirttiği ‘demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması’ konusundaki sözleri ile ısrarlı ve kararlı çözüm iradesini ortaya koymaktadır. Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil; Türkiye’nin demokratik geleceği ve barış süreci açısından da ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu çağrının karşılık bulabilmesi, İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılması ile mümkündür. Süreç bağlamında Şubat ayından bu yana kamuoyunun gündeminde olan ve yargı alanında “reform” adı altında sunulan 10. Yargı Paketi Kanun Teklifi 4 Haziran 2025 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Birçok alanda düzenlemeler içeren bu yargı paketi, en temel sorunlardan biri olan siyasi mahpuslara yönelik eşitsiz ve ayrımcı uygulamaların sonlandırılması açısından yetersiz kalmıştır. Türkiye’de toplumsal barışın yeniden tesisi için umutların filizlendiği bir dönemde, siyasi mahpuslara yönelik ayrımcı infaz politikalarının sürdürülmesi, barış ve demokratik çözüm iradesiyle açıkça çelişmektedir. Bu sürecin sürdürülebilirliği, sadece silahların susması ile değil, aynı zamanda toplumsal adaletin tesis edilmesi ile mümkündür. Bu bağlamda, siyasi mahpusların eşit yurttaşlık haklarından ve hukuki güvencelerden yararlanması, geçmişte yaşanan ağır hak ihlallerini sürdürmekte ve barışa olan toplumsal inancı zayıflatmaktadır. Toplumu iyileştirmek için atılacak en anlamlı adımlardan biri, siyasi mahpuslara yönelik bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması olacaktır.
Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular ve yapılan görüşmeler neticesinde tespit edilen başta Kötü Muamele ve İşkence yasağı olmak üzere sağlık ve tedaviye erişim hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü, özel hayata saygı hakkı ihlallerine sebebiyet veren uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.
Çıplak arama, ağız içi arama, ayakta nizami sayım, tecrit gibi insan onuruna aykırı tüm uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Kelepçeli muayene, ring aracında kelepçeli yolculuk uygulamalarına son verilmelidir. Nakil, disiplin cezaları, haberleşme hakkı gibi pek çok konuda Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararları gözetilerek yeni hak ihlallerinin önlenmesi için kalıcı düzenlemelere gidilmelidir. Koşullu salıverilmelerine engellenmesine neden olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmalı, lehe kanun ilkesi uygulanmalıdır. Yürürlükteki “iyi hal” kriterleri belirlenmeden önce hükümlülerin hapishanedeki koşulları hakkaniyetle tespit edilmeli, “iyi hal” değerlendirmesi yapmadan önce hapishanelerin insan onuruna uygun fiziki ve sosyal koşulları yaratılmalıdır. “Terörle Mücadele Kanunu” gibi ayrımcı yasalarla hapishanene konulmuş kişiler “ıslah edilmesi gereken suçlular” olmadığından, infaz yasaları gibi ceza yasalarının ve yargılamalarının da düşman ceza hukuku mantığından uzaklaşması gerekmektedir.
Dolayısıyla Yargı Paketleri ile de sürdürülen siyasi mahpuslara yönelik sistematik ayrımcılığa derhal son verilmeli; infaz rejimi düzenlemeleri tüm mahpuslar için eşitlik ilkesine uygun biçimde gerçekleştirilmelidir. Ceza adaleti sistemi, toplumun tüm kesimlerine karşı adil ve kapsayıcı olmak zorundadır. Hapishaneler, adaletin askıya alındığı yerler olamaz.
Türkiye'de barışçıl çözüm yollarının önünü açmak, toplumun tüm kesimlerinin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını sağlamak ve hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmek için, başta hapishaneler olmak üzere tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalıdır. Hapishanelerde uygulanan ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir. Devlet, Anayasa ve kanunlarda kendisine yüklenen yükümlülüklerini ve sorumluluklarını yerine getirmeli, mahpuslara yönelik uygulanan başta tecrit olmak üzere tüm hak ihlallerine son vermelidir.
ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ
&
MED TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ AİLELERİ İLE HUKUKİ VE DAYANIŞMA DERNEKLERİ FEDERASYONU