Duyurular
7242 sayılı kanun ile 5275 sayılı İnfaz yasasında değişiklikler, 7242 sayılı kanun ile 5275 sayılı İnfaz yasasında değişiklikler
12.07.2023

7242 sayılı kanun ile 5275 sayılı İnfaz yasasında değişiklikler

12.07.2023 tarihinde meclise sunulan torba yasa teklifinin 15. Maddesinde Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izinde bulunan hükümlüler ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna ilişkin yeni düzenleme eklenmiştir.

14.04.2020 tarihinde kabul edilen 7242 sayılı kanun ile 5275 sayılı İnfaz yasasında değişiklikler yapılmış; bu düzenlemelerle hükümlülerin karne sistemine tabi tutularak iyi hal değerlendirmelerine yönelik hapishane idarelerine çok geniş yetkiler veren yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin hukuka aykırı bir diğer özelliği de ayrımcılık yasağına aykırı düzenlemeler barındırmasıdır. Mart 2020 tarihinde pandemi ilan edilen pandam ile hapishaneler hem kapasite fazlalığı sorunu sebebiyle hem de gerekli hijyen ve sağlıklı beslenmenin olanaksızlığından ötürü salgının yayılımı açısından en riskli alanların başında yer aldı. Tüm mahpuslar salgın karşısında eşit risk altında olmasına rağmen yapılan düzenlemeler; eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde yapılmış ve tüm siyasi mahpuslar içlerinde onca ağır hasta tutsak bulunmasına rağmen bu düzenlemelerde kapsam dışı tutularak tahliye edilmemiştir. 08.07.2023 tarihinde ATK tarafından “cezaevinde kalabilir” raporu verilen ve tahliyesi engellenen ağır hasta mahpus Bişar Yazıcı, tedavi gördüğü Dicle Üniversitesi hastanesinde hayatını kaybetmiştir.

Pandemi sürecinde örtük af adı verilebilecek düzenlemelerle tahliye edilmeyerek içerde tutulmaya devam edilen mahpuslardan infaz süreleri tamamlanıp tahliyeye hak kazananlar ise yine aynı düzenlemeyle genişletilen hapishane idare ve gözlem kurullarının keyfi kararlarına takılmaya başladı. 1 Ocak 2021'den itibaren uygulamaya başlanan düzenlemeye göre hükümlüler, iyi hal tespitinde 3 ya da 6  ayda bir idare ve gözlem kurulunca değerlendirmeye tabi tutulmaya başladı. Aralarında acil tahliye edilmesi gereken ve cezasını tamamlamış 200’den fazla siyasi mahpusun idare ve gözlem kurullarının hukuksuz ve gerekçesiz kararıyla infazları tahliye edilmesi engellenmektedir. Bu kişiler içinde ağır hasta mahpuslar ve 30 yılı aşkın süredir hapishanede bulunan mahpuslar da bulunmaktadır. Fazla su kullandın, pişman değilsin, halay çektin, görüşme esnasında güldün, Kürtçe türkü söyledin, çok kitap okudun” gibi absürt gerekçelerle infazı yakılarak tahliyesi engellenmektedir.

12.07.2023 tarihinde Meclis’e sunulan torba yasa ise yine ayrımcı infaz yasasının devamı niteliğinde olup, siyasi mahpuslara karşı ayrımcı olarak inşa edilen infaz rejiminin derinleştirildiğini göstermektedir. Bu haliyle sunulan düzenleme ayrımcılık yasağına aykırı ve eşitlik ilkesinin ihlali edilmesi nedeniyle Anayasa’ya aykırılık niteliği taşımaktadır.

Türkiyedeki düşman ceza rejimi içinde barındırdığı eşitsizlik ve adaletsizliklerden dolayı kapsamlı bir yenilemeyi gerektirmektedir. İnfazda ikilik yaratan düzenlemelerin ortadan kaldırılması, mahkumların umut hakkı koşullarının saklı kalması için infaz için öngörülen sürelerin kısaltılması,  hasta mahpuslar için kalıcı ve gerçek düzenlemelerin yapılması eşitlik ilkesi çerçevesinde zorunluluk halidir. Fakat mevcut kanun teklifi, toplumun gerçek beklentilerinin yerine getirilmesine yönelik değil, sadece muhaliflerin baskı altına alınması amacıyla kapasitenin aştığı hapishanelerin bir biçimde boşaltılmasına yöneliktir. Siyasi mahpusların ceza içinde bir ceza daha çektirmeye dönük gerçekleştirilen her türlü yasal düzenlemeyi kabul etmediğimiz ve mücadele edeceğimizi bildiriyoruz.