"..tanıklıktan çekinme hakkı olan kişiye bu hakkının hatırlatılmaması delil elde etme yasaklarına; duruşmada tanıklıktan çekinen tanığın önceki ifadesinin okunamaması,duruşmada tanıklıktan çekinen tanığın önceki ifadesinin okunamaması, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında elde edilen delillerin aynı kanunun 135. maddesinin altıncı fıkrasında sayılanlar dışında bir suçun soruşturma ve kovuşturulmasında kullanılmaması ise delil değerlendirilmesi yasaklarına örnek ...
Somut olayda İlk Derece Mahkemesi, hükme esas aldığı beyanların sahipleri olan tanıkların duruşmada dinlenmesi için hiçbir girişimde bulunmamıştır. Dolayısıyla bu tanıkların 5271 sayılı Kanun’un 211. maddesinin (1) numaralı fıkrasında sayılan ve duruşmada dinlenmesi yerine önceki beyanlarının okunması ile yetinilebilecek tanıklar olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu beyanların önem dereceleri itibarıyla da duruşmada okunmakla yetinilecek beyanlardan olduğu da kabul edilmiş değildir...
Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma ve inceletme noktasında da uygun imkânların tanınması gerekir. Bu anlamda, delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik iddiaları da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilecektir.
Mahkûmiyet hükmü, belirleyici olarak, başvurucunun soruşturma veya yargılama aşamasında sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı bir tanık tarafından verilen ifadelere dayandırılmış ve savunma haklarının korunması için hiçbir tedbir alınmamıştır. Sonuç olarak, bahse konu mahkûmiyetin belirleyici delilinin tanık R. A.’nın açıklamaları olduğu, bu tanığın duruşmada dinlenilmemesi ve sanıkla yüzleştirilmemesinin adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
sanığın aleyhine beyanda bulunan tanığın / tanıkların güvenilirliklerini sorgulamak da tanık sorgulamanın bir unsurudur. tanığın ön yargılı , artnyetli düşmanca hareket etme ihtimali veya güvenilmez bir kişi olduğuna ilişkin ihtimalleri bertaraf etme hakkı veya açığa çıkarma hakkı vardır.
Şüpheden Sanık Yararlanacağı - İtirafçı Tanıkların Sanığa İsnat Edilen Eylemlere Bizzat Katılmadıkları Gibi Duyuma Dayanan Beyanları da Tutarlılık Göstermediği/Mağdurlar ....
Tanık Koruma Kanununun 9/8. maddesinde belirtildiği üzere başkaca delillerle desteklenmeyen gizli tanık beyanının hükme esas alınamayacağı gözetilmeksizin sanığın beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi,
“soruşturma ve kovuşturma aşamasında beyanda bulunmuş ancak yapılan keşif sırasında tanıklıktan çekinme hakkını kullanan kişinin beyanları hükme esas alınamaz”