Duyurular
Madımak Katliamının 30. Yılına İlişkin Açıklamamız, Madımak Katliamının 30. Yılına İlişkin Açıklamamız,madımak,unutmadım,unutmadımaklımda
02.07.2023

Madımak Katliamının 30. Yılına İlişkin Açıklamamız

Bundan 30 yıl önce 2 Temmuz 1993’te aralarında aydın, yazar, gazeteci ve sanatçıların da olduğu 35 can Sivas’ta Madımak Oteli’nde yakılarak katledildi. Alevilere yönelik gerçekleştirilen ayrımcı, ötekileştirici, inkar ve imha politikalarının parçası niteliğinde olan katliam, cumhuriyet tarihinin kara lekelerinden biri olarak toplumsal belleğimizde yerini aldı. 

Madımak’ta yakılan ve 35 canın yaşamına mal olan gerici ateşin üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, cezasızlık politikasının en somut örneği olarak devlet katliamı aydınlatma ve failleri cezalandırma konusunda herhangi bir adım atmadı. Sanıkların bir kısmı izini kaybettirirken, bir kısmı yeri bilinmesine rağmen hiçbir şey yapılmadı. Yine katliamın tek sorumlusu sadece oradaki insanlar değil, dönemin emniyet müdürü, valisi, bakanları, başbakanı olmasına rağmen sorumlulukları ile ilgili herhangi bir tartışma yürütülmedi. Dosyada ceza alan tek sanık sanki 35 kişiyi yakmamış ta haksızlığa uğramış gibi Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile affedildi, sanık avukatları siyasette ilerleyerek kahraman mertebesinde muamele gördüler. 
Madımak, kebapçı yapıldı. Uzun yıllar sonra içine konulan anıta katliamda yananlarla birlikte, onları yakmak isterken kurşunla öldürülen iki kişinin de adı yazıldı. Cezaevindeki sözde mağdurlardan birinin yazdığı kompozisyona "insan hakları" ödülü verildi. Bu durum ortaya çıkınca ödül geri alındı. Yıllarca kırmızı bültenle arananlar, Sivas'ta yaşamını tamamladı. Son olarak ta katliam dosyasında mahkemece insanlığa karşı suçlar değerlendirmesi yapılmadığı için, 13 Mart 2012 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu iddia edilerek dosyanın kapatılmasına karar verildi. Dosyaları henüz zamanaşımına girmeyen ancak Yargıtay bozmasından sonra müebbet hapisle yargılanan 3 firari sanık hakkındaki dava hâlâ sürüyor. DGM'nin 1997'de tahliyelerine hükmettiği, sonrasında kayıplara karışan bu sanıkların davalarının ise 2023'te zamanaşımına girme ihtimali çok yüksek. Ancak bir kez daha belirtmek istiyoruz ki insanlığa karşı suçlar kapsamında 
değerlendirilmesi gereken Sivas Katliamı’nda zamanaşımı uygulanması mümkün değildir. 

Alevi toplumuna uygulanan inkar, imha ve asimilasyon politikaları, katliamlarla yüzleşilmek yerine, gerçekleşen katliamlardan sonra da sistematik bir biçimde devam ettiriliyor.Adaletin yerini bulmadığı, insanların inancından, kimliğinden, cinsiyetinden dolayı katledildiği tekçi ve faşist devlet mekanizmasında, egemenler kendinden olmayana zulüm uygulamaya ve failleri cezasızlık politikaları ile korumaya devam ediyor. Bizler bu politikalar karşısında Alevilerin eşit yurttaşlık talebinin yanında durmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu tekçi faşist zihniyet ve cezasızlık politikaları ile her alanda mücadele edeceğimizi, bu katliamda sorumluluğu bulunan herkesin gerçek bir hukuk devletinde yargı önünde hesap vermesi için elimizden gelen çabayı göstereceğimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyor, katliamda yaşamını yitiren tüm canları saygıyla anıyoruz.